I’m wandering round and round, nowhere to go
– Dolaşıp duruyorum, gidecek bir yerim yok
I’m lonely in London, London is lovely so
– Londra’da yalnızım, Londra çok güzel
I cross the streets without fear
– Korkmadan geçiyorum sokakları
Everybody keeps the way clear
– Herkes yolu açık tutar
I know, I know no one here to say hello
– Biliyorum, burada Merhaba diyecek kimse yok.
I know they keep the way clear
– Yolu açık tuttuklarını biliyorum.
I am lonely in London without fear
– Londra’da korkmadan yalnızım
I’m wandering round and round here, nowhere to go
– Burada dolaşıp duruyorum, gidecek bir yerim yok
While my eyes
– Gözlerim
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git
But my eyes
– Ama gözlerim
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git
Oh Sunday, Monday, Autumn pass by me
– Oh pazar, Pazartesi, Sonbahar benim tarafımdan geç
And people hurry on so peacefully
– Ve insanlar çok huzur içinde acele ediyorlar
A group approached the policeman
– Bir grup polise yaklaştı
He seemed so pleased to please them
– Onları memnun etmek için çok mutlu görünüyordu
It’s good to live at least and I agree
– En azından yaşamak güzel ve katılıyorum
He seemed so pleased at least
– En azından çok memnun görünüyordu
And it’s so good to live in peace
– Ve barış içinde yaşamak çok güzel
And Sunday, Monday, years and I agree
– Ve pazar, Pazartesi, yıllar ve ben katılıyorum
While my eyes
– Gözlerim
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git
But my eyes
– Ama gözlerim
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git
I choose no face to look at
– Bakmak için yüz seçmiyorum
Choose no way
– Hiçbir şekilde seçin
I just happen to be here
– Sadece burada olmak durumundayım
And it’s ok, yeah
– Ve sorun değil, Evet
Green grass, blue eyes, grey sky, God bless
– Yeşil çimen, mavi gözler, gri gökyüzü, Tanrı korusun
Silent pain and happiness
– Sessiz acı ve mutluluk
I came around to say yes, and I say
– Evet demek için geldim ve diyorum ki
Green grass, blue eyes, gray sky, God bless
– Yeşil çimen, mavi gözler, gri gökyüzü, Tanrı korusun
Silent pain and happiness
– Sessiz acı ve mutluluk
I came around to say yes, and I say
– Evet demek için geldim ve diyorum ki
While my eyes
– Gözlerim
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git
But my eyes
– Ama gözlerim
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git
Woah, my eyes
– Woah, gözlerim
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git
Yes, my eyes
– Evet, benim gözler
Go looking for flying saucers in the sky
– Gökyüzünde uçan daireler aramaya git

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.