It’s eight a.m. again
– Yine sabah sekizde.
Looking in the mirror at my only friend
– Aynadan tek arkadaşıma bakıyorum
Got dumped by my girlfriend
– Kız arkadaşım tarafından terk edildim.
Said my own name in bed
– Yatakta kendi adımı söyledi.
A lady on the train put a coin in my coffee cup
– Trende bir bayan kahve fincanıma bozuk para koydu.
Thought I was asking for change
– Değişim istediğimi sanıyordum.
But it’s okay
– Ama sorun değil
Had the same thing happen to me yesterday
– Dün de aynı şey başıma geldi mi?
My life’s a mess
– Hayatım karmakarışık
Got rainclouds pouring on my head
– Kafama yağmurluklar yağıyor.
My so called friend
– Sözde arkadaşım
He said, he said
– Dedi, dedi
It’s just a drop in the ocean
– Sadece okyanusta bir damla.
Why would anyone notice?
– Neden biri fark etsin ki?
What a strange thing to say
– Söylenecek ne garip bir şey
You’re a ripple away from ulterior motives
– Gizli amaçlardan uzak bir dalgasın.
Just a drop in the ocean
– Okyanusta sadece bir damla
What a horrible notion
– Ne korkunç bir fikir
That I’m just a drip in the wave of your much harder day
– Senin çok daha zor gününün dalgasında bir damla olduğumu
In your life with your way bigger problems
– Hayatında çok daha büyük sorunların var.
It’s eight p.m. at home
– Saat akşam sekizde evde.
Really could be anywhere but who would know?
– Gerçekten her yerde olabilir ama kim bilebilir ki?
So uninspired
– Çok sönük
All of those albums I struggle to write so
– Tüm bu albümleri yazmak için uğraşıyorum
I’m going out again
– Tekrar dışarı çıkıyorum.
Maybe I should try calling a different friend
– Belki de başka bir arkadaşımı aramayı denemeliyim.
I tried once I tried twice
– Bir kere denedim iki kere denedim
I just need someone with better advice cause
– Sadece daha iyi tavsiyesi olan birine ihtiyacım var çünkü
My life’s a mess
– Hayatım karmakarışık
Those words still burning in my chest
– O sözler hala göğsümde yanıyor
My so called friend
– Sözde arkadaşım
He said, he said
– Dedi, dedi
It’s just a drop in the ocean
– Sadece okyanusta bir damla.
Why would anyone notice?
– Neden biri fark etsin ki?
What a strange thing to say
– Söylenecek ne garip bir şey
You’re a ripple away from ulterior motives
– Gizli amaçlardan uzak bir dalgasın.
Just a drop in the ocean
– Okyanusta sadece bir damla
What a horrible notion
– Ne korkunç bir fikir
That I’m just a drip in the wave of your much harder day
– Senin çok daha zor gününün dalgasında bir damla olduğumu
In your life with your way bigger problems
– Hayatında çok daha büyük sorunların var.
Na na na na
– Na na na na
Na na na na na na na na
– Na na na na na na na na
Na na na na
– Na na na na
Na na na na
– Na na na na
It’s coming at me like a tidal wave
– Bir gelgit dalgası gibi üzerime geliyor.
You’d think that you’d know better at that ripe old age so
– O olgun yaşta daha iyi bileceğini düşünürdün.
Now you think that you can shut my name
– Şimdi adımı kapatabileceğini düşünüyorsun.
I can’t relate
– İlişki kuramıyorum.
You can complain but nothing would change it
– Şikayet edebilirsin ama hiçbir şey onu değiştiremez.
I’m just a drop in the ocean
– Ben sadece okyanusta bir damla
Why would I even notice?
– Neden fark edeyim ki?
I can tell by your face
– Yüzünüzden anlayabiliyorum.
You’re a ripple away from ulterior motives
– Gizli amaçlardan uzak bir dalgasın.
If I’m a drop in the ocean
– Eğer okyanusta bir damla isem
It’s a horrible notion
– Bu korkunç bir fikir
That I’m just a drip in the wave of your much harder day
– Senin çok daha zor gününün dalgasında bir damla olduğumu
In your life with your way bigger problems
– Hayatında çok daha büyük sorunların var.
Drop in the ocean
– Okyanusa düş
Drop in the ocean
– Okyanusa düş

Sophie May – Drop In the Ocean İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.