这首歌和你说声再见,不想再纠结谁对谁错
– Bu şarkı sana veda ediyor, kimin doğru kimin yanlış olduğu konusunda endişelenmek istemiyorum
如果你找到了你的爱情,那请你当我从没来过
– Eğer aşkını bulursan, lütfen bana daha önce hiç gelmemiş gibi davran.
我从来没想伤害别人,可是被我伤害过的是你
– Asla başkalarını incitmek istemedim, ama incittiğim sendin.
我把想说的话这首歌写下,只想放过我自己
– Söylemek istediklerimin şarkısını yazdım, sadece kendimi bırakmak istedim.
我承认这都是我的过错,是我对你的感情太脆弱
– Bunların hepsinin benim hatam olduğunu kabul ediyorum, çünkü sana olan hislerim çok kırılgan.
你去和别人说我是个渣男,可我对你是真心爱过
– Git başkalarına pislik olduğumu söyle ama seni gerçekten sevdim.
已经无话可说的我最后选择了拿起笔
– Söyleyecek bir şeyim yokken sonunda kalemi almayı seçtim.
过去的就过去吧现在你存在于记忆里
– Geçmiş geçmişte kaldı, şimdi hafızanda varsın
离开你之后我愧疚了很久,可我还是找到了我的新欢
– Seni terk ettikten sonra uzun süre kendimi suçlu hissettim ama yine de yeni aşkımı buldum.
我听到你还在相信爱情那这就足以让我能够心安
– Hala aşka inandığını duydum, o zaman bu beni rahatlatmaya yeter.
道歉已经晚了吧,可我还欠你一声对不起
– Özür dilemek için çok geç ama yine de sana bir özür borçluyum.
最后我想说这世上所有美好的祝福我都会祝你
– Son olarak, size bu dünyadaki tüm iyi dilekleri dileyeceğimi söylemek istiyorum
–
Me and you, had a falling out, broken things tend to, fall apart
– Sen ve ben, kavga ettik, kırık şeyler parçalanmaya meyilliydi.
All I wanted to call you up but our connection
– Tüm sizi aramak istedim ama bağlantı
It was cutting out
– Kesmek oldu
Lookin down just hoping that I see you on my screen
– Seni ekranımda göreceğimi umarak aşağıya bakıyorum.
I swore one-day that I’d wanna see your hand with my ring
– Bir gün yüzüğümle elini görmek isteyeceğime yemin ettim.
But I don’t wanna see you
– Ama seni görmek istemiyorum.
Livin like I don’t even know you you’re just a problem
– Seni tanımıyormuşum gibi yaşamak sadece bir problemsin.
That I gotta go through said that we last now I’m sayin
– Geçmem gereken şey son olduğumuzu söyledi şimdi söylüyorum
“I told you”
– “Sana söylemiştim”
Like music with no tune
– Melodisiz müzik gibi
My view is so bland
– Benim görüşüm çok mülayim
Seeing with a new view the situation changed me
– Yeni bir bakışla görmek durum beni değiştirdi
But I don’t see a new you
– Ama yeni bir sen göremiyorum.
Livin for something that doesn’t involve you
– Seni içermeyen bir şey için yaşamak
Now you going crazy saying I don’t want you
– Şimdi seni istemediğimi söyleyerek deliriyorsun.
We used to be so close you used to be the one yea
– Bir Evet eskiden çok yakındık
Mine only but now to you
– Sadece benim ama şimdi sana
I’m nobody though we still have our memories
– Hala anılarımız olmasına rağmen ben hiç kimseyim.
I guess we tore at our own seams
– Sanırım kendi dikişlerimizi yırttık.
I’m calling out but no one answers me
– Sesleniyorum ama kimse cevap vermiyor.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.