Once a long, long time ago
– Bir zamanlar, çok çok uzun zaman önce
Setting out to find our dreams
– Hayallerimizi bulmak için yola çıkmak
Lost in memories of olden days…:
– Eski günlerin anılarında kayboldum…:
Sometimes rising in the spring
– Bazen ilkbaharda yükseliyor
Glowing, shimng comes the sun
– Parlak, shimng güneş doğana
Golden daybeams come through to me now
– Altın gün ışınları şimdi bana geliyor
Those who know the firebird
– Ateş kuşunu tanıyanlar
Try to find forever the dreams
– Sonsuza kadar hayalleri bulmaya çalış
Try to find forever the way, my way
– Sonsuza kadar yolu bulmaya çalış, benim yolum
()
– ()
Caravan, journey in the sky
– Karavan, gökyüzünde yolculuk
As the sun comes out from the day
– Gün doğarken güneş
Caravan, we know who we are
– Karavan, kim olduğumuzu biliyoruz.
We disover where or when
– Ne zaman disover biz ya
Caravan, now we find a love
– Karavan, şimdi bir aşk buluyoruz
Love shimmering and soon our love is gone
– Aşk parıldıyor ve yakında aşkımız yok olacak
Come with me and take my hand
– Benimle gel ve elimi tut
Memories of the past unfold
– Geçmişin anıları ortaya çıkıyor
With you i live them once again
– Seninle onları bir kez daha yaşıyorum.
From my beating heart, my hand
– Atan kalbimden, elimden
Feels my warmth and love within
– İçimdeki sıcaklığı ve sevgimi hissediyor
And i wonder when the spring will come
– Ve baharın ne zaman geleceğini merak ediyorum
Do we ever really know for sure?
– Gerçekten emin miyiz?
Will we travel on and on?
– Sürekli seyahat edecek miyiz?
Someday we’ll be standing up to live.,…
– Bir gün yaşamak için ayağa kalkacağız.,…
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.