I-yah
– I-yah
내가 만든 쿠키
– Yaptığım kurabiyeler
너를 위해 구웠지, but you know that it ain’t for free, yeah
– Senin için pişirdim ama bedava olmadığını biliyorsun, evet.
내가 만든 쿠키
– Yaptığım kurabiyeler
너무 부드러우니 (what?) 자꾸만 떠오르니 (ayy)
– Çok yumuşak (ne?(ayy)
널 choco’-chip 으로 sprinkle로 입맛 버리게 만들고 싶어
– Seni çikolata parçacığıyla sıçratmak istiyorum.
숨기고 있지만 널 더 보고 싶어
– Saklıyorum ama sizi daha çok görmek istiyorum.
If you want it, you can get it, if you want it
– İstersen alabilirsin, istersen alabilirsin
네 목소리를 또 들려줘, boy
– Sesini bir daha duyayım evlat.
식사는 없어 배고파도
– Yemeğim yok. Açım.
음료는 없어 목말라도
– İçki yok. Susadım.
달콤한 맛만 디저트만 만 원하게 될 거 알잖아
– Sadece tatlı tatlılar isteyeceğini biliyorsun.
식사는 없어 배고파도
– Yemeğim yok. Açım.
음료는 없어 목말라도
– İçki yok. Susadım.
달콤한 맛만 디저트만 만 원하게 될 거 알잖아
– Sadece tatlı tatlılar isteyeceğini biliyorsun.
내가 만든 쿠키
– Yaptığım kurabiyeler
너에게는 독이지 네 마음속을 녹이지 (so good), yeah
– Senin için zehir. Kalbini eritiyor. çok iyi, evet.
(Keep) looking at my cookie
– Kurabiyeme bakmaya devam et.
역시 향기부터 다르니 (taste it) 한입은 모자라니 (uh)
– tadı da yeterli değil (uh)
널 choco’-chip 으로 sprinkle로 정신 못 차리게 만들고 싶어
– Çikolata parçacıklı serpme ile seni delirtmek istiyorum.
숨기고 있지만 널 더 보고 싶어
– Saklıyorum ama sizi daha çok görmek istiyorum.
If you want it, you can get it, if you want it
– İstersen alabilirsin, istersen alabilirsin
네 목소리를 또 들려줘, boy
– Sesini bir daha duyayım evlat.
식사는 없어 배고파도
– Yemeğim yok. Açım.
음료는 없어 목말라도
– İçki yok. Susadım.
달콤한 맛만 디저트만 만 원하게 될 거 알잖아
– Sadece tatlı tatlılar isteyeceğini biliyorsun.
식사는 없어 배고파도
– Yemeğim yok. Açım.
음료는 없어 목말라도
– İçki yok. Susadım.
달콤한 맛만 디저트만 만 원하게 될 거 알잖아
– Sadece tatlı tatlılar isteyeceğini biliyorsun.
(Yeah, yo) bet you know, bet you know, bet you know I
– (Evet, yo) bahse girerim biliyorsun, bahse girerim biliyorsun, bahse girerim biliyorsun
레시핀 없어 딴 데서는 못 찾아
– Tarifim yok. Başka yerde bulamıyorum.
Take it, don’t break it, I wanna see you taste it
– Al, kırma, tadına bakmanı istiyorum.
Sugar, I got sugar, 난 재료 안 아끼지
– Şekerim, şekerim var, malzemeleri esirgemem.
(Yeah, yo) bet you know, bet you know, bet you know I
– (Evet, yo) bahse girerim biliyorsun, bahse girerim biliyorsun, bahse girerim biliyorsun
네 다이어트를 망치고 싶어 나
– Diyetini mahvetmek istiyorum.
Take it, don’t break it, I wanna see you taste it
– Al, kırma, tadına bakmanı istiyorum.
Sugar, got sugar, bet you want some (yeah, yo)
– Şekerim, şekerim var, bahse girerim biraz istersin (evet, yo)
식사는 없어 배고파도
– Yemeğim yok. Açım.
음료는 없어 목말라도
– İçki yok. Susadım.
달콤한 맛만 디저트만 만 원하게 될 거 알잖아 (yeah, yo)
– Sadece tatlı tatlılar isteyeceğini biliyorsun (evet, yo)
식사는 없어 배고파도 (yeah, yo)
– Yemek yok, aç olsan bile (evet, yo)
음료는 없어 목말라도
– İçki yok. Susadım.
달콤한 맛만 디저트만 만 원하게 될 거 알잖아
– Sadece tatlı tatlılar isteyeceğini biliyorsun.
Yeah, yo
– Evet, yo
Yeah, yo
– Evet, yo
Mmh, mmh
– Mmh, mmh
Yeah, yo
– Evet, yo
Yeah, yo
– Evet, yo
Mmh, mmh
– Mmh, mmh
내가 만든 쿠키
– Yaptığım kurabiyeler
Come and take a lookie
– Gel ve bir bak
우리 집에만 있지 놀러 와
– Sadece bizim evde. Gel oyna.
얼마든지 굽지 그런데 너 충치 생겨도 난 몰라
– Ama çürük var mı bilmiyorum.
내가 만든 쿠키
– Yaptığım kurabiyeler
Come and take a lookie
– Gel ve bir bak
우리 집에만 있지 놀러 와
– Sadece bizim evde. Gel oyna.
얼마든지 굽지 그런데 너 충치 생겨도 난 몰라
– Ama çürük var mı bilmiyorum.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.