Alright last call for drinks
– Pekala son içki çağrısı
Last call for drinks, we’re about to shut the party down
– İçki için son çağrı, partiyi kapatmak üzereyiz.
Sir can you get from in front of my table please
– Efendim masamın önünden geçebilir misiniz lütfen?
Sir, sir can you stop leaning on my table
– Efendim, efendim masama yaslanmayı keser misiniz?
Way back, we go way back way back, baby
– Çok eskilere, çok eskilere gidiyoruz bebeğim
Way back, we go way back way back (Oh)
– Çok geriye, çok geriye gidiyoruz (oh)
Way back, we go way back, way back, baby
– Geri yol geri dönüyoruz, geri, bebek
Way back, we go way back, way back (Oh)
– Çok geri, çok geri gidiyoruz, çok geri (oh)
Got a little twinkle in your eye (Ohh)
– Gözlerinde küçük bir pırıltı var (ohh)
Hopefully I’ll see you later tonight
– Umarım bu gece görüşürüz.
My friends all dragged me out of my room
– Arkadaşlarım beni odam dışına sürükledi.
So maybe you should come and I’ll see you
– Belki de gelmelisin ve seni göreceğim.
Got that little quirk up in your smile
– Gülüşünde o küçük tuhaflık var
You look like you could take me for a while (Right)
– Beni bir süreliğine götürebilecek gibi görünüyorsun (Doğru)
I don’t even want to take this chance
– Bu riski göze almak bile istemiyorum.
But I gotta stop sliding through the DM’s
– Ama dm’lerden kaymayı bırakmalıyım.
Way back, we go way back, way back, baby
– Geri yol geri dönüyoruz, geri, bebek
Way back, we go way back, way back (Oh)
– Çok geri, çok geri gidiyoruz, çok geri (oh)
Way back, we go way back, way back, baby
– Geri yol geri dönüyoruz, geri, bebek
Way back, we go way back, way back (Oh)
– Çok geri, çok geri gidiyoruz, çok geri (oh)
Falling through our sheets Monday morning
– Pazartesi sabahı çarşaflarımıza düşmek
That’s leaving me drowsy
– Bu beni uykulu bırakıyor.
Baby, I’ve been saying this
– Bebeğim, bu benim söylediğim
But I’m following you (I’m following you)
– Ama seni takip ediyorum (seni takip ediyorum)
To wherever your train ticket is headed
– Tren biletinizin gittiği yere
Floating through heaven
– Cennette yüzen
Baby, I hate saying this but I’m not that cool
– Bebeğim, bunu söylemekten nefret ediyorum ama o kadar da havalı değilim.
But at least you hold me down (Ooh, ooh, ooh)
– Ama en azından beni tutuyorsun (ooh, ooh, ooh)
You hold me down most times
– Çoğu kez beni tutuyorsun.
Known you since 1990-something (Ooh, ooh, ooh)
– 1990’dan beri seni tanıyorum-bir şey (ooh, ooh, ooh)
But I’m still left here surprised
– Ama yine de burada şaşırıp kaldım.
And even though I might say the wrong things (Ooh, ooh, ooh)
– Ve yanlış şeyler söyleyebilsem de (ooh, ooh, ooh)
You still read through these lines
– Hala bu satırları okuyorsun.
I’ve known you since day one, hey, hun
– Seni ilk günden beri tanıyorum, hey, hun
It’s not that I stroke my ego
– Egomu okşadığımdan değil.
It’s just that we both know we go
– Sadece ikimiz de gittiğimizi biliyoruz.
Way back, we go way back, way back, baby
– Geri yol geri dönüyoruz, geri, bebek
Way back, we go way back, way back (Oh)
– Çok geri, çok geri gidiyoruz, çok geri (oh)
Way back, we go way back, way back, baby
– Geri yol geri dönüyoruz, geri, bebek
Way back, we go way back, way back (Oh)
– Çok geri, çok geri gidiyoruz, çok geri (oh)
Way back, we go way back, way back, baby
– Geri yol geri dönüyoruz, geri, bebek
Way back, we go way back, way back (Oh)
– Çok geri, çok geri gidiyoruz, çok geri (oh)
Way back, we go way back, way back, baby
– Geri yol geri dönüyoruz, geri, bebek
Way back, we go way back, way back (Oh)
– Çok geri, çok geri gidiyoruz, çok geri (oh)

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.