Blog

  • James Arthur – Back From The Edge Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Arthur – Back From The Edge Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Back from the edge
    – Kenardan
    Back from the dead
    – Ölümden
    Back before demons took control of my head
    – Şeytanlar kafamı kontrol altına almadan önce geri döndüm
    Back to the start
    – Başlangıca
    Back to my heart
    – Kalbime
    Back to the boy who would reach for the stars
    – Yıldızlara ulaşmak isteyen oğlana dönün
    Oh, he would reach for the stars, yeah
    – Oh, yıldızlara ulaşacaktı, evet

    You can take my home, you can take my clothes
    – Evimi alabilirsin, elbiselerimi alabilirsin
    You can take the drugs I have that nobody knows
    – Kimsenin bilmediği uyuşturucularımı alabilirsin
    You can take my watch, you can take my phone
    – Saatimi alabilirsin, telefonumu alabilirsin
    You can take all I’ve got ’til I’m skin and bone
    – Bir deri ve kemik kalana kadar elimdeki her şeyi alabilirsin
    I don’t want control, I can dig my own hole
    – Kontrol edilmek istemiyorum, kendi deliğimi kazabiliyorum
    I can make my bed and I can lie in it cold
    – Yatağımı yapabilir ve soğukta yalan söyleyebilirim

    ‘Cause I don’t need heat, I’ve been burnin’ in hell
    – Çünkü ısıya ihtiyacım yok, cehennemde yanmaya başlıyorum
    But now I’m back with my own story to tell
    – Ama şimdi kendi hikayemi anlatmak için geri döndüm

    Back from the edge
    – Kenardan
    Back from the dead
    – Ölümden
    Back before demons took control of my head
    – Şeytanlar kafamı kontrol altına almadan önce geri döndüm
    Back to the start
    – Başlangıca
    Back to my heart
    – Kalbime
    Back to the boy who would reach for the stars
    – Yıldızlara ulaşmak isteyen oğlana dönün
    Oh, back from the edge
    – Oh, kenardan geri
    Back from the dead
    – Ölümden
    Back from the tears that were too easily shed
    – Çok kolay dökülen gözyaşlarından
    Back to the start
    – Başlangıca
    Back to my heart
    – Kalbime
    Back to the boy who would reach for the stars
    – Yıldızlara ulaşmak isteyen oğlana dönün
    Who would reach for the stars, yeah
    – Kim yıldızlara ulaşacaktı, evet

    They don’t like my lies, they don’t like my songs
    – Yalanlarımdan hoşlanmıyorlar, şarkılarımdan hoşlanmıyorlar.
    Except in karaoke when they’re singing along
    – Yalnız başına karaoke söylemek dışında
    Did you see them build me up? Well I just tear myself down
    – Onların beni toparladığını gördün mü? O zaman ben de kendimi yıkıyorum
    With a smile on my face, I dug my grave in the ground
    – Yüzümde bir gülümseme ile kendi mezarımı kazdım.
    We all make mistakes, we’re so quick to judge
    – Hepimiz hata yaparız, yargılamakta çok hızlıyız.
    It’s hard to forgive when we hold onto a grudge
    – Kinimizi tuttuğumuz zaman zordur affetmek

    So turn down the heat, I’ve been burnin’ in hell
    – O zaman sıcaklığı azaltın, cehennemde yanmaya başladım
    But now I’m back with my own story to tell
    – Ama şimdi kendi hikayemi anlatmak için geri döndüm

    Back from the edge
    – Kenardan
    Back from the dead
    – Ölümden
    Back before demons took control of my head
    – Şeytanlar kafamı kontrol altına almadan önce geri döndüm
    Back to the start
    – Başlangıca
    Back to my heart
    – Kalbime
    Back to the boy who would reach for the stars
    – Yıldızlara ulaşmak isteyen oğlana dönün
    Oh, back from the edge
    – Oh, kenardan geri
    Back from the dead
    – Ölümden
    Back from the tears that were too easily shed
    – Çok kolay dökülen gözyaşlarından
    Back to the start
    – Başlangıca
    Back to my heart
    – Kalbime
    Back to the boy who would reach for the stars
    – Yıldızlara ulaşmak isteyen oğlana dönün
    Who would reach for the stars, yeah
    – Kim yıldızlara ulaşacaktı, evet

    I don’t want control, I can dig my own hole
    – Kontrol edilmek istemiyorum, kendi deliğimi kazabiliyorum
    I can make my bed and I can lie in it cold
    – Yatağımı yapabilir ve soğukta yalan söyleyebilirim

    ‘Cause I don’t need heat, I’ve been burnin’ in hell
    – Çünkü ısıya ihtiyacım yok, cehennemde yanmaya başlıyorum
    But now I’m back with my own story to tell
    – Ama şimdi kendi hikayemi anlatmak için geri döndüm

    Back from the edge
    – Kenardan
    Back from the dead
    – Ölümden
    Back before demons took control of my head
    – Şeytanlar kafamı kontrol altına almadan önce geri döndüm
    Back to the start
    – Başlangıca
    Back to my heart
    – Kalbime
    Back to the boy who would reach for the stars
    – Yıldızlara ulaşmak isteyen oğlana dönün
    Oh, back from the edge
    – Oh, kenardan geri
    Back from the dead
    – Ölümden
    Back from the tears that were too easily shed
    – Çok kolay dökülen gözyaşlarından
    Back to the start
    – Başlangıca
    Back to my heart
    – Kalbime
    Back to the boy who would reach for the stars
    – Yıldızlara ulaşmak isteyen oğlana dönün
    Who would reach for the stars, yeah
    – Kim yıldızlara ulaşacaktı, evet

  • James Bay – Need The Sun To Break Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Bay – Need The Sun To Break Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’m halfway gone, sleepless I’m battle-worn
    – Yolu yarıladım,uykusuzca savaşıyorum
    And you’re all I want, so bring me the dawn
    – Ve sen tüm istediğimsin,öyleyse beni şafağa götür
    I need the sun to break, you’ve woken up my heart
    – Dinlenmek için güneşe ihtiyacım var,kalbimi uyandırdın
    I’m shaking, oh my luck could change
    – Sallanıyorum,şansım değişebilirdi
    Been in the dark for weeks and I’ve realized you’re all I need
    – Bir haftalığına karanlıkta kaldım ve farkettim ki tüm ihtiyacım olan sensin
    I hope that I’m not too late, and I hope I’m not too late
    – Umarım çok geç kalmamışımdır,ve umarım çok geç kalmamışımdır

    Back of the room, how come my friends already know you?
    – Odadan geride dur,nasıl oluyorda arkadaşlarım seni zaten tanıyorlar?
    Feel like a kid, too shy to speak up so I keep it hid
    – Çocuk gibi hissediyorum,konuşmak için çok çekingen o yüzden onu gizliyorum
    Oh butterflies, you steal my sleep each night
    – Oh kelebekler,sen her gece uykumu çalıyorsun

    I need the sun to break, you’ve woken up my heart
    – Dinlenmek için güneşe ihtiyacım var,kalbimi uyandırdın
    I’m shaking, oh my luck could change
    – Sallanıyorum,şansım değişebilirdi

    Been in the dark for weeks and I’ve realized you’re all I need
    – Bir haftalığına karanlıkta kaldım ve farkettim ki tüm ihtiyacım olan sensin
    I hope that I’m not too late, and I hope I’m not too late
    – Umarım çok geç kalmamışımdır,ve umarım çok geç kalmamışımdır

  • James Bay – Let It Go Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Bay – Let It Go Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    From walking home and talking loads
    – Eve yürümek ve sıkıntılardan konuşmaktan 
    To seeing shows in evening clothes with you
    – Seninle resmi kıyafetler içinde gösteriler izlemeye 
    From nervous touch and getting drunk
    – Gergin dokunuş ve sarhoş olmaktan 

    To staying up and waking up with you
    – Uyumamaya ve seninle uyanmaya 
    Now we’re sleeping near the edge
    – Şimdi eşiğin kenarından kayıyoruz
    Holding something we don’t need
    – İhtiyacımız olmayan bir şeylere tutunuyoruz
    All this delusion in our heads is gonna bring us to our knee
    – Kafamızdaki tüm bu kuruntular bizi dizlerimizin üstüne çöktürecek
    So come on, let it go, just let it be
    – Hadi boşver, varsın olsun
    Why don’t you be you, and I’ll be me?
    – Neden sen sen olmuyorsun, ve ben de ben? 
    Everything that’s broke, leave it to the breeze
    – Kırılan her şeyi rüzgara bırak
    Why don’t you be you, and I’ll be me?
    – Neden sen sen olmuyorsun ve bende ben?

    And I’ll be me
    – Ve ben de ben olurum
    From throwing clothes across the floor
    – Kıyafetleri yere fırlatmaktan
    To teeth and claws and slamming doors at you
    – Diş ve pençelere ve kapıları suratına çarpmama
    If this is all we’re living for
    – Eğer bu uğruna yaşadığımız şeyse 
    Why are we doing it, doing it, doing it anymore?
    – Neden artık bunu yapmıyor, yapmıyor, yapmıyoruz?

    I used to recognize myself
    – Eskiden kendimi tanırdım 
    It’s funny how reflections change
    – Yansımaların değişimi tuhaf
    When we’re becoming something else
    – Başka bir şeye dönüşmeye başladığımızda
    I think it’s time to walk away
    – Bence artık uzaklaşmanın vaktı gelmiştir
    So come on, let it go, just let it be
    — Hadi boşver, varsın olsun

    Why don’t you be you, and I’ll be me?
    – Neden sen sen olmuyorsun, ve ben de ben? 
    Everything that’s broke, leave it to the breeze
    – Kırılan her şeyi rüzgara bırak
    Why don’t you be you, and I’ll be me?
    – Neden sen sen olmuyorsun ve bende ben?
    And I’ll be me
    – Ve ben de ben olurum
    Tryna fit your hand inside of mine
    – Elini benimkine uydurmaya çalışıyorum

    When we know it just don’t belong
    – Ait olmadıklarını bildiğimiz halde
    Cause no force on earth could make it feel right, no no
    – Çünkü dünyada bunu doğru hissettirebilecek hiçbir güç yok, hayır 
    Tryna push this problem up the hill
    – Bu problemi başımızdan atmaya çalışıyoruz
    When it’s just too heavy to hold
    – Tutmak için çok ağır olduğunda 
    I think now’s the time to let it slide
    – Bence artık oluruna bırakma zamanı 
    So come on, let it go, just let it be
    – Hadi boşver, varsın olsun

    Why don’t you be you, and I’ll be me?
    – Neden sen sen olmuyorsun, ve ben de ben? 
    Everything that’s broke, leave it to the breeze
    – Kırılan her şeyi rüzgara bırak
    Let the ashes fall, forget about me
    – Bırak külleri dağılsın, unut beni
    So come on, let it go, just let it be
    – Hadi boşver, varsın olsun
    Why don’t you be you, and I’ll be me?
    – Neden sen sen olmuyorsun, ve ben de ben? 
    And I’ll be me
    – Ve ben de ben olurum

  • James Bay – Hold Back The River Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Bay – Hold Back The River Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Tried to keep you close to me,
    – Seni kendime yakın tutmaya çalıştım,
    But life got in between
    – Ama hayat araya girdi
    Tried to square not being there
    – Orada olmayışımı telafi etmeye çalıştım
    But think that I should’ve been
    – Ama sanırım orada olmalıydım

    Hold back the river, let me look in your eyes
    – Nehri durdur, izin ver de gözlerine bakayım
    Hold back the river, so I
    – Nehri durdur ki ben
    Can stop for a minute and see where you hide
    – Bir anlığına durayım ve nerede saklandığını göreyim
    Hold back the river, hold back
    – Nehri durdur, durdur

    Once upon a different life
    – Bir zamanlar, başka bir hayatta
    We rode our bikes into the sky
    – Bisikletlerimizi göğe doğru sürdük
    But now we’re caught against the tide
    – Ama şimdi akıntıya yakalandık
    Those distant days all flashing by
    – O uzak günler gözlerimizin önünden kayıp giderken

    Hold back the river, let me look in your eyes
    – Nehri durdur, izin ver de gözlerine bakayım
    Hold back the river, so I
    – Nehri durdur ki ben
    Can stop for a minute and be by your side
    – Bir anlığına durayım ve yanında olayım
    Hold back the river, hold back
    – Nehri durdur, durdur

    Hold back the river, let me look in your eyes
    – Nehri durdur, izin ver de gözlerine bakayım
    Hold back the river, so I
    – Nehri durdur ki ben
    Can stop for a minute and see where you hide
    – Bir anlığına durayım ve nerede saklandığını göreyim
    Hold back the river, hold back
    – Nehri durdur, durdur

    Oh, oho, oho, oho, oho
    – Oho, oho, oho, oho

    Lonely water, lonely water, won’t you let us wander
    – Kimsesiz su, kimsesiz su, kıvrılıp gitmemize izin vermez misin?
    Let us hold each other
    – İzin ver de birbirimize tutunalım
    Lonely water, lonely water, won’t you let us wander
    – Kimsesiz su, kimsesiz su, kıvrılıp gitmemize izin vermez misin?
    Let us hold each other
    – İzin ver de birbirimize tutunalım

    Hold back the river, let me look in your eyes
    – Nehri durdur, izin ver de gözlerine bakayım
    Hold back the river, so I
    – Nehri durdur ki ben
    Can stop for a minute and be by your side
    – Bir anlığına durayım ve yanında olayım
    Hold back the river, hold back
    – Nehri durdur, durdur

    Hold back the river, let me look in your eyes
    – Nehri durdur, izin ver de gözlerine bakayım
    Hold back the river, so I
    – Nehri durdur ki ben
    Can stop for a minute and be by your side
    – Bir anlığına durayım ve yanında olayım
    Hold back the river, hold back
    – Nehri durdur, durdur

    Lonely water, lonely water, won’t you let us wander
    – Kimsesiz su, kimsesiz su, kıvrılıp gitmemize izin vermez misin?
    Let us hold each other
    bLonely water, lonely water, won’t you let us wander
    – Kizmsesiz su, kimsesiz su, kıvrılıp gitmemize izin vermez misin?
    Let us hold each other
    – İzin ver de birbirimize tutunalım

  • Jake Bugg – Love, Hope And Misery Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Jake Bugg – Love, Hope And Misery Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Crying for the one who doesn’t love you
    – Seni sevmeyen biri için ağlıyorsun
    All you feel is the pain
    – Tüm hissettiğinse acı
    You don’t know why he doesn’t want you
    – Seni neden istemediğini bilmiyorsun
    He hasn’t called for days
    – Günlerdir aramadı

    So dry those eyes and don’t be afraid
    – O yüzden gözlerini kurula ve korkma
    Cause the rhythm of lovers ain’t the same
    – Çünkü sevgililerin ritmi aynı değildir
    No you don’t know it don’t come easy
    – Hayır bilemezsin, kolayca gelmez
    Come easy
    – Kolayca gelmez

    They say it comes in threes; love, hope and misery
    – Üçlü halinde gelir derler; aşk, umut ve üzüntü
    I’m the first to have gone and tell me if I’m wrong
    – Ben ilk gidenim ve yanlışsam söyle
    I hope that I am and you don’t hate me
    – Umarım öyleyimdir ve benden nefret etmiyorsundur
    Don’t be mad, I’m just a man
    – Sinirlenme, ben sadece adamın tekiyim
    And I know, and I know, and I know, and I know
    – Ve biliyorum, ve biliyorum, ve biliyorum, ve biliyorum
    And I know, and I know that you must hate me
    – Ve biliyorum, ve biliyorum benden nefret ediyor olmalısın

    Holding back the reasons not to love you
    – Seni sevmemek için sebepleri zaptedip
    Try to find the way
    – Yolu bulmaya çalışıyorum
    But when you’re feeling down and lonely
    – Ama sen kötü ve yalnız hissediyorken
    It makes it hard to say
    – Bu söylemeyi güçleştiriyor

    So dry those eyes and don’t be afraid
    – O yüzden gözlerini kurula ve korkma
    Cause the rhythm of lovers ain’t the same
    – Çünkü sevgililerin ritmi aynı değildir
    No you don’t know it don’t come easy
    – Hayır bilemezsin, kolayca gelmez
    Come easy
    – Kolayca gelmez

    They say it comes in threes; love, hope and misery
    – Üçlü halinde gelir derler; aşk, umut ve üzüntü
    I’m the first to have gone and tell me if I’m wrong
    – Ben ilk gidenim ve yanlışsam söyle
    I hope that I am and you don’t hate me
    – Umarım öyleyimdir ve benden nefret etmiyorsundur
    Don’t be mad, I’m just a man
    – Sinirlenme, ben sadece adamın tekiyim
    And I know, and I know, and I know, and I know
    – Ve biliyorum, ve biliyorum, ve biliyorum, ve biliyorum
    And I know, and I know that you must hate me
    – Ve biliyorum, ve biliyorum benden nefret ediyor olmalısın

    As I think about the only way that you know to love
    – Sevmeyi bildiğin tek yolu düşünürken
    No, this feeling can’t be right if it don’t mean much
    – Hayır, bu his çok şey ifade etmiyorsa doğru olamaz
    No, this feeling ain’t right if it don’t mean much
    – Hayır, bu his çok şey ifade etmiyorsa doğru değildir
    I can’t be here for you
    – Senin için burada olamam
    No, I can’t live a lie, woman, that you must know
    – Hayır, bir yalanı yaşayamam, kadınım, bilmelisin ki
    And this feeling can’t be right if it moves so slow
    – Ve bu his çok yavaş ilerliyorsa doğru olamaz
    No, this feeling ain’t right if it moves so slow
    – Hayır, bu his çok yavaş ilerliyorsa doğru değildir
    I can’t be here with you
    – Burada seninle olamam

    They say it comes in threes; love, hope and misery
    – Üçlü halinde gelir derler; aşk, umut ve üzüntü
    I’m the first to have gone and tell me if I’m wrong
    – Ben ilk gidenim ve yanlışsam söyle
    I hope that I am and you don’t hate me
    – Umarım öyleyimdir ve benden nefret etmiyorsundur
    Don’t be mad, I’m just a man
    – Sinirlenme, ben sadece adamın tekiyim
    And I know, and I know, and I know, and I know
    – Ve biliyorum, ve biliyorum, ve biliyorum, ve biliyorum
    And I know, and I know that you must hate me
    – Ve biliyorum, ve biliyorum benden nefret ediyor olmalısın

  • J Balvin – Tranquila Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    J Balvin – Tranquila Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Hey, hey, hey, hey, hey, ven acá
    – Hey hey hey hey hey gel buraya
    Y no pierdas el tiempo
    – Zaman kaybetme
    Aprovecha el momento y tranquila
    – İyi kullan zamanını, rahat ol
    Déjate, llevar échate pa acá
    – Akışa bırak kendini, gel buraya
    Dale vamos allá que llegaron los killa’
    – Haydi oraya gidelim, Ortamların Çocuğu geldi

    Tra-tra-tranquila
    – Rahat ol
    Dale baby dale que tu no haces fila
    – Haydi bebeğim, münakaşaya girmene gerek yok
    Tra-tra-tranquila
    – Rahat ol
    Dale baby que tu eres la que más domina
    – Haydi bebeğim, en çok kontrolde tutmaya çalışan sensin

    Relax, no fuimos al compás
    – Rahatla, ritme uymuyoruz
    Vamos a hacerlo como si fuera gang
    – Haydi istediğimiz gibi yapalım
    Ella sabe que tengo la clave
    – Anahtarım olduğunu biliyor
    Escápate conmigo sólita en la nave
    – Arabayla kaçalım ikimiz
    Vámonos manual o en el automático
    – Manuel ya da otomatik
    J to the B tu sabe que yo soy matemático
    – J’den B’ye, biliyorsun ben matematikçiyim

    Práctico contigo to lo que tu quieras
    – Manuel ya da otomatik
    Pa que la pasemos toda la noche entera
    – Tüm gece onu yapabilirimx- Tüm gece onu yapabilirim
    Y veo tu cuerpo wow
    – Ve vücudunu gördüm de… wow
    The business
    – Benim işim bu

    Hey, hey, hey, hey, hey, ven acá
    – Hey hey hey hey hey gel buraya
    Y no pierdas el tiempo
    – Zaman kaybetme
    Aprovecha el momento y tranquila
    – İyi kullan zamanını, rahat ol
    Déjate, llevar échate pa acá
    – Akışa bırak kendini, gel buraya
    Dale vamos allá que llegaron los killa’
    – Haydi oraya gidelim, Ortamların Çocuğu geldi

    Tra-tra-tranquila
    – Rahat ol
    Dale baby dale que tu no haces fila
    – Haydi bebeğim, münakaşaya girmene gerek yok
    Tra-tra-tranquila
    – Rahat ol
    Dale baby que tu eres la que más domina
    – Haydi bebeğim, en çok kontrolde tutmaya çalışan sensin

    Impresionante demasiado elegante
    – Harika, fazla şık
    Vamos a hacerlo ma que brillé como un diamante
    – Haydi yapalım bebeğim, elmas gibi parlayalım
    Tu estas bien nice vamos a hacerlo twice
    – Çok iyisin, haydi ikinciye yapalım
    De una ves sabe inteligente más no mais
    – İlk tadışta pek anlaşılmıyor
    La forma en que me mira y su vestido bien nice
    – Bana bakışı ve giyim tarzı çok hoş

    Hace sentirme frio como si fuera ice
    – Buz gibi donduruyor beni
    Pero se me pega bailándome en sai
    – Ama ateş gibi geliyor bana
    Tiene un doctorado a lo Tony Dize
    – Tony Dize* gibi doktorası var
    Ve-veo tu cuerpo wow, wow, wow, wow, wow
    – Ve vücudunu gördüm de… wow
    The business
    – Benim işim bu

    Hey, hey, hey, hey, hey, ven acá
    – Hey hey hey hey hey gel buraya
    Y no pierdas el tiempo
    – Zaman kaybetme
    Aprovecha el momento y tranquila
    – İyi kullan zamanını, rahat ol
    Déjate, llevar échate pa acá
    – Akışa bırak kendini, gel buraya
    Dale vamos allá que llegaron los killa’
    – Haydi oraya gidelim, Ortamların Çocuğu geldi

    Hey, ven acá
    – Hey hey hey hey hey gel buraya
    Y no pierdas el tiempo
    – Zaman kaybetme
    Aprovecha el momento y tranquila
    – İyi kullan zamanını, rahat ol
    Déjate, llevar échate pa acá
    – Akışa bırak kendini, gel buraya
    Dale vamos allá que llegaron los killa’
    – Haydi oraya gidelim, Ortamların Çocuğu geldi

    Tra-tra-tranquila
    – Rahat ol
    Dale baby dale que tu no haces fila
    – Haydi bebeğim, münakaşaya girmene gerek yok
    Tra-tra-tranquila
    – Rahat ol
    Dale baby que tu eres la que más domina
    – Haydi bebeğim, en çok kontrolde tutmaya çalışan sensin

  • Melanie Martinez – Fire Drill Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Melanie Martinez – Fire Drill Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Uh, mm, mm, mm
    – Uh, mm, mm, mm
    Uh, uh, mm, mm, uh, uh
    – Uh, uh, mm, mm, uh, uh

    I’ve never fit into any category, always deemed an outcast
    – Asla bir kategoriye uymadım, her zaman dışlanmış sayıldım
    Since I was in Sunday School and all the cool kids said I was weird
    It’s exactly the same, they say:
    – Pazar Okulu’nda olduğumdan beri ve tüm havalı çocuklar benim garip olduğumu söyledi bu tamamen aynısı, diyorlar ki:
    “Why do you dress that way? Why do you act that way?
    – “Neden böyle giyiniyorsun? Neden böyle davranıyorsun?
    Why aren’t you dress like me?”
    – Neden benim gibi giyinmiyorsun?”
    So is that what you really wanna say to me?
    – Bu cidden bana söylemek istediğin şey mi?
    You playin’ games with me
    – Benimle oyunlar oynuyorsun
    Tellin’ me you’re for my kind, still you abandon me
    – Benim gibi olduğunu söylüyorsun, beni hâlâ terk ediyorsun
    Calling me words I’m not, paintin’ a picture that’s false
    – Bana yalan yanlış isimler takıyorsun, sahte bir tablo çiziyorsun
    You must not know my heart, but I know it isn’t your fault
    – Kalbimi bilmiyorsun fakat biliyorum ki bu senin suçun değil
    You live in a world and you clutch, you don’t get out very much
    – Yaşadığın dünyadan bir şeyler anlamaya çalışıyorsun, çok fazla dışarı çıkmıyorsun
    Livin’ in the fake world, full of facades and chaotic behavior
    – Yanılsamalarla ve katolik davranışlarla, sahte bir dünyada yaşıyorsun
    You pull the lever for fun, yell, “fire,” then you just run
    – Alarma eğlence için basıyorsun, “Yangın var!” diye bağırıyorsun, sonra kaçıyorsun

    Fire drill, what would happen if a nuke just hit?
    – Yangın tatbikatı, şu an nükleer bomba kafamıza düşseydi ne olurdu?
    Would you say bye to your family? Would you post about it?
    – Ailene hoşça kal diyebilir miydin? Bunu sosyal medyada paylaşabilir miydin?
    Fire drill, if it all went up in flames one day
    – Yangın tatbikatı, eğer bunların hepsi alevler içinde kalırsa
    Would you give your mom a hug before your house burned away?
    – Annene sarılır mıydın evin kül olup yanmadan önce?
    It kills, I wish the best for you
    – Öldürüyor, senin için en iyisini diliyorum
    And you think I ignore you too, but
    – Ve sen de seni görmezden geldiğimi düşünüyorsun, fakat
    Really, I’m tryna live my own life
    – Gerçekten, kendi hayatımı yaşamaya çalışıyorum
    And be present more, and so should you, it’s alright to
    – Ve daha çok anı yaşamaya, ve sen de öyle yapmalısın, bu sorun değil

    Cryin’ inside
    – İçten içe ağlıyorum
    ‘Cause nothin’ I say ever comes out right
    – Çünkü söylediğim hiçbir şey asla doğru çıkmıyor
    We’re on the same side
    – Biz aynı taraftayız
    If I’m honest with you, you just run and hide
    – Eğer sana dürüstsem, kaçıp saklan
    I’m bad at public speaking
    – Ben topluluk önünde konuşmada kötüyüm
    But I’m speaking now so hear me out (Shut up)
    – Fakat şimdi konuşuyorum o yüzden şimdi beni dinle (kapa çeneni)
    I personally believe that everyone is fully capable
    – Şahsen herkesin yaptıklarından ve zorbalıklarından
    Of more than what they’re doing, all of the bullying
    – Daha fazlasını yapacak kadar yetenekli olduğuna inanıyorum
    All of the screwing around with people they don’t even really know, oh (Blah, blah, blah)
    – Gerçekten tanımadıkları insanlarla dalga geçenlerin hepsi, oh (Blah, blah, blah)
    Eatin’ a hate soufflé, and an angry bitter sorbet
    – Nefret suflesi yiyorlar, ve sinirli acı bir şerbet içiyorlar
    All ’cause you were bored one day
    – Bunu sırf bir gün sıkıldın diye yapıyorlar
    Losing your wits and your grace
    – Aklını ve zerafetini kaybettiğin için

    Fire drill, what would happen if a nuke just hit?
    – Yangın tatbikatı, şu an nükleer bomba kafamıza düşseydi ne olurdu?
    Would you say bye to your family? Would you post about it?
    – Ailene hoşça kal diyebilir miydin? Bunu sosyal medyada paylaşabilir miydin?
    Fire drill, if it all went up in flames one day
    – Yangın tatbikatı, eğer bunların hepsi alevler içinde kalırsa
    Would you give your mom a hug before your house burned away?
    – Annene sarılır mıydın evin kül olup yanmadan önce?
    It kills, I wish the best for you
    – Öldürüyor, senin için en iyisini diliyorum
    And you, think I ignore you too, but
    – Ve sen de seni görmezden geldiğimi düşünüyorsun, fakat
    Really, I’m tryna live my own life
    – Gerçekten, kendi hayatımı yaşamaya çalışıyorum
    And be present more, and so should you, it’s alright to
    – Ve daha çok anı yaşamaya, ve sen de öyle yapmalısın, bu sorun değil

    I am not the government
    – Ben devlet değilim
    I am not the fucked up men
    – Ben berbat bir adam değilim
    I am not a part of anything that is hateful
    – Ben nefretin bir parçası olan herhangi bir şey değilim
    Love is seeping out my pores, I don’t hold anger anymore
    – Sevgi gözeneklerimden akıyor, artık öfke duymuyorum
    Even for people who hurt and betray me (Okay)
    – Beni inciten ve ihanet eden insanlara bile (tamam)
    I am not the government
    – Ben devlet değilim
    I am not the fucked up men (Gross)
    – Ben berbat bir adam değilim
    I am not a part of anything that is hateful
    – Ben nefretin bir parçası olan herhangi bir şey değilim
    Love is seeping out my pores, I don’t hold anger anymore
    – Sevgi gözeneklerimden akıyor, artık öfke duymuyorum
    Even for people who hurt and betray me
    – Beni inciten ve ihanet eden insanlara bile (tamam)

    Fire drill, what would happen if a nuke just hit?
    – Yangın tatbikatı, şu an nükleer bomba kafamıza düşseydi ne olurdu?
    Would you say bye to your family? Would you post about it?
    – Ailene hoşça kal diyebilir miydin? Bunu sosyal medyada paylaşabilir miydin?
    Fire drill, if it all went up in flames one day
    – Yangın tatbikatı, eğer bunların hepsi alevler içinde kalırsa
    Would you give your mom a hug before your house burned away?
    – Annene sarılır mıydın evin kül olup yanmadan önce?
    It kills, I wish the best for you
    – Öldürüyor, senin için en iyisini diliyorum
    And you think I ignore you too, but
    – Ve sen de seni görmezden geldiğimi düşünüyorsun, fakat
    Really, I’m tryna live my own life
    – Gerçekten, kendi hayatımı yaşamaya çalışıyorum
    And be present more, and so should you, it’s alright to
    – Ve daha çok anı yaşamaya, ve sen de öyle yapmalısın, bu sorun değil

    I’m getting out of here
    – Ben buradan gidiyorum

  • J Balvin – Sigo Extrañándote Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    J Balvin – Sigo Extrañándote Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Tú sabes que no quiero perderte
    – Seni kaybetmek istemediğimi biliyorsun
    Sabes que este amor es tan fuerte
    – Bu aşkın çok güçlü olduğunu biliyorsun
    Era envidiable lo de los dos eh ieh
    – İkisi arasında kıskanılacak bir şeydi eh ieh
    Es que esta noche volvería a tocarte
    – Bu gece sana tekrar dokunacağım mı
    Cuando la luna deje de mirarte
    – Ay sana bakmayı bıraktığında
    Y me entregues todo tu cuerpo
    – Ve bana tüm vücudunu ver

    Entiende que yo sigo extrañándote
    – Seni hala özlediğimi anla
    A cada instante
    – Her an
    En todo momento
    – Her zaman

    Entiende que yo sigo extrañándote
    – Seni hala özlediğimi anla
    A cada instante
    – Her an
    En todo momento
    – Her zaman

    Deja que te cuente no sales de mi mente
    – Sana söyleyeyim aklımdan çıkma
    Siempre presente yo estoy pendiente
    – Daima mevcut, bekliyorum
    A tus movimientos
    – Hareketlerine
    Buscando la oportunidad
    – Fırsat arıyor
    Veo que subes instagram
    – Instagram yüklediğini görüyorum
    No te importa el que dirán baby
    – Ne dedikleri umrunda değil bebeğim
    Con la foto que tú subes yo muriéndome
    – Yüklediğin fotoğrafla ölüyorum
    Por ser el que te calienta, en las noche
    – Geceleri seni ısıtan kişi olduğum için
    Y te quiero ver ieh
    – Ve seni görmek istiyorum ben
    Para resolver ieh
    – İeh çözmek için
    Dime en donde
    – Söyle bana nerede
    Por favor responde
    – Lütfen cevapla
    Contéstame ieh ieh
    – Bana cevap ver
    Y te quiero ver ieh
    – Ve seni görmek istiyorum ben
    Para resolver ieh
    – İeh çözmek için
    Dime en donde
    – Söyle bana nerede
    Por favor responde
    – Lütfen cevapla
    Contéstame ieh
    – Bana cevap ver

    Entiende que yo sigo extrañándote
    – Seni hala özlediğimi anla
    A cada instante
    – Her an
    En todo momento
    – Her zaman

    Entiende que yo sigo extrañándote
    – Seni hala özlediğimi anla
    A cada instante
    – Her an
    En todo momento
    – Her zaman

    Sabes que yo soy pa’ ti
    – Senin için olduğumu biliyorsun
    Y que tú eres pa’ mí
    – Ve sen benim için
    Se supo desde el primer día
    – İlk günden beri biliniyordu
    Sentí que ya te conocía
    – Seni zaten tanıdığımı hissettim
    Sigo esperándote aquí
    – Seni burada bekliyorum
    Esperando por ti
    – Senin için bekleniyor
    Se supo desde el primer día
    – İlk günden beri biliniyordu
    Sentí que ya te conocía
    – Seni zaten tanıdığımı hissettim
    Tú sabes que no quiero perderte
    – Seni kaybetmek istemediğimi biliyorsun
    Sabes que este amor es tan fuerte
    – Bu aşkın çok güçlü olduğunu biliyorsun
    Era envidiable lo de los dos ieh ieh
    – Kıskanılacak iki şey
    Es que esta noche volvería a tocarte
    – Bu gece sana tekrar dokunacağım mı
    Cuando la luna deje de mirarte
    – Ay sana bakmayı bıraktığında
    Y me entregues todo tu cuerpo
    – Ve bana tüm vücudunu ver

    Entiende que yo sigo extrañándote
    – Seni hala özlediğimi anla
    A cada instante
    – Her an
    En todo momento
    – Her zaman

    Entiende que yo sigo extrañándote
    – Seni hala özlediğimi anla
    A cada instante
    – Her an

  • J Balvin – Safari ft. Pharrell Williams, BIA, Sky Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    J Balvin – Safari ft. Pharrell Williams, BIA, Sky Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A ella le gus
    – O seviyor
    A ella le gus
    – O seviyor
    A ella le gus
    – O seviyor
    A ella le gusta
    – O seviyor
    A mí me gusta
    – Onu severim
    A ella le gusta
    – O seviyor
    Bailar me gusta
    – Yalnızca beni seviyor
    A ella le gusta
    – O seviyor

    Mami mami con tu party
    – Annen annen senin partinde
    A mí me gusta
    – Onu severim
    Este party es un safari
    – Bu parti bir av
    A ella le gusta
    – O seviyor

    Todos miran como bailas
    – Bugün senin çöpün bir hayvan ile birlikte
    A mí me gusta
    – Onu severim
    Hoy tu andas con un animal
    – Bugün sen sensin , danslar benimle birlikte
    A ella le gusta
    – O seviyor
    Mami mami con tu party
    – Annen annen senin partinde
    A mí me gusta
    – Onu severim
    Este party es un safari
    – Bu parti bir av
    A ella le gusta
    – O seviyor
    Todos miran como bailas
    – Bugün senin çöpün bir hayvan ile birlikte
    A mí me gusta
    – Onu severim
    Hoy tu andas, baila pa mi
    – Bugün sen sensin , danslar benimle birlikte
    A ella le gusta
    – O seviyor

    Vente conmigo
    – Bana satılık
    A mí me gusta
    – Onu severim
    Solo conmigo
    – Yalnızca bana
    A ella le gusta
    – O seviyor
    Vente conmigo
    – Bana satılık
    A mí me gusta
    – Onu severim
    A sola conmigo
    – Yalnızca bana
    Todo ese cuerpo que tú tienes me vuelve loco
    – Bugün tüm vücutlar benimle deliriyor
    Y más cuando bailas pa’ mi
    – Ve onlar benimle dans ettiğinde daha fazlası oluyor
    Esa mirada provoca y tu toda loca
    – Nedenlerin görünüşleri ve senin tüm deliliğin
    Te muerdes los labios cuando suena el beep
    – Bip seslerini duyduğunda sen dudaklarını ısırırsın

    Oye papi vamos con mis amigas para el party
    – Hey baba arkadaşlarımla partiye git
    Tengo algo por un animal
    – Bir hayvan için bir şeyler yaptım
    Cuando mi gente está aquí hay tsunami
    – İnsanlar tsunaminin olduğu yerdeler
    Así es lo que me gusta
    – Peki ya ben
    You know I like it when
    – Her ne zaman olursa olsun onu sevdiğimi biliyorsun
    Me llamo princesa
    – Benim adım prenses
    Voy a coger provecho
    – Avantajımı alıp gidiyorum
    Lo que me gusta
    – Peki ya ben

    A ella le gusta
    – O seviyor
    A mí me gusta
    – Onu severim
    Así le gusta
    – Bu yüzden o da onu sever
    Bailar me gusta
    – Benimle dans eder
    A ella le gusta
    – O seviyor

    Saca la fiera que llevas ahí
    – Kötülükleri al sen buradasın
    Ese instinto salvaje que me gusta
    – Benim gibi bu vahşi iç güdü
    Cuando se pone de paila empiezo mirarla
    – Sen kızartılmış yemek (paila) koyduğunda ben ona bakmaya başlıyorum
    La tela me arranca y seguimos aquí
    – Ben kumaşa başlarım ve biz hala buradayız

  • J Balvin – Mi Gente (feat. Willy William) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    J Balvin – Mi Gente (feat. Willy William) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Si el ritmo te lleva a mover la cabeza
    – Eğer ritim kafanı sallıyorsa
    Ya empezamos como es
    – Bizde de böyle oldu
    Mi música no discrimina a nadie
    – Müziği kimse ayırmaz
    Así que vamos a romper
    – Hadi bu yeri sallayalım
    Toda mi gente se mueve
    – Tüm halkım kıpırdıyor
    Mira el ritmo cómo los tiene
    – Onları ele geçiren müziğe bir bak
    Hago música que entretiene
    – Eğlendiren müzik yapıyorum
    El mundo nos quiere, nos quiere, me quiere a mí
    – Dünya bizi seviyor, o bizi seviyor, o beni seviyor
    Toda mi gente se mueve
    – Tüm halkım kıpırdıyor
    Mira el ritmo cómo los tiene
    – Onları ele geçiren müziğe bir bak
    Hago música que entretiene
    – Eğlendiren müzik yapıyorum
    Mi música los tiene fuerte bailando y se baila así
    – Müziğim onları kuvvetlice dans ettiriyor
    Estamos rompiendo la discoteca
    – Kulübü sallıyoruz
    La fiesta no para, apenas comienza
    – Bu parti durmayacak, daha yeni başlıyor
    C’est comme ci, c’est comme ça
    – Tam da böyle, böyle
    Ma chérie, la la la la la
    – Canım, la la la la la
    Francia, Colombia, me gusta (freeze)
    – Fransa, Kolombiya, Seviyorum
    J Balvin, Willy William, te gusta (freeze)
    – J Balvin, Willy William, seviyorum
    Los DJs no mienten, les gusta mi gente
    – Dj’ler yalan söylemez, onlar benim halkımı seviyor
    Y eso se fue mundial (freeze)
    – Ve tüm dünyaya yayılıyor

    No le bajamos, más nunca paramos
    – Modumuzu düşürmeyeceğiz, asla durmayacağız
    Es otro palo y blam
    – İşte sihirli bir değnek Bam!
    Y dónde está mi gente?
    – Benim halkım nerde?
    Mais fais bouger la tête
    – Başınızı hareket ettirin
    Y dónde está mi gente?
    – Benim halkım nerde?
    Say yeah, yeah, yeah
    – Evet de, evet, evet
    ¡Un, dos, tres, leggo! (ay, di que sí)
    – 1, 2, 3, Haydi!
    Esquina a esquina, de ahí nos vamos
    – Bir uçtan bir uca, bu yeri terketmeyeceğiz
    El mundo es grande, pero lo tengo en mis manos
    – Daha büyük olabilir ama ellerimin içinde
    Estoy muy duro, sí, okay, ahí vamos
    – Ben oldukça zorluyum, tamam mı, başlıyoruz
    Y con el tiempo nos seguimos elevando
    – Ve zamanla yükselmeye devam ediyoruz
    Y yeah
    – Ve Evet

    Que seguimos rompiendo aquí y yeah
    – Burada mola veriyoruz
    Esta fiesta no tiene fin y yeah
    – Bu partinin bir sonu yok
    Botellas para arriba, sí
    – Şişeler havada, evet
    Los tengo bailando, rompiendo y yo sigo aquí
    – Seni dans ederken, sallarken gördüm ve hâlâ buradayım
    Y yeah
    – Ve Evet
    Que seguimos rompiendo aquí y yeah
    – Burada mola veriyoruz
    Esta fiesta no tiene fin y yeah
    – Bu partinin bir sonu yok
    Botellas para arriba, sí
    – Şişeler havada, evet
    Los tengo bailando, rompiendo…
    – Onları dans ettiriyor,koparıyorum ve hala buradayım
    Y dónde está mi gente?
    – Benim halkım nerde?
    Mais fais bouger la tête
    – Başınızı hareket ettirin
    Y dónde está mi gente?
    – Benim halkım nerde?
    Say yeah, yeah, yeah
    – Evet de, evet, evet
    ¡Un, dos, tres, leggo! (ay, di que sí)
    – 1, 2, 3, Haydi!
    Worldwide
    – Tüm Dünya
    Willy William
    – Willy William
    J Balvin, man
    – J Balvin, adamım
    Uh-huh, uh-huh
    – Uh-huh, uh-huh
    Uh-huh, uh-huh
    – Uh-huh, uh-huh

  • Jake Bugg – Broken Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Jake Bugg – Broken Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’ll wait here for you for I’m broken down.
    – Paramparça olduğum için senin için burada bekleyeceğim
    I’m coming down this time for my heart lies
    – Bu sefer kalbimin yalanları için üzülüyorum
    Far and away where they took you down.
    – Seni götürdükleri yer uzak
    Let them over to your house where I’m broken.
    – İzin ver evini parçalandığım yerin üzerine kursunlar

    Down by the people if they let you breathe
    – Nefes almana izin verirlerse insanlaradan uzaklaş
    Don’t give a damn if you still can’t see,
    – Hala göremiyorsan umursama
    Still my heart beats for you…
    – Kalbim hala senin için çarpıyor

    …Have become
    – …Gerçekleşiyor
    All I lost and all I hoped for.
    – Tüm kayıplarım ve tüm ümitlerim
    But I must carry on
    – Ama devam etmeliyim
    Always one
    – Her zaman tek parça
    Never broken.
    – Asla parçalanmış değil

    Run to the lobby where I saw you try,
    – Seni denerken gördüğüm kabine koş,
    Don’t give a damn for your reasons why,
    – Nedenlerin umrunda olmasın
    Where soul feels.
    – Ruhun hissettiği yerde

    Down in the valley where the church bells cry,
    – Kilise çanlarının ağladığı vadinin aşağısında
    I’ll lead them over to your eyes
    – Onları senin gözlerin üzerinden yöneteceğim
    Whoa, oh, I am one, I am one
    – Whoa, oh, tek parçayım, tek parçayım

    Break story of peace and love in a future
    – Barış hikayesine ara ver ve geleceğe aşık ol
    Pride,
    – Gurur,
    Sacrifice
    – Kurban
    Came around
    – Dirildi
    Never broken
    – Asla parçalanmış değil

    Down by the people if they let you breathe,
    – Nefes almana izin verirlerse insanlaradan uzaklaş
    Don’t give a damn if you still can’t see.
    – Hala göremiyorsan umursama
    Traveling a street that I did not go
    – Gitmediğim bir caddeye gidiyorum
    Wheels lightened to the winter load.
    – Tekerlekler kışın yükünü hafifletiyor

    Down in the valley where the church bells cry,
    – Kilise çanlarının ağladığı vadinin aşağısında
    I’ll lead them over to your eyes
    – Onları senin gözlerin üzerinden yöneteceğim!
    Whoa, oh, I am one, I am one
    – Whoa, oh, tek parçayım, tek parçayım
    Whoa, oh, I am one, I am one
    – Whoa, oh, tek parçayım, tek parçayım
    I am one.
    – Tek parçayım

  • James Brown – It A Man’s Man’s Man’s World Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    James Brown – It A Man’s Man’s Man’s World Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It A Man’s Man’s Man’s World
    – Bu Bir Erkeğin Dünyası

    This is a man’s world
    – Bu bir erkeğin dünyası
    This is a man’s world
    – Bu bir erkeğin dünyası
    But it would be nothing
    – Ama hiçbir şey yok
    Nothing without a woman or a girl
    – Bir kadın yada kız olmadan hiçbir şey yok.

    You see man made the cars to take us over the road
    – Görüyorsun, caddelerde bizi almak için arabalar yaptılar
    Man made the train to carry the heavy load
    – Ağır yükleri taşımak için trenler yaptılar
    Man made the electric lights to take us out of the dark
    – Bizi karanlıktan kurtarmak için elektrikli lambaları yaptılar
    Man made the boat for the water like noah made the ark
    – Sular için botları yaptılar, nuh’un gemisi gibi…

    This is a man’s world
    – Bu bir erkeğin dünyası
    This is a man’s world
    – Bu bir erkeğin dünyası
    But it would be nothing
    – Ama hiçbir şey yok
    Nothing without a woman or a girl
    – Bir kadın yada kız olmadan hiçbir şey yok.

    Man thinks of our little baby girls and the baby boys
    – Erkekler küçük kız ve erkek bebekleri düşünürler
    Man make them happy ’cause man makes them toys
    – Onları mutlu ederler çünkü onlara oyuncaklar yaparlar
    And after man make everything, everything he can
    – Ve herşeyi yaptıktan sonra, herşey olabilirler…
    You know that man makes money to buy from other man
    – Bilirsin diğer bir adamdan birşeyler almak için para kazanırlar

    This is a man’s world
    – Bu bir erkeğin dünyası
    This is a man’s world
    – Bu bir erkeğin dünyası
    But it would be nothing
    – Ama hiçbir şey yok
    Nothing without a woman or a girl
    – Bir kadın yada kız olmadan hiçbir şey yok.

    He’s lost in the wilderness
    – Vahşilikte kaybolmuş.
    He’s lost in the bitterness
    – Acılarda kaybolmuş….