In a time
– Bir zaman
Where the sun descends alone
– Güneşin tek başına indiği yer
I ran a long, long way from home
– Evden çok, çok uzakta koştum.
To find a heart that’s made of stone
– Taştan yapılmış bir kalp bulmak için
I will try
– Deneyeceğim
I just need a little time
– Sadece biraz zamana ihtiyacım var.
To get your face right out of my mind
– Sağ aklımı yüzünü almak için
To see the world through different eyes
– Dünyayı farklı gözlerle görmek için
Every time I see you, oh I try to hide away
– Seni her gördüğümde saklanmaya çalışıyorum.
But when we meet it seems I can’t let go
– Ama karşılaştığımızda bırakamıyorum.
Every time you leave the room I feel I’m fading like a flower
– Ne zaman odadan çıksan, bir çiçek gibi solduğumu hissediyorum.
Every time I see you, oh I try to hide away
– Seni her gördüğümde saklanmaya çalışıyorum.
But when we meet it seems I can’t let go
– Ama karşılaştığımızda bırakamıyorum.
Every time you leave the room I feel I’m fading like a flower
– Ne zaman odadan çıksan, bir çiçek gibi solduğumu hissediyorum.
Tell me why
– Bana nedenini söyle
When I scream there’s no reply
– Çığlık attığımda cevap yok.
When I reach out there’s nothing to find
– Ulaştığımda hiçbir şey bulamayacağım.
When I sleep, I break down and cry, cry
– Uyurken, yıkılıyorum ve ağlıyorum, ağlıyorum
Every time I see you, oh I try to hide away
– Seni her gördüğümde saklanmaya çalışıyorum.
But when we meet it seems I can’t let go
– Ama karşılaştığımızda bırakamıyorum.
Every time you leave the room I feel I’m fading like a flower
– Ne zaman odadan çıksan, bir çiçek gibi solduğumu hissediyorum.
Every time I see you, oh I try to hide away
– Seni her gördüğümde saklanmaya çalışıyorum.
But when we meet it seems I can’t let go
– Ama karşılaştığımızda bırakamıyorum.
Every time you leave the room I feel I’m fading like a flower
– Ne zaman odadan çıksan, bir çiçek gibi solduğumu hissediyorum.
Every time I see you, oh I try to hide away
– Seni her gördüğümde saklanmaya çalışıyorum.
But when we meet it seems I can’t let go
– Ama karşılaştığımızda bırakamıyorum.
Every time you leave the room I feel I’m fading like a flower
– Ne zaman odadan çıksan, bir çiçek gibi solduğumu hissediyorum.
Every time I see you, oh I try to hide away
– Seni her gördüğümde saklanmaya çalışıyorum.
But when we meet it seems I can’t let go
– Ama karşılaştığımızda bırakamıyorum.
Every time you leave the room I feel I’m fading like a flower
– Ne zaman odadan çıksan, bir çiçek gibi solduğumu hissediyorum.

Frida Öhrn – Fading Like A Flower İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.