$uicideboy$ – …And To Those I Love, Thanks For Sticking Around İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Take me home
– Beni eve götür
Take me home
– Beni eve götür
It’s the one place I can rest in peace
– Huzur içinde yatabileceğim tek yer burası.
Turn off my phone
– Telefonumu kapat
So many messages I wish I could just delete
– Keşke silebilseydim çok fazla mesaj

Questioning my existence (‘istence)
– Varlığımı sorgulamak (‘istence)
Questioning my decisions (‘cisions)
– Kararlarımı sorgulama (‘cisions)
Burning down all the bridges (Bridges)
– Tüm köprüleri yakmak (köprüler)
Dig a moat, now I’m finished
– Bir hendek kazın, şimdi bitirdim
Sorry, don’t want you to visit, no
– Üzgünüm, seni ziyaret etmek istemiyorum, hayır
No
– Hayır

One last pic and I’ll be gone
– Son bir fotoğraf ve ben gitmiş olacağım
Make it count, put the flash on
– Saymasını sağla, flaşı aç
Never really felt like I belonged
– Hiç bir his aittim
So I’ll be on my way
– Bu yüzden yolda olacağım
And I won’t be long (Be long, be long)
– Ve ben uzun olmayacağım (uzun Ol, uzun ol)

I’ll be dead by dawn
– Şafağa kadar ölmüş olacağım.
I’ll be dead by dawn
– Şafağa kadar ölmüş olacağım.
I’ll be dead by dawn
– Şafağa kadar ölmüş olacağım.
I’ll be dead by dawn (By dawn, by dawn, by dawn…)
– Şafak vakti (dawn Tarafından, şafakta, şafakta ölmüş olacağım…)

Scrolling through my texts
– Metinlerim arasında kaydırma
Shit I left unread
– Okunmamış bıraktığım bok
Never trying to deal with it
– Asla bununla başa çıkmaya çalışmıyorum
There’s bliss up in my ignorance
– Cehaletimde mutluluk var
Ten dope dealers (Dealers)
– On uyuşturucu Satıcısı (Bayi)
Ex want me to see her (See her)
– Eski onu görmemi istiyor (onu gör)
Can’t trust her, don’t believe her
– Ona güvenemem, ona inanma
Reply turn into a needle, yeah
– Cevap bir iğneye dönüş, Evet

Don’t wanna do it again (Do it again)
– Tekrar yapmak istemiyorum (tekrar yap)
Got shit I’m not trying to relive (To relive)
– Yeniden yaşamaya çalışmadığım bir bok var (yeniden yaşamak için)
Head fucked up and I’m sick
– Kafa berbat ve ben hastayım
These old habits will kill me quick
– Bu eski alışkanlıklar beni çabucak öldürecek
Quicker than I can blink (Blink, blink, blink…)
– Yanıp sönebileceğimden daha hızlı (yanıp sönme, yanıp sönme, yanıp sönme…)
Quicker than I can think (Think, think, think…)
– Düşündüğümden daha hızlı (düşün, düşün, düşün…)
Lift me up, don’t want to sink
– Kaldır beni, batmak istemiyorum
Pour me up, I need a drink
– Doldur beni, bir içkiye ihtiyacım var

What the fuck do I do when sabotage is all I know? Oh
– Tek bildiğim sabotaj olduğunda ne yapacağım? Ey
I done dug myself my own grave in this hole, wo-oh
– Bu delikte kendi mezarımı kendim kazdım, wo-oh
Kill me slow, slow
– Öldür beni yavaş, yavaş
Curtains close low
– Perdeler düşük kapanır
Fuck, I don’t see what’s the point of going on
– Lanet olsun, neler olduğunu anlamıyorum.
No (No, no, no, no, no, no…)
– (Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır…)




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın