Wyvern Lingo – Used İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I don’t need you to love me, I can’t be broken twice
– Beni sevmene ihtiyacım yok, iki kere kırılamam
Just tell me I’m beautiful as we lay down, that will suffice
– Uzanırken güzel olduğumu söyle yeter.
Don’t look so guilty as though you’ve done me wrong
– Bana yanlış yapmışsın gibi bu kadar suçlu görünme.
I’m not your victim to be pitied,
– Acınacak kurbanınız ben değilim.,
I’m not yours at all
– Senin hiç değilim
For long
– Uzun süre

Oh with your hands you cheapened me
– Ellerinle beni ucuzladın.
And I’ll never let another weaken me
– Ve bir başkasının beni zayıflatmasına asla izin vermeyeceğim
Ahh Ahhh
– Ahh Ahhh

But you kissed me too softly and then I felt used
– Ama beni çok yumuşak öptün ve sonra alıştığımı hissettim.
And you told me I was your call to arms your muse
– Ve bana ilham perini silahlandırmak için senin çağrın olduğumu söyledin.
Don’t act so bewitched as though you tried to stay true
– Sadık kalmaya çalışmışsın gibi büyülenmiş gibi davranma.
Did I taunt you with my voice, was it my hair that maddened you?
– Sesimle mi alay ettim, seni çıldırtan saçım mıydı?

Such excuses are heard only in songs
– Bu tür bahaneler sadece şarkılarda duyulur
From a time before you and I
– Sen ve benden önceki bir zamandan
There is no great romance here, no
– Burada büyük bir romantizm yok, hayır
Just a lust you tried to glorify
– Sadece yüceltmeye çalıştığın bir şehvet

Go back to her running, that’s my advice
– Koşarak ona geri dön, bu benim tavsiyem.
You won’t find me running after
– Beni peşinden koşarken bulamazsın.
I can’t be broken twice
– İki kere kırılamam.
Leave and go back to her running, take my advice
– Git ve koşarak ona geri dön, tavsiyemi dinle.
Your cold heart couldn’t bother one, long since turned to ice
– Soğuk kalbin uzun zamandan beri buza dönüşmüş birini rahatsız edemezdi.
Oooh oooh oooh oooh
– Oooh oooh oooh oooh

I’ll never let you hurt me I’ll never let you in
– Beni incitmene asla izin vermeyeceğim İçeri girmene asla izin vermeyeceğim
A fool was I to indulge in some sordid dealings
– Bazı pis işlere bulaşmak aptallıktı.
I won’t let this bruise me the choice is my own
– Bunun beni yaralamasına izin vermeyeceğim seçim bana ait.
Not to let another use me and learn to be alone
– Bir başkasının beni kullanmasına ve yalnız olmayı öğrenmesine izin vermemek

Oh with your hands you cheapened me
– Ellerinle beni ucuzladın.
And I’ll never let another weaken me
– Ve bir başkasının beni zayıflatmasına asla izin vermeyeceğim

Go back to her running, that’s my advice
– Koşarak ona geri dön, bu benim tavsiyem.
You won’t find me running after
– Beni peşinden koşarken bulamazsın.
I can’t be broken twice
– İki kere kırılamam.
Leave and go back to her running, take my advice
– Git ve koşarak ona geri dön, tavsiyemi dinle.
Your cold heart couldn’t bother one, long since turned to ice
– Soğuk kalbin uzun zamandan beri buza dönüşmüş birini rahatsız edemezdi.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın