Joyce Wrice – Blurred Lines İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

You ain’t got no business here
– Burada işiniz yok
Tryna mess up what’s already a good thing
– Zaten iyi olan şeyi mahvetmeye çalış
How is it supposed to feel?
– Nasıl hissetmesi gerekiyor?
Whatever happens, let it happen
– Ne olursa olsun, olmasına izin ver
Just gotta look out for attachment
– Sadece bağlılığa dikkat etmeliyim.
Why fix what ain’t broken?
– Kırılmayan şeyi neden tamir edelim?

Just don’t think so much right now
– Sadece şu anda bu kadar düşünme.
You won’t make no sense anyway
– Zaten bir anlam ifade etmeyeceksin.

What are we trying to say?
– Ne demeye çalışıyoruz?
What if we do what comes to mind?
– Ya akla gelenleri yaparsak?
And whatever we’re trying to say
– Ve ne söylemeye çalışıyorsak
Hope it don’t blur these
– Umarım bunları bulanıklaştırmaz.
Lines
– Satırlar
Lines
– Satırlar

Go with your heart, not with your mind
– Kalbinle git, zihninle değil
Sometimes I need to jump in the fire
– Bazen ateşe atlamam gerekiyor.
Rolling the dice, blurring the lines
– Zar atmak, çizgileri bulanıklaştırmak
I don’t wanna live in denial, ooh
– İnkar içinde yaşamak istemiyorum, ooh

Just don’t think so much right now
– Sadece şu anda bu kadar düşünme.
It won’t make no sense anyway
– Zaten hiçbir anlam ifade etmez

(What are we trying to say?) What are we trying to say?
– (Ne söylemeye çalışıyoruz?) Ne demeye çalışıyoruz?
What if we do what comes to mind?
– Ya akla gelenleri yaparsak?
And whatever we’re trying to say
– Ve ne söylemeye çalışıyorsak
Hope it don’t blur these (hope it don’t blur these)
– Umarım bunları bulanıklaştırmaz (umarım bunları bulanıklaştırmaz)
Lines (lines)
– (Hat)hatları
Lines
– Satırlar
Hope it don’t blur these
– Umarım bunları bulanıklaştırmaz.
Lines
– Satırlar

Can you tell me, how do we define (these blurry lines, blurry lines?)
– Bana söyleyebilir misin, nasıl tanımlarız (bu bulanık çizgiler, bulanık çizgiler?)
I don’t know what we might find (behind these blurry lines)
– Ne bulabileceğimizi bilmiyorum (bu bulanık çizgilerin arkasında)

What are we trying to say? (What are we trying to say?)
– Ne demeye çalışıyoruz? (Ne söylemeye çalışıyoruz?)
What if we do what comes to mind?
– Ya akla gelenleri yaparsak?
(What if we do it, what if we do it, yeah?)
– (Ya yaparsak, ya yaparsak, evet?)
And whatever we’re trying to say (whatever we’re trying to say)
– Ve ne söylemeye çalışıyorsak (ne söylemeye çalışıyorsak)
Hope it don’t blur these (hope it don’t blur these)
– Umarım bunları bulanıklaştırmaz (umarım bunları bulanıklaştırmaz)
Lines (lines)
– (Hat)hatları
Lines
– Satırlar
Lines
– Satırlar

Lines getting blurry now
– Çizgiler şimdi bulanıklaşıyor
Got my mind in a hurry now
– Aklımı aceleye getirdim.
In lane we ain’t used to
– Lane’de alışık değiliz
I don’t wanna slow it down
– Bunu yavaşlatmak istemiyorum
I’m in it if you with it
– Ben varım eğer sen varsan
Them seconds turn to minutes
– Saniyeler dakikalara dönüşüyor
Them minutes turn to hours
– Dakikalar saatlere dönüyor
But we’re blowing loud
– Ama yüksek sesle esiyoruz
What are you trying to say?
– Ne söylemeye çalışıyorsun?
Some things you can’t explain
– Açıklayamayacağın bazı şeyler




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın