WJSN – UNNATURAL Korece Sözleri Türkçe Anlamları

자꾸 신경 쓰이게
– Bu konuda endişelenmeye devam et.
어색해 내 모든 행동 하나하나가
– Garip bir şey. her hareketimi.
괜스레 건넨 인사도
– Tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam.
입가에 걸린 미소도, 모두
– Ağzında bir gülümseme, hepsi.
Oh no, oh, what should I do?
– Oh hayır, oh, ne yapmalıyım?

애써 무심하게
– Kalpsiz olmaya çalışıyorum.
아무렇지도 않은 척하지 난 하지만
– Böyle olduğum da söylenemez ama ben biliyorum.
사실은, 실은, 실은 말야
– Aslında, aslında, aslında.
다 티가, 티가 나, I know
– Da Tiga, tiga, biliyorum
어떡해 나?
– Ne yaparım?
Baby, I don’t really know what to do, no, no
– Bebeğim, gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum, hayır, hayır

How can I breathe now, now, now?
– Şimdi, şimdi, şimdi nasıl nefes alabilirim?
숨 쉬는 법을 잊은 듯
– Nefes almayı unuttum.
Holding my breath
– Nefesimi tutarak
숨이 막혀 난 모두 out of my control
– Herkesi kontrolümden çıkardı

Oh, I’m unnatural
– Oh, ben doğal değilim
I know I’m really, really, really unnatural, 왜?
– Gerçekten, gerçekten, gerçekten doğal olmadığımı biliyorum, neden?
네 앞에만 서면
– Sadece önünüzde yazılı
또 삐그덕 대, you blow ma mind
– aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun
맘에 안 들어
– Ben bunu sevmiyorum.
이런 내 모습, oh, 내 말투
– Ah, bakışım, ah, ses tonum.
말을 안 들어, no
– Dinle, hayır yok.
Really, really, really, unnatural, 왜?
– Gerçekten, gerçekten, gerçekten, doğal olmayan, neden?

Yeah, 그래 너는 나답지
– Evet, Evet, sen benimsin.
못하게 해, love actually
– Gitmesine izin verme, aslında aşk
기대와 불안에 가둬 날
– Beklentilere ve endişelere kilitlendim.
적당히 미치게, you got me like, ooh
– Orta derecede çılgın, beni anladın, ooh
냉정함을 유지해 때로
– Bazen soğukkanlı ol.
But 안 되잖아 자연스런 태도
– Ama bu doğal bir tutum değil.
멍청한 꼴, (drip) dripping gold
– aptal, (damla) damlayan altın
뭘 더? No way
– Daha ne? Olanaksız

애써 무심하게
– Kalpsiz olmaya çalışıyorum.
아무렇지도 않은 척하지 난 하지만
– Böyle olduğum da söylenemez ama ben biliyorum.
사실은, 실은, 실은 말야
– Aslında, aslında, aslında.
다 티가, 티가 나, I know
– Da Tiga, tiga, biliyorum
어떡해 나?
– Ne yaparım?
Baby, I don’t really know what to do, no, no
– Bebeğim, gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum, hayır, hayır

How can I breathe now, now, now?
– Şimdi, şimdi, şimdi nasıl nefes alabilirim?
숨 쉬는 법을 잊은 듯
– Nefes almayı unuttum.
Holding my breath
– Nefesimi tutarak
숨이 막혀 난 모두 out of my control
– Herkesi kontrolümden çıkardı

Oh, I’m unnatural
– Oh, ben doğal değilim
I know I’m really, really, really unnatural, 왜?
– Gerçekten, gerçekten, gerçekten doğal olmadığımı biliyorum, neden?
네 앞에만 서면
– Sadece önünüzde yazılı
또 삐그덕 대, you blow ma mind
– aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun
맘에 안 들어
– Ben bunu sevmiyorum.
이런 내 모습, oh, 내 말투
– Ah, bakışım, ah, ses tonum.
말을 안 들어, no
– Dinle, hayır yok.
Really, really, really, unnatural, 왜?
– Gerçekten, gerçekten, gerçekten, doğal olmayan, neden?

아무리 고민을 해봐도 난
– Ne kadar endişeli olursam olayım, bu konuda endişelenmeyeceğim.
방법을 몰라, yeah
– Nasıl olduğunu bilmiyorum, Evet
이상해 모든 게 맘대로 안되지 잘 안되지
– Garip. Her şey istediğin gibi çalışmıyor. İşe yaramıyor.
Oh no, yeah
– Oh Hayır, Evet

Hey, come on
– Hey, hadi
Now, one, two, three, go
– Şimdi, bir, iki, üç, git

How can I breathe now, now, now?
– Şimdi, şimdi, şimdi nasıl nefes alabilirim?
숨 쉬는 법을 잊은 듯 (oh, oh)
– Nefes almayı unuttum (oh, oh)
Holding my breath
– Nefesimi tutarak
숨이 막혀 난 모두 out of my control
– Herkesi kontrolümden çıkardı

Oh, I’m unnatural
– Oh, ben doğal değilim
I know I’m really, really, really unnatural, 왜?
– Gerçekten, gerçekten, gerçekten doğal olmadığımı biliyorum, neden?
네 앞에만 서면
– Sadece önünüzde yazılı
또 삐그덕 대, you blow ma mind
– aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun, aklını başından alıyorsun
맘에 안 들어
– Ben bunu sevmiyorum.
이런 내 모습, oh, 내 말투
– Ah, bakışım, ah, ses tonum.
말을 안 들어, no
– Dinle, hayır yok.
Really, really, really, unnatural, 왜?
– Gerçekten, gerçekten, gerçekten, doğal olmayan, neden?

How can I breathe now, now, now?
– Şimdi, şimdi, şimdi nasıl nefes alabilirim?
숨 쉬는 법을 잊은 듯
– Nefes almayı unuttum.
Holding my breath
– Nefesimi tutarak
숨이 막혀 난 모두 out of my control
– Herkesi kontrolümden çıkardı

맘에 안 들어
– Ben bunu sevmiyorum.
이런 내 모습, oh, 내 말투
– Ah, bakışım, ah, ses tonum.
말을 안 들어, no
– Dinle, hayır yok.
Really, really, really, unnatural, 왜?
– Gerçekten, gerçekten, gerçekten, doğal olmayan, neden?




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın