S.T.S. – Zeig Mir Dein’ Himmel Almanca Sözleri Türkçe Anlamları

Zeig mir dein’ Himmel und deine Stern’
– Bana ‘gökyüzünü ve yıldızını’ göster.
Zeig mir die Winkel, die nur dir g’hören!
– Bana sadece seni duyabilecek açıları göster!
I will da nirgends heinistechen, i will nur wissen, wo sie san
– Hiçbir yere gitmek istemiyorum, sadece nerede olduğunu bilmek istiyorum.
I brauch’ genauso meine Seltsamkeiten ganz für mich allan
– Ben de benim için Tuhaflıklarıma ihtiyacım var, allan.
Zeig mir deine Sonn’, zeig mir dein’ Mond
– Bana Güneşini göster, bana ayını göster
Und überleg net, ob sich ‘s lohnt
– Ve buna değip değmeyeceğini düşün
Zeig mir, was du aus mir ausse-holst, was i selber no net kenn’
– Bana benden ne çıkardığını göster.
Halt mich fest in dem Moment, wo i normal aufhupf und renn’
– Normalde zıpladığım ve koştuğum anda bana sarıl.
I hab’ keine Zeit mehr für einen Fehler und auch keinen Bock auf Spielerei’n
– Hata yapmak için zamanım yok ve kumar oynamak istemiyorum.
Keine Tricks und keine Ausred’n, es is mir wurscht, wenn Narben bleib’n
– Hile yok, mazeret yok, yara izlerinin kalması umurumda değil.
Wenn ‘s auch manchmal noch so weh tut, i will ganz tief einigrab’n
– Bazen bu kadar acı çekse bile, derin bir nefes almak istiyorum.
Und mich durchackern bis in dein Herz, anders will i ‘s net mehr hab’n
– Ve kalbime giriyorum, aksi takdirde daha fazlasını istemiyorum.
Wo is bei dir a dunkler Fleck
– Karanlık bir nokta nerede
Find’, was i noch vor dir versteck’
– Senden sakladığım şeyi bul.
Hau’ mit ‘m Vorschlaghammer nieder, was i an Mauern auf’baut hab’
– Bir Balyozla, inşa ettiğim duvarları yak.
Kratz den Rost weg mit ‘m Messer, reiß die Haut auf, sei ruhig grob
– Pasları bir bıçakla kazıyın, cildi yırtın, sakin olun, kaba olun

Erzähl mir alles, zeig mir dein Gesicht
– Bana her şeyi anlat, yüzünü göster.
Jeden Gedanken und jede G’schicht’
– Her düşünce ve her g ‘katman’
Lass meine Zweifel richtig kochen, irgendwann sind s’ nur mehr Dampf
– Şüphelerimin düzgün bir şekilde pişirilmesine izin verin, bir noktada sadece daha fazla buhar olacak
Da darf nichts halbes mehr sein, wenn wir beide g’winnen woll’n den Kampf
– Eğer ikimiz de bu kavgayı kazanmak istiyorsak, hiçbir şey kalmamalı.
I hab’ keine Zeit mehr für einen Fehler und auch keinen Bock auf Spielerei’n
– Hata yapmak için zamanım yok ve kumar oynamak istemiyorum.
Keine Tricks und keine Ausred’n, es is mir wurscht, wenn Narben bleib’n
– Hile yok, mazeret yok, yara izlerinin kalması umurumda değil.
Wenn ‘s auch manchmal noch so weh tut, i will ganz tief einigrab’n
– Bazen bu kadar acı çekse bile, derin bir nefes almak istiyorum.
Und mich durchackern bis in dein Herz, anders will i ‘s net mehr hab’n
– Ve kalbime giriyorum, aksi takdirde daha fazlasını istemiyorum.
Saxophon Solo
– Saksafon Solo
I hab’ keine Zeit mehr für einen Fehler und auch keinen Bock auf Spielerei’n
– Hata yapmak için zamanım yok ve kumar oynamak istemiyorum.
Keine Tricks und keine Ausred’n, es is mir wurscht, wenn Narben bleib’n
– Hile yok, mazeret yok, yara izlerinin kalması umurumda değil.
Wenn ‘s auch manchmal noch so weh tut, i will ganz tief einigrab’n
– Bazen bu kadar acı çekse bile, derin bir nefes almak istiyorum.
Und mich durchackern bis in dein Herz, anders will i ‘s net mehr hab’n
– Ve kalbime giriyorum, aksi takdirde daha fazlasını istemiyorum.
Zeig mir dein’ Himmel und deine Stern’
– Bana ‘gökyüzünü ve yıldızını’ göster.
Weil’s dann vielleicht uns z’sammen gehör’n
– Çünkü o zaman bize ait olabilir.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın