Blog

  • Ray Lamontagne – Empty İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    She lifts her skirt up to her knees
    – Eteğini dizlerinin üstüne kaldırdı
    Walks through the garden rows with her bare feet, laughing
    – Çıplak ayaklarıyla bahçe sıralarında yürüyor, gülüyor
    I never learned to count my blessings
    – Hayır dualarımı saymayı asla öğrenmedim
    I choose instead to dwell in my disasters
    – Bunun yerine felaketlerimde yaşamayı seçiyorum

    Walk on down the hill
    – Tepeden aşağı yürü
    Through the grass grown tall and brown
    – Uzun ve kahverengi büyüyen çimenlerin arasından
    And still it’s hard somehow to let go of my pain
    – Ve hala bir şekilde acımı bırakmak zor
    On past the busted back
    – Geçmişte kırılan sırt- Geçmişte kırılan sırt
    Of that old and rusted Cadillac
    – O eski ve paslanmış Cadillac’ın
    That sinks into this field collecting rain
    – Yağmur toplayarak bu alana batan

    Will I always feel this way
    – Hep böyle hissedecek miyim
    So empty, so estranged
    – Çok boş, çok yabancılaşmış

    Of these cutthroat busted sunsets
    – Bu acımasız gün batımlarından
    These cold and damp white mornings I have grown weary
    – Bu soğuk ve nemli beyaz sabahlar yoruldum
    If through my cracked and dusty dimestore lips
    – Kırık ve tozlu dimestore dudaklarımdan
    I spoke these words out loud would no one hear me
    – Bu sözleri yüksek sesle söyledim kimse beni duymazdı

    Lay your blouse across the chair
    – Bluzunu sandalyenin üzerine koy
    Let fall the flowers from your hair
    – Bırak çiçeklerin saçından düşmesine izin ver
    And kiss me with that country mouth so plain
    – Ve beni o taşra ağzı ile öpün
    Outside the rain is tapping on the leaves
    – Dışarıda yağmur yapraklara vuruyor
    To me it sounds like they’re applauding us
    – Bana bizi alkışlıyorlar gibi geliyor
    The quiet love we make
    – Yaptığımız sessiz aşk

    Will I always feel this way
    – Hep böyle hissedecek miyim
    So empty, so estranged
    – Çok boş, çok yabancılaşmış

    Well I looked my demons in the eye
    – Şeytanlarımın gözlerine baktım
    Laid bare my chest said do your best, destroy me
    – Göğsümü çıplak bıraktım, elinden gelenin en iyisini yap, beni yok et dedim
    See I’ve been to hell and back so many times
    – Bir çok kez cehenneme gittim ve geri döndüm
    I must admit you kinda bore me
    – Beni sıktığını itiraf etmeliyim

    There’s a lot of things that can kill a man
    – Bir adamı öldürebilecek birçok şey var
    There’s a lot of ways to die
    – Ölmenin bir çok yolu var
    Yes and some already dead who walk beside you
    – Evet ve yanında yürüyen bazıları zaten ölü
    There’s a lot of things I don’t understand
    – Anlamadığım çok şey var
    Why so many people lie
    – Neden bu kadar çok insan yalan söylüyor
    Well it’s the hurt you hide that fuels the fires inside you
    – İçindeki yangınları körükleyen sakladığın acıdır

  • Jay-Z – Empire State Of Mind (Ft. Alicia Keys) İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Jay-Z – Empire State Of Mind (Ft. Alicia Keys) İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Yeah
    – Evet
    Yeah I’m out that Brooklyn.
    – Evet Brooklyn’in dışındayım.
    Now I’m down in Tribeca.
    – Şimdi Tribeca’ya iniyorum.
    Right next to DeNiro
    – Sağımda DeNiro
    But I’ll be hood forever
    – Sonsuza kadar örtüneceğim
    I’m the new Sinatra
    – Yeni Sinatra’yım
    And since I made it here
    – Ve onu burada yapana kadar
    I can make it anywhere
    – Hiçbir şey yapamam
    (Yeah they love me everywhere)
    – (Evet onlar beni her yerde seviyor)
    I used to cop in Harlem
    – Harlem’de yakalamaya alıştım
    All of my Dominicanos (Hey yo)
    – Benim bütün Dominiklilerim
    Right there off of Broadway
    – Broadway’in tam dışında
    Brought me back to that McDonalds
    – Bunu geri götür Mcdonalds’a
    Took it to my stash spot
    – Benim sakladğım noktayı aldı
    560 State Street
    – 560 Hükümet caddesi

    Catch me in the kitchen like Simmons whipping Pastry
    – Simmons gibi pasta yaparken yakala beni mutfakta
    Cruising down 8th street
    – 8. caddenin aşağısındaki yolculuk
    Off-white Lexus
    – Beyaz olmayan Lexus
    Driving so slow
    – Öyle sürmek yavaşlatır
    (But BK, it’s from Texas!!)
    – (Ama BK,Texas’tan)
    Me I’m out that BedStuy
    – BedStuy’ın dışındayım
    Home of that boy Biggie
    – O oğlan Biggie’nin evi
    Now I live on Billboard
    – Şimdi Billboard üzerinde yaşıyorum
    And I brought my boys with me
    – Ve benimle birlikte oğlanları getirdim
    Say what up to Ta-ta
    – Ta-ta için naber de
    Still sipping Mai Tais
    – Mai Tais’i hala yudumluyor
    Sitting courtside
    – Saha kenardında oturuyor
    Knicks and Nets give me high-5
    – Knicks ve Nets ver bir 5’lik
    N**ga, I be Spiked out
    – Zenci,dışarı çakılırım
    I could trip a referee
    – Bir hakemle yolculuk yapabilirdim
    …Tell by my attitude that I’m MOST DEFINITELY FROM…
    – …Kendisine kesinlikle benim görüşümü anlat…

    New York!!!!
    – New York!!!
    Concrete jungle where dreams are made of,
    – Hayallerin yapıldığı beton orman
    There’s nothing you can’t do,
    – Yapamadığın bir şey yok,
    Now you’re in New York!!!
    – Şimdi New York’tasın!!!
    These streets will make you feel brand new,
    – Bu caddeler seni yepyeni hissettirecek
    the lights will inspire you,
    – Işıklar sana ilham olacak,
    Let’s hear it for New York, New York, New York
    – Haydi New York New York New York için onu duyalım

    I made you hot n-gga,
    – Seni ateşli zenci yaptım,
    Catch me at the X with OG at a Yankee game,
    – X ile Og’nin yanki oyununda yakala beni,
    Sh-t I made the Yankee hat more famous than a Yankee can,
    – Kahrolsun yanki şapkasını bir yankinin yapabildiğinden daha ünlü yaptım,
    You should know I bleed Blue, but I ain’t a crip tho,
    – Kanayan maviyi bilmelisin,ama bir crip tho yok
    But I got a gang of n-ggas walking with my clique though,
    – Ama takımımla yürüyen zenci gangesterleri aldım
    Welcome to the melting pot,
    – Çok uluslu ülkeye hoşgeldin
    Corners where we selling rocks,
    – Köşelerdeki taşları satıyoruz,
    Afrika bambaataa sh-t,
    – Afrika bambataa kahrolsun,
    Home of the hip hop,
    – Hip hopun evi,
    Yellow cab, gypsy cab, dollar cab, holla back,
    – Sarı araba,çingene arabası,dolar arabası,görüşürüz,
    For foreigners it ain’t fitted act like they forgot how to act,
    – Onların yaptığı hareket gibi yabancılara uyumlu hareket yok
    8 million stories out there and they’re naked,
    – 8 milyon öykünün dışında ve onlar çıplaktı,
    City it’s a pity half of y’all won’t make it,
    – Şehre yazık sizin yarınız onu yapamayacak,
    Me I gotta plug a special and I got it made,
    – Ben özel tıkamalıyım ve onun yaptığını aldım
    If Jeezy’s payin LeBron, I’m paying Dwayne Wade,
    – Eğer Jeezy LeBron’a ödüyorsa,ben Dwayne Wade’e ödüyorum,
    3 dice cee-lo
    – Üç zar cee-lo
    3 card marley,
    – 3 kart marley,
    Labor Day parade, rest in peace Bob Marley,
    – İşçi günü geçit töreni,Bob Marley barış içinde dinlen,
    Statue of Liberty, long live the World Trade,
    – Özgürlük anıtı,uzun yaşa Dünya Ticaret Merkezi,
    Long live the king yo,
    – Uzun yaşa kral yo,
    I’m from the Empire State thats…
    – Empire State’tenim…

    New York!!!!
    – New York!!!
    Concrete jungle where dreams are made of,
    – Hayallerin yapıldığı beton orman
    There’s nothing you can’t do,
    – Yapamadığın bir şey yok,
    Now you’re in New York!!!
    – Şimdi New York’tasın!!!
    These streets will make you feel brand new,
    – Bu caddeler seni yepyeni hissettirecek
    The lights will inspire you,
    – Işıklar sana ilham olacak,
    Let’s hear it for New York, New York, New York
    – Haydi New York New York New York için onu duyalım

    Welcome to the bright light..
    – Hoşgeldin parlak ışık…

    Lights is blinding,
    – Işıklar parlıyor,
    Girls need blinders
    – Kızların at gözlüğüne ihtiyacı var
    So they can step out of bounds quick,
    – Bundan dolayı onlar sınırdan dışarı çabucak adım atabilirler,
    The side lines is blind with casualties,
    – Yan çizgiler kayıplarla köreldi,
    Who sip the lite casually, then gradually become worse,
    – Kim tesadüfi şekilde,sonra aşamalı olarak,daha kötü olduğunu yudumlar,
    Don’t bite the apple Eve,
    – Adem elmasını ısırma,
    Caught up in the in crowd,
    – İçerideki kalabalığı yakaladı,
    Now you’re in-style,
    – Şu an klassın,
    And in the winter gets cold en vogue with your skin out,
    – Ve kışın senin derinin soyulmasıyla moda soğuklaşır
    The city of sin is a pity on a whim.
    – Günahın şehri bir meraktaki merhamettir.
    Good girls gone bad, the city’s filled with them,
    – Kızlar bozuldu,şehir onlarla dolmuş,
    Mommy took a bus trip and now she got her bust out,
    – Anne bir otobüs yolculuğu aldı ve şimdi o ona tüydü,
    Wverybody ride her, just like a bus route,
    – Herkes ona biniyor,aynı bir otobüs yolu gibi,
    Hail Mary to the city your a Virgin,
    – Hail Mary’de senin bir Virgin’e,
    And Jesus can’t save you life starts when the church ends,
    – Ve İsa kilise biterken yaşamın başlangıcını kurtaramaz,
    Came here for school, graduated to the high life,
    – Okul için geldin,yüksek yaşam için mezun oldun,
    Ball players, rap stars, addicted to the limelight,,
    – Top oyuncuları,Rap yıldızları,ilginin odak noktasına bağımlı,
    MDMA got you feeling like a champion,
    – MDMA seni bir şampiyon gibi hissettirir,
    The city never sleeps better slip you a Ambien
    – Şehir hiçbir zaman seni bir Ambien’den daha iyi uyutamaz

    New York!!!!
    – New York!!!
    Concrete jungle where dreams are made of,
    – Hayallerin yapıldığı beton orman
    There’s nothing you can’t do,
    – Yapamadığın bir şey yok,
    Now you’re in New York!!!
    – Şimdi New York’tasın!!!
    These streets will make you feel brand new,
    – Bu caddeler seni yepyeni hissettirecek
    The lights will inspire you,
    – Işıklar sana ilham olacak,
    Let’s hear it for New York, New York, New York
    – Haydi New York New York New York için onu duyalım

    One hand in the air for the big city,
    – Şehir için havadaki bir el,
    Street lights, big dreams all looking pretty,
    — Şehir ışıkları,büyük hayaller tamamiyle hoş bakıyor,
    No place in the World that can compare,
    – Dünyada paylaşılacak alan yok,
    Put your lighters in the air, everybody say yeaaahh
    – Havadaki ışıklarını yerleştir,herkes evet desin
    Come on, come,
    – Haydi,gel,
    Yeah,
    – Evet,

    New York!!!!
    – New York!!!
    Concrete jungle where dreams are made of,
    – Hayallerin yapıldığı beton orman
    There’s nothing you can’t do,
    – Yapamadığın bir şey yok,
    Now you’re in New York!!!
    – Şimdi New York’tasın!!!
    These streets will make you feel brand new,
    – Bu caddeler seni yepyeni hissettirecek
    The lights will inspire you,
    – Işıklar sana ilham olacak,
    Let’s hear it for New York, New York, New York
    – Haydi New York New York New York için onu duyalım
    [End]
    – (Son)

  • Bring Me The Horizon – Empire (let Them Sing) İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Bring Me The Horizon – Empire (let Them Sing) İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    It’s the start of the end
    – Bu sonun başlangıcı
    Surrender the throne
    – Tahtın teslimi
    The blood on my hands covered the holes
    – Ellerimdeki kan delikleri kapattı

    We’ve been surrounded by vicious cycles
    – Kısır döngülerle çevriliyiz
    Are we truly alone?
    – Gerçekten yalnız mıyız?
    The scars on your heart are yours to atone
    – Kalbindeki yaraların telafisi sana kalmış
    We’ve been surrounded
    – Çevriliyiz
    Let ’em sing, let ’em sing!
    – Bırakın söylesinler, bırakın söylesinler!

    The deeper you dig, the darker it gets
    – Kazdığın derinlik, onun karanlığı
    There’s nowhere else for us to go
    – Bizim için gidecek başka bir yer yok
    We live while we learn, and then we forget
    – Öğrenirken yaşarız, ve sonra unuturuz
    We’ll never find our way back home
    – Eve dönüş yolunu asla bulamayacağız

    Come on!
    – Hadi!

    They came like moths to a flame
    – Aleve güveler gibi geldiler
    You live like a house in a hurricane
    – Sen kasırganın içindeki bir ev gibi yaşarsın
    (The wolves are at my door)
    – (Kurtlar kapımdalar)

    It’s the start of the end
    – Bu sonun başlangıcı
    Surrender the throne
    – Tahtın teslimi
    The blood on my hands covered the holes
    – Ellerimdeki kan delikleri kapattı

    We’ve been surrounded by vicious cycles
    – Kısır döngülerle çevriliyiz
    Are we truly alone?
    – Gerçekten yalnız mıyız?
    The scars on your heart are yours to atone
    – Kalbindeki yaraların telafisi sana kalmış
    We’ve been surrounded
    – Çevriliyiz
    Let ’em sing, let ’em sing!
    – Bırakın söylesinler, bırakın söylesinler!

    SI hear them calling at the Gates
    – Kapılardan seslenişlerini duyuyorum
    (Let us in, let us in)
    – (Girmemize izin verin, girmemize izin verin)
    I hear them calling out my name
    – Benim adımı söylediklerini duyuyorum
    (I don’t care)
    – Umrumda değil

    Let them sing, let them sing, let them sing
    – Bırakın söylesinler, bırakın söylesinler
    Let the bastards sing
    – Bırakın söylesin serseriler
    Let them sing, let them sing
    – Bırakın söylesinler, bırakın söylesinler
    Let the bastards sing
    – Bırakın söylesin serseriler
    Let them sing, let them sing
    – Bırakın söylesinler, bırakın söylesinler
    Let the bastards sing
    – Bırakın söylesin serseriler
    Let the God-forsaken bastards sing
    – Bırakın söylesin Tanrının unuttuğu serseriler

    They came like moths to a flame
    – Aleve güveler gibi geldiler
    You live like a house in a hurricane
    – Sen kasırganın içindeki bir ev gibi yaşarsın

    The wolves are at my door
    – Kurtlar kapımda
    But I can see the writing on the wall
    – Ama duvardaki yazıyı görebiliyorum
    The wolves are at my door
    – Kurtlar kapımda
    Waiting for my empire to fall
    – İmparatorluğumun düşmesi için bekliyorlar

    It’s the start of the end
    – Bu sonun başlangıcı
    Surrender the throne
    – Tahtın teslimi
    The blood on my hands covered the holes
    – Ellerimdeki kan delikleri kapattı

    We’ve been surrounded by vicious cycles
    – Kısır döngülerle çevriliyiz
    The end – and we’re truly alone
    – Son, ve gerçekten yalnızız
    The scars on your heart are yours to atone
    – Kalbindeki yaraların telafisi sana kalmış
    We’ve been surrounded
    – Çevriliyiz
    Let ’em sing, let ’em sing!
    – Bırakın söylesinler, bırakın söylesinler

  • Of Monsters And Men – Empire İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Of Monsters And Men – Empire İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Feel the ocean as it breathes
    – Okyanus nefes alırken hisset onu
    Shivering teeth
    – Titretirken dişlerini
    See the mountains where they meet
    – Buluştukları yerde gör dağları
    Smothering me
    – Beni boğarlarken
    As the wind fends off the waves
    – Rüzgar savuştururken dalgaları
    I count down the days
    – Ben günleri sayıyorum
    Heavy stones
    – Ağır taşlar
    Fear no weather
    – Havadan korkmazlar

    I find comfort in the sound
    – Huzur buluyorum sesinde
    And the shape of the heart
    – Ve şeklinde kalbin
    How it echoes through the chest
    – Göğsün içinde yankılanışında

    From under the ground
    – Yerin altında
    As the hills turn into holes
    – Tepeler dönerken çukurlara
    I fill them with gold
    – Altınla dolduruyorum onları
    Heavy stones
    – Ağır taşlar
    Fear no weather
    – Havadan korkmazlar

    And from the rain
    – Ve rüzgardan
    Comes a river running wild that will create
    – Bir nehir doğar, senin için
    An empire for you
    – Bir imparatorluk kuracak nehir
    Illuminate
    – Aydınlatacak
    There’s a river running wild that will create
    – Akan bir nehir var, bir imparatorluk kuracak
    An empire for you
    – Senin için bir imparatorluk
    An empire for two
    – İki kişilik bir imparatorluk
    An empire for you
    – Senin için bir imparatorluk
    An empire for two
    – İki kişilik bir imparatorluk

    And I paint your body black
    – Ve ben senin bedenini siyaha boyarım
    I hide in your hair
    – Saçlarında saklanırım
    And you’re staring back at me
    – Ve sen gözlerini dikip bana bakarsın
    Like I wasn’t there
    – Sanki ben orada yokmuşum gibi
    As our bodies become stills
    – Bedenlerimiz durgunlaşırken
    We welcome the fear
    – Korkuyu karşılarız
    Heavy stones
    – Ağır taşlar
    Fear no weather
    – Havadan korkmazlar

    And from the rain
    – Ve rüzgardan
    Comes a river running wild that will create
    – Bir nehir doğar, senin için
    An empire for you
    – Bir imparatorluk kuracak nehir
    Illuminate
    – Aydınlatacak
    There’s a river running wild that will create
    – Akan bir nehir var, bir imparatorluk kuracak
    An empire for you
    – Senin için bir imparatorluk
    An empire for two
    – İki kişilik bir imparatorluk
    An empire for you
    – Senin için bir imparatorluk
    An empire for two
    – İki kişilik bir imparatorluk

    And from the rain
    – Ve rüzgardan
    Comes a river running wild that will create
    – Bir nehir doğar, senin için
    An empire for you
    – Bir imparatorluk kuracak nehir
    Illuminate
    – Aydınlatacak
    There’s a river running wild that will create
    – Akan bir nehir var, bir imparatorluk kuracak
    An empire for you
    – Senin için bir imparatorluk
    An empire for two
    – İki kişilik bir imparatorluk
    An empire for you
    – Senin için bir imparatorluk
    An empire for two
    – İki kişilik bir imparatorluk

  • Shakira – Empire İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Shakira – Empire İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Take off all of your skin
    – Bütün cildini soy
    I’m brave when you are free
    – Sen özgür olduğunda ben cesurum
    Shake off all of your sins
    – Bütün günahlarını silkele
    Then give them to me
    – Ve bana ver hepsini
    Closer, let me back in
    – Yaklaş, içeri al beni
    I wanna be yours, wanna be your hero
    – Senin olmak istiyorum, kahramanın olmak istiyorum
    And my heart beats…
    – Ve kalbim atıyor…

    Like the empires of the world unite
    – Dünyanın imparatorlukları gibi
    We are alive
    – Yaşam doluyuz
    And the stars make love to the universe
    – Ve yıldızlar evrenle sevişiyor
    You’re my wildfire every single night
    – Her gece benim söndürülmesi zor ateşimsin
    We are alive
    – Yaşam doluyuz
    And the stars make love to the universe
    – Ve yıldızlar evrenle sevişiyor
    And you touch me
    – Ve bana dokunuyorsun
    And I’m like…
    – Ve ben sanki…

    I will follow you down wherever you go
    – Nereye gidersen git seni takip edeceğim
    I am, baby, I’m bound to you and you know
    – Bebeğim ben, sana bağlandım ve bunu biliyorsun
    Closer, pull me in tight
    – Yaklaş, sıkıca çek beni
    I wanna be yours, wanna be your hero
    – Senin olmak istiyorum, kahramanın olmak istiyorum
    And my heart beats…
    – Ve kalbim atıyor…

    Like the empires of the world unite
    – Dünyanın imparatorlukları gibi
    We are alive
    – Yaşam doluyuz
    And the stars make love to the universe
    – Ve yıldızlar evrenle sevişiyor
    You’re my wildfire every single night
    – Her gece benim söndürülmesi zor ateşimsin
    We are alive
    – Yaşam doluyuz
    And the stars make love to the universe
    – Ve yıldızlar evrenle sevişiyor
    And you touch me
    – Ve bana dokunuyorsun
    And I’m like…
    – Ve ben sanki…

    I’m just gonna raise my head
    – Başımı kaldıracağım
    Walk up to the final edge
    – En uca kadar yürüyeceğim
    And I’m gonna fall
    – Ve düşeceğim
    I’m just gonna raise my head
    – Başımı kaldıracağım
    And hold you close
    – Ve seni yanımda tutacağım

    Like the empires of the world unite
    – Dünyanın imparatorlukları gibi
    We are alive
    – Yaşam doluyuz
    And the stars make love to the universe
    – Ve yıldızlar evrenle sevişiyor
    You’re my wildfire every single night
    – Her gece benim söndürülmesi zor ateşimsin
    We are alive
    – Yaşam doluyuz
    And the stars make love to the universe
    – Ve yıldızlar evrenle sevişiyor
    And you touch me
    – Ve bana dokunuyorsun
    And I’m like…
    – Ve ben sanki…

  • Panic At The Disco – Emperor’s New Clothes İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Panic At The Disco – Emperor’s New Clothes İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Finders keepers, losers weepers
    – Mal, kim bulduysa onundur!
    Welcome to the end of eras
    – Devrin sonuna hoş geldiniz.
    Ice has melted back to life
    – Buz eriyip hayata döndü.
    Done my time and served my sentence
    – Zamanımı doldurdum ve kararımı verdim.
    Dress me up and watch me die
    – Beni giydirin ve ölmemi izleyin.
    If it feels good, tastes good
    – Eğer, iyi hissetiriyorsa, tadı güzelse
    It must be mine
    – Benim olmalı
    Dynasty decapitated
    – Hanedanın kafasını kesti
    You just might see a ghost tonight
    – Sen bu akşam bir hayalet görebilirsin
    And if you don’t know now you know
    – Ve eğer bilmiyorsan, şu an biliyorsun
    I’m taking back the crown
    – Tacı geri alıyorum,
    I’m all dressed up and naked
    – Ben tamamen giyindim ve çıplağım.
    I see what’s mine and take it
    – Benim olanı gördüm ve aldım.
    (Finders keepers, losers weepers)
    – Mal bulanındır, kaybedenler ağlar!
    Oh yeah
    – Oh evet!
    The crown…
    – Taç…
    So close I can taste it
    – Çok yakın tadabiliyorum
    I see what’s mine and take it
    – Benim olanı gördüm ve aldım.
    (Finders keepers, losers weepers)
    – Mal bulanındır, kaybedenler ağlar!
    Oh yeah
    – Oh evet!
    Sycophants on velvet sofas
    – Kadife koltuklarda şaklabanlar

    Lavish mansions, vintage wine
    – Savurgan mansiyonlar, kaliteli şarap
    I am so much more than Royal
    – Kraliyetten çok daha fazlasıyım
    Snatch your chain and mace your eyes
    – Zincirini kopar ve gözlerini tören sopası yap
    If it feels good, tastes good
    – Eğer, iyi hissetiriyorsa, tadı güzelse
    It must be mine
    – Benim olmalı
    Heroes always get remembered
    – Kahramanlar her zaman hatırlandı
    But you know legends never die
    – Ama efsanelerin asla ölmediğini biliyorsunuz

    And if you don’t know now you know
    – Ve eğer bilmiyorsan, şu an biliyorsun
    I’m taking back the crown
    – Tacı geri alıyorum,
    I’m all dressed up and naked
    – Ben tamamen giyindim ve çıplağım.
    I see what’s mine and take it
    – Benim olanı gördüm ve aldım.
    (Finders keepers, losers weepers)
    – Mal bulanındır, kaybedenler ağlar!
    Oh yeah
    – Oh evet!
    The crown…
    – Taç…
    So close I can taste it
    – Çok yakın tadabiliyorum
    I see what’s mine and take it
    – Benim olanı gördüm ve aldım.
    (Finders keepers, losers weepers)
    – Mal bulanındır, kaybedenler ağlar!
    Oh yeah
    – Oh evet!
    Mortal kings are ruling castles
    – Ölümlü krallar kaleleri yönetiyorlar
    Welcome to my world of fun
    – Benim eğlenceli dünyama hoş geldiniz
    Liars settle into sockets
    – Yalancılar oyuklarına yerleştiler
    Flip the switch and watch them run
    – Anahtarı çevirip kaçmalarını izle
    Oh yeah
    – Oh evet!
    (Finders keepers, losers weepers)
    – Mal bulanındır, kaybedenler ağlar!
    I’m taking back back, taking back back the crown
    – Ben geri, geri alıyorum; tacı geri geri alıyorum
    I’m all dressed up and naked
    – Ben tamamen giyindim ve çıplağım.
    I see what’s mine and take it
    – Benim olanı gördüm ve aldım.
    (Finders keepers, losers weepers)
    – Mal bulanındır, kaybedenler ağlar!
    Oh yeah
    – Oh evet!
    The crown…
    – Taç…
    So close I can taste it
    – Çok yakın tadabiliyorum
    I see what’s mine and take it
    – Benim olanı gördüm ve aldım.
    (Finders keepers, losers weepers)
    – Mal bulanındır, kaybedenler ağlar!
    Oh yeah
    – Oh evet!
    Finders keepers, losers weepers
    – Mal, kim bulduysa onundur!
    Finders keepers, losers weepers
    – Mal, kim bulduysa onundur!

  • Mariah Carey – Emotions İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Mariah Carey – Emotions İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    You’ve got me feeling emotions
    – Bana karşı hissettiğin duygular var
    Deeper than I’ve ever dreamed of
    – Hayal ettiğimden daha derin
    You’ve got me feeling emotions
    – Bana karşı hissettiğin duygular var
    Higher than the heavens above
    – Cennetlerin ötesinde daha yüksek

    I feel good
    – İyi hissederim
    I feel nice
    – Hoş hissederim
    I’ve never felt so
    – Hiç böyle hissetmemiştim
    Satisfied
    – Memnum
    I’m in love
    – Ben aşığım
    I’m alive
    – Ben canlıyım
    Intoxicated
    – Kendimden geçmiş
    Flying high
    – Yüksekte uçuyorum
    It feels like a dream
    – Bir rüya gibi hissettirir
    When you touch me tenderly
    – Bana nazikçe dokunduğunda
    I don’t know if it’s real
    – Bilmiyorum eğer o gerçekse
    But I like the way I feel
    – Fakat hissettiğim şekil hoşuma gider
    Inside
    – İçeride

    In the morning
    – Sabah
    When I rise
    – Uyandığımda
    You are the first thing
    – Sen ilk şeysin
    On my mind
    – Aklımdaki

    And in the middle
    – Ve ortasında
    Of the night
    – Gecenin
    I feel your heartbeat
    – Senin kalp atışlarını hissederim
    Next to mine
    – Benim yanımda
    If feels like a dream
    – Bir rüya gibi hissettirir
    When you love me tenderly
    – Beni nazikçe sevdiğinde
    I don’t know if you’re for real
    – Bilmiyorum eğer sen gerçeksen
    But I like the way I feel
    – Fakat hissettiğim şekil hoşuma gider
    Inside
    – İçeride

    You know the way to make me lose control
    – Bana kontrolümü kaybettirdiğin şekli bilirsin
    When you’re looking into my eyes
    – Gözlerinin içine baktığımda
    You make me feel so
    – Beni hissettirirsin
    High
    – Çok yüksek

  • Destiny’s Child – Emotion İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Destiny’s Child – Emotion İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    It’s over and done
    – O bitti ve tamamlandı
    But the heartache lives on inside
    – Ama kalpacısı içimde yaşıyor
    And who’s the one you’re clinging to İnstead of me tonight?
    – Bu gece benim yerime kime sarılacaksın?

    And where are you now, now that I need you?
    – Ve şimdi neredesin,sana ihtiyacım olan şu anda?
    Tears on my pillow wherever you go
    – Gittiğin heryerde yastığımda gözyaşları
    I’ll cry me a river that leads to your ocean
    – Senin okyanusuna uzanan bir nehir (ağlayarak) oluştururum
    You never see me fall apart
    – Beni asla ayrılırken göremeyeceksin

    In the words of a broken heart
    – Kırık kalplerin kelimelerinde
    İt’s just emotion taking me over
    – Beni devralan sadece bir duygu
    Caught up in sorrow
    – Acı içine düştüm
    Lost in the song
    – Şarkıda kayboldum
    But if you don’t come back
    – Ama geri dönmezsen
    Come home to me, darling
    – Evine bana geri gel,sevgilim
    Don’t you know there’s nobody left in this world tohold me tight
    – Bilmiyor musu ki bu dünya da beni gergin tutacak kimse kalmadı
    Nobody left in this world to kiss goodnight
    – İyigeceler öpücüğü verecek jkimse kalmadı
    Goodnight, goodnight
    – İyi geceler,iyi geceler

    I’m there at your side,
    – Orda seninleyim
    I’m part of all the things you are
    – Ben senin olduğun şeylerin bir parçasıyım
    But you’ve got a part of someone else
    – Ama sen başkasının da bir parçasısın
    You’ve got to find your shining star
    – Senin parlyan yıldızını bulmak zorundasın

    And where are you now, now that I need you?
    – Ve şimdi neredesin,sana ihtiyacım olan şu anda?
    Tears on my pillow wherever you go
    – Gittiğin heryerde yastığımda gözyaşları
    I’ll cry me a river that leads to your ocean
    – Senin okyanusuna uzanan bir nehir (ağlayarak) oluştururum
    You never see me fall apart
    – Beni asla ayrılırken göremeyeceksin

    In the words of a broken heart
    – Kırık kalplerin kelimelerinde
    İt’s just emotion taking me over
    – Beni devralan sadece bir duygu
    Caught up in sorrow
    – Acı içine düştüm
    Lost in the song
    – Şarkıda kayboldum
    But if you don’t come back
    – Ama geri dönmezsen
    Come home to me, darling
    – Evine bana geri gel,sevgilim
    Don’t you know there’s nobody left in this world tohold me tight
    – Bilmiyor musu ki bu dünya da beni gergin tutacak kimse kalmadı
    Nobody left in this world to kiss goodnight
    – İyigeceler öpücüğü verecek jkimse kalmadı
    Goodnight, goodnight
    – İyi geceler,iyi geceler

    And where are you now, now that I need you?
    – Ve şimdi neredesin,sana ihtiyacım olan şu anda?
    Tears on my pillow wherever you go
    – Gittiğin heryerde yastığımda gözyaşları
    I’ll cry me a river that leads to your ocean
    – Senin okyanusuna uzanan bir nehir (ağlayarak) oluştururum
    You never see me fall apart
    – Beni asla ayrılırken göremeyeceksin

    In the words of a broken heart
    – Kırık kalplerin kelimelerinde
    it’s just emotion taking me over
    – Beni devralan sadece bir duygu
    Caught up in sorrow
    – Acı içine düştüm
    Lost in the song
    – Şarkıda kayboldum
    But if you don’t come back
    – Ama geri dönmezsen
    Come home to me, darling
    – Evine bana geri gel,sevgilim
    Don’t you know there’s nobody left in this world tohold me tight
    – Bilmiyor musu ki bu dünya da beni gergin tutacak kimse kalmadı
    Nobody left in this world to kiss goodnight
    – İyigeceler öpücüğü verecek jkimse kalmadı
    Goodnight, goodnight
    – İyi geceler,iyi geceler

  • Charles Aznavour – Emmenez-moi Fransızca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Charles Aznavour – Emmenez-moi Fransızca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Vers les docks où le poids et l’ennui
    – Ağırlığın ve can sıkıntısının olduğu rıhtıma doğru
    Me courbent le dos
    – Arkamı eğ
    Ils arrivent le ventre alourdi
    – Ağır bir mideyle gelirler
    De fruits les bateaux
    – Meyve tekneleri

    Ils viennent du bout du monde
    – Dünyanın sonundan geliyorlar
    Apportant avec eux
    – Onlarla birlikte getirmek
    Des idées vagabondes
    – Dolaşan fikirler
    Aux reflets de ciels bleus
    – Mavi gökyüzünün yansımalarıyla
    De mirages
    – Serapların

    Traînant un parfum poivré
    – Acı bir koku sürüyor
    De pays inconnus
    – Bilinmeyen ülkelerden
    Et d’éternels étés
    – Ve sonsuz yazlar
    Où l’on vit presque nus
    – Neredeyse çıplak yaşadığımız yer
    Sur les plages
    – Plajlarda

    Moi qui n’ai connu toute ma vie
    – Hayatım boyunca hiç tanımamış olan ben
    Que le ciel du nord
    – Kuzey gökyüzünden
    J’aimerais débarbouiller ce gris
    – Bu griyi yıkamak istiyorum
    En virant de bord
    – Tacking

    Emmenez-moi au bout de la terre
    – Beni dünyanın sonuna götür
    Emmenez-moi au pays des merveilles
    – Beni harikalar diyarına götür
    Il me semble que la misère
    – Bana öyle geliyor ki sefalet
    Serait moins pénible au soleil
    – Güneşte daha az acı verici olur

    Dans les bars à la tombée du jour
    – Akşam karanlığında barlarda- Akşam karanlığında barlarda
    Avec les marins
    – Denizcilerle
    Quand on parle de filles et d’amour
    – Kızlar ve aşk hakkında konuştuğumuzda
    Un verre à la main
    – Elinde bir bardak

    Je perds la notion des choses
    – Şeylerin izini kaybettim
    Et soudain ma pensée
    – Ve aniden düşüncem
    M’enlève et me dépose
    – Beni al ve bırak beni
    Un merveilleux été
    – Harika bir yaz
    Sur la grève
    – Grevde

    Où je vois tendant les bras
    – Kollarımı uzattığını gördüğüm yer
    L’amour qui comme un fou
    – Deli gibi sev
    Court au devant de moi
    – Önümde koş
    Et je me pends au cou
    – Ve boynuma takılıyorum
    De mon rêve
    – Rüyamın

    Quand les bars ferment, que les marins
    – Barlar kapandığında, denizciler
    Rejoignent leur bord
    – Kenarlarına katılın
    Moi je rêve encore jusqu’au matin
    – Hala sabaha kadar rüya görüyorum
    Debout sur le port
    – Limanda duruyorum

    Emmenez-moi au bout de la terre
    – Beni dünyanın sonuna götür
    Emmenez-moi au pays des merveilles
    – Beni harikalar diyarına götür
    Il me semble que la misère
    – Bana öyle geliyor ki sefalet
    Serait moins pénible au soleil
    – Güneşte daha az acı verici olur

    Un beau jour sur un rafiot craquant
    – Keskin bir küvette güzel bir gün
    De la coque au pont
    – Gövdeden güverteye
    Pour partir je travaillerais dans
    – Ayrılmak için çalışırdım
    La soute à charbon
    – Kömür sığınağı

    Prenant la route qui mène
    – Önderlik eden yolu almak
    A mes rêves d’enfant
    – Çocukluk hayallerime
    Sur des îles lointaines
    – Uzak adalarda
    Où rien n’est important
    – Hiçbir şeyin önemi yok
    Que de vivre
    – Yaşamaktan daha çok

    Où les filles alanguies
    – Baygın kızlar nerede
    Vous ravissent le cœur
    – Kalbini sevindir
    En tressant m’a t’on dit
    – Beni örerek dedin
    De ces colliers de fleurs
    – Bu çiçek kolyelerden
    Qui enivrent
    – Sarhoş edici

    Je fuirais laissant là mon passé
    – Geçmişimi orada bırakıp kaçardım
    Sans aucun remords
    – Pişmanlık duymadan
    Sans bagage et le cœur libéré
    – Bagajsız ve özgür bir kalple
    En chantant très fort
    – Çok yüksek sesle şarkı söylemek

    Emmenez-moi au bout de la terre
    – Beni dünyanın sonuna götür
    Emmenez-moi au pays des merveilles
    – Beni harikalar diyarına götür
    Il me semble que la misère
    – Bana öyle geliyor ki sefalet
    Serait moins pénible au soleil
    – Güneşte daha az acı verici olur

  • Eminem – Cold Wind Blows İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Eminem – Cold Wind Blows İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    ‘Cause some things just don’t change
    – Çünkü bazı şeyler değişmez
    It’s better when they stay the same
    – Aynı kaldıklarında daha iyi
    Although the whole world knows your name
    – Bütün dünya senin adını biliyor olsa da
    So on a bigger stage
    – Yani daha büyük bir sahnede
    They came to see you spit your game
    – Oyununu tükürdüğünü görmeye geldiler

    But it shouldn’t be difficult to explain
    – Ama açıklamak zor olmamalı
    Just why you came back again, you hate the fame
    – Sadece neden tekrar geldin, şöhretten nefret ediyorsun
    Love the game, cold as ice you remain
    – Oyunu sev, buz kalsın soğuk
    Fuck ’em all, tell ’em all eat shit, here we go again
    – Hepsini s * k, hepsini söyle, hepsini tekrar et

    So, god damn… is it that time again already
    – Yani, tanrım lanet olsun … o zaman zaten
    Ha-ha, you don’t look too happy to see me
    – Ha-ha, beni görmekten çok mutlu görünmüyorsun
    Fuck man, don’t everybody welcome me back at once
    – Siktir et, herkes beni bir seferde karşılamıyor mu?
    All right, fuck y’all then
    – Pekala, lanet olsun o zaman

    You can get the dick, just call me the ballsack, I’m nuts
    – Sikini alabilirsin, sadece çuvalı çağır, ben deliyim
    Michael Vick in this bitch, dog fall back you mutts
    – Michael Vick bu kaltağın içinde, köpek sana geri dönsün.
    Fuck your worms, you never seen such a sick puppy
    – Solucanlarını boşver, hiç böyle bir hasta köpek görmedin.
    Fuck it a sick duck, I want my duck sicked, mummy
    – Siktir et, hasta bir ördek, ördekimi hasta etmek istiyorum, mumya
    And my nuts, licked, gobble ’em up trick, yummy
    – Ve benim fındık, yaladı, onları hile, nefis
    Bitch you don’t fucking think I know that you suck dick dummy?
    – Orospu çocuğu seni kandırmaya çalıştığını biliyor muydun?
    You’ll get your butt kicked, fuck all that love shit honey
    – Kıçını tekmeleyeceksin, bütün bu lanet boktan tatlım canım
    Yeah I laugh when I call you a slut, it’s funny!
    – Evet, sana bir sürtük dediğimde gülüyorum, çok komik!
    Shorty dance while I diss you to the beat, fuck the words
    – Shorty dansı ben seni dövmeye gönderirken, kelimeleri siktir et
    You don’t listen to ’em anyway, yeah struck a nerve sucker
    – Sen zaten onları dinlemedin, evet sinir krizi geçirdi.
    Motherfucker might as well let my lips pucker
    – Orospu çocuğu da dudaklarımın büzülmesine izin verebilir
    Like Elton John, ’cause I’m just a mean cocksucker
    – Elton John gibi, çünkü ben sadece kötü bir serseriyim.
    The shit is on, ’cause you went and pissed me off
    – Kahretsin, çünkü sen gittin ve beni kızdırdın
    Now I’m shitting and pissing on everybody
    – Şimdi ben herkese pislik ve piss ediyorum
    Give a fuck if it’s right or wrong
    – Doğru ya da yanlış olsaydı
    So buck the Buddha, light a bong
    – Buda’yı bağla, bir bong yak
    But take a look at Mariah
    – Ama Mariah’ya bir bak
    Next time I inspire you to write a song, c’mon
    – Bir dahaki sefere sana şarkı yazmanı için ilham veriyorum, c’mon

    Oh oh oh oh oh oh oh,
    – Oh oh oh oh oh oh oh
    I’m as cold as the cold wind blows
    – Soğuk rüzgâr gibi soğukum
    When it snows and it’s twenty below
    – Kar yağdığında ve yirmi altta
    Ask me why man I just don’t know know know know know know know
    – Neden bilmiyorum adam bilmiyorum biliyorum biliyorum biliyorum
    I’m as cold as the cold wind blows blo-blo-blo-blo-blo-blows
    – Soğuk rüzgârın blo-blo-blo-blo-blo-darbeleri patlattığı kadar soğukum
    Oh oh oh oh oh
    – Oh oh oh oh oh oh

    Fuck it I’m a loose cannon, Bruce Banner’s back in the booth
    – Siktir et ben gevşek bir topum, Bruce Banner’ın standında
    Y’all are sitting ducks, I’m the only goose standing
    – Hepiniz ördekler oturuyorsunuz, ben tek kaz ayaktayım
    I set the world on fire, piss on it, put it out
    – Dünyayı ateşe verdim, üstüne işedim, söndür
    Stick my dick in a circle, but I’m not fucking around motherfucker
    – Sikimi bir çembere sok, ama ben orospu çocuğuyla sevişmiyorum.
    I’ll show you pussy-footing, I’ll kick a bitch in the cunt
    – Seni piç kurusu göstereceğim, ben pislikte bir orospu tekmeleyeceğim
    ‘Til it makes her queef and sounds like a fucking whoopy cushion
    – ‘Til, onu rahatlatır ve lanet olası bir yastık gibi ses çıkarır
    Who the fuck is you pushin’, you must’ve mistook me for some sissy
    – Sen kimsin zorluyorsun, beni rahatsız etmelisin.
    Soft punk looking for some nookie or bosom
    – Yumuşak nohut veya noos
    Go ahead, fucking hater push me
    – Devam et, kahrolası beni zorla
    I told you ain’t no fucking way to shush me
    – Bana susmamın bir yolu olmadığını söyledim.
    Call me a faggot ’cause I hate a pussy
    – Bana bir fagot deyin, çünkü bir kediden nefret ediyorum
    Man the fuck up sissy, G’s up
    – Adam sissy kadar gitsin, G’s up
    All you gardeners freeze up, put your hoes down (Shady ease up!)
    – Tüm bahçıvanlar donuyor, çapalarını indir (Shady kolaylığı!)
    Man chill, nah I can’t god dammit
    – Erkek chill, nah tanrım lanet olası değilim
    Rap is a landfill, drop the anvil
    – Rap bir toprak dolgu, örs
    These are shoes that you can’t fill
    – Bunlar doldurmayacağın ayakkabılar.
    Shit the day that happens the world’ll stop spinning
    – Dünyaya dönüşen gün, dönmeyi bırakacak
    And Michael J. Fox’ll come to a stand still
    – Ve Michael J. Fox hala ayağa kalkacak
    During an earthquake, urine in your face
    – Deprem sırasında, yüzünüzdeki idrar
    ‘Cause you’re fake, ah what the fuck, that hurt wait!
    – Çünkü sen harikasın, ah ne lanet, bu acı bekle!
    Ah what the fuck, I just got struck by lightening
    – Ah ne lanet, ben sadece yıldırım çarptı
    Alright then I quit, god I give up
    – Tamam o zaman bıraktım, tanrım pes ediyorum
    Call it evil that men do, lord forgive me for what my pen do
    – Erkeklerin yaptığı kötülüğü söyle, efendimin kalemi için beni affet
    This is for your sins, I cleanse you
    – Bu senin günahların için seni temizliyorum
    You can repent but I warn you, if you continue
    – Tövbe edebilirsin ama devam edersen seni uyarıyorum
    To hell I’ll send you, and just then the wind blew and I said
    — Cehenneme seni göndereceğim, ve sonra rüzgar esti ve dedim ki

    Oh oh oh oh oh oh oh,
    – Oh oh oh oh oh oh oh
    I’m as cold as the cold wind blows
    – Soğuk rüzgâr gibi soğukum
    When it snows and it’s twenty below
    – Kar yağdığında ve yirmi altta
    Ask me why man I just don’t know know know know know know know
    – Neden bilmiyorum adam bilmiyorum biliyorum biliyorum biliyorum
    I’m as cold as the cold wind blows blo-blo-blo-blo-blo-blows
    – Soğuk rüzgârın blo-blo-blo-blo-blo-darbeleri patlattığı kadar soğukum
    Oh oh oh oh oh
    – Oh oh oh oh oh oh

    How long will I be this way? Shady until my dying day
    – Bu yoldan ne kadar kalacağım? Ölüm gününe kadar Shady
    ‘Til I hang up the mic and it’s time for me to say
    – ‘Til’i kapatıyorum ve söyleyecek zamanım var.
    So long, ’til then I drop the fucking bombs
    – Çok uzun zaman, o zaman lanet olası bombaları bırakıyorum.
    Like I miss the pass when I went long
    – Uzun zaman gittiğimde geçmeyi özlediğim gibi
    If you don’t like it you can kiss my ass in a lint thong
    – Eğer hoşuna gitmezsen, kıçımı bir tangaya götürebilirsin
    Now sing along, slut this, slut that, learn the words to the song
    – Şimdi şarkı söyle, sürtük, sürtük, şarkıya kelimeleri öğren
    Oh bitches don’t like that, homie I’ll be nicer to women
    – Orospular bundan hoşlanmıyorlar, kadınlara daha iyi olacağım
    When Aquaman drowns and the human torch starts swimming
    – Aquaman attığında ve insan meşalesi yüzmeye başladığında
    An I’m a cold soul, I roll solo
    – Ben soğuk bir ruhum, yalnızım
    So don’t compare me to them other bums over there
    – Öyleyse beni onlarla kıyaslamayın.
    It’s like apples to oranges, peaches to plums yeah
    – Portakallı elmalara, şeftali eriklerine evet
    I’m bananas pussy, cut off the grapes and grow a pair
    – Ben muzlarım, üzümleri kesip bir çift yetiştiriyorum
    But I swear, you try to diss me, I’ll slaughter you
    – Ama yemin ederim, sen benimsenmeyi dene, ben seni katletirim
    I put that on everything, like everyone does with auto-tune
    – Bunu herkesin yaptığı gibi, her şeyi otomatik olarak ayarladım
    The last thing you wanna do is have me spit out a rhyme
    – Yapmak istediğin son şey bir kafiye çıkarmamdır.
    And say I was writing this and I thought of you so
    – Ve şunu yazıyordum ve ben de seni düşündüm.

    Oh oh oh oh oh oh oh,
    – Oh oh oh oh oh oh oh
    I’m as cold as the cold wind blows
    – Soğuk rüzgâr gibi soğukum
    When it snows and it’s twenty below
    – Kar yağdığında ve yirmi altta
    Ask me why man I just don’t know know know know know know know
    – Neden bilmiyorum adam bilmiyorum biliyorum biliyorum biliyorum
    I’m as cold as the cold wind blows blo-blo-blo-blo-blo-blo-blows
    – Soğuk rüzgârın blo-blo-blo-blo-blo-blo-darbeleri patlattığı kadar soğukum
    Oh oh oh oh oh
    – Oh oh oh oh oh oh

    Oh oh oh oh oh oh
    – Oh oh oh oh oh oh
    I don’t know, I don’t know what caused, I don’t know what caused me to be this way
    – Bilmiyorum, neyin sebep olduğunu bilmiyorum, bu şekilde olmamın nedenini bilmiyorum
    I don’t know, I don’t know but I’ll probably be this way ’til my dying day
    – Bilmiyorum, bilmiyorum ama muhtemelen bu şekilde öleceğim.
    I don’t know why I’m so, I’m so cold mean things I don’t mean to say
    – Neden böyle olduğunu bilmiyorum, demek istediğim soğuk demek istediğim
    I guess this is how you made me
    – Sanırım sen beni böyle yaptın

  • Eminem – Nail In The Coffin İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Eminem – Nail In The Coffin İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    This motherfucker man, just won’t shut up will you?
    – Bu o….. çocuğu, sadece susmayacak mısın?
    Talk about I owe you, bitch you owe me
    – Sana borçlu olduğum hakkında konuş, orospu bana borçlusun
    I’m promoting you right now
    – Seni şu anda tanıtıyorum
    Man lets put the nail in his coffin
    – Adam çivi tabutuna koydu

    I dont want to be like this
    – Ben böyle olmak istemiyorum
    I dont really want to hurt no feelins
    – Gerçekten hiç hisleri incitmek istemiyorum
    But Im only bein real when I say nobody wants to hear their grandfather rap
    – Ama ben kimsenin dedesi raplerini duymak istemediğini söylediğimde gerçek olurum.
    Old men have heart attacks
    – Yaşlı adamların kalp krizi geçirmesi
    And I dont want to be responsible for that so
    – Ve bundan sorumlu olmak istemiyorum
    Put the mic down and walk away
    – Mikrofonunu indir ve uzaklaş
    You can still have a little bit of dignity
    – Hala biraz haysiyete sahip olabilirsin

    I would never claim to be no Ray Benzino
    – Hiçbir zaman Ray Benzino olmadığını iddia etmem.
    An 83 year old fake Pachino
    – 83 yaşındaki sahte Pachino
    So how can he hold me over some balcony
    – Peki beni balkonda nasıl tutabilir
    Without throwin his lower back out as soon as he goes to lift me
    – Beni kaldırmaya gittiği anda altını dışarı atmadan
    Please dont, youl probably fall with me
    – Lütfen, muhtemelen muhtemelen benimle düşsün.
    And our asses will both be history
    – Ve kıçımızın ikisi de tarih olacak
    But then again youl’ll finally get your wish
    – Ama sonra tekrar dileğini yerine getireceksin
    Cuz youl be all over the street like 50 Cent
    – Cuz youl 50 Cent gibi caddenin her yerinde
    Fuckin punk pussy fuck you chump
    – Lanet serseri kedi siktir et seni
    Gimme a one-on-one see if I dont fuck you up
    – Seni beceremediğimi bire bir bakışta gör
    Tryin to jump the Ruff Ryders and they cut you up
    – Ruff Ryders’ı atlamaya çalışıyorlar ve seni kestiler.
    And you put Jada on a track thats how much you suck
    – Ve Jada’yı bir pistte koyarsın, ne kadar emersin
    Dick in the industry, swear that you in the streets hustlin
    – Sektöründe dick, yemin ederim sokaklarda sen yemin
    You sit behind a fuckin desk at The Source butt-kissin
    – Kaynağında bir lanet masanın arkasında oturuyorsun.
    And beggin motherfuckers for guest appearences
    – Ve konuk görünenler için dilenci pislikler
    And you can even get the clearances cuz real lyricists
    – Ve hatta gerçek lirikçilerden izinleri bile alabilirsiniz
    Dont even respect you or take you serious
    – Sana saygı duymam ya da seni ciddiye alma
    Its not that we dont like you, we hate you – period
    – Senden hoşlanmamamız değil, senden nefret ediyoruz – dönem
    Talk about a mid-life crisis damn
    – Yaşam boyu bir krizden bahset
    last week you was shakin Obie Trice’s hand
    – Geçen hafta sen Obie Trice’nin elini sarstın
    Now hes a busta? What the fucks with that?
    – Şimdi bir şey mi var? Bununla ne halt ediyor?
    Get on a track dissin us kissin 50’s ass
    – Bir ize bin bizi 50’nin götüne öpmek
    And askin me what I know about inditements-bite me
    – Ve beni neyle ilgili bildiğimi sor
    Bitch I got two cases, and probation – fight me!
    – Sürtük iki durumum var ve şartlı tahliye – benimle dövüş!
    What do I know about standin in front of a judge like a man
    – Bir adam gibi bir yargıcın önünde durmak hakkında ne bileceğim
    Ready to take whatever sentence he hands
    – Ne olursa olsun ellerini almaya hazır
    What you know about your wife slicin her wrists
    – Karınla ilgili bildiğin şey bileklerini dilimliyor
    Right in front of the only thing you have in this world – a little girl?
    – Bu dünyada sahip olduğunuz tek şeyin hemen önünde – küçük bir kız mı?
    And I put that on her, when this is all over
    – Ve bunu her şey bittiğinde ona koyuyorum.
    I would never try to make her a star and eat off her
    – Onu asla bir yıldız yapmaya çalışmam ve onu yemem.
    I dont know shit about no shoppin rocks
    – Shoppin kayalar hakkında hiçbir şey bilmiyorum
    But what you know about hip-hop shops rockin spots?
    – Ama hip-hop mağazaları rockin spotları hakkında ne biliyorsun?
    When your the only white boy in that bitch just rippin
    – O kaltaktaki tek beyaz oğlan ne zaman sadece rippin
    Pressin up your own flyers and your stickers stickin
    – Kendi el ilanlarınızı bastırın ve etiketlerinizi yapıştırın
    Them bitches up after spendin six hours at Kinkos
    – Kinkos’ta altı saat sonra geçirdiler
    Just makin copys of your covers of cassette singles
    – Sadece kaset single’larınızın kapaklarını koparmak
    And sell them out the trunk of your Tracer
    – Ve onları Tracer’ınızın gövdesinden satmak
    Spendin your whole paycheck at Disc Makers
    – Bütün maaşınızı Disc Makers’ta geçirin
    What you know about bein bullied over half your life?
    – Hayatının yarısından fazla zorlandın mı?
    Oh thats right, you know what thats like, your half white
    – Ah, öyle değil mi, bilirsiniz, senin yarım beyazın ne?
    Vanilla Ice,spill the beans and rice, I’m eating you alive inside
    – Vanilyalı Buz, fasulyeyi ve pirinci dökün, seni içeride canlı yiyorum
    Jesus Christ, if your that much of a gangster, put the mic down
    – İsa Mesih, eğer bir gangsteriniz varsa, mikrofonu aşağı indirin
    You should be out killin motherfuckers right now
    – Şu anda orospu çocukları öldürmelisin.
    Kill a motherfucker dead, kill’em dead bitch
    – Öldürülen bir lanet öldür, öldür o ölü kaltak
    Shoot’em in the fuckin head, go ahead bitch
    – Lanet kafana ateş et, devam et kaltak
    Slap my mom, slap the f*ck outa her!
    – Annemi tokatla, f * ck outa onu tokat!
    She cant sue you, she wouldnt get a buck out of you
    – Seni dava edemez, senden bir para alamaz
    Cuz your broke as fuck you suck your a fuckin joke
    – Kahretsin, senin lanet şerefine, sen lanet şakayı emdin
    If you was really sellin coke, well then what the fuck
    – Gerçekten kokain satıyorsan, o zaman ne boktan
    You stop for dummy? If you slew some crack
    – Kukla için mi durdun? Eğer biraz çatladığında
    You’d make alot more money than you do from rap
    – Rap’ten daha çok para kazanırsın
    You never had no security, you’ll never be famous
    – Hiç güvenliğiniz olmadı, asla ünlü olmayacaksınız
    You’l never now what its like to be rich, lifes a bitch aint it?
    – Artık onun ne kadar zengin olmasının, hayatının bir orospu olmadığını bilemezsin?
    Raymond, here, let me break this shit down in lamens
    – Raymond, işte bu boku kıraştırmalarına izin ver
    Terms for you just to make sure that you can understand this
    – Sadece bunu anladığınızdan emin olmak için şartlar
    And Canibus they usin too many complicated fuckin words for you
    – Ve Canibus senin için çok fazla karmaşık sözler kullanıyorlar
    Here then let me slow it down for you
    – İşte o zaman senin için yavaşlatmama izin ver
    So you can understand if I say it slower:
    – Yani daha yavaş söylersem anlayabilirsin:
    Let it go dawg it’s over
    – Bırak gitsin, bitti

    Haha
    – Haha
    Talkin bout I have motherfuckers callin your crib
    – Tökezlediğim için ben senin parmak ucunda bir orospu çocuğu var.
    Bitch you aint even got a fuckin crib
    – O…. bile bir lanet beşik var
    You aint even got a fuckin phone, fuckin Bum
    – Sende bir lanet telefon bile yok, Bum lanet olsun
    Threatened to shut me down at your little fuckin Source magazine
    – Kaynak dergisinde beni azarlamak için tehdit etti.
    İf I come back then you would attack me, bitch you attacked me first
    – Eğer geri gelirsen bana saldırırdın, orospu önce bana saldırdın
    Take it like a man and shut the fuck up
    – Bir erkek gibi al ve kapa çeneni
    And fuck your little magazine too
    – Ve küçük dergini de becer
    I dont need your fuckin magazine, I got XXL number anywayz
    – Lanet dergisine ihtiyacım yok, XXL numarası var
    And yall cant stand it cuz there gettin bigger than yall
    – Ve yall duramazsın çünkü orada yayadan daha büyük olur
    Oh, and by the way, howed I look on the VMAs?
    – Ve bu arada, VMA’lara nasıl baktım?
    When you was watchin me from whatever fuckin TV you was watchin me from in Boston
    – Beni televizyonda izlediğinde beni Boston’da izliyordun
    The mean streets of Boston, fuckin sissy
    – Boston’un sıradan sokakları, sıska
    Like you got us scared in the motherfucker, suck our motherfuckin dicks
    – Bizi orospu çocuğuyla korkuttuğunuz gibi, orospu çocuğumuzu emmek
    Oh, and for those thats dont know, dont get it twisted yo, the Source has a white owner
    – Oh, ve bilmediklerim için, onu bükmeyin, Kaynak’ın beyaz sahibi var.

  • Pink Floyd – Emily İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Pink Floyd – Emily İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Emily tries but misunderstands, ah ooh
    – Emily deniyor ama yanlış anlıyor, ah ooh
    She often inclined to borrow somebody’s dreams till tomorrow
    – Sık sık birisinin hayallerini yarına kadar ödünç almaya meyilliydi
    There is no other day
    – Başka gün yok
    Let’s try it another way
    – Hadi başka bir yol deneyelim
    You’ll lose your mind and play
    – Aklını kaybedeceksin ve oynayacaksın
    Free games for may
    – Mayıs ayı için ücretsiz oyunlar
    See Emily play
    – Emily oynarken görün
    Soon after dark Emily cries, ah ooh
    – Emily ağladıktan kısa bir süre sonra, ah ooh
    Gazing through trees in sorrow hardly a sound till tomorrow
    – Ağaçların arasından yarına kadar neredeyse hiç ses gelmiyor
    There is no other day
    – Başka gün yok
    Let’s try it another way
    – Hadi başka bir yol deneyelim
    You’ll lose your mind and play
    – Aklını kaybedeceksin ve oynayacaksın
    Free games for may
    – Mayıs ayı için ücretsiz oyunlar
    See Emily play
    – Emily oynarken görün
    Put on a gown that touches the ground, ah ooh
    – Yere dokunan bir elbise giy, ah ooh
    Float on a river forever and ever, Emily
    – Bir nehirde sonsuza kadar yüz, Emily
    There is no other day
    – Başka gün yok
    Let’s try it another way
    – Hadi başka bir yol deneyelim
    You’ll lose your mind and play
    – Aklını kaybedeceksin ve oynayacaksın
    Free games for may
    – Mayıs ayı için ücretsiz oyunlar
    See Emily play
    – Emily oynarken görün