Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold – Gümüşünüz var ama bana sadece Altın diyorsunuz. Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Mir chömed jetzt oder nie zum Erfolg – Beni chömed şimdi ya da asla başarı için Hend nie ganz inepasst – Hendek asla tamamen inepasst Is Schema F mit all dene Schranke – IS Schema F tüm bariyer ile Hend villes anders gmacht – Hend villes anders gmacht Sind immer us de Reihe tanzet – Biz hep dans ediyoruz Mir gsehnd’s det scho glänze wo no niemert öppis ahnt – # # # # # # # # # # # Gönd a eusi Gränze will mir gspühred was no gaht – Gönd a eusi sınırları istiyor beni gspühred oldu no gaht
Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold – Gümüşünüz var ama bana sadece Altın diyorsunuz. Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Mir chömed jetzt oder nie zum Erfolg – Beni chömed şimdi ya da asla başarı için Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold – Gümüşünüz var ama bana sadece Altın diyorsunuz. Mir träumed nid ellei – Rüyamda nid ellei Es funklet i so villne Auge – O funklet I so Villne Eye Und zämme wemmer nume eis – # # # # # # # # # # # Wiitergah als mir immer glaubt hend – Bana her zaman inandığı gibi
(Mmmh will) – (Mmmh istiyor) Mir gsehnd’s det scho glänze wo no niemert öppis ahnt – # # # # # # # # # # # Gönd a eusi Gränze will mir gspühred was no gaht – Gönd a eusi sınırları istiyor beni gspühred oldu no gaht Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold – Gümüşünüz var ama bana sadece Altın diyorsunuz. Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Mir chömed jetzt oder nie zum Erfolg – Beni chömed şimdi ya da asla başarı için (Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold) – (Gümüşünüz bana sadece Altın diyor) Mir gsehnd’s det scho glänze wo no niemert öppis ahnt – # # # # # # # # # # # Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold – Gümüşünüz var ama bana sadece Altın diyorsunuz. (Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold) – (Gümüşünüz bana sadece Altın diyor) Mir gsehnd’s det scho glänze wo no niemert öppis ahnt – # # # # # # # # # # # Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold – Gümüşünüz var ama bana sadece Altın diyorsunuz. Mir gönd für Gold Mir chömed jetzt oder nie zum Erfolg – Altın için beni bağışla beni şimdi chömed ya da asla başarı için (Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold) – (Gümüşünüz bana sadece Altın diyor) Mir gsehnd’s det scho glänze wo no niemert öppis ahnt – # # # # # # # # # # # Mir gönd für Gold – Altın için bana gönd Ihr gänd eus Silber doch mir nämed nur Gold – Gümüşünüz var ama bana sadece Altın diyorsunuz.
You don’t want to be sad anymore – Artık üzülmek istemiyorsun. But I can’t laugh – Ama gülemem. No I can’t laugh – Hayır gülemem. I want to win this race but you can’t lose – Bu yarışı kazanmak istiyorum ama kaybedemezsin I let you score – Gol atmana izin verdim I let you score – Gol atmana izin verdim
So you pack our bags and leave – Bavullarımızı toplayıp gidiyorsun. But I can’t go – Ama gidemem.
Cause you can’t choose – Çünkü seçemezsin
No you can’t choose – Hayır, seçemezsin.
You don’t want to be bad anymore – Artık kötü olmak istemiyorsun. But call me home – Ama beni eve çağır You call me home – Beni eve çağırıyorsun. It’s a trap door but I’m guarding it – Bu bir tuzak kapısı ama onu koruyorum I let you fall – Düşmene izin verdim I let you fall – Düşmene izin verdim
So you pack our bags and leave – Bavullarımızı toplayıp gidiyorsun. But I can’t go – Ama gidemem. Cause I can’t move – Çünkü hareket edemiyorum No I can’t move – Hayır hareket edemiyorum
Come hell or high water – no I can’t lose you now – Cehennem ya da yüksek su gel – hayır seni şimdi kaybedemem
But you can’t choose – Ama seçemezsin.
No you can’t choose – Hayır, seçemezsin.
But you can’t choose – Ama seçemezsin.
No you can’t choose – Hayır, seçemezsin.
I can’t afford to kill you – Seni öldürmeye gücüm yetmez. I can’t afford to stay – Kalmayı göze alamam. There’s something in my way – Yolumda bir şey var.
I can’t afford to kill you – Seni öldürmeye gücüm yetmez. I can’t afford to stay – Kalmayı göze alamam. There’s something in my way – Yolumda bir şey var.
I can’t afford to kill you – Seni öldürmeye gücüm yetmez. I can’t afford to stay – Kalmayı göze alamam. There’s something in my way – Yolumda bir şey var.
I can’t afford to kill you – Seni öldürmeye gücüm yetmez. I can’t afford to stay – Kalmayı göze alamam. There’s something in my way – Yolumda bir şey var.
Jag var dum, jag borde fattat, jag hade det på känn – Aptaldım, bilmeliydim. Du sa, “LOAM, var inte svartsjuk, LOAM, han är ba’ en vän” – “TINLAMA, kıskanma, tınlama, o bir arkadaş” dedin. Det är fucked up hur snabbt människor förändras – İnsanların ne kadar hızlı değiştiği berbat Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Detta händer allt för ofta – Bu çok sık olur Vet inte hur mycket mera jag kommer orka – Daha ne kadar yapabileceğimi bilmiyorum. Dagarna går snabbt, men nätterna går långsamt – Günler hızlı geçiyor ama geceler yavaş geçiyor Jag dämpar fortfarande ångesten med vodka, för jag – Endişeyi hala votka ile gideriyorum çünkü ben
Hatar att va’ själv, hatar att va’ ensam – Yalnız kalmaktan nefret ediyorum, yalnız kalmaktan nefret ediyorum Saknar dig igen, hatar den där känslan – Seni tekrar özlüyorum, bu duygudan nefret ediyorum. Hur kan man göra så mot någon som man älskar? – Bunu sevdiğin birine nasıl yaparsın? Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Hatar att va’ själv, men människor förändras – Yalnız kalmaktan nefret ediyorum ama insanlar değişiyor. Super varje kväll för att glömma den där känslan (åh-åh) – Bu duyguyu unutmak için her gece süper (oh-oh) Hur kan man göra så mot någon som man älskar? (Yeah-yeah) – Bunu sevdiğin birine nasıl yaparsın? (Evet-evet) Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Jag var dum, jag borde fattat, jag hade det på känn – Aptaldım, bilmeliydim. Du sa, “Loulou, var inte jobbig, Loulou, sluta fucking gnäll” – “Loulou, sert olma, Loulou, sızlanmayı kes” dedin. Fattar inte hur jag bara lätt det hända – Bunun olmasına nasıl izin verdiğimi bilmiyorum Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Detta händer allt för ofta – Bu çok sık olur Vet inte hur mycket mera jag kommer orka – Daha ne kadar yapabileceğimi bilmiyorum. Dagarna går snabbt, men nätterna går långsamt – Günler hızlı geçiyor ama geceler yavaş geçiyor Jag dämpar fortfarande ångesten med vodka, för jag – Endişeyi hala votka ile gideriyorum çünkü ben
Hatar att va’ själv, hatar att va’ ensam – Yalnız kalmaktan nefret ediyorum, yalnız kalmaktan nefret ediyorum Saknar dig igen, hatar den där känslan (åh-åh) – Seni tekrar özlüyorum, bu duygudan nefret ediyorum (oh-oh) Hur kan man göra så mot någon som man älskar? (Yeah-yeah) – Bunu sevdiğin birine nasıl yaparsın? (Evet-evet) Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Hatar att va’ själv, men människor förändras – Yalnız kalmaktan nefret ediyorum ama insanlar değişiyor. Super varje kväll för att glömma den där känslan (åh-åh) – Bu duyguyu unutmak için her gece süper (oh-oh) Hur kan man göra så mot någon som man älskar? (Yeah-yeah) – Bunu sevdiğin birine nasıl yaparsın? (Evet-evet) Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Sluta skylla på att du var full – Sarhoş olduğun için kendini suçlamayı bırak Ta det tillbaka, tror du jag är dum? – Geri al, aptal olduğumu mu düşünüyorsun? Så många steg där du kunde sagt nej – Hayır diyebileceğin o kadar çok adım var ki Men klädde av henne i våran säng – Ama onu yatağımızda soyundu
Att se dig med en annan tjej – Seni başka bir kızla görmek Tankan av det dödar mig – Bunun düşüncesi beni öldürüyor För om allt var fake – Çünkü her şey sahteydi Vem är jag utan dig? (För jag) – Sensiz ben kimim? (Benim için)
Hatar att va’ själv, hatar att va’ ensam – Yalnız kalmaktan nefret ediyorum, yalnız kalmaktan nefret ediyorum Saknar dig igen, hatar den där känslan – Seni tekrar özlüyorum, bu duygudan nefret ediyorum. Hur kan man göra så mot någon som man älskar? – Bunu sevdiğin birine nasıl yaparsın? Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Hatar att va’ själv, men människor förändras – Yalnız kalmaktan nefret ediyorum ama insanlar değişiyor. Super varje kväll för att glömma den där känslan (åh-åh) – Bu duyguyu unutmak için her gece süper (oh-oh) Hur kan man göra så mot någon som man älskar? (Yeah-yeah) – Bunu sevdiğin birine nasıl yaparsın? (Evet-evet) Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
(Hatar att va’ själv, hatar att va’ ensam) – (Yalnız kalmaktan nefret ediyorum) (Saknar dig igen, hatar den där känslan) – (Seni özlüyorum, bu duygudan nefret ediyorum.) (Hur kan man göra så mot någon som man älskar?) – Bunu sevdiğin birine nasıl yaparsın?) Om alla är som dig, så är jag hellre ensam – Eğer herkes senin gibiyse, o zaman yalnız olmayı tercih ederim
Der lød en stille hvisken, – Sessiz bir fısıltı vardı, Og tiden gik i stå – Ve Zaman Durdu Den dag, de stilled bilerne – Arabaları park ettikleri gün Og gik bort på må og få. – Ve bir zorunluluk ve birkaç tane gitti.
Nu vandrer de på sletterne – Şimdi ovalarda dolaşıyorlar Og flokkens gamle mænd, – Grubun Yaşlı Adamları, De synger op mod stjernerne: – Yıldızlara şarkı söylerler: Lad det aldrig ske igen. – Bunun bir daha olmasına asla izin verme.
På gaden i den døde by – Ölü şehrin sokaklarında Der sidder Stakkels Jim, – Zavallı Jim gidiyor., I nattens mørke drømmer han – Gecenin karanlığında rüyalar görüyor Om det, der var engang. – Bir zamanlar ne olduğu hakkında.
“En dag tog pokker pludselig ved menneskene, – “Bir gün, birdenbire, insanlar, De forlod deres store byer og deres fabrikker – Büyük şehirlerini ve fabrikalarını terk ettiler Og deres flotte biler. – Ve onların güzel arabaları. Og gik ud på sletten og sagde, – Ve ovaya çıktı ve dedi ki:,, La’ os begynde helt forfra igen. – Baştan başlayalım. Men tilbage i den døde by, – Ama ölü şehre geri döndüm, Der sidder der en mand som ikke kan glemme den tid – O zamanı unutamayan bir adam var. Og det er ham de kalde Stakkels Jim.” – Buna zavallı Jim derler.”
Nu vandrer de på sletterne – Şimdi ovalarda dolaşıyorlar Og flokkens gamle mænd, – Grubun Yaşlı Adamları, De synger op mod stjernerne: – Yıldızlara şarkı söylerler: Lad det aldrig ske igen. – Bunun bir daha olmasına asla izin verme.
To everything, turn, turn, turn – Her şeye, dön, dön, dön There is a season, turn, turn, turn – Bir mevsim var, dön, dön, dön And a time to every purpose under heaven – Ve cennetin altındaki her amaca bir zaman A time to be born, a time to die – Doğma zamanı, ölme zamanı A time to plant, a time to reap – Ekme zamanı, biçme zamanı A time to kill, a time to heal – Öldürmek için bir zaman, iyileşmek için bir zaman A time to laugh, a time to weep – Gülme zamanı, ağlama zamanı To everything, turn, turn, turn – Her şeye, dön, dön, dön There is a season, turn, turn, turn – Bir mevsim var, dön, dön, dön And a time to every purpose under heaven – Ve cennetin altındaki her amaca bir zaman A time to build up, a time to break down – Birikme zamanı, yıkılma zamanı A time to dance, a time to mourn – Dans etme zamanı, yas tutma zamanı A time to cast away stones – Taşları atma zamanı A time to gather stones together – Taşları bir araya getirme zamanı To everything, turn, turn, turn – Her şeye, dön, dön, dön There is a season, turn, turn, turn – Bir mevsim var, dön, dön, dön And a time to every purpose under heaven – Ve cennetin altındaki her amaca bir zaman A time of love, a time of hate – Bir aşk zamanı, bir nefret zamanı A time of war, a time of peace – Bir savaş zamanı, bir barış zamanı A time you may embrace – Kucaklayabileceğin bir zaman A time to refrain from embracing – Kucaklaşmaktan kaçınma zamanı To everything, turn, turn, turn – Her şeye, dön, dön, dön There is a season, turn, turn, turn – Bir mevsim var, dön, dön, dön And a time to every purpose under heaven – Ve cennetin altındaki her amaca bir zaman A time to gain, a time to lose – Kazanmak için bir zaman, kaybetmek için bir zaman A time to rend, a time to sow – Parçalamak için bir zaman, ekmek için bir zaman A time for love, a time for hate – Aşk zamanı, nefret zamanı A time for peace, I swear it’s not too late – Barış zamanı, yemin ederim çok geç değil
פגש אותי בסקי גלשנו בלבן – Benimle kayak yaparken tanıştık Beyaz kayak yaptık אמר לי “אם תסכימי גם אני מוכן” – Bana, “Kabul edersen ben de hazırım.” רק אל תתאפקי, אל תהיי כבדה – Sadece geri durma, ağır olma אני בן שלושים כמעט, גם את כבר לא ילדה”. – Neredeyse otuz yaşındayım, sen de artık çocuk değilsin.’ אחרי שלושה ימים במכונית שכורה – Kiralık bir arabada üç gün kaldıktan sonra נסענו לונציה הוא הקריא לי בגונדולה שירה – Venedik’e gittik. Bana şarkı söyleyen bir gondolda kitap okudu. איך אפשר לאמר לו לא – Ona nasıl hayır diyebilirsin? הוא אל יווני אז למה אני לא במיטה שלו – O bir Yunan tanrısı. Neden onun yatağında değilim?
עוד קשה לי לשחרר – Hala gitmesine izin vermekte zorlanıyorum עוד חושבת על מישהו אחר – Hala başka birini düşünüyorum ואיך אפשר בכלל להתגבר – Ve nasıl üstesinden gelebilirsin על מין טמבל רזה כזה שלא עובר. – Geçmeyen bu sıska pislik hakkında. אוהבת את הרגעים – Anları seviyorum הליליים שלנו העמוקים – Derin gecelerimiz כלום לא טעים מאז שהוא עזב – Gittiğinden beri hiçbir şeyin tadı güzel değil. הממתקים מדברים איתי עליו. – Tatlılar benimle onun hakkında konuşuyor.
קפה על השולחן – Masanın üzerinde kahve שיחה מלב אל לב – Kalpten kalbe Konuşma אמר לי “אם את צריכה עוד זמן אני עוזב” – Bana, ” Daha fazla zamana ihtiyacın olursa, gidiyorum.” לא רוצה לבד, לא רוצה יותר, – Yalnız istemiyorum, artık istemiyorum, עצוב לי לישון מאז,עצוב להתעורר. – O zamandan beri uyumak üzücü, uyanmak üzücü. פתח את זרועותיו הרחבות, אני טובעת – Geniş kollarını aç, boğuluyorum לקח אותי לסיור ברחובות העיר השוקעת – Beni batan şehrin sokaklarında bir tura çıkardı צחקתי רגע בגללו – Onun yüzünden bir an güldüm. הפחד חלף כשהוא חשף את כל הלב שלו – Tüm kalbini açığa çıkarırken korku geçti
עם אצבע בגומה שלו הרגשתי שוב ילדה – Deliğinde bir parmakla tekrar bir kız hissettim ולא חשבתי כבר על מה יהיה איתי מחר. – Ve yarın benimle ne olacağını düşünmedim. בחוף היום, שחום, יחף, הרים איתי על הכתף – Bugün sahilde, kahverengi, yalınayak, benimle omzuna kalktı ושר בלי פחד לזייף – Ve numara yapmaktan korkmadan şarkı söyle וכשחזרנו אל העיר הזמין אותי לבוא – Şehre geri döndüğümüzde beni gelmeye davet etti. אמרתי לא, אמר לי “לא נורא – “Hayır dedim” dedi. רק עופי. את ציפור.” – Sadece uç. Sen bir kuşsun.” הוא בול בשבילי – O benim için bir boğa. אז למה אני נמשכת לאחור. – Peki neden geri çekiliyorum?
אל תשכחי אותי גם אם את בפרק הבא – Bir sonraki bölümde olsan bile beni unutma באמצע יום עצוב ספרי לי שהשמש טובה – Hüzünlü bir günün ortasında Bana güneşin iyi olduğunu söyle אני רואה אותך לוקחת על עצמך מסתירה – Görüyorum ki saklanmayı kendine yüklüyorsun. אל תשכחי אותי גם אם את בפרק הבא – Bir sonraki bölümde olsan bile beni unutma
אל תשאלי אותי למה אני כותב לך שירה – Bana neden şiir yazdığımı sorma אל תשקרי אותי גם אם האמת אפורה – Gerçek gri olsa bile bana yalan söyleme המנגינות שלך תלויות אצלי בלב על קולב – Ezgilerin kalbimde bir askıda asılı בואי תשרטי אותי ככה לפחות שיכאב – Gel beni böyle tırmala. En azından acıyor.
עברתי בין כל הספינות – Bütün gemilerden geçtim. שאלתי מי ראה אותך – Seni kimin gördüğünü sordum. שמרתי לך את הלילות – Gecelerini kurtardım כאילו הם שלך – Sanki seninlermiş gibi. תסתכלי לי בעיניים – Gözlerimin içine bak. אל תבכי, גם זה לטובה – Ağlama, bu da en iyisi אל תשכחי אותי גם אם את בפרק הבא – Bir sonraki bölümde olsan bile beni unutma
אל תשכחי אותי גם אם את חייבת דקה – Bir dakikan olsa bile beni unutma לקחת לך אויר יש עולם מלא בשתיקה – Nefesini kes. Sessizlik dolu bir dünya var. אני מרגיש אותך גם כשאת כל-כך רחוקה – Çok uzaktayken bile seni hissediyorum אל תשכחי אותי גם אם את בפרק הבא – Bir sonraki bölümde olsan bile beni unutma
עברתי בין כל הספינות – Bütün gemilerden geçtim. שאלתי מי ראה אותך – Seni kimin gördüğünü sordum. שמרתי לך את הלילות – Gecelerini kurtardım כאילו הם שלך – Sanki seninlermiş gibi. תסתכלי לי בעיניים – Gözlerimin içine bak. אל תבכי, גם זה לטובה – Ağlama, bu da en iyisi אל תשכחי אותי גם אם את בפרק הבא – Bir sonraki bölümde olsan bile beni unutma
Chove en Santiago – Santiago’da Chove Meu doce amor – Meu doce amor Camelia branca do ar – Kamelya branca do ar Brila entebrecida ao sol. – Güneşte karanlık parlıyor. Chove en Santiago – Santiago’da Chove Na noite escura. – Kuru değil. Herbas de prata e sono – Herbas de prata e sono Cobren a valeira lúa. – Valeira lua’yı suçlayın. Olla a choiva pola rúa – Olla a choiva pola rua Laio de pedra e cristal. – Taş ve kristal taş. Olla no vento esvaido – Olla no vento esvaido Soma e cinza do teu mar. – Soma e cinza do teu mar. Soma e cinza do teu mar – Soma e cinza do teu mar Santiago, lonxe do sol; – Santiago, yalnız sol; Agoa da mañán anterga – Agoa da mañán anterga Trema no meu corazón. – Beni korazon diye çağırma.
Dale, Pepu (un, dos, un, dos, tres, y) – Dale, Pepu (bir, iki, bir, iki, üç ve)
En tu mensaje decías – Mesajında şöyle demiştin “Flaco, me siento muy sola – “Sıska, kendimi çok yalnız hissediyorum Odio la vida moderna – Moderna hayatından nefret ediyorum Hoy se me está haciendo bola” – Bugün bana ulaşıyor.”
Prométeme que nos vamos – Gideceğimize söz ver. Y yo me juego la plata – Ve gümüşü kumar oynuyorum Echo de menos oírte – Seni duymayı özledim Y no tocarte me mata – Ve sana dokunmamak beni öldürüyor
Si la vida moderna – Eğer Moderna hayat Me toca contigo – Seninle benim sıram Por mí que sea eterna – Sonsuz olmam için O que dure un ratito – Ya da biraz sürdüğünü
Odio la vida moderna – Moderna hayatından nefret ediyorum Con esta luz fluorescente – Bu floresan ışığı ile Larguémonos hacia el sur – Güneye gidelim Para que el sol nos caliente – Güneşin bizi ısıtması için
Odio la vida moderna – Moderna hayatından nefret ediyorum Pero me he puesto contento – Ama memnun oldum Cuando he mirado de espaldas – Arkamdan baktığımda Tus piernas en movimiento – Bacakların hareket halinde
Si la vida moderna – Eğer Moderna hayat Me toca contigo – Seninle benim sıram Por mí que sea eterna – Sonsuz olmam için O que dure un ratito – Ya da biraz sürdüğünü
Porque a mí me da igual – Çünkü benim için önemli değil Lo que diga la gente – İnsanlar ne diyor Le llamáis poliamor – Sen buna polyamory diyorsun A los cuernos de siempre – Her zamanki boynuzlara
Porque a mí me da igual – Çünkü benim için önemli değil Lo que diga la gente – İnsanlar ne diyor Le llamáis poliamor – Sen buna polyamory diyorsun A los cuernos de siempre – Her zamanki boynuzlara
En tu mensaje decías – Mesajında şöyle demiştin “Flaco, me siento muy sola – “Sıska, kendimi çok yalnız hissediyorum Odio la vida moderna – Moderna hayatından nefret ediyorum Hoy se me está haciendo bola” – Bugün bana ulaşıyor.”
Quiero matarme un poquito – Kendimi biraz öldürmek istiyorum Para vivir diferente – Farklı yaşamak Me gusta cuando me callas – Beni susturman hoşuma gidiyor. Porque te tengo presente – Çünkü aklımda sen varsın
Si la vida moderna – Eğer Moderna hayat Me toca contigo – Seninle benim sıram Por mí que sea eterna – Sonsuz olmam için O que dure un ratito (¿por qué?) – Ya da biraz sürdüğünü (neden?)
Porque a mí me da igual – Çünkü benim için önemli değil Lo que diga la gente – İnsanlar ne diyor Le llamáis poliamor – Sen buna polyamory diyorsun A los cuernos de siempre – Her zamanki boynuzlara
Porque a mí me da igual – Çünkü benim için önemli değil Lo que diga la gente – İnsanlar ne diyor Le llamáis poliamor – Sen buna polyamory diyorsun A los cuernos de siempre – Her zamanki boynuzlara
En tu mensaje decías – Mesajında şöyle demiştin “Flaco, me siento muy sola – “Sıska, kendimi çok yalnız hissediyorum Odio la vida moderna – Moderna hayatından nefret ediyorum Hoy se me está haciendo bola” – Bugün bana ulaşıyor.”
Que ahora solo te puedo escribir – Şimdi sadece sana yazabileceğimi Canciones de amor a ti – Sana aşk şarkıları Que ahora solo puedo descubrir – Şimdi sadece keşfedebileceğim Mi amor a ti desde aquí – Buradan sana olan aşkım ¿Qué habrás hecho, que solo te puedo escribir – Ne yapacaksın ki, sana sadece yazabilirim Canciones de amor a ti? – Sana aşk şarkıları mı? Ya no existe más nada, no hay nada importante – Başka bir şey yok, önemli bir şey yok Sin ti, aquí – Sensiz, burada
Que ahora solo te puedo escribir canciones de amor a ti – Artık sana sadece aşk şarkıları yazabiliyorum Y que espero que el mundo se encargue de que estemos siempre así – Ve umarım dünya bizim hep böyle olduğumuzu görür. Que papá nos haga boloñesa todos los domingos, y más cosas – O baba bizi her Pazar bolonez yapar ve daha fazlası Que algún día podamos ver juntos las tres Sorrentino – Bir gün üç Sorrentino’yu birlikte görebileceğimizi Que los hombres de este nuevo mundo lloréis bien tranquilos – Bu yeni dünyanın adamları çok sessizce ağlasın
Que ahora solo te puedo escribir – Şimdi sadece sana yazabileceğimi Canciones de amor a ti – Sana aşk şarkıları Que ahora solo puedo descubrir – Şimdi sadece keşfedebileceğim Mi amor a ti desde aquí – Buradan sana olan aşkım ¿Qué habrás hecho, que solo te puedo escribir – Ne yapacaksın ki, sana sadece yazabilirim Canciones de amor a ti? (Canciones de amor) – Sana aşk şarkıları mı? (Aşk şarkıları) Ya no existe más nada, no hay nada importante – Başka bir şey yok, önemli bir şey yok Sin ti aquí – Sensiz burada
Tenlo en cuenta, porque yo, antes de ser madre, todo esto era como, en plan – Bunu aklında tut, çünkü ben, anne olmadan önce, her şey gibiydi, gibi A ver, la ven…, más exagerada, no puede ser tan heavy – Bir bakalım, onu görüyorlar…, daha abartılı, o kadar ağır olamaz Bueno, se te multiplica como todo, es como estar vivo, pero con 2000 tentáculos más – Her şey gibi çoğalıyor, hayatta olmak gibi ama 2000 dokunaçla daha Eh, para lo bueno y para lo malo, ¿eh? – İyisiyle kötüsüyle, değil mi? También hay veces que da, ah, dolor, miedos – Verdiği zamanlar da vardır, ah, acı, korkular Pero, ¡joder!, es bestia – Ama kahretsin!, canavar mı
Canciones de amor – Aşk şarkıları Solo para ti (estoy preocupada) – Sadece senin için (endişeliyim) Canciones (de amor) – Şarkılar (aşk)
Que ahora solo te puedo escribir canciones de amor a ti (solo para ti) – Artık sadece senin için aşk şarkıları yazabiliyorum (sadece senin için) Y que espero que el mundo se encargue de que estemos siempre así (canciones de amor) – Ve umarım dünya her zaman böyle olduğumuza dikkat eder (aşk şarkıları) Que papá nos haga boloñesa todos los domingos (solo para ti) – Baban her Pazar bize bolonez yapsın (sadece senin için) Que algún día podamos ver juntos las tres Sorrentino (“La grande bellezza”) (canciones de amor) – Bir gün üç Sorrentino’yu (“La grande bellezza”) (aşk şarkıları) birlikte görebileceğimizi Que los hombres de este nuevo mundo lloréis bien tranquilos, solo para ti – Bu yeni dünyanın adamları çok sessizce ağlasın, sadece senin için Canciones de amor (ni un huevo frito) – Aşk şarkıları (sahanda yumurta değil)
No sé hacer ni un huevo frito – Sahanda yumurta yapmayı bile bilmiyorum. No sé hacer ni un huevo frito – Sahanda yumurta yapmayı bile bilmiyorum. No sé hacer ni un huevo frito – Sahanda yumurta yapmayı bile bilmiyorum. Se me quema el huevo frito – Kızarmış yumurtam yanıyor Se me quema el huevo frito – Kızarmış yumurtam yanıyor Se me quema el huevo frito – Kızarmış yumurtam yanıyor No sé hacer ni un puto huevo frito, oh – Kızarmış yumurta nasıl yapılır bilmiyorum, oh
Nos vieron bailando pegados entre besos y tragos – Öpücükler ve içkiler arasında sıkışıp dans ettiğimizi gördüler. Nada de eso en vano, pena y pecado, amor sincero – Hiçbiri boşuna değil, üzüntü ve günah, samimi aşk Empezar de cero, vuelta al ruedo, con o sin hielo – Sıfırdan başlayarak, halkaya geri dönün, buzlu veya buzsuz Los dos empapados, enloquecidos vamos sin frenos – İkimiz sırılsıklam olduk, çıldırdık frensiz gidiyoruz
Sólo acelero, sólo te miro y siento que vuelo pero – Sadece hızlanıyorum, sadece sana bakıyorum ve uçuyormuşum gibi hissediyorum ama Vamos a vernos todo ardiendo y tú y yo aquí sentados – Hepimizi yanarken, sen ve ben burada otururken görelim. Lo bonito es que nunca lo imaginamos – Güzel olan şey, onu asla hayal etmememizdir Lo mejor de todo esto es que ha pasado – Tüm bunlarla ilgili en iyi şey, bunun gerçekleşmiş olmasıdır
No sé cómo empezamos, pero mira donde estamos – Nasıl başladık bilmiyorum ama bak neredeyiz Tengo a cupido a mi lado, se le está pasando el pedo – Aşk tanrısı yanımda, osuruyor. Voy con los ojos cerrados, pero agarrado de tu mano – Gözlerim kapalıyken gidiyorum, ama elini tutuyorum Así me siento más seguro, baby, eso lo tengo claro – Bu şekilde kendimi daha güvende hissediyorum bebeğim, orası kesin
Quédate conmigo, quédate conmigo – Benimle kal, benimle kal Me quedo contigo, me quedo contigo – Seninle kalıyorum, seninle kalıyorum Quédate conmigo, quédate conmigo – Benimle kal, benimle kal Me quedo contigo, me quedo contigo – Seninle kalıyorum, seninle kalıyorum
Es increíble, lo aburrido – Şaşırtıcı, ne kadar sıkıcı Haces que todo sea entretenido – Her şeyi eğlenceli hale getiriyorsun Yo te juro que te quiero, pero no traigo testigos – Yemin ederim seni seviyorum ama tanığım yok Sólo te pido que te quedes conmigo – Sadece benimle kalmanı istiyorum.
Y vuelve – Ve geri dön A decírmelo al oído otra vez – Tekrar kulağıma söylemek için A llorarme cuando no sale bien – İyi gitmediğinde bana ağlamak için A decirme que me quieres y bien – Beni sevdiğini ve iyi olduğunu söylemek için
Y que se enteren, y que nos envidien – Ve öğrenmelerine izin verin ve bizi kıskanmalarına izin verin
Todo tan escuro y tú – Her şey çok sıkı ve sen Me ves hasta cuando no hay luz – Işık yokken bile beni görüyorsun Hasta cuando no hay luz – Işık olmadığında bile
No sé cómo empezamos, pero mira donde estamos – Nasıl başladık bilmiyorum ama bak neredeyiz Tengo a cupido a mi lado, se le está pasando el pedo – Aşk tanrısı yanımda, osuruyor. Voy con los ojos cerrados, pero agarrado de tu mano – Gözlerim kapalıyken gidiyorum, ama elini tutuyorum Así me siento más seguro, baby, eso lo tengo claro – Bu şekilde kendimi daha güvende hissediyorum bebeğim, orası kesin
Quédate conmigo, quédate conmigo – Benimle kal, benimle kal Me quedo contigo, me quedo contigo – Seninle kalıyorum, seninle kalıyorum Quédate conmigo, quédate conmigo – Benimle kal, benimle kal Me quedo contigo, me quedo contigo – Seninle kalıyorum, seninle kalıyorum
Todo tan oscuro, y tú – Hepsi çok karanlık ve sen Me ves hasta cuando no hay luz – Işık yokken bile beni görüyorsun Hasta cuando no hay luz – Işık olmadığında bile
Juro que si tú te quedas, yo me quedo contigo – Yemin ederim kalırsan, seninle kalırım. Tú me das la mano, yo te doy mi abrigo – Sen bana elini ver, ben de sana ceketimi vereyim. Sé que es peligroso, pero divertido – Tehlikeli olduğunu biliyorum ama komik Que da igual lo que digan todos, quédate conmigo – Herkes ne derse desin, benimle kal
Quédate conmigo, quédate conmigo – Benimle kal, benimle kal Me quedo contigo, me quedo contigo – Seninle kalıyorum, seninle kalıyorum Quédate conmigo, quédate conmigo – Benimle kal, benimle kal Me quedo contigo, me quedo contigo – Seninle kalıyorum, seninle kalıyorum
Baby, dicen que uno no sabe lo que tiene hasta qué lo pierde – Bebeğim, kaybedene kadar neye sahip olduğunu bilmediğini söylüyorlar. Pero yo sé lo que tengo y no lo quiero perder, jajaja – Ama neye sahip olduğumu biliyorum ve onu kaybetmek istemiyorum, lol
Yo tengo dinero – Param var. Tengo to’ lo que quiero, lujos y dinero – Ne istersem, lüks ve paraya ihtiyacım var Un mar de problemas – Bir sorun denizi Tengo enemigos en contra porque estoy primero – Bana karşı düşmanlarım var çünkü ben ilkim
Yo tengo la fama – Şöhretim var Tengo mi gente que está y que me ama – Beni seven ve seven insanlarım var. Tengo mil panas – Binlerce panam var Que sacan los rifles si al celu un día de esto’ los llaman – En azından bir gün onları ararlarsa tüfekleri çıkardıklarını
Pero con todo y eso me siento vacío – Ama her şeyle ve kendimi boş hissettiğimle Si tú no está’ a mi lado – Eğer yanımda değilsen Si tú, siento que no soy yo – Eğer sen, ben değilmişim gibi hissediyorum
Baby, me siento preso siempre que pienso en los dos – Bebeğim, ne zaman ikinizi düşünsem kendimi hapsedilmiş hissediyorum. Tú y yo en la cama, los dos y repitiéndolo – Sen ve ben yatakta, ikimiz ve tekrar ediyoruz Mi mundo gira en torno a ti, pa’ mí que eres el sol – Benim dünyam senin etrafında dönüyor, baba sen güneşsin El peine de mi sport – Sporumun tarağı
Contigo no es sexo, contigo es amor – Seninle seks değil, seninle aşk Oh-uh-ou-uh-uo-uh-ou-uh-ou – Oh-uh-ou-uh-uo-uh-ou-uh-ou Sé que fallé, tú dime quién no comete un error – Başarısız olduğumu biliyorum, bana kimin hata yapmadığını söyle
La fama es mi esposa, la quiero y to’, pero no soy feliz – Şöhret benim karım, onu seviyorum ve’, ama mutlu değilim El dinero es mi jefe, y le di gracias a Dios que ya lo conocí – Para benim patronum ve onunla zaten tanıştığım için Tanrı’ya teşekkür ettim Me faltas tú en el paquete, dime que sí – Pakette seni özlüyorum, evet de Pa’ guardarte como cofre, sí – Seni bir sandık olarak tutmak için, evet En el mundo que tengo que ayer te ofrecí – Dün sana teklif ettiğim şeye sahip olduğum dünyada
No soy como era – Eskisi gibi değilim. El tiempo cambió mi sistema – Zaman sistemimi değiştirdi Mi sistema cambió mi persona – Sistemim kişiliğimi değiştirdi Y mi persona tiene mil problema’ – Ve benim insanımın binlerce sorunu var’
La gente dice que estoy hecho – İnsanlar bittiğimi söylüyor Que nunca recojan nada de to’ lo que desecho – Attığım şeyden asla bir şey almadıklarını Pero te perdí, eso es un hecho – Ama seni kaybettim, bu bir gerçek Violé to’as las reglas y perdí los derechos – Tüm kuralları ihlal ettim ve haklarımı kaybettim
No soy de palo, no soy de piedra – Tahtadan değil, taştan yapılmadım. Ni de los que pelea y arregla – Savaşıp düzene girenlerden de değil. El orgullo siempre es el que gana – Gurur her zaman kazanan kişidir Y sin ganas quién gana la guerra – Ve savaşı kimin kazanacağını istemeden
Y sin guerra por ti me convierto en tu Rambo – Ve senin için savaşmadan senin Rambo’num olurum En mi cuenta de banco no hay trambo – Banka hesabımda trambo yok Pero eso no vale si no hay una baby pa’ ver en el Lambo – Ama Lambo’da bebek baba yoksa buna değmez.
Pero con todo y eso me siento vacío – Ama her şeyle ve kendimi boş hissettiğimle Si tú no está’ a mi lado – Eğer yanımda değilsen Si tú, siento que no soy yo – Eğer sen, ben değilmişim gibi hissediyorum
Baby, me siento preso siempre que pienso en los dos – Bebeğim, ne zaman ikinizi düşünsem kendimi hapsedilmiş hissediyorum. Tú y yo en la cama, los dos y repitiéndolo – Sen ve ben yatakta, ikimiz ve tekrar ediyoruz Mi mundo gira en torno a ti, pa’ mí que eres el sol – Benim dünyam senin etrafında dönüyor, baba sen güneşsin El peine de mi sport – Sporumun tarağı
Contigo no es sexo, contigo es amor – Seninle seks değil, seninle aşk Oh-uh-ou-uh-uo-uh-ou-uh-ou – Oh-uh-ou-uh-uo-uh-ou-uh-ou Sé que fallé, tú dime quién no comete un error – Başarısız olduğumu biliyorum, bana kimin hata yapmadığını söyle
La culpa me tiene en el jaque – Suçluluk beni kontrol altında tutuyor El corazón no me cabe en el jacket – Kalbim ceketime sığmıyor Pensé que to’ esto era pa’ siempre – Her zaman ‘bu babaydı’ diye düşündüm. Pero vi que hiciste los empaque’ – Ama değişiklikleri senin yaptığını gördüm’
Wow, harto me asombro – Vay canına, çok şaşırdım. Me duele siempre que la nombro – Ona her isim verdiğimde canımı yakıyor. Y me mata pensar que vive en otra casa y duerme en otro’ hombro’ – Ve onun başka bir evde yaşadığını ve başka bir ‘omuzda’ uyuduğunu düşünmek beni öldürüyor
Ni el combo, ni las putas, ni los party, ni los chavo’ – Kombo değil, fahişeler değil, parti değil, erkekler değil ‘ Me llenan como tú lo hace’ – Beni senin doldurduğun gibi dolduruyorlar’ To’a esta mierda hace que sea un esclavo – To’a bu bok beni köle yapıyor
Me dicen que me busque otra – Bana başka birini bulmamı söylediler. Que un clavo te saca otro clavo – Bir çivi senden başka bir çivi alır Hablo de ella en todo lo que hago – Yaptığım her şeyde onun hakkında konuşuyorum Y las pepas no sirven por más que las trago – Ve pepalar onları yuttuğumdan daha fazlası için iyi değil Almighty – Yüce
Yo tengo dinero – Param var. Tengo to’ lo que quiero, lujos y dinero – Ne istersem, lüks ve paraya ihtiyacım var Un mar de problemas – Bir sorun denizi Tengo enemigos en contra porque estoy primero – Bana karşı düşmanlarım var çünkü ben ilkim
Yo tengo la fama – Şöhretim var Tengo mi gente que está y que me ama – Beni seven ve seven insanlarım var. Tengo mil panas – Binlerce panam var Que sacan los rifles si al celu un día de esto’ los llaman – En azından bir gün onları ararlarsa tüfekleri çıkardıklarını
Pero con todo y eso me siento vacío – Ama her şeyle ve kendimi boş hissettiğimle Si tú no está’ a mi lado – Eğer yanımda değilsen Si tú, siento que no soy yo – Eğer sen, ben değilmişim gibi hissediyorum
Baby, me siento preso siempre que pienso en los dos – Bebeğim, ne zaman ikinizi düşünsem kendimi hapsedilmiş hissediyorum. Tú y yo en la cama, los dos y repitiéndolo – Sen ve ben yatakta, ikimiz ve tekrar ediyoruz Mi mundo gira en torno a ti, pa’ mí que eres el sol – Benim dünyam senin etrafında dönüyor, baba sen güneşsin El peine de mi sport – Sporumun tarağı
Contigo no es sexo, contigo es amor – Seninle seks değil, seninle aşk Oh-uh-ou-uh-uo-uh-ou-uh-ou – Oh-uh-ou-uh-uo-uh-ou-uh-ou Sé que fallé, tú dime quién no comete un error – Başarısız olduğumu biliyorum, bana kimin hata yapmadığını söyle
Oye, La Industria de los Inmortales – Hey, Ölümsüzler Endüstrisi ¡Almighty! – Yüce Tanrım! Dímelo Duran – Bana söyle. Sinfónico, Los G4 – Senfonik, G4
Edup, educando a la competencia – Edup, rekabeti eğitmek Sin ti me siento vacío – Sensiz kendimi boş hissediyorum Dímelo Custon – Söyle bana Custon Ray La R – Işın R
‘Tá por ahí dando vuelta’ – ‘Orada dönüyorsun’ (Pero con todo y eso me siento vacío – (Ama her şeyle ve kendimi boş hissettiğimle Si tú no está’ a mi lado – Eğer yanımda değilsen Si tú, siento que no soy yo) – Eğer sen, ben olmadığımı hissediyorum)