Yazar: Çevirce

  • İngilizce Adres Kısaltmaları ve Türkçeleri

    İngilizce Adres Kısaltmaları ve Türkçeleri

    İngilizce Adres Kısaltmaları ve Türkçeleri

    AVE Avenue = Cadde

    APT Apartment= Apartman

    BLVD Boulevard= Bulvar

    CTR Center= Merkez,şehir merkezi

    CIR Circle= Kavşak, yolağzı

    CT, CRT Court= Meydan

    DR Drive=Cadde

    E East= Doğu

    EXPY Expressway= Otoban

    HTS Heights= Yerleşim yeri

    HWY Highway= Otoyol

    IS Island= Ada

    JCT Junction= Dörtyol ağzı

    LK Lake= Göl

    LN Lane= Şerit

    MTN Mountain= Dağ

    N North= Kuzey

    PKWY Parkway= Bulvar

    PL Place= Kasaba

    PLZ Plaza= Meydan, çarşı yeri

    RD Road= Yol

    RM Room= Oda

    S South= Güney

    STA Station= Durak

    ST Street= Sokak- Cadde

    STE Suite= Merkez

    TPKE Turnpike= Paralı otoyol

    VLY Valley= Vadi

    W West= Batı

    İngiltere’deki uygulamaya göre adres sıralaması;

    Sırasıyla

    ev numarası, sokak adı, şehir adı, yöre adı, posta kodu

    -214 West 36th Street – Apt 3B – Los Angeles LA 354

    İngilizce Adres Soru Kalıpları

    What is your address?

     -Adresiniz nedir?

    Where do you live?

    -Nerede yaşıyorsunuz?

  • İngilizce Ninniler / Little Star ve Little Blue Boy Sözleri ve Türkçe Anlamları

    İngilizce Ninniler / Little Star ve Little Blue Boy Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Little Star

    Twinkle twinkle little star

    -Pırıltı pırıltı küçük yıldız.

    How I wonder what you are

    Ne olduğunu merak ediyorum

    Up above the world so high

    Dünyanın çok yukarısında

    Like a diamond in the sky

    Gökyüzündeki bir elmas gibi

    When the blazing sun is gone

    Alev alev yanan güneş gittiğinde

    When there’s nothing he shines upon

    Parladığı hiçbir şey olmadığında

    Then you show your little light

    Sonra küçük ışığını göster

    Twinkle, twinkle, through the night

    Pırıltı, pırıltı, gece boyunca

    In the dark blue sky so deep

    Koyu mavi gökyüzünde çok derin

    Through my curtains often peep

    Perdelerimden sık sık dikizlemek

    For you never close your eyes

    Çünkü asla gözlerini kapatmıyorsun

    Til the morning sun does rise

    Sabah güneşi doğana kadar

    Twinkle, twinkle, little star

    Pırıltı, pırıltı, küçük yıldız

    How I wonder what you are

    -Ne olduğunu merak ediyorum.

    Little Blue Boy

    Little blue boy,

    Küçük mavi çocuk,

    The sheep is in the meadow

    Koyun çayırda

    Where is the boy who looks the sheep?

    Koyuna bakan çocuk nerede?

    He is under the haystack asleep.

    Samanlık altında uyuyor.

  • İngilizce Kendini Tanıtma

    İngilizce Kendini Tanıtma

    My name is Ayşe

    Benim adım Ayşe

    I am 13 years old

    Ben 13 yaşındayım

    My big family:I live in İstanbul with my mom,my father and my sisters .

    – Geniş ailem: Annem, Babam, kız kardeşlerimle  İstanbul’da yaşıyorum.

    My mom’s name is Fatma and she is a housewife.

     – Annemin ismi Fatma, ev hanımıdır.

    My father name Bekir and he teacher .

    –  Babamın adı Bekir ve o öğretmen.

    My sister’s names is Filiz and Melisa.

     – Kız kardeşlerimin isimleri Filiz ve Melisa .

    They are successful, determined, and beautiful.

    – Onlar başarılı,azimli,kararlı ve güzellerdir.

     I study at science high school.

     – Ben Fen lisesinde okuyorum

    I desire to become a successful scientist by studying mathematics.

    Matematik okuyarak başarılı bir bilim insanı olmak istiyorum.

    I love watching TV, studying and spending time with my family.

    Televizyon izlemeyi ,ders çalışmayı ve ailemle vakit geçirmeyi çok severim.

    Everybody says I am cheerful and friendly so thanks to my friends.

    Herkes benim neşeli ve arkadaş canlısı olduğumu söyler ve bu sayede arkadaş çevrem çok geniştir.

    We have a lot in common with Merv, one of my best friends.

    En iyi arkadaşlarımdan biri olan Merveyle bir çok ortak yönümüz var.

    For example, playing tennis, watching television is often like going to the movies.

    Mesela tenis oynamak televizyon izlemek sık sık sinemaya gitmek gibi

    We get along very well like he is my sister.

    – Biz çok iyi anlaşıyoruz o benim kardeşim gibi.

  • İngilizce Ninniler / Lullaby  ve A Candle, a candle Sözleri ve Türkçe Anlamları

    İngilizce Ninniler / Lullaby ve A Candle, a candle Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lullaby Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Sleep, baby, sleep

    Uyku, bebek, uyku

    The days are on the run

    Günler kaçıyor

    The wind in the trees

    Ağaçlardaki rüzgar

    Is talking in tongues

    Dillerde konuşuyor

    If your heart is torn

    Kalbin yırtılmışsa

    I don’t wonder why

    Nedenini merak etmiyorum

    If the night is long

    Gece uzunsa

    Here’s my lullaby

    -İşte ninni

    Well, the mouse ate the crumb

    Fare kırıntıyı yedi

    Then the cat ate the crust

    Sonra kedi kabuğunu yedi

    Now they’ve fallen in love

    Şimdi aşık oldular

    And they’re talking in tongues

    -Ve dillerde konuşuyorlar

    A Candle, a candle Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A candle, a candle

    Bir mum, bir mum

    To light me to bed;

    Beni yatağa yakmak için;

    A pillow, a pillow

    Bir yastık, bir yastık

    To tuck up my head.

    Kafamı sıkıştırmak için.

    The moon is sleepy can be

    Ay uykulu olabilir

    The stars are all pointing

    Yıldızların hepsi işaret ediyor

    And Missus Hop-Robin, way up in her nest

    Ve Missus Hop-Robin, yuvasına yükseldi

    Is rocking her tired little babies to rest

    Dinlenmek için yorgun küçük bebekleri sallanan

    So give me a blanket

    Öyleyse bana bir battaniye ver

    To tuck up my toes

    Parmaklarımı tıkamak için

    And a little soft pillow

    Ve biraz yumuşak yastık

    To snuggle my nose

    Burnumu sokmak için

  • İngilizce Kırtasiye Malzemeleri

    İngilizce Kırtasiye Malzemeleri

    İngilizce Kırtasiye Malzemeleri

    Pen = Dolma kalem

    Pencil = Kurşun kalem

    Pencil case = Kalemlik

    Chalk = Tebeşir

    Ruler = Cetvel

    Map = Harita

    Paper = Kağıt

    Crayon = Pastel boya

    Glue = Tutkal, uhu

    Scissors = Makas

    School bag = Okul çantası

    Computer = Bilgisayar

    Printer = Yazıcı

    Projector = Projektör

    Bookcase = Kitaplık

    Compass = Pergel

    Stapler = Zımba

    Chair = Sandalye

    folder= Klasör

    Lamp= Lamba

    Cd= Cd

    Dvd= Dvd

    Pendrive = Flash bellek (taşınabilir Bellek)

    Scissors= Makas

    Crayon = Boya Kalemi

    Sharpener = Kalem tıraş

    Rubber = Silgi

    Book = Kitap

    Notebook = Defter

    Notebook = Not defteri

    Dictionary = Sözlük

  • İngilizce Ülkeler ve Milliyetler

    İngilizce Ülkeler ve Milliyetler

    İngilizce Ülkeler ve Milliyetler

    Aşağıda sırasıyla İngizce ülkeler , milliyetler ve Türkçe anlamları verilmiştir.

    Albania Albanian = Arnavutluk

    Algeria Algerian = Cezayir

    Armenia Armenian = Ermenistan

    Austria – Austrian =  Austria

    Bolivia – Bolivian Bolivya

    Bulgaria – Bulgarian = Bulgaristan

    Cambodia – Cambodian = Kamboçya

    Colombia – Colombian = Kolombiya

    Cuba – Cuban = Küba

    Dominica – Dominican =  Dominika

    Estonia – Estonian = Estonya

    Ethiopia – Ethiopian = Etiyopya

    Gambia – Gambian = Gambia

    Georgia – Georgian = Gürcistan

    Guatamala – Guatamalan  = Guatamala

    Guinia – Guinian = Guinia

    Haiti – Haitian = Ha haitiiti

    India – Indian = India

    Indonesia – Indonesian = Endonezya

    Jamaica– Jamaican = Jamaika

    Latvia – Latvian = Letonya

    Liberia – Liberian = Liberya

    Lithuania – Lithuanian = Litvanya

    Macedonia – Macedonian = Makedonya

    Malaysia – Malaysian = Malezya

    Mauritania – Mauritanian = Moritanya

    Mongolia – Mongolian =Mongolia

    Namibia – Namibian = Namibya

    Nigeria – Nigerian = Nijerya

    North Korea – North Korean = Kuzey Kore

    Romania – Romanian = Romanya

    Russia – Russian = Rusya

    Saudi Arabia – Saudi Arabian =  Suudi Arabistan

    Serbia – Serbian (Serb de olur) = Sırbistan

    South Africa– South African =  Güney Amerika

    South Korea –South Korean = Güney Kore

    Slovenia – Slovenian = Slovenya

    Sri Lanka – Sri Lankan = Sri LAN Lankaka

    Syria – Syrian = Suriye

    Tanzania – Tanzanian = Tanz tanzaniaanya

    Tunisia – Tunisian = Tunus

    Uganda – Ugandan = Uganda

    Venezuela – Venezuelan =  Venezuela

    Zambia – Zambian = Zambiya

  • İngilizce Ninniler / Song Of The Sea Sözleri ve Türkçe Anlamları

    İngilizce Ninniler / Song Of The Sea Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Song Of The Sea

    Hush now my story.

    -Sus şimdi hikayem

    Close your eyes and sleep.

    Gözlerini kapat ve uyu

    Waltzing the waves

    -Dalgaları ……

    Diving in the deep

    Derinlerde dalış.

    Stars are shining bright.

    Yıldızlar parlıyor.

    The wind is on the rise

    Rüzgar yükseliyor.

    Whispering words

    Fısıldayan kelimeler

    Of long lost lullabies

    Uzun süredir ninnilerin

    Oh will not you come with me?

    Benimle gelmeyecek misin?

    Where the moon is made of gold

    Ayın altından yapıldığı yer

    And in the morning sun

    Ve sabah güneşinde

    We will be sailing

    Yelken açacağız

    I had a dream last night

    Dün gece bir rüya gördüm

    And heard the sweetest sound

    Ve en tatlı sesi duydum

    I saw a great white light

    Harika bir beyaz ışık gördüm

    And dancers in the round

    Ve turdaki dansçılar

    Castles in the sand

    Kumdan kaleler

    Cradles in the trees

    Ağaçlarda beşikler

    Oh won’t you come with me

    Benimle gelmeyecek misin

    Where the moon is made of gold

    Ayın altından yapıldığı yer

    And in the morning sun

    Ve sabah güneşinde

    We’ll be sailing

    Yelken açacağız

    Oh will not you come with me

    Benimle gelmeyecek misin

    Where the ocean meets the sky

    Okyanusun gökyüzüyle buluştuğu yer

    And as the clouds roll by

    Ve bulutlar yuvarlanırken

    We’ll sing the song of the sea

    Denizin şarkısını söyleyeceğiz

  • Goodbye – Apparat Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Goodbye – Apparat Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Please put me to bed
    -Lütfen beni yatağa koy 
    And turn down the light
    -Ve ışığı kapa

    Fold out your hands
    -Ellerini katla 
    Give me a sign
    -Bana bir işaret ver 
    Hold down your lies
    -Yalanlarını basılı tut
    Lay down next to me
    -Yanımda uzan 
    Don’t listen when I scream
    -Çığlık attığımda dinleme 
    Bury your doubts and fall asleep
    -Şüphelerinizi gömün ve uykuya dalın
    Find out:
    -Bulmak:
    I was just a bad dream
    -Sadece kötü bir rüyaydım
    Let the bed sheet
    -Bırak çarşaf

    Soak up my tears
    -Gözyaşlarımı ıslat 
    And watch the only way out disappear
    -Ve kaybolmanın tek yolunu izle 
    Don’t tell me why
    -Bana nedenini söyleme
    Kiss me goodbye
    -Öp beni elveda

    For Neither ever, nor never 
    -Ne asla ne de asla
    Googbye
    -Güle güle
    Neither ever, nor never 
    -Ne hiç, ne de asla 

    Googbye
    -Güle güle
    Neither ever, nor never 
    -Ne hiç, ne de asla 
    Googbye
    -Güle güle
    Googbye
    -Güle güle

    Neither ever, nor never 
    -Ne hiç, ne de asla 
    Googbye
    -Güle güle
    Googbye
    -Güle güle

  • İngilizce Aile Bireyleri ve Medeni Durumlar

    İngilizce Aile Bireyleri ve Medeni Durumlar

    İngilizce Aile Bireyleri ve Medeni Durumlar

    Parents = Ebeveyn ‘’anne ve baba

    Family = Aile

    The Whole Family = Bütün aile

    Relatives = Akraba

    Child = Çocuk

    Children = Çocuklar

    Kids = Çocuklar

    Twin = İkiz

    Single = Bekar

    Married = Evli

    Engaged = Nişanlı

    Divorced = Boşanmış

    Husband = Erkek eş

    Wife = Kadın eş

    Ex Wife = Eski eş

    Father = Baba

    Mother = Anne

    Grandfathe =  Dede

    Grandmother = Nine

    Brother = Erkek kardeş

    Sister = Kız kardeş

    Aunt = Hala, teyze, yenge

    Uncle = Amca, Dayı, Enişte

    Nephew =  Erkek yeğen

    Niece = Kız yeğen

    Cousin = Kuzen

    Daughter = Kız evlat

    Son = Erkek evlat

    Grandson = Erkek torun

    Granddaughter = Kız torun

    Great grandchild = Torunun evladı

    Great grandson = Torunun erkek evladı

    Great granddaughter = Torunun kız evladı

    Mother in Law = Kayınvalide

    Father in Law = Kayınpeder

    Sister in Law = Baldız, elti, görümce

    Brother in Law = Kayınbirader, bacanak, enişte

    Son in Law = Damat

    Daughter in Law = Gelin

    Step Mother = Üvey Anne

    Step Father = Üvey Baba

    Step son = Üvey erkek evlat

    Step daughter = Üvey kız evlat

    Step Sister = Üvey kız kardeş

    Step  Brother = Üvey erkek kardeş

  • Rücklauf – Marathonmann Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Rücklauf – Marathonmann Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Wir waren immer da, wo nicht die anderen waren. 
    -Biz her zaman başkalarının olmadığı yerde vardı. 
    Wir wollten immer das, was keiner hatte, unser Eigen war. 
    -Hep kimsenin sahip olmadığını istedik, kendimizinkini. 
    Wir wussten wo wir stehen, wohin die Wege führen, doch plötzlich merkten wir, da vorne sind verschiedene Türen. 
    -Nerede olduğumuzu, yolların nereye gittiğini biliyorduk, ama aniden önde farklı kapılar olduğunu fark ettik. 
    Die Zeit, die läuft, die Zeiger drehen sich, keine Rücksicht auf Verluste, unentwegt, sie stehen nicht. 
    -Çalışan zaman, eller döner, kayıplara bakılmaksızın, durmadan dururlar. 
    Wir haben uns entfernt, haben unseren Weg verloren. 
    -Biz uzaklaştık, yolumuzu kaybettik. 
    Such’ eine Taste zum Zurückspulen und dann starten wir von vorn. 
    -Geri sarma düğmesi bul ve baştan başlıyoruz. 
    Du Glaubst es nicht
    -İnanmayacaksın. 
    Siehst du das Licht dieses Tages? 
    -Bu günün ışığını görüyor musun 
    Dein Gesicht vom Nebel gezeichnet, doch ändern willst Du es nicht! 
    -Yüzün sis tarafından çizildi, ama onu değiştirmek istemiyorsun! 
    Die Stadt hat sich verändert, hat einiges erlebt.
    -Şehir değişti, çok şey yaşadı.
    Wie die Menschen die hier leben, die Fensterscheiben zugeklebt. 
    -Burada yaşayan insanlar pencere camlarını nasıl kapattılar. 
    Die Straßen plötzlich leer und bröckelnde Fassaden. 
    -Sokaklar aniden boş ve çökmekte olan cepheler. 
    Und alles was hier steht, sind pechschwarze Kollagen… 
    -Ve burada olan tek şey jet siyah kollajen … 
    Ein Blick zurück, alles was dort anders war. 
    -Bir bakış, orada her şey farklıydı. 
    Da fehlt ein Stück, alles hier ist sonderbar. 
    -Eksik bir parça var, buradaki her şey garip. 
    Komm drück’ die Taste, du kommst mir entgegen. 
    -Gel düğmesine bas, sen bana doğru gel. 
    Mach die Augen zu, dann könn’ wir’s nochmal von vorn erleben. 
    -Gözlerinizi kapatın, daha sonra tekrar deneyimleyebiliriz. 
    Du Glaubst es nicht. 
    -İnanmayacaksın. 
    Siehst du das Licht dieses Tages? 
    -Bu günün ışığını görüyor musun 
    Dein Gesicht vom Nebel gezeichnet, doch ändern willst Du es nicht!
    -Yüzün sis tarafından çizildi, ama onu değiştirmek istemiyorsun!
    Ein Blick zurück, alles was dort anders war. 
    -Bir bakış, orada her şey farklıydı. 
    Da fehlt ein Stück, alles hier ist sonderbar
    -Eksik bir parça var, buradaki her şey garip. . 
    Komm drück’ die Taste, du kommst mir entgegen. 
    -Gel düğmesine bas, sen bana doğru gel. 
    Mach die Augen zu, dann könn’ wir’s nochmal von vorn erleben. 
    -Gözlerinizi kapatın, daha sonra tekrar deneyimleyebiliriz. 
    Du Glaubst es nicht. 
    -İnanmayacaksın. 
    Siehst du das Licht dieses Tages? 
    -Bu günün ışığını görüyor musun?
    Dein Gesicht vom Nebel gezeichnet, doch ändern willst Du es nicht! 
    -Yüzün sis tarafından çizildi, ama onu değiştirmek istemiyorsun! 
    Das Licht dieses Tages… 
    -Günün ışığı … 
    Dein Gesicht…
    -Yüzün…

  • İngilizce Kıyafetler

    İngilizce Kıyafetler

    İngilizce Kıyafetler

    Shirt=  Gömlek

    T-shirt=Tişört

    Pants= Pantalon

    Jeans= Kot pantalon

    Shorts= Şort

    Belt= Kemer

    Hat, cap= Şapka, kep

    Apron= Önlük

    Tie= Kravat

    Tights= Tayt

    Shoe= Ayakkabı

    Tennis shoe= Tenis ayakkabısı

    Boot= Bot

    Sandal= Sandalet

    Weddin gown= Gelinlik

    Flip flops= Parmak arası terlik

    Slipper= Terlik

    Suit =Takım elbise

    Vest =Yelek

    Tuxedo= Smokin

    Bathrobe= Bornoz

    Sock= Çorap

    Undershirt= Atlet

    Dress= Elbise

    Skirt= Etek

    Blouse= Bluz

    Suit= Takım elbise

    Evening gown= Abiye

    Nightgown= Gecelik

    Pyjamas= Pijama

    Scarf= Eşarp

    Purse= Çanta

    Slip= İç gömlek

    Hose, stockings= Çorap

    Coat= Palto, kaban

    boaw tie= Papyon

    Jacket Ceket

    Nightdress = Gece Elbisesi

    Sweater= Süveter

    Sweats= Eşofman

    Hood= Kapüşon

    Beret= Bere

    Gloves= Eldiven

    Scarf= Atkı

    Raincoat=  Yağmurluk

    Ear muffs= Kulaklık

    İngilizce Elbise Özellikleri

    Checked= Kareli

    Flowered= Çiçekli

    Colored= Renkli

    Leather= Deri

    Spotted= Puantiyeli

    Striped= Çizgili

    Woolly= Yünlü

    Patterned Desenli

    Seasonal= Sezonluk

    Cotton Pamuklu

    Showy= Gösterişli

    Denim= Kot kumaşı

    Fasion= Moda

    Simple= Sade

  • İngilizce Kek Tarifi

    İngilizce Kek Tarifi

    İngilizce Kek Tarifi

    Cup of sugar= 1 su bardağı toz şeker

    4 eggs= 4 Yumurta

    Cup of oil= 1 su bardağı sıvıyağ

    1 cup of milk= 1 su bardağı süt

    1 package baking powder= 1 paket kabartma tozu

    1 package vanilla extract= 1 paket vanilya

    As much flour as you can get= Alabildiği kadar un

    Recipe= Tarif

    You should set the oven 180 degress.

     -Fırını 180 dereceye ayarlamalısınız

    Add egg and sugar in a bowl and mix them.

     -Yumurta ve şekeri bir kaba ekleyin ve karıştırın.

    After that, add the oil and milk and keep on mixing them.

    -Daha sonra yağ ve sütü ilave edin veonları karıştırmaya devam edin.

     Add flour, baking powder and vanilla extract and stir well.

    -Un, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip iyice karıştırın.

    Finally, bake the cake about 25-30 minutes.

    Cook for approximately half an hour.

    -Yaklaşık olarak yarım saat pişirin.