Blog

  • Lil Mosey – Blueberry Faygo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lil Mosey – Blueberry Faygo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Damn, Callan (Damn, Callan)
    Kahretsin, Callan (kahretsin, Callan)

    One bad bitch and she do what I say so (One, gang)
    – Bir kötü sürtük ne dersem onu yapıyor (bir, çete)
    Two big .40s and a big ass Draco (Two, boom, boom)
    – İki büyük .40’lık ve büyük bir eşek Draco (İki, bom, bom)
    Three more millions when you ask how my day go (Three)
    – Günümün nasıl geçtiğini sorduğunda üç milyon daha (Üç)
    Poured up a 4, now that blueberry Faygo
    – 4 tane döktü, şimdi o yabanmersini Faygo
    One false move, and we straight to shooting shit
    – Tek bir yanlış hareket ve biz doğrudan boktan ateş ediyoruz;
    Two small bands just to take you out real quick (Bands)
    – Sizi gerçekten hızlı çıkarmak için iki küçük bant (Bantlar)
    Three more hoes, pull up, I’m fucking shit (Three more, gang)
    – Üç tane daha çapa, çek, bok lanet ediyorum (Üç tane daha, çete)
    That’s how it goes, big bands, I’m thumbin’ shit (That’s how it goes)
    – İşte böyle gidiyor, büyük gruplar, ben boktan şey yapıyorum (İşte böyle)
    Ayy, one bad bitch and she do what I say so (Yeah, gang)
    – Ayy, kötü bir kaltak ve o söylediğimi yapıyor (Evet, çete)

    Two big .40s and a big ass Draco (Two)
    – İki büyük .40s ve büyük bir göt Draco (İki)
    Three more millions when you ask how my day go
    – Günümün nasıl geçtiğini sorduğunda üç milyon daha
    Poured up a 4, now that blueberry Faygo
    – 4 tane döktü, şimdi o yabanmersini Faygo
    One false move, and we straight to shooting shit
    – Tek bir yanlış hareket ve biz doğrudan boktan ateş ediyoruz
    Two small bands just to take you out real quick (Bands)
    – Sizi gerçekten hızlı çıkarmak için iki küçük bant (Bantlar)
    Three more hoes, pull up, I’m fucking shit (Three, yeah)
    – Üç tane daha çapa, yukarı çek, lanet olası bok (Üç, evet)
    That’s how it goes, big bands, I’m thumbin’ shit (Gang)
    – İşte böyle gider, büyük gruplar, boktan şeyler yapıyorum (Çete)
    I’m with my niggas, yeah, we some rockstars
    – Zencilerimleyim, evet , bir kaç rock yıldızlarına sahibiz
    And I’m with my nigga, yeah, KK Wokhardt (KK Wokhardt)
    – Ve ben zenci ile birlikteyim, evet, KK Wokhardt (KK Wokhardt)
    This not my dick, lil’ bitch, my Glock hard (Lil’ bitch)
    – Bu benim sikim değil, küçük kaltak, benim Glock kocaman (Küçük kaltak)
    Straight to the cash (Cash), I’m a trapstar
    – Doğrudan para (Nakit), ben bir trapstarım
    Straight to the bag (Bag), I’m that nigga, huh (Uh)
    – Doğrudan çantaya (Çanta), ben o zenciyim, huh (Uh)
    Got me some gas, rollin’ up some
    – Bana biraz benzin ver, biraz otu yuvarlatacağım
    ,Pfft, pfft, cash, yeah, I got me some
    – Pfft, pfft, nakit, evet, bana biraz alacağım
    I ain’t fucked her yesterday (Yeah)
    – Dün onu becermedim (Evet)

    I’ma fuck some
    – Biraz sikeceğim
    One bad bitch and she do what I say so (One, gang)
    – Bir kötü sürtük ne dersem onu yapıyor (bir, çete)
    Two big .40s and a big ass Draco (Two, boom, boom)
    – İki büyük .40’lık ve büyük bir eşek Draco (İki, bom, bom)
    Three more millions when you ask how my day go (Three)
    – Günümün nasıl geçtiğini sorduğunda üç milyon daha (Üç)
    Poured up a 4, now that blueberry Faygo
    – 4 tane döktü, şimdi o yabanmersini Faygo
    One false move, and we straight to shooting shit
    – Tek bir yanlış hareket ve biz doğrudan boktan ateş ediyoruz
    Two small bands just to take you out real quick (Bands)
    – Sizi gerçekten hızlı çıkarmak için iki küçük bant (Bantlar)
    Three more hoes, pull up, I’m fucking shit (Three more, gang)
    – Üç tane daha çapa, çek, bok lanet ediyorum (Üç tane daha, çete)
    That’s how it goes, big bands, I’m thumbin’ shit (That’s how it goes)
    – İşte böyle gidiyor, büyük gruplar, ben boktan şey yapıyorum (İşte böyle)
    3-0, clip in my Nina (Ooh-ooh)
    – 3-0, Nina’mdaki klip (Ooh-ooh)

    On my toes, Gucci, Valentina (Yeah, bitch)
    – Ayak parmaklarımda, Gucci, Valentina (Evet, kaltak)
    She on go, your bitch fuck the team, uh (Lil’ bitch);
    – Devam ediyor, kaltağın takımı sikiyor, uh (Küçük kaltak)
    ‘Cause you know your bitch want a winner (Winner)
    – Çünkü orospunun bir kazanan istediğini biliyorsun (Kazanan)
    I just went back to my city (To my city)
    – Şehrime yeni döndüm (Şehrime)
    And you know they all fuckin’ with me (Yeah, yes)
    – Ve biliyorsun hepsi benimle lanet ediyorlar (Evet, evet)
    But it ain’t safe, hoes with me (Hoes)
    – Ama güvenli değil, benimle çapalar (Çapalar)
    I’ma chase bands ’til they end me
    – Beni bitirene kadar grupları kovalayacağım
    One bad bitch and she do what I say so (One, gang)
    – Bir kötü sürtük ne dersem onu yapıyor (bir, çete)

    Two big .40s and a big ass Draco (Two, boom, boom)
    – İki büyük .40’lık ve büyük bir eşek Draco (İki, bom, bom)
    Three more millions when you ask how my day go (Three)
    – Günümün nasıl geçtiğini sorduğunda üç milyon daha (Üç)
    Poured up a 4, now that blueberry Faygo
    – 4 tane döktü, şimdi o yabanmersini Faygo
    One false move, and we straight to shooting shit
    – Tek bir yanlış hareket ve biz doğrudan boktan ateş ediyoruz
    Two small bands just to take you out real quick (Bands)
    – Sizi gerçekten hızlı çıkarmak için iki küçük bant (Bantlar)
    Three more hoes, pull up, I’m fucking shit (Three more, gang)
    – Üç tane daha çapa, çek, bok lanet ediyorum (Üç tane daha, çete)
    That’s how it goes, big bands, I’m thumbin’ shit (That’s how it goes)
    – İşte böyle gidiyor, büyük gruplar, ben boktan şey yapıyorum (İşte böyle)

    Ayy, one bad bitch, and she do what I say so (Yeah, gang)
    – Ayy, kötü bir kaltak ve o söylediğimi yapıyor (Evet, çete)
    Two big .40s and a big ass Draco (Two)
    – İki büyük .40s ve büyük bir göt Draco (İki)
    Three more millions when you ask how my day go
    – Günümün nasıl geçtiğini sorduğunda üç milyon daha
    Poured up a 4, now that blueberry Faygo
    – 4 tane döktü, şimdi o yabanmersini Faygo
    One false move, and we straight to shooting shit
    – Tek bir yanlış hareket ve biz doğrudan boktan ateş ediyoruz
    Two small bands just to take you out real quick (Bands)
    – Sizi gerçekten hızlı çıkarmak için iki küçük bant (Bantlar)
    Three more hoes, pull up, I’m fucking shit (Three, yeah)
    – Üç tane daha çapa, yukarı çek, lanet olası bok (Üç, evet)
    That’s how it goes, big bands, I’m thumbin’ shit (Gang)
    – İşte böyle gider, büyük gruplar, boktan şeyler yapıyorum (Çete)

  • Doja Cat – Say So Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Doja Cat – Say So Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Day to night to morning
    – Geceden gündüze
    Keep with me in the moment
    – Benimle anı yaşa
    I’d let you had I known it
    – Bildiğim için sana izin veririm

    Why don’t you say so?
    – Neden söylemedin?
    Didn’t even notice
    – Fark etmedim bile
    No punches there to roll with
    – Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
    You got to keep me focused
    – Beni odakta tutmalısın
    You want it? Say so
    – Istiyor musun? O zaman söyle
    Day to night to morning
    – Geceden gündüze

    Keep with me in the moment
    – Benimle anı yaşa
    I’d let you had I known it
    – Bildiğim için sana izin veririm
    Why don’t you say so?
    – Neden söylemedin?
    Didn’t even notice
    – Fark etmedim bile
    No punches there to roll with
    – Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
    You got to keep me focused
    – Beni odakta tutmalısın
    You want it? Say so
    – Istiyor musun? O zaman söyle
    It’s been a long time since you (Fell in love)
    – Üstünden çok zaman geçti (Aşık olduğundan beri)
    You ain’t coming out your cell
    – Hücrelerinden çıkamıyorsun
    You really ain’t been yourself
    – Sen gerçekten kendin değilsin

    Tell me, what must I do (Do tell, my love)
    – Söyle bana , ne yapmalıyım (söyle, aşkım)
    ‘Cause luckily I’m good at reading
    – Çünkü neyse ki okumada iyiyim
    I wouldn’t bug him, but he won’t stop cheesin’
    – Onu rahatsız etmem, ama neşelenmeyi bırakmaz
    And we can dance all day around it
    – Ve bütün gün onun etrafında dans edebiliriz
    If you frontin’, I’ll be bouncing
    – Eğer cepheye bakarsan, zıplayacağım
    If you want it scream and shout it, babe
    – Eğer istiyorsan çığlık at ve bağır bebeğim
    Before I leave you dry
    – Seni kuru bırakmadan önce
    Day to night to morning
    – Geceden gündüze
    Keep with me in the moment
    – Benimle anı yaşa
    I’d let you had I known it
    – Bildiğim için sana izin veririm
    Why don’t you say so?
    – Neden söylemedin?

    Didn’t even notice
    Fark etmedim bile
    No punches there to roll with
    Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
    You got to keep me focused
    Beni odakta tutmalısın
    You want it? Say so
    Istiyor musun? O zaman söyle
    Day to night to morning
    Geceden gündüze
    Keep with me in the moment
    Benimle anı yaşa
    I’d let you had I known it
    Bildiğim için sana izin veririm
    Why don’t you say so?
    Neden söylemedin?
    Didn’t even notice
    Fark etmedim bile
    No punches there to roll with
    Burada yuvarlanılacak yumruklar yok

    You got to keep me focused
    – Beni odakta tutmalısın
    You want it? Say so
    – Istiyor musun? O zaman söyle
    Let me check my chest, my breath right quick (Ha)
    – Göğsümü kontrol etmeme izin ver, nefesim doğru hızda
    He ain’t never seen her in a dress like this (Ah)
    – Onu hiç böyle giyinmişken görmemişti
    He ain’t never even been impressed like this,
    – Hiç böyle etkilenmemişti
    Prolly why I got him quiet on the set like zip
    – Muhtemelen onu ağzı fermuarlanmış gibi susturdum
    Like it, love it, need it, bad
    – Sev, aşık ol, ihtiyaç duy, fena
    Take it, own it, steal it, fast
    – Al, sahip ol, çal, hızlı
    Boy, stop playing, grab my ass
    – Oğlum oynamayı kes, popomu tut
    Why you actin’ like you shy?
    – Neden utangaç davranıyorsun?
    Shut it, save it, keep it, push
    – Kapat, sakla, it, çek
    Why you beating ’round the bush?
    – Neden çalının etrafında dövüyorsun
    Knowin’ you want all this woman
    – Bütün istediğinin bu kadın olduğu biliniyor

    Never knock it ’til you try (Yah, yah)
    – Deneyene kadar asla vurma (Yah, yah)
    All of them bitches hating I have you with me
    – Bütün o sürtükler seni yanımda görünce nefret ediyor
    All of my niggas saying you mad committed
    – Tüm zencilerim senin delirdiğini iddia ediyor
    Realer than anybody you had, and pretty
    – Sahip olduğun herkesten daha güzelsin ve tatlısın
    All of that body-ody, the ass and titties
    – Bütün bu vücut-cut, göt ve memeler
    Day to night to morning
    – Geceden gündüze
    Keep with me in the moment
    – Benimle anı yaşa
    I’d let you had I known it
    – Bildiğim için sana izin veririm
    Why don’t you say so?
    – Neden söylemedin?
    Didn’t even notice
    – Fark etmedim bile
    No punches there to roll with
    – Burada yuvarlanılacak yumruklar yok

    You got to keep me focused
    – Beni odakta tutmalısın
    You want it? Say so
    – Istiyor musun? O zaman söyle
    Day to night to morning
    – Geceden gündüze
    Keep with me in the moment
    – Benimle anı yaşa
    I’d let you had I known it
    – Bildiğim için sana izin veririm
    Why don’t you say so?
    – Neden söylemedin?
    Didn’t even notice
    – Fark etmedim bile
    No punches there to roll with
    – Burada yuvarlanılacak yumruklar yok
    You got to keep me focused
    – Beni odakta tutmalısın
    You want it? Say so
    – Istiyor musun? O zaman söyle

  • Princess Nokia – I Like Him Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Princess Nokia – I Like Him Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I like him
    – Onu sevdim
    Like him too
    – Onu da sevdim
    He my man
    – O benim adamım
    He my boo
    – O benim sevgilim
    He my type
    – O benim tipim
    He’s so cute
    – O çok tatlı
    I want him
    – Onu istiyorum
    And want him too
    – Ve onu da istiyorum
    I like him
    – Onu sevdim
    Like him too
    – Onu da sevdim
    He my man
    – O benim adamım
    He my boo
    – O benim sevgilim
    He my type
    – O benim tipim
    He’s so cute
    – O çok tatlı

    I want him
    – Onu istiyorum
    And want him too
    – Ve onu da istiyorum
    Hop in the whip
    – Kamçıla hadi
    Hop in the truck
    – Kamyona atla
    I do whatever the fuck that I want
    – Istediğim her boku yaparım
    I’m not a hoe
    – Bir orospu değilim
    I’m not a slut
    – Bir sürtük değilim
    I like to fuck and I sure like to suck
    – Sevişmeyi seviyorum ve tabii ki emmeyi de
    I am that bold
    – Ben cesurum
    Freezy like ice
    – Buz gibi soğuk
    I’m not a wife so talk to me nice
    – Eşin değilim bu yüzden benimle düzgün konuş
    You ain’t my type
    – Benim tipim değilsin

    I don’t like you
    – Seni sevmedim
    You a broke boy, look at your shoes
    – Fakir bir çocuksun, ayakkabılarına bak
    I’m the player
    – Ben oyuncuyum
    And I am the pimp
    – Ve ben şerefsizim
    All of them boys, make ’em the trick
    – Tüm erkekler, onlara numara yapıyorum
    All of them boys, they on my shit
    – Tüm erkekler, benim bokumdalar
    But all them boys, they make me sick
    – Ama tüm erkekler, beni hasta ediyorlar
    I do not see you taming me
    – Beni evcilleştirdiğini görmüyorum
    ‘Less them there entertaining me
    – En azından onlar beni eğlendiriyordu
    They just tryna p-play with me
    – Benimle sadece o-oynamaya çalışıyorlar
    Play with me, you gon’ pay the fee
    – Benimle oynarsan ücretini ödersin
    I like him
    – Onu sevdim
    Like him too
    – Onu da sevdim
    He my man
    – O benim adamım
    He my boo
    – O benim sevgilim

    He my type
    – O benim tipim
    He’s so cute
    – O çok tatlı
    I want him
    – Onu istiyorum
    And want him too
    – Ve onu da istiyorum
    I like him
    – Onu sevdim
    Like him too
    – Onu da sevdim
    He my man
    – O benim adamım
    He my boo
    – O benim sevgilim
    He my type
    – O benim tipim
    He’s so cute
    – O çok tatlı
    I want him
    – Onu istiyorum
    And want him too
    – Ve onu da istiyorum

    Dibble in this, and dibble in that
    – Polis orda, ve polis burda
    Get all his head like I am a brat
    – Sanki bir veletmiş gibi aklına girdim
    Play with his balls when he up to bat
    – O alem yaparken toplarıyla oynuyorum
    Make daddy real proud like I’m Kyla Pratt
    – Kyla Pratt’mışım gibi babacığı gururlandırıyorum
    I’m taking a shower, he making the bed
    – Duş alıyorum, o yatağı yapıyor
    When I leave the city, I leave him on read
    – Şehri terk ederkem, onu okumaya bırakıyorum
    Go get the next, like I get the bread
    – Sıradakine geç, ekmek alır gibi
    He coming with questions, I call him the feds
    – Sorularla geliyor, ona memur bey diyorum
    He let me plead the fifth
    – Beşinci için yalvarmama izin verdi;
    ‘Cause he know this box a gift
    – Çünkü bu kutunun bir hediye oluğunu biliyor

    Eating breakfast not a Tiff’;
    – Tiff’de kahvaltı ederken değil
    When I curve him, he get stiff
    – Onu eğdiğimde sertleşiyor
    I go beast mode
    – Canavar moduna giriyorum
    Ball like free throw
    – Top serbest atış gibi
    Game like cheat code
    – Oyun hile kodu gibi
    Pounds like kilo
    – Poundlar gibi ağır
    I like him
    – Onu sevdim

    Like him too
    – Onu da sevdim
    He my man
    – O benim adamım
    He my boo
    – O benim sevgilim
    He my type
    – O benim tipim
    He’s so cute
    – O çok tatlı
    I want him,
    – Onu istiyorum
    And want him too
    – Ve onu da istiyorum
    I like him
    – Onu sevdim;
    Like him too
    – Onu da sevdim
    He my man
    – O benim adamım
    He my boo
    – O benim sevgilim
    He my type
    – O benim tipim
    He’s so cute
    – O çok tatlı
    I want him
    – Onu istiyorum

    And want him too
    – Ve onu da istiyorum,
    I do not see you taming me
    – Beni evcilleştirdiğini görmüyorum
    ‘Less them there entertaining me
    – En azından onlar beni eğlendiriyordu
    They just tryna p-play with me
    – Benimle sadece o-oynamaya çalışıyorlar
    Play with me, you gon’ pay the fee
    – Benimle oynarsan ücretini ödersin

  • Melanie Martinez – Play Date Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Melanie Martinez – Play Date Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You call me on the telephone, you feel so far away
    – Beni telefondan arıyorsun, uzakta hissettiğini söylüyorsun.
    You tell me to come over there’s some games you want to play
    – Bana gelmemi söylüyorsun, oynamak istediğin birkaç oyun var.
    I’m walking to your house, nobody’s home
    – Evine yürüyorum, ama kimse yok
    It’s me and you and you and me alone
    – Yanlız ben ve sen, sen ve ben


    We’re just playing hide and seek
    – Sadece saklambaç oynuyoruz
    It’s getting hard to breathe under the sheets with you
    – Seninle çarşafın altındayken nefes almak zorlaşıyor
    I don’t want to play no games
    – Oyun oynamak istemiyorum
    I’m tired of always chasing, chasing after you
    – Sürekli seni kovalamaktan yoruldum, seni kovalamaktan

    I don’t give a fuck about you anyways
    – Hiçbir şekilde sikimde değilsin
    Whoever said I gave a shit about you?
    – Sana değer verdiğimi kim söyledi?
    You never share your toys or communicate
    – Hiç oyuncaklarını paylaşmıyor veya konuşmuyorsun
    I guess I’m just a play date to you
    – Sanırım ben senin için sadece bir oyun buluşmasıyım

    Wake up in your bedroom and there’s nothing left to say
    – Yatak odanda uyanıyorum ve söylenecek bir şey yok
    When I try to talk you’re always playing board games
    – Seninle konuşmaya çalıştığımda her zaman masa oyunları oynuyorsun
    I wish I had monopoly over your mind
    – Keşke zihninin içinde monopoly’m olsaydı
    I wish I didn’t care all the time
    – Keşke sürekli umursamasaydım

    We’re just playing hide and seek
    – Biz sadece saklambaç oynuyoruz
    It’s getting hard to breathe under the sheets with you
    – Seninle çarşafın altındayken nefes almak zorlaşıyor
    I don’t want to play no games
    – Artık oyun oynamak istemiyorum
    I’m tired of always chasing, chasing after you
    – Her zaman peşinde, seni kovalamaktan yoruldum

    I don’t give a fuck about you anyways
    – Hiçbir şekilde sikimde değilsin
    Whoever said I gave a shit about you?
    – Sana değer verdiğimi kim söyledi?
    You never share your toys or communicate
    – Hiç oyuncaklarını paylaşmıyor veya konuşmuyorsun
    I guess I’m just a play date to you
    – Sanırım ben senin için sadece bir oyun buluşmasıyım


    Ring around the rosy
    – Rosy’nin etrafında çember olun
    I never know, I never know what you need
    – Hiçbir zaman neye ihtiyacın olduğunu bilemedim
    Ring around the rosy, I want to give you, want to give you
    – Rosy’nin etrafında çember olun, sana vermek istiyorum
    What you need
    – İhtiyacın olanı

    I don’t give a fuck about you anyways
    – Biz sadece saklambaç oynuyorduk
    Whoever said I gave a shit about you?
    – Seninle çarşafın altındayken nefes almak zorlaşıyor
    You never share your toys or communicate
    – Artık oyun oynamak istemiyorum
    I guess I’m just a play date to you
    – Her zaman peşinde, seni kovalamaktan yoruldum

    You know I give a fuck about you everyday
    – Bilirsin, seni her gün önemserim
    Guess it’s time that I tell you the truth
    – Sanırım bu gerçeği söylemenin vakti
    If I share my toys, will you let me stay?
    – Eğer oyuncaklarımı paylaşırsam, benimle kalacak mısın?
    Don’t want to leave this play date with you
    – Seninle bu oyun buluşmasını bırakmak istemiyorum

  • Doja Cat – Boss Bitch Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Doja Cat – Boss Bitch Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Mmm
    – Mmm
    I ain’t tryna (Ah)
    – Denemiyorum (ah)
    I ain’t tryna
    – Denemiyorum
    I ain’t tryna
    – Denemiyorum
    Yeah, ain’t tryna be cool like you
    – Evet, senin gibi havalı olmayı deneyemiyorum
    Wobblin’ around in your high-heeled shoes
    – Yüksek topuklarının üzerinde sendeliyorsun
    I’m clumsy, made friends with the floor
    – Ben sakarım, şu döşeme sebebiyle arkadaşlar edindim

    Two for one, you know a bitch buy four
    – Bir alana bir bedava, biliyorsun bir sürtük 4 kez alır
    And two left feet, you know I always drop
    – Ve iki sol ayak, biliyorsun her zaman şarkı çıkarırım
    First thing a girl did was a bop
    – Kızın yaptığı ilk şarkı hitti
    I’m the whole damn cake and the cherry on top
    – Ben hem kekin tamamı, hem de üstündeki vişneyim
    Shook up the bottom, made a good girl pop
    – Götümü salladım, iyi bi’ kızı müthiş yaptım
    You ain’t even here to party
    – Buraya parti için gelmedin bi kere
    Ken in the club tryna pipe a Barbie
    – Ken barın birinde, Barbie’nin birine ıslık çalıyor
    I don’t wanna go, go, go with the flow
    – Gitmek istemiyorum, istemiyorum, istemiyorım, ritimle

    Back-bend ’til I touch my toes
    – Geriye doğru bükülmek, ayak parmaklarıma dokunana dek
    I don’t wanna row, row, row the boat
    – Tekneye kürek çekmek istemiyorum
    Wrist full of rocks and I hope I float
    – Bileğim taşlarla dolu ve umarım yüzerim
    Big up yourself ’cause you know they don’t
    – Kendini büyüt çünkü biliyorsun onlar yapmıyacak
    I chew, chew, chew ’cause they hope I choke (Hey)
    – Çiğniyorum, Çiğniyorum, Çiğniyorum çünkü onlar benim boğulmamı umuyolarlar
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım

    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    Said, bitch, I’m the after, you’ve been the before
    – Söylüyorum sürtük, sen önceden burdaydın ama şimdi ben varım
    I’ve been a stallion, you’ve been a sea horse
    – Ben hep bir aygırdım sen deniz atı
    Don’t need a report, don’t need a press run
    – Bildiriye gerek yok, basına gerek yok
    All of my bad pics been all my best ones
    – En kötü fotoğraflarım en iyileri olmuştur
    I wear the hat and I wear the pants
    – Şapkayı giyiyorum, pantolonu giyiyorum
    I am advanced so I get advance
    – Avantajlıydım o yüzden daha fazlasına sahip oldum

    And I do my dance and cancel the plans
    – Ve dansımı yapıyorum ve planları iptal ediyorum
    Said, boo, don’t be mad ’cause you had a chance, drop
    – Söylüyorum umurumda değil, kızma çünkü şansın vardı ve kaçırdın
    Said, I took it and I ran for it
    – Söylüyorum, onu aldım ve onun için koşutum
    I run it and I stand on it
    – Sürükledim ve üstüne çıktım
    Money on the floor when we dance on it
    – Üstünde dans ettiğimizden beri para yerde
    Shine bright, finna put a tan on it
    – Parıldar, hemen bir bronzluk vereceğim üstüne
    Said, I took it and I ran for it
    – Söylüyorum, onu aldım ve onun için koşutum
    I run it then I stand on it
    – Onu sürüdüm ve üstüne çıktım
    Money on the floor when we dance on it
    – Üstünde dans ettiğimizden beri para yerde
    Shine bright, finna put a tan on it like
    – Parlar, üzerine bir bronzluk konduracağım ki,
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum

    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    Rrrr, ah, ah, ah
    – Rrrr, ah, ah, ah
    I’m a bitch (I’m a bitch), I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm (ben bir sürtüğüm), ben bir patronum
    I’m a bitch (I’m a bitch), I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm (ben bir sürtüğüm), ben bir patronum
    I’m a bitch (I’m a bitch), I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm (ben bir sürtüğüm), ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum

    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım
    I’m a bitch, I’m a boss
    – Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
    I’m a bitch and a boss, I’ma shine like gloss
    – Ben bir sürtüğüm ve patronum , cam gibi parlayacağım

  • DaBaby – ROCKSTAR (feat. Roddy Ricch) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    DaBaby – ROCKSTAR (feat. Roddy Ricch) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I pull up like
    – Yukarda olmayı seviyorum
    How you pull up, Baby? How you pull up? (Oh, oh, oh)
    – Sen nasıl öne geçiyorsun bebeğim?, Nasıl öne geçiyorsun?
    How you pull up? I pull up (Woo, Seth in the kitchen)
    – Sen nasıl öne geçiyorsun bebeğim? Öne geçiyorum ( Seth Mutfakta: “beat yapıyor anlamında”)

    Let’s go
    – Hadi başlayalım
    Brand new Lamborghini, fck a cop car
    – Yepyeni lambo, bir polis arabası
    With the pistol on my hip like I’m a cop (Yeah, yeah, yeah)
    – Kalçamdaki tabancayla sanki polis gibiyim
    Have you ever met a real nigga rockstar?
    – Hayatında hiç gerçek bir zenci rockstarla tanıştın mı?
    This ain’t no guitar, btch, this a Glock (Woo)
    – Bu gitar değil, kızım, bu bir Glock
    My Glock told me to promise you gon’ squeeze me (Woo)
    – Glockum bana sıkacağına söz vermemi söyledi
    You better let me go the day you need me (Woo)
    – Bana ihtiyacın olduğu gün gitmeme izin versen iyi edersin
    Soon as you up me on that nigga, get to bustin’ (Woo)
    – Yakında beni zenci yaptığın gibi,
    And if I ain’t enough, go get the chop
    – ve ben yetmezsem, git bi chop al


    It’s safe to say I earned it, ain’t a nigga gave me nothin’ (Yeah, yeah, yeah)
    – Ben kazandım demesi güvenli, Hiç kimse bana bir şey vermedi
    I’m ready to hop out on a nigga, get to bustin’
    – Bir zencin üstünde sekmeye hazırım, yakalanıyor
    Know you heard me say, “You play, you lay,” don’t make me push the button
    – Sen oyna, sen yat dediğimi duydun. Tuşa bastırma
    Full of pain, dropped enough tears to fill up a fuckin’ bucket
    – Acı içinde, yeterince gözyaşı döküp bir kovayı doldurdu.
    Goin’ for buckets, I bought a chopper
    – Kova için, bir helikopter aldım
    I got a big drum, it hold a hundred, ain’t goin’ for nothin’
    – Büyük bir davul aldım, bi yüzlük tuttu , hiçbir şey etmiyor
    I’m ready to air it out on all these niggas, I can see ’em runnin’
    – Bütün kankalarımı havalandırmaya hazırım, onların ilerlediklerini görebiliyorum
    Just talked to my mama, she hit me on FaceTime just to check up on me and my brother
    – Henüz annemle konuştum, kardeşimi ve beni yoklamak için FaceTime’la bağlandı
    I’m really the baby, she know that her youngest son was always guaranteed to get the money
    – Ben gerçek bebeğim, Annem en geç oğlunun her zaman para sağladığını garantilediğini biliyor

    She know that her baby boy was always guaranteed to get the loot
    – Annem oğlan bebeğinin her zaman yağmaladığını garantilediğini biliyor
    She know what I do, she know ‘fore I run from a nigga, I’ma pull it out and shoot (Boom)
    – Annem ne yaptığımı biliyor, Annem bir zenciden en başta koştuğumu biliyor, silah çekiyorum ve sıkıyorum
    *PTSD, I’m always waking up in cold sweats like I got the flu
    – *TSSB, Sanki grip olmuşum gibi sürekli soğuk ter içinde kalkıyorum
    My daughter a G, she saw me kill a nigga in front of her before the age of two
    – Kız kardeşim bir G, Kardeşim beni iki yaşından önce onun önünde bir zenciyi öldürdüğümde gördü
    And I’ll kill another nigga too
    – Ve ben başka bir zenci daha öldürdüm
    ‘Fore I let another nigga do somethin’ to you
    – En başta başka bir zenciye sana bir şeyler yapsın diye izin verdim
    Long as you know that, don’t let nobody tell you different
    – Bunu bildiğin sürece, hiç kimsenin sana farklı anlatmasına izin verme
    Daddy love you (Yeah, yeah)
    – Baba seni seviyorum

    Let’s go
    – Hadi başlayalım
    Brand new Lamborghini, fck a cop car
    – Yepyeni lambo, bir polis arabası
    With the pistol on my hip like I’m a cop (Yeah, yeah, yeah)
    – Kalçamdaki tabancayla sanki polis gibiyim
    Have you ever met a real nigga rockstar?
    – Hayatında hiç gerçek bir zenci rockstarla tanıştın mı?
    This ain’t no guitar, btch, this a Glock (Woo)
    – Bu gitar değil, kızım, bu bir Glock
    My Glock told me to promise you gon’ squeeze me (Woo)
    – Glockum bana sıkacağına söz vermemi söyledi
    You better let me go the day you need me (Woo)
    – Bana ihtiyacın olduğu gün gitmeme izin versen iyi edersin
    Soon as you up me on that nigga, get to bustin’ (Woo)
    – Yakında beni zenci yaptığın gibi,
    And if I ain’t enough, go get the chop
    – ve ben yetmezsem, git bi chop al

    Keep a Glocky when I ride in the Suburban
    – Suburban sürerken bi Glocky al
    ‘Cause the codeine had a young nigga swervin’
    – Çünkü codeine genç zenciyi yoldan çıkarmıştı
    I got the mop, watch me wash ’em like detergent
    – Mopu aldım, onları deterjan gibi yıkarken izle beni
    And I’m ballin’, that’s why it’s diamonds on my jersey
    – Ve sağlamım, bu yüzden kazağımın üstünde elmaslar
    Slide on opps’ side and flip the block back, yeah, yeah
    – opps’da kaydır yan ve takla bloğumuz geri çekil
    My junior popped him and left him lopsided, yeah, yeah
    – Küçüğüm onu kaldırdı ve ondan orantısız ayrıldı
    We spin his block, got the rebound, Dennis Rodman
    – Onun bloğunu döndürdük, aldı rebound, Dennis Rodman
    Fool me one time, you can’t cross me again
    – Beni bir kere aptal yerine koydu, tekrar bana karşı gelme
    Twelve hundred horsepower, I get lost in the wind
    – 12bin beygir, rüzgarda kayboldum
    If he talkin’ on the yard, the pen’ dogs’ll take his chin
    – Eğer o(erkek) avcuda konuşursa, the pen’ köpekleri alacak çenesini
    Maybach SUV for my refugees
    – Maybach SUV benim mültecilerim için
    Buy blocks in the hood, put money in the streets
    – Mahalleden bir blok al, parayı sokağa yatır
    I was solo when the opps caught me at the gas station
    – The opps beni yakaladığında benzin istasyonunda tek başımaydım
    Had it on me, thirty thousand, thought it was my last day
    – Üstümde 300.000 vardı, sanki benim son günüm
    But they ain’t even want no smoke
    – Ama onlar sigara istemeseler bile
    If I had to choose it, murder what she wrote
    – eğer seçeneğim olsaydı, Onun(kızın) yazdıklarını yok ederdim.

    Brand new Lamborghini, fck a cop car
    – Yepyeni lambo, bir polis arabası
    With the pistol on my hip like I’m a cop (Yeah, yeah, yeah)
    – Kalçamdaki tabancayla sanki polis gibiyim
    Have you ever met a real nigga rockstar?
    – Hayatında hiç gerçek bir zenci rockstarla tanıştın mı?
    This ain’t no guitar, btch, this a Glock (Woo)
    – Bu gitar değil, kızım, bu bir Glock
    My Glock told me to promise you gon’ squeeze me (Woo)
    – Glockum bana sıkacağına söz vermemi söyledi
    You better let me go the day you need me (Woo)
    – Bana ihtiyacın olduğu gün gitmeme izin versen iyi edersin
    Soon as you up me on that nigga, get to bustin’ (Woo)
    – Yakında beni zenci yaptığın gibi,
    And if I ain’t enough, go get the chop
    – ve ben yetmezsem, git bi chop al







  • Travis Scott, Kid Cudi – THE SCOTTS Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Travis Scott, Kid Cudi – THE SCOTTS Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Let’s go
    – Haydi gidelim
    We see the hype outside (Yeah)
    – Dışarıdaki yutturmacayı görürüz(Yeah)

    Right from the house, uh
    – Evden bile ,uh
    Took it straight from outside (Yeah)
    – Doğruca dışarıdan aldı (Yeah)
    Straight to the couch (Mm)
    – Doğruca kanapeye (mm)
    We put the mic outside (Yeah)
    – Mikrofonu dışarıya koyduk(Yeah)
    Air that shit out, uh (Mm)
    – Boktan hava ,uh (Mm)
    You lettin’ THE SCOTTS outside (Yeah)
    – Dışarıdaki İSKOÇLARI salıyorsun(Yeah)
    We runnin’ the scouts (Mm)
    – Gözcüleri çalıştırıyoruz (Mm)

    Ain’t no controllin’ the gang (Yeah, yeah, yeah)
    – Çeteyi kontrol edemez(Yeah,yeah,yeah)
    They never leave (Mm)
    – Asla ayrılmazlar (Mm)
    I got tats over my veins (Yeah)
    – Damarlarımda dövmeler var (Yeah)
    ‘Cause that what I bleed (Mm)
    – Nedeni kullandığım şey (Mm)
    She drink a lot of the bourbon (Yeah)
    – Birsürü burbon içiyor (Yeah)
    Like she from the street (Mm)
    – Sokaktaki gibi(Mm)
    We got control of the flows and, huh, uh, uh (Yeah, mm)
    – Akışların kontrolünü aldık ve ,huh,uh,uh(Yeah,mm)

    We heard that your way went dry (Yeah)
    – Yolunun kuruduğunu duyduk(Yeah)
    We floodin’ the drought, uh (Mm)
    – Kuraklığı sular altında bırakıyoruz ,uh (Mm)
    Heard that your hood outside (Yeah)
    – Kaputunun dışarıda olduğunu duydum(Yeah)
    We added some routes (Mm)
    – Bazı rotalar ekledik (Mm)
    We havin’ the goods outside (Mm)
    – Dışarıda mallarımız var(Mm)
    Move it in and out (Mm)
    – Hareket ettir ve dışarıya çıkar(Mm)
    You lettin’ THE SCOTTS outside (Mm)
    – Dışarıdaki İSKOÇLARI salıyorsum(Mm)
    We runnin’ the scouts
    – Gözcüleri çalıştırıyoruz
    Nigga, the cops outside (Yeah)
    – Zenci,polisler dışarıda (Yeah)
    Lock up the house (Yeah, yeah)
    – Evi kilitle (Yeah,yeah)

    We keep the team on high (Huh)
    – Takımı yüksekte tutuyoruz(Huh)
    Some gold in they mouth (Yeah, yeah)
    – Ağızlarında biraz altın (Yeah,yeah)
    Nigga, the Porsche outside (Huh)
    – Zenci, Porsche dışarıda (Huh)
    Without the top (Yeah, yeah, nigga, yeah)
    – Üstsüz (Yeah,yeah,nigga,yeah)
    She want a Mimosa-sa (Yeah)
    – O bir mimoza istiyor( Yeah)
    Bring in the shots (Yeah, yeah, yeah)
    – Atışları getir (Yeah,yeah,yeah)
    Tell these phony bitches “Beat it”
    – Bu sahte sürtüklere söyle “Bas git”
    With that photoshoppin’ body, Adobe, help me
    – Bu vicudu shoplamamda bana yardım et Adobe
    She in there makin’ panini, she know I got all the bread
    – O orda painini yapıyor,tüm ekmeği aldığımı biliyor
    She know me, got it
    – Beni biliyor,anladım
    I’m a hustler, I’m in business
    – Dolandırıcıyım , iş üstündeyim
    It’s been a minute since my niggas been on it (Huh, huh)
    – Zencilerim geleli bir dakika oldı (Huh,huh)

    Howdy, Cleveland boy, he make ’em pay
    – Hem de nasıl, Cleveland çocuğu,ödeme yapar
    They said Cleveland boy, he done made a way, hey
    – Cleveland dediler,o yolunu yaptı,hey
    Headed for somewhere to go, anywhere cinema these, these
    – Gidilecek bir yere yöneldi ,her yerde sinema bunlar
    Niggas don’t know where to go
    – Zenciler nereye gideceğini bilmiyor
    Gotta keep givin’ em heat, heat (Yeah)
    – Isıtmaya devam etmeliyim,sıcaklık(Yeah)
    Time we go double though, time they add up the math, math
    – Zaman iki katına çıkar,matematiği topladıkları zaman,matematiği
    And I been dealin’ with so many things, havin’ so many dreams
    – Ve ben çok şeyle uğraşıyorum,bir sürü hayalim var
    Let’s go
    – Haydi gidelim

  • StaySolidRocky – Party Girl Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    StaySolidRocky – Party Girl Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Girls just wanna have fun
    – Kızlar sadece eğlenmek ister
    So they party, so they party
    – Bu yüzden partilerler, partilerler

    Ay-yo Nashi, you go crazy!
    – Ay-yo Nashi, deliriyorsun!
    Lil’ mama a party girl
    – Küçük anne bir parti kızı
    She just wan’ have fun, too
    – O sadece eğlenmek de istiyor
    They say you ain’t wifey type
    – Senin evlenilcek kız olmadığını söylüyorlar
    But I don’t care, I want you
    – Ama umrumda değil, seni istiyorum
    She like to do drugs, too
    – O uyuşturucuları da seviyor
    She in love with guns, too
    – Silahlara da aşık
    They say you too piped up
    – Çok konuşkan olduğunu da söylüyorlar
    But I think that I love you
    – Ama sanırım seni seviyorum
    Lil’ mama a party girl
    – Küçük anne bir parti kızı

    She just wan’ have fun, too
    – O sadece eğlenmek de istiyor
    They say you ain’t wifey type
    – Senin evlenilcek kız olmadığını söylüyorlar
    But I don’t care, I want you
    – Ama umrumda değil, seni istiyorum
    She like to do drugs, too
    – O uyuşturucuları da seviyor
    She in love with guns, too
    – Silahlara da aşık
    They say you too piped up
    – Çok konuşkan olduğunu da söylüyorlar
    But I think that I love you
    – Ama sanırım seni seviyorum
    She don’t want nobody
    – Hiçkimseyi istemiyor

    She don’t need somebody
    – Kimseye ihtiyaç duymuyor
    I’m tryna be wit’ you so you don’t be without me
    – Bensiz olmaman için senle oluyorum
    She told ’em just like me, no we can’t leave without it
    – O onlara sadece beni sevin dedi hayır biz onsuz ayrılamayız
    She boo’d up off the meth like she can’t breathe without it
    – O sürekli meth kullanıyor sanki onsuz nefes alamaz
    She drinkin’ Four Lokos, I can’t get with those
    – 4 loko içiyor, ben bunu yapamam
    She wan’ gimme throat though, I tell her, “Come close”
    – O bana boğaz vermek istiyor, ben ona yaklaşmasını söylüyorum
    She say, “You say you love me, but I don’t know what love means”
    – O dedi ki ” Beni aşık olduğunu söylüyorsun, ama ben aşkın ne demek olduğunu bilmiyorum”
    I ask her who got her heart ’cause damn that nigga lucky
    – Ona kalbinin kimde olduğunu sordum lanet olsun o nigga çok şanslı
    I been tryna reach for it, but it’s too far above me
    – Ulaşmaya çalışıyorum ama benim çok yukarlarımda

    I ain’t never do you wrong, so tell me why you don’t trust me
    – Sana asla yanlış bir şey yapmayacağım, bu yüzden neden bana güvenmediğini söyle
    She don’t do this often, she said, “It’s only because of me”
    – Bunu sık yapmaz, sadece benim yüzümden olduğunu söyledi
    You the one who want it, therefore you can never judge me
    – Sen bunu isteyensin bu yüzden beni yargılayamazsın
    She just wanna party, and nothing’s wrong with that
    – Sadece partilemek istiyor, bunla ilgili yanlış bir şey yok
    Everytime I’m calling, she say she gon’ call me back
    – Her aradığımda beni geri arayacağını söylüyor
    I told her, “Call me Rocky”
    – Ona dedim ki, “Bana Rocky de.”
    She say she not gon’ call me that
    – O bana böyle seslenmeyeceğini söyledi
    You say you come with a lot, well baby I want all of that
    – Senle ilgili çok şey olduğunu söylüyorsun tamam bebeğim hepsini istiyorum

    Lil’ mama a party girl
    – Küçük anne bir parti kızı
    She just wan’ have fun, too
    – O sadece eğlenmek de istiyor
    They say you ain’t wifey type
    – Senin evlenilcek kız olmadığını söylüyorlar
    But I don’t care, I want you
    – Ama umrumda değil, seni istiyorum
    She like to do drugs, too
    – O uyuşturucuları da seviyor
    She in love with guns, too
    – Silahlara da aşık
    They say you too piped up
    – Çok konuşkan olduğunu da söylüyorlar
    But I think that I love you
    – Ama sanırım seni seviyorum
    Lil’ mama a party girl
    – Küçük anne bir parti kızı

    She just wan’ have fun, too
    – O sadece eğlenmek de istiyor
    They say you ain’t wifey type
    – Senin evlenilcek kız olmadığını söylüyorlar
    But I don’t care, I want you
    – Ama umrumda değil, seni istiyorum
    She like to do drugs, too
    – O uyuşturucuları da seviyor
    She in love with guns, too
    – Silahlara da aşık
    They say you too piped up
    – Çok konuşkan olduğunu da söylüyorlar
    But I think that I love you
    – Ama sanırım seni seviyorum
    Oh-oh, don’t be scared to party
    – Oh-oh partiden korkma
    Don’t be scared to party
    – Partiden korkma
    Oh-oh, don’t be scared to party, oh-oh
    – Oh-oh partiden korkma

  • Danna Paola – Contigo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Danna Paola – Contigo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo me quedo encerradita si es contigo
    – Seninle olursa kilitli kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo me quedo en cuarentena si es contigo
    – Seninle olursa karantinada kalırım.
    Ya no veo las noticias, no
    – Artık haberleri izlemiyorum, hayır.
    No mido el tiempo ni los días
    – Zamanı ya da günleri ölçmem.
    Tú tan lejos, yo solita
    – Sen şimdiye kadar, ben yalnız
    Toca quedarse en casita
    – Küçük bir evde kalmanın zamanı.

    Estando en peligro y no hay marcha atrás
    – Tehlikede olmak ve geri dönüş yok.
    Cuidando al perro y a mi mamá
    – Köpeğe ve anneme bakmak.
    Si el miedo me colapsa
    – Eğer korku bana çökerse
    (Pienso en ti y se me pasa)
    – (Seni düşünüyorum ve üstesinden gelebiliyorum)
    Yo me quedo encerradita si es contigo
    – Seninle olursa kilitli kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo me quedo en cuarentena si es contigo
    – Seninle olursa karantinada kalırım.

    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle;
    Yo me quedo encerradita si es contigo
    – Seninle olursa kilitli kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo lo que quiero es volver a bailar contigo
    – İstediğim şey seninle dans etmek.
    Contigo, contigo (Oh-oh-oh)
    – Seninle, seninle (Oh-oh-oh)
    Son las seis de la mañana
    – Saat sabahın altısı.
    Ocho horas de distancia
    – Sekiz saat uzaklıkta
    Y yo no sé si tú vas a olvidarme
    – Beni unutacak mısın bilmiyorum.

    Si el mundo se termina, voy contigo a Marte
    – Eğer dünya sona ererse, seninle Mars’a giderim.
    Voy a enloquecer, ya no sé qué hacer
    – Artık ne yapacağımı bilmiyorum.
    Pero lo que si sé es que yo
    – Ama bildiğim şey, ben.
    Yo me quedo encerradita si es contigo
    – Seninle olursa kilitli kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo me quedo en cuarentena si es contigo
    – Seninle olursa karantinada kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle

    Yo me quedo encerradita si es contigo
    – Seninle olursa kilitli kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo lo que quiero es volver a bailar contigo
    – İstediğim şey seninle dans etmek.
    Contigo, contigo (Oh-oh-oh)
    – Seninle, seninle (Oh-oh-oh)
    Ya no veo las noticias, no
    – Artık haberleri izlemiyorum, hayır.
    No mido el tiempo ni los días
    – Zamanı ya da günleri ölçmem.
    Tú tan lejos y yo solita
    – Sen şimdiye kadar ve ben yalnız
    Toca quedarse en casita
    – Küçük bir evde kalmanın zamanı.

    Yo me quedo encerradita si es contigo
    – Seninle olursa kilitli kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo me quedo en cuarentena si es contigo
    – Seninle olursa karantinada kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle
    Yo me quedo encerradita si es contigo
    – Seninle olursa kilitli kalırım.
    Contigo, contigo
    – Seninle, seninle

    Yo lo que quiero es volver a bailar contigo
    – İstediğim şey seninle dans etmek.
    Contigo, contigo (Oh-oh-oh)
    – Seninle, seninle (Oh-oh-oh)
    One, two, three (Rap Records, eh)
    – Bir, iki, üç (Rap Records, eh)
    Eh-eh-eh-eh
    – Eh-eh-eh-eh
    Yo me quedo en cuarentena si es contigo
    – Seninle olursa karantinada kalırım.
    Yo lo que quiero es salvar al mundo contigo
    – İstediğim şey dünyayı seninle birlikte kurtarmak.
    Yo lo que quiero
    – İstediğimi istiyorum.

  • Molchat Doma – Звезды (Zvezdy) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Molchat Doma – Звезды (Zvezdy) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Я упаду, ослеплённый, увидев тебя
    –  Düşerim, seni görerek kör olmuş ben
    И бледный свет не поможет прийти в себя
    – Ve loş ışık kendime gelmeme fayda etmeyecek
    Мне даже сложно представить, рядом нет никого
    – Hayal etmem bile güç, yanımda kimse yok
    Как прожить до рассвета, не подскажет никто
    – Sehere kadar nasıl dayanırım, kimse söylemez

    Ты больше чем Солнце и больше далёкой звезды
    –  Sen Güneş’ten, uzaktaki yıldızdan da büyüksün
    В моём сердце рана и виной
    – Kalbimde yara ve suçluluk
    И виной
    – Ve suçluluk
    И виной
    – Ve suçluluk
    И виной этому ты
    – Ve suçluluk sensin
    Только ты
    – Sadece sen

    Мне так сложно поверить
    –  İnanmakta o kadar güçlük çekiyorum ki
    Не представить, тебя рядом нет
    – Hayal edemem, yoksun yanımda
    На перекрестке твоих мыслей на мне – запрет
    – Bana olan düşüncelerinin kesiştiği yerde , yasak
    “Там больше нет никого, ничего”
    – “Orada artık hiç kimse, hiçbir şey yok”
    Это был твой ответ
    – Senin cevabın buydu
    После этих слов
    – Bu sözlerin ardından
    Мир потушит свет
    – Dünya sönecek

    И тут кричи – не кричи
    –  Ve burada bağır ya da bağırma
    И зови – не зови
    – Ve çağır veya çağırma
    В моих глазах ты солнце
    – Gözlerimde sen güneşsin
    Как в заветных снах
    – Kutsal rüyalardaki gibi
    Ты — звёзды
    – Sen yıldızlarsın
    Ты — звёзды
    – Sen yıldızlarsın
    Ты — звёзды
    – Sen yıldızlarsın
    А я – Луна
    – Bense, Ay
    Я – Луна
    – Ben, Ay

    Ты — солнце
    – Sen güneşsin
    Ты — солнце
    – Sen güneşsin
    Ты — солнце, в моих глазах
    – Güneşsin, gözlerimde
    Ты — звёзды
    – Sen yıldızlarsın
    Ты — звёзды
    – Yıldızlarsın
    Ты — звёзды
    – Yıldızlarsın
    А я — Луна
    – Bense, Ay
    Луна… 
    – Ay…

  • Mory Kanté – Yeke Yeke Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Mory Kanté – Yeke Yeke Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Bi sounkouroun lou la donkégna, ah, ah
    – Sen benim küçük film yıldızımsın

    Bi sounkouroun lou la donkégna, ah, ah
    – Sen benim küçük film yıldızımsın
    I madji I ma yélé
    – Seni ben buldum
    I kanan n’bila nara ro;
    – Sen benim süperstarımsın
    N’bo n’bolo bila
    – Bir günahtır
    Kanfalani yana sara le ila
    – Bir öpücük vermezsen
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız

    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Bi kamberen lou la donkégna, ah, ah
    – Erkek arkadaşın gibi, ah, ah
    Bi kamberen lou la donkégna, ah, ah
    – Erkek arkadaşın gibi, ah, ah
    I madji I ma yélo
    – Üzgünüm yalan söylemiyorum
    I kanan n’bila nara ro
    – Sen benim süperstarımsın
    N’bo n’bolo bila
    – Bir günahtır
    Gnin kisse gbela sara le ila
    – Gnin kisse hattın üzerinde asılı

    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Ké woyé boli lalé, N’na doni kassi kan, Woyé boli lalé (Eh! Eh!)
    – Yani, boli lalé’de, sadece şunu söyle, Wo boli lalé (Eh! Eh!)
    Ké woyé boli lalé, N’na doni kassi kan, Woyé boli lalé (Eh! Eh!)
    – Yani, boli lalé’de, sadece şunu söyle, Wo boli lalé (Eh! Eh!)
    I kanan n’bila doni kassi kan
    – Sadece bir an için kurtuldum
    Woyé boli lalé (Wo dén té soron)
    – Yün boli lalé (Yalnız)
    Nyé n’ta soron akono
    – Dünya tehlikede
    Mi ma ta I yonfé (Wo dén té soron lonkéléna)
    – Senin için üzüldüm (lonkleena adama bak)
    Sini Mory la diyandé
    – Sini Mory diyandır
    Timba bara wouloukounta
    – Timba bara wouloukounta

    Souba ma kata I yala
    – Kartımı gönder Evet
    Ah sara le ila
    – Çizgiyi kes
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Yékéké nimo yé ké yé ké (Djely mousso ni kédjou to wara bo)
    – Onlara ağladılar (Dj boğaya çörek otu)
    Yékéké nimo yé ké yé ké (M’ba mofila téma yan féou)
    – Onlara ortada ağladılar (M’ba mofila)
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Bi kamberen lou la donkégna, ah, ah
    – Erkek arkadaşın gibi, ah, ah

    Bi sounkouroun lou la donkégna, ah, ah
    – Sen benim küçük film yıldızımsın
    I madji I ma yélo
    – Üzgünüm yalan söylemiyorum
    I kanan n’bila nara ro
    – Sen benim süperstarımsın
    N’bo n’bolo bila
    – Bir günahtır
    Kanfalani yana sara le ila
    – Bir öpücük vermezsen
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız

    Ké woyé boli lalé, N’na doni kassi kan, Woyé boli lalé (Eh! Eh!)
    – Yani, boli lalé’de, sadece şunu söyle, Wo boli lalé (Eh! Eh!)
    Ké woyé boli lalé, N’na doni kassi kan, Woyé boli lalé (Eh! Eh!)
    – Yani, boli lalé’de, sadece şunu söyle, Wo boli lalé (Eh! Eh!)
    Ké woyé boli lalé, N’na doni kassi kan, Woyé boli lalé (Eh! Eh!)
    – Yani, boli lalé’de, sadece şunu söyle, Wo boli lalé (Eh! Eh!)
    Ké woyé boli lalé, N’na doni kassi kan, Woyé boli lalé (Eh! Eh!)
    – Yani, boli lalé’de, sadece şunu söyle, Wo boli lalé (Eh! Eh!)
    I kanan n’bila doni kassi kan, Woyé boli lalé (Wo dén té soron)
    – Bir süre sadece bir yere gidiyorum, zıpla zeminine bakın (Soron’a bakın)
    I kanan n’bila doni kassi kan, Woyé boli lalé (Wo dén té soron)
    – Bir süre sadece bir yere gidiyorum, zıpla zeminine bakın (Soron’a bakın)
    Nyé n’ta sorona kono, mi ma ta I yonfé (Wo dén té soron lonkéléna)
    – Nyé n’ta sorona kono, mi ma ta I yonfé (Wo dén té soron lonkéléna)
    Nyé n’ta sorona kono, mi ma ta I yonfé (Wo dén té soron lonkéléna)
    – Nyé n’ta sorona kono, mi ma ta I yonfé (Wo dén té soron lonkéléna)
    Sini Mory la diyandé, Timba bara wouloukounta, souba ma kata I yala
    – Sini Mory diyar, Timba bara wouloukounta, bana sevdiğim bir kart gönder
    Ah sara le ila
    – Çizgiyi kes

    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yani bir yola çıkışımız
    Yékéké nimo yé ké yé ké
    – Ve yeni bir yola çıkışımız

  • Lady Leshurr – Queen’s Speech  Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lady Leshurr – Queen’s Speech Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I hold it down like a Snapchat
    – Onu bir Snapchat gibi tutuyorum
    Go over your head like a snapback
    – Bir snapback gibi başının üzerinden git
    Uploaded a pic, double tap that
    – Bir resim yükledim,
    And your flow’s so old, granddad (bruh)
    – Ve akışın çok yaşlı, büyükbaba (bruh)

    It’s just banter
    – Bu sadece şaka
    I’m way too much like a black cab (oi boss!)
    – Ben siyah bir taksi gibi çok iyiyim (oi patronu!)
    Why you Snapchatting in the club for?
    – Neden kulübe takıldın?
    Just dance, man
    – Sadece dans et adamım
    Like yo famalam, yo fam, yo famalam
    – Seninki gibi, sen benim aşkımsın, bir çiftçisin
    Ain’t no girl badder than
    – Kızdan daha kötü değil
    I’m on the roads, caravan
    – Ben yoldayım, karavan
    Let me do this fast, Ramadan
    – Bu kadar hızlı yapalım Ramazan

    Cause it’s going down, avalanche
    – Çünkü aşağı gidiyor, çığ
    I’m a keep it short, paragraph
    – Ben bir sabrım var, paragraf
    Queen Lesh, I’m a reign, anorak
    – Kraliçe Lesh, ben bir krallık, anorak
    Take it off Israel, Nazareth
    – İsrail’den çıkar, Nasıralı
    Oh Jesus, oh Lord, oh Jesus
    – Aman Tanrım, aman Tanrım
    A couple of snakey friends just Adam and Eve’d us
    – Snakey arkadaşlarından sadece birkaç Adam ve Havva bizi
    And there’s no debate on who’s better
    – Ve kimin daha iyi olduğu konusunda tartışma yok.
    I’ll turn a man to a girl like Bruce Jenner
    – Bir adamı Bruce Jenner gibi bir adama çeviririm
    I shell down the dance like braaa
    – Braaa gibi dansı mahvediyorum

    Mi bruck down di dance like braaa
    Mi braaa gibi dans etmeyi bıraktı.
    Dudududu, dudududu
    Dudududu, dudududu
    I be the one they love, I be the don
    Sevdikleri kişi ben olacağım, ben don olacağım
    They know where I’m from
    Nerede olduğumu biliyorlar
    0-1 to the 2-1, yo bredrin
    2-1’e 0-1, yo bredrin
    Where has your hairline gone?
    Saç çizginiz nereye gitti?

    I can’t believe it, I can’t believe the cheek
    – İnanamıyorum, yanağa inanamıyorum
    Some girls wake up and don’t even brush their teeth
    – Bazı kızlar uyanır ve dişlerini bile fırçalamamaktadır.
    That’s a dead ting, that’s a bad breath ting
    – Bu ölü bir şey, bu kötü bir nefes
    How could you talk my name and you ain’t even brushed your teeth?
    – Adımı nasıl konuşursun ve dişlerini bile fırçalamadın?

    Brush your teeth, brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala, dişlerini fırçala,
    Brush your teeth, brush your teeth, brush your teeth
    – Dişlerini fırçala, dişlerini fırçala, dişlerini fırçala
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth
    – Dişlerini fırçala

    Everything ain’t rosy, I beg you not
    – Her şey pembe değil, sana yalvarırım
    I’ll Queen Latifah and set it off
    – Ben Kraliçe Latifah’ım ve onu ayarlayacağım.
    Then I bounce like a belly flop
    – Sonra göbek flop gibi sıçradım
    Got one eye on your man, Fetty Wap
    – Adamına bir göz var, Fetty Wap
    Yeah baby, I’m getting gwop
    – Evet bebeğim, gwop alıyorum
    Watch me like Netflix
    – Netflix gibi izle
    You go to the club
    – Sen kulübe gidiyorsun
    But you ain’t got dough for your gas and electric, dead ting
    – Ama senin gazın ve elektriğin için ölü hamurun yok.

    I can’t believe it, I can’t believe the cheek
    – İnanamıyorum, yanağa inanamıyorum
    Some men wake up and don’t even brush their teeth
    – Bazı erkekler uyanır ve dişlerini bile fırçalamamaktadır.
    How could you do that? How could you even speak?
    – Bunu nasıl yapabildin? Nasıl bile konuşabiliyorsun?
    How could you talk my name and you ain’t even brushed your teeth?
    – Adımı nasıl konuşursun ve dişlerini bile fırçalamadın?

    Bars cold like a tip top
    – Bir ipucu gibi soğuk çubuklar
    You’ve got a pot belly like Rick Ross
    – Rick Ross gibi bir göbek var.
    Stiff gyal do the tick tock
    – Sert gyal kene tock yapmak
    Big mouth gyal, where’s your lips gone?
    – Koca ağızlı gyal, dudakların nereye gitti?
    I ain’t got time to be ticked off
    – İşaretlenecek zamanım yok
    But I got a new wristwatch
    – Ama yeni bir kol saatim var.
    Let’s go toe to toe, flip flops
    – Hadi ayak başparmağı, parmak arası terlik

    I’ll make the crowd jump like Kris Kross
    – Kris Kross gibi kalabalığı atlatacağım
    I’ve got a dark skin friend that looks like Rachel Dolezal
    – Rachel Dolezal’a benzeyen koyu tenli bir arkadaşım var.
    And I’ve got a light skin friend that looks like Rachel Dolezal
    – Ve Rachel Dolezal’a benzeyen hafif bir cilt arkadaşım var.
    Which one’s which? Not sure
    – Hangisi hangisi? Emin değil
    Dem gyal are clapped, encore
    – Dem gyal alkışladı, encore
    Don’t think you’re buff cause you’re wearing contour
    – Sakin olmadığınızı düşünme çünkü kontur giyiyorsunuz
    Cause I’ll wipe your brows off
    – Çünkü kaşlarını sileceğim
    I’ll snatch your wig and your nails off
    – Perukunu ve tırnaklarını kıracağım
    I go blind, hands out
    – Kör oluyorum, ellerimi
    Like I’m at the nail shop
    – Tıpkı tırnak dükkanında olduğum gibi
    Look, these girls are bluffin’
    – Bak, bu kızlar bluz.
    They really ain’t on nuttin’
    – Gerçekten nuttin değiller
    You can’t do dirt on me
    – Bana pislik yapamazsın
    (Are you gonna go and get your cousin?) What?
    – (Gidip kuzenini alacak mısın?) Ne?

    Brush your teeth, brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala, dişlerini fırçala,
    Brush your teeth, brush your teeth, brush your teeth
    – Dişlerini fırçala, dişlerini fırçala, dişlerini fırçala
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    (Queen’s speech 4 you know)
    – (Kraliçe’nin konuşması 4)
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    Brush your teeth,
    – Dişlerini fırçala,
    (Sorry for the wait)
    – (Beklettiğim için üzgünüm)
    Brush your teeth
    – Dişlerini fırçala