Harry Nach & Ovyze – LA DEL SAXO İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Nadie me da lo que tú me da’
– Kimse bana senin verdiğin şeyi vermiyor.”
Te como la boca y te provoco una húmeda’
– Ağzını yerim ve ıslanmanı sağlarım’
No puedo dormir solo, no puedo estar en soleda’
– Yalnız uyuyamam, yalnızlık içinde olamam.”
Se viene conmigo porque el otro no le da
– O benimle geliyor çünkü diğeri ona vermiyor
Te lo meto en el avión, ma’, antes que aterrice
– İnmeden önce senin için uçağa bindireceğim anne.
Quiero estar contigo en la mansión, siendo felices
– Seninle konakta olmak istiyorum, mutlu olmak
Tiene una polera que dice “Fuck the police”
– “Polisi siktir et” yazan bir tişörtü var.
Sé que tú me quiere’ y no sé por qué no lo dice’
– Beni sevdiğini biliyorum ve neden söylemediğini bilmiyorum
Quemando un rosín, después vamos por los munchies
– Bir rozet yakmak, sonra munchies için gidiyoruz
Le gustan las Glock, que tiene una con chip
– Glock’ları seviyor, çipli bir tane var
Le llego con flores y con mariachi
– Çiçekler ve mariachi ile geliyorum
Siempre tomo pensando en hacer ca-ching
– Hep ca-ching yapmayı düşünüyorum.
Y eso que tú me da’, ye’
– Ve bana verdiğin’, sen’
Cómo tú me lo das, ye’
– Onu bana nasıl veriyorsunuz?”
No sé por qué te vas
– Neden gittiğini bilmiyorum.
Y yo dando, dándote
– Ve ben veriyorum, sana veriyorum
Y eso que yo te doy, girl
– Ve sana verdiğim, kızım
Como nadie te da, mai’
– Kimsenin sana vermediği gibi, mai’
Pero tú te vas
– Ama sen gidiyorsun
Y yo dando, dándote
– Ve ben veriyorum, sana veriyorum
Dando, dándote saoco
– Vermek, sana saoco vermek
Mai’, tú eres mi desahogo
– Mai, sen benim havalandırmamsın
Ese culote es mi favorito, no te jodo
– O culotte benim favorim, seninle dalga geçmiyorum
Ponte en cuatro pata’ pero apóyate en los codo’
– Dört ayak üstüne çık ‘ama dirseklerine yaslan’
Entre botellas ‘e whisky, black, esta night me ahogo
– Şişelerin arasında viski, siyah, bu gece boğuluyorum
De la calle salimos y somos más que los gogos
– Sokaktan çıkıyoruz ve gogo’lardan daha fazlasıyız.
Los prendemos fuego como si fueran Marlboro
– Onları Marlboro gibi ateşe verdik.
En posiciones te pongo mis cadenas de oro
– Pozisyonlarda altın zincirlerimi sana taktım
Te lo meto en el avión, ma’, antes que aterrice
– İnmeden önce senin için uçağa bindireceğim anne.
Quiero estar contigo en la mansión, siendo felices
– Seninle konakta olmak istiyorum, mutlu olmak
Tiene una polera que dice “Fuck the police”
– “Polisi siktir et” yazan bir tişörtü var.
Sé que tú me quiere’ y no sé por qué no lo dice’
– Beni sevdiğini biliyorum ve neden söylemediğini bilmiyorum
Tú me pintan de colores to’ mis días grises
– Beni ‘gri günlerime’ renklerle boyuyorsun
Yo te doy mi clave sin atao’ pa’ que revises
– Gözden geçirdiğiniz atao ‘pa’ olmadan size anahtarımı veriyorum
Me pide cuando me vaya que yo le avise
– Ne zaman gideceğimi soruyor, ona haber veriyorum
Que vayamos pa’ los malles y que la tapice
– Alışveriş merkezlerine gittiğimizi ve goblenin
Nadie me da lo que tú me da’
– Kimse bana senin verdiğin şeyi vermiyor.”
Te como la boca y te provoco una húmeda’
– Ağzını yerim ve ıslanmanı sağlarım’
No puedo dormir solo, no puedo estar en soleda’
– Yalnız uyuyamam, yalnızlık içinde olamam.”
Se viene conmigo porque el otro no le da
– O benimle geliyor çünkü diğeri ona vermiyor
Y eso que tú me das, ye’
– Ve bana verdiğin şeyi, sen
Cómo tú me lo das, ye’
– Onu bana nasıl veriyorsunuz?”
No sé por qué te vas
– Neden gittiğini bilmiyorum.
Y yo dando, dándote
– Ve ben veriyorum, sana veriyorum
Y eso que yo te doy, girl
– Ve sana verdiğim, kızım
Como nadie te da, mai’
– Kimsenin sana vermediği gibi, mai’
Pero tú te vas
– Ama sen gidiyorsun
Y yo dando, dándote
– Ve ben veriyorum, sana veriyorum
Voy por ti
– Senin için geliyorum
Contra viento y marea
– Her şeye rağmen
Rico como lo meneas
– Salladığın kadar zengin
Y yo estoy aquí
– Ve ben buradayım
Y voy a estar donde quieras
– Ve istediğin yerde olacağım
Si es que así lo deseas
– Eğer öyle istiyorsan
Te traspaso como los kilos, ‘toy guilla’o de Tony, yeah
– Seni kilolar gibi transfer ediyorum, Tony’nin oyuncak guilla’o’su, evet
Nena, vámono’ a hacer plata, soy un money man
– Bebeğim, hadi para kazanalım, ben bir para adamıyım
Juntemos los Arturos y también los de twenty, babe
– Arturoları ve yirmileri bir araya getirelim bebeğim
Si se pasan contigo prendemo’ esas tenis fake
– Eğer seninle gelirlerse, o sahte spor ayakkabılarını giyeriz.
Yo de pelochoclo, que no ando acorde a la ley
– Pelochoclo’lu ben, yasaya göre yürümediğim için
Contigo fumando, chingando y jugando play
– Sigara içerken, sikişirken ve oyun oynarken…
Nos vamos pa’ Miami y después nos vamos pa’ L.A
– Miami’ye gidiyoruz ve sonra Los Angeles’a gidiyoruz.
Lo vamos a hacer to’a la noche, mamita, sin break
– Bunu geceye yapacağız, anne, mola yok
(Te lo meto en el avión, ma’, antes que aterrice)
– (İnmeden önce onu uçağa bindireceğim anne)
(Quiero estar contigo en la mansión, siendo felices)
– (Konakta seninle olmak, mutlu olmak istiyorum)
(Tiene una polera que dice “Fuck the police”)
– (“Polisi siktir et” yazan bir tişörtü var)
(Sé que tú me quieres y no sé por qué no lo dice’)
– (Beni sevdiğini biliyorum ve neden söylemediğini bilmiyorum ‘)
Dizzy shit, only perk
– Baş döndürücü bok, sadece dikmek
Já, esto e’ el triángulo
– Ha, bu ‘ üçgen’
Oh, ye’, Ovyze, ye’
– Oh, evet, Ovyze, evet




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın