The time is right to exact my revenge
– İntikamımı almanın tam zamanı
Stealing enemy blood, I will fight to the end
– Düşman kanı çalmak, sonuna kadar savaşacağım
No more lying in wait just to even the score
– Artık sadece skoru eşitlemek için pusuya yatmak yok
There’s a place to invade, now it’s time for war
– İşgal edilecek bir yer var, şimdi savaş zamanı
I’m a soldier of fortune, of torture and pain
– Ben kaderin, işkencenin ve acının askeriyim.
I bash in your skull until no teeth remain
– Hiç diş kalmayana kadar kafana vururum.
The most deadly weapon pulverizing your head
– Kafanı ezen en ölümcül silah
With each crushing blow how you wish you were dead
– Her ezici darbeyle nasıl ölmüş olmayı dilediğini
Just when you think it’s safe, I attack (we’ll be back)
– Tam güvenli olduğunu düşündüğün anda saldırıyorum (geri döneceğiz)
When you least expect your fate, I attack (we’ll be back)
– En azından kaderini beklediğinde, saldırırım (geri döneceğiz)
Rocket to your face, one move, and mistake (we’ll be back)
– Yüzüne roket at, bir hamle ve hata (geri döneceğiz)
Let down your guard for a frontal attack
– Önden saldırı için gardını indir.
I’ll be back
– Geri döneceğim
No use screaming for mercy, no use making a sound
– Merhamet için bağırmanın faydası yok, ses çıkarmanın faydası yok
Do you step right up and get smacked back down
– Hemen yukarı çıkıp tekrar şaplak mı atıyorsun
In the heat of battle put the chills on the floor
– Savaşın sıcağında titremeleri yere bırak
Another life force beats out, another soul out the door
– Başka bir yaşam gücü atıyor, başka bir ruh kapıdan çıkıyor
I’m testing, sadistic, a deity of war
– Test ediyorum, sadist, bir savaş tanrısı
With struck body bags and I’m packing the morgue
– Vurulmuş ceset torbalarıyla morgu topluyorum.
No time for remorse over one claim remains
– Bir iddiadan pişmanlık duyacak zaman kalmadı
It’s just brought to a chest, and it’s circling the drain
– Sadece bir sandığa getirildi ve drenajın etrafında dönüyor
Just when you think it’s safe, I attack (we’ll be back)
– Tam güvenli olduğunu düşündüğün anda saldırıyorum (geri döneceğiz)
When you least expect your fate, I attack (we’ll be back)
– En azından kaderini beklediğinde, saldırırım (geri döneceğiz)
Rocket to your face, one move, and mistake (we’ll be back)
– Yüzüne roket at, bir hamle ve hata (geri döneceğiz)
Let down your guard for a frontal attack
– Önden saldırı için gardını indir.
I’ll be back
– Geri döneceğim

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.