När vi går genom staden över broar och torg
– Şehrin içinden köprülerin ve meydanların üzerinden geçerken
Med doft av salt ifrån havet minns vi glädje och sorg
– Denizden gelen tuz kokusuyla sevinç ve üzüntüyü hatırlıyoruz
Och vi minns första gången när änglarna sjöng
– Ve meleklerin ilk söylediği zamanı hatırlıyoruz.
Hur vårsolen värmde och vintern var glömd
– Bahar güneşi nasıl ısındı ve kış unutuldu
Åh, när vi kastar våra tomma glas
– Boş bardaklarımızı attığımızda
Finns det alltid någon med hjärtat kvar
– Her zaman kalbi olan biri vardır.
Födda ur hav och himmel står vi kvar
– Denizden ve gökyüzünden doğduk, ayakta duruyoruz
För vi glömmer aldrig denna stad
– Bu şehri asla unutmayacağız
Vi såg hur du haltade, vi såg hur du sprang
– Nasıl topalladığını gördük, nasıl kaçtığını gördük
Med tårar på kinden och hjärtat i brand
– Yanağımda gözyaşları ve kalbim yanıyor
Med längtan i bröstet, du stod där och sa:
– Göğsünde özlemle, orada durdun ve dedin ki:
“Snart skiner Poseidon och Blåvitt står kvar”
– “Yakında Poseidon parlayacak ve mavi ve Beyaz kalacak.”
Åh, när vi kastar våra tomma glas
– Boş bardaklarımızı attığımızda
Finns det alltid någon med hjärtat kvar
– Her zaman kalbi olan biri vardır.
Födda ur hav och himmel står vi kvar
– Denizden ve gökyüzünden doğduk, ayakta duruyoruz
För vi glömmer aldrig Änglarna
– Melekleri asla unutmayacağız.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.