Im-bim-billilah im-billilah – İm-bim-billilah im-billilah On im-bim-billalah im-billilah – İm-bim-billalah hakkında On im-bim-billalah im-billilah – İm-bim-billalah hakkında On im-bim-billalah im-billilah on his father – İm-bim-billalah’ta im-billilah babasında Im-bim-billalah im-billilah on his father – İm-bim-billalah im-billilah babasına Im-bim-billilah im-billilah – İm-bim-billilah im-billilah On im-bim-billalah im-billilah – İm-bim-billalah hakkında On im-bim-billalah im-billilah on his father – İm-bim-billalah’ta im-billilah babasında
My uncle Bu Masoud, has big black eyes – Amcam Bu Masoud’un kocaman siyah gözleri var. He never eats, he’s never full, my uncle Bu Masoud – Asla yemiyor, asla dolmuyor, amcam Bu Masoud He is hassled for cash – O parayla uğraşıyor He has no money for gas – Benzin için parası yok At the end of the day he beats his wife – Günün sonunda karısını dövüyor So that he can feel powerful – Böylece güçlü hissedebiliyor
Tell me how can he live – Bana nasıl yaşayabileceğini söyle In this chaotic state – Bu kötü durumda It’s better in the Gulf – Uçurumdan daha iyi But he can’t drink alcohol there – Ama orada alkol içemezsin So he bought himself a bus – Bu yüzden kendine bir otobüs aldı. Through loans and lies – Krediler ve yalanlar sayesinde Whenever he turns the radio on – Ne zaman radyoyu açsa He only hears static – Sadece sabit şarkıları dinler
Blueface, baby – Hüzünlü yüz, bebeğim Yeah right – Evet doğru Bust down, Thotiana – Sustur, Thotiana; Yeah right – Evet doğru I wanna see you bust down – Seni görmek istiyorum Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana) – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana) I wanna see you bust down (Over) – Seni görmek istiyorum Pick it up, now break that shit down (Break it down) – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala) Speed it up, then slow that shit down, on the gang (Slow it down) – Hızlandırın, sonra çete üzerinde aşağıya doğru yavaşça vurun (Yavaşla) Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü
Bust down, on the gang (Over) – Çetede aşağı büstü (Üzerinde) Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana) – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana) I wanna see you bust down (Over) – Seni görmek istiyorum Pick it up, now break that shit down (Break it down) – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala) Speed it up, now slow that shit down, on the gang (Slow it down) – Hızlandırın, şimdi yavaşlayın çete üzerinde, (Yavaşlayın) Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü Bust down, on the gang (Over) – Çetede aşağı büstü (Üzerinde) Blueface, baby – Hüzünlü yüz, bebeğim Yeah right, I’m every woman’s fantasy (Blueface, baby) – Evet doğru, ben her kadının fantazisiyim (Blueface, bebeğim) Mama always told me I was gon’ break hearts – Annem her zaman kalpleri kıracağımı söyledi
I guess it’s her fault, stupid, – Galiba onun hatası, aptal. don’t be mad at me (Don’t be mad at me) – Bana kızma (Bana kızma) I wanna see you bust down (Bust down) – Seni aşağıya görmek istiyorum (aşağıya) Bend that shit over, on the gang (Yeah right) – Bu boku çete üzerinde bükün (Evet) Make that shit clap – Bu boku alkışla She threw it back so I had to double back, on the gang (On the gang) – Geri attı, ben de çifte geri dönmek zorunda kaldım (Çetede) Smackin’, high off them drugs (Off them drugs) – Smackin ‘, uyuşturucudan yüksek (Onları uyuşturuculardan) I tried tell myself two times was enough (Was enough) – Kendime iki kere yeterli olduğunu söylemeye çalıştım (Yeterli) Then a nigga relapsed, on the dead locs – Sonra bir zenci ölen bölgelere geldi. Ain’t no runnin’, Thotiana, – Kaçma, Thotiana,
you gon’ take these damn strokes (Thotiana) – Bu lanet olası vuruşları yapacaksın (Thotiana) I beat the pussy up, now it’s a murder scene – Ben kediyi dövdüm, şimdi cinayet mahalli Keep shit player, Thotiana, – Bok oyuncusu tut, Thotiana, like you ain’t never even heard of me (Blueface, baby) – Senin beni hiç duymadığın gibi (Blueface, bebek) Bust down, Thotiana, I wanna see you bust down (Bust down) – Aşağıya in, Thotiana, seni aşağıya görmek istiyorum (Aşağıya in) Bend that shit over (Bend it over) – O boku bükün (Üzerine bükün) Yeah right, now make that shit clap, on the gang (Make it clap) – Evet doğru, şimdi o bok çırp, çetenin üzerine yap (El çırp) Now toot that thing up (Toot it up) – Şimdi o şeyi yukarı kaldır (Yukarı kaldır) Throw that shit back (Throw it back) – O şeyi geri at (Geri at) I need my extras, on the dead locs – Ölü yerlerde ekstralara ihtiyacım var
Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana) – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana) I wanna see you bust down (Over) – Seni görmek istiyorum Pick it up, now break that shit down (Break it down) – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala) Speed it up, then slow that shit down, on the gang (Slow it down) – Hızlandırın, sonra çete üzerinde aşağıya doğru yavaşça vurun (Yavaşla) Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü Bust down, on the gang (Over) – Çetede aşağı büstü (Üzerinde) Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana) – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana) I wanna see you bust down (Over) – Seni görmek istiyorum Pick it up, now break that shit down (Break it down) – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala) Speed it up, now slow that shit down, on the gang (Slow it down) – Hızlandırın, şimdi yavaşlayın çete üzerinde, (Yavaşlayın) Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü Bust down, on the gang (Over) – Çetede aşağı büstü (Üzerinde)
Monday makes me wanna cry – Pazartesi beni ağlatmak istiyor you should know by now i am – Şunu bilmelisin ama ben all about the weekend – Haftasonu hakkında her şeyi biliyorum
for the weekend – haftasonu için
Tuesday i just stay inside – Salı sadece evde kalırım that the hours pass by waiting – saatlerin geçmesini beklerim for the weekend – haftasonu için for the weekend – haftasonu için
Wednesday come i watch it go – Çarşamba geldi, giderken izle feeling like my life is in slow motion – hayatım yavaş geçiyormuş gibi hissediyorum
Mmm yeah – Evet evet
Thursday evening fantasize – Perşembe akşamı fantazim one more night and i can start – bir gece daha bekleyebilirim the weekend – haftasonu Ohh the weekend – Ohh haftasonu
Fridays i am such a fuck up on Fridays, – Cuma günleri de ben böyleyim, s**tir git cuma but i love myself on Fridays – ama cumaları kendimi seviyorum i am such a fuck up on Fridays, – ama hafta sonları da kendimi seviyorum. but i love myself on the weekend. – evet haftasonu kendimi seviyorum yeah I love myself on the weekend – evet haftasonu kendimi seviyorum (yeah I do) – (Evet bunu yapıyorum) yeah I love myself on the weekend – evet haftasonu kendimi seviyorum yeah I love myself on the weekend – evet haftasonu kendimi seviyorum Fridays, Fridays, Fridays, – Cuma, cuma, cuma, Fridays i love myself on the weekend. – Cuma günleri ve hafta sonları kendimi seviyorum.
Monday here we go again maybe – Pazartesi buradan belki tekrar gideriz if i fake it will i like it, like you like it. – Eğer yapmacık olursam belki seversin, seversin
Tuesday i put on a face trying – Salı belki işe yarar bir yüzüm var to get by until the weekend, – hafta sonuna kadar uğramak, For the weekend. – Haftasonu için.
Wednesday come i watch it go – Çarşamba geldi, giderken izle feeling like my life is in slow motion – hayatım yavaş geçiyormuş gibi hissediyorum ohh yeah – oh evet
Thursday texting with a – Perşembe birilerine yazıyoruz Friend making plans – Arkadaşlarla plan yapıyoruz we are ready for the weekend – Hafta sonu için hazırlanıyoruz for the weekend – Hafta sonu için
Fridays i am such a fuck up on Fridays, – Cuma günleri de ben böyleyim, s**tir git cuma but i love myself on Fridays – ama cumaları kendimi seviyorum i am such a fuck up on Fridays, – Cuma günleri işte böyle berbat biriyim but i love myself on the weekend – ama hafta sonları da kendimi seviyorum. yeah I love myself on the weekend – evet haftasonu kendimi seviyorum (yeah I do) – (Evet bunu yapıyorum) yeah I love myself on the weekend – Cuma, cuma, cuma, I love myself on the weekend – Cuma günleri ve hafta sonları kendimi seviyorum.
I love myself on the weekend – Hafta sonu kendimi seviyorum I love myself on the weekend – Hafta sonu kendimi seviyorum
Es wird Zeit – Zamanı geldi Baller’ lo-lo-lo-lo-los – Toplar lo lo lo lo los Meine Mermis – Benim mermiler Aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß – Ku-ku-ku-ku-kucamda QDH – qdh Wird bald groß, groß, groß – Yakında olacak
Mero, ey, ey, ey – Mero, ey, ey, ey Mermi-Flow – Mermi akıyor Baller’ meine Packs, die Texte für die Neider (ja) – Baller benim paketlerim, bunlar benim kıskanç (evet) Jacke mit Pelz, die glänzt vom Designer (ja) – Tasarımcıdan parlayan kürklü ceket (evet) Wieder mal der Beste, Beste, bin geiler (ja) – Yine en iyisi, en iyisi, azgınım (evet) Digga, ich bang’, du denkst, es war einfach (hah) – Digga, sencede mi dövüldüm, sanırım kolaydı. Kommen alle Weiber, wie ‘ne Leiter – Tüm kadınlar gelsin , lider gibi Geh’ ich hoch, aber Mermi-Flow war auch Fußballer – Yukarı çıktım ama Mermi-Flow aynı zamanda bir futbolcuydu. Los, baller, wo sind deine Jungs, wo? – Hadi baller, adamların nerede, nerede? Kommen nur mit Volo 62 (brra) – Sadece Volo 62 ile gel (brra) Kicke die Reime und flippe die Scheine (ja) – Tekerlemeleri tekmeleyin ve faturaları çevirin (evet) Geh mal du lieber zur Seite (wouh) – Bir kenara gitmeyi mi tercih edersin? (wouh) Digga, ich komme alleine – Digga, yalnız geliyorum Und halte dich wie Kelesh an einer Leine – Ve Kelesh gibi tasmalı kalıyorsun Du Pisser, du Pisser, du redest zu viel – İşiyorsun, işiyorsun, düşmeye hazırsın Ich esse dich auf, Digga, bon appétit – Seni yerim Kanka, afiyet olsun Mein Vorname G – Benim ilk adım g Mermi-Speed quatre deux huit – Mermi Hızlı dört iki sekiz Meine City, ya habib, also geh weg (pah, wouh) – Benim şehrim, ya habib, git başımdan (pah, wouh)
Auf dem Weg nach oben, will die Million (skrrt, skrrt) – Daha yukarı, milyonu istiyor (skrrt, skrrt) Geh zur Seite, Digga, ich will alles hol’n (wouh) – Diğer Tarafa git, Digga, ben her şeyi almak istiyorum. Für dich ist Mero seine Liga viel zu hoch – Bence Mero, bu lig için çok yüksek Und bald bin ich in den Charts, QDH – Ve yakında tablolardayım, QDH Baller’ lo-lo-lo-lo-los – Toplar lo lo lo lo los ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß – ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß Und mein Name wird bald groß, groß, groß – Ve benim adım yakında büyük olacak, büyük, büyük Bruder, Rüsselsheim, Schüsse fall’n wie gewohnt (brra) – Kardeş Rüsselsheim, atışlar her zamanki gibi düşüyor (brra) Heh, ja Mann, ich hab’s euch gesagt, Alter – Evet, dostum sana söyledim dostum Ich hab’ schon alles nur durch Handyvideos gefickt, Mann – Zaten her şeyi sadece cep telefonu videolarıyla becerdim. Adamım Ihr habt lang genug gewartet – Yeterince bekledim Aber jetzt bin ich da und ich werd’ alles auseinandernehmen – Ama şimdi buradayım ve her şeyi ayrı tutacağım
(Baller’ lo-lo-lo-lo-los) – Toplar lo lo lo lo los Heh, ihr habt grad ein’n original Mermi-Flow gehört (Aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß) – Heh, az önce orijinal bir Mermi-Flow sesi duydunuz (Aufm Scho-Scho-SchoScho-Schoß) Aber jetzt wird’s krasser (Werd’ bald groß, groß, groß) – Ama şimdi crass alır (Yakında büyük, büyük, büyük ol) Jetzt kriegt ihr den krassesten Part, Mann – Şimdi en keskin kısmı anladın, dostum Gökhan Abi, baller’ los, QDH, wouh – Gökhan Abi, baller’ los, QDH, wouh Bam-bam wie ‘ne Pumpgun, bin ich stramm, Mann – Bam-bam pomgun gibi, ben gerginim dostum Asoziale Flows von einem Aslan (wuah) – Asosyal bir Aslan’dan akar flowlar (wuah) Bitte lass mal deine Gangsterfilme – Lütfen gangster filmlerini bırak Weil ich dich nur am lästern finde, ey – Çünkü seni sadece küfür ederken buluyorum, ey QDH, Motherfuck, bana bak, kriegst Uppercuts – QDH, Anneni becerecez, bana bak, üst kısma gel Komme mit den Bratans aus Lazarat (pah, pah, pah, pah) – Lazaratlı Bratanlarla gelin (pah, pah, pah, pah) Baller’ wieder unnormale Flows, deine Hoes gucken zu – Topların flowları ‘normal akar yine Weil der Mero Birra fickt wieder Shows – Çünkü Mero Birra yine gösterileri beceriyor Ich zeig’ dir die Gegenwart – Sana hediyeyi göstereyim
Tijara-Para sind Regeln hier in meiner Stadt (woo, woo) – Tijara Para benim şehrimde burada kurallar (woo, woo) Ya hero, ya mero, will alles – Ya kahraman, ya mero, her şeyi istiyor Denn alles ist Para und Para macht satt (pah, pah, pah, pah, pah) – Çünkü her şey Para ve Para dolu (pah, pah, pah, pah, pah) Enes schießt auf Enemys und jeder sieht – Enes vuruyor Düşmanlar ve herkes görüyor Wer Welle schiebt, fällt immer tief – Kim dalgayı zorlarsa, daima derinden düşer Meine Schelle zieht, ja, das kennen sie (brra, wouh) – Zilimi çeker, evet, bunu biliyorsun (brra, wouh) Auf dem Weg nach oben, will die Million (skrrt, skrrt) – Daha yukarı, milyonu istiyor (skrrt, skrrt) Geh zur Seite, Digga, ich will alles hol’n (wouh) – Diğer Tarafa git, Digga, ben her şeyi almak istiyorum. Für dich ist Mero seine Liga viel zu hoch – Bence Mero, bu lig için çok yüksek Und bald bin ich in den Charts, QDH (brrra) – Ve yakında tablolardayım, QDH (brrra) Baller’ lo-lo-lo-lo-los – Toplar lo lo lo lo los ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß – ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß
Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road – Evet, atımı alacağım ve eski kasaba yoluna gideceğim. I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim I’m gonna take my horse to the old town road – Atımı alıp eski kasaba yoluna gideceğim I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim Kio, Kio – Kio, Kio I got the horses in the back – Geride kalan atlarım var, Horse tack is attached – Atı raptiyeyle tutturdum
Hat is matte black – Şapkam mat siyah Got the boots that’s black to match – Onunla uyması için siyah botlarım var Ridin’ on a horse, ha – Bir atın üstünde gidiyorum, You can whip your Porsche – Sen Porsche’ni kırbaçlayabilirsin I been in the valley – Ben vadide olacağım You ain’t been up off the porch, now – Şimdi porchundan çıkmadın, şimdi Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Ridin’ on a tractor – Bir traktör sürüyorum Lean all in my bladder – Mesanemin üstüne eğildim
Cheated on my baby – Sevgilimi aldattım You can go and ask her – Gidip ona sorabilirsin My life is a movie – Hayatım bir film Bull ridin’ and boobies – Boğa sürmek ve göğüsler
Cowboy hat from Gucci – Gucci’den bir kovboy şapkası Wrangler on my booty – Ganimetimde bir kovboy Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana bir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road – Evet, atımı alacağım ve eski kasaba yoluna gideceğim. I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim I’m gonna take my horse to the old town road – Atımı alıp eski kasaba yoluna gideceğim I’m gonna ride till I can’t no more – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim I got the – Benim var
Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road – Evet, atımı Eski Şehir yoluna götüreceğim. I’m gonna ride ’til I can’t no more – Artık ben ride ’til ben I’m gonna take my horse to the old town road – Atımı Eski Şehir yoluna götüreceğim. I’m gonna ride ’til I can’t no more (Kio, Kio) – Artık binene kadar bineceğim (Kio, Kio) I got the horses in the back – Atları arkada tuttum Horse tack is attached – At tack eklendi Hat is matte black – Şapka mat siyah Got the boots that’s black to match – Eşleşecek siyah botları aldım Ridin’ on a horse, ha – Ata binmek, ha You can whip your Porsche – Porsche’nizi kırbaçlayabilirsiniz I been in the valley – Vadide bulundum You ain’t been up off that porch, now – O verandanın dışında değildin, şimdi Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana hiçbir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Bana hiçbir şey söyleyemezsin Can’t nobody tell me nothin’ – Kimse bana hiçbir şey söyleyemez You can’t tell me nothin’ – Bana hiçbir şey söyleyemezsin Ridin’ on a tractor – Bir traktöre biniyorum Lean all in my bladder – Mesaneme tamamen yaslan Cheated on my baby – Bebeğimi aldattım You can go and ask her – Gidip ona sorabilirsin My life is a movie – Hayatım bir film Cowboy hat from Gucci – Gucci’den kovboy şapkası Wrangler on… – Wrangler üzerinde…
Better than birds of a feather, you and me – tüyden kuşlardan, sen ve ben We change the weather, yeah – Biz havayı değiştiririz, evet I’m feeling heat in December when you’re ’round me – Sen etrafımdayken Aralık’ta ısıyı hissediyorum I’ve been dancing on top of cars and stumbling out of bars – Arabaların üstünde dans ediyordum barlardan sendeleyerek çıkıyordum I follow you through the dark, can’t get enough – Zifiri karanlıkta bile seni takip ederim, sana doyamıyorum You’re the medicine and the pain, the tattoo inside my brain – Hem ilacım hem de acımsın, beynimin içine kazınmışsın And, baby, you know it’s obvious – Ve bebeğim, açıkça ortada olduğunu biliyorsun I’m a sucker for you – Sana hastayim Say the word and I’ll go anywhere blindly – Kelimeyi soyle ve senle gözüm kapalı her yere gideceğim I’m a sucker for you, yeah – Sana hastayım, evet Any road you take, you know that you’ll find me – Yürüdüğün her yolun sonunda ben olacağım biliyorsun
I am a sucker for all the subliminal things – Aklındakilerin hastasıyım No one knows about you, about you, about you, about you – Kimsenin bilmediği şeylerin hastasıyım And you’re making the typical me break my typical rules – Bana tabularımı yıktırıyorsun It’s true, I’m a sucker for you, yeah – Bu doğru, sana hastayim, evet Don’t complicate it (Yeah) – Karmaşıklaştırma ‘Cause I know you and you know everything about me – Çünkü ben seni biliyorum ve sen benim hakkımdaki her şeyi biliyorsun I can’t remember (Yeah) all of the nights – Hatırlayamıyorum (evet) tüm gecelerde I don’t remember when you’re ’round me (Oh, yeah, yeah) – etrafımda olduğunda hatırlayamıyorum (oh evet evet) I’ve been dancing on top of cars and stumbling out of bars – Arabaların üstünde dans ediyordum barlardan sendeleyerek çıkıyordum
I follow you through the dark, can’t get enough – Zifiri karanlıkta bile seni takip ederim, sana doyamıyorum You’re the medicine and the pain, the tattoo inside my brain – Hem ilacım hem de acımsın, beynimin içine kazınmışsın And, baby, you know it’s obvious – Ve bebeğim, açıkça ortada olduğunu biliyorsun I’m a sucker for you – Sana hastayim Say the word and I’ll go anywhere blindly – Kelimeyi soyle ve senle gözüm kapalı her yere gideceğim; I’m a sucker for you, yeah – Sana hastayım, evet Any road you take, you know that you’ll find me – Yürüdüğün her yolun sonunda ben olacağım biliyorsun
I am a sucker for all the subliminal things – Aklındakilerin hastasıyım No one knows about you, about you, about you, about you – Kimsenin bilmediği şeylerin hastasıyım And you’re making the typical me break my typical rules – Bana tabularımı yıktırıyorsun It’s true, I’m a sucker for you, yeah – Bu doğru, sana hastayim, evet (I’m a sucker for you) – (sana hastayım) I’ve been dancing on top of cars and stumbling out of bars – Arabaların üstünde dans ediyordum barlardan sendeleyerek çıkıyordum I follow you through the dark, can’t get enough – Zifiri karanlıkta bile seni takip ederim, sana doyamıyorum You’re the medicine and the pain, the tattoo inside my brain – Hem ilacım hem de acımsın, beynimin içine kazınmışsın And, baby, you know it’s obvious – Ve bebeğim, açıkça ortada olduğunu biliyorsun I’m a sucker for you, yeah – Sana hastayım, evet Say the word and I’ll go anywhere blindly – Kelimeyi soyle ve senle gözüm kapalı her yere gideceğim I’m a sucker for you, yeah – Sana hastayım, evet
Any road you take, you know that you’ll find me – Yürüdüğün her yolun sonunda ben olacağım biliyorsun I am a sucker for all the subliminal things – Aklındakilerin hastasıyım No one knows about you, about you, about you, about you – Kimsenin bilmediği şeylerin hastasıyım And you’re making the typical me break my typical rules – Bana tabularımı yıktırıyorsun It’s true, I’m a sucker for you – Bu doğru, sana bağımlıyım I’m a sucker for you – Sana hastayim
Can’t you stay – Kalamaz mısın Stay with me into the night – Benimle kalamaz mısın geceye Stay, I need you close – Kal, senin yakın olmana ihtiyacım var You can go back when the sun rise again – Güneş doğduğunda geri gidebilirsin Just stay tonight, just stay – Sadece bu gece kal, sadece kal Have you seen my spirit – Ruhumu gördün mü Lost in the night – Gecede kaybolan The violent nightshade – Şiddetli köpeküzümü They took away my light – Işığımı aldılar They call us nothing – Bize hiçbir şey diyorlar My name is nothing – Benim adım hiçbir şey Come see me – Gel gör beni Please see me – Lütfen gör beni
Cause I’ve been running with the demons now – Çünkü ben şimdi şeytanlarla koşuyorum; They all see my fear – Hepsi korkumu görüyor They say there’s nothing – Hiçbir olmadığını söylüyorlar Nothing here – Burada hiçbir şey I see your spirit in the sky – Ruhunu gökyüzünde görüyorum When northern lights are dancing – Kuzey Işıklarının dans ettiği He-lo e loi-la – He-lo e loi-la I hear you caaling me at night – Gece bana çağırdığını duyuyorum Whenever wind is blowing – Ne zaman rüzgar esse
He-lo e loi-la – He-lo e loi-la I can see your spirit in the sky – Ruhunu gökyüzünde görüyorum When northern lights are dancing – Kuzey Işıklarının dans ettiği He-lo e loi-la – He-lo e loi-la Čajet dan čuovgga – Işığı gör I’ll follow you until the daylight – Gün ışığına kadar takip ediyorum seni Shy us away – Çekin bizden I need a hero – Bir kahramana ihtiyacım var I need my light – Işığıma ihtiyacım var
Her shining lightwaves – Onun parlayan ışık dalgaları Will break away the night – Geceyi yıkacak I call it freedom – Ben buna özgürlük diyorum Our name is freedom – Adımız özgürlük Come find me – Gel bul beni Please find me – Lütfen bul beni Cause I am dancing with the fairies now – Çünkü ben perilerle dans ediyorum şimdi They all sing our name – Hepsi adımızı söylüyorlar I got my light here – Işığım var burada Shining here – Burada parlıyor
I hear you caaling me at night – Gece bana çağırdığını duyuyorum Whenever wind is blowing – Ne zaman rüzgar esse He-lo e loi-la – He-lo e loi-la I can see your spirit in the sky – Ruhunu gökyüzünde görüyorum When northern lights are dancing – Kuzey Işıklarının dans ettiği He-lo e loi-la – He-lo e loi-la Čajet dan čuovgga – Işığı gör I hear you caaling me at night – Gece bana çağırdığını duyuyorum Whenever wind is blowing – Ne zaman rüzgar esse He-lo e loi-la – He-lo e loi-la
I can see your spirit in the sky – Ruhunu gökyüzünde görüyorum When northern lights are dancing – Kuzey Işıklarının dans ettiği He-lo e loi-la – He-lo e loi-la Čajet dan čuovgga – Işığı gör I can see your spirit in the sky – Ruhunu gökyüzünde görüyorum When northern lights are dancing – Kuzey Işıklarının dans ettiği He-lo e loi-la – He-lo e loi-la Čajet dan čuovgga – Işığı gör
Green like go – Yeşil gibi gitmek That’s all I know – Tüm bildiğim bu And when I roll, I’m in control – Ve sarhoş olurken, kontrol altındayım Don’t matter what they say – Ne söylediklerini takmıyorum No I don’t care – Hayır umurumda değil Ain’t gonna walk away until I’m there – Ben burda olduğum sürece uzaklaşamayacak Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım; (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra Get dat – Anla I’m on the loose – Ben kaybettim Get out my way – Benim yolumdan çık
I’m ‘bout to prove what I’ve been saying – Ne dediğimi kanıtlamak üzereyim Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra (Ooohh) Won’t stop till I get dat; – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme Move all day and I never get tired – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
Move all day and I never give up – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra; (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım (Ooohh) I won’t stop – (Ooohh) Durmayacağım (Ooohh) Won’t stop till I get dat – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım Till I get dat — get dat – Kavrayana kadar – kavra
Oh honey, I’ll do anything for you – Oh balım, senin için her şeyi yaparım Oh honey, just tell me what you want me to – Oh balım, sadece yapmam gerekeni söyle Oh honey, kiss me up against the wall – Oh balım , duvara karşı beni öp Oh honey, don’t think anything, just have it all – Oh balım, hiçbir şey düşünme sadece hepsine sahip ol Yeah, I can take it, so don’t you fake it – Evet, alabilirim, sen de sahte yapma I know your love’s my destiny – Aşkının benim kaderim olduğunu biliyorum Yeah, I can take it, please demonstrate it – Evet alabilirim, lütfen kanıtla ‘Cause I’m going down in history – Çünkü tarihe geçeceğim Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım
Ridin’ so high, achieving my goals; – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım Ridin’ so high, achieving my goals – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum I’m stoked on ambition and verve – Ben hırs ve hüzünden bıktım I’m gonna get what I deserve – Hak ettiğimi alacağım So full of ambition and verve – Çok hırs ve şehvetle dolu I’m gonna get what I deserve – Hak ettiğimi alacağım
Oh honey, let’s get in through the door – Tatlım, hadi kapıdan girelim Oh honey, not concerned who sees us ripping up the floor – Tatlım, kim bizi yere yattırdığını düşünüyor. Oh honey, we’ll go dancing wherever you choose – Tatlım, nereye gidersen git dans etmeye gideceğiz Oh honey, you know we just can’t lose – Tatlım, biliyorsun, kaybedemeyiz. Yeah, I can take it, so don’t you fake it – Evet, alabilirim, sen de sahte yapma I know your love’s my destiny – Aşkının benim kaderim olduğunu biliyorum
Yeah, I can take it, please demonstrate it – Evet alabilirim, lütfen kanıtla ‘Cause I’m going down in history – Çünkü tarihe geçeceğim Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım Ridin’ so high, achieving my goals – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım Ridin’ so high, achieving my goals – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum I’m stoked on ambition and verve – Ben hırs ve hüzünden bıktım I’m gonna get what I deserve – Hak ettiğimi alacağım So full of ambition and verve – Çok hırs ve şehvetle dolu I’m gonna get what I deserve – Hak ettiğimi alacağım
I want to hear it – Onu duymak istiyorum Not right now – Şimdi olmaz
Yes, now Dusty-bun – Evet, şimdi Dusty-bun Turn around, look at what you see – Etrafında dön gördüğüne bak In her face the mirror of your dreams – Onun yüzünde hayallerinin aynası Make-believe I’m everywhere given in the light – Her yerde olduğuma inandır ışığında verilen Written on the pages is the answer to a never-ending story – Sayfalara yazılan asla bitmeyen bir hikayeye cevap mı Reach the stars, fly a fantasy – Yıldızlara ulaş bir fantezi uçur Dream a dream, and what you see will be – Rüya bir rüya, ve gördüğün şey Rhymes that keep their secrets will unfold behind the clouds – Sırlarını saklayan tekerlemeler bulutların arkasında açılacak
And thereupon a rainbow is the answer to a never-ending story – Ve orada bir gökkuşağının üstünde asla bitmeyen bir hikayeye cevap mı Story – Hikaye You just saved the world – Az önce dünyayı kurtardın Gosh, I miss you Dusty-bun – Tanrım, seni özledim Dusty-bun And I miss you more Suzie-poo – Ve seni daha çok özlüyorum Suzie-poo I miss you more, multiplied by all the stars in our galaxy – Ben seni daha çok özlüyorum, galaksimizdeki tüm yıldızlar kadar No, I miss you… – Hayır seni özledim… Enough – Yeter
I run, I hide, because I want – Koştum, saklandım çünkü istiyorum A little freedom – biraz özgürlük
But I can’t get just what I want, – ama istediğimi alamıyorum No, I can’t beat ’em; – hayır onları yenemem Why did I, do I even dare? – Neden yaptım,cüret ediyor muyum ki?
She’s here, and there, and everywhere – O burada ve orada ve her yerde I’m in the depths of dark despair – Kara bir çaresiliğin içindeyim
I can’t succeed – Başaramıyorum I’ll never be the same again, – Asla aynı olmayacağım The things I’ve seen here – Burada gördüklerim
It’s absolutely evident, I’m not asleep – Kesinlikle kanıt, uykuda değilim You think I must be dreaming this? – Bunu hayal ediyor olduğumu mu düşünüyorsun?
That all I do is reminisce? – Tek yaptığımım anımsamak olduğunu? There’s nothing here to reminisce – Anımsayacak bir şey yok
Nothing for me – Benim için yok Can you hear me calling? – Çağırımı duyuyor musun? Calling out to you? – Seni çağırdığımı
I’m falling apart, I’m falling – Dağılıyorum, düşüyorum This body I must renew – Yenilemem gerekem bu vücut
I’ll do anything – Her şeyi yaparım Anything, – Her şeyi Anything that you need me to do, Absolutely anything for you – Yapmamı istediğon her şeyi, senin için gerçekten her şeyi
I will be aware of the ink, – Mürekkebin farkında olacağım swim or sink, – Yüz ya da bat Watching out for anything out of the blue – Aniden geleceklere dikkat et But this nightmare’s coming true – Ama bu kabus gerçekleşiyor
I used to be so beautiful, – eskiden çok güzeldim Now look at me – Şimdi bak bana My actions are undutiful, – Hareketlerim sorumsuzca It’s clear to see – Açıkça görülüyor Come on and step out of that cage – Gel ve o kafesten dışarı çık There’s a new chapter, turn the page – Yeni bir bölüm var, sayfayı çevir I’ll take my place up on the stage, – Yerimi sahneye çıkaracağım
All eyes on me! – Bütün gözler üstümde I can hear you calling – Çağırını duyabiliyorum
Calling up to me – Beni çağırdığını I’m falling down – Düşüyorum I’m falling – Ben düşüyorum
Won’t you set me free? – Beni serbest bırakmayacak mısın? I’ll do anything – Her şeyi yaparım Anything, – Her şeyi
Anything that you need me to do, Absolutely anything for you – Yapmamı istediğon her şeyi, senin için gerçekten her şeyi I will be aware of the ink, – Mürekkebin farkında olacağım swim or sink, – Yüz ya da bat
Watching out for anything out of the blue; – Aniden geleceklere dikkat et But this nightmare’s coming true, – Bu kabus gerçekleşiyor What have I got myself into? – Kendimi neye soktum?
“Have you ever wondered what heaven is like?” – “Hiç cennetin nasıl olduğunu merak ettin mi?” “I like to dream that, it is quite beautiful” – “Bunu hayal etmeyi severim, çok güzel” “A soft valley of green grass blanketed by a warm sun” – “Ilık güneşle örtülmüş yeşil çimenlerden yumuşak bir vadi” “I don’t think I’ll never get to see it” – “Hiç göreceğimi düşünmüyorum”
“Are you ready to ascend my little errand boy?” – “Benim hizmetçim olmaya hazır mısın?” “The heavens are waiting” – “Cennet bekliyor” You’ll do anything, – Her şeyi yaparsın
Anything, – Her şeyi Anything that I ask you to do, – Senden istediğim her şeyi But you don’t have a clue – Ama hiç bir fikrin yok
‘Cuz I can guarantee, – Çünkü garanti ederim ki Guarantee – garanti that demon’s always after me and you – şeytan her zaman senin ve benim peşimde
But this nightmare is coming true – ama bu kabus gerçekleşiyor Look what you’ve got yourself into! – Kendini neye bulaştırdığına bak
Tu tu tu tu tu tu tu – du du du du du du Tu tu tu tu tu tu – du du du du du Tu tu tu tu tu tu tu – du du du du du du Tu tu tu tu tu tu – du du du du du
Woke up late – Geç uyan Somewhere far away from home – Evden uzak herhangibir yer Pockets empty wallet gone – Cepler boş Cüzdan kayıp The sun is streaming all on down on my face – Güneş yüzümden aşağı akıyor Layin’ down on someones bed – Birinin yatağına yatmak A girl that I had hardly met – Çok tanışmak istediğim bi kız My head is spinnin’ like I’ve been out days – Kafam dışarı çıkmış gibi dönüyor Now you’re waking up too – Ve şimdi sende uyandın Lying next to me in your room – Odan da yalan söylemeye devam ediyorsun Not quite used to someone so new – Bu kadar yeni birine alışkın değil
Did ya catch my name, yeah – Adımı aldın mı, evet Wonder how long I slept in – Acaba ne kadar uyudum I don’t know where the hell I’ve been – Nerede olduğumu bilmiyorum I know that’s all right – Biliyorum sorun değil Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve
Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum I got that taste oh – O tadı aldım oh It’s in my mouth it’s like I had too much last night – Ağzımda sanki dün gece çok fazla içmişim gibi It just felt so right – Sadece iyi hissediyorum Because of you, now – Çünkü sensin, şimdi I could go or I could stay ’cause I – ister giderim ama benim Got nothing planned today – bugün bi planım yok And I know that’s all right – Ve biliyorum sorun değil
Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum
Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy when the night’s ours? – ışıklar kapalı olduğu zaman neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy yeah so, so easy oh… – Neden bu kadar, bu kadar kolay evet, çok kolay oh Woke up late – Geç uyan Somewhere far away from home – Evden uzak herhangi bir yer Pockets empty wallet gone – Cepler boş Cüzdan kayıp
The sun is streaming all on down on my face – Güneş yüzümden aşağı akıyor Yeah, last night was fun lets do it again – Evet, dün gece eğlenceliydi yine yapalım We both know we’re more than friends – Arkadaştan öte olduğumuzu biliyoruz And I know that’s all right – Ve biliyorum sorun değil Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve
Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum
Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy when the night’s ours? – ışıklar kapalı olduğu zaman neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy with the lights down? – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay? Why’s it so, so easy yeah so, so easy – Neden bu kadar kolay, çok kolay evet çok, çok kolay Last night we met at one – Dün gece 1 de tanıştık Drank till two – 2 ye kadar içti Danced till four – 4 e kadar dans etti Walked you home – Evine kadar eşlik ettim Awake till dawn – Şafağa kadar Uyanık Slept till noon and – Hiç uyumadık ve Now I want more – Şimdi daha fazlasını istiyorum