The Rembrandts – I’ll Be There For You (Long Version) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

So no one told you life was gonna be this way
– Kimse sana hayatın böyle olacağını söylemedi.
Your job’s a joke, you’re broke, your love life’s D.O.A.
– İşin bir şaka, beş parasızsın, aşk hayatın ölüm döşeğinde.
It’s like you’re always stuck in second gear
– Sanki her zaman ikinci viteste sıkışıp kalmışsın gibi
When it hasn’t been your day, your week, your month, or even your year, but
– O gün, hafta, ay veya yıl bile olmadı ama

I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(When the rain starts to pour)
– (Yağmur yağmaya başladığında)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(Like I’ve been there before)
– (Daha önce orada olduğum gibi)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(‘Cause you’re there for me too)
– (Çünkü sen de benim için oradasın)

You’re still in bed at ten and work began at eight
– Hala on yaşında yataktasın ve iş sekizde başladı
You’ve burned your breakfast, so far things are going great
– Kahvaltını yaktın, şimdiye kadar her şey harika gidiyor
Your mother warned you there’d be days like these
– Annen böyle günler olacağı konusunda seni uyardı.
But she didn’t tell you when the world has brought you down to your knees and
– Ama sana dünyanın seni ne zaman dizlerinin üstüne çökerttiğini söylemedi.

I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(When the rain starts to pour)
– (Yağmur yağmaya başladığında)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(Like I’ve been there before)
– (Daha önce orada olduğum gibi)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(‘Cause you’re there for me too)
– (Çünkü sen de benim için oradasın)

No one could ever know me
– Kimse beni tanıyamazdı.
No one could ever see me
– Kimse göremiyordu beni
Seems you’re the only one who knows what it’s like to be me
– Ben olmanın nasıl bir şey olduğunu bilen tek kişi sensin.
Someone to face the day with, make it through all the rest with
– Günle yüzleşecek biri, geri kalan her şeyi halledecek biri
Someone I’ll always laugh with
– Her zaman güleceğim biri
Even at my worst, my best is you, Yeah!
– En kötüsümde bile, en iyim sensin, Evet!

It’s like you’re always stuck in second gear
– Sanki her zaman ikinci viteste sıkışıp kalmışsın gibi
When it hasn’t been your day, your week, your month, or even your year
– Gününüz, haftanız, ayınız veya hatta yılınız olmadığında

I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(When the rain starts to pour)
– (Yağmur yağmaya başladığında)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(Like I’ve been there before)
– (Daha önce orada olduğum gibi)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(‘Cause you’re there for me too)
– (Çünkü sen de benim için oradasın)

I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(When the rain starts to pour)
– (Yağmur yağmaya başladığında)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(Like I’ve been there before)
– (Daha önce orada olduğum gibi)
I’ll be there for you
– Senin için orada olacağım
(‘Cause you’re there for me too)
– (Çünkü sen de benim için oradasın)

My agent has just gotten me a job…
– Menajerim bana bir iş buldu…
In the new Al Pacino movie!
– Yeni Al Pacino filminde!
Oh my God! Whoah!
– Aman tanrım! Whoah!

Well, what’s the part?
– Peki, rol nedir?

Can you believe this? Al Pacino!
– Buna inanabiliyor musun? Al Pacino!
This guy’s the reason I became an actor!
– Aktör olmamın sebebi bu adam!
“I’m out of order? Pfeeeh. You’re out of order!
– “Bozuk muyum? Pfeeeh. Bozuksun!
This whole courtroom’s out of order!”
– Bütün mahkeme salonu bozuk!”

Seriously, what-what’s the part?
– Cidden, rol nedir?

“Just when I thought I was out, they pull me back in!”
– “Sadece dışarıda olduğumu düşündüğümde, beni geri çekiyorlar!”

C’mon, seriously, Joey, what’s the part?
– Hadi ama Joey, rol nedir?

I’m his (hmmm hmmm)
– Ben onunum (hmmm hmmm)

You’re, you’re ‘mah mah mah’ what?
– Sen, sen’ mah mah mah ‘ ne?

I’m his butt double. ‘Kay?
– Ben onun popo dublörüyüm. ‘Kay?
I play Al Pacino’s butt. Alright?
– Al Pacino’nun poposunu oynuyorum. Tamam mı?
He goes into the shower, and then- I’m his butt.
– O duşa giriyor, ve sonra-ben onun poposuyum.

Oh my God.
– Aman tanrım.

C’mon, you guys. This is a real movie, and Al Pacino’s in it, and that’s big!
– Hadi, çocuklar. Bu gerçek bir film, ve Al Pacino içinde, ve bu büyük!

Oh no, it’s terrific, it’s… it’s… y’know
– Oh hayır, bu harika, bu… bu… biliyorsun
You deserve this, after all your years of struggling
– Yıllarca uğraştıktan sonra bunu hak ediyorsun.
You’ve finally been able to crack your way into show business
– Sonunda şov dünyasına girmeyi başardın.

Okay, okay, fine, make jokes
– Tamam, tamam, iyi, şaka yap
I don’t care!
– Umurumda değil!
This is a big break for me!
– Bu benim için büyük bir mola!

You’re right, you’re right, it is…
– Haklısın, haklısın, öyle…
So you gonna invite us all to the big opening?
– Hepimizi büyük açılışa davet edecek misin?




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın