Blog

  • Mashrou’ Leila – Im-Bim-Billilah Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Mashrou’ Leila – Im-Bim-Billilah Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Im-bim-billilah im-billilah
    – İm-bim-billilah im-billilah
    On im-bim-billalah im-billilah
    – İm-bim-billalah hakkında
    On im-bim-billalah im-billilah
    – İm-bim-billalah hakkında
    On im-bim-billalah im-billilah on his father
    – İm-bim-billalah’ta im-billilah babasında
    Im-bim-billalah im-billilah on his father
    – İm-bim-billalah im-billilah babasına
    Im-bim-billilah im-billilah
    – İm-bim-billilah im-billilah
    On im-bim-billalah im-billilah
    – İm-bim-billalah hakkında
    On im-bim-billalah im-billilah on his father
    – İm-bim-billalah’ta im-billilah babasında

    My uncle Bu Masoud, has big black eyes
    – Amcam Bu Masoud’un kocaman siyah gözleri var.
    He never eats, he’s never full, my uncle Bu Masoud
    – Asla yemiyor, asla dolmuyor, amcam Bu Masoud
    He is hassled for cash
    – O parayla uğraşıyor
    He has no money for gas
    – Benzin için parası yok
    At the end of the day he beats his wife
    – Günün sonunda karısını dövüyor
    So that he can feel powerful
    – Böylece güçlü hissedebiliyor

    Tell me how can he live
    – Bana nasıl yaşayabileceğini söyle
    In this chaotic state
    – Bu kötü durumda
    It’s better in the Gulf
    – Uçurumdan daha iyi
    But he can’t drink alcohol there
    – Ama orada alkol içemezsin
    So he bought himself a bus
    – Bu yüzden kendine bir otobüs aldı.
    Through loans and lies
    – Krediler ve yalanlar sayesinde
    Whenever he turns the radio on
    – Ne zaman radyoyu açsa
    He only hears static
    – Sadece sabit şarkıları dinler

  • Blueface – Thotiana Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Blueface – Thotiana Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Blueface, baby
    – Hüzünlü yüz, bebeğim
    Yeah right
    – Evet doğru
    Bust down, Thotiana
    – Sustur, Thotiana;
    Yeah right
    – Evet doğru
    I wanna see you bust down
    – Seni görmek istiyorum
    Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana)
    – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana)
    I wanna see you bust down (Over)
    – Seni görmek istiyorum
    Pick it up, now break that shit down (Break it down)
    – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala)
    Speed it up, then slow that shit down, on the gang (Slow it down)
    – Hızlandırın, sonra çete üzerinde aşağıya doğru yavaşça vurun (Yavaşla)
    Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it
    – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü

    Bust down, on the gang (Over)
    – Çetede aşağı büstü (Üzerinde)
    Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana)
    – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana)
    I wanna see you bust down (Over)
    – Seni görmek istiyorum
    Pick it up, now break that shit down (Break it down)
    – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala)
    Speed it up, now slow that shit down, on the gang (Slow it down)
    – Hızlandırın, şimdi yavaşlayın çete üzerinde, (Yavaşlayın)
    Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it
    – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü
    Bust down, on the gang (Over)
    – Çetede aşağı büstü (Üzerinde)
    Blueface, baby
    – Hüzünlü yüz, bebeğim
    Yeah right, I’m every woman’s fantasy (Blueface, baby)
    – Evet doğru, ben her kadının fantazisiyim (Blueface, bebeğim)
    Mama always told me I was gon’ break hearts
    – Annem her zaman kalpleri kıracağımı söyledi

    I guess it’s her fault, stupid,
    – Galiba onun hatası, aptal.
    don’t be mad at me (Don’t be mad at me)
    – Bana kızma (Bana kızma)
    I wanna see you bust down (Bust down)
    – Seni aşağıya görmek istiyorum (aşağıya)
    Bend that shit over, on the gang (Yeah right)
    – Bu boku çete üzerinde bükün (Evet)
    Make that shit clap
    – Bu boku alkışla
    She threw it back so I had to double back, on the gang (On the gang)
    – Geri attı, ben de çifte geri dönmek zorunda kaldım (Çetede)
    Smackin’, high off them drugs (Off them drugs)
    – Smackin ‘, uyuşturucudan yüksek (Onları uyuşturuculardan)
    I tried tell myself two times was enough (Was enough)
    – Kendime iki kere yeterli olduğunu söylemeye çalıştım (Yeterli)
    Then a nigga relapsed, on the dead locs
    – Sonra bir zenci ölen bölgelere geldi.
    Ain’t no runnin’, Thotiana,
    – Kaçma, Thotiana,

    you gon’ take these damn strokes (Thotiana)
    – Bu lanet olası vuruşları yapacaksın (Thotiana)
    I beat the pussy up, now it’s a murder scene
    – Ben kediyi dövdüm, şimdi cinayet mahalli
    Keep shit player, Thotiana,
    – Bok oyuncusu tut, Thotiana,
    like you ain’t never even heard of me (Blueface, baby)
    – Senin beni hiç duymadığın gibi (Blueface, bebek)
    Bust down, Thotiana, I wanna see you bust down (Bust down)
    – Aşağıya in, Thotiana, seni aşağıya görmek istiyorum (Aşağıya in)
    Bend that shit over (Bend it over)
    – O boku bükün (Üzerine bükün)
    Yeah right, now make that shit clap, on the gang (Make it clap)
    – Evet doğru, şimdi o bok çırp, çetenin üzerine yap (El çırp)
    Now toot that thing up (Toot it up)
    – Şimdi o şeyi yukarı kaldır (Yukarı kaldır)
    Throw that shit back (Throw it back)
    – O şeyi geri at (Geri at)
    I need my extras, on the dead locs
    – Ölü yerlerde ekstralara ihtiyacım var

    Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana)
    – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana)
    I wanna see you bust down (Over)
    – Seni görmek istiyorum
    Pick it up, now break that shit down (Break it down)
    – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala)
    Speed it up, then slow that shit down, on the gang (Slow it down)
    – Hızlandırın, sonra çete üzerinde aşağıya doğru yavaşça vurun (Yavaşla)
    Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it
    – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü
    Bust down, on the gang (Over)
    – Çetede aşağı büstü (Üzerinde)
    Bust down, Thotiana (Bust down, Thotiana)
    – Göğüs aşağı, Thotiana (Göğüs aşağı, Thotiana)
    I wanna see you bust down (Over)
    – Seni görmek istiyorum
    Pick it up, now break that shit down (Break it down)
    – Al onu, şimdi o boku parçala (Parçala)
    Speed it up, now slow that shit down, on the gang (Slow it down)
    – Hızlandırın, şimdi yavaşlayın çete üzerinde, (Yavaşlayın)
    Bust it (Bust down), bust down, bust it, bust it
    – Bust (bust aşağı), büstü, büstü, büstü
    Bust down, on the gang (Over)
    – Çetede aşağı büstü (Üzerinde)

  • Coyot – Love Myself on the Weekend Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Coyot – Love Myself on the Weekend Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Monday makes me wanna cry
    – Pazartesi beni ağlatmak istiyor
    you should know by now i am
    – Şunu bilmelisin ama ben
    all about the weekend
    – Haftasonu hakkında her şeyi biliyorum

    for the weekend
    – haftasonu için

    Tuesday i just stay inside
    – Salı sadece evde kalırım
    that the hours pass by waiting
    – saatlerin geçmesini beklerim
    for the weekend
    – haftasonu için
    for the weekend
    – haftasonu için

    Wednesday come i watch it go
    – Çarşamba geldi, giderken izle
    feeling like my life is in slow motion
    – hayatım yavaş geçiyormuş gibi hissediyorum

    Mmm yeah
    – Evet evet

    Thursday evening fantasize
    – Perşembe akşamı fantazim
    one more night and i can start
    – bir gece daha bekleyebilirim
    the weekend
    – haftasonu
    Ohh the weekend
    – Ohh haftasonu

    Fridays i am such a fuck up on Fridays,
    – Cuma günleri de ben böyleyim, s**tir git cuma
    but i love myself on Fridays
    – ama cumaları kendimi seviyorum
    i am such a fuck up on Fridays,
    – ama hafta sonları da kendimi seviyorum.
    but i love myself on the weekend.
    – evet haftasonu kendimi seviyorum
    yeah I love myself on the weekend
    – evet haftasonu kendimi seviyorum
    (yeah I do)
    – (Evet bunu yapıyorum)
    yeah I love myself on the weekend
    – evet haftasonu kendimi seviyorum
    yeah I love myself on the weekend
    – evet haftasonu kendimi seviyorum
    Fridays, Fridays, Fridays,
    – Cuma, cuma, cuma,
    Fridays i love myself on the weekend.
    – Cuma günleri ve hafta sonları kendimi seviyorum.

    Monday here we go again maybe
    – Pazartesi buradan belki tekrar gideriz
    if i fake it will i like it, like you like it.
    – Eğer yapmacık olursam belki seversin, seversin

    Tuesday i put on a face trying
    – Salı belki işe yarar bir yüzüm var 
    to get by until the weekend,
    – hafta sonuna kadar uğramak,
    For the weekend.
    – Haftasonu için.

    Wednesday come i watch it go
    – Çarşamba geldi, giderken izle
    feeling like my life is in slow motion
    – hayatım yavaş geçiyormuş gibi hissediyorum
    ohh yeah
    – oh evet

    Thursday texting with a
    – Perşembe birilerine yazıyoruz
    Friend making plans
    – Arkadaşlarla plan yapıyoruz
    we are ready for the weekend
    – Hafta sonu için hazırlanıyoruz
    for the weekend
    – Hafta sonu için

    Fridays i am such a fuck up on Fridays,
    – Cuma günleri de ben böyleyim, s**tir git cuma
    but i love myself on Fridays
    – ama cumaları kendimi seviyorum
    i am such a fuck up on Fridays,
    – Cuma günleri işte böyle berbat biriyim
    but i love myself on the weekend
    – ama hafta sonları da kendimi seviyorum.
    yeah I love myself on the weekend
    – evet haftasonu kendimi seviyorum
    (yeah I do)
    – (Evet bunu yapıyorum)
    yeah I love myself on the weekend
    – Cuma, cuma, cuma,
    I love myself on the weekend
    – Cuma günleri ve hafta sonları kendimi seviyorum.

    I love myself on the weekend
    – Hafta sonu kendimi seviyorum
    I love myself on the weekend
    – Hafta sonu kendimi seviyorum

  • MERO – Baller los Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    MERO – Baller los Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları


    Es wird Zeit
    – Zamanı geldi
    Baller’ lo-lo-lo-lo-los
    – Toplar lo lo lo lo los
    Meine Mermis
    – Benim mermiler
    Aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß
    – Ku-ku-ku-ku-kucamda
    QDH
    – qdh
    Wird bald groß, groß, groß
    – Yakında olacak

    Mero, ey, ey, ey
    – Mero, ey, ey, ey
    Mermi-Flow
    – Mermi akıyor
    Baller’ meine Packs, die Texte für die Neider (ja)
    – Baller benim paketlerim, bunlar benim kıskanç (evet)
    Jacke mit Pelz, die glänzt vom Designer (ja)
    – Tasarımcıdan parlayan kürklü ceket (evet)
    Wieder mal der Beste, Beste, bin geiler (ja)
    – Yine en iyisi, en iyisi, azgınım (evet)
    Digga, ich bang’, du denkst, es war einfach (hah)
    – Digga, sencede mi dövüldüm, sanırım kolaydı.
    Kommen alle Weiber, wie ‘ne Leiter
    – Tüm kadınlar gelsin , lider gibi
    Geh’ ich hoch, aber Mermi-Flow war auch Fußballer
    – Yukarı çıktım ama Mermi-Flow aynı zamanda bir futbolcuydu.
    Los, baller, wo sind deine Jungs, wo?
    – Hadi baller, adamların nerede, nerede?
    Kommen nur mit Volo 62 (brra)
    – Sadece Volo 62 ile gel (brra)
    Kicke die Reime und flippe die Scheine (ja)
    – Tekerlemeleri tekmeleyin ve faturaları çevirin (evet)
    Geh mal du lieber zur Seite (wouh)
    – Bir kenara gitmeyi mi tercih edersin? (wouh)
    Digga, ich komme alleine
    – Digga, yalnız geliyorum
    Und halte dich wie Kelesh an einer Leine
    – Ve Kelesh gibi tasmalı kalıyorsun
    Du Pisser, du Pisser, du redest zu viel
    – İşiyorsun, işiyorsun, düşmeye hazırsın
    Ich esse dich auf, Digga, bon appétit
    – Seni yerim Kanka, afiyet olsun
    Mein Vorname G
    – Benim ilk adım g
    Mermi-Speed quatre deux huit
    – Mermi Hızlı dört iki sekiz
    Meine City, ya habib, also geh weg (pah, wouh)
    – Benim şehrim, ya habib, git başımdan (pah, wouh)

    Auf dem Weg nach oben, will die Million (skrrt, skrrt)
    – Daha yukarı, milyonu istiyor (skrrt, skrrt)
    Geh zur Seite, Digga, ich will alles hol’n (wouh)
    – Diğer Tarafa git, Digga, ben her şeyi almak istiyorum.
    Für dich ist Mero seine Liga viel zu hoch
    – Bence Mero, bu lig için çok yüksek
    Und bald bin ich in den Charts, QDH
    – Ve yakında tablolardayım, QDH
    Baller’ lo-lo-lo-lo-los
    – Toplar lo lo lo lo los
    ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß
    – ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß
    Und mein Name wird bald groß, groß, groß
    – Ve benim adım yakında büyük olacak, büyük, büyük
    Bruder, Rüsselsheim, Schüsse fall’n wie gewohnt (brra)
    – Kardeş Rüsselsheim, atışlar her zamanki gibi düşüyor (brra)
    Heh, ja Mann, ich hab’s euch gesagt, Alter
    – Evet, dostum sana söyledim dostum
    Ich hab’ schon alles nur durch Handyvideos gefickt, Mann
    – Zaten her şeyi sadece cep telefonu videolarıyla becerdim. Adamım
    Ihr habt lang genug gewartet
    – Yeterince bekledim
    Aber jetzt bin ich da und ich werd’ alles auseinandernehmen
    – Ama şimdi buradayım ve her şeyi ayrı tutacağım

    (Baller’ lo-lo-lo-lo-los)
    – Toplar lo lo lo lo los
    Heh, ihr habt grad ein’n original Mermi-Flow gehört (Aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß)
    – Heh, az önce orijinal bir Mermi-Flow sesi duydunuz (Aufm Scho-Scho-SchoScho-Schoß)
    Aber jetzt wird’s krasser (Werd’ bald groß, groß, groß)
    – Ama şimdi crass alır (Yakında büyük, büyük, büyük ol)
    Jetzt kriegt ihr den krassesten Part, Mann
    – Şimdi en keskin kısmı anladın, dostum
    Gökhan Abi, baller’ los, QDH, wouh
    – Gökhan Abi, baller’ los, QDH, wouh
    Bam-bam wie ‘ne Pumpgun, bin ich stramm, Mann
    – Bam-bam pomgun gibi, ben gerginim dostum
    Asoziale Flows von einem Aslan (wuah)
    – Asosyal bir Aslan’dan akar flowlar (wuah)
    Bitte lass mal deine Gangsterfilme
    – Lütfen gangster filmlerini bırak
    Weil ich dich nur am lästern finde, ey
    – Çünkü seni sadece küfür ederken buluyorum, ey
    QDH, Motherfuck, bana bak, kriegst Uppercuts
    – QDH, Anneni becerecez, bana bak, üst kısma gel
    Komme mit den Bratans aus Lazarat (pah, pah, pah, pah)
    – Lazaratlı Bratanlarla gelin (pah, pah, pah, pah)
    Baller’ wieder unnormale Flows, deine Hoes gucken zu
    – Topların flowları ‘normal akar yine
    Weil der Mero Birra fickt wieder Shows
    – Çünkü Mero Birra yine gösterileri beceriyor
    Ich zeig’ dir die Gegenwart
    – Sana hediyeyi göstereyim

    Tijara-Para sind Regeln hier in meiner Stadt (woo, woo)
    – Tijara Para benim şehrimde burada kurallar (woo, woo)
    Ya hero, ya mero, will alles
    – Ya kahraman, ya mero, her şeyi istiyor
    Denn alles ist Para und Para macht satt (pah, pah, pah, pah, pah)
    – Çünkü her şey Para ve Para dolu (pah, pah, pah, pah, pah)
    Enes schießt auf Enemys und jeder sieht
    – Enes vuruyor Düşmanlar ve herkes görüyor
    Wer Welle schiebt, fällt immer tief
    – Kim dalgayı zorlarsa, daima derinden düşer
    Meine Schelle zieht, ja, das kennen sie (brra, wouh)
    – Zilimi çeker, evet, bunu biliyorsun (brra, wouh)
    Auf dem Weg nach oben, will die Million (skrrt, skrrt)
    – Daha yukarı, milyonu istiyor (skrrt, skrrt)
    Geh zur Seite, Digga, ich will alles hol’n (wouh)
    – Diğer Tarafa git, Digga, ben her şeyi almak istiyorum.
    Für dich ist Mero seine Liga viel zu hoch
    – Bence Mero, bu lig için çok yüksek
    Und bald bin ich in den Charts, QDH (brrra)
    – Ve yakında tablolardayım, QDH (brrra)
    Baller’ lo-lo-lo-lo-los
    – Toplar lo lo lo lo los
    ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß
    – ‘Ne Wumme aufm Scho-Scho-Scho-Scho-Schoß

  • Lil Nas X – Old Town Road Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lil Nas X – Old Town Road Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road
    – Evet, atımı alacağım ve eski kasaba yoluna gideceğim.
    I’m gonna ride till I can’t no more
    – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim
    I’m gonna take my horse to the old town road
    – Atımı alıp eski kasaba yoluna gideceğim
    I’m gonna ride till I can’t no more
    – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim
    Kio, Kio
    – Kio, Kio
    I got the horses in the back
    – Geride kalan atlarım var,
    Horse tack is attached
    – Atı raptiyeyle tutturdum

    Hat is matte black
    – Şapkam mat siyah
    Got the boots that’s black to match
    – Onunla uyması için siyah botlarım var
    Ridin’ on a horse, ha
    – Bir atın üstünde gidiyorum,
    You can whip your Porsche
    – Sen Porsche’ni kırbaçlayabilirsin
    I been in the valley
    – Ben vadide olacağım
    You ain’t been up off the porch, now
    – Şimdi porchundan çıkmadın, şimdi
    Can’t nobody tell me nothin’
    – Kimse bana bir şey söyleyemez
    You can’t tell me nothin’
    – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin
    Can’t nobody tell me nothin’
    – Kimse bana bir şey söyleyemez
    You can’t tell me nothin’
    – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin
    Ridin’ on a tractor
    – Bir traktör sürüyorum
    Lean all in my bladder
    – Mesanemin üstüne eğildim

    Cheated on my baby
    – Sevgilimi aldattım
    You can go and ask her
    – Gidip ona sorabilirsin
    My life is a movie
    – Hayatım bir film
    Bull ridin’ and boobies
    – Boğa sürmek ve göğüsler

    Cowboy hat from Gucci
    – Gucci’den bir kovboy şapkası
    Wrangler on my booty
    – Ganimetimde bir kovboy
    Can’t nobody tell me nothin’
    – Kimse bana bir şey söyleyemez
    You can’t tell me nothin’
    – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin
    Can’t nobody tell me nothin’
    – Kimse bana bir şey söyleyemez
    You can’t tell me nothin’
    – Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin
    Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road
    – Evet, atımı alacağım ve eski kasaba yoluna gideceğim.
    I’m gonna ride till I can’t no more
    – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim
    I’m gonna take my horse to the old town road
    – Atımı alıp eski kasaba yoluna gideceğim
    I’m gonna ride till I can’t no more
    – Artık gidemeyinceye kadar süreceğim
    I got the
    – Benim var

    Yeah, I’m gonna take my horse to the old town road
    – Evet, atımı Eski Şehir yoluna götüreceğim.
    I’m gonna ride ’til I can’t no more
    – Artık ben ride ’til ben
    I’m gonna take my horse to the old town road
    – Atımı Eski Şehir yoluna götüreceğim.
    I’m gonna ride ’til I can’t no more (Kio, Kio)
    – Artık binene kadar bineceğim (Kio, Kio)
    I got the horses in the back
    – Atları arkada tuttum
    Horse tack is attached
    – At tack eklendi
    Hat is matte black
    – Şapka mat siyah
    Got the boots that’s black to match
    – Eşleşecek siyah botları aldım
    Ridin’ on a horse, ha
    – Ata binmek, ha
    You can whip your Porsche
    – Porsche’nizi kırbaçlayabilirsiniz
    I been in the valley
    – Vadide bulundum
    You ain’t been up off that porch, now
    – O verandanın dışında değildin, şimdi
    Can’t nobody tell me nothin’
    – Kimse bana hiçbir şey söyleyemez
    You can’t tell me nothin’
    – Bana hiçbir şey söyleyemezsin
    Can’t nobody tell me nothin’
    – Kimse bana hiçbir şey söyleyemez
    You can’t tell me nothin’
    – Bana hiçbir şey söyleyemezsin
    Ridin’ on a tractor
    – Bir traktöre biniyorum
    Lean all in my bladder
    – Mesaneme tamamen yaslan
    Cheated on my baby
    – Bebeğimi aldattım
    You can go and ask her
    – Gidip ona sorabilirsin
    My life is a movie
    – Hayatım bir film
    Cowboy hat from Gucci
    – Gucci’den kovboy şapkası
    Wrangler on…
    – Wrangler üzerinde…


  • Jonas Brothers – Sucker Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Jonas Brothers – Sucker Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    We go together
    – birlikte daha iyi gideriz

    Better than birds of a feather, you and me
    – tüyden kuşlardan, sen ve ben
    We change the weather, yeah
    – Biz havayı değiştiririz, evet
    I’m feeling heat in December when you’re ’round me
    – Sen etrafımdayken Aralık’ta ısıyı hissediyorum
    I’ve been dancing on top of cars and stumbling out of bars
    – Arabaların üstünde dans ediyordum barlardan sendeleyerek çıkıyordum
    I follow you through the dark, can’t get enough
    – Zifiri karanlıkta bile seni takip ederim, sana doyamıyorum
    You’re the medicine and the pain, the tattoo inside my brain
    – Hem ilacım hem de acımsın, beynimin içine kazınmışsın
    And, baby, you know it’s obvious
    – Ve bebeğim, açıkça ortada olduğunu biliyorsun
    I’m a sucker for you
    – Sana hastayim
    Say the word and I’ll go anywhere blindly
    – Kelimeyi soyle ve senle gözüm kapalı her yere gideceğim
    I’m a sucker for you, yeah
    – Sana hastayım, evet
    Any road you take, you know that you’ll find me
    – Yürüdüğün her yolun sonunda ben olacağım biliyorsun

    I am a sucker for all the subliminal things
    – Aklındakilerin hastasıyım
    No one knows about you, about you, about you, about you
    – Kimsenin bilmediği şeylerin hastasıyım
    And you’re making the typical me break my typical rules
    – Bana tabularımı yıktırıyorsun
    It’s true, I’m a sucker for you, yeah
    – Bu doğru, sana hastayim, evet
    Don’t complicate it (Yeah)
    – Karmaşıklaştırma
    ‘Cause I know you and you know everything about me
    – Çünkü ben seni biliyorum ve sen benim hakkımdaki her şeyi biliyorsun
    I can’t remember (Yeah) all of the nights
    – Hatırlayamıyorum (evet) tüm gecelerde
    I don’t remember when you’re ’round me (Oh, yeah, yeah)
    – etrafımda olduğunda hatırlayamıyorum (oh evet evet)
    I’ve been dancing on top of cars and stumbling out of bars
    – Arabaların üstünde dans ediyordum barlardan sendeleyerek çıkıyordum

    I follow you through the dark, can’t get enough
    – Zifiri karanlıkta bile seni takip ederim, sana doyamıyorum
    You’re the medicine and the pain, the tattoo inside my brain
    – Hem ilacım hem de acımsın, beynimin içine kazınmışsın
    And, baby, you know it’s obvious
    – Ve bebeğim, açıkça ortada olduğunu biliyorsun
    I’m a sucker for you
    – Sana hastayim
    Say the word and I’ll go anywhere blindly
    – Kelimeyi soyle ve senle gözüm kapalı her yere gideceğim;
    I’m a sucker for you, yeah
    – Sana hastayım, evet
    Any road you take, you know that you’ll find me
    – Yürüdüğün her yolun sonunda ben olacağım biliyorsun

    I am a sucker for all the subliminal things
    – Aklındakilerin hastasıyım
    No one knows about you, about you, about you, about you
    – Kimsenin bilmediği şeylerin hastasıyım
    And you’re making the typical me break my typical rules
    – Bana tabularımı yıktırıyorsun
    It’s true, I’m a sucker for you, yeah
    – Bu doğru, sana hastayim, evet
    (I’m a sucker for you)
    – (sana hastayım)
    I’ve been dancing on top of cars and stumbling out of bars
    – Arabaların üstünde dans ediyordum barlardan sendeleyerek çıkıyordum
    I follow you through the dark, can’t get enough
    – Zifiri karanlıkta bile seni takip ederim, sana doyamıyorum
    You’re the medicine and the pain, the tattoo inside my brain
    – Hem ilacım hem de acımsın, beynimin içine kazınmışsın
    And, baby, you know it’s obvious
    – Ve bebeğim, açıkça ortada olduğunu biliyorsun
    I’m a sucker for you, yeah
    – Sana hastayım, evet
    Say the word and I’ll go anywhere blindly
    – Kelimeyi soyle ve senle gözüm kapalı her yere gideceğim
    I’m a sucker for you, yeah
    – Sana hastayım, evet

    Any road you take, you know that you’ll find me
    – Yürüdüğün her yolun sonunda ben olacağım biliyorsun
    I am a sucker for all the subliminal things
    – Aklındakilerin hastasıyım
    No one knows about you, about you, about you, about you
    – Kimsenin bilmediği şeylerin hastasıyım
    And you’re making the typical me break my typical rules
    – Bana tabularımı yıktırıyorsun
    It’s true, I’m a sucker for you
    – Bu doğru, sana bağımlıyım
    I’m a sucker for you
    – Sana hastayim

  • Keiino – Spirit in the Sky Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Keiino – Spirit in the Sky Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Can’t you stay
    – Kalamaz mısın
    Stay with me into the night
    – Benimle kalamaz mısın geceye
    Stay, I need you close
    – Kal, senin yakın olmana ihtiyacım var
    You can go back when the sun rise again
    – Güneş doğduğunda geri gidebilirsin
    Just stay tonight, just stay
    – Sadece bu gece kal, sadece kal
    Have you seen my spirit
    – Ruhumu gördün mü
    Lost in the night
    – Gecede kaybolan
    The violent nightshade
    – Şiddetli köpeküzümü
    They took away my light
    – Işığımı aldılar
    They call us nothing
    – Bize hiçbir şey diyorlar
    My name is nothing
    – Benim adım hiçbir şey
    Come see me
    – Gel gör beni
    Please see me
    – Lütfen gör beni

    Cause I’ve been running with the demons now
    – Çünkü ben şimdi şeytanlarla koşuyorum;
    They all see my fear
    – Hepsi korkumu görüyor
    They say there’s nothing
    – Hiçbir olmadığını söylüyorlar
    Nothing here
    – Burada hiçbir şey
    I see your spirit in the sky
    – Ruhunu gökyüzünde görüyorum
    When northern lights are dancing
    – Kuzey Işıklarının dans ettiği
    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la
    I hear you caaling me at night
    – Gece bana çağırdığını duyuyorum
    Whenever wind is blowing
    – Ne zaman rüzgar esse

    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la
    I can see your spirit in the sky
    – Ruhunu gökyüzünde görüyorum
    When northern lights are dancing
    – Kuzey Işıklarının dans ettiği
    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la
    Čajet dan čuovgga
    – Işığı gör
    I’ll follow you until the daylight
    – Gün ışığına kadar takip ediyorum seni
    Shy us away
    – Çekin bizden
    I need a hero
    – Bir kahramana ihtiyacım var
    I need my light
    – Işığıma ihtiyacım var

    Her shining lightwaves
    – Onun parlayan ışık dalgaları
    Will break away the night
    – Geceyi yıkacak
    I call it freedom
    – Ben buna özgürlük diyorum
    Our name is freedom
    – Adımız özgürlük
    Come find me
    – Gel bul beni
    Please find me
    – Lütfen bul beni
    Cause I am dancing with the fairies now
    – Çünkü ben perilerle dans ediyorum şimdi
    They all sing our name
    – Hepsi adımızı söylüyorlar
    I got my light here
    – Işığım var burada
    Shining here
    – Burada parlıyor

    I hear you caaling me at night
    – Gece bana çağırdığını duyuyorum
    Whenever wind is blowing
    – Ne zaman rüzgar esse
    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la
    I can see your spirit in the sky
    – Ruhunu gökyüzünde görüyorum
    When northern lights are dancing
    – Kuzey Işıklarının dans ettiği
    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la
    Čajet dan čuovgga
    – Işığı gör
    I hear you caaling me at night
    – Gece bana çağırdığını duyuyorum
    Whenever wind is blowing
    – Ne zaman rüzgar esse
    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la

    I can see your spirit in the sky
    – Ruhunu gökyüzünde görüyorum
    When northern lights are dancing
    – Kuzey Işıklarının dans ettiği
    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la
    Čajet dan čuovgga
    – Işığı gör
    I can see your spirit in the sky
    – Ruhunu gökyüzünde görüyorum
    When northern lights are dancing
    – Kuzey Işıklarının dans ettiği
    He-lo e loi-la
    – He-lo e loi-la
    Čajet dan čuovgga
    – Işığı gör

  • Rayelle – Get Dat Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Rayelle – Get Dat Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Green like go
    – Yeşil gibi gitmek
    That’s all I know
    – Tüm bildiğim bu
    And when I roll, I’m in control
    – Ve sarhoş olurken, kontrol altındayım
    Don’t matter what they say
    – Ne söylediklerini takmıyorum
    No I don’t care
    – Hayır umurumda değil
    Ain’t gonna walk away until I’m there
    – Ben burda olduğum sürece uzaklaşamayacak
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma

    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım;
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım

    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım

    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra
    Get dat
    – Anla
    I’m on the loose
    – Ben kaybettim
    Get out my way
    – Benim yolumdan çık

    I’m ‘bout to prove what I’ve been saying
    – Ne dediğimi kanıtlamak üzereyim
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme

    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım

    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat;
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım

    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma
    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    Move all day and I never get tired
    – Tüm gün hareket et ve asla yorulma

    Move all day and I never give up
    – Tüm gün hareket et ve asla vazgeçme
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım

    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım

    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra;
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım

    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    (Ooohh) I won’t stop
    – (Ooohh) Durmayacağım
    (Ooohh) Won’t stop till I get dat
    – (Ooohh) Bunu kavrayana kadar durmayacağım
    Till I get dat — get dat
    – Kavrayana kadar – kavra

  • Ashley O – On A Roll Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ashley O – On A Roll Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Oh honey, I’ll do anything for you
    – Oh balım, senin için her şeyi yaparım
    Oh honey, just tell me what you want me to
    – Oh balım, sadece yapmam gerekeni söyle
    Oh honey, kiss me up against the wall
    – Oh balım , duvara karşı beni öp
    Oh honey, don’t think anything, just have it all
    – Oh balım, hiçbir şey düşünme sadece hepsine sahip ol
    Yeah, I can take it, so don’t you fake it
    – Evet, alabilirim, sen de sahte yapma
    I know your love’s my destiny
    – Aşkının benim kaderim olduğunu biliyorum
    Yeah, I can take it, please demonstrate it
    – Evet alabilirim, lütfen kanıtla
    ‘Cause I’m going down in history
    – Çünkü tarihe geçeceğim
    Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll
    – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım

    Ridin’ so high, achieving my goals;
    – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum
    Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll
    – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım
    Ridin’ so high, achieving my goals
    – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum
    I’m stoked on ambition and verve
    – Ben hırs ve hüzünden bıktım
    I’m gonna get what I deserve
    – Hak ettiğimi alacağım
    So full of ambition and verve
    – Çok hırs ve şehvetle dolu
    I’m gonna get what I deserve
    – Hak ettiğimi alacağım

    Oh honey, let’s get in through the door
    – Tatlım, hadi kapıdan girelim
    Oh honey, not concerned who sees us ripping up the floor
    – Tatlım, kim bizi yere yattırdığını düşünüyor.
    Oh honey, we’ll go dancing wherever you choose
    – Tatlım, nereye gidersen git dans etmeye gideceğiz
    Oh honey, you know we just can’t lose
    – Tatlım, biliyorsun, kaybedemeyiz.
    Yeah, I can take it, so don’t you fake it
    – Evet, alabilirim, sen de sahte yapma
    I know your love’s my destiny
    – Aşkının benim kaderim olduğunu biliyorum

    Yeah, I can take it, please demonstrate it
    – Evet alabilirim, lütfen kanıtla
    ‘Cause I’m going down in history
    – Çünkü tarihe geçeceğim
    Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll
    – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım
    Ridin’ so high, achieving my goals
    – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum
    Hey, yeah, whoa-ho, I’m on a roll
    – Hey, evet, whoa-ho, Ben yoldayım
    Ridin’ so high, achieving my goals
    – Çok yukardan gidiyorum, hedeflerime ulaşıyorum
    I’m stoked on ambition and verve
    – Ben hırs ve hüzünden bıktım
    I’m gonna get what I deserve
    – Hak ettiğimi alacağım
    So full of ambition and verve
    – Çok hırs ve şehvetle dolu
    I’m gonna get what I deserve
    – Hak ettiğimi alacağım

  • Gaten Matarazzo, Gabriella Pizzolo – Never Ending Story Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Gaten Matarazzo, Gabriella Pizzolo – Never Ending Story Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I want to hear it
    – Onu duymak istiyorum
    Not right now
    – Şimdi olmaz

    Yes, now Dusty-bun
    – Evet, şimdi Dusty-bun
    Turn around, look at what you see
    – Etrafında dön gördüğüne bak
    In her face the mirror of your dreams
    – Onun yüzünde hayallerinin aynası
    Make-believe I’m everywhere given in the light
    – Her yerde olduğuma inandır ışığında verilen
    Written on the pages is the answer to a never-ending story
    – Sayfalara yazılan asla bitmeyen bir hikayeye cevap mı
    Reach the stars, fly a fantasy
    – Yıldızlara ulaş bir fantezi uçur
    Dream a dream, and what you see will be
    – Rüya bir rüya, ve gördüğün şey
    Rhymes that keep their secrets will unfold behind the clouds
    – Sırlarını saklayan tekerlemeler bulutların arkasında açılacak

    And thereupon a rainbow is the answer to a never-ending story
    – Ve orada bir gökkuşağının üstünde asla bitmeyen bir hikayeye cevap mı
    Story
    – Hikaye
    You just saved the world
    – Az önce dünyayı kurtardın
    Gosh, I miss you Dusty-bun
    – Tanrım, seni özledim Dusty-bun
    And I miss you more Suzie-poo
    – Ve seni daha çok özlüyorum Suzie-poo
    I miss you more, multiplied by all the stars in our galaxy
    – Ben seni daha çok özlüyorum, galaksimizdeki tüm yıldızlar kadar
    No, I miss you…
    – Hayır seni özledim…
    Enough
    – Yeter

  • CG5, Or3o – Absolutely Anything Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    CG5, Or3o – Absolutely Anything Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I run, I hide, because I want
    – Koştum, saklandım çünkü istiyorum
    A little freedom
    – biraz özgürlük

    But I can’t get just what I want,
    – ama istediğimi alamıyorum
    No, I can’t beat ’em;
    – hayır onları yenemem
    Why did I, do I even dare?
    – Neden yaptım,cüret ediyor muyum ki?

    She’s here, and there, and everywhere
    – O burada ve orada ve her yerde
    I’m in the depths of dark despair
    – Kara bir çaresiliğin içindeyim

    I can’t succeed
    – Başaramıyorum
    I’ll never be the same again,
    – Asla aynı olmayacağım
    The things I’ve seen here
    – Burada gördüklerim

    It’s absolutely evident, I’m not asleep
    – Kesinlikle kanıt, uykuda değilim
    You think I must be dreaming this?
    – Bunu hayal ediyor olduğumu mu düşünüyorsun?

    That all I do is reminisce?
    – Tek yaptığımım anımsamak olduğunu?
    There’s nothing here to reminisce
    – Anımsayacak bir şey yok

    Nothing for me
    – Benim için yok
    Can you hear me calling?
    – Çağırımı duyuyor musun?
    Calling out to you?
    – Seni çağırdığımı

    I’m falling apart, I’m falling
    – Dağılıyorum, düşüyorum
    This body I must renew
    – Yenilemem gerekem bu vücut

    I’ll do anything
    – Her şeyi yaparım
    Anything,
    – Her şeyi
    Anything that you need me to do, Absolutely anything for you
    – Yapmamı istediğon her şeyi, senin için gerçekten her şeyi

    I will be aware of the ink,
    – Mürekkebin farkında olacağım
    swim or sink,
    – Yüz ya da bat
    Watching out for anything out of the blue
    – Aniden geleceklere dikkat et
    But this nightmare’s coming true
    – Ama bu kabus gerçekleşiyor

    I used to be so beautiful,
    – eskiden çok güzeldim
    Now look at me
    – Şimdi bak bana
    My actions are undutiful,
    – Hareketlerim sorumsuzca
    It’s clear to see
    – Açıkça görülüyor
    Come on and step out of that cage
    – Gel ve o kafesten dışarı çık
    There’s a new chapter, turn the page
    – Yeni bir bölüm var, sayfayı çevir
    I’ll take my place up on the stage,
    – Yerimi sahneye çıkaracağım

    All eyes on me!
    – Bütün gözler üstümde
    I can hear you calling
    – Çağırını duyabiliyorum

    Calling up to me
    – Beni çağırdığını
    I’m falling down
    – Düşüyorum
    I’m falling
    – Ben düşüyorum

    Won’t you set me free?
    – Beni serbest bırakmayacak mısın?
    I’ll do anything
    – Her şeyi yaparım
    Anything,
    – Her şeyi

    Anything that you need me to do, Absolutely anything for you
    – Yapmamı istediğon her şeyi, senin için gerçekten her şeyi
    I will be aware of the ink,
    – Mürekkebin farkında olacağım
    swim or sink,
    – Yüz ya da bat

    Watching out for anything out of the blue;
    – Aniden geleceklere dikkat et
    But this nightmare’s coming true,
    – Bu kabus gerçekleşiyor
    What have I got myself into?
    – Kendimi neye soktum?

    “Have you ever wondered what heaven is like?”
    – “Hiç cennetin nasıl olduğunu merak ettin mi?”
    “I like to dream that, it is quite beautiful”
    – “Bunu hayal etmeyi severim, çok güzel”
    “A soft valley of green grass blanketed by a warm sun”
    – “Ilık güneşle örtülmüş yeşil çimenlerden yumuşak bir vadi”
    “I don’t think I’ll never get to see it”
    – “Hiç göreceğimi düşünmüyorum”

    “Are you ready to ascend my little errand boy?”
    – “Benim hizmetçim olmaya hazır mısın?”
    “The heavens are waiting”
    – “Cennet bekliyor”
    You’ll do anything,
    – Her şeyi yaparsın

    Anything,
    – Her şeyi
    Anything that I ask you to do,
    – Senden istediğim her şeyi
    But you don’t have a clue
    – Ama hiç bir fikrin yok

    ‘Cuz I can guarantee,
    – Çünkü garanti ederim ki
    Guarantee
    – garanti
    that demon’s always after me and you
    – şeytan her zaman senin ve benim peşimde

    But this nightmare is coming true
    – ama bu kabus gerçekleşiyor
    Look what you’ve got yourself into!
    – Kendini neye bulaştırdığına bak

    Tu tu tu tu tu tu tu
    – du du du du du du
    Tu tu tu tu tu tu
    – du du du du du
    Tu tu tu tu tu tu tu
    – du du du du du du
    Tu tu tu tu tu tu
    – du du du du du

  • Drax Project feat. Hailee Steinfeld – Woke Up Late Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Drax Project feat. Hailee Steinfeld – Woke Up Late Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Woke up late
    – Geç uyan
    Somewhere far away from home
    – Evden uzak herhangibir yer
    Pockets empty wallet gone
    – Cepler boş Cüzdan kayıp
    The sun is streaming all on down on my face
    – Güneş yüzümden aşağı akıyor
    Layin’ down on someones bed
    – Birinin yatağına yatmak
    A girl that I had hardly met
    – Çok tanışmak istediğim bi kız
    My head is spinnin’ like I’ve been out days
    – Kafam dışarı çıkmış gibi dönüyor
    Now you’re waking up too
    – Ve şimdi sende uyandın
    Lying next to me in your room
    – Odan da yalan söylemeye devam ediyorsun
    Not quite used to someone so new
    – Bu kadar yeni birine alışkın değil

    Did ya catch my name, yeah
    – Adımı aldın mı, evet
    Wonder how long I slept in
    – Acaba ne kadar uyudum
    I don’t know where the hell I’ve been
    – Nerede olduğumu bilmiyorum
    I know that’s all right
    – Biliyorum sorun değil
    Last night we met at one
    – Dün gece 1 de tanıştık
    Drank till two
    – 2 ye kadar içti
    Danced till four
    – 4 e kadar dans etti
    Walked you home
    – Evine kadar eşlik ettim
    Awake till dawn
    – Şafağa kadar Uyanık
    Slept till noon and
    – Hiç uyumadık ve

    Now I want more
    – Şimdi daha fazlasını istiyorum
    I got that taste oh
    – O tadı aldım oh
    It’s in my mouth it’s like I had too much last night
    – Ağzımda sanki dün gece çok fazla içmişim gibi
    It just felt so right
    – Sadece iyi hissediyorum
    Because of you, now
    – Çünkü sensin, şimdi
    I could go or I could stay ’cause I
    – ister giderim ama benim
    Got nothing planned today
    – bugün bi planım yok
    And I know that’s all right
    – Ve biliyorum sorun değil

    Last night we met at one
    – Dün gece 1 de tanıştık
    Drank till two
    – 2 ye kadar içti
    Danced till four
    – 4 e kadar dans etti
    Walked you home
    – Evine kadar eşlik ettim
    Awake till dawn
    – Şafağa kadar Uyanık
    Slept till noon and
    – Hiç uyumadık ve
    Now I want more
    – Şimdi daha fazlasını istiyorum

    Why’s it so, so easy with the lights down?
    – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay?
    Why’s it so, so easy when the night’s ours?
    – ışıklar kapalı olduğu zaman neden bu kadar kolay?
    Why’s it so, so easy with the lights down?
    – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay?
    Why’s it so, so easy yeah so, so easy oh…
    – Neden bu kadar, bu kadar kolay evet, çok kolay oh
    Woke up late
    – Geç uyan
    Somewhere far away from home
    – Evden uzak herhangi bir yer
    Pockets empty wallet gone
    – Cepler boş Cüzdan kayıp

    The sun is streaming all on down on my face
    – Güneş yüzümden aşağı akıyor
    Yeah, last night was fun lets do it again
    – Evet, dün gece eğlenceliydi yine yapalım
    We both know we’re more than friends
    – Arkadaştan öte olduğumuzu biliyoruz
    And I know that’s all right
    – Ve biliyorum sorun değil
    Last night we met at one
    – Dün gece 1 de tanıştık
    Drank till two
    – 2 ye kadar içti
    Danced till four
    – 4 e kadar dans etti
    Walked you home
    – Evine kadar eşlik ettim
    Awake till dawn
    – Şafağa kadar Uyanık
    Slept till noon and
    – Hiç uyumadık ve

    Now I want more
    – Şimdi daha fazlasını istiyorum
    Last night we met at one
    – Dün gece 1 de tanıştık
    Drank till two
    – 2 ye kadar içti
    Danced till four
    – 4 e kadar dans etti
    Walked you home
    – Evine kadar eşlik ettim
    Awake till dawn
    – Şafağa kadar Uyanık
    Slept till noon and
    – Hiç uyumadık ve
    Now I want more
    – Şimdi daha fazlasını istiyorum

    Why’s it so, so easy with the lights down?
    – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay?
    Why’s it so, so easy when the night’s ours?
    – ışıklar kapalı olduğu zaman neden bu kadar kolay?
    Why’s it so, so easy with the lights down?
    – Işıklar kapalı olunca neden bu kadar kolay?
    Why’s it so, so easy yeah so, so easy
    – Neden bu kadar kolay, çok kolay evet çok, çok kolay
    Last night we met at one
    – Dün gece 1 de tanıştık
    Drank till two
    – 2 ye kadar içti
    Danced till four
    – 4 e kadar dans etti
    Walked you home
    – Evine kadar eşlik ettim
    Awake till dawn
    – Şafağa kadar Uyanık
    Slept till noon and
    – Hiç uyumadık ve
    Now I want more
    – Şimdi daha fazlasını istiyorum