Joy Again – Looking Out For You İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I guess I should stop
– Sanırım durmalıyım.
Looking out for you
– Senin için dışarı bakıyor
Like I always do
– Her zamanki gibi.
When will you
– Ne zaman yapacaksın
Start looking out for me too
– Beni de kollamaya başla.
Instead of leaving me staring at my shoes
– Beni ayakkabılarıma bakarken bırakmak yerine

Just the way you’re glancing at me
– Sadece bana baktığın gibi
Something about you
– Senin hakkında bir şey
Just makes me feel guilty for
– Sadece kendimi suçlu hissettiriyor
Liking you
– Seni sevmek
When you’re with him
– Onunla birlikteyken
When you’re with him
– Onunla birlikteyken

This is a love song for a girl
– Bu bir kız için bir aşk şarkısı
Who will never know it’s about her
– Kim onun hakkında olduğunu asla bilemez
Know it’s pretty stupid
– Bunun oldukça aptalca olduğunu biliyorum
But I’m much too shy to tell her
– Ama ona söylemek için çok utangaçım

She’s beaming that smile all the while
– Her zaman o gülümsemeyi parlıyor
I’m all tripped up on my own throat
– Kendi boğazıma takıldım.
I guess there is no hope
– Sanırım umut yok

When you’re walking out in the snow
– Karda yürürken
I say I guess I should go
– Sanırım gitmeliyim diyorum.
And we’re talking about someone else
– Ve biz başka biri hakkında konuşuyoruz
When we should be talking about ourselves
– Kendimiz hakkında ne zaman konuşmalıyız

It’s the same old situation
– Aynı eski durum
You’ve always got me waiting
– Hep bekleyen ben varım
Come on dear I think times a wastin’
– Sevgili Haydi kez boşuna bence
Before we have to go back inside
– İçeri dönmeden önce
And return to our normal lives
– Ve normal hayatımıza geri dönüyoruz

This is a love song for a girl
– Bu bir kız için bir aşk şarkısı
Who will never know it’s about her
– Kim onun hakkında olduğunu asla bilemez
Know it’s pretty stupid
– Bunun oldukça aptalca olduğunu biliyorum
But I’m much too shy to tell her
– Ama ona söylemek için çok utangaçım

She’s beaming that smile all the while
– Her zaman o gülümsemeyi parlıyor
I’m all tripped up on my own throat
– Kendi boğazıma takıldım.
I guess there is no hope
– Sanırım umut yok