Martyn John
– Martyn John
London Conversation
– Londra Konuşma
Don’t Think Twice It’s Alright
– İki kere düşünme. sorun değil.
It ain’t no use to sit and wonder why, babe
– Oturup nedenini merak etmenin faydası yok bebeğim.
If you don’t know by now
– Şimdiye kadar bilmiyorsan
It ain’t no use to sit and wonder why, baby
– Oturup nedenini merak etmenin faydası yok bebeğim.
It just don’t matter anyhow
– Sadece ben neyse önemli değil
When the rooster crows at the break of dawn
– Şafakta horoz öttüğünde
Look out of your windown, I’ll be gone
– Pencerenden bak, gitmiş olacağım.
You’re the reason that I’m travelling on
– Seyahat etmemin sebebi sensin.
Don’t think twice it’s alright
– İki kere düşünme. sorun değil.
It ain’t no use you calling out my name, girl
– Benim adımı söylemenin bir faydası yok kızım.
Like you never done before
– Sanki hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi size
It ain’t no use you calling out my name, girl
– Benim adımı söylemenin bir faydası yok kızım.
I just can’t hear you any more
– Artık seni duyamıyorum.
I wish there was something you might do or say
– Yapmak ya da söylemek istediğin birşey olmasını dilerdim
To make me change my mind and stay
– Fikrimi değiştirmemi ve kalmamı sağlamak için
We never did too much talking anyway
– Zaten çok fazla konuşmadık.
Don’t think twice it’s alright
– İki kere düşünme. sorun değil.
It ain’t no use you turning on your light, babe
– Işığını açmana gerek yok bebeğim.
The light that I never knowed
– Hiç bilmediğim ışık
It ain’t no use you turning on your light, baby
– Işığını açmana gerek yok bebeğim.
‘Cause I’m on the dark side of the road
– Çünkü yolun karanlık tarafındayım.
Well, I’m not saying that you treated me unkind
– Bana kaba davrandığını söylemiyorum.
You could have done better, I just don’t mind
– Daha iyi yapabilirdin, sadece umurumda değil
You just kinda wasted my precious time
– Sen benim tek gerçek arkadaşımsın
Don’t think twice it’s alright
– İki kere düşünme. sorun değil.
I’m walking down my long lonesome road, babe
– Uzun yalnız Yolumda yürüyorum bebeğim.
Where I’m bound I can’t tell
– Nereye bağlandığımı söyleyemem.
‘Goodbye’ is too good a word, baby
– ‘Hoşçakal’ çok iyi bir kelime, bebeğim
So I’ll just say “Fare thee well”
– O yüzden iyi sana elveda “derim”
I’m thinking and I’m wondering all the way down the road
– Düşünüyorum ve yolun sonuna kadar merak ediyorum
I once loved a woman, a child I’m told
– Bir zamanlar bir kadını, bir çocuğu severdim.
I gave her my heart but she wanted my soul
– Ona kalbimi verdim ama ruhumu istedi.
Don’t think twice
– İki kere düşünme.
Don’t think twice
– İki kere düşünme.
Don’t think twice it’s alright
– İki kere düşünme. sorun değil.

John Martyn – Don’t Think Twice It’s Alright İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.