Blog

  • Yubeili – Copiloto İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Yubeili – Copiloto İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Me duele no verte
    – Seni görmemek canımı yakıyor
    De tanto pensarte detrás del volante
    – Direksiyonun arkasında çok düşünmek
    Aunque siga a 120
    – Hala 120 olsa bile
    En ti sigue mi mente
    – İçinde aklımı takip et

    Y estoy imaginándote aquí sentada
    – Ve seni burada otururken hayal ediyorum
    Yendo para los sitios que te llevaba
    – Seni götüren yerlere gitmek
    A ver si te encuentro en alguno de ellos
    – Bakalım seni onlardan herhangi birinde bulabilecek miyim
    Nadie dice nada
    – Kimse bir şey söylemiyor

    Y ahora de copiloto van billetes de 100
    – Ve şimdi yardımcı pilot 100 fatura
    Quería llorar por ti, pero me toca estar bien
    – Senin için ağlamak istedim ama iyi olmalıyım

    Y ahora te pienso si escucho los temas de Feid
    – Ve şimdi sana düşünüyorum eğer Korkunun temalarını dinlersem
    Y aunque no debí hacerlo te los dediqué
    – Ve bunu yapmamam gerekmesine rağmen onları sana adadım
    Mis manos me siguen pidiendo tu piel (tu piel)
    – Ellerim derini sormaya devam ediyor (cildin)

    Otra llamada perdida bebe mala mía
    – Başka bir cevapsız arama, benimkilerden biri kötü
    Anoche andaba borracho y tú ya estabas dormida
    – Dün gece sarhoştum ve sen zaten uyuyordun.
    Con ese cabrón mientras yo sigo de gira
    – Ben hala turnedeyken o piçle
    Él nunca te va a comer como yo a ti te comía
    – Seni asla benim yediğim gibi yemeyecek

    Prendíamos como Weezy
    – Weezy gibiydik
    Éramos par como Yeezy
    – Yeezy gibi bir çifttik.
    Para ti yo estoy puesto
    – Senin için ben kondum
    Pa las otras I’m busy
    – Diğerleri için meşgulüm

    Te da la bella crisis
    – Size güzel krizi yaşatıyor
    Y tú me llamas fácil
    – Ve sen bana kolay diyorsun
    Con él es un desierto
    – Onun yanında bir çöl var
    Conmigo es un oasis
    – Benimle bir vaha

    Qué mal que lo nuestro no se nos dio
    – Bizimkinin bize verilmemesi çok kötü.
    Si antes perreabamos
    – Eğer perreabamos’tan önce
    Y a otra galaxia nos íbamos
    – Ve başka bir galaksiye gidiyorduk

    Vuelve pa’ mi cama revivamos
    – Yatağıma geri dön hadi canlanalım
    Cuando lo hacíamos
    – Yaptığımız zaman
    Cuando éramos solo los dos
    – Sadece ikimiz olduğumuzda

    Qué mal que lo nuestro no se nos dio
    – Bizimkinin bize verilmemesi çok kötü.
    Si antes perreabamos
    – Eğer perreabamos’tan önce
    Y a otra galaxia nos íbamos
    – Ve başka bir galaksiye gidiyorduk

    Yo sé que lo nuestro ya se jodió
    – Bizimkinin zaten berbat olduğunu biliyorum
    Y que mi vida cambio
    – Ve hayatımın değiştiğini

    Y ahora de copiloto van billetes de 100
    – Ve şimdi yardımcı pilot 100 fatura
    Quería llorar por ti, pero me toca estar bien
    – Senin için ağlamak istedim ama iyi olmalıyım

    Y ahora te pienso si escucho los temas de Feid
    – Ve şimdi sana düşünüyorum eğer Korkunun temalarını dinlersem
    Y aunque no debí hacerlo te los dediqué
    – Ve bunu yapmamam gerekmesine rağmen onları sana adadım
    Mis manos me siguen pidiendo tu piel
    – Ellerim derini sormaya devam ediyor

    Me duele no verte
    – Seni görmemek canımı yakıyor
    De tanto pensarte detrás del volante
    – Direksiyonun arkasında çok düşünmek
    Aunque siga a 120
    – Hala 120 olsa bile
    En ti sigue mi mente
    – İçinde aklımı takip et

    Yubeili
    – Yubeili
    Estani yeah
    – Estani evet
    Mexico y Argentina pa
    – Meksika ve Arjantin pa
  • Natti Natasha – Me Gusta İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Natti Natasha – Me Gusta İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Y yo sé que las noches no son sola para mí
    – Ve biliyorum ki geceler benim için yalnız değil
    Naty Nats, Naty Nats
    – Naty Nats, Naty Nats

    Me gusta
    – Onu seviyorum
    Los beso’ prohibidos, lo que hay escondido, me gusta
    – Onları öpüyorum ‘ yasak, gizli olanı seviyorum
    Que me hablen bajito, así respiraito’, me gusta
    – Benimle usulca konuştuklarını, böyle nefes aldığımı’seviyorum
    Donde haya peligro, donde haya delirio, me gusta
    – Tehlikenin olduğu yerde, deliryumun olduğu yerde, hoşuma gidiyor
    Es malo, pero es que me gusta
    – Kötü ama hoşuma gitti.

    Y sí, yo sé que la’ noche’ no son sola’ para mí
    – Ve evet, biliyorum ki ‘gece’ yalnız değil’ benim için
    Que tú tienes a alguien pero me quieres a mí
    – Birinin olduğunu ama beni istediğini
    Yo sé que me piensas cuando estoy lejos de ti
    – Senden uzaktayken beni düşündüğünü biliyorum.
    Y si me preguntan digo que nunca te vi
    – Ve eğer bana sorarlarsa seni hiç görmediğimi söylerim

    No somos amigos, pero tenemos privilegio
    – Biz arkadaş değiliz ama ayrıcalığımız var
    Nos vemos a escondida’ y eso que no hay nada serio
    – Sinsice görüşürüz ve ciddi bir şey olmadığını
    ¿Pa’ qué tener un compromiso?
    – Neden bir taahhüdün var?
    Si dice que te ama pero en su cama, a mi fue la que quiso
    – Seni sevdiğini söylüyorsa ama yatağında, istediği bendim.

    Lo’ bueno’ buscan lo malo y lo’ malo’ buscan lo bueno
    – Kötüyü ‘iyi’, iyiyi ‘kötü’ arar
    Podemo’ pecar pero sin arrepentimiento
    – Günah işleyebiliriz ama tövbe etmeden
    La agenda escribí y como quiera yo lo tengo
    – Gündemi yazdım ve istediğim gibi ona sahibim
    Repetimos siempre que puedo
    – Elimden geldiğince tekrarlıyoruz.

    Porque me gusta
    – Çünkü seviyorum
    Los beso’ prohibidos, lo que hay escondido, me gusta
    – Onları öpüyorum ‘ yasak, gizli olanı seviyorum
    Que me hablen bajito, así respiraito’, me gusta
    – Benimle usulca konuştuklarını, böyle nefes aldığımı’seviyorum
    Donde haya peligro, donde haya delirio, me gusta
    – Tehlikenin olduğu yerde, deliryumun olduğu yerde, hoşuma gidiyor
    Es malo, pero es que me gusta
    – Kötü ama hoşuma gitti.

    Y sí, yo sé que la’ noche’ no son sola’ para mí
    – Ve evet, biliyorum ki ‘gece’ yalnız değil’ benim için
    Que tú tienes a alguien pero me quieres a mí
    – Birinin olduğunu ama beni istediğini
    Yo sé que me piensas cuando estoy lejos de ti
    – Senden uzaktayken beni düşündüğünü biliyorum.
    Y si me preguntan digo que nunca te vi, oh oh oh
    – Ve eğer bana sorarlarsa seni hiç görmediğimi söylerim, oh oh oh
    Que nunca te vi, oh oh oh
    – Seni hiç görmediğimi, oh oh oh

    En mi mano cae como pieza de dominó
    – Elimde bir domino parçası gibi düşüyor
    Sin fajarme mucho, este juego lo dominó
    – Çok fazla fajarme olmadan, bu oyun ona hükmetti
    Porque tengo bien loco
    – Çünkü ben deliyim.
    A ti te tengo loco
    – Seni çıldırttım

    Deja que haga el formato cuando le das al link
    – Bağlantıya tıkladığınızda biçimlendirmeyi yapmasına izin verin
    Te robo la victoria cuando me bajo el pink
    – Pembeye indiğimde zaferini çalıyorum.
    Así te pongo loco
    – Seni böyle delirtiyorum.
    Papi, te tengo loco, ¡Ay, fuego!
    – Baba, seni çıldırttım, oh, ateş!

    Y sí, yo sé que la’ noche’ no son sola’ para mí
    – Ve evet, biliyorum ki ‘gece’ yalnız değil’ benim için
    Que tú tienes a alguien pero me quieres a mí
    – Birinin olduğunu ama beni istediğini
    Yo sé que me piensas cuando estoy lejos de ti
    – Senden uzaktayken beni düşündüğünü biliyorum.
    Y si me preguntan digo que nunca te vi, oh oh oh
    – Ve eğer bana sorarlarsa seni hiç görmediğimi söylerim, oh oh oh
    Que nunca te vi, oh oh oh
    – Seni hiç görmediğimi, oh oh oh
    (Que nunca te vi)
    – (Seni hiç görmediğimi)
  • Francesco De Gregori – Rimmel İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Francesco De Gregori – Rimmel İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    E qualcosa rimane
    – Ve bir şey kalır
    Fra le pagine chiare e le pagine scure
    – Açık sayfalar ve koyu sayfalar arasında
    E cancello il tuo nome dalla mia facciata
    – Ve senin adını önümden siliyorum
    E confondo i miei alibi e le tue ragioni
    – Ve mazeretimi ve nedenlerini karıştırıyorum
    I miei alibi e le tue ragioni
    – Mazeretim ve Sebeplerin

    Chi mi ha fatto le carte
    – Kartlarımı kim yaptı
    Mi ha chiamato vincente, ma uno zingaro è un trucco
    – Bana kazanma dedi, ama çingene bir numaradır
    E un futuro invadente, fossi stato un po’ più giovane
    – Ve müdahaleci bir gelecek, biraz daha genç olsaydım
    L’avrei distrutto con la fantasia
    – Onu fanteziyle yok ederdim.
    L’avrei stracciato con la fantasia
    – Ben fantezi ile parçalanmış olurdu

    Ora le tue labbra puoi spedirle a un indirizzo nuovo
    – Artık dudaklarınız yeni bir adrese gönderilebilir
    E la mia faccia sovrapporla a quella di chissà chi altro, oh
    – Ve yüzüm başka kim bilir kimininkinin üzerine bindirildi, oh
    Ancora i tuoi quattro assi, bada bene, di un colore solo
    – Yine de dört asın, dikkat et, sadece bir renkten
    Li puoi nascondere o giocare come vuoi
    – Onları gizleyebilir veya istediğiniz gibi oynayabilirsiniz
    O farli rimanere buoni amici come noi
    – Ya da bizim gibi iyi arkadaş kalmalarını sağla

    Santa voglia di vivere
    – Kutsal yaşama arzusu
    E dolce Venere di Rimmel
    – Ve Rimmel’in tatlı Venüsü
    Come quando fuori pioveva e tu mi domandavi
    – Sanki dışarıda yağmur yağıyor ve bana soruyormuşsun gibi
    Se per caso avevo ancora quella foto
    – Şans eseri hala o resme sahip olsaydım
    In cui tu sorridevi e non guardavi
    – Gülümsediğin ve bakmadığın yer

    Ed il vento passava
    – Ve rüzgar geçti
    Sul tuo collo di pelliccia e sulla tua persona
    – Kürk yakanızda ve kişiliğinizde
    E quando io, senza capire, ho detto sì
    – Ve ben, anlamadan, evet dediğimde
    Hai detto “È tutto quel che hai di me”
    – Dedin ki, ” Benden tek sahip olduğun bu.”
    È tutto quel che ho di te
    – Senden başka bir şeyim yok.

    Ora le tue labbra puoi spedirle a un indirizzo nuovo
    – Artık dudaklarınız yeni bir adrese gönderilebilir
    E la mia faccia sovrapporla a quella di chissà chi altro, oh
    – Ve yüzüm başka kim bilir kimininkinin üzerine bindirildi, oh
    Ancora i tuoi quattro assi, bada bene, di un colore solo
    – Yine de dört asın, dikkat et, sadece bir renkten
    Li puoi nascondere o giocare con chi vuoi
    – Onları saklayabilir veya istediğiniz kişiyle oynayabilirsiniz
    O farli rimanere buoni amici come noi
    – Ya da bizim gibi iyi arkadaş kalmalarını sağla
  • Rondodasosa & Nko – TOKYO İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Rondodasosa & Nko – TOKYO İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Grr
    – Grr
    Rondo
    – Rondo
    Frr, frr
    – Frr, frr
    I come straight from Italy
    – Doğrudan İtalya’dan geliyorum.
    Yo, lil’ b, it’s NKO on beat (ah, yo, yo)
    – Yo, lil’ b, ritimde NKO (ah, yo, yo)

    Atterro a Tokyo, IG orientali Kylie, no shaolin (no)
    – Atterro a Tokyo, IG orientali Kylie, shaolin yok (hayır)
    Sto con i miei mandem, hanno il chinga dentro i locali (chinga)
    – Sto con i miei mandem, hanno il chinga dentro i yerel (çinga)
    Sulla Tokyo Tower con uno skimask, io e miei G black come ninja
    – Sulla Tokyo Kulesi con uno skimask, ıo e miei G siyah gel ninja
    Chinga, chinga, chinga, chinga, chinga
    – Çinga, çinga, çinga, çinga

    Seven 7oo, ora è culto non parlare, male piscio sul tuo gruppo
    – Seven 7oo, ora è culto non parlare, erkek piscio sul tuo gruppo
    One shot, ho un ski mask in faccia, outside siamo una minaccia
    – Bir atış, faccia’daki ho un kar maskesi, siamo una minaccia dışında
    Tra le light di Tokyo vibes, no money, no risk, no life (pussy)
    – Tra le light di Tokyo vibes, para yok, risk yok, hayat yok (amcık)
    Ho un sogno come Luther, VPN, ci sono i miei shooter
    – Luther, VPN, ci sono i miei shooter’a hoş geldiniz
    Yo, due chinga sull’Uber, double murder, Nightmare, Freddy Krueger
    – Yo, due chinga sull’uber, çifte cinayet, Kabus, Freddy Krueger
    Sturdy le mie moves, nel club sul dick ho una bitch sudata
    – Sturdy le mie moves, nel kulüp sul çük ho una orospu sudata
    La hitto così forte, si rompe le mutande di Shein
    – La hitto così forte, si rompe le mutande di Sheın
    Lei vuole un vero demone, bitch, don’t play my game
    – Lei vuole un vero demone, kaltak, oyunumu oynama

    Eh, di notte giro per le city lights
    – Eh, di notte giro per le şehir ışıkları
    I miei dawg hittano la trap una night
    – Ben miei dostum hittano la tuzak una gece
    Tokyo Drift, sorpasso sempre sulla line
    – Tokyo Drift, sorpasso sempre sulla hattı
    Savage sotto per il crime, thot per la white
    – Suç başına vahşi sotto, beyaz başına bir

    Vengo da quella city dove gli amici
    – Vengo da quella city dove gli amici
    Diventano bitches, tipe peggio dei nemici
    – Diventano orospular, tipe peggio dei nemici
    Parli male, mi odi, è il contrario
    – Parli erkek, mi odi, è il contrario
    Soldi salgono, aumenta il salario
    – Soldi salgono, aumenta ıl salario
    Troppa fame, non tornerò il solito
    – Troppa şöhreti, dönmeyen il solito
    Non parlare del mio immaginario, yeah
    – Mio ımmaginario’ya benzemiyor, evet.
    Tokyo, viviamo la drill life, non cappiamo, no
    – Tokyo, viviamo la matkap hayatı, cappiamo olmayan, hayır
    Hittavo la trap, un dawg è libero
    – Hittavo la trap, un dawg è libero
    Hero of my hood, ‘sta shit la vivo, bro’ (la vivo, bro’)
    – Kaputumun kahramanı, ‘sta bok la vivo, kardeşim’ (la vivo, kardeşim’)

    My nigga fotte una tipa nel backstage, suo padre è razzista, shotgun
    – Benim zenci fotte una tipa nel kulis, suo padre è razzista, av tüfeği
    SSG, stavo a West Londra, 50k se vuoi una collab’
    – SSG, stavo a West Londra konumundan 50 kilometre mesafede
    Fotto una mora bionda, rossa, se hai piedi brutti, blocca (blocca)
    – Fotto una mora bionda, rossa, se hai piedi brutti, blok (blok)
    La fame quanto costa? Costa D’avorio, Didier Drogba
    – Ünlü quanto costa mı? Costa D’avorio, Didier Drogba
    Se mette “mi piace” ai tuoi opps, cancellala, è una hoe (hoe)
    – Se mette “mi piace” ai tuoi opps, iptal, è una çapa (çapa)
    Se ancora fotte col suo ex, ah, delete that bitch (bitch)
    – Se ancora fotte col suo eski, ah, o kaltağı sil (kaltak)
    Mi manda SMS, l’ho messa incinta, sono già in Mex (Mex)
    – Mi manda SMS, l’ho messa ıncinta, sono già içinde Mex (Mex)
    Alzo soldi senza stress, basta che mi odi entrano altri racks (cra, cra)
    – Alzo soldi senza stres, basta che mi odi entrano altri rafları (cra, cra)

    Eh, di notte giro per le city lights
    – Eh, di notte giro per le şehir ışıkları
    I miei dawg hittano la trap una night
    – Ben miei dostum hittano la tuzak una gece
    Tokyo Drift, sorpasso sempre sulla line
    – Tokyo Drift, sorpasso sempre sulla hattı
    Savage sotto per il crime, thot per la white
    – Suç başına vahşi sotto, beyaz başına bir

    Vengo da quella city dove gli amici
    – Vengo da quella city dove gli amici
    Diventano bitches, tipe peggio dei nemici
    – Diventano orospular, tipe peggio dei nemici
    Parli male, mi odi, è il contrario
    – Parli erkek, mi odi, è il contrario
    Soldi salgono, aumenta il salario
    – Soldi salgono, aumenta ıl salario
    Troppa fame, non tornerò il solito
    – Troppa şöhreti, dönmeyen il solito
    Non parlare del mio immaginario, yeah
    – Mio ımmaginario’ya benzemiyor, evet.
    Tokyo, viviamo la drill life, non cappiamo, no
    – Tokyo, viviamo la matkap hayatı, cappiamo olmayan, hayır
    Hittavo la trap, un dawg è libero
    – Hittavo la trap, un dawg è libero
    Hero of my hood, ‘sta shit la vivo, bro’ (la vivo, bro’)
    – Kaputumun kahramanı, ‘sta bok la vivo, kardeşim’ (la vivo, kardeşim’)

    Tokyo
    – Tokyo’da
    Tokyo
    – Tokyo’da
    Yo, lil’ b, it’s NKO on beat
    – Yo, lil’ b, NKO ritimde
  • Taron Egerton – Sorry Seems to Be the Hardest Word İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Taron Egerton – Sorry Seems to Be the Hardest Word İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    What do I gotta do to make you love me?
    – Beni sevmen için ne yapmalıyım?
    What do I gotta do to make you care?
    – Umurunda olman için ne yapmalıyım?
    What do I do when lightning strikes me?
    – Yıldırım çarptığında ne yapmalıyım?
    And I hate to find that you’re not there
    – Ve senin orada olmadığını görmekten nefret ediyorum

    What do I do to make you want me?
    – Beni istemeni sağlamak için ne yapmalıyım?
    What do I gotta do to be heard?
    – Duyulmak için ne yapmalıyım?
    What do I say when it’s all over?
    – Her şey bittiğinde ne diyeceğim?
    And sorry seems to be the hardest word
    – Ve üzgünüm en zor kelime gibi görünüyor

    It’s sad (so sad), so sad
    – Çok üzücü (çok üzücü), çok üzücü
    It’s a sad, sad situation
    – Bu üzücü, üzücü bir durum
    And it’s gettin’ more and more absurd
    – Ve gittikçe daha saçma oluyor

    It’s sad (so sad), so sad
    – Çok üzücü (çok üzücü), çok üzücü
    Why can’t we talk it over?
    – Neden bunu konuşamıyoruz?
    Oh, it seems to me
    – Oh, bana öyle geliyor ki
    That sorry seems to be the hardest word
    – Bu özür en zor kelime gibi görünüyor

    Some dessert, sir?
    – Tatlı ister misiniz efendim?
    Yeah, um, two chocolate puddings
    – Evet, iki çikolatalı puding.
    An apple pie and a raspberry fool, please
    – Elmalı turta ve frambuazlı aptal, lütfen
    Any ice cream?
    – Dondurma var mı?
    Uh, yeah, all of ’em
    – Evet, hepsi.
    Excellent choice
    – Mükemmel seçim
  • Rosa Chemical – non è normale İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Rosa Chemical – non è normale İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Mando un bacino allo specchio, che puttana
    – Aynaya bir leğen gönderiyorum, ne fahişe
    Sono così e non c’è storia, muah
    – Ben böyleyim ve hikaye yok muah
    Tu vuoi la notte stellata, ah
    – Yıldızlı geceyi istiyorsun, ah
    Esco tutta glitterata, bit-
    – Parıldayan bir şekilde dışarı çıkıyorum, biraz-
    Sesso e vitamina C, da venerdì a venerdì
    – Seks ve C Vitamini, Cumadan Cumaya
    Pushin P, ridiamo di te, ahahahah
    – Pushin P, sana gülüyoruz, hahahaha
    Siamo Julia Roberts e Richard Gere
    – Biz areul
    One, two, three, two, two, three
    – Bir, tw
    Baby, ripetimi a cosa è servito
    – Bab Bab
    Ancora coi tacchi, ancora lo smalto
    – Hala topuklu, hala oje
    Ancora non mi hanno capito
    – Hala beni anlamıyorlar.
    Ma un giorno faremo la storia
    – Ama bir gün tarih yazacağız
    Non fare la stronza perché va di moda (No)
    – Kaltak olma çünkü moda (Hayır)
    Sei bella così, non metterti in posa
    – Çok güzelsin, poz verme
    On God, on gang
    – Tanrı üzerine, çete üzerine

    E non dirmi che non è normale
    – Ve bana bunun normal olmadığını söyleme
    È normale, fa male ma poi ti piace
    – Bu normal, acıtıyor ama sonra hoşuna gidiyor

    Puoi rimanere ancora un po’-o, po’, po’
    – Biraz daha kalabilirsin – ya da biraz, biraz
    Ti prego non fare la mhm-mhm, ah-ah-ah
    – Lütfen mhm-mhm yapma, ah-ah-ah
    Tanto domani poi è uguale
    – Yarın da aynı
    So qua-qua-quanto ti piace
    – Ne kadar sevdiğini biliyorum.

    Oh mio Dio, quanto godo
    – Aman Tanrım, ne kadar zevk alıyorum
    Oh mio Dio, voglio farlo di nuovo (ancora)
    – Aman Tanrım, tekrar yapmak istiyorum (tekrar)
    Quanto sei bella, come Di Caprio
    – Ne kadar güzelsin, Di Caprio gibi
    Come l’Italia, come Aldo Baglio (Shit, shit, shit)
    – İtalya gibi, Aldo Baglio gibi (kahretsin, kahretsin, kahretsin)
    Io e te in autogrill, Tiziano Ferro
    – Sen ve ben autogrill’de, Tiziano Ferro
    Sposami qui, davanti al casello
    – Benimle burada, gişenin önünde evlen.
    Passano i tir, tira vento
    – Tiras geçer, rüzgar çeker
    Il peggio è passato, noi non passeremo
    – En kötüsü bitti, geçmeyeceğiz
    Stavo attento a non amare prima di incontrarti (Uoh, oh, oh)
    – Seninle tanışmadan önce sevmemeye dikkat ettim (Uoh, oh, oh)
    E confondevo l’amore con tutti gli orgasmi
    – Ve aşkı tüm orgazmlarla karıştırdım

    Puoi rimanere ancora un po’-o, po’, po’
    – Biraz daha kalabilirsin – ya da biraz, biraz
    Ti prego non fare la mhm-mhm, ah-ah-ah
    – Lütfen mhm-mhm yapma, ah-ah-ah
    Tanto domani poi è uguale
    – Yarın da aynı
    So qua-qua-quanto ti piace
    – Ne kadar sevdiğini biliyorum.

    Puoi rimanere ancora un po’-o, po’, po’
    – Biraz daha kalabilirsin – ya da biraz, biraz
    Ti prego non fare la mh-mh, ah-ah-ah
    – Lütfen yapma mh-mh, ah-ah-ah
    Tanto domani poi è uguale (Tanto domani poi è uguale)
    – Yarın aynı (Yarın aynı)
    So qua-qua-quanto ti piace (So qua-qua-quanto ti piace)
    – Biliyorum qua-qua-ne kadar seviyorsun (Biliyorum qua-qua-ne kadar seviyorsun)

    E non dirmi, non dirmi, non dirmi
    – Ve bana söyleme, bana söyleme, bana söyleme
    Che non è normale
    – Hangisi normal değil
    Fa male ma poi ti piace, ti piace, piace, ohh-ohh-ohh-ohh
    – Acıtıyor ama sonra hoşuna gidiyor, hoşuna gidiyor, hoşuna gidiyor, ohh-ohh-ohh-ohh
    Grr, pow, pow
    – Grr, Savaş Esiri

    Mando un bacino allo specchio, che puttana
    – Aynaya bir leğen gönderiyorum, ne fahişe
    Sono così e non c’è storia, muah
    – Ben böyleyim ve hikaye yok muah
    One, two, three
    – Bir, için

    Puoi rimanere ancora un po’-o, po’, po’
    – Biraz daha kalabilirsin – ya da biraz, biraz
    Ti prego non fare la mhm-mhm, ah-ah-ah
    – Lütfen mhm-mhm yapma, ah-ah-ah
    Tanto domani poi è uguale (Tanto domani poi è uguale)
    – Yarın aynı (Yarın aynı)
    So qua-qua-quanto ti piace (So qua-qua-quanto ti piace)
    – Biliyorum qua-qua-ne kadar seviyorsun (Biliyorum qua-qua-ne kadar seviyorsun)

    Oh
    – Ey
    Po, po, poi
    – Po, po, po
    Ah-ah-ah
    – Ha-ha-ha
    Po, po, poi
    – Po, po, po
    Ah-ah-ah
    – Ha-ha-ha
  • Gianni Vezzosi – Bomba di sesso İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Gianni Vezzosi – Bomba di sesso İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Anche questa sera sono solo a casa
    – Bu gece bile evde yalnızım
    Lei è gia partita ma tra noi è finita
    – Çoktan gitti ama aramızda her şey bitti.
    Vir e turna nziem a me
    – Vir ve turna nziem bana
    Ca teng mpiett na voglia e fa ammore cu te
    – Ca teng mpiett na istemek ve fa ammore cu te

    È una situazione un po’ particolare
    – Bu biraz tuhaf bir durum
    Sì che lo capisco ma sto mal o stess
    – Evet anlıyorum ama ben mal o stess’im
    Ij voglij sta nziem a te
    – Ben vogli
    Pcche stu cor sultant tu o faje trmmà
    – Pcche stu cor sultan sen fa yapmak

    Sei una bomba di sesso sesso sì
    – Sen bir seks bombasısın seks evet
    Ogni tuo movimento m fa murì
    – Her hareketiniz m muri yapar
    M voglij fa male nziem a te
    – M vogli erkek
    Perch tu sei l’amore la passione del cuore
    – Çünkü sen aşksın kalbin tutkusu

    Tu sei la mia esplosione dell univers
    – Sen benim evren patlamamsın
    Ca gir a tuorn a me e mi gira tutto
    – Ca gir to tuorn bana ve her şey beni döndürüyor
    Tu sei parte di me ma nun capisc
    – Sen benim bir parçamsın ama rahibe anlıyor
    E mai nisciun giur te po assumiglia
    – Ve asla nisciun yemin etme varsayabilirsin
    Sei una bomba di sesso (sei una bomba di sesso)
    – Sen bir seks bombasısın (sen bir seks bombasısın)

    Vieni qui, che fai, dammi la tua mano
    – Buraya gel, ne yapıyorsun, elini ver bana
    Ogni tuo sorris ij giur m annamor
    – Senin her gülüşün ben gi
    Strignete cchiu for a me
    – Benim için sırıtış cchiu
    Famme sendi trmma su cor mpiett a me
    – Bana kor mpiett hakkında Famme sendi trmma
    Sento il tuo respiro sopra la mia pelle
    – Nefesini tenimin üstünde hissediyorum
    Lacrime d amore e doscje stu sapor
    – Aşk gözyaşları ve dosc sap
    Giur nun c a faccio cchiu
    – Jur rahibe c bir facciu
    Ij te voglij spuglia a nur cu me
    – Ben vogli te vogli vogli spuglia bir nur cu beni

    Sei una bomba di sesso sesso sì
    – Sen bir seks bombasısın seks evet
    Ogni tuo movimento m fa murì
    – Her hareketiniz m muri yapar
    M voglij fa male nziem a te
    – M vogli erkek
    Perch tu sei l’amore la passione del cuore
    – Çünkü sen aşksın kalbin tutkusu

    Tu sei la mia esplosione dell univers
    – Sen benim evren patlamamsın
    Ca gir a tuorn a me e mi gira tutto
    – Ca gir to tuorn bana ve her şey beni döndürüyor
    Tu sei parte di me e nun capisc
    – Sen benim ve rahibe anlayışımın bir parçasısın.
    E mai nisciun giur te po assumiglia
    – Ve asla nisciun yemin etme varsayabilirsin
    Sei una bomba di sesso
    – Sen bir seks bombasısın.
    Di sesso
    – Seks hakkında

    Tu sei la mia esplosione dell univers
    – Sen benim evren patlamamsın
    Ca gir a tuorn a me e mi gira tutto
    – Ca gir to tuorn bana ve her şey beni döndürüyor
    Tu sei parte di me e nun capisc
    – Sen benim ve rahibe anlayışımın bir parçasısın.
    E mai nisciun giur te po assumiglia
    – Ve asla nisciun yemin etme varsayabilirsin
    Sei una bomba di sesso
    – Sen bir seks bombasısın.
    Sei una bomba di sesso
    – Sen bir seks bombasısın.
    Shhh
    – Şşşt

    Sei una bomba di sesso sesso sì
    – Sen bir seks bombasısın seks evet
    Ogni tuo movimento m fa murì
    – Her hareketiniz m muri yapar
    M voglij fa male nziem a te
    – M vogli erkek
    Perch tu sei l’amore la passione del cuore
    – Çünkü sen aşksın kalbin tutkusu
    Tu sei la mia esplosione dell univers
    – Sen benim evren patlamamsın
    Ca gir a tuorn a me e mi gira tutto
    – Ca gir to tuorn bana ve her şey beni döndürüyor
    Tu sei parte di me e nun capisc
    – Sen benim ve rahibe anlayışımın bir parçasısın.
    E mai nisciun giur te po assumigl
    – Ve asla nisciun giur te po assunigl
  • Paky & Jul – La Bellavita İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Paky & Jul – La Bellavita İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Na-na-na-na
    – Na-na-na-na
    Na-na-na-na
    – Na-na-na-na
    On veut tous la bella vita
    – Veut tous’ta iyi hayat
    On vient pas si on est pas invité
    – Üzerinde vient pas si üzerinde est pas

    Madame, come fai a essere mia? (Mia)
    – Madam, nasıl benim olabilirsiniz? (Ben)
    Se non è per la vita (Ah-ah), vuol dire che è per finta
    – Yaşam için değilse (Ah-ah), taklit için olduğu anlamına gelir
    T-Max impenna per la via (Per la via), sogna la bella vita (Ah-ah)
    – T-ma imp yolu tırman (Yol için), iyi hayatı hayal et (Ah-ah)
    Scorda quella di prima
    – Bir öncekini unut

    On veut tous la bella vita (Tous la bella vita) (Ah-ah, ah-ah)
    – Veut tous la bella vita’da (Tous la bella vita) (Ah-ah, ah-ah)
    On vient pas si on est pas invité (Si on est pas invité)
    – Davet edilen kişi hakkında (Davet edilen kişi hakkında)
    J’viens de là où elle chante la guitare (Tous la bella vita)
    – Elle chante la guitare (bella vita için)
    (Ah-ah, ah-ah)
    – (Ha-ha, ha-ha)
    Les rafales c’est dur à éviter (Les rafales c’est dur à éviter)
    – Les rafales c’est dur’esviter (Les rafales c’est dur’esviter)

    Ah
    – Ah
    T-Ma, T-Max i-impenna come a Marsiglia
    – T-Ma, T-Max
    Comment ça va, ça va? (Ça va)
    – Yorum va (va
    Facciamo insieme mattina (Ah-ah)
    – Birlikte sabah yapalım (Ah-ah)
    Non voglio farti del male o rovinarti l’aspettativa (No-no)
    – Seni incitmek veya beklentini mahvetmek istemiyorum (Hayır-hayır)
    Sono solo un criminale che vende la cocai–
    – Ben sadece kokain satan bir suçluyum.–
    Pensa a fare una rapina (Ah-ah) e guida senza patente (Ah)
    – Bir soygun yapmayı (Ah-ah) ve ehliyetsiz araba kullanmayı düşünün (Ah)
    Non ha niente tra le dita, la vita non gli ha dato niente
    – Parmaklarında hiçbir şey yok, hayat ona hiçbir şey vermedi
    Madame, insegnami come si mente
    – Madam, bana yalan söylemeyi öğretin.
    Un criminale promette (Ah) anche ciò che non può permettersi
    – Bir suçlu, karşılayamayacağı şeyi bile vaat eder
    Avrei fatto tarantelle solo e soltanto per metterti (Ah-ah)
    – Sadece ve sadece seni koymak için tarantelle yapardım (Ah-ah)
    Addosso borse di Hermès, ma non era nei tuoi interessi (Ah-ah)
    – Hermes çantalarında, ama senin çıkarına değildi (Ah-ah)
    Tu hai conosciuto tuo padre
    – Babanla tanıştın.
    Il giorno che è uscito agli arresti (Gli arresti)
    – Tutuklandığı gün (Tutuklamalar)
    Per questo vuoi uno che resti (Che resti), ti stringe quando ci pensi
    – Bunun için kalan (Kalan), düşündüğünüzde sizi sıkan birini istersiniz

    Madame, come fai a essere mia? (Mia)
    – Madam, nasıl benim olabilirsiniz? (Ben)
    Se non è per la vita, vuol dire che è per finta
    – Yaşam için değilse, taklit için olduğu anlamına gelir
    T-Max impenna per la via, sogna la bella vita
    – T-Ma ımp
    Scorda quella di prima
    – Bir öncekini unut

    On veut tous la bella vita (Tous la bella vita) (Ah-ah, ah-ah)
    – Veut tous la bella vita’da (Tous la bella vita) (Ah-ah, ah-ah)
    On vient pas si on est pas invité (Si on est pas invité)
    – Davet edilen kişi hakkında (Davet edilen kişi hakkında)
    J’viens de là où elle chante la guitare (Tous la bella vita)
    – Elle chante la guitare (bella vita için)
    (Ah-ah, ah-ah)
    – (Ha-ha, ha-ha)
    Les rafales c’est dur à éviter (Les rafales c’est dur à éviter)
    – Les rafales c’est dur’esviter (Les rafales c’est dur’esviter)

    Il te fait des techniques en tac-tac (Tac-tac)
    – Tac-tac teknikleri (Tac-tac)
    Le petite sans casque il a pas de plaque (Pas de plaque)
    – Le petite sans casque a pas de plaque (Plak olmadan)
    Il y a pas salope dans la clique (Clique, clique)
    – A pas salope dans la klik (Klik, klik)
    Et l’inspecteur il a une tête à claques (Claques, claques)
    – Et l’ınspecteur ıl a une t cl
    Ça part jober pour un Glock (Glock, Glock)
    – Bir parça po
    Ça fait la bagarre pour un job (Job-job)
    – fa A fait la brawl pour un un
    Ça se tue même pour un tcheck (Tcheck-tcheck)
    – Ç A se sal mme me pour un tcheck (Tcheck-tcheck)
    Ça tue des gens pour un bloc, bloc, bloc, bloc, bloc
    – Sal des gens dökün bm bloğu, blok, blok, blok, blok
    On fait nos idées seul personne on suck, suck, suck, suck, suck
    – Fait nos ıdes seoul personne üzerinde emmek, emmek, emmek, emmek, emmek
    Ça zone électrique, calibre dans le froc (Froc, froc, froc, froc)
    – Bölge elektriği, kalibre dans le ibneler (ibneler, ibneler, ibneler, ibneler)
    On a fait la fête dans la loc’ (On a fait la fête dans la loc’)
    – Bir fait la fê’de
    On a rodé tutta la notte (On a rodé tutta la notte)
    – Bütün gece bir yolculukta (Bütün gece bir yolculukta)
    En gigite sur X-ADV (En gigite sur X-ADV)
    – En gigite sur-ADV (En gigite sur-ADV)
    Mafiosa come a l’île de beauté (Mafiosa come a l’île de beauté)
    – Mafiosa gel bir güzelim

    Madame, come fai a essere mia?
    – Madam, nasıl benim olabilirsiniz?
    Se non è per la vita, vuol dire che è per finta
    – Yaşam için değilse, taklit için olduğu anlamına gelir
    T-Max impenna per la via, sogna la bella vita
    – T-Ma ımp
    Scorda quella di prima (Eh, eh, eh)
    – Bir öncekini unut (Eh, eh, eh)

    On veut tous la bella vita (Tous la bella vita) (Ah-ah, ah-ah)
    – Veut tous la bella vita’da (Tous la bella vita) (Ah-ah, ah-ah)
    On vient pas si on est pas invité (Si on est pas invité)
    – Davet edilen kişi hakkında (Davet edilen kişi hakkında)
    J’viens de là où elle chante la guitare (Tous la bella vita)
    – Elle chante la guitare (bella vita için)
    (Ah-ah, ah-ah)
    – (Ha-ha, ha-ha)
    Les rafales c’est dur à éviter (Les rafales c’est dur à éviter)
    – Les rafales c’est dur’esviter (Les rafales c’est dur’esviter)

    (On vient pas si on est pas invité)
    – (Vient pas si üzerinde est pas davet edildi)
    (J’viens de là où elle chante la guitare)
    – (‘viens de there ou elle chante la guitare)
    (Les rafales c’est dur à éviter)
    – (Les rafales bir mektup gönderiyor)
  • Jovanotti – Se lo senti lo sai İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Jovanotti – Se lo senti lo sai İtalyanca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    E un giorno di dicembre arriverà l’estate
    – Ve Aralık ayında bir gün yaz gelecek
    Perché le cose fanno quello che gli pare
    – Çünkü işler istediklerini yapar
    Seguendo i punti esatti delle coordinate
    – Koordinatların tam noktalarını takip etmek
    Sicuro ti ritrovi perso in mezzo al mare
    – Kendinizi denizin ortasında kaybolmuş bulduğunuzdan emin olun
    E a far contenti tutti si diventa pazzi
    – Ve herkesi mutlu etmek için çıldırıyorsun
    Le cose necessarie stanno in una mano
    – Gerekli şeyler bir elinde duruyor
    Se deve stare lì come un ostacolo
    – Eğer orada bir engel olarak durmak zorundaysa
    Allora è meglio non averlo un cuore
    – O zaman bir kalbe sahip olmamak daha iyidir

    E sono qui che mi sbatto da quando ero bambino
    – Ve burası çocukluğumdan beri çakıştığım yer.
    Prendo a pugni le mosche e disoriento il destino
    – Sinekleri yumruklarım ve kaderi şaşırtırım
    E un bicchiere di vino
    – Ve bir kadeh şarap
    E il classico panino
    – Ve klasik sandviç
    Se te lo spiegano non capirai
    – Eğer sana açıklarlarsa anlamayacaksın.

    Ma se lo senti lo sai
    – Ama eğer hissediyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun

    E il mondo mi ha deluso tante volte quante
    – Ve dünya beni birçok kez hayal kırıklığına uğrattı
    Le volte che probabilmente l’ho deluso io
    – Muhtemelen onu hayal kırıklığına uğrattığım zamanlar
    Nel cuore del conflitto con gli occhiali a specchio
    – Ayna gözlükleriyle çatışmanın kalbinde
    E’ inutile nasconderlo
    – Saklamanın faydası yok.
    Si sta da Dio
    – Tanrı’dan.
    E a terra le mie ali si fanno pesanti
    – Ve yerde kanatlarım ağırlaşıyor
    E mi sembra impossibile volare ancora
    – Ve tekrar uçmak imkansız görünüyor
    E gli obiettivi sono sempre più distanti
    – Ve hedefler giderek daha uzak hale geliyor
    Tranne che in certi momenti
    – Belirli zamanlar hariç

    E sono qui che mi perdo per dare i nomi alle cose
    – Ve bir şeyleri isimlendirmek için kaybolduğum yer orası
    A ritrovare una strada tra mille strade confuse
    – Binlerce karışık yol arasında bir yol bulmak için
    E un bicchiere di vino
    – Ve bir kadeh şarap
    E il classico panino
    – Ve klasik sandviç
    Se te lo spiegano non capirai
    – Eğer sana açıklarlarsa anlamayacaksın.

    Ma se lo senti lo sai
    – Ama eğer hissediyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun

    Il nome della rosa
    – Gülün adı
    Dove sta la tua casa
    – Evin nerede
    Una notte gloriosa
    – Muhteşem bir gece
    Di sabbia in mezzo ai denti
    – Dişlerin ortasındaki kum
    Le spalle dei giganti
    – Devlerin omuzları
    I momenti salienti
    – Parlak nokta
    L’attimo prima delle cose importanti
    – Önemli şeylerden önceki an
    E senza pentimenti
    – Ve tövbe etmeden
    Senza risentimenti
    – Kızgınlık olmadan
    Basta combattimenti
    – Artık kavga yok
    Vivere
    – Yaşamak
    E un bicchiere di vino
    – Ve bir kadeh şarap
    E il classico panino
    – Ve klasik sandviç
    Se te lo spiegano non capirai
    – Eğer sana açıklarlarsa anlamayacaksın.

    Ma se lo senti lo sai
    – Ama eğer hissediyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun
    Se lo senti lo sai
    – Eğer duyuyorsan biliyorsun
    Oh yeah
    – Ohe

    Mi ha fatto piacere vederti oh
    – Seni görmek güzel oh
    Tu come stai
    – Nasılsın
    Non facciamo passare degli anni ora
    – Şimdi yıllarını harcamayalım
    Che uno va in giro, l’altro lavora
    – Biri etrafta dolaşıyor, diğeri çalışıyor
    La scritta che scrissi sul muro di scuola
    – Okul duvarına yazdığım yazı
    E’ quasi sparita
    – Neredeyse gitti.
    Ma dentro di me non si è mai cancellata
    – Ama içimde asla kendini silmedi
    Viva la vita
    – Hayatı yaşa
    Mangiati tutto anche le briciole
    – Her şeyi kırıntı bile ye
    Beviti il succo di tutte le favole
    – Tüm masalların suyunu iç
    Che dice che i mostri ci sono
    – Bu canavarların orada olduğunu söylüyor
    Ma è solo metà della storia
    – Ama bu hikayenin sadece yarısı
    I mostri si possono vincere
    – Canavarlar kazanabilir misin
    E’ l’altra metà
    – Diğer yarısı.
    Da imparare a memoria
    – Ezbere öğrenmek

    Secondo gli algoritmi gli uomini sono in sette
    – Algoritmalara göre yedi adam var
    Ognuno programmato per una funzione
    – Her biri bir işlev için programlanmıştır
    Ma un sasso resta immobile ovunque lo metti
    – Ama bir taş nereye koyarsanız koyun hareketsiz kalır
    Cosa che non succede con le persone
    – Ve bu insanlarla olmaz
    E a terra le tue ali si fanno pesanti
    – Ve yerde kanatların ağırlaşıyor
    Ma troverai la forza di volare ancora
    – Ama yine uçacak gücü bulacaksın
    E gli obiettivi sono sempre più distanti
    – Ve hedefler giderek daha uzak hale geliyor
    Tranne che in certi momenti
    – Belirli zamanlar hariç
  • Madcon – Don’t Worry (with Ray Dalton) [Radio Edit] İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Madcon – Don’t Worry (with Ray Dalton) [Radio Edit] İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Ooh, we can own the night
    – Gecenin sahibi olabiliriz.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    I know we’ll be alright
    – İyi olacağımızı biliyorum.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    I’ll take you to the future
    – Seni geleceğe götüreceğim
    Forget about the past
    – Geçmişi unut
    You can keep all of the secrets
    – Tüm sırları saklayabilirsin
    I swear that I won’t ask
    – Yemin ederim sormayacağım

    Let go of all your trouble
    – Bırak tüm derdini
    I don’t care where you’ve been
    – Nerede olduğun umurumda değil.
    The only thing that matters now
    – Şimdi önemli olan tek şey
    Is where the night will end
    – Gecenin biteceği yer burası

    Them bright, big lights are shining on us
    – Onlar parlak, büyük ışıklar üzerimizde parlıyor
    That beat, so tight, it makes you wanna
    – Bu vuruş, çok sıkı, seni istiyor
    Get up, get down, like there’s no tomorrow
    – Kalk, kalk, yarın yokmuş gibi
    Like there’s no tomorrow
    – Sanki yarın yokmuş gibi
    Like there’s no tomorrow
    – Sanki yarın yokmuş gibi

    Ooh, we can own the night
    – Gecenin sahibi olabiliriz.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    I know we’ll be alright
    – İyi olacağımızı biliyorum.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing (C’mon)
    – Bir şey için endişelenme (hadi)

    Ooh, we can own the night
    – Gecenin sahibi olabiliriz.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    Let’s get down to business
    – İşimize dönelim.
    And show me what you got
    – Ve bana neyin olduğunu göster
    Just keep the record spinning
    – Sadece kaydı döndürmeye devam et

    The music never stops
    – Müzik asla durmaz
    You wanna live forever
    – Sonsuza dek yaşamak istiyorsun
    And reach above the stars
    – Ve yıldızların üstüne uzan
    Let’s take it to next level
    – Bir sonraki seviyeye taşıyalım
    Just light the space ship up
    – Sadece uzay gemisini yak

    Them bright, big light’s are shining on us
    – Onlar parlak, büyük ışıklar üzerimizde parlıyor
    That beat, so tight, it makes you wanna
    – Bu vuruş, çok sıkı, seni istiyor
    Get up, get down, like there’s no tomorrow
    – Kalk, kalk, yarın yokmuş gibi
    Like there’s no tomorrow
    – Sanki yarın yokmuş gibi
    Like there’s no tomorrow
    – Sanki yarın yokmuş gibi

    Ooh, we can own the night
    – Gecenin sahibi olabiliriz.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    I know we’ll be alright
    – İyi olacağımızı biliyorum.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    Ooh, we can own the night
    – Gecenin sahibi olabiliriz.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    Yeah, on a rooftop
    – Evet, çatıda.
    Surrounded by the stars, and the views hot
    – Etrafı yıldızlarla çevrili ve manzarası sıcak
    Ain’t nobody thinkin’ ’bout what you’ve got
    – Kimse senin sahip oldukların hakkında düşünmüyor mu

    Everything’s ours, wanna dip?
    – Her şey bizim, dalmak ister misin?
    Get a new spot
    – Yeni bir yer edinin
    Yeah, don’t worry, don’t worry
    – Evet, endişelenme, endişelenme
    Night never ends
    – Gece hiç bitmez
    No hurry, no hurry
    – Acele etme, acele etme
    Shorty look thick, so the lines get blurry
    – Shorty kalın görünüyor, bu yüzden çizgiler bulanıklaşıyor
    And the night’s in your palm, so we might get dirty
    – Ve gece senin avucunda, kirlenelim diye

    DJ, let the beat play
    – DJ, ritmin çalmasına izin ver
    Make a heat wave
    – Bir ısı dalgası yapın
    When you replay this
    – Bunu tekrarladığınızda
    Tonight we gonna party like it’s D-day
    – Bu gece D-day gibi parti yapacağız
    Young and free, saying this the one on my CK shit
    – Genç ve özgür, bunu CK bokumdaki söyleyerek

    The Moon is the light
    – Ay ışıktır
    The sky is the ceiling
    – Gökyüzü tavandır
    The low is the base
    – Düşük tabandır
    And the high is the feeling
    – Ve yüksek olan duygudur
    The world is the club
    – Dünya kulüp
    All in ’cause we can
    – Hepsi çünkü yapabiliriz
    This one for the books don’t worry ’bout a thing
    – Bu kitaplar için bir şey için endişelenme

    Ooh, we can own the night
    – Gecenin sahibi olabiliriz.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    I know we’ll be alright
    – İyi olacağımızı biliyorum.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme

    (Don’t worry ’bout a thing)
    – (Bir şey için endişelenme)
    (Don’t worry ’bout a thing)
    – (Bir şey için endişelenme)

    Ooh, we can own the night
    – Gecenin sahibi olabiliriz.
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
    Don’t worry ’bout a thing
    – Bir şey için endişelenme
  • Einár – Day One İsveçce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Einár – Day One İsveçce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Det här är för dem utsatta sen day one
    – Bu, ilk günden beri maruz kalanlar içindir
    För dom som skickar gram och för dem som skickar ton
    – Gram gönderenler ve ton gönderenler için
    Ey, för alla i vårt land som har varit med om sånt
    – Ülkemizde bunu yaşayan herkes için.
    Som ingen av de hära varit med om—, ah (Ooh, det Le Winter)
    – Bu insanların hiçbirinin yaşamadığı – ah (Ooh, o gülümseme)

    Ey, min broder, han är fast, han gör para på weed
    – Ey, kardeşim, sıkıştı, otla çiftleşiyor
    Skickar abi och hasch, helt paranoid
    – Abi ve hash göndermek, tamamen paranoyak
    För idag, brorsan folk fyller skallar med bly
    – Bugün için Kardeş insanlar kafataslarını kurşunla dolduruyor
    Bror, idag det krävs mycket för kalla dig G
    – Kardeşim, bugün sana G demek çok zaman alıyor.
    Bror, jag står med en gun och jag kör
    – Kardeşim, silahla duruyorum ve sürüyorum.
    Jag vill ligga på en egen fucking strand när jag dör
    – Öldüğümde kendi kumsalımda yatmak istiyorum.
    Ey, jag lovar, det här livet, det är sant, det är stört
    – Ey, söz veriyorum, bu hayat, doğru, rahatsız
    Min broder Hvon höll Paki i sin famn när han var död
    – Kardeşim Hvon öldüğünde Pakistan’ı kollarına aldı.
    Och det är stört
    – Ve bu rahatsız
    Ibland jag frågar Gud vad som sker och vad som görs
    – Bazen Tanrı’ya ne olduğunu ve ne yapıldığını soruyorum
    Varför ska min broder åka livlös till SÖS?
    – Kardeşim neden denize cansız gitsin ki?
    Eyo, rest in peace Paki, jag hoppas att vi hörs, ey, ah
    – Eyo, huzur içinde yat Pakistanlı, umarım duyarız, ey, ah
    Morden börjar ökas, ah, oskyldiga dödas, ey
    – Cinayetler artmaya başlar, ah, masumlar öldürülür, ey
    Jag ser ingen försöka ändra på skiten
    – Kimsenin bu boku değiştirmeye çalıştığını görmüyorum.
    Politiker är blinda och döva, ah
    – Politikacılar kör ve sağır, ah
    Eyo, vad händer? Eyo, vad händer?
    – Eyo, neler oluyor? Eyo, neler oluyor?
    Dom alla kallas vänner, men sen de alla vänder
    – Hepsine arkadaş deniyor, ama sonra hepsi dönüyor
    Ingen bestämmer över mig i dessa gränder
    – Bu sokaklarda kimse beni yönetmiyor.
    Jag är selfmade, bitch, brorsan, säg till mig vad händer? Ah
    – Ben ev yapımıyım, kaltak, kardeşim, söyle bana neler oluyor? Ah
    Jag ser ingen förändring, hela jävla skiten behöver en vändning
    – Hiçbir değişiklik görmüyorum, tüm bu bokun bir dönüşe ihtiyacı var
    En svenne han klagar på en utlänning
    – Bir İsveçli bir yabancıdan şikayet ediyor
    Det finns svennar som är knas, ba kolla på benim
    – Çıtır çıtır İsveçliler var, o yüzden bana bak
    Ey, ah, ah, ah, små barn börjar fucking styra och ställa
    – Ey, ah, ah, ah, küçük çocuklar yönetmeye ve ayarlamaya başlar
    Alla barn, mannen, hära de vill bli kriminella
    – Bütün çocuklar, dostum, burada suçlu olmak istiyorlar
    In i stan, jag hör inte Glocken smälla
    – Kasabaya, Zilin çarptığını duymuyorum.
    Ey, var smart, pengar kan leda dig intill en fälla
    – EY, akıllı ol, para seni bir tuzağın hemen yanına götürebilir
    Jag satt i en arrest på min broders begravning
    – Kardeşimin cenazesinde tutuklanmıştım.
    Här ute det är stress, ey, ni har ingen aning
    – Burada stres var ey, hiçbir fikrin yok
    Om du nu ska va bäst, då du måste gå all in
    – En iyisi olmak istiyorsan, içeri girmelisin.
    Men att någon blir bäst här, bror, det är inte vanligt
    – Ama birinin burada en iyisi olması kardeşim, bu yaygın değil
    Hela jävla skiten är ett race, ah
    – Bütün bu bok bir yarış, ah
    Och hära du får blyet i ditt face, ah
    – Ve işte yüzündeki ipucunu alıyorsun, ah
    Och bror, jag skiter i vad som sägs
    – Ve kardeşim, ne söylendiği umurumda değil
    Mannen akta jag är strapped, brorsan ge mig lite space
    – Adamım dikkat et, bağlıyım, kardeşim bana biraz yer ver
    Ey, polisen är ett skämt, vad håller ni ens på med?
    – Polis şaka yapıyor, ne yapıyorsun?
    Tänk er att någon kommer dit ni bor och bara slår er
    – Birinin evinize gelip size vurduğunu hayal edin.
    Kommer hela tiden, visiterar en för droger
    – Her zaman geliyor, uyuşturucu için birini ziyaret ediyor
    Drar dig till stationen och ba ställer massa frågor
    – Karakola gidiyorsun ve bir sürü soru soruyorsun.
    Även fast du aldrig nånsin varit med om sånt
    – Hiç böyle bir şey yaşamamış olsan bile
    Bara för att du är blatte eller klär dig helt wrong
    – Sırf blatte olduğun ya da tamamen yanlış giyindiğin için
    Mina bröder och systrar, ey you gotta stay strong
    – Kardeşlerim, ey güçlü kalmalısınız
    Ey, det här är för dem utsatta sen day one
    – Ey, bu ilk günden beri maruz kalanlar için

    Eyo, det här är för dom utsatta sen day one
    – Eyo, bu ilk günden beri savunmasız olanlar için.
    För dem som skickar gram och för dem som skickar ton
    – Gram gönderenler ve ton gönderenler için
    Ey, för alla i vårt land som har varit med om sånt
    – Ülkemizde bunu yaşayan herkes için.
    Som ingen av de hära varit med om någon gång
    – Hiçbirinin yaşamadığı bir şey.
    Eyo, det här är för dom utsatta sen day one
    – Eyo, bu ilk günden beri savunmasız olanlar için.
    För dem som skickar gram och för dem som skickar ton
    – Gram gönderenler ve ton gönderenler için
    Ey, för alla i vårt land som har varit med om sånt
    – Ülkemizde bunu yaşayan herkes için.
    Som ingen av de hära varit med om någon gång
    – Hiçbirinin yaşamadığı bir şey.

    Ah, till alla day ones
    – Ah, bütün gün olanlara
    Ah, you gotta stay strong
    – Güçlü kalmalısın.
    Ey, till alla day ones
    – Tüm gün olanlara
    Mina bröder och systrar, ey, you gotta stay strong, ey
    – Kardeşlerim, ey, güçlü kalmalısınız, ey
  • Akiva – בשעה אחת İbranice Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Akiva – בשעה אחת İbranice Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    רגע אחרי שהדלת נסגרה
    – Kapı kapandıktan hemen sonra
    עמדתי לבדי מול תהום פעורה
    – Şaşkın bir uçurumun önünde tek başıma durdum
    הפחד בי נכנס הנפש סערה
    – İçimdeki korku fırtınanın ruhuna giriyor
    מבושה
    – Utanç

    הלכתי אז אבוד בין כל הכוכבים
    – Sonra gittim tüm yıldızların arasında kayboldum
    שמיים ארץ נהרות ואגמים
    – Gökyüzü Kara Nehirleri ve gölleri
    בקשו עלי קצת חסד מעט רחמים
    – Bana biraz merhamet sor Biraz merhamet
    לתשובה
    – cevap

    רוצה לזכור
    – Hatırlamak istiyorum
    גם אם זה נדמה שלא נשאר בי אור
    – İçimde hiç ışık kalmamış gibi görünse bile
    גם אם לא מצאתי דרך לחזור
    – Geri dönüş yolunu bulamasam bile
    יש סיבה
    – Bir sebebi var.

    רוצה לזכור
    – Hatırlamak istiyorum
    אין הדבר תלוי אלא בי
    – Bana bağlı değil.
    קח עוד נשימה
    – Bir nefes daha al
    כי יש אדם קונה עולמו בשעה אחת
    – Çünkü bir saat içinde dünyasını satın alan bir adam var

    אין הדבר תלוי אלא בי
    – Bana bağlı değil.
    ויש תשובה
    – Ve bir cevap var
    יש אדם קונה עולמו בשעה אחת
    – Bir saat içinde dünyasını satın alan bir adam var

    רגע אחרי שהלב שלי נשבר
    – Kalbim kırıldıktan sonraki an
    כמו ציפור בכלוב בתוך עצמי נסגר
    – Kafesteki bir kuş gibi kendi kendine kapanıyor
    ושום דבר כבר לא ניחם כבר לא עזר
    – Ve hiçbir şey rahatlatıcı değildi, artık yardımcı olmadı.
    שכחתי ממך
    – Seni unuttum.

    רוצה לזכור
    – Hatırlamak istiyorum
    גם אם זה נדמה שלא נשאר בי אור
    – İçimde hiç ışık kalmamış gibi görünse bile
    גם אם לא מצאתי דרך לחזור
    – Geri dönüş yolunu bulamasam bile
    יש סיבה
    – Bir sebebi var.

    רוצה לזכור
    – Hatırlamak istiyorum
    אין הדבר תלוי אלא בי
    – Bana bağlı değil.
    קח עוד נשימה
    – Bir nefes daha al
    יש אדם קונה עולמו בשעה אחת
    – Bir saat içinde dünyasını satın alan bir adam var

    אין הדבר תלוי אלא בי
    – Bana bağlı değil.
    ויש תשובה
    – Ve bir cevap var
    יש אדם קונה עולמו בשעה אחת
    – Bir saat içinde dünyasını satın alan bir adam var

    תמצא בך שדה
    – İçinde bir alan bul
    לרוץ רחוק להתבודד
    – Uzaklara inzivaya koş
    להיות חזק לא לפחד
    – Güçlü ol korkma
    מול הגלים להתמודד
    – Dalgalarla yüzleşmek
    ורק לבכות את החיים שלך
    – Ve sadece hayatını haykır
    לאבא שאוהב
    – Sevgi dolu bir baba için
    ולבקש על נעורים שיחזרו
    – Ve gençliğin geri gelmesini isteyin
    עוד יחזרו אתה תראה
    – Daha fazlası geri gelecek. Göreceksin.

    אין הדבר תלוי אלא בי
    – Bana bağlı değil.
    קח עוד נשימה
    – Bir nefes daha al
    כי יש אדם קונה עולמו בשעה אחת
    – Çünkü bir saat içinde dünyasını satın alan bir adam var
    ונשמה טהורה בקרבי
    – Ve kalbimde saf bir ruh
    בתוכי תשובה
    – İçimde cevap
    כי יש אדם קונה עולמו בשעה אחת
    – Çünkü bir saat içinde dünyasını satın alan bir adam var

    בשעה אחת
    – Bir saat içinde
    יש אדם קונה עולמו בשעה אחת
    – Bir saat içinde dünyasını satın alan bir adam var