Blog

  • Rihanna – Emergency Room İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Rihanna – Emergency Room İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I was picking up your clothes in the closet (closet)
    – Dolaptaki eşyalarını topluyordum (dolap)
    I was about to throw your jeans in the washer (washer)
    – Kotlarını çamaşır makinesine atmak üzereydim(çamaşır makinesi)
    ‘Til I saw a piece of paper saying Tasha (Tasha)
    – Ta ki Tasha yazan kağıt parçasını görene kadar(Tasha)
    I gotta say I found this a bit shockin (shockin)
    – Söylemeliyim ki bunu biraz şok edici buldum(şok edici)
    It’s on receipts to tell you went shoppin (shoppin)
    – Alışverişe gittiğini anlatan liste (alışveriş)
    You bought some Nike shoes
    – Bir Nike ayakkabı almışsın
    But why you buying stockings?
    – Ama neden kadın çorabı alıyorsun?

    Boy how could you lie to me
    – Oğlum bana nasıl yalan söyleyebildin
    Thought you would die for me
    – Benim için ölebileceğini düşünmüştüm
    I’m not acceptin another apology
    – Diğer özrünü kabul etmiyorum

    After 3 years, Imma let it go
    – Üç yıla rağmen,(üç yıldan sonra)bitmesine izin vereceğim
    I ain’t standin around crying no more
    – Etrafında durup daha fazla ağlamıyorum
    Got your bags packed sitting by the door
    – Kapının yanına oturup bavullarını paketledim
    Ima leave your heart broken on the flor
    – Kırıp kalbinide yerde bırakacağım

    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    I’m standing by your bed
    – Yatağının yanında duruyorum
    And so tempted to pull out your I.V
    – Ve I.V ni çekmek çok cezbedici
    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    I’m fighting with myself
    – Kendimle savaşıyorum
    I can’t hurt you even though you hurt me
    – Sen beni incitsende ben seni incitemem
    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    Tryin to call a nurse but nobody can help you now
    – Hemşireyi çağırmayı deniyorum ama sana şimdi kimse yardım edemez
    Let me see you try to live without me
    – Bırak seni bensiz yaşamaya çalışırken göreyim
    Now where’s your heartbeat
    – Şimdi kalp atışların nerede
    Flat line on the EKG
    – EKG hattındaki düz çizgiler

    I was home late at night watching TV
    – Evdeydim,televizyon izliyordum
    Got a call from my girl saying “Riri
    – Kızımdan Riri
    Saw your man in the club”
    – ”Erkeğini klüpte gördüm” diyen bir arama aldım
    İ thought he was out of town doing business
    – Onun şehir dışında iş yaptığını zannediyordum
    Said that he’d be back in three weeks
    – Üç hafta içinde döneceğini söylemişti
    And now I’m mad
    – Ve şimdi kızgınım
    Sitting in the kitchen gettin sad
    – Üzülerek mutfakta oturuyorum
    Looking at your pictures
    – Resimlerine bakıyorum

    After 3 years, Imma let it go
    – Üç yıla rağmen,(üç yıldan sonra)bitmesine izin vereceğim
    I ain’t standin around crying no more
    – Etrafında durup daha fazla ağlamıyorum
    Got your bags packed sitting by the door
    – Kapının yanına oturup bavullarını paketledim
    Ima leave your heart broken on the flor
    – Kırıp kalbinide yerde bırakacağım

    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    I’m standing by your bed
    – Yatağının yanında duruyorum
    And so tempted to pull out your I.V
    – Ve I.V ni çekmek çok cezbedici
    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    I’m fighting with myself
    – Kendimle savaşıyorum
    I can’t hurt you even though you hurt me
    – Sen beni incitsende ben seni incitemem
    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    Tryin to call a nurse but nobody can help you now
    – Hemşireyi çağırmayı deniyorum ama sana şimdi kimse yardım edemez
    Let me see you try to live without me
    – Bırak seni bensiz yaşamaya çalışırken göreyim
    Now where’s your heartbeat
    – Şimdi kalp atışların nerede
    Flat line on the EKG
    – EKG hattındaki düz çizgiler

    I did you wrong, girl
    – Kızım sana yanlış yaptım
    Had a bunch of numbers in my phone, girl (I did)
    – Telefonumda bir grup numaram var kızım (yaptım)
    But we been in this relationship too long, girl
    – Ama biz uzun süreden beri bu ilişki içerisindeyiz,kızım
    For you to be listenin to your silly home girls
    – Senin salak ev kızlarını dinlediğin için
    Better go on, girl
    – Devam etsen iyi olur,kızım
    Now baby think about it (think about it)
    – Şimdi bebeğim bunu düşün(bunu düşün)
    Everything we do they gonna read about it (read about it)
    – Yaptığımız her şeyi okuyacaklar(bunu oku)
    Put it on a radio and TV outlet
    – Radyoda televizyonda bunu abartacaklar
    Do you want to see your picture in that paper
    – O kağıtta resmini görmek ister misin
    You know them haters
    – Nefret edici olduklarını biliyorsun
    You hear that 808
    – Şu 808 i duyuyorsun
    The drum, that’s my heart beat
    – Davul,bu benim kalp atışım
    I’m going numb, I said Rihanna, I’m feeling stressed
    – Halsizleşiyorum,dedim ya Rihanna,stresli hissediyorum
    I’m going under cardiac arrest
    – Kardiyağa giriyorum

    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    I’m standing by your bed
    – Yatağının yanında duruyorum
    And so tempted to pull out your I.V
    – Ve I.V ni çekmek çok cezbedici
    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    I’m fighting with myself
    – Kendimle savaşıyorum
    I can’t hurt you even though you hurt me
    – Sen beni incitsende ben seni incitemem
    You’re gonna be in the emergency room
    – Acil serviste olacaksın
    Tryin to call a nurse but nobody can help you now
    – Hemşireyi çağırmayı deniyorum ama sana şimdi kimse yardım edemez
    Let me see you try to live without me
    – Bırak seni bensiz yaşamaya çalışırken göreyim
    Now where’s your heartbeat
    – Şimdi kalp atışların nerede
    Flat line on the EKG
    – EKG hattındaki düz çizgiler

  • Pegboard Nerds – Emergency İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Pegboard Nerds – Emergency İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Emergency
    – Acil Durum
    Let me be absolutely clear
    – Kesinlikle açık konuşayım
    This is mine but I’ll let you in
    – Bu benim ama içeri girmene izin vereceğim
    Gather round take a part of it
    – Toplanın bir parçasını alın
    Of me, of me
    – Benden, benden
    A wasted life seems to mean the most
    – Boşa harcanan bir hayat en anlamlı gibi görünüyor
    But these seconds are valuable
    – Ama bu saniyeler değerlidir
    Breathe in change or let it go and breathe
    – Değişim içinde nefes al ya da bırak ve nefes al
    Emergency
    – Acil Durum

  • Paramore – Emergency İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Paramore – Emergency İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I think we have an emergency
    – Sanırım acil bir durumumuz var
    I think we have an emergency
    – Sanırım acil bir durumumuz var

    If you thought i’d leave, then you were wrong
    – Eğer gideceğimi düşündüysen yanılmışsın
    Cause i won’t stop holding on
    – Çünkü dayanmaya devam edeceğim

    So are you listening?
    – Öyleyse dinliyor musun?
    So are you watching me?
    – Beni izliyor musun?

    If you thought i’d leave, then you were wrong
    – Eğer gideceğimi düşündüysen yanılmışsın
    Cause i won’t stop holding on
    – Çünkü dayanmaya devam edeceğim

    This is an emergency
    – Bu acil bir durum
    So are you listening?
    – Öyleyse dinliyor musun?

    And i can’t pretend that i don’t see this
    – Bunu görmüyormuş gibi davranamam

    Well it’s really not your fault
    – Gerçekten senin hatan değil
    When no one cares to talk about it,
    – Kimse konuşmak için ilgilenmeyince
    To talk about it
    – Konuşmak için

    Cause i’ve seen love die
    – Çünkü aşkın ölüşünü izledim
    Way too many times
    – Çok defa
    When it deserved to be Alive
    – Yaşamayı hak ettiğinde
    I’ve seen you cry
    – Seni ağlarken gördüm
    Way too many times
    – Çok defa
    When you deserve to be Alive
    – Yaşamayı hak ettiğinde

    So you give up every chance you get
    – Elindeki tüm olanakları yok ediyorsun
    Just to feel new again
    – Tekrar yeni gibi hissetmek için

    I think we have an emergency
    – Sanırım acil bir durumumuz var
    I think we have an emergency
    – Sanırım acil bir durumumuz var

    And you do your best to show me love,
    – Bana aşkı gösterebilmek için elinden gelenin en iyisi yapıyorsun
    But you don’t know what love is.
    – Ama aşın ne olduğunu bilmiyorsun

    So are you listening?
    – Öyleyse dinliyor musun?
    So are you watching me?
    – İzliyor musun?

    And i can’t pretend that i don’t see this
    – Bunu görmüyormuş gibi davranamam

    Well it’s really not your fault
    – Gerçekten senin hatan değil
    When no one cares to talk about it,
    – Kimse konuşmak için ilgilenmeyince
    To talk about it
    – Konuşmak için

    Cause i’ve seen love die
    – Çünkü aşkın ölüşünü izledim
    Way too many times
    – Çok defa
    When it deserved to be Alive
    – Yaşamayı hak ettiğinde
    I’ve seen you cry
    – Seni ağlarken gördüm
    Way too many times
    – Çok defa
    When you deserve to be Alive
    – Yaşamayı hak ettiğinde

    These scars, they will not fade away.
    – Bu yaralar, düzelmicek

    No one cares to talk about it, talk about it
    – Kimse konuşmak için ilgilenmiyor

    Cause i’ve seen love die
    – Çünkü aşkın ölüşünü izledim
    Way too many times
    – Çok defa
    When it deserved to be Alive
    – Yaşamayı hak ettiğinde
    I’ve seen you cry
    – Seni ağlarken gördüm
    Way too many times
    – Çok defa
    When you deserve to be Alive
    – Yaşamayı hak ettiğinde

  • Icona Pop – Emergency İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Icona Pop – Emergency İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    So you wanna party? So you wanna dance?
    – Yani parti mi istiyorsun? Demek dans etmek istiyorsun?
    You better know someone, then find someone of our friends
    – Birini tanısan iyi olur, sonra arkadaşlarımızdan birini bul
    You wanna get higher? Shake that ass
    – Yükselmek ister misin? Salla şu kıçını
    Spinning ’round and ’round, and ’round and ’round like that
    – ‘Yuvarlak ve’ yuvarlak ve ‘yuvarlak ve’ yuvarlak bu şekilde dönüyor
    I put a little twist in my hips (Here we go)
    – Kalçalarıma biraz bükülüyorum (İşte başlıyoruz)
    Kiss on my lips (Here we go)
    – Dudaklarımda öpücük (İşte başlıyoruz)
    Ice on my wrist ’cause I’m hot and I’m dancing (Here we go)
    – Bileğimdeki buz çünkü ateşliyim ve dans ediyorum (İşte başlıyoruz)
    Caught that romancin’ (Here we go)
    – Bu romancin ‘yakalandı (İşte başlıyoruz)
    Cancel your plans and (Here we go)
    – Planlarını iptal et ve (İşte başlıyoruz)
    Girls hide your mans, ’cause I’m hot and I’m dancing (Here we go)
    – Kızlar erkeğini saklar, çünkü ateşliyim ve dans ediyorum (İşte başlıyoruz)
    This is emergency (Wooh ooh ooh)
    – Bu acil durumdur (Wooh ooh ooh)
    Call an ambulance, come rescue me (Wooh ooh ooh)
    – Ambulans çağır, gel beni kurtar (Wooh ooh ooh)
    Everybody in this bitch (Wooh ooh ooh)
    – Bu kaltağın içindeki herkes (Wooh ooh ooh)
    If you wanna get up, get down like this
    – Eğer kalkmak istiyorsan, böyle aşağı in.

  • Haris Alexiou – Apopse Thelo Na Pio Yunanca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Haris Alexiou – Apopse Thelo Na Pio Yunanca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Apopse 8elo na pio
    – Bu gece içmek istiyorum
    Tipota meta na min 8imame
    – Sonrasında hatırlanacak bir şey yok
    Mesa ston kapno na pagideuto
    – Tuzağa düşecek dumanın içinde
    Synepies na min fovame
    – Sonuç olarak korkmadık

    Apopse 8elo na pio
    – Bu gece içmek istiyorum
    8elo na ksefigo apo ta oria mou
    – Sınırlarımı aşmak istiyorum
    Mesa ston kapno na eksomologi8o
    – İtiraf etmek için dumanda
    Yia ta xamena oneira mou
    – Kayıp hayallerim için

    T’anavo ma tsigara
    – Onu sigarayla yakıyorum
    Ta zvino me pota
    – Zvinos içeceklerle
    Tora pou pira tin laxtara
    – Şimdi özlem duyduğuma göre
    Staxti na ginoun ola pia
    – Küller şimdi her şeyi yapacak

    T’anavo ma tsigara i will light up with cigarettes
    – Bir sigara veya küçük bir sigara yakıyorum
    Ta zvino me pota
    – Zvinos içeceklerle
    Tora pou pira tin laxtara
    – Şimdi özlem duyduğuma göre
    Staxti na ginoun ola pia
    – Küller şimdi her şeyi yapacak

    Apopse 8elo na pio
    – Bu gece içmek istiyorum
    Ollous kai ola na ta diagrapso
    – Herkesi ve her şeyi sil
    Mesa ston kapno na eksafanisto
    – Dumanda kaybolmak için
    Piso na min ksanakoitakso
    – Arkana bakma

    T’anavo ma tsigara i will light up with cigarettes
    – Sigaralarla aydınlanacağız
    Ta zvino me pota
    – Şimdi benim sıram
    Tora pou pira tin laxtara
    – Tora pou pira kalay laxtara
    Staxti na ginoun ola pia
    – Staxti ve ginoun ola da
    T’anavo ma tsigara
    – Bizim de sigaramız var
    T’anavo ma tsigara i will light up with cigarettes
    – Sigaralarla aydınlanacağız
    Ta zvino me pota
    – Şimdi benim sıram
    Tora pou pira tin laxtara
    – Tora pou pira kalay laxtara
    Staxti na ginoun ola pia
    – Staxti ve ginoun ola da

  • Exo – Electric Kiss Japonca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Exo – Electric Kiss Japonca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Shake it, do it back again
    – Çalkala, yap
    Shake it, do it back again
    – Çalkala, yap
    Shake it, do it back again
    – Çalkala, yap
    Shake it, do it back again
    – Çalkala, yap
    体はここにいて心はここにいない
    – Bedenin burada ama kalbin değil
    Come on, tell me where you at
    – Hadi, söyle bana neredesin
    Tell me, tell me where you at
    – Söyle, söyle bana neredesin
    Why don’t you tell me where you at
    – Neden bana nerede olduğunu söylemiyorsun?
    Come on, tell me where you are, at
    – Hadi söyle bana neredesin
    40secondsの間に知らない君になる
    – 40 saniye içinde tanımadığım birine dönüştün
    Come on, tell me where you at
    – Hadi, söyle bana neredesin
    Tell me, tell me where you at
    – Söyle, söyle bana neredesin
    Why don’t you tell me where you at
    – Neden bana nerede olduğunu söylemiyorsun?
    Come on, tell me where you are, at
    – Hadi söyle bana neredesin
    鳴り止まないBeat もたれるDance floorのWall
    – Bu ritm durmayacak, dans pistinin duvarına yaslanarak

    耳に口を寄せてそっとScreaming(Ah!)
    – Dudaklarımı kulaklarına yaklaştırıyorum ve usulca bağırıyorum ( Ah! )
    誰にも聞かれないよう 叫んでる愛のWords
    – Böylece haykırdığım aşk sözcüklerini kimse duyamaz
    音に飲み込まれて
    – Ses tarafından yutuldu
    愛をだんだん登りつめたい 近づく唇が
    – Aşkımızın zirvesine ulaşmak istiyorum ve dudaklarımız yaklaşırken
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    触れないギリギリで
    – Çok yakınlar lakin birbirine değmiyorlar
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    Uh baby, baby 目は閉じないで
    – Uh bebeğim, bebeğim kapama gözlerini
    Bounce, bounce 暴れてるHeart 火花飛び散ればBang!
    – Hop hop, kalbim çıldırıyor ve kıvılcımlar uçuştuğunda Bang!
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    痺れる刺激でDown
    – Bu uyuşturucu hiss yüzünden kötü hissediyorum
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    Uh baby, baby まだ触れないで
    – Uh, bebeğim, bebeğim bana dokunma henüz
    (Hah oooh) 最悪なKissがしたいんだ
    – (Hah oooh) Sana en kötü öpücüğü vermek istiyorum
    (Oooh) そう怒り出すまで
    – (Oooh) Sen sinirlenene kadar
    (Oooh) このまま焦らしていいかい
    – (Oooh) Seni böyle kızdırmamda bir sorun var mı?
    So electric, so electric, yeah
    – Çok elektrikli, çok elektrikli, evet
    誰と誰と誰が誰の何? 輪に入れば馬鹿が馬鹿に幅を利かせてる
    – Birinin içinde ve birinin çevresinde? Bu şey diğer şeylerden farkı
    Baby, baby what it is? Yeah (Baby, baby what it is? Yeah)
    – Bebeğim, bebeğim bu da ne? Evet (Bebeğim, bebeğim bu da ne? Evet)
    だって誰が誰の元のアレのソレだし 下手に手出しすれば足も手も出る
    – Çünkü birisi kimin kimin yanında ve neyin ne olduğunu söylemeye başlıyor, eğer fena halde karışacaksan elini çek, ayağını çek
    Baby, baby what it is? Yeah (Baby, baby what it is? Yeah)
    – Bebeğim, bebeğim bu da ne? Evet (Bebeğim, bebeğim bu da ne? Evet)
    Oh baby, baby what it is? Yeah
    – Oh bebeğim, bebeğim bu da ne? Evet
    鳴り止まないBeat もたれるDance floorのWall
    – Bu ritm durmayacak, dans pistinin duvarına yaslanarak
    耳に口を寄せてそっとScreaming (Ah!)
    – Dudaklarımı kulaklarına yaklaştırıyorum ve usulca bağırıyorum ( Ah! )

    狭いこの街をもう Get out, we go 抜け出そう
    – Hadi bu küçük şehirden çıkalım, dışarı çık, kaçalım
    この闇に紛れて
    – Bu karanlığın altına
    愛をだんだん登りつめたい 近づく唇が
    – Aşkımızın zirvesine ulaşmak istiyorum ve dudaklarımız yaklaşırken
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    触れないギリギリで
    – Çok yakınlar lakin birbirine değmiyorlar
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    Uh baby, baby 目は閉じないで
    – Uh bebeğim, bebeğim kapama gözlerini
    Bounce, bounce 暴れてるHeart 火花飛び散ればBang!
    – Hop hop, kalbim çıldırıyor ve kıvılcımlar uçuştuğunda Bang!
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    痺れる刺激でDown
    – Bu uyuşturucu hiss yüzünden kötü hissediyorum
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    Uh baby, baby まだ触れないで
    – Uh, bebeğim, bebeğim bana dokunma henüz
    Na, na, na, na, na, na, na, na
    – Na, na, na, na, na, na, na, na
    A ragga bom bom bom booooom It’s going da da da down
    – A ragga bom bom bom booooom, alçalıyor
    Na, na, na, na, na, na, na, na
    – Na, na, na, na, na, na, na, na
    A ragga bom bom bom booooom It’s going da da da down
    – A ragga bom bom bom booooom, alçalıyor
    Shake it, do it back again Shake it, do it back again
    – Çalkala, yap Çalkala, yap
    (Oh na, na, na, na, na yeah)
    – (Oh na, na, na, na, na evet)
    Shake it, do it back again Shake it, do it back again
    – Çalkala, yap Çalkala, yap
    (歪んだ愛を Yeah yeah)
    – (Bu çarpık aşk Evet evet)
    誰かの視線がもう (Hoo) 背中に刺さってるよ
    – Birinin bakışları çoktan (Hoo) arkama saplandı
    夜に飲み込まれて
    – Gece tarafından yutuldu
    愛をだんだん登りつめたい 近づく唇が
    – Aşkımızın zirvesine ulaşmak istiyorum ve dudaklarımız yaklaşırken
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    触れないギリギリで
    – Çok yakınlar lakin birbirine değmiyorlar
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    Uh baby, baby 目は閉じないで (Baby)
    – Uh, bebeğim bebeğim kapama gözlerini
    Bounce, bounce 暴れてるHeart
    – Hop, hop, kalbim ıldırıyor
    (飛び散ればBang)
    – (Uçuştuğunda, Bang)
    火花飛び散ればBang!
    – Kıvılcımlar uçuştuğunda Ban!
    (It’s gonna be electric)
    – (Elektrik olacak)
    痺れる刺激でDown
    – Bu uyuşturucu hiss yüzünden kötü hissediyorum
    (It’s gonna be electric) (Electric kiss)
    – (Elektrik olacak) (Elektrik öpücük)
    Uh baby, baby まだ触れないで
    – Uh, bebeğim, bebeğim bana dokunma henüz
    (Hah oooh) 最悪なKissがしたいんだ
    – (Hah oooh) Sana en kötü öpücüğü vermek istiyorum
    (Oooh) そう怒り出すまで
    – (Oooh) Sen sinirlenene kadar
    (Oooh) このまま焦らしていいかい
    – (Oooh) Seni böyle kızdırmamda bir sorun var mı?
    So electric, so electric, yeah
    – Çok elektrikli, çok elektrikli, evet
    Hahaha
    – Hahaha

  • The Beatles – Eleanor Rigby İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    The Beatles – Eleanor Rigby İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Ah, look at all the lonely people
    – Ah, bütün yalnız insanlara bak
    Ah, look at all the lonely people
    – Ah, bütün yalnız insanlara bak

    Eleanor Rigby picks up the rice in the church where a wedding has been
    – Eleanor Rigby, bir düğünün yapıldığı kiliseden pirinci alıyor
    Lives in a dream
    – Bir rüyada yaşıyor
    Waits at the window, wearing the face that she keeps in a jar by the door
    – Kapının yanında kavanozda tuttuğu yüzü takarak pencerede bekler
    Who is it for?
    – Kimin için?

    All the lonely people
    – Tüm yalnız insanlar
    Where do they all come from?
    – Hepsi nereden geliyor?
    All the lonely people
    – Tüm yalnız insanlar
    Where do they all belong?
    – Hepsi nereye ait?

    Father McKenzie writing the words of a sermon that no one will hear
    – Peder McKenzie kimsenin duymayacağı bir vaazın sözlerini yazıyor
    No one comes near.
    – Kimse yaklaşmıyor.
    Look at him working,darning his socks in the night when there’s nobody there
    – Onun çalışmasına bak, gece orada kimse yokken çoraplarını örüyor
    What does he care?
    – Ne umurunda?

    All the lonely people
    – Tüm yalnız insanlar
    Where do they all come from?
    – Hepsi nereden geliyor?
    All the lonely people
    – Tüm yalnız insanlar
    Where do they all belong?
    – Hepsi nereye ait?

    Ah, look at all the lonely people
    – Ah, bütün yalnız insanlara bak
    Ah, look at all the lonely people
    – Ah, bütün yalnız insanlara bak

    Eleanor Rigby died in the church and was buried along with her name
    – Eleanor Rigby kilisede öldü ve adıyla birlikte gömüldü.
    Nobody came
    – Kimse gelmedi
    Father McKenzie wiping the dirt from his hands as he walks from the grave
    – Peder McKenzie, mezardan çıkarken ellerindeki kiri siliyor
    No one was saved
    – Kimse kurtarılmadı

    All the lonely people
    – Tüm yalnız insanlar
    Where do they all come from?
    – Hepsi nereden geliyor?
    All the lonely people
    – Tüm yalnız insanlar
    Where do they all belong?
    – Hepsi nereye ait?

  • Katy Perry – Electric Feel İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Katy Perry – Electric Feel İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    All along the western front
    – Batı önünde
    People line up to receive.
    – İnsanlar sıraya dizilip alıyor
    She got the power in her hand
    – Elinde gücü var
    To shock you like you won’t believe.
    – Seni çarpmak için inanmazmışsın gibi
    Saw her in the amazon
    – Onu amazonda gördüm
    With the voltage running through her skin
    – Derisinden akan voltajla
    Standing there with nothing on
    – Hiçbir şeyi olmadan üzerinde duruyor
    She gonna teach me how to swim
    – Bana nasıl yüzeceğimi öğretecek

    I said ooh girl
    – Dedim ki kızım
    Shock me like an electric eel
    – Beni elektrik hissi gibi çarp
    Baby girl
    – Bebeğim
    Turn me on with your electric feel
    – Elektrik hissinle azdır beni

    All along the eastern shore
    – Doğu sahillerinde
    Put your circuits in the sea
    – Denize devrelerini koy
    This is what the world is for
    – Dünya bunun için var
    Making electricity
    – Elektrik yapıyorum
    You can feel it in your mind
    – Kafanda hissedebilirsin
    Oh you can do it all the time
    – Oh hep yapabilirsin
    Plug it in and change the world
    – Tak ve dünyayı değiştir
    You are my electric girl
    – Elektrik kızımsın.

    I said ooh girl
    – Dedim ki kızım
    Shock me like an electric eel
    – Beni elektrik hissi gibi çarp
    Baby girl
    – Bebeğim
    Turn me on with your electric feel
    – Elektrik hissinle azdır beni

    Do what you feel now
    – Hissettiğini yap
    Electric feel now
    – Elektrik hissi

  • Borns – Electric Love İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Borns – Electric Love İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Candy, she’s sweet like candy in my veins
    – Şeker, damarlarımdaki şeker gibi tatlı
    Baby, I’m dying for another taste
    – Bebeğim, başka bir tat için ölüyorum
    And every night my mind is running around her
    – Ve her gece aklım onun etrafında dolanıyor
    Thunder’s getting louder and louder
    – Gök gürültüsü gittikçe yükseliyor
    Baby you’re like lightning in a bottle
    – Bebeğim bir şişedeki şimşek gibisin
    I can’t let you go now that I got it
    – Şimdi anladığıma göre gitmene izin veremem
    And all I need is to be struck
    – Ve tek ihtiyacım olan vurulmak
    By your electric love
    – Senin elektrik aşkınla
    Baby your electric love
    – Bebeğim senin elektrik aşkın
    Electric love
    – Elektrik aşk
    Drown me, you make my heart beat like the rain
    – Boğ beni, kalbimi yağmur gibi attırıyorsun
    Surround me, hold me deep beneath your waves
    – Etrafımı sar, beni dalgalarının altında tut
    And every night my mind is running around her
    – Ve her gece aklım onun etrafında dolanıyor

    Thunder’s getting louder and louder
    – Gök gürültüsü gittikçe yükseliyor
    Baby you’re like lightning in a bottle
    – Bebeğim bir şişedeki şimşek gibisin
    I can’t let you go now that I got it
    – Şimdi anladığıma göre gitmene izin veremem
    And all I need is to be struck
    – Ve tek ihtiyacım olan vurulmak
    By your electric love
    – Senin elektrik aşkınla
    Baby your electric love
    – Bebeğim senin elektrik aşkın
    Electric love
    – Elektrik aşk
    Rushing though me
    – Bana koşarak
    Feel your energy rushing through me
    – Enerjinin içimden geçtiğini hisset
    Feel your energy rushing through me
    – Enerjinin içimden geçtiğini hisset
    Baby you’re like lightning in a bottle
    – Bebeğim bir şişedeki şimşek gibisin
    I can’t let you go now that I got it
    – Şimdi anladığıma göre gitmene izin veremem
    And all I need is to be struck
    – Ve tek ihtiyacım olan vurulmak
    By your electric love
    – Senin elektrik aşkınla
    Baby your electric love
    – Bebeğim senin elektrik aşkın
    Baby you’re electric
    – Bebeğim sen elektriksin

  • Arctic Monkeys – Electricity İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Arctic Monkeys – Electricity İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Darlin’ tell me something I don’t know
    – Sevgilim bana bilmediğim bir şey söyle
    Be my baby, be my GTO
    – Benim bebeğim ol ve benim kızım*
    Call me something no one else calls me
    – Beni başka kimsenin hitap etmediği gibi çağır
    I forget how I want it
    – Onu nasıl istediğimi unutmuşum
    That electricity
    – Onu, yani o elektriği

    My heart was breaking and got left unlocked
    – Kalbim kırıktı ve savunmasız kaldım
    Didn’t see you sneak in but I’m glad you stopped
    – Sen de böyle sokulmadın mı? Ama durduğuna sevindim
    Tell me something I don’t already know
    – Bana çoktan bilmediğim bir şey söyle
    Like how you get your kisses to fill me with electricity
    – Öpücüklerinle beni elektrikle doldurduğun gibi

    Love like locked horns
    – Aşk, birbirine dolanmış boynuzlar gibi
    Love like dominos
    – Aşk, dominolar gibi (birbirini iteklercesine)
    Be my midnight
    – Geceyarım ol
    Be my ebb and flow
    – Benim gel-gitlerim ol
    I forget how I want it
    – Onu nasıl istediğimi unutmuşum
    How it crept up on me
    – Bana nasıl sızdı
    It takes over
    – Ele geçiriyor
    Electricity
    – Elektrik

    And my heart was breaking and got left unlocked
    – Ve benim kalbim kırıktı ve savunmasız kaldım
    Didn’t see you sneak in but I’m glad you stopped
    – Sen de böyle sokulmadın mı? Ama durduğuna sevindim
    Tell me something I don’t already know
    – Bana çoktan bilmediğim bir şey söyle
    Like how you get your kisses to fill me with electricity
    – Öpücüklerinle beni elektrikle doldurduğun gibi

    Separated
    – Ayrılık
    There I face it
    – Ondan sonra yüzleştim (bu ilişkinin durumuyla)
    Love like thunder
    – Aşk, fırtına gibi
    Love like falling snow
    – Aşk, süzülen bir kar tanesi gibi

    Tell me something I don’t already know
    – Bana çoktan bilmediğim bir şey söyle
    Like how you get your kisses to fill me with electricity
    – Öpücüklerinle beni elektrikle doldurduğun gibi

  • U2 – Elevation İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    U2 – Elevation İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    High, higher than the sun
    – Yüksek, güneşten daha yukarda

    You shoot me from a gun
    – Bana bir silahla ateş ettin

    I need you to elevate me here
    – Beni yükseltmene ihtiyacım var

    A corner of your lips
    – Dudaklarının bir köşesi

    Is the orbit of your hips
    – Kalçalarının yörüngesidir

    Eclipse
    – Güneş tutulması

    You elevate my soul
    – Ruhumu yüzeltiyorsun

    I’ve got no self control
    – Kendimi kontrol edemiyorum

    Been living like a mole now
    – Bir köstebek gibi yaşar oldum

    Going down, excavation
    – Alttan giderek, kazarak

    Higher now, in the sky
    – Daha yüksek şimdi, gökyüzünde

    You make me feel like I can fly
    – Bana uçabileceğimi hissettiriyorsun

    So high
    – Çok yükseğe

    Elevation
    – Yükselme

    A star
    – Bir yıldız

    Lit up like a cigar
    – Bir sigara gibi parladı

    Strung out like a guitar
    – Bir gitar gibi telleri dizildi

    Maybe you can educate my mind
    – Belki aklımı eğitebilirsin

    Explain all these controls
    – Tüm bu kontrolleri anlatabilirsin

    Can’t sing but I’ve got soul
    – Şarkı söyleyemiyorum ama ruhum var

    The goal is elevation
    – Amaç yükselmek

    A mole
    – Bir köstebek

    Digging in a hole
    – Bir kuyu kazıyor

    Digging up my soul now
    – Şimdi ruhumu kazıyor

    Going down, excavation
    – Alttan giderek, kazarak

    Higher now
    – Daha yüksek şimdi

    In the sky
    – Gökyüsünde

    You make me feel like I can fly
    – Bana uçabileceğimi hissettiriyorsun

    So high
    – Çok yükseğe

    Elevation
    – Yükselme

    Love
    – Aşk

    Lift me out of these blues
    – Beni bu hüzünden uzağa taşı

    Won’t you tell me something true
    – Bana gerçek bir şey söylemeyecek misin

    I believe in you
    – Sana inanıyorum

    A mole
    – Bir köstebek

    Digging in a hole
    – Bir delik kazıyor

    Digging up my soul now
    – Şimdi ruhumu kazıyor

    Going down, excavation
    – Alttan giderek, kazarak

    Higher now
    – Daha yükseğe şimdi

    In the sky
    – Gökyüzünde

    You make me feel like I can fly
    – Bana uçabileceğimi hissettiriyorsun

    So high
    – Çok yükseğe

    Elevation
    – Yükselme

    Elevation
    – Yükselme….

  • Hélène Ségara – Elle, Tu L’aimes Fransızca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Hélène Ségara – Elle, Tu L’aimes Fransızca Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Elle tu l’aimes si fort si fort
    – Onu çok çok seviyorsun
    Au point, je sais que tu serais perdu sans elle
    – Bu noktaya kadar, onsuz kaybolacağını biliyorum
    Elle tu l’aimes autant je crois que
    – Onu düşündüğüm kadar seviyorsun
    j’ai besoin de toi
    – Sana ihtiyacım var

    Moi j’enferme ma vie dans ton silence
    – Hayatımı senin sessizliğine kilitledim
    Elle tu l’aimes c’est toute la différence
    – Onu seviyorsun tek fark bu

    Elle tu l’aimes au point sûrement
    – Onu kesinlikle o noktaya kadar seviyorsun
    D’avoir au coeur un incendie qui s’éternise
    – Kalbinde sonsuza kadar devam eden bir ateşe sahip olmak
    Elle tu l’aimes et moi sans toi en plein soleil j’ai froid
    – Onu seviyorsun ve ben sensiz tam güneşte üşüyorum

    Plus ma peine grandit en ton absence
    – Yokluğunda acım daha da büyür
    Plus tu l’aimes c’est toute la différence
    – Onu ne kadar çok seviyorsan tüm fark bu

    Elle tu l’aimes si fort si fort
    – Onu çok çok seviyorsun
    Au point, je sais que tu pourrais mourir pour elle
    – Bu noktada onun için ölebileceğini biliyorum
    Elle tu l’aimes si fort, et moi je n’aime toujours que toi
    – Sen onu çok seviyorsun ve ben hala sadece seni seviyorum