届かない 蜃気楼に手を伸ばして
– ulaşamayan bir seraba uzan
重ねた 迷いと途方もない days
– Tekrarlanan tereddüt ve muazzam günler
叶えたかった理想が 段々と幻想に変わってゆく
– yerine getirmek istediğim ideal yavaş yavaş bir yanılsamaya dönüşüyor
叫びたい 何かを叫びたくて
– çığlık atmak istiyorum, çığlık atmak istiyorum, çığlık atmak istiyorum, çığlık atmak istiyorum, çığlık atmak istiyorum.
何もない 静かに崩れてく sane
– Hiçbir şey sessizce aklı başında çöker
消したはずの後悔 記憶の底で呻いたまま
– silip atmam gereken pişmanlık anılarımın dibinde inliyordum
不確かな明日が今日より光れと願って (願って)
– Umarım belirsiz yarın bugünden daha parlak olur (umarım)
明けない夜を耐えるほどに虚しくて cry
– Hiç ağlamayan geceye dayanacak kadar boş
終わることない迷路みたいで
– hiç bitmeyen bir labirent gibi.
進む意味 見出せなくて
– ileriye giden bir yol bulamadım.
(I wanna know, I wanna know, I wanna know, I wanna know)
– (Bilmek istiyorum, istiyorum, istiyorum, biliyorum, bilmek istiyorum )
出口は何処だ?
– çıkış nerede?
もがいたって もがいたって
– mücadele etmeme rağmen, mücadele ettim.
離れゆく運命ならば 孤独まで愛せるのか?
– eğer gitmek kader ise, yalnızlığı sevebilir misin?
この red eyes 捉えた
– kırmızı gözlerim var.
未来を塞いだ壁は 自分でしか壊せない
– geleceği engelleyen duvar sadece kendiniz tarafından kırılabilir
願ったって 願ったって
– keşke. keşke.
変わりゆく運命ならば 憎むべきものは何か?
– eğer kader değişiyorsa, neden nefret etmeliyim?
求めて 傷ついて
– aramak ve incitmek
すべてを灼きつけた眼が 闇夜に瞬いていた
– Her şeyi yakan gözler karanlık gecede parıldıyordu
信じたい 誰かを信じたくて
– inanmak istiyorum. birine inanmak istiyorum.
罠みたい 疑う自分こそが fake
– tuzak gibi. kendimden şüpheliyim. sahte.
本音と嘘混ざって 肝心な真実も汚れてく
– gerçek yalanlarla karıştırılır ve temel gerçek kirlenir.
そう確かにあのとき君が見せた笑顔は (笑顔は)
– Evet, gerçekten, o zaman bana gösterdiğin gülümseme)
冷めない愛と儚い夢を照らしてた light
– Aşkı aydınlatan ışık ve soğumayan kısacık rüyalar
戻れはしない非情な oneway
– sana geri dönmeyeceğim, acımasız oneway.
過ぎるたび 胸痛んで
– ne zaman geçsem göğsüm ağrıyor.
(I wanna know, I wanna know, I wanna know, I wanna know)
– (Bilmek istiyorum, istiyorum, istiyorum, biliyorum, bilmek istiyorum )
何処へ行くのか?
– Nereye gidiyorsun?
もがいたって もがいたって
– mücadele etmeme rağmen, mücadele ettim.
すれ違う運命ならば 何が傷を癒すのか?
– eğer kader geçerse, o zaman yarayı ne iyileştirir?
この red eyes 捉えた
– kırmızı gözlerim var.
暗闇に潜む影は まるで自分自身だった
– Karanlıkta gizlenen gölge benim gibiydi
願ったって 願ったって
– keşke. keşke.
忘れゆく運命ならば 掴むべきものは何か?
– kaderinde unutmak varsa, neye tutunmalısın?
歓んで 哀しんで
– sevin ve yas tutun.
すべてを灼きつけた眼が 心を彷徨っていた
– Her şeyi yakan gözler kalbimde dolaştı
留まれないと 気づいたとき
– kalamayacağımı fark ettiğimde
動き出す 秒針が刻む beat
– hareket etmeye başlar İKİNCİ EL yendi
無意識にこの鼓動が 止めどなく共鳴するんだ
– bilinçsizce, bu kalp atışı durdurulamaz bir şekilde yankılanıyor.
Where am I going? 答えのない旅路へと running
– Nereye gidiyorum? Cevapları olmayan bir yolculuğa çıkmak
もがいたって もがいたって
– mücadele etmeme rağmen, mücadele ettim.
離れゆく運命ならば 孤独まで愛せるのか?
– eğer gitmek kader ise, yalnızlığı sevebilir misin?
この red eyes 捉えた
– kırmızı gözlerim var.
未来を塞いだ壁は 自分でしか壊せない
– geleceği engelleyen duvar sadece kendiniz tarafından kırılabilir
願ったって 願ったって
– keşke. keşke.
変わりゆく運命ならば 守るべきものは何か?
– kaderimiz değişmekse neyi korumalıyız?
生まれて 散るまで
– doğup dağılıncaya kadar.
すべてを灼きつける眼が 明日を見据えていた
– Her şeyi yakan gözler yarına bakıyordu

Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.