Seventeen – Very Nice Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Four, tres, two, uno, uno, two
– Dört, üç, iki, bir, bir, iki

아침엔 모닝콜 필수던 내가
– Sabah uyanmam gerekiyordu.
오늘은 번쩍 번쩍 눈이 떠지는가
– Bugün pırıl pırıl gözlerin var mı
데이트 날이라 그런지 어제 꿈도 좋은 꿈 꿨지
– Bugün randevu günü ve dün güzel bir rüya gördüm.
새 신발을 신고 (현관문을 열고 나가면)
– Yeni ayakkabılarını giy (ön kapıyı açıp gittiğinde)

오늘 날씬 너를 많이 닮아
– Bugün sana çok benziyorum.
너에게 가는 길은 꽃길이 되고
– Sana giden yol çiçek yoludur.
보일 듯 말 듯한 네 마음 보인다면
– Bak diyor gibiydi, çünkü aklın öyle görünüyor
(온몸이 간질간질 두근두근)
– (Tüm vücut gıdıklama gıdıklama çarpıntısı)
이 기분은? 뭐야 어떡해?
– Bu ruh hali de ne? Ne iş yaparsınız?

아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)
아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)
(기분, 기분, 기분, whoa) nice! (Ow, yeah)
– (ruh hali, ruh hali, ruh hali, vay) güzel! (Ah, evet)
아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)

Four, tres, two
– Dört, üç, iki

뭐 하나 물어볼 게
– Sana bir şey soracağım.
꿈에서도 너가 둥둥 떠다닐 것 같아? (맞아)
– Rüyanda yüzdüğünü mü sanıyorsun? (Bu doğru)
멋진 남자 되고파 fitness 끊은 것 같아? (맞아)
– Havalı bir adam olmak için telefonu kapattığını mı sanıyorsun? (Bu doğru)
연애가 첨이라 내가 긴장할 것 같아?
– Sence bir aşk ilişkim olduğu için gergin olur muyum?
너가 나의 모든 의문점에 대한 정답인 것 같아
– Bence tüm sorularıma doğru cevap sensin.

Ah, 궁금한 게 있는데
– Bir sorum var.
어떻게 그리 예뻐
– Ne kadar güzel
신호등만 건너면
– Trafik ışığını geçersen,
맛있는 가게 있어 (가자)
– Lezzetli bir dükkan var (Hadi gidelim)

오늘 날씨 너를 많이 닮아
– Bugünün havası sana çok benziyor.
너에게 가는 길은 꽃길이 되고
– Sana giden yol çiçek yoludur.
보일 듯 말 듯한 네 마음 보인다면
– Bak diyor gibiydi, çünkü aklın öyle görünüyor
(온몸이 간질간질 두근두근)
– (Tüm vücut gıdıklama gıdıklama çarpıntısı)
이 기분은? 뭐야 어떡해?
– Bu ruh hali de ne? Ne iş yaparsınız?
뭐야 어떡해?
– Ne iş yaparsınız?

아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)
아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)
(기분, 기분, 기분, whoa) nice! (Ow, yeah)
– (ruh hali, ruh hali, ruh hali, vay) güzel! (Ah, evet)
아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)

어떤 사람은 말하죠
– Bazıları, ” Aman tanrım.”
연애는 연애일 뿐이라고, 그걸로 끝이라고
– Bu sadece bir aşk ilişkisi. Bitti.
그렇다면 시작점이 끝이 될 수 있게
– Eğer öyleyse, başlangıç noktası son olabilir.
너로 시작해 나로 끝낼 수 있게
– Seninle başlayayım da seninle bitireyim.
맞잡은 두 손에 원처럼 (우린 끝이 없네)
– İki eldeki bir daire gibi (sonumuz yok).

지금 상황 forever
– Durum sonsuza kadar şimdi
우리 둘이 forever
– İkimiz sonsuza dek
첫사랑은 안 이루어 진단
– İlk aşk yapılmaz.
말은 믿지 않기로 해요
– Bu kelimeye inanmıyorum.
익숙함에 속아
– Aşinalık tarafından kandırıldı
잃지 않았으면 해 서로가
– Birbirinizi kaybetmenizi istemiyorum.
우리라는 말이 지켜질 수 있게
– Böylece sözü tutabiliriz.
진지한데 뜬금없지만, 뜬금없지만, whoa
– Ciddiyim, ama değilim.
오늘 난 말야 (yeah, come on)
– evet, hadi.

아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)
아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)
(기분, 기분, 기분, whoa) nice! (Ow, yeah)
– (ruh hali, ruh hali, ruh hali, vay) güzel! (Ah, evet)
아주 nice! (Ow, yeah)
– Çok hoş! (Ah, evet)

오늘 하루도 아주 즐거웠어요
– Harika bir gündü.
다음 데이트도 빨리 했음 좋겠어요
– Umarım bir sonraki randevun çabuk geçer.
집 데려다 주는 길이 너무도 짧아요
– Seni eve götürmek için çok kısa.
내일 이 시간에 또 만나요
– Yarın bu saatte tekrar buluşuruz.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın