Seni gördüğüm o günden beri Kalbim perişan gönlüm bir deli Sana yazdığım beni anlatan aşkımla dolu bu sözlerimi Sana yazdığım beni anlatan aşkımla dolu bu sözlerimi
İşte bu bizim hikayemiz öyle saf öyle temiz Kenetlenmiş ayrılamaz kalbimizde ellerimiz
İşte bu bizim hikayemiz öyle saf öyle temiz Kenetlenmiş ayrılamaz kalbimizde ellerimiz
Kanımda canımda dört yanımda Senden başka hiç kimse olmasın Birgün dönsen yeter bana gözlerim yolda kalmasın
Kanımda canımda dört yanımda Senden başka hiç kimse olmasın Birgün dönsen yeter bana gözlerim yolda kalmasın
Olmayacak bir duamıydı bu ALLAH’ım bana reva mıydı bu Yoksa hemen sonu gelecek acıyla dolu bir aşk mıydı bu Yoksa hemen sonu gelecek acıyla dolu bir aşk mıydı bu
İşte bu bizim hikayemiz öyle saf öyle temiz Kenetlenmiş ayrılamaz kalbimizde ellerimiz İşte bu bizim hikayemiz öyle saf öyle temiz Kenetlenmiş ayrılamaz kalbimizde ellerimiz
Kanımda canımda dört yanımda Senden başka hiç kimse olmasın Birgün dönse yeter bana gözlerim yolda kalmasın
Kanımda canımda dört yanımda Senden başka hiç kimse olmasın Birgün dönse yeter bana gözlerim yolda kalmasın
Kimileri kaldı, kimileri geçti Boşa didindi yanlışı doğrusu bak, konuşuyor hala Sana bana kalmaz, her şey fani Herkese tonla bizeyse koklatıyor, şu yalan dünya
Dönüp dönüp duruyorum etrafında Görmüyo musun aklım kaçıyor bir bak, biliyorsun sorma Dolduruyorum ceplerimi seninle Suya attım tek tek batıyor anılar, karışırlar toprağa
Yak yanıyorsa söndürme, alev alsın öldürme Kimi kimlere kırdırıyor hayat Bırak, içiyorsak bi’ sebebi var Kışa döndüm geçti bahar, seni benden çaldı yine hayat
Yürüyorum aklım bir karış havada Bir türkü tutturdum geceden sabaha, başıboş sokaklarda Düşüyorum kaldırsan mı biraz da Duy beni artık ölüyorum anlasana, bakıyorsun hala
Yürüyorum aklım bir karış havada Bir türkü tutturdum geceden sabaha, başıboş sokaklarda Düşüyorum kaldırsan mı biraz da Duy beni artık ölüyorum anlasana, bakıyorsun hala
Yak yanıyorsa söndürme, alev alsın öldürme Kimi kimlere kırdırıyor hayat Bırak, içiyorsak bi’ sebebi var Kışa döndüm geçti bahar, seni benden çaldı yine hayat
Yak yanıyorsa söndürme, alev alsın öldürme Kimi kimlere kırdırıyor hayat Bırak, içiyorsak bi’ sebebi var Kışa döndüm geçti bahar, seni benden çaldı yine hayat
İçimde bir şey kanıyor Keskin bir vedanın yarası sızlıyor Yüzümde bir şey soluyor Aynı değil umudun rengi kayboluyor
Kalbimde bir yerde bir orman yanıyor Bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor Şiirler hep dargın, dualar şifasız Ömrüme mıhlanmış bir cümle…
“Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana yana yana yana” “Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana yana”
“Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana yana yana” “Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana”
“Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana yana” “Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana yana yana”
“Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana yana” “Kül olur kalbindeki zamanla Yana yana yana yana yana yana yana yana”
(… Yana yana yana yana yana yana yana”) (“Kül olur kalbindeki zamanla) (Yana yana yana yana yana yana”) (“Kül olur kalbindeki zamanla) (Yana yana yana yana yana”)
Do you ever feel like a plastic bag – Hiç plastik bir torba gibi hissediyor musun Drifting through the wind, wanting to start again? – Rüzgarda sürüklenip, baştan başlamak mı istiyorsun? Do you ever feel, feel so paper-thin – Hiç bu kadar kağıt gibi hissettiğin oldu mu Like a house of cards, one blow from caving in? – Bir kart evi gibi, mağaradan bir darbe mi? Do you ever feel already buried deep? – Hiç derinlere gömüldüğünü hissettin mi? Six feet under screams, but no one seems to hear a thing – Çığlıkların altında altı metre, ama kimse bir şey duymuyor gibi görünüyor Do you know that there’s still a chance for you? – Senin için hala bir şans olduğunu biliyor musun? ‘Cause there’s a spark in you – Çünkü içinde bir kıvılcım var.
You just gotta ignite the light – Sadece ışığı tutuşturmalısın. And let it shine – Ve parlamasına izin ver Just own the night – Sadece geceye sahip ol Like the Fourth of July – Dördüncü Temmuz gibi
‘Cause baby, you’re a firework – Çünkü bebeğim, sen bir havai fişeksin. Come on show ’em what you’re worth – Hadi onlara ne kadar değerli olduğunu göster. Make ’em go, “Aah, aah, aah” – “Aah, aah, aah” demelerini sağla.” As you shoot across the sky – Gökyüzüne ateş ederken Baby, you’re a firework – Bebeğim, sen bir havai fişeksin. Come on, let your colors burst – Haydi, renklerin patlaması Make ’em go, “Aah, aah, aah” – “Aah, aah, aah” demelerini sağla.” You’re gonna leave them all in awe, awe, awe – Hepsini huşu içinde, huşu içinde, huşu içinde bırakacaksın.
You don’t have to feel like a waste of space – Yer israfı gibi hissetmenize gerek yok You’re original, cannot be replaced – Sen orijinalsin, değiştirilemez If you only knew what the future holds – Eğer geleceğin ne beklediğini bilseydin After a hurricane comes a rainbow – Bir kasırgadan sonra bir gökkuşağı geliyor Maybe a reason why all the doors are closed – Belki de tüm kapıların kapalı olmasının bir nedeni So you could open one that leads you to the perfect road – Böylece sizi mükemmel bir yola götürecek birini açabilirsiniz Like a lightning bolt, your heart will glow – Bir yıldırım gibi, kalbin parlayacak And when it’s time, you’ll know – Ve zamanı geldiğinde sen de anlayacaksın
You just gotta ignite the light – Sadece ışığı tutuşturmalısın. And let it shine – Ve parlamasına izin ver Just own the night – Sadece geceye sahip ol Like the Fourth of July – Dördüncü Temmuz gibi
‘Cause baby, you’re a firework – Çünkü bebeğim, sen bir havai fişeksin. Come on, show ’em what you’re worth – Haydi, göster, nelerin yattığını orada. Make ’em go, “Aah, aah, aah” – “Aah, aah, aah” demelerini sağla.” As you shoot across the sky – Gökyüzüne ateş ederken Baby, you’re a firework – Bebeğim, sen bir havai fişeksin. Come on, let your colors burst – Haydi, renklerin patlaması Make ’em go, “Aah, aah, aah” – “Aah, aah, aah” demelerini sağla.” You’re gonna leave them all in awe, awe, awe – Hepsini huşu içinde, huşu içinde, huşu içinde bırakacaksın.
Boom, boom, boom – Boom, boom, boom Even brighter than the moon, moon, moon – Ay, ay, aydan bile daha parlak It’s always been inside of you, you, you – Her zaman senin içindeydi, sen, sen And now it’s time to let it through – Ve şimdi onu serbest bırakmanın zamanı geldi
‘Cause baby, you’re a firework – Çünkü bebeğim, sen bir havai fişeksin. Come on, show ’em what you’re worth – Haydi, göster, nelerin yattığını orada. Make ’em go, “Aah, aah, aah” – “Aah, aah, aah” demelerini sağla.” As you shoot across the sky – Gökyüzüne ateş ederken Baby, you’re a firework – Bebeğim, sen bir havai fişeksin. Come on, let your colors burst – Haydi, renklerin patlaması Make ’em go, “Aah, aah, aah” – “Aah, aah, aah” demelerini sağla.” You’re gonna leave them all in awe, awe, awe – Hepsini huşu içinde, huşu içinde, huşu içinde bırakacaksın.
Boom, boom, boom – Boom, boom, boom Even brighter than the moon, moon, moon – Ay, ay, aydan bile daha parlak Boom, boom, boom – Boom, boom, boom Even brighter than the moon, moon, moon – Ay, ay, aydan bile daha parlak
Maybe I’m a dreamer – Belki bir hayalperest değilim Maybe I’ma fool for you – Belki de senin için aptalım. But I think I’ma believer – Ama bütün mümin düşünüyorum I believe in something new – Yeni bir şeye inanıyorum. Maybe I’m a liar – Belki bir yalancıyım And maybe I will tell the truth – Ve belki de doğruyu söyleyeceğim I think we gotta hold on – Sanırım dayanmalıyız. And I hope it’s not too late for us to change – Ve umarım değişmek için çok geç değildir
Will I see your face – Yüzünü görecek miyim Somewhere in a better place? – Daha iyi bir yerde bir yerde?
Maybe I’m a dreamer – Belki bir hayalperest değilim Maybe I’ma fool for you – Belki de senin için aptalım. But I think I’ma believer – Ama bütün mümin düşünüyorum I believe in something new – Yeni bir şeye inanıyorum. Maybe I’ma liar – Belki de yalancı olayım Maybe I will tell the truth – Belki doğruyu söylerim. Think we gotta hold on – Sanırım dayanmalıyız. And I hope it’s not too late for us to change – Ve umarım değişmek için çok geç değildir
Will I see your face – Yüzünü görecek miyim Somewhere in a better place? – Daha iyi bir yerde bir yerde?
It’s my life, trick (Ah) – Bu benim hayatım, trick (Ah) It’s my life, trick – Bu benim hayatım, trick. It’s my life, trick – Bu benim hayatım, trick. Four, tres, two, uno – Dört, üç, iki, uno
Don’t you know I’m loco? (Ah) – Deli olduğumu bilmiyor musun? (Ah) No quiero no problemo – Hayır quiero hayır problemo Them girls love they the coco (Ah) – Bu kızlar coco (Ah) seviyorum) Don’t need to call the popo – Popo’yu aramana gerek yok. Judging me’s no, no (Ah) – Beni yargılamak Hayır, Hayır (Ah) If you scroll through my photo – Fotoğrafıma göz atarsan I do not live in slow mo (Ah) – Yavaş mo’da yaşamıyorum (Ah) I live my life in turbo – Hayatımı turbo’da yaşıyorum
‘Cause it’s mi vida loca, it’s mi vida loca – Çünkü bu mi vida loca, bu mi vida loca I do what I wanna (Ah) – Ne istersem yaparım (Ah) I do what I wanna (Ah) – Ne istersem yaparım (Ah) You can’t tell me nothing, baby (Ah) – Bana hiçbir şey söyleyemezsin, bebeğim (Ah) No me diga’ nada – Hayır ben diga ‘ nada You not my mama (Ah), nah, nah – Sen benim annem değilsin (Ah), hayır, hayır
It’s mi vida loca (It’s mi vida loca) – Bu mi vida loca (bu mi vida loca) So cállate tu boca (Yeah, cállate tu boca) – Yani cállate tu boca (Evet, cállate tu boca) I already told ya, I told ya – Sana söyledim, sana söyledim. I’m livin’ la vida loca (La vida loca) – La vida loca (la vida loca) yaşıyorum)
It’s my life, trick (Ah) – Bu benim hayatım, trick (Ah) It’s my life, trick – Bu benim hayatım, trick. It’s my life, trick – Bu benim hayatım, trick. Four, tres, two, uno – Dört, üç, iki, uno
Vida loca y no e’ la de Ricky (Ah) – Vida loca y no e ‘ la de Ricky (Ah) Con una canción y me busco el ticket – Con una canción y me busco el bilet Dinero, ‘tamo pa’ eso (Ah) – Dinero,’ tamo pa ‘ eso (Ah) Will, tírame el beat, que yo rompo el verso – Will, tírame el beat, que yo rompo el verso Esto lo hicimo’ pa’ romper la discoteca (Ah) – Esto lo hicimo ‘ pa ‘ romper la discoteca (Ah) Aquí no hay miedo, lo dejamo’ en la gaveta (Ah) – Aquí no hay miedo, lo dejamo ‘ en la gaveta (Ah)
Es mi vida loca, es mi vida loca – Es mi vida loca, es mi vida loca Nadie me la toca (Ah), nadie me la toca – Nadie me la toca (Ah), nadie me la toca Es mi vida loca algarete y no me importa – Es mi vida loca algarete y no me importa You’re not my mama (Ah) – Sen benim annem değilsin (Ah)
It’s mi vida loca (It’s mi vida loca) – Bu mi vida loca (bu mi vida loca) So cállate tu boca (Yeah, cállate tu boca) – Yani cállate tu boca (Evet, cállate tu boca) I already told ya, I told ya – Sana söyledim, sana söyledim. I’m livin’ la vida loca (La vida loca) – La vida loca (la vida loca) yaşıyorum)
It’s my life, trick (Ah) – Bu benim hayatım, trick (Ah) It’s my life, trick – Bu benim hayatım, trick. It’s my life, trick – Bu benim hayatım, trick. Four, tres, two, uno – Dört, üç, iki, uno
Ah, it’s a big face (Yeah), give me big space (Space) – Ah, bu büyük bir yüz (Evet), bana büyük bir alan ver (boşluk) Bring that a– back, make it rotate – Bu bir geri getirmek, döndürmek olun Shoot my shot, all I need is one take – Tek ihtiyacım olan bir atış. House party poppin’ on a Monday – Pazartesi günü ev Partisi patlıyor Can’t tell me nothing like Kanye (Ah-ah-ah) – Bana Kanye (Ah-ah-ah) gibi bir şey söyleyemem) And I never backtrack, get it my way (Yeah) – Ve asla geri adım atmam, kendi yolumla al (Evet)
Do what I say, be fiancé – Dediğimi yap, nişanlı I got girls light skin, like Sade – Sade gibi açık tenli kızlarım var. Dark skin, skin like cake – Koyu tenli, kek gibi cilt Mhm, mhm, okay (Okay) – Mhm, mhm, tamam (tamam) Flat stomach (Yeah), no waist (No waist) – Düz karın (Evet), bel yok (bel yok) She wanna kiss ‘n make up, olé – Öpmek ve makyaj yapmak istiyor, olé Don’t you act up them boys in the back – Yaramazlık yok arkada çocuklar And they won’t think twice, just (Hah) and react (Yeah) – Ve iki kez düşünmeyecekler, sadece (Hah) ve tepki verecekler (Evet) My life a movie, ‘nother hit, it’s a wrap – Hayatım bir film ,başka bir hit, bu bir sarma Tell a hater relax – Bir nefrete söyle rahatla
It’s mi vida loca (It’s mi vida loca) – Bu mi vida loca (bu mi vida loca) So cállate tu boca (Yeah, cállate tu boca) – Yani cállate tu boca (Evet, cállate tu boca) I already told ya, I told ya – Sana söyledim, sana söyledim. I’m livin’ la vida loca (La vida loca) – La vida loca (la vida loca) yaşıyorum)
Óyeme, óyeme, esta es mi vida (Ah) – – Bana, bana, esta es mi vida (Ah) Y quítate de mi camino, metida – Y quítate de mi camino, metida No tengas celos, no seas jodida (Ah) – Hiçbir tengas celos, hiçbir denizler jodida (Ah) Tú sabes que es mi estilo, maravilla (Ayy) – Tú sabes que es mi estilo, maravilla (Ayy) No puede’ matar la movida (Ayy) – Hayır puede ‘ matar la movida (Ayy) Porque no estás en mi liga (Ayy) – Porque no estás en mi liga (Ayy) Pegando, pegando muy duro (Ah) – Pegando, pegando muy duro (Ah) Estoy trabajando todo’ lo’ día’ – Estoy trabajando todo ‘ lo ‘día’
We work hard (Work), play hard (Get it) – Çok çalışıyoruz (çalışıyoruz), çok oynuyoruz (anlayın) Hot chicks on my radar (Woo) – Benim radar sıcak civciv (Woo) Stay lit on our liquid (Ah) – Sıvımız üzerinde yanmaya devam edin (Ah) ‘Til we blackout like Darth Vader (Woo) – Darth Vader gibi karartana kadar (Woo) Squad it up with these hot baes – Bu sıcak baes ile takım And they stay south of the equator (Uh) – Ve ekvatorun güneyinde kalıyorlar (Uh) I shine like a quasar (Uh) – Bir kuasar gibi parlıyorum (Uh) Ain’t another-nother crazier – Başka bir çılgın değil
It’s mi vida loca – Bu mi vida loca It’s mi vida loca – Bu mi vida loca I do what I wanna (Ah) – Ne istersem yaparım (Ah) I do what I wanna – İstediğimi yaparım You can’t tell me nothing, baby – Bana hiçbir şey söyleyemezsin bebeğim. No me diga’ nada – Hayır ben diga ‘ nada You not my mama (Ah), nah, nah – Sen benim annem değilsin (Ah), hayır, hayır
Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Сорт мой Мари Ванна – Sınıf benim Marie banyo Меня зачаровала – Beni büyüledi. Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Нужен алкоголь – Alkol lazım Ну же выпьем за любовь – Hadi aşka içelim.
Снова ругань, скандалы – Yine küfür, skandallar На руки мои ты надела кандалы – Kollarıma zincir taktın. Где пропадаю, ты ночью гадала – Nerede kaybolduğumu merak ediyordun. А я с друзьями сгораю до талого – Ve ben ve arkadaşlarım eriyene kadar yanıyorum
Голова сходит походу с ума – Kafa çıldırıyor Сумма в карманаху нас не мала – Cebimizdeki miktar küçük değil Малая смотрит всю ночь на меня – Malaya bütün gece bana bakıyor Два виски с колой и детка моя – İki kola viski ve bebeğim benim
Из клуба ночью на машине тебя заберу – Seni gece kulübünden arabayla alırım. И не сказав родителям, на море увезу – Ve aileme söylemeden, denize götürürüm Мы будем пить вино, потом пойдём смотреть кино – Şarap içeceğiz, sonra film izleyeceğiz. А после отвезу к утру тебя к себе домой – Sonra sabaha seni evime götüreceğim.
Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Сорт мой Мари Ванна – Sınıf benim Marie banyo Меня зачаровала – Beni büyüledi. Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Нужен алкоголь – Alkol lazım Ну же выпьем за любовь – Hadi aşka içelim.
Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Сорт мой Мари Ванна – Sınıf benim Marie banyo Меня зачаровала – Beni büyüledi. Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Нужен алкоголь – Alkol lazım Ну же выпьем за любовь – Hadi aşka içelim.
Я побегу за тобой – Seni takip edeceğim. На любого кто обидит тебя встану войной – Seni inciten herkese savaşacağım. Нет я не супер, не супергерой – Hayır, ben süper değilim, süper kahraman değilim. Нет я бываю холодным порой – Hayır, bazen üşüyorum.
Между нами разгорелись пожары из ссор – Aramızda kavga çıkan yangınlar var. На полу осколки а я снова босой – Yerde parçalar var ve yine yalınayak oldum Это не любовь, чертово колесо – Bu aşk değil, lanet tekerlek Я хочу сказать тебе обо всем – Sana söylemek istediğim her şeyi
Из клуба ночью на машине тебя заберу – Seni gece kulübünden arabayla alırım. И не сказав родителям, на море увезу – Ve aileme söylemeden, denize götürürüm Мы будем пить вино, потом пойдём смотреть кино – Şarap içeceğiz, sonra film izleyeceğiz. А после отвезу к утру тебя к себе домой – Sonra sabaha seni evime götüreceğim.
Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Сорт мой Мари Ванна – Sınıf benim Marie banyo Меня зачаровала – Beni büyüledi. Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Нужен алкоголь – Alkol lazım Ну же выпьем за любовь – Hadi aşka içelim.
Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Сорт мой Мари Ванна – Sınıf benim Marie banyo Меня зачаровала – Beni büyüledi. Дикая львица – Vahşi dişi aslan Ты моя царица – Sen benim kraliçemsin. Нужен алкоголь – Alkol lazım Ну же выпьем за любовь – Hadi aşka içelim.
Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? I don’t know why – Neden bilmiyorum
Steady tryin’ to maintain – Sürekli korumak için çalışıyor Same things that a blood bitch may frame – Kanlı bir orospunun hayal edebileceği aynı şeyler My brain can’t fathom what the hate say – Beynim nefretin ne dediğini anlayamıyor He say, she say, how ’bout me say? – Peki söyle bana nasıl ‘sana ne dedi, söyledi mi? Get the Visa – Vize alın Headed to the islands ASAP – En kısa sürede adalara yöneldi What’s that on my shawty wrist? That’s a AP – Karımın bileğindeki ne? Bu bir AP I’m the type to save a bitch, CAPE – Ben bir orospuyu kurtaran tipim, CAPE. Feeling like ET, flying out of the Addy – Et gibi hissetmek, Addy’den uçmak
Fucking on shawty, she baddie – Hatun lanet, o kötü Casual convo then at it – O zaman rahat convo I mean I’m better than better, maybe I’m lying – Demek istediğim, daha iyiden daha iyiyim, belki de yalan söylüyorum I’m sadder than most of y’all with the money and the freedom, nigga – Para ve özgürlükle çoğunuzdan daha üzgünüm, zenci. What is money really worth if it ain’t love? – Para eğer aşk değilse neden gerçekten değer mi? I’ma find a perfect balance, it’s gon’ take time – Mükemmel bir denge bulacağım, zaman alacak. I heard shawty still in love through the grape vine – Hatunun hala üzüm asmasına aşık olduğunu duydum. Heard shawty still in love through the grape vine – Hatun hala üzüm asması ile aşık olduğunu duydum Heard shawty in love through the grape vine – Üzüm asması ile aşık hatun duydum
Mix a little bit of weed with a little bit of cash – Biraz ot ile biraz nakit karıştırın With a little bit of this, with a little bit of that – Biraz bununla, biraz bununla We gon’ be al-, we gon’ be al- – ‘Al be-gon biz, al yapacağız – We gon’ be al-, we gon’ be al- – ‘Al be-gon biz, al yapacağız – Mix a little bit of weed with a little bit of cash – Biraz ot ile biraz nakit karıştırın With a little bit of this, with a little bit of that – Biraz bununla, biraz bununla We gon’ be al-, we gon’ be alright – ‘Al be-gon biz iyi yapacağız We gon’ be al-, we gon’ be al- – ‘Al be-gon biz, al yapacağız –
Mix a little bit of weed with a little bit of cash – Biraz ot ile biraz nakit karıştırın With a little bit of this, with a little bit of that – Biraz bununla, biraz bununla We gon’ be al-, we gon’ be al- – ‘Al be-gon biz, al yapacağız – We gon’ be alright, we gon’ be al- – Tamam yapacağız, al yapacağız – Mix a little bit of weed with a little bit of cash – Biraz ot ile biraz nakit karıştırın With a little bit of this, with a little bit of that – Biraz bununla, biraz bununla We gon’ be al-, we gon’ be al- – ‘Al be-gon biz, al yapacağız – We gon’ be al-, we gon’ be al- – ‘Al be-gon biz, al yapacağız –
Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? I dont know why – Neden bilmiyorum Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? I don’t know why – Neden bilmiyorum
She said I, oh, I, am falling for you, falling for you – Sana aşık olduğumu, sana aşık olduğumu söyledi. I, oh, I, am falling for you, falling for you – Ben, senin için düşüyorum, senin için düşüyor I, oh, I, am falling for you, falling for you – Ben, senin için düşüyorum, senin için düşüyor I, oh, I, am falling for you, falling for you – Ben, senin için düşüyorum, senin için düşüyor
Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? I don’t know why – Neden bilmiyorum Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? Why am I so in love? – Neden bu kadar aşığım? I don’t know why – Neden bilmiyorum
I have often told you stories – Sana sık sık hikayeler anlatırım. about the way – yol hakkında I lived the life of a drifter – Bir serserinin hayatını yaşadım. waiting for the day – günü bekliyorum When I’d take your hand and sing you songs – # Elini tutup sana şarkı söylediğimde # Then maybe you would say – Belki o zaman dersiniz Come lay with me and love me – Gel benimle yat ve beni sev And I would surely stay – Ve kesinlikle kalırdım
But I feel I’m growing older – Ama yaşlandığımı hissediyorum. And the songs that I have sung – Ve söylediğim şarkılar Echo in the distance – Uzaktan yankı Like the sound – Ses gibi Of a windmill going round – Bir yel değirmeni etrafında gidiyor Guess I’ll always be – Sanırım her zaman olacağım A soldier of fortune. – Bir servet askeri.
Many times I’ve been a traveller – Birçok kez bir gezgin oldum I looked for something new – Bir şey için yeni baktım In days of old when nights were cold – Gecelerin soğuk olduğu eski günlerde I wandered without you – Sensiz dolaştım. But those days I thought my eyes – Ama o günlerde gözlerimi düşündüm Had seen you standing near – Vardı yanımda seni gördüm Though blindness is confusing – Körlük kafa karıştırıcı olsa da It shows that you’re not here. – Burada olmadığını gösteriyor.
Now I feel I’m going older – Şimdi yaşlandığımı hissediyorum. And the songs that I have sung – Ve söylediğim şarkılar Echo in the distance – Uzaktan yankı Like the sound – Ses gibi Of a windmill going round – Bir yel değirmeni etrafında gidiyor Guess I’ll always be – Sanırım her zaman olacağım A soldier of fortune – Bir servet askeri
Yes, I can hear the sound – Evet, sesi duyabiliyorum. of a windmill going round – bir yel değirmeni etrafında gidiyor I guess I’ll always be – Sanırım her zaman olacağım a soldier of fortune. – bir servet askeri.
I guess I’ll always be – Sanırım her zaman olacağım a soldier of fortune. – bir servet askeri.
If I could write you a song to make you fall in love – Eğer sana aşık olmak için bir şarkı yazabilirsem I would already have you up under my arm – Seni zaten kollarımın altına alırdım. I used up all my tricks, I hope that you like this – Tüm numaralarımı kullandım, umarım beğenirsiniz But, you probably won’t, you think you’re cooler than me – Ama, muhtemelen yapmayacaksın, benden daha havalı olduğunu düşünüyorsun You got designer shades just to hide your face – Sadece yüzünü gizlemek için tasarımcı gölgelerin var. And you wear ’em around like you’re cooler than me – Ve onları benden daha havalı gibi giyiyorsun. And you never say hey, or remember my name – Ve sen asla hey demiyorsun, ya da adımı hatırlamıyorsun And it’s probably ’cause you think you’re cooler than me – Ve muhtemelen benden daha havalı olduğunu düşündüğün içindir. Cooler than me… – Benden daha havalı… You got your high brow, shoes on your feet – Yüksek kaşların var, ayakkabıların var. And you wear ’em around like it ain’t shit – Ve onları bir bok değilmiş gibi giyiyorsun. But you don’t know the way that you look – Ama nasıl göründüğünü bilmiyorsun. When your steps make that much noise – Adımların bu kadar gürültü yaptığında Shh, – Şşş, I got you all figured out – Hepiniz düşündüm You need everyone’s eyes just to feel seen – Herkesin gözlerine ihtiyacın var sadece görülmüş hissetmek için Behind your make up nobody knows who you even are – Makyajının arkasında kimse kim olduğunu bile bilmiyor Who do you think that you are – Kim olduğunu sanıyorsun If I could write you a song to make you fall in love – Eğer sana aşık olmak için bir şarkı yazabilirsem I would already have you up under my arm – Seni zaten kollarımın altına alırdım. I used up all my tricks, I hope that you like this – Tüm numaralarımı kullandım, umarım beğenirsiniz But, you probably won’t, you think you’re cooler than me – Ama, muhtemelen yapmayacaksın, benden daha havalı olduğunu düşünüyorsun You got designer shades just to hide your face – Sadece yüzünü gizlemek için tasarımcı gölgelerin var. And you wear ’em around like you’re cooler than me – Ve onları benden daha havalı gibi giyiyorsun. And you never say hey, or remember my name – Ve sen asla hey demiyorsun, ya da adımı hatırlamıyorsun And it’s probably ’cause you think you’re cooler than me… – Ve muhtemelen benden daha havalı olduğunu düşündüğün içindir…