Blog

  • Mark Kelly, Soraya Ksontini – Under the Jasmine Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Mark Kelly, Soraya Ksontini – Under the Jasmine Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ta7t yasmina fellil
    – gece yasemin ağacının altında
    Nassima el ward m’hanine
    – Hava nefesleri , ve yanımda çiçekler
    Leghssan alia t’mil
    – Dallar beni karıncaluyor
    Temssahli fi dem3at 3ini
    – Gözyaşlarımı siliyor
    The lashes that wrap around her eyes
    – gözlerini saran kirpiklerin

    Fill me up, fill me up till i cry
    – doldur beni doldur ağlayana kadar
    Grab my heart and emotions
    – tut kalbimi ve duygularimi
    Make me angry, make me wish i could fly
    – delirt beni, bana uçmayı arzulat
    no it’s not easy no when you leave me under this jasmine tree
    – hayir hic kolay degil hele beni yasemin ağacının altinda bırakmışken
    jnina mzayenha al nawar
    – Çiçeklerle süslenmiş bahçe
    Fahat men rihet alazhar
    – Çiçek kokuyor
    Tfakertek chaalet al nar
    – seni hatırladığımda ateş hissettim
    Amletli hiba fi knini
    – ruhumda ateşi sıcak hissettim
    and in this garden where you held my hand
    – ve elimi tuttuğun bu bahçede
    I walk alone but you’r still here by my side
    – yalniz yürüyorum ama sen hala benimlesin
    All those memories that you bring
    – tum o getirdiğin anilar
    Leave me in sweet agony
    – beni garip bir boşlukta bıraktı
    Oh it’s not easy no when leave me under this jasmine tree
    – hayir kolay degil beni yasemin agacinin altında bırakmışken

  • SHAED feat. Zayn – Trampoline Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    SHAED feat. Zayn – Trampoline Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları


    I’ve been having dreams
    – Rüyalar görüyorum
    Jumping on a trampoline
    – Bir trambolin üzerinde zıplıyorum
    Flipping in the air
    – Havada dönüyorum
    I never land, just float there
    – Asla inmem, sadece orada kayarım
    As I’m looking up
    – Ben bakarken
    Suddenly the sky erupts
    – Aniden gökyüzü patlar

    Flames alight the trees
    – Alevler ağaçları yakar
    Spread to falling leaves
    – Düşen yaprakları yaymak
    Now they’re right upon me;
    – Şimdi bana doğrular
    Wait, if I’m on fire;
    – Bekle, eğer yanıyorsam
    How am I so deep in love?
    – Aşkta nasıl çok derinim
    When I dream of dying,
    – Ben ölmeyi hayal ettiğimde
    I never feel so loved
    – Hiç bu kadar sevilmedim
    I’ve been having dreams
    – Rüyalar görüyorum

    Splashing in the summer stream
    – Yaz akışında sıçramasına
    Trip and I fall in
    – Yolculuk ve ben düşüyoruz
    I wanted it to happen
    – Olmasını istedim
    My body turns to ice
    – Vücudum buza dönüşüyor
    Crushing weight of paradise
    – Cennetin ağırlığının kırılması
    Solid block of gold, lying in the cold
    – Soğukta yatan katı altın blok
    I feel right at home
    – Evde hissediyorum
    Wait, if I’m on fire
    – Bekle, eğer yanıyorsam

    How am I so deep in love?
    – Aşkta nasıl çok derinim
    When I dream of dying
    – Ben ölmeyi hayal ettiğimde
    I never feel so loved
    – Hiç bu kadar sevilmedim
    Wait, if I’m on fire
    – Bekle, eğer yanıyorsam
    How am I so deep in love?
    – Aşkta nasıl çok derinim
    When I dream of dying
    – Ben ölmeyi hayal ettiğimde
    I never feel so loved
    – Hiç bu kadar sevilmedim
    I never feel so loved
    – Hiç bu kadar sevilmedim

    Wait, if I’m on fire;
    – Bekle, eğer yanıyorsam
    How am I so deep in love?
    – Aşkta nasıl çok derinim;
    When I dream of dying
    – Ben ölmeyi hayal ettiğimde
    I never feel so
    – Asla hissetmiyorum
    Wait, if I’m on fire
    – Bekle, eğer yanıyorsam
    How am I so deep in love?
    – Aşkta nasıl çok derinim
    When I dream of dying
    – Ben ölmeyi hayal ettiğimde
    I never feel so loved
    – Hiç bu kadar sevilmedim

  • Brennan Savage – Look At Me Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Brennan Savage – Look At Me Now Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I don’t see how you can hate from outside of the club,
    – Klübün dışından nasıl nefret edebildiğini anlamıyorum
    You can’t even get in?
    – İçeri giremiyorsun bile
    HaHaHaHa!
    – HaHaHaHa!
    Let’s go!
    – Hadi gidelim

    Yellow model chick
    – Sarışın piliç
    Yellow bottle sipping
    – Sarı şişeyi yudumluyor
    Yellow Lamborghini
    – Sarı Lamborghini
    Yellow top missing
    – Sarı üstü yok (üstsüz)
    Yeah yeah
    – Evet evet
    That sh-t look like a toupee
    – Bu pislik peruk gibi duruyor
    I get what you get in 10 years, in two days
    – Senin on yılda elde ettiğini ben iki günde elde ederim
    Ladies love me
    – Bayanlar beni sever
    I’m on my cool J
    – Ben havalıyım
    If you get what I get what would you say
    – Eğer benim elde ettiğimi sen etmiş olsaydın ne derdin
    She wax it all off, Mr Miyagi
    – Hepsini cilaladı, Bay Miyagi
    And them suicide doors, Hari Kari
    – Ve onlar intihar kapıları, Hara Kiri

    Look at me now, look at me now
    – Bana bak şimdi, bana bak şimdi
    Oh, I’m getting paper
    – Kağıt alayım
    Look at me now
    – Bana bak şimdi
    Oh, look at me now
    – Bana bak şimdi
    Yeah, fresh than a muthaf-cker
    – An.. daha taze

    Lil n-gga bigger than gorilla
    – Zenci, gorilden daha büyük
    Cause I’m killing every n-gga that Try to be on my sh-t
    – Bana pislik yapan her zenciyi öldürüyorum
    Better cuff your chick if you with her
    – Eğer onunla berabersen pilicini kelepçelesen iyi edersin
    I can get her
    – Onu elde edebilirim
    And she accidentally slip fall on my d.ck
    – Ve yanlışla kayıp benim p… üstüne düşebilir
    Ooops, I said on my d.ck
    – P…min üstüne dedim
    I aint really mean to say on my d-ck
    – Gerçekten p. üstüne demek istemedim
    But since we talking about my d.ck
    – Ama eğer p. den bahsediyorsak
    All of you haters say hi to it
    – Bütün nefret edenler ona merhaba deyin
    I’m Done
    – Benden bu kadar

    Ayo Breezy
    – Eserli
    Let me show you how to keep the dice rolling
    – Zarın dönmesini sağlamayı göstereyim sana
    When your doing that thing over there, homie
    – O şeyi orada yaparken, eleman
    Lets go
    – Hadi gidelim
    Cause I feel like I’m running
    – Çünkü koşuyor gibi hissediyorum
    And I’m feeling like I gotta get away, get away, get away
    – Ve uzaklaşamam gerektiğini hissediyorum, uzaklara,
    Better know that I don’t and I won’t ever stop cause
    – Bilmelisin ki asla duramam, duramayacağım çünkü
    You know I gotta win everyday day, goooo
    – Biliyorsun her günü kazanmalıyım, gidelim
    See they don’t really wanna pop me
    – Görüyorsun onlar beni gerçekten ateşlemek istemiyor
    Just know that you never flop me
    – Sadece bil ki beni asla düşüremezsin
    And I know that I can be a little cocky, nooo
    – Ve biliyorum ben küçük bir kendini beğenmiş olabilirim
    You aint never gonna stop me
    – Beni asla durdurmayacaksın
    Everytime I come a n-gga gotta set it then I got it going
    – Ne zaman bir zenciyle karşılaşsam, halleder, devam ederim
    Then I get it, than I blow, than I shudder every little thing
    – Sonra elde eder, sonra haklar, sonra her küçük parçayı titretirim
    That he be doing cause it doesnt matter cause I’m gonna dadadadada
    – Yapıyor olacak çünkü srun değil çünkü ben dadadada yapacağım
    Then I’m gonna murder every thing and anything a badaboom a badabing
    – Sonra her şeyi ve herkesi öldüreceğimm badaboom badabing
    I gotta do a lot of things, and make it clearer to a couple n-ggas
    – Yapmam gereken çok şey var, bunu bir çift zenci için anlaşılır kılacağım
    That I’m always winning and I gotta get it again and again and again
    – Her zaman kazandığımı ve Tekrar ve tekrar ve tekrar elde edeceğimi

    I be doing it to death and now I move a little foul
    – Bunu ölene kadar yapacağım ve şimdi biraz kural dışı davranıyorum
    A n-gga better call a ref, everybody know my style
    – Bir zenci hakem çağırsa iyi olur, herkes benim tarzımı bilir
    And everybody know I’m the the best
    – Ve herkes bilir ki ben en iyiyim
    When I come to doing this and Im banging on my chest
    – Bunu yapmaya kalksam göğüs göğüse çarpışırım
    And I bang in the east and I’m banging in the west
    – Ve doğuda çarpışırım ve batıda çarpışırım
    And I come to give you more and I never give you less
    – Ve sana daha fazlasını veririm asla daha azını vermem
    You will hear it in the street or you can read it in the press
    – Caddelerde duyarsın veya gazetelerde okursun
    Do you really wanna know whats next? lets go
    – Sıradakinin ne olduğunu gerçekten bilmek istiyor musun? hadi gidelim
    See the way we on, we be all up in the race and you know
    – Yolumuzu gör, sürekli yarış içinde olacağız ve biliyorsun
    We gotta go, don’t try to keep up with the pace
    – Gitmemiz gerek, adımlarını yavaşlatmayı deneme
    We struggling and hustling and sending in and getting in
    – Mücade içindeyiz ve acelemiz var ve gönderiyoruz ve alıyoruz
    And always gotta take it to another place
    – Ve her zaman başka bir yere taşımamız gerekiyor
    Gotta taste it, then I gotta grab it,
    – Tatmalıyız, yakalamalıyız
    And I gotta cut all through this traffic
    – Ve tüm bu trafiği yarmalıyız
    Just to be at the top of the throne
    – Tahtın en üstünde olmak için
    Better know I gotta have it
    – Bilmelisin buna sahip olmalıyım

    Look at me now, look at me now
    – Bana bak şimdi, bana bak şimdi
    Oh, I’m getting paper
    – Kağıt alayım
    Look at me now
    – Bana bak şimdi
    Oh, look at me now
    – Bana bak şimdi
    Yeah, fresh than a muthaf-cker
    – An.. daha taze

    Man f-ck these b.tch a.s n-ggas how yall doin?
    – Adamım bu o. g. s. (küfür dolu tercüme etmedim) Hepiniz nasılsınız?
    I’m Lil Tunechi, I’m a nuisance, I go stupid, I go dumb like the 3 stooges
    – Ben Lil Tunechi, ben baş belasıyım, salak oldum, bu 3 yardakçı gibi aptal oldum
    I dont eat sushi, I’m the shit, no I’m pollution, no substitution
    – Ben suşi yemem, pisliğim, hayır ben çevre kirliliğiyim, yeri doldurulmaz
    Got a b.tch that play in movies in my jacuzzi, p-ssy juicy
    – Jakuzimde film çekecek bir o. var, a. suyu
    I never gave a f-ck about a hater got money on my radar
    – Parası olan bir nefret edene asla önem vermedim
    Dress like a skater, got a big house, came with a elevator
    – Hiç patenci gibi giyinmedim, büyük evim olmadı, asansör kullanmadım
    You n-ggas aint eatin, f-ck it, tell a waiter
    – Siz zenciler yemeyin, s.ktir edin, garsona söyleyin
    Marley said shoot em, and I said ok,If you wanted bullshit then I’m Okey,I dont care what you say, so don’t even speak
    – Marley vur onları dedi, ve ben de tamam dedim, eğer pislik istiyorsan, benim için sorun yok, söylediklerin umurumda değil, o yüzden konuşma bile
    Your girlfriend a freak like Cirque Du Soleil
    – Kız arkadaşın Cirque Du Soleil gibi bir ucube
    That’s word to my flag, and my flag red
    – Bu benim bayrağımın sözü ve benim bayrağım kırmızı
    I’m out of my head, b.tch I’m outta my mind from the bottom I climb
    – Aklım başımda değil, o. tırmanınca aklımı aşağıda bıraktım
    You aint hotter at mine, nope, not on my time and I’m not even trying
    – Sen benim gibi se.si değilsin, hayır, benim zamanımda değil ve denemiyorum bile
    Whats poppin Slime? nothin five, and if they trippin f-ck em five
    – Balçığa ne batıyor? hiçbir şey beş, ve eğer geziyorlarsa s.k onları
    I aint got no time to shuck and jive, these n-ggas as sweet as pumpkin pie
    – Gevezelik yapmak için zamanım yok, bu zenciler bal kabaklı kek gibi tatlı
    Ciroc and sprite on a private flight
    – Özel bir uçuştaki ciroc ve sprite gibi
    B.tch I’m enticing, guiding light, and my pockets white and my diamonds white
    – o. ben baştan çıkarıcıyım, ışığı yönlendiriyorum, ve ceplerim beyaz ve mücevherlerim beyaz
    And my mommas nice and my daddy’s gay
    – Ve annem güzel ve babam gey
    You f.ggots scared cause I’m too wild, been here for a while
    – Sizi i.neler korktunuz çünkü ben vahşiyim, burada bulunmadım
    I was like f-ck trial I puts it down
    – Ben bir s.k denemesiyim, aşağı indiren
    I’m so young money if you got eyes look at me now, b.tch
    – Ben genç bir parayım eğer gözlerin varsa bana bak, o.

    Look at me now, look at me now
    – Bana bak şimdi, bana bak şimdi
    Oh, I’m getting paper
    – Kağıt alayım
    Look at me now
    – Bana bak şimdi
    Oh, look at me now
    – Bana bak şimdi
    Yeah, fresh than a muthaf-cker
    – An.. daha taze

  • haroinfather – Forever Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    haroinfather – Forever Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Forever in my mind, only you (I want you to live, I want that more than anything in this world)
    – Sonsuza kadar kadar aklımda,sadece sen (Yaşamanı,bu dünyadaki herşeyden çok istiyorum)
    The pieces in my life go away with you (I want you to fight like hell to stay with us)
    – Hayatımın parçası seninle beraber gidiyor (Bizimle kalman için savaşmanı çok istiyorum)

    Forever in my mind, only you (But with everybody else gone, I know, it might not be what you want, It might be too hard for you to keep fighting, so)
    – Sonsuza kadar aklımda,sadece sen(Ama herkesle beraber gitti,biliyorum,bu istediğin olmayabilir,savaşmaya devam etmen senin için zor olabilir,yani)
    The pieces in my life run away with you (If you wanna go, I want you to
    know it’s okay)
    – Hayatımın bir parçası seninle kaçtı (Eğer gitmek istiyorsan,bilmeni isterim ki sorun değil)
    Forever in my mind
    – Sonsuza dek aklımda
    I was all alone, on my own, it’s okay though
    – Tamamen yalnızdım,tek başıma,aslında önemli değil
    Do you really love me, do you really trust me?
    – Beni gerçekten seviyor musun, gerçekten güveniyor musun?
    I was down bad, feelin’ sad, feelin’ sorry
    – Kötü düştüm, üzgün hissediyorum, üzüldüm
    Now you really gone, and I can’t get you to call me
    – Şimdi gerçekten gittin ve beni aramanı sağlayamıyorum.
    Wanna run away, fuck this love and fuck this place
    – Kaçmak, bu aşkı ve bu yeri sikmek istiyorum
    If you was a ghost, I would kiss you anyway
    – Eğer hayalet olsaydın, yine de seni öperdim

    I can’t fill my lungs, feelin’ like I’m outer space;
    – Ciğerlerimi dolduramıyorum, sanki uzayda olduğumu hissediyorum
    You’re the one I love, but you’re the one I hate
    – Sevdiğim sensin ama nefret ettiğim de sensin
    I can’t really see you with anyone else
    – Seni gerçekten başkasıyla düşünemiyorum
    All these fuckin’ Perky’s not good for my health;
    – Bütün bu kahrolası perkyler sağlığım için iyi değil
    Wanna end it all, I can’t do this again
    – Hepsini bitirmek istiyorum, bunu bir daha yapamam.
    Tell her that I love her, she do it for him
    – Ona onu sevdiğimi söyle, onun için yaptığımı
    I can’t really see you with anyone else
    – Seni gerçekten başkasıyla düşünemiyorum
    All these fuckin’ Perky’s not good for my health
    – Bütün bu kahrolası perkyler sağlığım için iyi değil

    Wanna end it all, I can’t do this again
    – Hepsini bitirmek istiyorum, bunu bir daha yapamam.
    Tell her that I love her, she do it for him
    – Ona onu sevdiğimi söyle, onun için yaptığımı
    Forever in my mind, only you
    – Sonsuza kadar aklımda sadece sen varsın
    The pieces in my life go away with you
    – Hayatımdaki parçalar seninle kayboluyor
    Forever in my mind, only you
    – Sonsuza kadar aklımda sadece sen varsın
    The pieces in my life run away with you
    – Hayatımdaki parçalar seninle kaçıyor
    Forever in…
    – Sonsuza dek…

  • Aya Nakamura – Djadja Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Aya Nakamura – Djadja Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Aya Nakamura, oh yeah…
    – Aya Nakamura, ah evet


    Hello papi, mais ¿qué pasa?
    – Merhaba bebeğim nasıl gidiyor?
    J’entends des bails atroces sur moi
    – Arkamdan gaddarca şeyler söylediğini duyuyorum
    À c’qu’il parait, je te cours après ? (oh yeah, yeah, yeah)
    – Seni kovalıyorum galiba? (oh evet, evet, evet)
    Mais ça va pas, mais t’es taré, oh ouais
    – Anlaşılan seni takip ediyormuşum?
    Mais comment ça, le monde est tit-pe
    – Senin sorunun ne? Deli olmalısın
    Tu croyais quoi, qu’on se verrait plus jamais ?
    – Ne bekliyorsun? tekrar karşılaşmayacak mıyız?
    J’pourrais t’afficher mais c’est pas mon délire
    – Seni aleme anlatırdım isteseydim ama ben öyle biri değilim
    D’après les rumeurs, tu m’as eu dans ton lit
    – Dedikodulara göre, yatağa atmışsın beni


    Oh Djadja
     – Oh Djadja
    Y’a pas moyen Djadja
    – Djadja gibi olmama imkan yok
    J’suis pas ta catin Djadja
    – Senin sürtüğün Djadja değilim ben
    Genre, en catchana baby, tu dead çal
    – Bardağı taşıran son damlaydı bebeğim sen bittin

    Tu penses à moi, je pense à faire de l’argent
     – Beni düşün, ekmeğimin peşindeyim
    J’suis pas ta daronne, j’t’ferai pas la morale
    – Senin annen değilim ben, öğüt vermeyeceğim sana
    Tu parles sur moi, y’a R (y’a R)
    – Arkamdan konuşuyorsun, sorun değil
    Craches encore, y’a R (y a’R)
    – Daha fazla konuş, sorun yok
    Tu voulais m’avoir, tu savais pas comment faire (comment faire)
    – Beni istiyordun ama nasıl yöneteceğini bilemedin
    Tu jouais un rôle, tu finiras aux enfers
    – Rol yapıyordun, cehenneme kadar yolun var
    « T’façon Nakamura, je l’ai couchée » (couchée)
    – “Nakamura’yla işi pişirdim”
    Le jour où on se croise, faut pas tchouffer
    – Tanıştığımız gün, keşke boğulup gitseydin
    Tu jouais le grand frère pour me salir
    – Benim ismimi kirleten bir kötü adam gibi davranıyorsun
    Tu cherches des problèmes sans faire exprès
    – Amaçsızca sorun çıkarmaya yer arıyorsun
    Putain mais tu déconnes
    – Lanet olsun, kafan güzel senin
    C’est pas comme ça qu’on fait les choses
    – Lanet olsun, kafan güzel senin

    Putain mais tu déconnes
    – Lanet olsun, şaka gibisin
    C’est pas comme ça qu’on fait les choses
    – Benim tarzım değil bu
    Putain mais tu déconnes
    – Lanet olsun, şaka gibisin
    C’est pas comme ça qu’on fait les choses
    – Benim tarzım değil bu

    Oh Djadja
    – Oh Djadja
    Y’a pas moyen Djadja
    – Djadja gibi olmama imkan yok
    J’suis pas ta catin Djadja
    – Senin sürtüğün Djadja değilim ben
    Genre, en catchana baby, tu dead ça
    – Bardağı taşıran son damlaydı bebeğim sen bittin

    Oh Djadja
     – Oh Djadja
    Je suis pas ta catin Djadja, nan
    – Djadja gibi olmama imkan yok
    Y’a pas moyen Djadja, ouais
    – Senin sürtüğün Djadja değilim ben
    En catchana baby, tu dead ça
    Oh Djadja
     – Oh Djadja
    Je suis pas ta catin Djadja, nan
    – Djadja gibi olmama imkan yok
    Y’a pas moyen Djadja, ouais
    – Senin sürtüğün Djadja değilim ben
    En catchana baby, tu dead ça d’après toi
    – Bardağı taşıran son damlaydı bebeğim sen bittin

    En catchana baby, tu dead ça
     – Bardağı taşıran son damla bebeğim, sen bittin
    En catchana baby
    – Bardağı taşıran son damla
    En catchana baby, tu dead ça
    – Bardağı taşıran son damla bebeğim, sen bittin
    En catchana baby
    – Bardağı taşıran son damla

    Calme-toi…
    –  Sakin ol…

    Oh Djadja
    – Oh Djadja
    Oh Djadja
    – Oh Djadja
    Oh Djadja…
    – Oh Djadja

  • Roddy Ricch – The Box Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Roddy Ricch – The Box Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Pullin’ out the coupe at the lot
    – Mal ahaha aptallar benimle oyun oynuyorlar
    Told ’em fuck 12, fuck SWAT
    – Söyle o polisleri sikeyim, özel timi sikeyim

    Bustin’ all the bales out the box
    – Kutudan tüm balyaları çıkarttım
    I just hit a lick with the box
    – Sadece kutuyla yaladım
    Had to put the stick in a box, mm
    – Sopayı bir kutunun içine koymalıydım, mm
    Pour up the whole damn seal, I’ma get lazy
    – Bütün laneti mühürle, tembel olacağım.
    I got the mojo-deals, we been trappin’ like the ’80’s
    – Mojo anlaşmaları yaptım, 80’lerde olduğu gibi tuzağa düştük.
    She sucked a nigga soul, gotta Cash App
    – Bir zenci ruhunu emdi , nakit uygulaması lazım
    Told ’em wipe a nigga nose, say slatt, slatt
    – Onlara zenci burnunu silmelerini söyle, çıtır söyle, çıtır

    I won’t never sell my soul, and I can back that
    – Asla ruhumu satmayacağım, ve bunu geri alabilirim
    And I really wanna know, where you at, at?
    – Ve gerçekten bilmek istiyorum, nerede?
    I was out back, where the stash at?
    – Ben geri döndüm, zula nerede?
    Cruise the city in a bulletproof Cadillac (Skrrt)
    – Kurşun geçirmez Cadillac ile şehri gezin
    ‘Cause I know these niggas after where the bag at (Yeah)
    – Çünkü bu zencileri çantanın olduğu yerden sonra biliyorum (Evet)
    Gotta move smarter, gotta move harder
    – Daha akıllı hareket etmelisin, daha sert hareket etmelisin
    Niggas try to get me for my water
    – Zenciler benden su almaya çalışıyor

    I’ll lay his ass down on my son, or my daughter
    – Kıçını oğluma ya da kızımın üzerine koyacağım
    I had the Draco with me, Dwayne Carter
    – Draco yanımdaydı, Dwayne Carter
    ‘Lotta niggas out here playin’, ain’t ballin’
    – ‘Lotta zenciler oynuyor, oynuyor değil’;
    I done out my whole arm in the rim, Vince Carter (Yeah)
    – Tüm kolumu jantta yaptım Vince Carter (Evet)
    And know I probably get a key for the quarter
    – Ve muhtemelen çeyrek için bir anahtar bulduğumu biliyorum
    Shawty barely seen in double C’s, I bought ’em
    – Hatun double C (chanel takıların) takıların içinde zarzor gözüküyor, Onları ben aldım
    Got a bitch that’s looking like Aaliyah, she a model
    – Aaliyaha benzeyen bi sürtük aldım, o bir model
    I got the pink slip, all my whips is key-less
    – Pembe Slip’im var, tüm kırbaçlarım anahtarsız

    Compton, I’m ’bout to get the key to the city
    – Compton, şehrin anahtarını almak için uğraşıyorum
    Patek like the sea, forget me
    – Deniz gibi patek, unut beni
    Pullin’ out the coupe out the lot
    – Coupe’yi dışarı çekerek
    Told ’em fuck 12, fuck SWAT
    – Söyle o polisleri sikeyim, özel timi sikeyim
    Bustin’ all the bales out the box
    – Kutudan tüm balyaları çıkarttım
    I just hit a lick with the box
    – Sadece kutuyla yaladım
    Had to put the stick in a box, mm
    – Sopayı bir kutunun içine koymalıydım, mm
    Pour up the whole damn seal, I’ma get lazy
    – Bütün laneti mühürle, tembel olacağım.
    I got the mojo deals, we been trappin’ like the ’80’s
    – Mojo fırsatlarını aldım, 80’ler gibi tuzağa düştük
    She sucked that nigga soul, gotta Cash app
    – O zenci ruhu emdi Nakit uygulaması lazım

    Told ’em wipe a nigga nose, say slatt, slatt
    – Onlara zenci burnunu silmelerini söyle, çıtır söyle, çıtır
    I won’t never sell my soul, and I can back that
    – Asla ruhumu satmayacağım, ve bunu geri alabilirim
    And I really wanna know, where you at, at?
    – Ve gerçekten bilmek istiyorum, nerede?
    Ha-ha-ha, I been movin’ ’em out
    – Ha-ha-ha, onları dışarı attım
    If Steelo with me, then he got the blues in the pouch (Yeah)
    – Eğer Steelo benimleyse, o zaman kese içindeki mavileri aldı
    Took her to the forrest, put wood in her mouth
    – Onu ormana götürdüm, ağzına bir odun soktum
    Bitch don’t wear no shoes in my house
    – Sürtük benim evimde ayakkabı giyme;
    The private I’m flyin’ in, I never wanna fly again
    – İçinde uçtuğum özel jet, bir daha asla uçmak istemiyorum
    I’ll take my chances in traffic (Yeah)
    – Trafikte şansımı denedim (Evet)
    She suckin’ on dick no hands with it
    – O sikimi yalıyor ellerini kullanmadan

    I just made the Rollie plain like a landing-strip
    – Rollie’yi bir iniş pisti gibi yaptım
    I’m a 2020 president candidate
    – Ben bir 2020 başkan adayıyım
    I done put a hunnid bands on Zimmerman, shit
    – Zimmerman denen pisliğin başına 100 bin dolar ödül koydum, pislik
    I been movin’ real gangsta’, so that’s why she pick a Crip
    – Ben ‘gerçek gangsta’yı hareket ettiriyorum, bu yüzden bir crip seçti
    Shawty call me Crisco, ’cause I pop my shit
    – Shawty bana Crisco diyor, çünkü bokumu patlattım
    Got it out the mud, there’s nothin’ you can tell me, yeah
    – Çamurdan çıkar, bana söyleyebileceğin hiçbir şey yok, evet
    When I had the drugs, I was street-wealthy, yeah
    – Uyuşturucular bendeyken, sokak zenginiydim, evet
    Pullin’ out the coupe at the lot
    – Mal ahaha aptallar benimle oyun oynuyorlar
    Told ’em fuck 12, fuck SWAT
    – Söyle o polisleri sikeyim, özel timi sikeyim
    Bustin’ all the bales out the box
    – Kutudan tüm balyaları çıkarttım

    I just hit a lick with the box
    – Sadece kutuyla yaladım
    Had to put the stick in a box, mm
    – Sopayı bir kutunun içine koymalıydım, mm
    Pour up the whole damn seal, I’ma get lazy
    – Bütün laneti mühürle, tembel olacağım.
    I got the mojo deals, we been trappin’ like the ’80’s
    – Mojo fırsatlarını aldım, 80’ler gibi tuzağa düştük
    She sucked a nigga soul, gotta Cash App
    – Bir zenci ruhunu emdi , nakit uygulaması lazım
    Told ’em wipe a nigga nose, say slatt, slatt
    – Onlara zenci burnunu silmelerini söyle, çıtır söyle, çıtır
    I won’t never sell my soul, and I can back that
    – Asla ruhumu satmayacağım, ve bunu geri alabilirim
    And I really wanna know, where you at, at?
    – Ve gerçekten bilmek istiyorum, nerede?

  • Ayo & Teo- Rolex Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ayo & Teo- Rolex Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I just want a Rollie, Rollie, Rollie with a dab of ranch
    – Sadece bir rolly istiyorum, rolly, rolly ve yanında bir çiftlik ahırı.
    I already got some designer to hold up my pants
    – Zaten pantolonumu tutacak bir tasarımcım var
    I just want some ice on my wrist so I look better when I dance
    – Sadece bileğime biraz buz istiyorum böylece dans ederken daha iyi görünüyorum.
    Have you lookin’ at it, put you in a trance
    – Hiç baktın mı buna, seni transa sokar
    I just want a Rollie, Rollie, Rollie with a dab of ranch
    – Sadece bir rolly istiyorum, rolly, rolly ve yanında bir çiftlik ahırı.
    I already got some designer to hold up my pants
    – Zaten pantolonumu tutacak bir tasarımcım var
    I just want some ice on my wrist so I look better when I dance
    – Sadece bileğime biraz buz istiyorum böylece dans ederken daha iyi görünüyorum.
    Have you lookin’ at it, put you in a trance
    – Hiç baktın mı buna, seni transa sokar

    Yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet

    All I ever wanted was a Rollie, Rollie
    – Hep istediğim şey, bir Rolly, Rolly
    All I ever wanted was a Rollie, Rollie
    – Hep istediğim şey, bir Rolly, Rolly
    Cooler than a snowman with the ice all on me
    – Üzerimdeki takılar, kardanadamdan bile daha havalı.
    Now your chick all on me, now your chick all on me (she on me)
    – Senin Hatunun Şu Anda Tamamen Benim Üzerimde ×2 (O Kız Benim Üstümde)
    My Rollie don’t tick tock, it just glide
    – Benim rolly’im tik tak yapmaz,sadece kayar
    Keep starin’ at it and you might go blind
    – Bakmaya devam et ve belki kör olabilirsin
    I be movin’ clean, I don’t even try
    – Temizleşiyorum, denemiyorum bile
    All I see is bands, bands, I spy
    – Tek gördüğüm gruplar, gruplar, casusum

    Yeah, dat way
    – Evet, bu yol

    I need that moola by Tuesday
    – Salı günü molaya ihtiyacım var
    Yeah, dat way
    – Evet, bu yol
    I low key feel like fungswae
    – Düşük anahtar hissi fungswae gibi
    I just now got started
    – Daha yeni başladım
    Got views on views, I’m poppin’
    – Görüşlerim var, poppin’ediyorum

    My diamonds goin’ retarded
    – Elmaslarım Gecikti
    Your girl on deck, it’s a party
    – Senin kızın sıranın üstünde, işte parti bu
    I just want a Rollie, Rollie, Rollie with a dab of ranch
    – Sadece bir rolly istiyorum, rolly, rolly ve yanında bir çiftlik ahırı.
    I already got some designer to hold up my pants
    – Zaten pantolonumu tutacak bir tasarımcım var
    I just want some ice on my wrist so I look better when I dance
    – Sadece bileğime biraz buz istiyorum böylece dans ederken daha iyi görünüyorum.
    Have you lookin’ at it, put you in a trance
    – Hiç baktın mı buna, seni transa sokar
    I just want a Rollie, Rollie, Rollie with a dab of ranch
    – Sadece bir rolly istiyorum, rolly, rolly ve yanında bir çiftlik ahırı.
    I already got some designer to hold up my pants
    – Zaten pantolonumu tutacak bir tasarımcım var
    I just want some ice on my wrist so I look better when I dance
    – Sadece bileğime biraz buz istiyorum böylece dans ederken daha iyi
    görünüyorum.
    Have you lookin’ at it, put you in a trance
    – Hiç baktın mı buna, seni transa sokar

    Yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet

    All I ever wanted was a Rollie, Rollie;
    – Hep istediğim şey, bir Rolly, Rolly
    All I ever wanted was a Rollie, Rollie
    – Hep istediğim şey, bir Rolly, Rolly
    Cooler than a snowman with the ice all on me
    – Üzerimdeki takılar, kardanadamdan bile daha havalı.
    Now your chick all on me, now your chick all on me (she on me)
    – Senin Hatunun Şu Anda Tamamen Benim Üzerimde ×2 (O Kız Benim Üstümde)
    Blue face Rollie, red face Rollie, ayy
    – Mavi yüzlü rolly, kırmızı yüzlü rolly, eyy
    Purple face Rollie like some Teletubbies, ayy
    – Mor yüzlü rolly teletabiler gibi, eyy
    Baby diamonds wet, shinin’ like some guppies
    – Bebeğim elmaslar ıslak,

    Your man’s hatin’, probably ’cause his girl love me, ayy
    – Senin adamın nefret ediyor, büyük ihtimalle onun kız arkadaşı beni seviyor, eyy
    I pull up to the mall and I’m flexin’ on your hoe
    – Alışveriş merkezine gidiyorum
    Galio in the cut, and he got them buffies ayy
    – Galio kesti, ve o buffies’i aldı ayy
    Whiteskins got me goin’ crazy, crazy, ayy
    – Beyaz Deriler Beni Deli Ediyor Deli, Deli, Eyy
    Your girl love me ’cause she prolly want my baby, ayy (woo)
    – Kız arkadaşım beni seviyor çünkü benim bebeğimi istiyor, eyy
    Ice on my neck cost like five K
    – Boğazımdaki takılar 5 bin eder
    I want a girl built just like Kim K (she thick)
    – Bir kız istiyorum Kim K gibi olan

    Karate chop that bitch just like a sensei
    – Bir karete ustası gibi kızı karete yaparak doğra
    Pull over in a ‘Rari or a Bentley, ayy
    – Rari yada bi’ Bentley’i kenara çek, ayy
    I just want a Rollie, Rollie, Rollie with a dab of ranch
    – Sadece bir rolly istiyorum, rolly, rolly ve yanında bir çiftlik ahırı.
    I already got some designer to hold up my pants
    – Zaten pantolonumu tutacak bir tasarımcım var
    I just want some ice on my wrist so I look better when I dance
    – Sadece bileğime biraz buz istiyorum böylece dans ederken daha iyi görünüyorum.
    Have you lookin’ at it, put you in a trance
    – Hiç baktın mı buna, seni transa sokar

    I just want a Rollie, Rollie, Rollie with a dab of ranch
    – Sadece bir rolly istiyorum, rolly, rolly ve yanında bir çiftlik ahırı.
    I already got some designer to hold up my pants
    – Zaten pantolonumu tutacak bir tasarımcım var
    I just want some ice on my wrist so I look better when I dance
    – Sadece bileğime biraz buz istiyorum böylece dans ederken daha iyi görünüyorum.
    Have you lookin’ at it, put you in a trance
    – Hiç baktın mı buna, seni transa sokar


    Yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet

    All I ever wanted was a Rollie, Rollie
    – Hep istediğim şey, bir Rolly, Rolly
    All I ever wanted was a Rollie, Rollie
    – Hep istediğim şey, bir Rolly, Rolly
    Cooler than a snowman with the ice all on me
    – Üzerimdeki takılar, kardanadamdan bile daha havalı.
    Now your chick all on me, now your chick all on me (she on me)
    – Senin Hatunun Şu Anda Tamamen Benim Üzerimde ×2 (O Kız Benim Üstümde)

    All I ever wanted was a Rollie
    – Bütün Istediğim Bir Rollie
    All I ever wanted was a Rollie
    – Bütün Istediğim Bir Rollie
    I just want a Rollie
    – Sadece bir rollie istiyorum
    I just want a Rollie
    – Sadece bir rollie istiyorum
    I just want a
    – Sadece bir istiyorum…
    I just want a Rollie
    – Sadece bir rollie istiyorum

  • Feid, Justin Quiles – Porfa Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Feid, Justin Quiles – Porfa Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Mirándome, preguntando, en mi celu’ buscándome
    – Bana dik dik bakıyor, soruyor, cep telefonumu arıyor
    Que ya no amas, pa’ otros cachos en la cara sacándome
    – Artık beni sevmediğin için, yüzündeki her bir parça beni çekiyor
    To’ los mensajes que has leído, con babies que yo he conocido
    – Okuduğum mesajlara, tanıştığım bebeklerle

    A ninguna puedo tocar sin pensar que estoy contigo
    – Seninle olduğumu düşünmeden hiç dokunamıyorum

    Te pido porfa, no te vayas, quédate conmigo (Conmigo)
    – Sana soruyorum lütfen, gitme, benimle kal (benimle)
    Perdí la cuenta de los días que no te he comido
    – Seni yemediğim günleri kaybettim
    Me tienes como un loco buscándote, no te consigo (Bebé)
    – Seni ararken beni delirtiyorsun, seni anlayamıyorum (Bebek)
    A ninguna quiero tocar, por estar contigo
    – Seninle olmak için hiç birine dokunmak istemiyorum

    Te pido porfa, no te vayas, quédate conmigo (Conmigo, oh)
    Sana soruyorum lütfen, gitme, benimle kal (benimle)
    Perdí la cuenta de los días que no te he comido;
    Seni yemediğim günleri kaybettim
    Me tienes como un loco buscándote, no te consigo (Bebé)
    Seni ararken beni delirtiyorsun, seni anlayamıyorum (Bebek)
    A ninguna quiero tocar, por estar contigo
    Seninle olmak için hiç birine dokunmak istemiyorum

    Y yo sé que la cagué, no fue una, fueron tres
    – Ve biliyorum onu ​​berbat ettim, biri değildi, üçtü
    Y to’ lo que te contaron, te contaron al revé’
    – Ve ‘sana söylediklerine, geriye doğru söylediler’
    Lo que hicimos esa noche, nunca me lo imaginé
    – O gece ne yaptık, hiç düşünmemiştim
    Pero es que estaba’ muy dura, no fue que enamoré
    – Ama çok zordu, ben aşık olmadım

    Ninguna como tú me droga, sálvame de esta, quítame esta soga
    – Bana uyuşturucu sevmiyorum, beni bundan kurtar, bu ipi benden al
    Quiéreme y no mire’ la hora, que es una noche loba
    – Beni sev ve zamana bakma, bu bir kurt gecesi

    Te pido porfa, no te vayas, quédate conmigo (Conmigo, oh)
    – Sana soruyorum lütfen, gitme, benimle kal (benimle)
    Perdí la cuenta de los días que no te he comido
    – Seni yemediğim günleri kaybettim
    Me tienes como un loco buscándote, no te consigo (Bebé)
    – Seni ararken beni delirtiyorsun, seni anlayamıyorum (Bebek)
    A ninguna quiero tocar, por estar contigo
    – Seninle olmak için hiç birine dokunmak istemiyorum

    Te pido porfa, no te vayas, bebé
    – Sana soruyorum lütfen, gitme, benimle kal (benimle)
    Que me muero de sed y es a ti que yo quiero virar al revé’
    – Seni yemediğim günleri kaybettim
    Sé bien que la cagué y las noche’ son un fantasma
    – Seni ararken beni delirtiyorsun, seni anlayamıyorum (Bebek)
    Ahora me visita el karma
    – Seninle olmak için hiç birine dokunmak istemiyorum

    No quiero que pienses que me las paso aún con estas loca’
    – Onları hala bu çılgınca harcadığımı düşünmeni istemiyorum ‘
    Yo esa vida la dejé, pensando en ti me pasé de copas
    – O hayatı terk ettim, seni düşünüyorum, içki içtim

    Te llamé, suena el ringtone y no doy contigo
    – Seni aradım, zil sesi geliyor ve seni bulamıyorum
    Vino tinto y llega tu recinto
    – Kırmızı şarap ve kasanız geldi
    Aún recuerdo cuando echabamo’ el quinto
    – Beşinci fırlattığımızda hala hatırlıyorum
    Tú tan lejo’ y ahora todo tan distinto
    – Şimdiye kadar ‘ve şimdi her şey çok farklı

    Te pido porfa, no te vayas, quédate conmigo (Conmigo, oh)
    – Sana soruyorum lütfen, gitme, benimle kal (benimle)
    Perdí la cuenta de los días que no te he comido
    – Seni yemediğim günleri kaybettim
    Me tienes como un loco buscándote, no te consigo (Bebé)
    – Seni ararken beni delirtiyorsun, seni anlayamıyorum (Bebek)
    A ninguna quiero tocar por estar contigo
    – Seninle olmak için hiç birine dokunmak istemiyorum

    Te pido porfa, no te vayas, quédate conmigo
    – Sana soruyorum lütfen, gitme, benimle kal (benimle)
    Perdí la cuenta de los días que no te he comido
    – Seni yemediğim günleri kaybettim
    Me tienes como un loco buscándote, no te consigo
    – Seni ararken beni delirtiyorsun, seni anlayamıyorum (Bebek)
    A ninguna quiero tocar, por estar contigo
    – Seninle olmak için hiç birine dokunmak istemiyorum

    Te pido porfa, no te vayas, quédate conmigo
    – Sana soruyorum lütfen, gitme, benimle kal (benimle)

  • Surf Mesa – ily (i love you baby) (feat. Emilee) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Surf Mesa – ily (i love you baby) (feat. Emilee) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I love you, baby, and if it’s quite all right
    – Seni seviyorum bebeğim ve eğer her şey yolundaysa
    I need you, baby, to warm these lonely nights
    – Bu yalnız geceleri ısıtmak için sana ihtiyacım var bebeğim
    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    Trust in me when I say
    – Dediğimde bana güven
    I love you, baby, and if it’s quite all right
    – Seni seviyorum bebeğim ve eğer her şey yolundaysa
    I need you, baby, to warm these lonely nights
    – Bu yalnız geceleri ısıtmak için sana ihtiyacım var bebeğim

    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    Trust in me when I say
    – Dediğimde bana güven
    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    I love you, baby, and if it’s quite all right
    – Seni seviyorum bebeğim ve eğer her şey yolundaysa
    I need you, baby, to warm these lonely nights
    – Bu yalnız geceleri ısıtmak için sana ihtiyacım var bebeğim
    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    Trust in me when I say
    – Dediğimde bana güven
    I love you, baby, and if it’s quite all right
    – Seni seviyorum bebeğim ve eğer her şey yolundaysa
    I need you, baby, to warm these lonely night
    – Bu yalnız geceleri ısıtmak için sana ihtiyacım var bebeğim
    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim

    Trust in me when I say
    – Dediğimde bana güven
    I love you baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    I love you baby, and if it’s quite all right
    – Seni seviyorum bebeğim ve eğer her şey yolundaysa
    I need you, baby, to warm these lonely nights
    – Bu yalnız geceleri ısıtmak için sana ihtiyacım var bebeğim
    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    Trust in me when I say
    – Dediğimde bana güven
    I love you baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    I love you, baby, and if it’s quite all right
    – Seni seviyorum bebeğim ve eğer her şey yolundaysa
    I need you, baby, to warm these lonely nights
    – Bu yalnız geceleri ısıtmak için sana ihtiyacım var bebeğim

    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    Trust in me when I say
    – Dediğimde bana güven
    I love you, baby, and if it’s quite all right
    – Seni seviyorum bebeğim ve eğer her şey yolundaysa
    I need you, baby, to warm these lonely nights
    – Bu yalnız geceleri ısıtmak için sana ihtiyacım var bebeğim
    I love you, baby
    – Seni seviyorum bebeğim
    Trust in me when I say
    – Dediğimde bana güven

  • Powfu – Death Bed Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Powfu – Death Bed Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Don’t stay away for too long
    – Uzun süre uzak kalma
    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme

    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım
    I’ll get you up and going out of bed
    – Seni alacağım ve yatağından dışarı çıkaracağım
    Yeah, I don’t wanna fall asleep
    – Evet, uyuyakalmak istemiyorum
    I don’t wanna pass away
    – Pas geçmek (Ölmek) istemiyorum
    I’ve been thinking of our future ’cause I’ll never see those days
    – Geleceğimiz hakkında düşünüyorum çünkü o günleri asla göremeyeceğim
    I don’t know why this has happened, but I probably deserve it
    – Neden böyle oldu bilmiyorum ama herhalde hak ediyorum
    I tried to do my best, but you know that I’m not perfect
    – En iyisini yapmayı denedim, ama mükemmel olmadığımı biliyorsun

    I’ve been praying for forgiveness, you’ve been praying for my health
    – Ben affedilmek için dua ediyorum, sen sağlığım için
    When I leave this earth, hoping you’ll find someone else
    – Bu dünyayı terk ettiğim zaman, umuyorum başka birisini bulacaksın
    ‘Cause, yeah, we’re still young, there’s so much we haven’t done
    – Çünkü, evet, hala genciz, hala yapmadığımız çok fazla şey var
    Getting married, start a family, watch your husband with his son
    – Evlenmek, aile kurmak, kocanı oğluyla izlemek
    I wish it could be me, but I won’t make it off this bed
    – Keşke o ben olabilseydim, ama ben bu yataktan kurtulamayacağım
    I hope I go to heaven, so I see you once again
    – Umarım cennete giderim, böylece seni birkez daha görebilirim
    My life was kinda short, but I got so many blessings
    – Hayatım biraz kısaydı, ama çok fazla iyi dilekler kazandım
    Happy you were mine, it sucks that it’s all ending
    – Benim olduğun için mutluyum, bütün bunların son bulması çok kötü
    Don’t stay away for too long
    – Uzun süre uzak kalma

    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme
    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım
    I’ll get you up and going out of bed, yeah
    – Seni yataktan çıkaracağım, evet
    And I, don’t stay away for too long
    – Ve ben, uzun süre uzak kalma
    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme
    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım
    I’ll get you up and going out of bed
    – Seni alacağım ve yatağından dışarı çıkaracağım

    Yeah, I’m happy that you’re here with me
    – Evet, burada benimle olduğun için mutluyum
    I’m sorry if I tear up
    – Eğer gözlerim dolarsa üzgünüm
    When me and you were younger, you would always make me cheer up
    – Ben ve sen daha gençken, beni hep neşelendirirdin
    Taking goofy videos while walking through the park
    – Parkta yürürken aptal videolar çekmek
    You would jump into my arms every time you heard a bark
    – Havlama duyduğun her sefer kollarıma atlardın
    Cuddle in your sheets, sang me sound asleep
    – Çarşaflarına sarıl, bana sarkı söyle uyurken
    And sneak out through your kitchen at exactly 1:03
    – Ve mutfağından gizlice kaçardım tam 1:03de
    Sundays went to church, on Mondays watched a movie
    – Pazar günleri kiliseye giderdik, pazartesileri film izlerdik
    Soon you’ll be alone, sorry that you have to lose me
    – Yakında yalnız kalacaksın, beni kaybetmek zorunda olduğun için özür dilerim

    Don’t stay away for too long
    – Uzun süre uzak kalma
    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme
    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım
    I’ll get you up and going out of bed
    – Seni alacağım ve yatağından dışarı çıkaracağım
    And I, don’t stay away for too long
    – Ve ben, uzun süre uzak kalma
    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme
    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım
    I’ll get you up and going out of bed
    – Seni alacağım ve yatağından dışarı çıkaracağım
    Don’t stay away for too long
    – Uzun süre uzak kalma
    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme
    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım

    I’ll get you up and going out of bed
    – Seni alacağım ve yatağından dışarı çıkaracağım
    And I, don’t stay away for too long
    – Ve ben, uzun süre uzak kalma
    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme
    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım
    I’ll get you up and going out of bed
    – Seni alacağım ve yatağından dışarı çıkaracağım
    And I, don’t stay away for too long
    – Ve ben, uzun süre uzak kalma
    Don’t go to bed
    – Yatağa gitme
    I’ll make a cup of coffee for your head
    – Kafan için bir bardak kahve yapacağım
    I’ll get you up and going out of bed
    – Seni alacağım ve yatağından dışarı çıkaracağım

  • Ashe – Moral of the Story Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ashe – Moral of the Story Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    So I never really knew you
    – demek ki seni hiç tanımamışım
    God, I really tried to
    – tanrım, gerçekten denedim
    Blindsided, addicted
    – gafil avlandım, bağımlı oldum
    Felt we could really do this
    – bunu yapabilirmişiz gibi geldi
    But really I was foolish
    – ama gerçekten aptalmışım
    Hindsight it’s obvious
    – geç anladım, orası belli

    Talking with my lawyer
    – avukatımla konuşurken
    She said where’d you find this guy
    – nerden buldun bu adamı dedi
    I said young people fall in love
    – yanlış kişilere aşık olabilirler
    With the wrong people sometimes
    – dedim ki bazen genç insanlar

    Chorus:
    – Koro:
    Some mistakes get made
     – bazı hatalar yapıldı
    That’s alright, that’s okay
    – sorun değil, önemli değil
    You can think that you’re in love
    – aşık olduğunu düşünebilirsin
    When you’re really just in pain
    – aslında acı çekiyorken
    Some mistakes get made
    – bazı hatalar yapıldı
    That’s alright, that’s okay
    – sorun değil, önemli değil
    In the end it’s better for me
    – sonuç olarak böylesi benim için daha iyi
    That’s the moral of the story, babe
    – hikayeden çıkan ders bu, bebeğim

    It’s funny how a memory
    Ne kadar komik bir hatıra
    Turns into a bad dream
    – bir kabusa dönüşmesi çok ilginç
    When running wild turns volatile
    – hızlıca koşarken birden buharlaşmak
    Remember how we painted our house
    – evimizi nasıl boyadığımızı hatırla
    Just like my grandparents did
    – tıpkı dedem ve babaannemin yaptığı gibi
    So romantic but we fought the whole time
    – çok romantik ama sürekli kavga etmiştik
    Should have seen the signs, yeah
    – belirtileri görmeliydim, evet

    Talking with my mother
    – annemle konuşurken
    She said where’d you find this guy
    – nerden buldun bu adamı dedi
    I said young people fall in love
    – dedim ki bazen genç insanlar
    With the wrong people sometimes
    – yanlış kişilere aşık olabilirler

    They say it’s better to have love then lost
    – diyorlar ki aşka sahip olup bırakmak daha iyidir
    Than never to have loved at all
    – hiç sevilmemektense
    That could be a load of shit
    – saçma olabilir
    But I just need to tell you all
    – ama hepinize şunu söylemem lazım

    Some mistakes get made
    – bazı hatalar yapıldı
    That’s alright, that’s okay
    – sorun değil, önemli değil
    You can think that you’re in love
    – aşık olduğunu düşünebilirsin
    When you’re really just engaged
    – aslında sadece nişanlıyken
    Some mistakes get made
    – bazı hatalar yapıldı
    That’s alright, that’s okay
    – sorun değil, önemli değil
    In the end it’s better for me
    – sonuç olarak böylesi benim için daha iyi
    That’s the moral of the story
    – hikayeden çıkan ders bu, bebeğim

  • Low Roar – Bones Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Low Roar – Bones Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    First of March, it’s clear to me
    – Martın biri, bana açık
    It’s something that’s uncomforting
    – Rahatsız edici bir şey
    Your body has a way with me
    – Vücudun benimle birlikte uzakta
    But I’m exactly where I wanna be
    – Ama tam olarak istediğim yerdeyim

    But I’m a long way from home
    – Ama evden çok uzaktayım
    I know your voice, I know your face
    – Sesini biliyorum, yüzünü biliyorum
    This is something I cannot replace
    – Bu yerini değiştiremeyeceğim bir şey
    Give me hope and give me doubt
    – Bana umut ve şüphe ver
    Well I loved you then but I don’t love you now
    – Önceden seni sevdim ama şimdi sevmiyorum
    I’m a long way from home
    – Evden çok uzaktayım
    ‘Cause we’re a long way from home
    – Çünkü evden uzaktayız
    No listen now, don’t walk away
    – Hayır dinle şimdi, çekip gitme
    I’ve got nothing more to say
    – Söyleyecek başka bir şeyim yok
    Can you see it in my dying face
    – Ölen yüzümde görebiliyor musun

    You’re acting like I care
    – Görebiliyorum gibi yapıyorsun
    Now is there anything that I can do
    – Yapabileceğim bir şey var mı şimdi
    If there was would we be singing
    – Olsaydı şarkı söylüyor olur muyduk
    ‘Cause, you’re a part of me and I’m a part of you
    – Çünkü, sen benim bir parçamsın ve ben senin bir parçanım
    ‘Cause, you’re a part of me and I’m a part of you
    – Çünkü, sen benim bir parçamsın ve ben senin bir parçanım
    ‘Cause, you’re a part of me and I’m a part of you
    – Çünkü, sen benim bir parçamsın ve ben senin bir parçanım
    ‘Cause, you’re a part of me and I’m a part of you
    – Çünkü, sen benim bir parçamsın ve ben senin bir parçanım