Mary J. Blige – Good Morning Gorgeous İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Oh, oh (oh, ah)
– Oh, oh (oh, ah)
Oh (oh)
– Oh (oh)

It’s so hard just holding on
– Çok zor tutuyor onu
And even picking up my phone
– Ve hatta telefonumu açıyorum
It’s hard enough to be (hard enough to sleep)
– Olmak için yeterince zor (uyumak için yeterince zor)
Hard enough to be alone
– Yalnız kalmak için yeterince zor
I’m just tryna move along (mm, mm)
– Sadece ilerlemeye çalışıyorum (mm, mm)
Sometimes I do and then I don’t
– Bazen yaparım ama sonra yapmam.
Tell me what I’m doing wrong
– Bana neyi yanlış yaptığımı söyle.
Tell myself that it ain’t healthy
– Kendime bunun sağlıklı olmadığını söyle.
Second guessin’ it don’t help me
– İkinci tahminim bana yardımcı olmuyor.
I’m so tired of feeling empty
– Boş hissetmekten bıktım
Dry my eyes, it’s time to fight
– Gözlerimi kurut, savaşma zamanı
It seems like I’m always against me
– Her zaman karşımdaymışım gibi geliyor.
Seems like this is never ending
– Bu hiç bitmeyecek gibi görünüyor
And I refuse to let it end me
– Ve bunun beni bitirmesine izin vermeyi reddediyorum
Mentally (mm, mm), spiritually (oh), physically
– Zihinsel olarak (mm, mm), ruhsal olarak (oh), fiziksel olarak
I need my peace, yes (oh)
– Huzuruma ihtiyacım var, evet (oh)
I need my peace (oh, oh)
– Huzuruma ihtiyacım var (oh, oh)

I wake up every morning and tell myself
– Her sabah uyanıyorum ve kendime
Good morning, gorgeous
– Günaydın güzelim.
Sometimes you gotta look in the mirror and say
– Bazen aynaya bakıp şunu söylemelisin:
Good Morning, gorgeous
– Günaydın güzelim.
No one else could make me feel this way (yeah)
– Başka kimse bana böyle hissettiremezdi (evet)
Good morning, gorgeous
– Günaydın güzelim.
Good morning (gorgeous)
– Günaydın (muhteşem)
Good morning, gorgeous
– Günaydın güzelim.

All the times that I hated myself (self)
– Kendimden nefret ettiğim her zaman (kendimden)
All the times that I wanted to be someone else (else)
– Her zaman başka biri olmak istedim (başka biri)
All the times that I should’ve been gentle with me
– Bana karşı nazik olmam gereken her zaman
All the times that I should’ve been careful with me
– Bana karşı dikkatli olmam gereken her zaman
Why did I hate myself? (Why did I hate?)
– Neden kendimden nefret ettim? (Neden nefret ettim?)
So intensely
– Yoğun yani
Lord, help me
– Tanrım, bana yardım et

I wake up every morning and tell myself
– Her sabah uyanıyorum ve kendime
Good morning, gorgeous
– Günaydın güzelim.
Sometimes you gotta look in the mirror and say (say)
– Bazen aynaya bakıp (söyle) demelisin.
Good morning, gorgeous
– Günaydın güzelim.
No one else could make me feel this way
– Başka kimse bana böyle hissettiremezdi.
Good morning (gorgeous)
– Günaydın (muhteşem)
Good morning, gorgeous (good morning, good morning, morning)
– Günaydın güzelim (günaydın, günaydın, günaydın)
Good morning, gorgeous (oh, oh)
– Günaydın güzelim.

I ain’t talkin’ ’bout getting no hair n’ make up (oh, no, no)
– Saç ve makyaj yapmamaktan bahsetmiyorum (oh, hayır, hayır)
I’m talking about as soon as I wake up (oh, ooh, ah)
– Uyanır uyanmaz bahsediyorum (oh, ooh, ah)
I say good morning (say good morning)
– Günaydın diyorum (günaydın de)
Good morning (good morning)
– Günaydın (günaydın)
Good morning (oh, yeah)
– Günaydın (oh, evet)
Good morning, gorgeous (yeah, yeah, yeah)
– Günaydın güzelim (evet, evet, evet)
Yeah, oh (oh, oh, oh, woah, woah, woah, woah, woah, woah)
– Evet, oh (oh, oh, oh, vay, vay, vay, vay, vay, vay, vay)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın