You so lovely และมี butterfly ที่บินอยู่รายล้อมเธอ
– Çok güzelsin ve onu çevreleyen bir kelebek var.
ฉันช่างโชคดี ที่โลกนี้มีเธอทำให้ลืมเรื่องร้ายที่เจอ
– O kadar şanslıyım ki, bu dünyada görmek için kötüyü unuttu
You so lovely และมี butterfly ที่บินอยู่รายล้อมเธอ
– Çok güzelsin ve onu çevreleyen bir kelebek var.
ฉันช่างโชคดี ที่โลกนี้มีเธอทำให้ลืมเรื่องร้ายที่เจอ
– O kadar şanslıyım ki, bu dünyada görmek için kötüyü unuttu
ฉันเป็น werewolf เธอเซียร์ เธอรู้คนเดียว
– Ben bir kurtadamım, onu yalnız tanıyor.
ในยามที่ทุกข์ เธอเชียร์ ให้ลุกจากเตียง
– İçinde troubled ona cheering için almak dışarı arasında yatak
มีแค่ you my dear ที่รู้ฉันเพลีย
– Sadece sen, tatlım, kim bilir, çok yorgunum
When you look at me ทั้งโลกก็เปลี่ยน
– Bana baktığında tüm dünya değişiyor
This weekend ไม่ต้องมีแพลน ไปปลีกวิเวก
– Bu hafta sonu geri çekilme planları olmadan.
ช่างวิเศษ ไล่ฟังlistเพลง ไม่ต้องกด replay
– Harika kovalamaca şarkı listesini dinle tekrar düğmesine basmanıza gerek yok
Tuesday ชิวริมทะเล ก่อนที่จะ new day
– Salı yeni gün önce deniz kenarında chill
เธอลบ this pain ไม่ได้คิดเอง ชอบเธอแบบที่เป็น
– Bu acıyı ortadan kaldırıyorsun kendini onun gibi düşünme
ฉันเหมือนถูกต้องคำสาป
– Ben iyiyim, lanet olsun
และฉันแพ้ทุกคราว
– Ve alerjim var gelecek
เธอสวยตอนแสงsunkissedลงมา
– O olduğunu güzel zaman light sunkissed aşağı
อย่าได้อายที่จะยิ้มมุมปาก
– Gülümsemekten utanma, ağzın köşeleri
เธอเรียนโรงเรียนเวทมนตร์รึเปล่า(ฮอกหวอด)
– Sihir okulu mu okudu? (Hokkaido’nun en büyük isimleri)
เธอทำฉันจมด้วยมนตสกด
– Beni yuvarlakla batırdı. basın
ฉันเคยเข้าใจว่าโลกมันเทา
– Eskiden dünyanın gri olduğunu anlardım.
ตอนนี้มันกลายเป็นดีไปหมดเลย
– Şimdi gitmek için iyi oldu.
You so lovely และมี butterfly ที่บินอยู่รายล้อมเธอ
– Çok güzelsin ve onu çevreleyen bir kelebek var.
ฉันช่างโชคดี ที่โลกนี้มีเธอทำให้ลืมเรื่องร้ายที่เจอ
– O kadar şanslıyım ki, bu dünyada görmek için kötüyü unuttu
You so lovely และมี butterfly ที่บินอยู่รายล้อมเธอ
– Çok güzelsin ve onu çevreleyen bir kelebek var.
ฉันช่างโชคดี ที่โลกนี้มีเธอทำให้ลืมเรื่องร้ายที่เจอ
– O kadar şanslıyım ki, bu dünyada görmek için kötüyü unuttu
นอนฟัง เสียงคลื่นที่ซัดฝั่ง
– Kıyıya sıçrayan dalgaların sesini dinleyerek uyu
บอกเล่าเรื่องราวที่ค้างคา
– Bir hikaye anlat, nisi
ดาวบนฟ้าเธอสอนฉันนับมัน
– Mavi yıldızlar, bana saymayı öğretti.
เราจะไปบนนั้นในซักวัน
– Bir gün içinde oraya gideceğiz.
What we gonna do tonight?
– Bu gece ne yapacağız?
อยากให้เธอเต้นรำกับฉันได้ไหม
– Benimle dans edermisin?
เราทิ้งตัวลงบนพื้นทราย
– Kuma uzandık.
We are under moonlight
– Ay ışığı altındayız
ก่อนจะนอน you call my name
– Uyumadan önce adımı söyle.
แข่งกันจ้องตาแบบ face to face
– Irk baktı göz, yüz yüze
ฉันให้เธอชนะ this game
– Bu oyunu kazanmasına izin verdim.
You make this world a better place
– Bu dünyayı daha iyi bir yer haline getiriyorsun
ไม่ว่าเธอจะคบกับใคร
– Biriyle çıkıyor mu
ในวันที่โลกทำเธอหนักใจ
– Dünya günü onu rahatsız etti
ไม่ว่าจะรู้สึกแย่แค่ไหน
– Kötü hissetmeye değip değmeyeceği.
ให้เพลงของฉันได้พาเธอหลับไป
– Şarkım onu uyutsun.

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.