The Middle East – Blood İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Older brother, restless soul, lie down
– Ağabey, huzursuz ruh, uzan
Lie for a while with your ear against the earth
– Kulağınızı yere yaslayarak bir süre yalan söyleyin
And you’ll hear your sister sleep talking saying your hair is long
– Ve kız kardeşinin uyuduğunu ve saçlarının uzun olduğunu söylediğini duyacaksın
But not long enough to reach home to me
– Ama bana ulaşmak için yeterince uzun değil
But your beard someday might be
– Ama sakalın bir gün olabilir
And she woke up in a cold sweat on the floor
– Ve yerde soğuk bir ter içinde uyandı
Next to a family portrait drawn when you were four
– Dört yaşındayken çizilen bir aile portresinin yanında

And beside a jar of 2 cent coins that are no good no more
– Ve bir kavanozun yanında, artık iyi olmayan 2 sentlik paralar var
She’ll lay it aside
– Kenara yatacak
Older father, weary soul, you’ll drive
– Yaşlı baba, yorgun ruh, sen kullanacaksın
Back to the home you made on the mountainside
– Dağın yamacında yaptığın eve geri dön

With that ugly terrible thing
– O çirkin korkunç şeyle
With papers for divorce and a lonely ring
– Boşanma belgeleri ve yalnız bir yüzük ile
A lonely ring
– Yalnız bir yüzük
Sit on your porch
– Verandana otur.
And pluck your strings
– Ve iplerini koparmak
Oh, and you’ll find somebody you can blame
– Oh, ve suçlayabileceğin birini bulacaksın
And you’ll find a creak that runs out into the sea
– Ve denize akan bir gıcırtı bulacaksınız
And you’ll find the peace of the Lord
– Ve Tanrı’nın huzurunu bulacaksınız

Grandfather, weary soul, you’ll fly
– Büyükbaba, yorgun ruh, uçacaksın
Through your life once more before you die
– Ölmeden önce bir kez daha hayatın boyunca
Since our grandma passed away
– Büyükannemiz öldüğünden beri

You’ve waited for forever and a day
– Sonsuza kadar bekledin ve bir gün
Just to die
– Sadece ölmek için
And someday soon you will die
– Ve bir gün yakında öleceksin
Oh, it was the only woman you ever loved
– Oh, sevdiğin tek kadındı.
That got burnt by the sun to often when she was young
– O gençken sık sık güneş tarafından yakıldı
And the cancer spread, it ran into her body and her blood
– Ve kanser yayıldı, vücuduna ve kanına koştu
And there is nothing you can do about it now
– Ve şimdi bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yok




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın