Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 34

batın * Karın.
* Göbek, kuşak.
Batınî * Batıniye mezhebinden olan kimse.
* İçrek.
Batınîye * Görünürdeki olayların ardında gizli gerçeklerin bulunduğunu kabul eden tarikatlara verilen ad.
batırık * Köftelik bulgur, dövülmemiş ceviz içi, soğan, domates, nane, maydanoz, tahin ve limon suyu kullanılarak
yapılan, taze asma yaprağıveya lahanaya sarılarak tüketilen bir salata tütü.
batırılma * Batırılmak işi.
batırılmak * Batırmak işine konu olmak.
* Yok edilmek.
batırma * Batırmak işi.
batırmak * Sıvının veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak.
* Bir işte sermayeyi yitirmek.
* Bir kimseyi çekiştirip iyice kötülemek.
* Kirletmek.
* Mahvetmek.
batış * Batmak işi veya biçimi.
bati * Yavaş, ağır.
batik * Kumaş, deri veya kâğıt süslemede kullanılan bir yöntem.
* Bu yöntemle hazırlanmışkumaş.
* Bu kumaştan yapılmışolan (giysi).
batisfer * Su üstü araçlarına çelik kablo ile bağlanmış, negatif yüzebilirliği bulunan dalışküresi.
batiskaf * Deniz diplerinde inceleme yapmak için kullanılan araç.
batkı * Batkınlık, iflâs.
batkın * Borçlarınıödeyemez duruma düşen, iflâs etmiş(kimse), müflis.
batkınlık * Borçlarınıödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilân olunan tüccarın durumu, iflâs.
batma * Batmak işi.
* Yıkılma, çökme; yok olma, inkıraz.
* Bir gök cisminin (Ay, Güneş, Yıldız vb.) ufkun altına inmesi.
batmak * Bir sıvının üstünde iken içine gömülmek.
* (Güneş, Ay, yıldız için) Dünyanın dönüşü dolayısıyla ufkun altına inmek.
* İflâs etmek.
* Kirlenmek.
* Saplanmak.
* Dokunmak, incitmek.
* (tedirgin etmemesi gereken şeyler için) Tedirgin etmek.
* Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak.
* Yok olmak.
* Daha kötü bir duruma uğramak.
* Çökmek.
* Yıkılmak egemenliği sona ermek.
batman * Miktarı bölgelere ve tartılacak şeylere göre değişen eski bir ağırlık ölçüsü.
batonsale * Tuzlu hamurdan yapılan ince uzun çubuk, tuzlu çubuk.
batöz * Harman makinesi, harman dövme makinesi.
batsat * Ara sıra, seyrek olarak tek tük.
battal * İşe yaramaz, kullanılmaz.
* Alışılmışolandan büyük.
battal edilmek * kullanılamaz duruma getirilmek, bozulmak.
battal etmek * kullanılamaz bir duruma getirmek.
battal olmak * kullanılamaz, işe yaramaz duruma gelmek.
battaniye * Yorgan yerine veya yorgan üstünde kullanılan, çoğu yünden dokunmuşkalınca örtü.
battaniyeli * Battaniyesi olan.
battı balık yan gider * işler kötü gittiğine göre artık istenildiği gibi davranılabilir.
batur * Bahadır.
batyal * 200 ile 2000 m arasında derinliği olan (deniz).
bav * Hayvanıavcılığa alıştırma işi.
bavcı * Şahin ve köpek gibi hayvanlarıavcılığa alıştıran kimse.
bavlı * Ava alıştırılmış(hayvan).
* Avcıların, köpeklerini ava alıştırmak için kullandıklarıyapay kuşvb.
bavlıma * Bavlımak işi.
bavlımak * Şahin ve köpeği ava alıştırmak.
bavul * Yolculukta, içine eşya konulan büyük çanta.
bavul ticareti * Gümrüksüz ve vergisiz ithaline izin verilen eşyayıyabancıülkelerden satın alıp, bavul veya çantalarla yolcu
beraberinde sınırdan geçirerek iç piyasada değerlendirmek işi.
bavulcu * Bavul yapan veya satan kimse.
bavullu * Bavulu olan.
Bavyeralı * Bavyera halkından olan (kimse).
bay * Parası, malıçok olan, zengin (kimse).
bay * Bey yerine kullanılan bir unvan.
* Erkek özel adlarıyerine kullanılır.
bayağı * Aşağılık, pespaye.
* Kibar olmayan, basit adî, sıradan, amiyane, banal.
* Her zamanki gibi olan, hiçbir özelliği bulunmayan.
* Hemen hemen, âdeta.
* Gerçekten, çok, oldukça, epey.
* Çok iyi, pekâlâ.
bayağıkaçmak * (söz, davranış, giyinişiçin) yakışmamak, uygunsuz olmak.
bayağıkesir * Ondalık olmayan kesir.
bayağılaşma * Bayağılaşmak durumu.
bayağılaşmak * Bayağı bir durum almak, bayağı bir duruma girmek.
bayağılaştırma * Bayağılaştırmak işi.
bayağılaştırmak * Bayağılaşmasına sebep olmak.

Bir yanıt yazın