Rötterna blir starka när det blåser
– Üfleme sırasında kökler güçlenir
Luften blir friskare när åskan går
– Gök gürültüsü gittiğinde hava daha sağlıklı olur
Det blåser på Genesarets Sjö
– Genesaret gölü’nde esiyor
Och likaså på Galleri Bleue
– Ve aynı şekilde Galeri Bleue’de
Dina kyssar smakar smultron och mjölk
– Öpücüklerinin tadı yaban çileği ve süt gibi
Drömmen ska brinna om ett annat liv
– Rüya başka bir hayat hakkında yanmalı
Låt ditt hjärta slå ett extra slag
– Kalbinin fazladan atmasına izin ver
Låt oss hoppas att det snart blir dag
– Umarım yakında bir gün olur.
Mina minnen är som körsbär i punsch
– Anılarım Yumruktaki kirazlar gibidir.
Och det rinner som en flod i min inre värld
– Ve iç dünyamda bir nehir gibi akıyor
Låt mig gråta, låt mig vara i fred
– Ağlamama izin ver, Yalnız olmama izin ver
Och bränna mina böcker som ved
– Ve kitaplarımı yakacak odun gibi yak
Jag ser framåt, jag ser uppåt, jag är varm
– İleriye bakıyorum, yukarıya bakıyorum, ateşliyim.
Det förflutna tornar upp som en ouvertyr
– Geçmiş bir uvertür gibi yükseliyor
Våra liv blir till sist i harmoni
– Hayatlarımız sonunda uyum içinde olur
Med den värld vi har ett leva i
– İçinde yaşadığımız dünyayla
Får jag se, låt mig känna, kan jag tro
– Görmeme izin ver, hissetmeme izin ver, inanabilir miyim
Har jag mod att försvinna i en tyst minut?
– Cesaret uzakta saygı duruşuna geçmek zorunda mıyım?
Jag ser fyrar blinka här från min balkong
– Balkonumdan deniz fenerlerinin yanıp söndüğünü görüyorum.
Tänk på mig nån enstaka gång
– Ara sıra beni düşün
Vi är många som är här på vernissage
– Burada vernissage’de olan çok kişiyiz.
Och vi dricker lite portvin och tuggar ett kex
– Ve biraz porto şarabı içip bisküvi çiğniyoruz.
Det blåser på Genesarets Sjö
– Genesaret gölü’nde esiyor
Och likaså på Galleri Bleue
– Ve aynı şekilde Galeri Bleue’de
Det är roligt att så många ville komma
– Bu kadar çok kişinin gelmek istemesi komik.
Drömmen ska brinna om ett annat liv
– Rüya başka bir hayat hakkında yanmalı
Vi visar några målningar i blått
– Mavi renkte bazı resimler gösteriyoruz.
Men konstnären har visst redan gått
– Ama sanatçı çoktan gitti.
Mitt yttre är en vitmenad grav
– Dış görünüşüm bembeyaz bir mezar
I mitt inre är det fullt med de dödas ben
– Aklımda ölülerin kemikleri var.
Det blåser på Genesarets Sjö
– Genesaret gölü’nde esiyor
Ich likaså på Galleri Bleue
– Galeri Bleue’de de aynı şekilde
Kan du minnas vår sommar i Palalda?
– Palalda’daki yazımızı hatırlıyor musun?
Hur vi målade i olja och skrattade så gott
– Yağda nasıl boyadık ve çok lezzetli güldük
Jag kan höra åskan mullra i det blå
– Gök gürültüsünün Mavide gürlediğini duyabiliyorum.
Och det blåser så jag knappast kan stå
– Ve zor ayakta durabilmem için patlıyor.
Jag ska göra några sista kalkyler
– Son hesaplamaları yapacağım.
Och studera förloppet i ett experiment
– Ve bir deneyde olayların gidişatını incelemek
Om förändringarna stöder teorin
– Değişiklikler teoriyi destekliyorsa
Så kan vatten förvandlas till vin
– Böylece su şaraba dönüşebilir
Jag har funnit några papper i en grav
– Bir mezarda bazı belgeler buldum.
Det är bortglömda rester från en svunnen kultur
– Geçmiş bir kültürün unutulmuş kalıntıları
Jag vill tyda dessa gamla fragment
– Bu eski parçaları deşifre etmek istiyorum.
Som om ingenting väsentligt har hänt
– Önemli bir şey olmamış gibi
Säg, hur många sekunder har jag på mig
– Söyle, kaç saniyem var
Innan dimman förhindrar mig att komma iväg?
– Sis kaçmamı engellemeden önce mi?
Kan det möjligen förhålla sig så
– Durum böyle olabilir mi
Att det redan är för sent att gå?
– Zaten gitmek için çok geç?
Jag har packat personliga artiklar
– Kişisel eşyalarımı topladım.
Jag har skrivit ett brev till den det vederbör
– Verdiği kişiye bir mektup yazdım.
Jag ska göra vad jag kan och lite till
– Elimden geleni yapacağım ve biraz daha
Och sedan får det bli som det vill
– Ve sonra istediği gibi olacak
Jag går ner mellan sfinxens båda framben
– Sfenksin iki ön bacağının arasına iniyorum.
För att möta det öde som är skräddarsytt
– Kişiye özel olan kaderi karşılamak için
Egyptens drottning väntar i sin loge
– Mısır Kraliçesi locasında bekliyor.
Och hon fingrar på en silverbrosch
– Ve parmakları gümüş bir broşun üzerinde
Jag ska stilla alla stormar i min själ
– Ruhumdaki tüm fırtınaları sakinleştireceğim.
Bara dyningar ska gunga i godan ro
– Sadece şişme iyi bir huzur içinde sallanacak
I mitt sinne ska orkanerna dö
– Aklımda Kasırgalar ölecek
Vackert väder på Genesarets Sjö
– Tiberias hava durumu

Kjell Höglund – Genesarets Sjö İsveçce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.