çeşmeye gitse çeşme kuruyacak | * çok talihsiz kimseler için söylenir. |
çeşmibülbül | * Üzeri beyaz, sarmal süsler ve çiçek motifleri ile bezenmiş cam işlerine verilen ad. |
çeşni | * (yiyecek, içecek için) Tat, tadımlık. * Hoşa giden bir özellik. |
çeşni katmak | * değişik, özel ve hoş bir katkıyapmak. |
çeşni tutmak | * ekmekçilikte una karıştırılacak suyun oranını belirtmek. |
çeşnici | * Saraylarda ve büyük konaklarda yemek ve sofra işlerini yöneten kimse. * Sikkelerin ayarını düzenleyen kimse. * Tütün veya içkilerin tat ve niteliğini belirleyen kimse. |
çeşnicibaşı | * Başçeşnici. * Sık sık eşdeğiştiren erkek. |
çeşnicilik | * Çeşnicinin işi. |
çeşnileme | * Çeşnilemek işi. |
çeşnilemek | * Çeşni vermek. |
çeşnilenme | * Çeşnilenmek işi. |
çeşnilenmek | * Tadıyerine gelmek. |
çeşnili | * Çeşnisi olan. |
çeşnilik | * Yemeğe çeşni vermek için katılan baharat vb. |
çeşnisine bakmak | * tadına bakmak. |
çete | * Ordu birliklerinden olmayan silâhlıküçük birlik. |
çete savaşı | * Küçük asker birlikleri veya çeteler tarafından düşmanıyıpratmak için her türlü yola başvurarak yapılan savaş. |
çeteci | * Çeteden olan kimse. |
çetecilik | * Çeteci olma durumu veya çetecinin yaptığı iş. |
çetele | * Çizilerek veya oyularak açılan kertik. * Ekmekçi, sütçü gibi esnafın, uzunlamasına ikiye bölüp üzerine kertikler çenterek hesap tuttuklarıağaç dalı. |
çetele çekmek (veya tutmak) | * hesap tutmak amacı ile bir yere çizgiler çizmek. |
çeteleşme | * Çeteleşmek işi veya durumu. |
çeteleşmek | * Çete durumuna gelmek. |
çeteleştirme | * Çeteleştirmek işi veya durumu. |
çeteleştirmek | * Çete durumuna getirmek. |
çeteleye dönmek | * (insanın yüzü veya başka bir tarafı için) üzerinde birçok kesikler ve sıyrıklar olmak. |
çetene | * Kendir tohumu. |
çetin | * Amaçlanan duruma getirilmesi, elde edilmesi, çözümlenmesi, işlenmesi güç veya engeli çok olan, müşkül. |
çetin ceviz | * Yola getirilmesi güç olan kimse, yapılmasızor olan iş. |
çetince | * Çetin (bir biçimde). |
çetinleşme | * Çetinleşmek işi. |
çetinleşmek | * Çetin duruma gelmek. |
çetinleştirme | * Çetinleştirmek işi veya durumu. |
çetinleştirmek | * Çetin duruma getirilmek. |
çetinlik | * Çetin olma durumu, sertlik. |
çetrefil | * Karışıklığıdolayısıyla, anlaşılmasıveya sonuca bağlanması güç. * Yapıve ses kurallarına aykırıkullanılan (dil). * Sarp, engelli ve engebeli yer. |
çetrefilce | * Biraz çetrefil. |
çetrefilleşme | * Çetrefilleşmek işi veya durumu. |
çetrefilleşmek | * Çetrefil duruma gelmek. |
çetrefilli | * Karışık ve anlaşılması güç olan. |
çetrefillik | * Çetrefil olma durumu. |
çetrefilsiz | * Basit ve anlaşılmasıkolay olan. |
çevgen | * Değnek. * Atlara binilerek değneklerle oynanan bir çeşit top oyunu, polo. |
çevik | * Kolaylık ve çabuklukla davranan, tetik. |
çevikçe | * Çevik (bir biçimde). |
çevikleşme | * Çevikleşmek işi. |
çevikleşmek | * Çevik duruma gelmek. |
çevikleştirme | * Çevikleştirmek işi. |
çevikleştirmek | * Çevik duruma getirmek. |
çeviklik | * Çevik olma durumu veya çevikçe davranış. |
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.