Godfather of Harlem Feat. Swizz Beatz & Ronald Isley – If I Should Die Tonight İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

If I should die tonight (Tonight)
– Bu gece ölsem (bu gece)
Die tonight, yeah, yeah
– Bu gece öl, Evet, Evet
In the middle of the war tonight (Pow, pow, pow)
– (Pow, pow, pow)savaş gece yarısı
I just, I just, I just wanna say
– Ben sadece, ben sadece, ben sadece söylemek istiyorum
I love you (Yeah)
– Seni seviyorum (Evet)
I thank you, I thank you
– Teşekkür ederim, teşekkür ederim
If I should die tonight
– Eğer bu gece ölsem

Another day, another dollar
– Başka bir gün, başka bir dolar
It’s another problem, I gotta hustle harder
– Bu başka bir sorun, daha çok koşuşturmalıyım.
I’ve been through the stars and dark nights
– Yıldızlardan ve karanlık gecelerden geçtim
I fight just to see the sunlight
– Sadece güneş ışığını görmek için savaşıyorum.
They knocked me down so many times
– Bir çok kez beni yıktı
Then I rise
– Sonra yükseliyorum

I’ve been up, I’ve been down, I’ve been in between
– Yukarıdaydım, aşağıdaydım, aralardaydım
I done seen things, I’ve been living dreams
– Bir şeyler gördüm, rüyalar gördüm
Hit the bells that I could in my life
– Hayatımda yapabileceğim çanları çal
With the cards that I was given, push it to the limit
– Bana verilen kartlarla, onu sınıra getir.
And so I, I, I know I can let my life
– Ve böylece, ben, ben, biliyorum ki hayatımı bırakabilirim
Speak for me, speak for me
– Benim için konuş, benim için konuş

If I should die tonight (Tonight)
– Bu gece ölsem (bu gece)
Die tonight, yeah, yeah
– Bu gece öl, Evet, Evet
In the middle of the war tonight (Pow, pow, pow)
– (Pow, pow, pow)savaş gece yarısı
I just, I just, I just wanna say
– Ben sadece, ben sadece, ben sadece söylemek istiyorum
I love you (Yeah)
– Seni seviyorum (Evet)
I thank you, I thank you
– Teşekkür ederim, teşekkür ederim
If I should die tonight
– Eğer bu gece ölsem

Down through the years
– Yıllar boyunca
I faced my fears, I shed some tears
– Korkularımla yüzleştim, biraz gözyaşı döktüm
But I’m still here
– Ama ben hala buradayım.
I lost friends along the way
– Yol boyunca arkadaşlarımı kaybettim.
It hurts you so much when people change
– İnsanlar değiştiğinde seni çok incitiyor.
But you know I’m still climbing, I’m still shining
– Ama biliyorsun hala tırmanıyorum, hala parlıyorum

I’ve been up, I’ve been down, I’ve been in between
– Yukarıdaydım, aşağıdaydım, aralardaydım
I done seen things, I’ve been living dreams
– Bir şeyler gördüm, rüyalar gördüm
Hit the bells that I could in my life
– Hayatımda yapabileceğim çanları çal
Every day’s a lesson, it’s a blessing
– Her gün bir derstir, bir nimettir
And so I, I, I know I can let my life
– Ve böylece, ben, ben, biliyorum ki hayatımı bırakabilirim
Speak for me, speak for me
– Benim için konuş, benim için konuş

If I should die tonight (Tonight)
– Bu gece ölsem (bu gece)
Die tonight (Tonight, tonight), yeah, yeah (Yeah)
– Bu gece öl (bu gece, bu gece), Evet, Evet (Evet)
In the middle of the war tonight (Pow,
– Bu gece savaşın ortasında (savaş esiri,
Pow, pow, in the middle, the middle)
– Pow, pow, ortada, ortada)
I just, I just, I just wanna say
– Ben sadece, ben sadece, ben sadece söylemek istiyorum
I love you (Yeah, I love you)
– Seni seviyorum (Evet, seni seviyorum)
I thank you, I thank you
– Teşekkür ederim, teşekkür ederim
If I should die tonight (Woah-oh, I love you)
– Eğer bu gece öleceksem (Seni Seviyorum)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın