Türkçe Sözlük Ç Sayfa 26

çeşmeye gitse çeşme kuruyacak * çok talihsiz kimseler için söylenir.
çeşmibülbül * Üzeri beyaz, sarmal süsler ve çiçek motifleri ile bezenmiş cam işlerine verilen ad.
çeşni * (yiyecek, içecek için) Tat, tadımlık.
* Hoşa giden bir özellik.
çeşni katmak * değişik, özel ve hoş bir katkıyapmak.
çeşni tutmak * ekmekçilikte una karıştırılacak suyun oranını belirtmek.
çeşnici * Saraylarda ve büyük konaklarda yemek ve sofra işlerini yöneten kimse.
* Sikkelerin ayarını düzenleyen kimse.
* Tütün veya içkilerin tat ve niteliğini belirleyen kimse.
çeşnicibaşı * Başçeşnici.
* Sık sık eşdeğiştiren erkek.
çeşnicilik * Çeşnicinin işi.
çeşnileme * Çeşnilemek işi.
çeşnilemek * Çeşni vermek.
çeşnilenme * Çeşnilenmek işi.
çeşnilenmek * Tadıyerine gelmek.
çeşnili * Çeşnisi olan.
çeşnilik * Yemeğe çeşni vermek için katılan baharat vb.
çeşnisine bakmak * tadına bakmak.
çete * Ordu birliklerinden olmayan silâhlıküçük birlik.
çete savaşı * Küçük asker birlikleri veya çeteler tarafından düşmanıyıpratmak için her türlü yola başvurarak yapılan
savaş.
çeteci * Çeteden olan kimse.
çetecilik * Çeteci olma durumu veya çetecinin yaptığı iş.
çetele * Çizilerek veya oyularak açılan kertik.
* Ekmekçi, sütçü gibi esnafın, uzunlamasına ikiye bölüp üzerine kertikler çenterek hesap tuttuklarıağaç dalı.
çetele çekmek (veya tutmak) * hesap tutmak amacı ile bir yere çizgiler çizmek.
çeteleşme * Çeteleşmek işi veya durumu.
çeteleşmek * Çete durumuna gelmek.
çeteleştirme * Çeteleştirmek işi veya durumu.
çeteleştirmek * Çete durumuna getirmek.
çeteleye dönmek * (insanın yüzü veya başka bir tarafı için) üzerinde birçok kesikler ve sıyrıklar olmak.
çetene * Kendir tohumu.
çetin * Amaçlanan duruma getirilmesi, elde edilmesi, çözümlenmesi, işlenmesi güç veya engeli çok olan, müşkül.
çetin ceviz * Yola getirilmesi güç olan kimse, yapılmasızor olan iş.
çetince * Çetin (bir biçimde).
çetinleşme * Çetinleşmek işi.
çetinleşmek * Çetin duruma gelmek.
çetinleştirme * Çetinleştirmek işi veya durumu.
çetinleştirmek * Çetin duruma getirilmek.
çetinlik * Çetin olma durumu, sertlik.
çetrefil * Karışıklığıdolayısıyla, anlaşılmasıveya sonuca bağlanması güç.
* Yapıve ses kurallarına aykırıkullanılan (dil).
* Sarp, engelli ve engebeli yer.
çetrefilce * Biraz çetrefil.
çetrefilleşme * Çetrefilleşmek işi veya durumu.
çetrefilleşmek * Çetrefil duruma gelmek.
çetrefilli * Karışık ve anlaşılması güç olan.
çetrefillik * Çetrefil olma durumu.
çetrefilsiz * Basit ve anlaşılmasıkolay olan.
çevgen * Değnek.
* Atlara binilerek değneklerle oynanan bir çeşit top oyunu, polo.
çevik * Kolaylık ve çabuklukla davranan, tetik.
çevikçe * Çevik (bir biçimde).
çevikleşme * Çevikleşmek işi.
çevikleşmek * Çevik duruma gelmek.
çevikleştirme * Çevikleştirmek işi.
çevikleştirmek * Çevik duruma getirmek.
çeviklik * Çevik olma durumu veya çevikçe davranış.

Yorumlar

Bir yanıt yazın