I’m running low on serotonin
– Serotonin azalıyor.
Chemical imbalance got me twisting things
– Kimyasal dengesizlik beni bir şeyleri bükmeye zorladı
Stabilize with medicine
– İlaçla Stabilize edin
There’s no depth to these feelings
– Bu duyguların derinliği yok
Dig deep, can’t hide from the corners of my mind
– Derin kazın, aklımın köşelerinden saklanamıyorum
I’m terrified of what’s inside
– İçinde ne olduğundan korkuyorum.
I get intrusive thoughts like cutting my hands off
– Ellerimi kesmek gibi müdahaleci düşünceler alıyorum
Like jumping in front of a bus
– Bir otobüsün önüne atlamak gibi
Like how do I make this stop
– Örneğin, bunu nasıl durdurabilirim
When it feels like my therapist hates me? (Are you ready to me see me now?)
– Terapistim benden nefret ediyormuş gibi hissettiğinde mi? (Şimdi beni görmeye hazır mısın?)
Please don’t let me go crazy (yeah)
– Lütfen delirmeme izin verme (Evet)
Put me in a field with daisies
– Beni papatyalarla dolu bir tarlaya koy
Might not work, but I’ll take a maybe
– İşe yaramayabilir, ama belki bir tane alacağım
Oh, been breaking daily
– Oh, her gün kırılıyor
But only me can save me
– Ama beni sadece ben kurtarabilirim
So I’m capitulating, crying like a fucking baby
– Yani boyun, ağladığımı bir bebek gibiyim
I don’t wanna miss-, I don’t wanna be-
– Kaçırmak istemiyorum -, olmak istemiyorum-
I don’t wanna-
– İstemiyorum –
I’m running low on serotonin
– Serotonin azalıyor.
Chemical imbalance got me twisting things
– Kimyasal dengesizlik beni bir şeyleri bükmeye zorladı
Stabilize with medicine
– İlaçla Stabilize edin
But there’s no depth to these feelings
– Ama bu duyguların derinliği yok
Dig deep, can’t hide from the corners of my mind
– Derin kazın, aklımın köşelerinden saklanamıyorum
I’m terrified of what’s inside
– İçinde ne olduğundan korkuyorum.
I get intrusive thoughts like burning my hair off
– Saçlarımı yakmak gibi müdahaleci düşünceler alıyorum
Like hurting somebody I love
– Sevdiğim birine zarar vermek gibi
Like, does it ever really stop?
– Gerçekten hiç durmuyor mu?
When there’s control, I lose it (are you ready to see me now?)
– Kontrol olduğunda, onu kaybediyorum (şimdi beni görmeye hazır mısın?)
Incredibly impulsive (yeah)
– İnanılmaz dürtüsel (Evet)
So scared I’m gonna end up doing something stupid
– O kadar korktum ki sonunda aptalca bir şey yapacağım
But I try to contain it
– Ama onu kontrol altına almaya çalışıyorum
Ah, it gets so draining
– Ah, çok boşalıyor
It’s like my heart is failing
– Sanki kalbim çöküyor.
Every night, I’m contemplating
– Her gece düşünüyorum
My inner voice is saying “tough”
– İç sesim “zor” diyor”
So I try to brush it off
– Bu yüzden onu fırçalamaya çalışıyorum
Yeah, I try to brush it off
– Evet, fırçalamaya çalışıyorum.
I’m running low on serotonin
– Serotonin azalıyor.
Chemical imbalance got me twisting things
– Kimyasal dengesizlik beni bir şeyleri bükmeye zorladı
Stabilize with medicine
– İlaçla Stabilize edin
But there’s no depth to these feelings
– Ama bu duyguların derinliği yok
Dig deep, can’t hide from the corners of my mind
– Derin kazın, aklımın köşelerinden saklanamıyorum
I’m terrified of what’s inside
– İçinde ne olduğundan korkuyorum.
Kan man egentlig, kan man kjenne i hjertet at det liksom har blodpropp?
– Kan adam egentlig, kan adam kjenne i det liksom har blodpropp de hjertet?
Jeg følte liksom at hjertet mitt slutta å slå at, sånn at
– Jeg følte liksom at hjertet mitt slutta å slå at, sånn at
Liksom at jeg følte at jeg ble litt sånn tung og rar i kroppen
– Liksom at jeg følte at jeg ble litt sånn tung og rar ı kroppen

girl in red – Serotonin İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.