Jamie T – The Old Style Raiders İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Loaded uptown till your feet fall off
– Ayakların düşene kadar şehir dışına yüklendi.
Hold yourself down ’til you can’t come up
– Yukarı çıkamayana kadar kendini aşağıda tut.
Hard times in the promised land
– Vaat edilmiş topraklarda zor zamanlar
Looking for a thief in the common man
– Sıradan bir adamda bir hırsız arıyorum
Every little sign is a thing to you
– Her küçük işaret senin için bir şey
Every line’s just another clue
– Her satır başka bir ipucudur.
We see the battle of the boy in blue
– Mavili çocuğun savaşını görüyoruz.
That made you steal the heart
– Bu kalbi çalmana neden oldu.

‘Cause it’s not fair to grow inside
– Çünkü içeride büyümek adil değil.
When from the outside in, it looks so right
– Dışarıdan içeri girdiğinde, çok doğru görünüyor
But inside our life, it seems unkind
– Ama hayatımızın içinde, kaba görünüyor
And when the wolves they scream like killing dogs
– Kurtlar köpek öldürüyormuş gibi çığlık attığında
‘Cause it’s not fair to tell a lie
– Çünkü yalan söylemek adil değil.
Forever unwashed dream that seems so rife
– Çok yaygın görünen sonsuza dek yıkanmamış rüya
And if you didn’t know bettеr, you’d swear sometimes
– Ve daha iyisini bilmeseydin, bazen yemin ederdin
You nеver knew love
– Aşkı hiç bilmiyordun

Toe the line, hard to find
– Ayak parmağı, bulmak zor
Told to fight for something you loved in life
– Hayatta sevdiğin bir şey için savaşmam söylendi.

Worry deep down ’til you’re skin and bone
– Derine ve kemiğine kadar derinlerde endişelen
Mould yourself now that the picture’s stopped
– Resim durduğuna göre kendini kalıpla.
Hard yards in the castle sand
– Kale kumunda sert avlular
Slipping through the fingers of a modern man
– Modern bir adamın parmaklarının arasından kayıyor
Every little sign is a thing is true
– Her küçük işaret bir şey doğrudur
Every town is another you
– Her kasaba bir başkadır
We’ll see the father of your mother’s blues
– Annenin hüznünün babasını göreceğiz.
That made you fall apart
– Bu seni paramparça etti.

‘Cause it’s not fair to grow inside
– Çünkü içeride büyümek adil değil.
When from the outside in, it looks so right
– Dışarıdan içeri girdiğinde, çok doğru görünüyor
But inside our life, it seems unkind
– Ama hayatımızın içinde, kaba görünüyor
And when the wolves they scream like killing dogs
– Kurtlar köpek öldürüyormuş gibi çığlık attığında
‘Cause it’s not fair to tell a lie
– Çünkü yalan söylemek adil değil.
Forever unwashed dream that seems so rife
– Çok yaygın görünen sonsuza dek yıkanmamış rüya
And if you didn’t know better, you’d swear sometimes
– Ve daha iyisini bilmeseydin, bazen yemin ederdin
You never knew love
– Aşkı hiç bilmiyordun

Toe the line, hard to find
– Ayak parmağı, bulmak zor
Told to fight for something you loved in life
– Hayatta sevdiğin bir şey için savaşmam söylendi.
Toe the line, cold but kind
– Soğuk ama nazik.
Hard to find your something to love in life
– Hayatta sevecek bir şey bulmak zor

Have you ever had to walk away
– Hiç çekip gitmek zorunda kaldın mı
From something that’s cold light in the light of day?
– Gün ışığında soğuk ışık olan bir şeyden mi?
My town, my fault
– Benim şehrim, benim hatam
I’m feeling lost in haze
– Pus içinde kaybolmuş hissediyorum
I never had to walk away
– Hiç uzağa yürümek zorunda kaldım
But can I be on your mind?
– Ama aklında olabilir miyim?
I’ve seldom lost my way
– Nadiren yolumu kaybettim.
You never knew nothing lies
– Hiç yalan bilmezdin

Have you ever had to walk away
– Hiç çekip gitmek zorunda kaldın mı
From something that you loved yesterday?
– Dün sevdiğin bir şeyden mi?
I saw the three-four-five
– Üç-dört-beş’i gördüm.
The three looked lost in yester me
– Üçü de beni yester’da kaybolmuş gibiydi.
I never had to walk away
– Hiç uzağa yürümek zorunda kaldım
Now can I be on your mind?
– Şimdi aklında olabilir miyim?
I seldom lost my way
– Nadiren yolumu kaybettim.
‘Cause you never knew love
– Çünkü aşkı hiç bilmiyordun.

Toe the line, hard to find
– Ayak parmağı, bulmak zor
Told to fight for something you loved in life
– Hayatta sevdiğin bir şey için savaşmam söylendi.
Toe the line, cold but kind
– Soğuk ama nazik.
Call out to find your something to love in life
– Hayatta seveceğin bir şey bulmak için seslen

In life, in life, in life
– Hayatta, hayatta, hayatta
In life, in life, in life
– Hayatta, hayatta, hayatta
In life, in life, in life
– Hayatta, hayatta, hayatta
In life, in life, in life
– Hayatta, hayatta, hayatta




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın