joan – so good İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You and me
– Sen ve ben
Got a lotta tension, not even to mention
– Çok fazla gerginlik var, bahsetmiyorum bile
Ooh, that night, just two weeks ago
– O gece, sadece iki hafta önce
It was half past ten
– On buçuktu.
Thinking about living, suddenly when you walked in
– Yaşamayı düşünmek, aniden içeri girdiğinde
You took my breath away
– Nefesimi kestin

Should I talk to her?
– Onunla konuşmalı mıyım?
Should I introduce myself?
– Kendimi tanıtayım mı?
What if I mess it up?
– Eğer bunu başaramazsam ne olacak?
I just can’t believe my eyes
– Sadece gözlerime inanamıyorum

There’s my girl that I know for sure
– Eminim o kız benim
Never thought I’d meet somebody else
– Asla başka birini bulamayacağımı düşündüm
Like you that can make me feel, feel, feel so good
– Senin gibi, bu beni çok iyi hissettirebilir
All these years waiting for the one
– Bütün bu yıllar bir tane bekliyor
Never settle for nobody else
– Asla başka kimseye razı olma
Like you’re here, and life has never felt, felt, felt so good
– Burada olduğun gibi, ve yaşam olmamıştı, olmamıştı, çok iyi geldi

You got me
– Yakaladın beni
Thinking back on my life, wishing I could take back
– Hayatımı tekrar düşünmek, geri alabilmeyi dilemek
All that time with those other girls
– O diğer kızlarla tüm bu zaman
I was so naive
– Çok safmışım
Thought I had it made yet, thought they were the best for me
– Henüz yapmadığımı düşündüm, benim için en iyisi olduklarını düşündüm
But then you changed everything, yeah
– Ama sonra her şeyi değiştirdin, Evet

Should I talk to her?
– Onunla konuşmalı mıyım?
Should I introduce myself?
– Kendimi tanıtayım mı?
What if I mess it up?
– Eğer bunu başaramazsam ne olacak?
I just can’t believe my eyes
– Sadece gözlerime inanamıyorum

There’s my girl that I know for sure
– Eminim o kız benim
Never thought I’d meet somebody else
– Asla başka birini bulamayacağımı düşündüm
Like you that can make me feel, feel, feel so good
– Senin gibi, bu beni çok iyi hissettirebilir
All these years waiting for the one
– Bütün bu yıllar bir tane bekliyor
Never settle for nobody else
– Asla başka kimseye razı olma
Like you’re here, and life has never felt, felt, felt so good
– Burada olduğun gibi, ve yaşam olmamıştı, olmamıştı, çok iyi geldi

Life has never felt so good
– Hayat hiç bu kadar iyi olmamıştı
Life has never felt so good, yeah
– Hayat hiç bu kadar iyi olmamıştı, Evet
Life has never felt so good
– Hayat hiç bu kadar iyi olmamıştı
Life has never felt, felt, felt so good
– Hayat hiç bu kadar iyi hissetmedi, hissetmedi, hissetmedi
And you know and you know
– Ve biliyorsun ve biliyorsun
It feels so good, it feels so good, yeah
– Çok iyi hissettiriyor, çok iyi hissettiriyor, Evet
So good, so good, yeah
– Çok iyi, çok iyi, Evet
Felt so good
– Çok iyi hissettim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın