Jimmy Fallon Feat. Ariana Grande & Megan Thee Stallion – It Was A… (Masked Christmas) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

What’s up, y’all?
– Ne haber Millet?
It’s Megan Thee Stallion, Ariana Grande and Jimmy Fallon
– Megan Thee Aygırı, Ariana Grande ve Jimmy Fallon.
Y’all know what time it is
– Saatin kaç olduğunu biliyorsunuz.
It’s time to get those boosters
– Bu güçlendiricileri almanın zamanı geldi
Hahahaha, ah
– Hahahaha, ah

It was a masked Christmas, we stayed in the house
– Maskeli bir Noel’di, evde kaldık.
We covered our nose and covered our mouth
– Burnumuzu kapattık ve ağzımızı kapattık
But it’s Christmastime
– Ama Noel zamanı
We’ll be in line for a booster (for a booster)
– Bir güçlendirici için sıraya gireceğiz (bir güçlendirici için)
It was a masked Christmas
– Maskeli bir Noel’di.
We hopped on a Zoom (hopped on a Zoom)
– Bir Yakınlaştırmaya Atladık (bir Yakınlaştırmaya atladık)
I can only get Wi-Fi in the laundry room (laundry room)
– Wi-Fi’yi sadece çamaşır odasında (çamaşır odası) alabilirim.
But it’s Christmastime
– Ama Noel zamanı
We’ll be in line for a booster
– Destek için sıraya gireceğiz.

I need somebody to hold tonight
– Bu gece bekleyecek birine ihtiyacım var.
‘Cause it’s gonna snow (’cause it’s gonna snow)
– Çünkü kar yağacak (çünkü kar yağacak)
I need somebody to hold me tight
– Beni sıkıca tutacak birine ihtiyacım var.
And never let go (never let go)
– Ve asla bırakma (asla bırakma)
So say that you’re coming home
– Bu yüzden o eve geliyor musun onu söyle
You know it’s Christmas Eve
– Noel Arifesi biliyorsun
Last year, I was here alone
– Geçen sene burada yalnızdım.
Don’t tell me this year’s the same (say it’s not the same)
– Bana bu yılın aynı olduğunu söyleme (aynı olmadığını söyle)
The same
– Aynısı

It was a masked Christmas, we stayed in the house (we stayed in the house)
– Maskeli bir Noel’di, evde kaldık (evde kaldık)
We covered our nose and covered our mouth (and covered our mouth)
– Burnumuzu kapattık ve ağzımızı kapattık (ve ağzımızı kapattık).
But it’s Christmastime
– Ama Noel zamanı
We’ll be in line for a booster (for a booster)
– Bir güçlendirici için sıraya gireceğiz (bir güçlendirici için)
It was a masked Christmas
– Maskeli bir Noel’di.
We hopped on a Zoom (hopped on a Zoom)
– Bir Yakınlaştırmaya Atladık (bir Yakınlaştırmaya atladık)
I can only get Wi-Fi in the laundry room (laundry room)
– Wi-Fi’yi sadece çamaşır odasında (çamaşır odası) alabilirim.
But it’s Christmastime
– Ama Noel zamanı
We’ll be in line for a booster
– Destek için sıraya gireceğiz.

Ay, ay, ay
– Ay, ay, ay
This Christmas, I’ma make it count (make it count)
– Bu Noel, onu sayacağım (saymasını sağla)
No more quarantine on the couch (yeah)
– Artık kanepede karantina yok (evet)
This year, hang that mistletoe (mistletoe)
– (Ökseotu)bu yıl, ökseotu asılı
I’ma kiss everybody that I know (muah)
– Tanıdığım herkesi öpeceğim (muah)
This year’s different, you can tell
– Bu yıl farklı, söyleyebilirsin
Deck those halls and jingle bells
– Bu salonları ve jingle bell’leri döşeyin
Put Purell on everything (what?)
– Purell’i her şeye koy (ne?)
Turkey, egg nog, candy cane (ooh)
– Hindi, yumurta nog, şeker kamışı (ooh)

(Hey, ho)
– (Hey, ho)
There’s a good chance of snow
– Kar iyi bir şans var
(Hey, ho)
– (Hey, ho)
Somebody wipe Rudolph’s nose
– Biri Rudolph’un burnunu silsin.
(Ho, hey)
– (Ho, hey)
I promise we’ll be okay
– Söz veriyorum iyi olacağız.
‘Cause now we’re in line for a booster
– Çünkü şimdi bir güçlendirici için sıradayız.

It was a masked Christmas, we stayed in the house (we stayed in the house)
– Maskeli bir Noel’di, evde kaldık (evde kaldık)
We covered our nose and covered our mouth (and covered our mouth)
– Burnumuzu kapattık ve ağzımızı kapattık (ve ağzımızı kapattık).
But it’s Christmastime
– Ama Noel zamanı
We’ll be in line for a booster (for a booster)
– Bir güçlendirici için sıraya gireceğiz (bir güçlendirici için)
It was a masked Christmas
– Maskeli bir Noel’di.
We hopped on a Zoom (hopped on a Zoom)
– Bir Yakınlaştırmaya Atladık (bir Yakınlaştırmaya atladık)
I can only get Wi-Fi in the laundry room (laundry room)
– Wi-Fi’yi sadece çamaşır odasında (çamaşır odası) alabilirim.
But it’s Christmastime
– Ama Noel zamanı
We’ll be in line for a booster (for a booster)
– Bir güçlendirici için sıraya gireceğiz (bir güçlendirici için)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın