Blog

  • Tolan Shaw – Gold Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Tolan Shaw – Gold Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Two things that you should know about me
    – Benim hakkımda bilmen gereken iki şey 
    I’ll treat your heart so tenderly
    – Kalbine çok nazik davranacağım 
    Lay give some love down at your feet
    – Ayaklarının altına sevgimi sereceğim 
    Come take my hand and you will see
    – Gel ve tut elimi, göreceksin
    A little bit of romance in every little moment
    – Her saniyede romantik olacağım

    Good as gold
    – Altın kadar güzel 
    Trade you all my money for your gold
    – Altının için tüm paramı sana satıyorum 
    Worship you ’cause honey you’re like gold
    – Sana tapıyorum çünkü tıpkı bir altın gibisin 
    You’ll be my queen
    – Ağırlığınca altına sahip olacaksın
    Worth your weight in gold
    – Altının ağırlığına değer
    You’re good as gold
    – Altın kadar değerlisin

    Everyone wants a love that shines
    – Herkes ışıltılı bir aşk ister 
    But such a treasure’s hard to find
    – Fakat böyle bir hazineyi bulmak zordur 
    More precious than a downtland mine, girl
    – Bu bir kaya madaninden daha değerli 
    I’ll cherish you if you’ll be mine
    – Eğer benim olursan seni el üstünde tutacağım
    I will be your rich man, if you would take my hand
    – Eğer elimi tutarsan senin zengin adamın olacağım

    Good as gold
    – Altın kadar iyi
    Trade you all my money for your gold
    – Altın kadar güzel 
    Worship you ’cause honey you’re like gold
    – Altının için tüm paramı sana satıyorum 
    You’ll be my queen
    – Sana tapıyorum çünkü tıpkı bir altın gibisin 
    Worth your weight in gold
    – Ağırlığınca altına sahip olacaksın

    Copper, silver, energy
    – Bakır, gümüş, enerji
    All those things I’d surely trade
    – Kesinlikle satacağım tüm bu şeyler
    Give them all away to make you mine
    – Benimle olman için hepsini veririm

    Gold
    – Altın
    Trade you all my money for your gold
    – Altının için tüm paramı sana veriyorum
    Worship you ’cause honey you’re like gold
    – Sana tapıyorum çünkü bir altın gibisin balım
    You’ll be my queen
    – Ağırlığınca altına sahip kraliçem olacaksın
    Worth your weight in gold
    – Altın kadar değerlisin
    You’re good as gold
    – Altın kadar iyisin

    Good as gold
    – Altın kadar güzel 
    Good as gold
    – Altın kadar güzel 
    You’re good as gold
    – Altın kadar değerlisin
    You’re good as gold
    – Altın kadar değerlisin

  • Red Velvet – IRENE & SEULGI – Monster Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Red Velvet – IRENE & SEULGI – Monster Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    내 움직임은 특이해
     – Hareketlerim alışılmadık
    평범치 않아
    – Normal değil
    1 2 5 to 7
    – 1 2 5 – 7
    난 어둠 속의 Dancer
    – Ben karanlıkta dansçıyım
    온몸 뚝뚝 꺾어
    – Vücudumu çatlatıp
    침대 가까이 갈게
    – Yatağa yaklaşacağım
    무시무시하게
    – Korkunç bir şekilde
    네 심장을 훔쳐 지배해
    – Kalbini çalıyor ve yönetiyorum

    하나의 조명 왜 그림자는 둘이야?
    – Neden bir ışık iki gölge var?
    내 속에 다른 게 눈을 뜬 것 같아
    – Sanırım içimdeki başka bir şey gözlerini açtı

    I’m a little monster 날 겁내
     – Ben küçük bir canavarım, benden kork
    널 괴롭혀 내 꿈만 꾸게 해
    – Seni rahatsız ediyor ve beni hayal ettiriyorum
    난 춤 추고 놀래 가위눌린 너의
    – Bir büyü yaptığımda oynayacağım ve dans edeceğim
    그 몸 위에 주문을 걸면
    – Felçli vücudunun üstünde

    I’m a little monster
    – Ben küçük bir canavarım
    I’m a little monster
    – Ben küçük bir canavarım

    차가운 땅
     – Soğuk zeminde
    잿더미에서 일어났어
    – Küllerimden uyandım
    황혼에서 새벽
    – Alacakaranlıktan şafağa
    난 여전히 존재해
    – Hala varım
    이 광기가 싫지 않아
    – Bu delilikten nefret etmiyorum
    즐기고 있는 걸
    – Bundan zevk alıyorum
    넌 벗어날 수 없어
    – Kaçamazsın
    도망가지를 마 다쳐
    – Kaçma, incineceksin

    너를 구원하고 도로 약 올리고
     – Seni kurtardım ve geri kaldırdım
    Oh 난 완벽하고 다시 엉망인 걸
    – Ben mükemmelim ve yine berbatım

    I’m a little monster 날 겁내
     – Ben küçük bir canavarım, benden kork
    널 괴롭혀 내 꿈만 꾸게 해
    – Seni rahatsız ediyor ve beni hayal ettiriyorum
    난 춤 추고 놀래 가위눌린 너의
    – Bir büyü yaptığımda oynayacağım ve dans edeceğim
    그 몸 위에 주문을 걸면
    – Felçli vücudunun üstünde

    I’m a little monster
    – Ben küçük bir canavarım
    I’m a little monster
    – Ben küçük bir canavarım

    봐 난 그냥 놀고 있어
     – Bak sadece oynuyorum
    나쁜 의도 없어
    – Kötü niyetim yok
    작지만 위험한 날
    – Küçüğüm ama tehlikeliyim
    누가 거부하겠어
    – Kim reddedebilir
    빨간 동이 틀 시간이야
    – Şimdi şafak zamanı
    이제 안심한 넌
    – Şimdi rahatladın
    꿈에서 나오려 해
    – Rüyadan çıkmaya çalışıyorsun
    But monster lives forever
    – Ama canavarlar sonsuza dek yaşar

    I’m a little monster 날 겁내
     – Ben küçük bir canavarım, benden kork
    널 괴롭혀 내 꿈만 꾸게 해
    – Seni rahatsız ediyor ve beni hayal ettiriyorum
    난 춤 추고 놀래 가위눌린 너의
    – Bir büyü yaptığımda oynayacağım ve dans edeceğim
    그 몸 위에 주문을 걸면
    – Felçli vücudunun üstünde

    I’m a little monster
    – Ben küçük bir canavarım
    I’m a little monster
    – Ben küçük bir canavarım
    I’m a little monster
    – Ben küçük bir canavarım

  • Hwa Sa – Maria Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Hwa Sa – Maria Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    욕을 하도 먹어 체했어 하도
    – Midem bozuldu eleştirilerinizden
    서러워도 어쩌겠어 I do
    – Nefret edeyim derken çok zahmet çektiniz
    모두들 미워하느라 애썼네
    – Beni alaşağı ettiğinizde
    날 무너뜨리면 밥이 되나
    – Doyacak mı karnınız?
    외로워서 어떡해
    – Ne yapayım yalnızsam?
    미움마저 삼켰어
    – Nefreti bile yuttum

    화낼 힘도 없어
    – Kızgın olmak için de gücüm

    여유도 없고
    – Ne de vaktim var
    뭐 그리 아니꼬와
    – Sizi üzen nedir?
    가던 길 그냥 가
    – Gittiğiniz yoldan devam
    왜들 그래 서럽게
    – Herkesin derdi ne?

    마리아 마리아
    – Maria, Maria
    널 위한 말이야
    – Bu sözlerim sana
    빛나는 밤이야
    – Bu parlak gecede
    널 괴롭히지마
    – Eziyet etme kendine
    오 마리아 널 위한 말이야
    – Oh Maria, sözlerim sana
    뭐 하러 아등바등해
    – Neden bu kadar çabalıyorsun?

    이미 아름다운데
    – Sen zaten güzelsin

    (yeah) Oh na ah ah
     – (Evet) Oh na ah ah
    (yeah) 널 위한 말이야
    – (Evet) Sözlerim sana
    (yeah) Oh na ah ah
    – (Evet) Oh na ah ah
    (yeah) 아름다워 마리아
     – (Evet) Sen güzelsin, Maria

    지끈 지끈거려
     – Oyun yok, sahtekarlık yok
    하늘은 하늘색 사는 게 다 뻔해
    – Başım deli gibi ağrıyor
    내가 갈 길은 내가 바꾸지 뭐
    – Gökyüzü, gökyüzü rengindedir; hayat apaçık
    위기는 기회로 다 바꾸지 뭐
    – Kendi yolumu kendim değiştireceğim
    굳이 우는 꼴이 보고 싶다면
    – Gerçekten istiyorsan

    옜다 눈물
    – Ağladığımı görmeyi
    외로워서 어떡해
    – Ne yapayım yalnızsam?
    미움마저 삼켰어
    – Nefreti bile yuttum
    화낼 힘도 없어
    – Kızgın olmak için de gücüm
    이유도 없고
    – Ne de vaktim var
    마음을 더럽히지마
    – Kalbini karartma

    타락하기엔 아직 일러
    – Yoldan dönmek için çok erken
    마리아 마리아
    – Maria, Maria
    널 위한 말이야
    – Bu sözlerim sana
    빛나는 밤이야
    – Bu parlak gecede
    널 괴롭히지마
    – Eziyet etme kendine

    오 마리아 널 위한 말이야
    – Oh Maria, sözlerim sana
    뭐 하러 아등바등해
    – Neden bu kadar çabalıyorsun?

    이미 아름다운데
    – Sen zaten güzelsin

    (yeah) Oh na ah ah
     – (Evet) Oh na ah ah
    (yeah) 널 위한 말이야
    – (Evet) Sözlerim sana
    (yeah) Oh na ah ah
    – (Evet) Oh na ah ah
    (yeah) 아름다워 마리아
     – (Evet) Sen güzelsin, Maria
    마리아 마리아
     – Maria, Maria
    널 위한 말이야
    – Bu sözlerim sana

    빛나는 밤이야
    – Bu parlak gecede
    널 괴롭히지마
    – Eziyet etme kendine
    오 마리아 널 위한 말이야
    – Oh Maria, sözlerim sana
    뭐 하러 아등바등해
    – Neden bu kadar çabalıyorsun?
    이미 아름다운데
    – Sen zaten güzelsin

    (yeah) Oh na ah ah
     – (Evet) Oh na ah ah
    (yeah) 널 위한 말이야
    – (Evet) Sözlerim sana
    (yeah) Oh na ah ah
    – (Evet) Oh na ah ah
    (yeah) 아름다워 마리아
     – (Evet) Sen güzelsin, Maria

  • Cmten – NEVER MET! Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Cmten – NEVER MET! Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You know I missed you from the very day you went away
    – Gittiğin günden itibaren seni özlediğimi biliyorsun.
    I feel like Laura Les, saying, “I love you” on the planeLaura Les,
    – uçakta “Seni seviyorum” diyormuş gibi hissediyorum.
    And even though it’s been a week I still think of your face
    – Ve hiç merak etme, bir hafta oldu ve hala yüzünü düşünüyorum
    Blew all my money on a trivial video game
    – Önemsiz bir video oyununda tüm paramı patlat
    I dunk my head in the water so I can feel something
    – Başımı suya soktum, böylece bir şeyler hissedebiliyorum
    And now I’m thinking of all the times that my phone would ring
    – Ve şimdi her zaman, telefonumun çalacağını düşünüyorum
    I reminisce and remember all of the songs we’d sing
    – Söylediğimiz bütün şarkıları hatırlıyor ve anıyorum
    But now I hate every one of the songs we used to sing
    – Fakat şimdi söylediğimiz her şarkıdan nefret ediyorum
    Can you believe that I didn’t think you would leave me?
    – Beni terk edeceğini düşünmediğime inanabiliyor musun?
    And now I can’t trust anyone ’cause you just left me
    – Ve şimdi kimseye güvenemiyorum, çünkü beni henüz terk ettin

    I wish I never responded to all those texts
    – Bütün o mesajlara hiç cevap vermemiş olmayı dilerdim.
    It’d be better if we had just never met
    – Sadece hiç tanışmamış olsak daha iyi olurdum
    Can you believe that I’m missing you even though
    – Seni özlediğime inanabiliyor musun
    When I was with you, I never felt more alone
    – Seninleyken hiç daha yalnız hissetmedim

    I wish I never responded to all those texts
    – Bütün o mesajlara hiç cevap vermemiş olmayı dilerdim.
    It’d be better if we had just never met
    – Sadece hiç tanışmamış olsak daha iyi olurdum
    (A-a-a-a-a-a-a-a-Glitch Gum)
    – (A-a-a-a-a-a-a-a-Glitch Gum)
    I wish we never met
    – Hiç tanışmamış olmayı dilerdim.
    We broke up on PictoChat, crying on my DSBiz Picto
    – Chat’te ayrıldık, DS’min üstünde ağlıyorum.
    I went to a birthday party for one of her friends
    – Onun arkadaşlarından birinin doğum günü partisine gittim
    And now that this is over I can hate them, I don’t have to pretend
    – Ve şimdi bu bitti onlardan nefret edebilirim, numara yapmak zorunda değilim

    Remember when I called you my Barbie, and I was Ken
    – Seni aradığımı hatırla Barbie’m ve ben Ken’dim.
    That was like the cringiest thing that I’ve ever said
    – Bu benim söylediğim en kanser şey gibiydi
    When I was with you I just felt more alone
    – Seninleyken kendimi daha yalnız hissettim
    I just hope I’m bad enough to call about
    – Sadece aramak için yeterince kötü olduğumu umuyorum.
    When you’re on your phone
    – Sen telefondayken
    This Glitch Gum guy is so annoyingBu Glitch
    – Gum adamı çok can sıkıcıydı
    He keeps asking me to listen to these bands I can’t even pronounce
    – Benden daha telaffuz bile edemediğim bu müzik grupları dinlememi isteyip duruyor.

    And now he’s making music with this guy named ‘CMTEN’?
    – Ve şimdi o “CMTEN” adlı adamla mı müzik yapıyor?
    I’m so done with him
    – Onunla işim tamamen bitti
    Everything you said about me is just lies
    – Benim hakkımda söylediğin her şey, onlar sadece yalanlardı
    I can’t believe you put mascara on my eyes
    – Gözüme maskara sürdüğüne inanamıyorum
    I hope you don’t listen and see past my disguise
    – Umarım benim en son kılığımı görmez ve duymazsın.
    ‘Cause I’m still kinda hurt that you’re not in my life
    – Çünkü hayatımda olmadığın için hala biraz incinmiş durumdayım.
    You know I missed you from the very day you went away
    – Gittiğin günden itibaren seni özlediğimi biliyorsun.
    I feel like Laura Les, saying, “I love you” on the plane
    – Laura Les, uçakta “Seni seviyorum” diyormuş gibi hissediyorum.

    And even though it’s been a week I still think of your face
    – Ve hiç merak etme, bir hafta oldu ve hala yüzünü düşünüyorum
    Blew all my money on a trivial video game
    – Önemsiz bir video oyununda tüm paramı patlat
    I wish I never responded to all those texts
    – Bütün o mesajlara hiç cevap vermemiş olmayı dilerdim.
    It’d be better if we had just never met
    – Sadece hiç tanışmamış olsak daha iyi olurdum
    I wish I never responded to all those texts
    – Bütün o mesajlara hiç cevap vermemiş olmayı dilerdim.
    It’d be better if we had just never met
    – Sadece hiç tanışmamış olsak daha iyi olurdum

  • Dua Lipa – Don’t Start Now  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Dua Lipa – Don’t Start Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If you don’t wanna see me
    – Eğer beni görmek istemiyorsan
    Did a full one-eighty, crazy
    – bir-seksen mi? çılgınca
    Thinking ’bout the way I was
    – olduğum hali düşünüyorum
    Did the heartbreak change me? Maybe
    – kalp kırığı beni değiştirdi mi? belki
    But look at where I ended up
    – ama bak nerede son buldum
    I’m all good already
    – şimdiden iyiyim
    So moved on, it’s scary
    – devam ettim, korkunç

    I’m not where you left me at all, so
    – beni bıraktığın yerde değilim
    If you don’t wanna see me dancing with somebody
    – eğer benim başkasıyla dans ettiğimi görmek istemiyorsan
    If you wanna believe that anything could stop me
    – eğer bir şeylerin beni sürdürebileceğini düşünüyorsan
    Don’t show up
    – ortaya çıkma

    Don’t come out
    – dışarı çıkma
    Don’t start caring about me now
    – beni önemsemeye başlama
    Walk away, you know how
    – uza, nasıl olacağını biliyorsun
    Don’t start caring about me now
    – beni önemsemeye başlama
    Aren’t you the guy who
    – sen o adam değil misin
    Tried to hurt me with the word “goodbye”?
    – elveda” ile beni incitmeye çalışan

    Though it took some time to survive you
    – biraz zaman aldı seni aşmam
    I’m better on the other side
    – diğer taraftan daha iyiyim
    I’m all good already
    – şimdiden iyiyim
    So moved on, it’s scary
    – devam ettim, korkunç
    I’m not where you left me at all, so
    – beni bıraktığın yerde değilim
    If you don’t wanna see me dancing with somebody
    – eğer benim başkasıyla dans ettiğimi görmek istemiyorsanIf you wanna

    believe that anything could stop me (Don’t, don’t, don’t)
    – Herhangi bir şeyin beni durdurabileceğine inanmak istiyorsan (yapma, yapma, yapma)
    Don’t show up
    – ortaya çıkma
    Don’t come out
    – dışarı çıkma
    Don’t start caring about me now
    – beni önemsemeye başlama

    Walk away, you know how
    – uza, nasıl olacağını biliyorsun
    Don’t start caring about me now (‘Bout me now, ’bout me)
    – Beni umursamaya başlama şimdi (Şimdi beni, şimdi beni)
    (Whoa, whoa)
    – (Wow, wow)
    Don’t come out (Out, out)
    – Dışarı çıkma (Dışarı, dışarı)
    (Don’t show up)
    – (Ortaya çıkma)
    (Whoa, whoa)
    – (Wow, wow)
    Don’t start now (Oh)
    – Şimdi başlama (Oh)
    (Whoa, whoa)
    – (Wow, wow)
    Don’t come out (Out, out)
    – Dışarı çıkma (Dışarı, dışarı)
    I’m not where you left me at all, so
    – beni bıraktığın yerde değilim
    If you don’t wanna see me dancing with somebody
    – eğer benim başkasıyla dans ettiğimi görmek istemiyorsan

    If you wanna believe that anything could stop me
    – eğer bir şeylerin beni sürdürebileceğini düşünüyorsan
    Don’t show up (Don’t show up)
    – ortaya çıkma (ortaya çıkma)
    Don’t come out (Don’t come out)
    – dışarı çıkma (dışarı çıkma)
    Don’t start caring about me now (‘Bout me now)
    – Şimdi beni umursamaya başlama (Şimdi beni)
    Walk away (Walk away), you know how (You know how)
    – uza (UZA) nasıl olacağını biliyorsun

    Don’t start caring about me now (‘Bout me now)
    – Şimdi beni umursamaya başlama (Şimdi beni)
    (Hahaha)
    – (Hahaha)
    (So)
    – (Yani)
    (Whoa, whoa)
    – (Wow, wow)
    Don’t come out (Out, out)
    – Dışarı çıkma (Dışarı, dışarı)
    (Don’t show up)
    – (Ortaya çıkma)
    (Whoa, whoa)
    – (Wow, wow)

    Walk away (Walk away), so
    – Uzaklaş (Uzaklaş), yani
    (Whoa, whoa)
    – (Wow, wow)
    Don’t come out (Out, out)
    – Dışarı çıkma (Dışarı, dışarı)
    (Don’t show up)
    – (Ortaya çıkma)
    (Whoa, whoa)
    – (Wow, wow)
    Walk away (Walk away), oh
    – Uzaklaş (Uzaklaş), oh

  • Nena – Irgendwie, irgendwo, irgendwann Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Nena – Irgendwie, irgendwo, irgendwann Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Im Sturz durch Raum und Zeit 
    -Zaman ve mekanın içine düşmek 
    Richtung Unendlichkeit 
    -Sonsuza doğru 
    Fliegen Motten in das Licht 
    -Işıkta uçan güveler 
    Genau wie du undich 
    -Tıpkı senin ve benim gibi

    Irgendwie fängt irgendwann 
    -Her nasılsa bir ara başlar 
    Irgendwo die Zukunft an 
    -Gelecekte bir yerlerde 
    Uzun beklemek zorunda değilim 
    -Ich warte nicht mehr lang 
    Liebe wird aus Mut gemacht 
    -Aşk cesaretten yapılır 

    Denk nicht langenach 
    -Uzun düşünme 
    Wir fahren auf Feuerrädern 
    -Yangın tekerlekleri kullanıyoruz 

    Richtung Zukunft durch die Nacht 
    -Gece boyunca geleceğe doğru
    Gib mir die Hand 
    -Bana elini Ver 
    Ich bau dir ein Schloss aus Sand 
    -Sana kumdan bir kale yapacağım 
    Irgendwie irgendwo irgendwann 
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara 

    Die Zeit ist reif für ein bisschen Zärtlichkeit 
    -Küçük bir hassasiyet zamanı 
    Irgendwie irgendwo irgendwann
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara
    Im Sturz durch Zeit und Raum 
    -Zaman ve mekana düşmek 
    Erwacht aus einem Traum 
    -Bir rüyadan uyanır 
    Nur ein kurzer Augenblick 
    -Bir dakika 

    Dann kehrt die Nacht zurück 
     -Sonra gece geri döner
    Irgendwie fängt irgendwann
     –Her nasılsa bir ara başlar 
    Irgendwo die Zukunft an 
    -Gelecekte bir yerlerde 
    Ich warte nicht mehr lang 
     -Uzun beklemek zorunda değilim 

    Liebe wird aus Mut gemacht 
    -Aşk cesaretten yapılır 
    Denk nicht lange nach 
    -Uzun düşünme 
    Wir fahren auf Feuerrädern 
    -Yangın tekerlekleri kullanıyoruz 
    Richtung Zukunft durch die Nacht
    -Gece boyunca geleceğe doğru
    0Gib mir die Hand 
    -Bana elini ver 

    Ich bau dir ein Schloss aus Sand 
    -Sana kumdan bir kale yapacağım 
    Irgendwie irgendwo irgendwann 
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara 
    Die Zeit ist reif für ein bisschen Zärtlichkeit 
    -Küçük bir hassasiyet zamanı 
    Irgendwie irgendwo irgendwann  
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara
    Gib mir die Hand 
    -Bana elini Ver 
    Ich bau dir ein Schloss aus Sand 
    -Sana kumdan bir kale yapacağım 

    Irgendwie irgendwo irgendwann 
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara 
    Die Zeit ist reif für ein bisschen Zärtlichkeit 
    -Küçük bir hassasiyet zamanı 
    Irgendwie irgendwo irgendwann
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara
    Gib mir die  Hand
    Bana elini Ver 
    Ich bau dir ein Schloss aus Sand 
    -Sana kumdan bir kale yapacağım 
    Irgendwie irgendwo irgendwann 
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara 
    Die Zeit ist reif für ein bisschen Zärtlichkeit 
    -Küçük bir hassasiyet zamanı 
    Irgendwie irgendwo irgendwann
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara

    Irgendwie irgendwo irgendwann 
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara 
    Irgendwie irgendwo irgendwann 
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara 
    Irgendwie irgendwo irgendwann
    -Bir şekilde, bir yerde, bir ara

  • You Spin Me Round (Like a Record) – Dead of Alive Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You Spin Me Round (Like a Record) – Dead of Alive Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If I, I get to know your name 
    -Eğer ben, ismini öğrenirim  
    Well if I, could trace your private number, baby
    -Özel numaranı izleyebilseydim bebeğim

    All I know is that to me 
    -Tek bildiğim bu benim için 
    You look like you’re lots of fun 
    -Çok eğlenceli görünüyorsun 

    Open up your lovin’ arms 
    -Sevgi dolu kollarını aç 
    I want some, want some 
    -Biraz istiyorum, biraz istiyorum
    I set my sights on you (and no one else will do) 
    -Manzaralarımı sana koydum (ve kimse yapmayacak)
    And I, I’ve got to have my way now, baby  
    -Ve ben, şimdi benim yoluma gelmeliyim bebeğim
    All I know is that to me 
    -Tek bildiğim bu benim için 
    You look like you’re having fun 
    -Eğleniyor gibi görünüyorsun 

    Open up your lovin’ arms 
    -Sevgi dolu kollarını aç 
    Watch out here I come 
    -Dikkat et ben geliyorum
    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 
    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round 
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak 

    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 
    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak
    I got to be your friend now, baby 
    -Şimdi senin arkadaşın olmalıyım bebeğim 
    And I would like to move in just a little bit closer 
    -Ve biraz daha yakınlaşmak istiyorum
    All I know is that to me 
    -Tek bildiğim bu benim için 

    You look like you’re lots of fun 
    -Çok eğlenceli görünüyorsun 
    Open up your lovin’ arms 
    -Sevgi dolu kollarını aç 
    Watch out, here I come 
    -Dikkat et, işte geliyorum
    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 

    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round 
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak 
    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 
    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round 
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak
    I want your love
    -Ben aşkını istiyorum 


    I want your love
    -Ben aşkını istiyorum
    All I know is that to me 
    -Tek bildiğim bu benim için 
    You look like you’re lots of fun 
    -Çok eğlenceli görünüyorsun 
    Open up your lovin’ arms 
    -Sevgi dolu kollarını aç 

    Watch out, here I come
    -Dikkat et, işte geliyorum
    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 

    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round 
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak 
    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim ;
    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak

    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 
    Right round like a record, baby                                                                            
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round 
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak 
    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 
    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak

    You spin me right round, baby                                                                      
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 
    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak 
    You spin me right round, baby 
    -Beni doğru döndürüyorsun bebeğim 

    Right round like a record, baby 
    -Tam bir rekor gibi bebeğim 
    Right round round round 
    -Sağ yuvarlak yuvarlak yuvarlak

  • İngilizce Tekil Ve Çoğul Kelimeler Ve Anlamları

    İngilizce Tekil Ve Çoğul Kelimeler Ve Anlamları

    bus = otobüs –busses = otobüsler

    class = sınıf -classes = sınıflar

    photo photos = fotoğraflar

    pianopianos = piyanolar

    baby = bebek – babies = bebekler

    family = aile – families = aileler

    city = şehir –cities = şehirler

    story = hikaye -stories= hikayeler

    boy boys =erkek çocuklar

    toy – toys = oyuncaklar

    knife = bıçak – knives = bıçaklar

    wolf =  kurt – wolves = kurtlar

    half = yarım – halves yarımlar

    shelf = raf – shelves = raflar

    life = hayat – lives = hayatlar

    roof roofs = çatılar

    belief – beliefs = inançlar

    chefchefs = şefler, aşçılar

    woman = kadın – women = kadınlar

    person = kişi – people kişiler

    foot = ayak – feet = ayaklar

    fish = balık – fish = balıklar

    louse = bit – lice = bitler

    mouse = fare – mice = fareler

    child = çocuk – children = çocuklar

    tooth = diş – teeth = dişler

    sheep = koyun – sheep = koyunlar

    ox = öküz – oxen =  öküzler

    goose = kaz – geese = kazlar

    this =  bu – these =  bunlar

    that =  şu – those = şunlar

  • İngilizce Hava Durumu ve Örnek Cümleler

    İngilizce Hava Durumu ve Örnek Cümleler

    İngilizce Hava Durumu

    Güneşli / Sunny

    Example

    Örnek 

    Yesterday was hot and sunny.

    -Dün sıcak ve güneşliydi

    Rüzgarlı / Windy

    Example

    Örnek

    It is windy today.

    Bugün hava rüzgarlı.

    Bulutlu / Cloud

    Example

    Örnek

    The weather seems cloudy.

    -Hava bulutlu gözüküyor.

    Karlı / Snowy

    Example

    Örnek

    It may snow in the afternoon.

    -Öğleden sonra kar yağabilir.

    Yağmurlu / Rainy

    Example

    Örnek

    It was rainy yesterday.

    Dün hava yağmurluydu.

    Mevsimler ve aylar

    Kış / Winter

    Kış Mevsimi Ayları;

    Aralık/December

    Ocak/January

    Şubat/February

    İlkbahar / Spring

    Mart/ March

    Nisan/ April

    Mayıs/ May

    Yaz / Summer

    Haziran/ June

    Temmuz/ July

    Ağustos/ August

    Sonbahar / Aurumn

    Eylül/ September

    Ekim/Octobe

    Kasım/November

    İngilizce hava durumu ile ilgili terimler

    Thermometer = Termometre

    Temperature = Hava sıcaklığı

    Climate = İklim

    Climate chane = İklim değişikliği

    Sky = Gökyüzü

    Rainfall = Yağış

    Showers = Kısa süreli yağmur

    To rain = Yağmur yağması

    Raindrop = Yağmur damlası

    Thunderstorms = Gök gürültüsü

    To snow = Kar yağması

    Snowflake = Kar tanesi

    To hail = Dolu yağması

    Hailstone = Dolu tanesi

    To freze = Donmak

    To melt = Erimek

    To thaw = Çözülmek

    Humidty = Nem

    Barometer = Barometre

    High pressure = Yüksek basınç

    Low pressure = Alçak basınç

    Celsius = Santigrat

    Fahrenheit = Fahrenayt

  • İngilizce Film Türleri ve Türkçe Anlamları

    İngilizce Film Türleri ve Türkçe Anlamları

        İngilizce Film Türleri ve Türkçe Anlamları

    Action = Aksiyon

    Adventure = Macera

    Animation = Animasyon

    Cartoon = Çizgi film

    Comedy = Komedi

    Documentary = Belgesel

    Drama = Dram

    Fantasy  = Fantastik

    Horror = Korku

    History = Tarih

    Musical = Müzikal

    Science Fiction (sci-fi) = Bilim kurgu

    Thriller = Gerilim

    war = Savaş filmi

     Western = Kovboy fil

    Fairytale = Peri masalı

     Competition Program =  Yarışma programı

    news programs = Haber programı

    Romantik = Romantic

    Romantik Komedi = Romantic Comedy

    Vahşi Batı = Wild West Film

    War = Savaş

    İngilizce Sinema ile İlgili Terimler ve Türkçe Anlamları

    Actor = Aktör

    Actress = Aktris

    Film = Film

    Movie = Sinema

    Film star = Film yıldızı

    Film maker = Film yapımcısı

    Producer = Yapımcı

    Director = Yönetmen

    Scriptwriter = Senarist

    Blackground = Arka plan

    Camera crew = Kamera ekibi

    Sound crew = Ses ekibi

    Cast list = Oyuncu listesi

    Director of photography = Görüntü yönetmeni

    Editing = Kurgu

    Editor = Kurgucu

    Scene = Sahne

                                                                                                                                                                                                                             

  • İngilizce Omlet  Tarifi

    İngilizce Omlet Tarifi

    İngilizce Omlet  Tarifi

    Materials

    -Malzemeler

    1 cup feta cheese

    -1 su bardagi beyaz peynir rendelenmis

    2 tbsp butter

    -2 yemek kasigi tereyağı

    3-4 eggs

    -3-4 yumurta

    ¼ tsp salt to taste

    -½ çaykasığı

    Black pepper (optional)

    -karabiber(isteğe bağlı)

    ½ cup milk

    -½ su bardağı süt

    Fabrication

    -Yapılışı

    In a bowl beat eggs and stir in the rest of the ingredients but the butter.

    -Bir kasede tereyağı hariç bütün malzemeleri çırpın.

    Then melt butter in a skillet over medium heat and pour the egg mixture

    -Sonra bir tavada tereyağını eritin ve orta ateşte yağı biraz kıızdırın.

     Cook both sides of the cheese omelet till the eggs are cooked (4-5 minutes).

    Yumurta karışımını dokün ve omletin her iki tarafınıda toplam 4-5 dakika boyunca pişirin.

    You can decorate with optional maydonos, mint or salami

    steğe bağlı maydonos,nane veya salamla süsleyebilirsiniz

    BON APPETİT!

    AFİYET OLSUN

  • İngilizce Bayramlar ve Özel Günler

    İngilizce Bayramlar ve Özel Günler

    İngilizce Bayramlar ve Özel günler

    Christmas= Noel :  25 Aralık 2018 tarihinde Hristiyanlar tarafından kutlanır. Kutlamalar Hz. İsa’nın doğumu esas alınır(25 Aralık).

    New Year = Yeni yıl : Yeni yılın başlangıcıyla birlikte kbir çok kültür etkinliği ve kutlamalar yapılır. Ocak ayının ilk günü ulusal tatildir

    Independence day = 4 Temmuz A.B.D’nin Bağımsızlık günü : ABD’nin, Birleşik Krallık’tan 4 Temmuz 1776 tarihindde bağımsızlığını kazanmasından sonra  federal tatil ilan edilmiştir.Amerikan Bağımsızlık Günü (Independence Day), 4th of July (4 Temmuz) olarak da bilinmektedir.

    Easter= Paskalya : Hristiyanlık inancına göre Hz. İsa ölümünden sonra dirilmiştir. Her yıl 22 Mar günü ile 25 Nisan arasındaki günlerde ayın dolunay devresinden sonraki il pazar kutlanır.Paskalya bayramında boyalı yumurta yemek, eğlenceler tertiplemek adet olmuştur.

    Halloween = Cadılar Bayramı : Her yıl 31 Ekim’de kutlanır. Bu günde çocuklar özellikle korkunç kostümler giyerek kapı kapı dolaşıp harçlık, şeker toplar. Cadılar Bayramı bazı belli Avrupa okullarında kutlanır. Amerika’da oldukça büyük ve görkemli bir festival olarak kutlanır. Cadılar Bayramı, Amerikan kültürünün etkisiyle de diğer Batılı ülkelerde de yaygınlaşmaktadır.

    Thanksgiving Day= Şükran Günü : ABD, Kanada, Karayipler ve Liberya Cumhuriyeti’nde kutlanır ve resmi bir tatil günüdür. Şükran Günü, hasata ve bir önceki yıla şükretmek amacıyla kutlanmaya başlamıştır.  Şükran Günü Kanada’da Ekim ayının ikinci Pazartesi günü kutlanırken ABD’de ise Kasım ayının dördünce Perşembe gününe denk gelen tarihte kutlanır.

    Mother’s Day= Anneler Günü : Her yıl Mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanmaktadır. Evrensel bir gündür.

    Father’s Day= Babalar Günü : Bir Amerikan İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, Anneler Günü gibi babaların da bir günü olması gerektiğini düşünmüştür. Dodd’un babası annelerinin yokluğunda altı çocuğunu tek başına büyütmüş ve babasının doğum günü olan 5 Haziran’ın Babalar Günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamıştır ama bu çalışmalar o tarihe yetişmemiştir. Kutlamalar haziran ayının üçüncü pazar gününe ertelenmiştir. Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910 tarihinde Washington’un Spokane şehrinde kutlanmıştır.

    International Workers’ Day= İşciler Günü : İşçi Bayramı olarak da bilinir. Mayıs Günü olarak da bilinen Uluslararası İşçi Bayramı,ülkemizde her yıl Mayıs ayının ilk gününde gerçekleşen uluslararası işçi hareketi tarafından desteklenen işçi sınıfları  kutlamasıdır.

    Teacher’s Day= Öğretmenler Günü : Türkiye’de 1981 yılından beri, her yıl 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür ve ülkemizde bu olay dikkate alınarak kutllanmaktadır.