Phil Wickham Feat. Lecrae – This Is Amazing Grace [Breakthrough Mix] İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Who breaks the power of sin and darkness?
– Günahın ve karanlığın gücünü kim kırar?
Whose love is mighty and so much stronger?
– Kimin aşkı güçlü ve çok daha güçlü?
The King of Glory, the King above all kings
– Zafer Kralı, tüm kralların üstünde Kral

Who shakes the whole earth with holy thunder?
– Bütün dünyayı kutsal gök gürültüsüyle kim sallıyor?
And leaves us breathless in awe and wonder?
– Ve bizi huşu ve şaşkınlık içinde nefessiz mi bırakıyor?
The King of Glory, the King above all kings
– Zafer Kralı, tüm kralların üstünde Kral

This is amazing grace (yeah, yeah)
– Bu inanılmaz lütuf (evet, evet)
This is unfailing love (yeah, yeah)
– Bu (Evet, Evet), lütuf değildir
That You would take my place (oh yeah, take my place, take my place)
– Benim yerimi alacağını (oh evet, benim yerimi al, benim yerimi al)
That You would bear my cross (uh, bear my cross, bear my cross)
– Haçımı taşıyacağını (ah, haçımı taşıyacağını, haçımı taşıyacağını)
You lay down Your life (yeah, You lay down)
– Hayatını bırakıyorsun (evet, uzanıyorsun)
That I would be set free (set free, free, set free, set free)
– Free (serbest, serbest, serbest, serbest set olacak)
Oh, Jesus, I sing for
– Tanrım, bunun için şarkı söylüyorum.
All that You’ve done for me
– Benim için yaptıkların

Yeah
– Evet
The grace so amazing (woo)
– Lütuf çok şaşırtıcı (woo)
That’s why I praise Him
– Ona dua ediyorum o yüzden
They don’t know where we done came from (came from)
– Nereden geldiğimizi bilmiyorlar (nereden geldiğimizi)
On my momma, they can’t harm us, got my arms up
– Annemin üstüne, bize zarar veremezler, kollarımı kaldırdım.
Boy, we covered in that armor
– Evlat, o zırhın içindeydik.
And we done made it
– Ve başardık
Y’all ain’t hear me? Boy, we made it (we made it)
– Beni duymadınız, değil mi? Oğlum, başardık (başardık)
I ain’t earned it, but I’ll take it
– Bunu hak etmedim, ama alacağım.
Got that light inside of me that you don’t need no eyes to
– İçimde gözlere ihtiyacın olmayan o ışık var.
See and you can feel it, you can hear it when I say (hey hey)
– Görüyorsun ve hissedebiliyorsun, söylediğimde duyabiliyorsun (hey hey)

This is amazing grace (yeah, yeah)
– Bu inanılmaz lütuf (evet, evet)
This is unfailing love (yeah, yeah)
– Bu (Evet, Evet), lütuf değildir
That You would take my place (oh yeah, take my place, take my place)
– Benim yerimi alacağını (oh evet, benim yerimi al, benim yerimi al)
That You would bear my cross (uh, bear my cross, bear my cross)
– Haçımı taşıyacağını (ah, haçımı taşıyacağını, haçımı taşıyacağını)
You lay down Your life (yeah, You lay down)
– Hayatını bırakıyorsun (evet, uzanıyorsun)
That I would be set free (set free, free, set free, set free)
– Free (serbest, serbest, serbest, serbest set olacak)
Oh, Jesus, I sing for
– Tanrım, bunun için şarkı söylüyorum.
All that You’ve done for me
– Benim için yaptıkların




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın