Pray
– Dua etmek
Two hands tight together, I’ll wait
– İki elim bir arada, bekleyeceğim.
Until the day you come back to me
– Ta ki bana döneceğin güne kadar.
When the leaves fall down
– Yapraklar düştüğünde
What should we do now?
– Şimdi ne yapmalıyız?
And I tried
– Ve denedim
Say by morning if you aren’t done
– Eğer işin bitmediyse sabaha kadar söyle.
I might just leave forever
– Sonsuza kadar gidebilirim.
I can’t wait forever
– Sonsuza kadar bekleyemem
Voice what’s on your mind to me
– Aklından geçenleri söyle bana
Why won’t you open up?
– Neden kapıyı açmıyorsun?
I’m at the limit of my own patience too
– Ben de kendi sabrımın sınırındayım.
Now it’s your only chance to say what you wanna say
– Şimdi söylemek istediğini söylemek için tek şansın bu.
Say what you wanna say
– Söylemek istediğini söyle.
I’ve run out of patience baby
– Sabrım tükendi bebeğim
Say what you wanna-
– İstediğini söyle-
Start by saying, “How was your day baby?”
– “Günün nasıldı bebeğim?”
Know you wanna run away from it
– Ondan kaçmak istediğini biliyorum.
Think that I was gonna drown from all your stories, yeah
– Tüm hikayelerinden boğulacağımı düşün, evet.
Thought I couldn’t take it, well your mistaken, yeah
– Dayanamayacağımı düşündüm, yanılıyorsun, evet
All I got in my mind right now
– Şu an aklımda olan tek şey
Trying to make you feel like yourself
– Kendin gibi hissetmeni sağlamaya çalışıyorum.
Open up to yourself
– Kendine aç
To be honest, we might fall apart
– Dürüst olmak gerekirse, parçalanabiliriz.
But until then I’ll be trying to make your days better
– Ama o zamana kadar günlerini daha iyi hale getirmeye çalışacağım.
I don’t want to see you break
– Kırıldığını görmek istemiyorum.
Always saying that you’re fine and okay
– Her zaman iyi ve iyi olduğunu söylerdim.
Tell me the truth
– Bana doğruyu söyle
What’s bothering you?
– Canını sıkan ne?
If it’s me, let me know
– Eğer bensem, haber ver.
But I don’t think that’s the case
– Ama bence durum böyle değil.
I just want to hear you say
– Sadece söylediğini duymak istiyorum.
Tell me what you like and hate
– Bana neyi sevdiğini ve nefret ettiğini söyle
You’ve been so stiff and I wanna break
– Çok sert davrandın ve kırmak istiyorum.
Maybe a kitkat or two with you
– Belki seninle bir iki kitkat
Maybe a kitkat or two with, two with you
– Belki bir kitkat ya da iki seninle, iki seninle
Maybe a kitkat or two with you
– Belki seninle bir iki kitkat

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.