Yazar: Çevirce

  • R.Riccardo – Не парит (Maligin x Viron Remix) Rusça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    R.Riccardo – Не парит (Maligin x Viron Remix) Rusça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Зачем смотришь в глаза, что хочешь там увидеть
    – Neden gözlerinin içine bakıyorsun, orada ne görmek istiyorsun
    В них больше нет огня, можешь меня ненавидеть
    – İçlerinde artık ateş yok, benden nefret edebilirsin
    Источник text-pesni.com
    – Kaynak text-pesni.com

    Весело-превесело и без тебя мне
    – Eğlenceliydi- sensiz de beni aştı
    Вчера был более тобой, сегодня я налегке
    – Dün senden daha fazlasıydım, bugün hafifim
    И знаешь мне как-то проще стало и нет тоски
    – Ve biliyorsun, bir şekilde benim için daha kolay oldu ve özlem yok
    Я не люблю эту ложь, а там было все во лжи
    – Ben bu yalandan hoşlanmıyorum ve her şey yalanlarla doluydu

    А меня уже давно, твоя любовь не парит и мне все-равно
    – Ben de uzun zamandır, aşkın uçmuyor ve umurumda değil
    И даже если грустно когда-то станет
    – Ve bir gün üzülse bile
    То меня к тебе уже не тянет
    – O zaman artık sana çekilmiyorum

    А меня уже давно, твоя любовь не парит и мне все-равно
    – Ben de uzun zamandır, aşkın uçmuyor ve umurumda değil
    И даже если грустно когда-то станет
    – Ve bir gün üzülse bile
    То меня к тебе уже не тянет
    – O zaman artık sana çekilmiyorum

    Я потерял себя, я потерял все чувства
    – Kendimi kaybettim, tüm hislerimi kaybettim
    Ты не моя судьба, знаешь мне с тобой так грустно
    – Sen benim kaderim değilsin, biliyorsun seninle çok üzülüyorum

    Для тебя любовь, было просто словом
    – Senin için aşk sadece bir kelimeydi

    Для меня любовь, было чем-то больше
    – Benim için aşk daha fazlasıydı
    Меня так помотала та жизнь с тобой
    – Seninle olan o hayat beni çok etkiledi
    И теперь я испорчен
    – Ve şimdi berbatım

    А меня уже давно, твоя любовь не парит и мне все-равно
    – Ben de uzun zamandır, aşkın uçmuyor ve umurumda değil
    И даже если грустно когда-то станет
    – Ve bir gün üzülse bile
    То меня к тебе уже не тянет
    – O zaman artık sana çekilmiyorum

    А меня уже давно, твоя любовь не парит и мне все-равно
    – Ben de uzun zamandır, aşkın uçmuyor ve umurumda değil
    И даже если грустно когда-то станет
    – Ve bir gün üzülse bile
    То меня к тебе уже не тянет
    – O zaman artık sana çekilmiyorum

    Уже давно, твоя любовь не парит и мне все-равно
    – Uzun zamandır aşkın uçmuyor ve umurumda değil
    И даже если грустно когда-то станет
    – Ve bir gün üzülse bile
    То меня к тебе уже не тянет
    – O zaman artık sana çekilmiyorum

    А меня уже давно, твоя любовь не парит и мне все-равно
    – Ben de uzun zamandır, aşkın uçmuyor ve umurumda değil
    И даже если грустно когда-то станет
    – Ve bir gün üzülse bile
    То меня к тебе уже не тянет
    – O zaman artık sana çekilmiyorum
  • RASA – КАЙФАЙ Rusça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    RASA – КАЙФАЙ Rusça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız
    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız

    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız
    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız

    Наш мир — как джунгли
    – Dünyamız orman gibidir
    Мы — как животные
    – Bizler hayvan gibiyiz
    Топают ноги, тусим как обречённые
    – Ayaklarını basıyorlar, mahkum gibi takılıyoruz
    Плавно мы меняем планы
    – Planlarımızı sorunsuz bir şekilde değiştiriyoruz
    Мы как в нирване
    – Nirvana’da gibiyiz
    Нам даёт силы raga мама
    – Bize raga anne için güç veriyor

    Давай, давай, давай улыбнёмся
    – Hadi, hadi, hadi gülümseyelim
    Давай, давай, давай этому солнцу
    – Hadi, hadi, bu güneşe ver
    Давай, давай, давай, это так просто
    – Hadi, hadi, hadi, hadi, bu çok basit
    Давай, давай, давай станем искусством
    – Hadi, hadi, hadi sanat olalım
    Закрытыми глазами полюбили этот мир
    – Gözleri kapalıyken bu dünyayı sevdiler
    Мы полюбили мир, мы полюбили мир
    – Dünyayı sevdik, dünyayı sevdik

    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız
    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız

    Djaga god blesses
    – Djaga god blesses
    Dja dja dja jesus
    – Dja dja dja jesus
    I don’t stress
    – I don’t stress
    I am jungle yesses
    – I am jungle yesses
    I see you bliss
    – I see you bliss
    You won’t be sad
    – You won’t be sad
    Baby my reasons are only you
    – Baby my reasons are only you

    Давай, давай, давай улыбнемся
    – Hadi, hadi, hadi gülümseyelim
    Давай, давай, давай этому солнцу
    – Hadi, hadi, bu güneşe ver
    Давай, давай, давай, это так просто
    – Hadi, hadi, hadi, hadi, bu çok basit
    Давай, давай, давай станем искусством
    – Hadi, hadi, hadi sanat olalım
    Закрытыми глазами полюбили этот мир
    – Gözleri kapalıyken bu dünyayı sevdiler
    Мы полюбили мир, мы полюбили мир
    – Dünyayı sevdik, dünyayı sevdik

    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız
    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız

    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız
    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız

    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız
    Я раздаю вайб, я как WI-FI
    – Ben vibe’yi dağıtıyorum, Wİ-Fİ gibiyim
    Сияю, как sun, полыхаю, как fire
    – Güneş gibi parlıyorum, ateş gibi yanıyorum
    Нам надо кайфа, надо кайфа
    – Uçmaya ihtiyacımız var, uçmaya ihtiyacımız var
    Нам надо, надо кайфа
    – İhtiyacımız var, sarhoş olmalıyız
  • Pink Floyd – High Hopes (Live) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Pink Floyd – High Hopes (Live) İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Beyond the horizon of the place we lived when we were young
    – Gençken yaşadığımız yerin ufkunun ötesinde
    In a world of magnets and miracles
    – Mıknatıslar ve mucizeler dünyasında
    Our thoughts strayed constantly and without boundary
    – Düşüncelerimiz sürekli ve sınır tanımadan saptı
    The ringing of the division bell had begun
    – Tümen zilinin çalması başlamıştı.

    Along the long road and on down the causeway
    – Uzun yol boyunca ve geçidin aşağısında
    Do they still meet there by the Cut
    – Hala orada Kesimle buluşuyorlar mı

    There was a ragged band that followed in our footsteps
    – Ayak izlerimizi takip eden düzensiz bir grup vardı
    Running before time took our dreams away
    – Zamandan önce koşmak hayallerimizi alıp götürdü
    Leaving the myriad small creatures trying to tie us to the ground
    – Bizi yere bağlamaya çalışan sayısız küçük yaratığı bırakmak
    To a life consumed by slow decay
    – Yavaş çürüme tarafından tüketilen bir hayata

    The grass was greener
    – Çimenler daha yeşildi
    The light was brighter
    – Işık daha parlaktı
    With friends surrounded
    – Arkadaşlarla çevrili
    The nights of wonder
    – Merak geceleri

    Looking beyond the embers of bridges glowing behind us
    – Arkamızda parlayan köprülerin közlerinin ötesine bakmak
    To a glimpse of how green it was on the other side
    – Diğer tarafta ne kadar yeşil olduğuna bir göz atmak için
    Steps taken forwards but sleepwalking back again
    – İleriye atılan adımlar ama tekrar uyurgezerlik
    Dragged by the force of some inner tide
    – Bazı iç gelgitlerin gücü tarafından sürüklendi

    At a higher altitude with flag unfurled
    – Bayrak açılmış daha yüksek bir rakımda
    We reached the dizzy heights of that dreamed of world
    – Hayal edilen dünyanın baş döndürücü zirvelerine ulaştık

    Encumbered forever by desire and ambition
    – Sonsuza dek arzu ve hırsla kuşatılmış
    There’s a hunger still unsatisfied
    – Hala tatminsiz bir açlık var
    Our weary eyes still stray to the horizon
    – Yorgun gözlerimiz hala ufka sapıyor
    Though down this road we’ve been so many times
    – Bu yolun aşağısında çok kez olsak da

    The grass was greener
    – Çimenler daha yeşildi
    The light was brighter
    – Işık daha parlaktı
    The taste was sweeter
    – Tadı daha tatlıydı
    The nights of wonder
    – Merak geceleri

    With friends surrounded
    – Arkadaşlarla çevrili
    The dawn mist glowing
    – Şafak sisi parlıyor
    The water flowing
    – Akan su
    The endless river
    – Sonsuz nehir

    Forever and ever
    – Sonsuza dek
  • NANE & Uzzi – TuTuTu Romence Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    NANE & Uzzi – TuTuTu Romence Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Yo, Uzzi
    – Hey, Uzzi.
    Știi că trebuia să iau un OG adevărat pentru bucata asta, no?
    – Bu parça için gerçek bir OG almam gerektiğini biliyorsun, değil mi?
    225PTM
    – 225MPTM
    Yeah, yeah
    – Evet, evet
    Ayy
    – Ayy
    R.I.P. Big
    – R. I. P. Büyük
    Oww, SHIIIV
    – Oww, SHIIIV

    Când o să mor fuck it, sper să mă duc în Iad
    – Öldüğümde siktir et, cehenneme gitmeyi umuyorum
    Se vede pe mine că sunt un român spurcat
    – Kirli bir Romen olduğumu görebiliyorsun.
    Gata cu NANE băiatu’ bun, m-ați supărat
    – Artık NANE yok iyi çocuk, beni üzdün
    Orice artist de industrie e înmormântat
    – Her endüstri sanatçısı gömüldü
    Îți iau dealu’ și contractu’ în pulă, ayy (ayy)
    – Anlaşmanı ve kontratını aletine alacağım, ayy (ayy)
    Vin cu drillu’ și cu o cagulă, ayy (ayy)
    – Matkapla ve yünle geliyorum, ayy (ayy)
    Vorbești căcat, îți dau peste gură, ayy
    – Sen boktan konuş, ben ağzını patlatırım, ayy
    Tu ai șef, eu sunt cel mai pulă, ayy
    – Patron sende, ben en sikim, ayy
    Îmi zgâraiau Porsche-ul la Dristor, m-am mutat în Pipera
    – Porsche’umu Dristor’da çiziyorlardı, Pipera’ya taşındım
    Care pula mea de trap, fiindcă am rupt bariera?
    – Trot bariyeri kırdığı için ne yapıyor?

    Care pula mea de drill, coaie, vă rupem gura?
    – Ne matkabı, taşak, ağzını mı kırıyorsun?
    Care 80’s, când voi ne-ați supt și sosu’ și pula?
    – Ne 80’leri, siz bizim Sikimizi emerken mi?
    Făi, javră, mai bine mă-ta nu te făta
    – Siktir git, kaltak, anneni becermesen iyi edersin
    Fac piese de dragoste cu cățeaua de mă-ta
    – Yapma aşk çalış ile senin anne orospu
    Atâta de bați cu pumni în piept, îți faci reclamă
    – Göğsüne bu kadar yumruk atıyorsun, reklam veriyorsun
    Sper că ai aceeași energie și-n persoană
    – Umarım şahsen aynı enerjiye sahipsindir

    Te dădeai nebun (tu, tu, tu)
    – Deli gibi davranıyordun (sen, sen, sen)
    Vorbeai pe album (tu, tu, tu)
    – Albümde konuşuyordun (sen, sen, sen)
    O să guști din plumb (tu, tu, tu)
    – İpucunu tadacaksın (sen, sen, sen)
    Cine o suge acum? (tu, tu, tu)
    – Şimdi kim berbat etti? (sen, sen, sen)

    Te dădeai nebun (tu, tu, tu)
    – Deli gibi davranıyordun (sen, sen, sen)
    Vorbeai pe album (tu, tu, tu)
    – Albümde konuşuyordun (sen, sen, sen)
    O să guști din plumb (tu, tu, tu)
    – İpucunu tadacaksın (sen, sen, sen)
    Cine o suge acum? (tu, tu, tu)
    – Şimdi kim berbat etti? (sen, sen, sen)

    Sunt într-o perioadă mai calmă a vieții mele din anumite puncte de vedere, e
    – Hayatımın daha sakin bir dönemindeyim bazı yönlerden, bu
    Nu vreau să ascult iar gurile rele
    – Bir daha kötü ağızları dinlemek istemiyorum
    Dar să-mi bag pula în mă-ta dacă nu cauți probleme
    – Ama sorun aramıyorsan sikimi kıçına sok.
    Peste boss level boss, dă-te-n sloboz de papagal jegos, poate te iau în serios
    – Patron Seviyesinde patron, pis papağanı bırak, belki seni ciddiye alırlar
    Nu vorbesc mult, eu nu mint și simt
    – Çok konuşmuyorum, yalan söylemiyorum ve hissetmiyorum
    Că dacă vreau să mă ocup, nu știu unde te trimit
    – Eğer bununla başa çıkmak istersem, seni nereye gönderdiğimi bilmiyorum.
    Iau masa cu rechinii, nu te ajută colții
    – Köpekbalıklarıyla yemek yemek, dişler yardımcı olmaz
    La miezu’ nopții facem bani ca hoții
    – Gece yarısı hırsızlar gibi para kazanıyoruz
    Ba relații, banii muzică da (ce?)
    – Ba ilişkileri, para müziği evet (ne?)
    Prin toată țara, nu ești în liga mea (te dreacu’)
    – Ülkenin her yerinde, benim ligimde değilsin.

    Abia exiști și îmi vorbesc sfârșitu’
    – Sen zar zor var oluyorsun ve ben sonumu söylüyorum
    Nu mai am așa ceva, n-ai înțeles nimic nici tu
    – Artık bende yok, sen de hiçbir şey anlamadın.
    Tu, tu, tu, da tu, putoare mică șiii
    – Sen, sen, sen, evet sen, seni küçük kokuşmuş
    Cred că mă-ta trebuia să te înghită șiii
    – Sanırım annen seni yutmalıydı.

    Te dădeai nebun (tu, tu, tu)
    – Deli gibi davranıyordun (sen, sen, sen)
    Vorbeai pe album (tu, tu, tu)
    – Albümde konuşuyordun (sen, sen, sen)
    O să guști din plumb (tu, tu, tu)
    – İpucunu tadacaksın (sen, sen, sen)
    Cine o suge acum? (tu, tu, tu)
    – Şimdi kim berbat etti? (sen, sen, sen)

    Te dădeai nebun (tu, tu, tu)
    – Deli gibi davranıyordun (sen, sen, sen)
    Vorbeai pe album (tu, tu, tu)
    – Albümde konuşuyordun (sen, sen, sen)
    O să guști din plumb (tu, tu, tu)
    – İpucunu tadacaksın (sen, sen, sen)
    Cine o suge acum? (tu, tu, tu)
    – Şimdi kim berbat etti? (sen, sen, sen)
  • Ana Frango Elétrico – Mulher Homem Bicho Portekizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Ana Frango Elétrico – Mulher Homem Bicho Portekizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Seu amor feminino
    – Kadınsı aşkın
    Me deixou de quatro
    – Beni dört ayak üstünde bıraktı
    Por cima de toda razão, convenção
    – Her şeyden önce, sözleşme

    Coisas raras na televisão
    – Televizyonda nadir şeyler
    Mas sua tele-visão me pegou de jeito
    – Ama tele-vizyonun bana yol açtı
    Me capturou, me jogou, me roubou
    – Beni yakaladı, attı, çaldı

    Me deixando sem direção
    – Beni yönlendirmeden bırakmak
    Chega de astrologia, antropologia
    – Artık astroloji yok, antropoloji yok
    Não tem hora certa nem lua nova
    – Doğru zaman ve yeni ay yok
    Nosso amor é agora
    – Aşkımız şimdi

    Quem me dera morder sua orelha
    – Keşke kulağını ısırsaydım.
    Cafungar seu pescoço
    – Boynunu Cafungar
    Te roer até o osso feito cachorro
    – Seni bir köpek gibi kemiğe kemirmek

    Quem me dera morder sua orelha
    – Keşke kulağını ısırsaydım.
    Cafungar seu pescoço
    – Boynunu Cafungar
    Te roer até o osso feito cachorro
    – Seni bir köpek gibi kemiğe kemirmek

    Sou fera, não firo
    – Ben bir canavarım, incitmem
    Cê é besta, me embesta
    – Bu bir canavar, bana çarpıyor.
    Não tem namorada
    – Kız arkadaş yok
    Quero ser sua festa
    – Senin partin olmak istiyorum

    Nos beijamos na testa
    – Alnından öpüyoruz
    Não se assuste comigo
    – Benden korkma.
    Sou mulher homem bicho
    – Ben bir kadın erkek hayvanım
    Não vem que não tem
    – Sahip olmadığı gelmiyor
    Sou bruxa e neném
    – Ben bir cadı ve bir bebeğim

    Bolhas doce de coco e sabão
    – Tatlı hindistan cevizi kabarcıkları ve sabun
    Somos feitas da lama
    – Çamurdan yapılmışız
    Das fêmeas molhadas
    – Islak kadın
    Na chama ou na cama
    – Alevin içinde veya yatakta
    Refeita acalmada
    – Redone sakinleşti
    Nosso amor é agora
    – Aşkımız şimdi

    Quem me dera morder sua orelha
    – Keşke kulağını ısırsaydım.
    Cafungar seu pescoço
    – Boynunu Cafungar
    Te roer até o osso feito cachorro
    – Seni bir köpek gibi kemiğe kemirmek

    Quem me dera morder sua orelha
    – Keşke kulağını ısırsaydım.
    Cafungar seu pescoço
    – Boynunu Cafungar
    Te roer até o osso feito cachorro
    – Seni bir köpek gibi kemiğe kemirmek

    Seu amor feminino
    – Kadınsı aşkın
    Me deixou de quatro
    – Beni dört ayak üstünde bıraktı
    Por cima de toda razão, convenção
    – Her şeyden önce, sözleşme

    Coisas raras na televisão
    – Televizyonda nadir şeyler
    Mas sua tele-visão me pegou de jeito
    – Ama tele-vizyonun bana yol açtı
    Me capturou, me jogou, me roubou
    – Beni yakaladı, attı, çaldı

    Me deixando sem direção
    – Beni yönlendirmeden bırakmak
    Chega de astrologia, antropologia
    – Artık astroloji yok, antropoloji yok
    Não tem hora certa nem lua nova
    – Doğru zaman ve yeni ay yok
    Nosso amor é agora
    – Aşkımız şimdi

    Quem me dera morder sua orelha (te morder)
    – Keşke kulağını ısırsaydım (ısır seni)
    Cafungar seu pescoço
    – Boynunu Cafungar
    Te roer até o osso feito cachorro
    – Seni bir köpek gibi kemiğe kemirmek

    Quem me dera morder sua orelha
    – Keşke kulağını ısırsaydım.
    Cafungar seu pescoço
    – Boynunu Cafungar
    Te roer até o osso feito cachorro
    – Seni bir köpek gibi kemiğe kemirmek
  • Mizzy Miles, Ivandro & Piruka – I’m Sorry Portekizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Mizzy Miles, Ivandro & Piruka – I’m Sorry Portekizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Ahm, yeah
    – Ahm, evet

    Eu tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Üstümü değiştirmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum.
    Adaptar a minha vida ‘tá muito sexy
    – Hayatımı çok seksi hale getir
    Já decidi que é contigo que eu quero babies
    – Bebek istememin seninle olduğuna çoktan karar verdim.
    Rockstar é um lifestyle muito shady
    – Rockstar çok gölgeli bir yaşam tarzıdır
    Te-Tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Seni değiştirmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum
    Adaptar a minha vida ‘tá muito sexy
    – Hayatımı çok seksi hale getir
    Já decidi que é contigo que eu quero babies
    – Bebek istememin seninle olduğuna çoktan karar verdim.
    Rockstar é um lifestyle muito shady
    – Rockstar çok gölgeli bir yaşam tarzıdır
    Tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Değişmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum

    Do meu lado ela parece uma santa
    – Benim tarafımdan bir aziz gibi görünüyor
    Mas quando ‘tamos sozinhos, ela dança
    – Ama yalnız olduğumuzda dans ediyor.
    Gosto de ver como a bunda dela abana
    – Kıçını sallar nasıl görmek istiyorum
    Prometo que vou mudar, mas shawty, calma
    – Söz veriyorum değişeceğim ama tatlım, sakin ol.
    Eh, I fell in love again
    – Eh, tekrar aşık oldum
    É com a minha música que eu ‘tou a aumentar o bag
    – Müziğimle çantayı büyütüyorum.
    Nunca duvides do poder da minha pen
    – Kalemimin gücünden asla şüphe etme
    Fiz muita coisa que pouca gente consegue, ahm
    – Çok az insanın yapabileceği çok şey yaptım, ahm
    Se este não for o meu ano, eu marco a década
    – Bu benim yılım değilse, on yılı işaretlerim
    Shawty, ultrapassei o sauce, tenho néctar
    – Tatlım, Söğütün üzerindeyim, nektarım var
    Consegui chegar aqui contra as probabilidades
    – Her şeye rağmen buraya geldim.
    Tu ‘tiveste lá comigo nas dificuldades
    – Zorluklarda yanımda oldun.
    Heey, I’m sorry pelos erros do passado, I’m sorry
    – Heey, geçmişin hataları için üzgünüm, üzgünüm
    Pelos que ainda vou cometer, I’m sorry
    – Hala taahhüt edeceğim şey için üzgünüm

    Eu tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Üstümü değiştirmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum.
    Adaptar a minha vida ‘tá muito sexy
    – Hayatımı çok seksi hale getir
    Já decidi que é contigo que eu quero babies
    – Bebek istememin seninle olduğuna çoktan karar verdim.
    Rockstar é um lifestyle muito shady
    – Rockstar çok gölgeli bir yaşam tarzıdır
    Te-Tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Seni değiştirmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum
    Adaptar a minha vida ‘tá muito sexy
    – Hayatımı çok seksi hale getir
    Já decidi que é contigo que eu quero babies
    – Bebek istememin seninle olduğuna çoktan karar verdim.
    Rockstar é um lifestyle muito shady
    – Rockstar çok gölgeli bir yaşam tarzıdır
    Tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Değişmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum

    (Han) Tu não mereces, tu podes, tu pedes
    – Hak etmiyorsun, edebilirsin, sorabilirsin
    Eu fumo, tu bebes, não durmo com stresses, não, não
    – Sigara içiyorum, sen içiyorsun, stresle uyumuyorum, hayır, hayır
    Resumo com versos, presumes que desses
    – Ayetlerle özetlemek gerekirse, bunlardan birini varsayıyorsunuz
    Ou choros sem nexo
    – Veya Nexus olmadan ağlar
    Aquilo que eu te peço é uma separação
    – Senden istediğim bir ayrılık
    Eu já ‘tou farto disso, viveste uma vida de filme a viver comigo
    – Bıktım usandım, benimle yaşayan bir film hayatı yaşadın
    Querias vir fazer sentido, eu troquei-te os sentidos
    – Sen mantıklı gelmek istedin, ben senin duyularını değiştirdim
    Tu querias ser uma Angelina com o teu Brad Pitt
    – Brad Pitt’inle Angelina olmak istedin.
    Não, não, não, não, não
    – Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır
    Aquilo que eu te peço é uma separação
    – Senden istediğim bir ayrılık
    Quero manter a distância, quebrar a união
    – Mesafemi korumak, Birliği bozmak istiyorum.
    Digo-te com convicção que eu já vi que são
    – İnançlı bir şekilde söylüyorum, onların öyle olduklarını gördüm.
    Horas de eu me fazer à pista p’ra que eu fique são
    – Kaldığım P’ra pistini yapma zamanım geldi.
    (Han-han) Evita a fricção
    – (Han-han) sürtünmeyi önler
    Na real o tempo passa e nem me conheces
    – Gerçek zaman geçiyor ve sen beni tanımıyorsun bile
    Não vivo de ilusão nem aguento a pressão
    – Yanılsama içinde yaşamıyorum ve baskıya dayanamıyorum

    Eu tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Üstümü değiştirmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum.
    Adaptar a minha vida ‘tá muito sexy
    – Hayatımı çok seksi hale getir
    Já decidi que é contigo que eu quero babies
    – Bebek istememin seninle olduğuna çoktan karar verdim.
    Rockstar é um lifestyle muito shady
    – Rockstar çok gölgeli bir yaşam tarzıdır
    Te-Tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Seni değiştirmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum
    (Han) Adaptar a minha vida ‘tá muito sexy
    – (Han) hayatımı çok seksi hale getir
    Já decidi que é contigo que eu quero babies
    – Bebek istememin seninle olduğuna çoktan karar verdim.
    Rockstar é um lifestyle muito shady (Han-han)
    – Rockstar çok gölgeli bir yaşam tarzıdır (Han-han)
    Tenho que mudar porque eu sei que não mereces
    – Değişmeliyim çünkü bunu hak etmediğini biliyorum
  • Ana Moura – Mázia Portekizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Ana Moura – Mázia Portekizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Vem dançar na roda
    – Gel direksiyonda dans et
    Vem, vem, vem, vem! (Mázia, Mázia!)
    – Gel, Gel, Gel, gel! (Kötü, Kötü!)

    Ouço as risadas e fico presa a ti
    – Kahkahaları duyuyorum ve seninle sıkışıp kaldım
    Vejo as passadas riscadas no chão
    – Yerde çizilen adımları görüyorum
    São penas e penas que guardo só p’ra ti
    – Onlar sadece senin için sakladığım tüyler ve tüyler
    És a batida do meu coração
    – Sen kalbimin atışısın

    Diz-me o que é que eu faço
    – Bana ne yaptığımı söyle
    Sem o teu abraço
    – Senin kucağın olmadan
    Falta mais uma dança
    – Gitmek için bir dans daha
    Para nos dar esperança (Mázia)
    – Bize umut vermek için (Mázia)

    Vira Mázia, volta aqui
    – Kötü dön, buraya gel.
    Volta Mázia, vira aqui
    – Geri dön, buraya dön.
    Gira Mázia, volta p’ra mim
    – Gira Mázia, bana geri dön
    Roda Mázia, até ao fim
    – Roda Mázia, sonuna kadar

    E aumenta, apavora o que ainda não é velho
    – Ve artar, henüz eski olmayanı korkutur
    Já dizia Caetano e eu vejo-me ao espelho
    – Caetano dedim ve kendimi aynada görüyorum
    Em menina, dizia: Um dia vai ser assim
    – Bir kız olarak şöyle dedi: bir gün böyle olacak
    Só mais um sopro, volta p’ra mim
    – Bir nefes daha, bana geri dön

    Diz-me o que é que eu faço
    – Bana ne yaptığımı söyle
    Sem o teu abraço
    – Senin kucağın olmadan
    Falta mais uma dança
    – Gitmek için bir dans daha
    Para nos dar esperança
    – Bize umut vermek için

    Vira Mázia, volta aqui
    – Kötü dön, buraya gel.
    Volta Mázia, vira aqui
    – Geri dön, buraya dön.
    Gira Mázia, volta p’ra mim (Mázia!)
    – Gira Mázia, bana geri dön (Mázia!)
    Roda Mázia, até ao fim
    – Roda Mázia, sonuna kadar

    Entra na roda, Mázia (entra na roda, Mázia)
    – Direksiyona geç, Maz (direksiyona geç, Maz)
    Ai, vem dançar comigo
    – Gel benimle dans et
    Ali onde a avó Guilhermina chamava
    – Büyükanne Wilhelmina’nın aradığı yer
    Serra da Leba (Serra da Leba), Serra da Leba
    – Serra da Leba (Serra da Leba), Serra da Leba

    Diz-me o que é que eu faço
    – Bana ne yaptığımı söyle
    Sem o teu abraço (Mázia!)
    – Senin kucağın olmadan (Malia!)
    Falta mais uma dança
    – Gitmek için bir dans daha
    Para nos dar esperança
    – Bize umut vermek için

    Vira Mázia, volta aqui
    – Kötü dön, buraya gel.
    Volta Mázia, vira aqui
    – Geri dön, buraya dön.
    Gira Mázia, volta p’ra mim
    – Gira Mázia, bana geri dön
    Roda Mázia, até ao fim
    – Roda Mázia, sonuna kadar

    Vira Mázia, volta aqui
    – Kötü dön, buraya gel.
    Volta Mázia, gira aqui
    – Geri dön Maz, buraya dön
    Gira Mázia, volta p’ra mim
    – Gira Mázia, bana geri dön
    Roda Mázia, até ao fim
    – Roda Mázia, sonuna kadar

    Ali onde a avó Guilhermina chamava
    – Büyükanne Wilhelmina’nın aradığı yer
    Serra da Leba, Serra da Leba
    – Serra da Leba, Serra da Leba
    Serra da Leba, Serra da Leba (Mázia)
    – Serra da Leba, Serra da Leba (Mázia)
    Serra da Leba, Serra da Leba
    – Serra da Leba, Serra da Leba

    Aqui ‘tá a contar, eh?
    – Sayıyorum, değil mi?
    44, 45…
    – 44, 45…
  • Paktofonika – W Peunej Gotowości Lehçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Paktofonika – W Peunej Gotowości Lehçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Nie, nie, nie bredzę
    – Hayır, hayır, delirmiyorum
    Ja sam jeden siedzę w tym, zara cię wyprzedzę
    – Bu işte tek başıma oturuyorum, Zara senden önce gelecek
    Jestem pewien, wykorzystam wiedzę
    – Eminim bilgiyi kullanacağıma eminim
    Dobrze ci radzę, PFK kompany nie podskakuj, bo cię zgładzę
    – Sana iyi tavsiyem, PFK yoldaşlar, zıplama yoksa seni öldüreceğim
    Wybuchowy rym ci wsadzę
    – Sana patlayıcı bir kafiye sokacağım
    W łeb… Będzie jeb i rozsadzę
    – Kafanın içine… Sikeceğim ve parçalayacağım
    Cię na strzępy
    – Seni paramparça ettiler
    Gnoju tępy
    – Aptal piç kurusu
    Pamiętaj o przewadze mej, powadze eej…
    – Üstünlüğümü ve eej’in ciddiyetini unutma…
    Dzięki odwadze swej, zawadzę osobie twej
    – Cesaretimle, insanına ihanet edeceğim
    Play, to nie walkower
    – Oyun, bu yürüteç değil
    To CDN, nie game over
    – Bu CDN, game over değil
    Gramy, drugi cios zadamy
    – Oynuyoruz, ikinci darbeyi yapıyoruz
    Wszystko z siebie damy
    – Hepsini vereceğiz
    Pokażemy na co stać PFK kompany
    – Pfk Şirketinin neler yapabileceğini göstereceğiz

    Aha
    – Evet, evet
    PFK squad!
    – PFK Ekibi!
    Squad, squad!
    – Bölük, bölük!
    W pełnej gotowości
    – Tamamen hazır
    Znów zagości
    – Tekrar
    W twojej miejscowości
    – Şehrinizde
    Aha
    – Evet, evet
    PFK squad!
    – PFK Ekibi!
    Squad, squad!
    – Bölük, bölük!
    W pełnej gotowości
    – Tamamen hazır
    Znów zagości
    – Tekrar
    W twojej miejscowości
    – Şehrinizde
    Aha
    – Evet, evet
    PFK squad!
    – PFK Ekibi!
    Squad, squad!
    – Bölük, bölük!
    W pełnej gotowości
    – Tamamen hazır
    Znów zagości
    – Tekrar
    W twojej miejscowości
    – Şehrinizde

    Skąd ty możesz wiedzieć jakie mam horyzonty?
    – Ufuklarımın ne olduğunu nereden biliyorsun?
    Znasz doskonale patrzenia kąty me?
    – Katie’nin bana baktığını çok iyi biliyor musunuz?
    Masz jakieś ale? Masz jakieś wąty? Te?
    – Biranın var mı? Wattların var mı? Bunlar mı?
    Co powiedziałeś? Nie zrozumiałem cię, idź do ortodonty, he
    – Ne dedin sen? Seni anlamadım, ortodontiste git, o
    Namagnetyzowany jak usta Giocondy
    – Joconda’nın ağzı gibi manyetize edilmiş
    FKS jest pierwszy, drugi, trzeci, czwarty, piąty
    – FCC 1, 2, 3, 4, 5
    Jak KRS spontaniczne akcje, jointy
    – KRS kendiliğinden eylemler, işbirlikçi olarak
    Rok produkcji 1980
    – 1980 yılı

    Toniemy, finito, za to ty banito
    – Boğuluyoruz, finita, bunun için suçlusun
    Z odkrytą o tobie prawdą ukrytą
    – Hakkınızda gizlenmiş açık bir gerçekle
    Za maską jak kitą, cwany, ściemę puścił pyton
    – Maskenin arkasında, bir balina gibi, akıllı davrandım, python’u hayal ettim.
    Ślady zaś czekitą i to sprawę rozwiąże?
    – – Kontrol ediyor ve bu davayı çözecek mi?
    Tak myślisz? Eee Synciu ja cię pogrążę
    – Öyle mi düşünüyorsun? Evlat, seni mahvedeceğim
    Chyba jak se tu wyśnisz, ej nie pal głupa
    – Sanırım burada uyuyorsan, aptal sigara içme.
    Jestem tutaj, ze mną ma grupa
    – Buradayım, yanımda bir grup var
    Zawieszeni na loopach, idący po trupach, zlikwiduję jak strupa
    – Halkalara asılan, cesetlerin üzerinde yürüyen insanlar, bir kabuk gibi ortadan kaldırırım
    Gramy, usta znów otwieramy, mamy siłę, którą wykorzystamy
    – Oynuyoruz, ağzımızı tekrar açıyoruz, kullanacağımız güce sahibiz
    Damy to, co najlepsze mamy, wszystko stawiamy na PFK kompany
    – Sahip olduğumuz en iyisini vereceğiz, her şeyi PFK Şirketine koyacağız

    Aha
    – Evet, evet
    PFK squad!
    – PFK Ekibi!
    Squad, squad!
    – Bölük, bölük!
    W pełnej gotowości
    – Tamamen hazır
    Znów zagości
    – Tekrar
    W twojej miejscowości
    – Şehrinizde

    Mógłbym napisać jak niebezpiecznym jest paktem Paktofonika
    – Paktofoniklerin ne kadar tehlikeli olduğunu yazabilirim
    Ale to mówi moja technika
    – Ama tekniğim bunu söylüyor
    Więc po co mam pisać? Przecież to samo z siebie wynika
    – Öyleyse neden yazayım? Sonuçta, bu kendiliğinden ortaya çıkıyor
    Gra się jak na PSX 2 w TTT
    – Ttt’de PSX 2’de olduğu gibi oynanır
    Każdy zatopiony w grze, dobrze wiesz z czym to się je
    – Oyuna her daldığınızda, bunun neyle ilgili olduğunu iyi biliyorsunuz
    Także nie dotykaj pada kiedy składam
    – Ayrıca katladığımda pedlere dokunmayın
    Fokus jak na dual-shoku z Rahem odpowiadam
    – Odak noktası Rah’la çifte şokta olduğu gibi cevap veriyorum
    Trzęsieniem ziemi… Drgania w epicentrum
    – Deprem… Merkez üssündeki dalgalanmalar
    PFK jak dwa akceleratory na Pentium
    – Pentium’da iki hızlandırıcı olarak PFK

    PFK squad!
    – PFK Ekibi!
    Squad, squad!
    – Bölük, bölük!
    W pełnej gotowości
    – Tamamen hazır
    Znów zagości
    – Tekrar
    W twojej miejscowości
    – Şehrinizde
    Aha
    – Evet, evet
    PFK squad!
    – PFK Ekibi!
    Squad, squad!
    – Bölük, bölük!
    W pełnej gotowości
    – Tamamen hazır
    Znów zagości
    – Tekrar
    W twojej miejscowości
    – Şehrinizde
    Aha
    – Evet, evet
    PFK squad!
    – PFK Ekibi!
    Squad, squad!
    – Bölük, bölük!
    W pełnej gotowości
    – Tamamen hazır
    Znów zagości
    – Tekrar
    W twojej miejscowości, a…
    – Köyünüzde, ha…

    W pełnej gotowości…
    – Tamamen hazır…
    W pełnej gotowości…
    – Tamamen hazır…
    W pełnej gotowości…
    – Tamamen hazır…
    W pełnej gotowości…
    – Tamamen hazır…
  • Mata – </3 Lehçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Mata – </3 Lehçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Złamane serce na pół
    – Kırık kalp ikiye bölündü
    Teraz po jednej części mam dla dwóch suk
    – Şimdi her seferinde bir parçam iki orospuya sahibim
    Posklejasz je, rozklei się i tak
    – Sen onları yapıştırıyorsun, yine de ayrılıyorlar.
    Za parę lat może ukradniesz mi je znów
    – Birkaç yıl sonra belki onları benden tekrar çalabilirsin
    Ale już nigdy całego, wbiłaś mi szpilkę w całego
    – Ama bir daha asla, bana her şeye bir iğne soktun

    Muszę iść na siłkę, dlatego że ostatni raz
    – Savaşa girmem gerekiyor çünkü son kez
    Jak mi suka zrobiła coś złego, to była nauka przed
    – Orospu benim için nasıl yanlış bir şey yaptı, bu daha önce bir eğitimdi
    Tym razem, tatuaże mamy wspólne
    – Bu sefer ortak dövmelerimiz var
    Twój obrazek malowałem, dziś go zrzucę w twoją trumnę
    – Senin resmini çizdim, bugün onu tabutuna atacağım
    Myślałem, że nie chcesz tej biżu, teraz muszę rozjebać pomnik ze spiżu
    – Bu mücevheratı istemediğini sanıyordum, şimdi kilerdeki anıtı yıkmam gerekiyor.

    W radio nie grają hatesongów, więc chcę się zakochać
    – Radyoda hatesongs oynamıyor, bu yüzden aşık olmak istiyorum
    Po to by znowu zrobić psikus
    – Tekrar şaka yapmak için
    Chcę się zakochać znów, bo na odwyku nie jest wesoło
    – Tekrar aşık olmak istiyorum çünkü rehabilitasyonda hiç eğlenceli değil
    Nie chcę narkotyków, chcę wykupić koło
    – Uyuşturucu istemiyorum, bir tekerlek almak istiyorum
    I domy tych typów
    – Ve bu tiplerin evleri

    Złamane, oh, złamane, oh
    – Kırık, oh, kırık, oh
    Yeah
    – Evet

    Złamane serce na pół
    – Kırık kalp ikiye bölündü
    Teraz po jednej części mam dla dwóch suk
    – Şimdi her seferinde bir parçam iki orospuya sahibim
    Posklejasz je, rozklei się i tak
    – Sen onları yapıştırıyorsun, yine de ayrılıyorlar.
    Za parę lat może ukradniesz mi je znów
    – Birkaç yıl sonra belki onları benden tekrar çalabilirsin
    Ale już nigdy całego
    – Ama artık hepsi değil

    Dlaczego?
    – Neden?
    Trzy dni nie wychodzę z prezydenckiego
    – Üç gündür cumhurbaşkanlığından ayrılmadım
    She’s from Italia, jebać solaria
    – İtalya’dan geliyor, solaryumu sikeyim
    Chcę czegoś prawdziwego
    – Gerçek bir şey istiyorum
    Chcę bachanalia, ale masz być nienamacalna
    – Ben alem istiyorum ama senin maddi olmayan olman gerekiyor
    Bo hasta luego
    – Bo hasta luego
    Nie powiem ci mówią mi, że to coś niemożliwego
    – Sana söylemeyeceğim bana bunun imkansız bir şey olduğunu söylüyorlar
    Lecz nie znam takiego słowa, chuja wbijam, więc
    – Ama ben böyle bir kelime bilmiyorum, lanet olası sürüyorum, o yüzden
    Jest wszystko jak ja chce, czuję się jak młody Yachty
    – İstediğim her şey var, kendimi genç bir yat gibi hissediyorum
    Przedwczoraj robiłem sąsiadkę, a jutro zrobię mulatkę
    – Dünden önceki gün komşumu yaptım ve yarın bir melez yapacağım
    Nie-nie lubię się przytulać
    – Hayır-sarılmayı sevmiyorum
    Oglądaj Mulan z lamusem za rękę, albo już chodź tu do chuja
    – Mulan ve Lamus’un elini tutmasını izle ya da cehenneme git
    Za dwadzieścia lat mogłabyś być z prezydentem
    – Yirmi yıl sonra başkanla birlikte olabilirsin.
    Więc czemu już dziś go otrułaś
    – O zaman neden bugün onu zehirledin?

    Wiem, że zasługiwałem na tę zemstę, lecz nie aż tak, nie aż tak
    – Bu intikamı hak ettiğimi biliyorum, ama öyle değil, öyle değil
  • Daniel Kvammen – Guta Som Gret Norveççe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Daniel Kvammen – Guta Som Gret Norveççe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Han var født inni stormen
    – Fırtınada doğdu.
    Kunne aldri snu
    – Asla dönemezdim
    Han var prinsen av sjarmen
    – O cazibenin Prensiydi.
    Av tvil og tru
    – Şüphe ve inanç
    Det var han som sto på toppen
    – En üstte duran oydu
    Skulle rive alt ned
    – Her şeyi yıkmalı
    Åhå, guta som gret
    – Ağlayan çocuk

    Og, han kunne sloss og han kunne danse
    – Dövüşebilir ve dans edebilirdi.
    Kunne elske som få
    – Bu kadar az sevebilir miyim
    Han var rykte på bygde
    – İnşa ettiği söyleniyordu.
    Han var dagen derpå
    – O ertesi gün oldu
    Og dei andre kunne prate
    – Ve diğerleri konuşabilirdi
    Det måtte finnas meir
    – Daha fazlası olmalıydı
    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk
    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk

    Ein kan gå så langt
    – Şimdiye kadar gidebilirsin
    Så langt at ein ikkje finn fred
    – Öyle ki huzur bulamıyorsun.
    For vegen er krokut
    – Yol için krokut
    Og lengre enn du kan tenke deg
    – Ve hayal edebileceğinden daha uzun

    Men eg lovar det finns ein sjans til
    – Ama söz veriyorum bir şans daha var
    Om du berre tørr så skal me nok få det til
    – Eğer kuruysan, başaracağım.

    Det var han du aldri gløymde
    – Hiç unutmadığın oydu.
    Han var hard som stein
    – Taş gibi sertti.
    Han var raskare enn skuggen
    – Gölgeden daha hızlıydı.
    Han var Boys don’t cry
    – O erkekti ağlama
    Det var han du aldri trudde
    – Hiç inanmadığın oydu.
    Skulle krype på kne
    – Dizlerinin üzerinde sürünmeli
    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk
    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk

    Ein kan gå seg bort
    – Biri yürüyüp gidebilir
    Så bort i alt som finns til
    – Var olan her şeyden uzak durun.
    For vegen er krokut
    – Yol için krokut
    Og lengre enn du kan tenke deg
    – Ve hayal edebileceğinden daha uzun

    Men eg lovar det finns ein sjans til
    – Ama söz veriyorum bir şans daha var
    Om du berre tørr så skal me nok få det til
    – Eğer kuruysan, başaracağım.

    Når du har brent alle bruer
    – Bütün köprüleri yaktığın zaman
    Og horisonten er alt som er igjen
    – Ve ufuk geriye kalan tek şey
    Når du står midt i stormen
    – Bir fırtınanın ortasındayken
    Der du ikkje ser forskjell på tårer
    – Gözyaşları arasındaki farkı anlayamadığın yerde
    På tårer og regn
    – Gözyaşları ve yağmurda

    Eg lovar eg det finns ein sjans til
    – Söz veriyorum bir şansım daha var
    Om du berre tørr så skal me nok få det
    – Eğer kuruysan, alırım.
    Så skal me nok få det til
    – O zaman ben alırım.

    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk
    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk
    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk
    Åhå guta som gret
    – Ağlayan çocuk
  • Alex Clare – Addicted To Love İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Alex Clare – Addicted To Love İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Your lights are on, but you’re not home
    – Işıkların yanıyor ama evde değilsin.

    Your mind is not your own
    – Aklın senin değil
    Your heart sweats, your body shakes
    – Kalbin terliyor, vücudun titriyor
    Another kiss is what it takes
    – Başka bir öpücük ne alır
    You can’t sleep, you can’t eat
    – Uyuyamıyorsun, yemek yiyemiyorsun.
    There’s no doubt, you’re in deep
    – Hiç şüphe yok, derinlerdesin.
    Your throat is tight, you can’t breathe
    – Boğazın sıkı, nefes alamıyorsun.
    Another kiss is all you need
    – Tek ihtiyacın olan başka bir öpücük
    Ohh oohh
    – Ohh oohh
    You like to think that you’re immune to the stuff… oh yeah
    – Bu şeylere karşı bağışık olduğunu düşünmeyi seviyorsun… oh evet

    It’s closer to the truth to say you can’t get enough
    – Yeterince alamadığını söylemek gerçeğe daha yakın
    You know you’re gonna have to face it
    – Bununla yüzleşmek zorunda kalacağını biliyorsun.
    You’re addicted to love
    – Aşka bağımlısın.
    You see the signs, but you can’t read
    – İşaretleri görüyorsun ama okuyamıyorsun.

    You’re runnin’ at a different speed
    – Farklı bir hızda koşuyorsun.
    You heart beats in double time
    – Kalbin iki kez atıyor
    Another kiss and you’ll be mine, a one track mind
    – Başka bir öpücük ve sen benim olacaksın, tek parça bir zihin
    You can’t be saved
    – Kurtarılamazsın.
    Oblivion is all you crave
    – Özlem Duyduğun tek şey unutulmak
    If there’s some left for you
    – Eğer senin için biraz kaldıysa
    You don’t mind if you do
    – Eğer sakıncası yoksa
    Ohh oohh
    – Ohh oohh
    You like to think that you’re immune to the stuff
    – Bu şeylere karşı bağışık olduğunu düşünmeyi seviyorsun.

    It’s closer to the truth to say you can’t get enough
    – Yeterince alamadığını söylemek gerçeğe daha yakın
    You know you’re gonna have to face it
    – Bununla yüzleşmek zorunda kalacağını biliyorsun.
    You’re addicted to love
    – Aşka bağımlısın.
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın

    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Your lights are on, but you’re not home
    – Işıkların yanıyor ama evde değilsin.

    Your will is not your own
    – İradeniz size ait değil
    Your heart sweats and teeth grind
    – Kalbin terliyor ve dişlerin gıcırdıyor
    Another kiss and you’ll be mine
    – Bir öpücük daha ve sen benim olacaksın
    Ohh oohh
    – Ohh oohh
    You like to think that you’re immune to the stuff
    – Bu şeylere karşı bağışık olduğunu düşünmeyi seviyorsun.

    It’s closer to the truth to say you can’t get enough
    – Yeterince alamadığını söylemek gerçeğe daha yakın
    You know you’re gonna have to face it
    – Bununla yüzleşmek zorunda kalacağını biliyorsun.
    You’re addicted to love
    – Aşka bağımlısın.
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
    Might as well face it, you’re addicted to love
    – Kabul etsen iyi olur, aşka bağımlısın
  • Junior H & Ovi – Cologne İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Junior H & Ovi – Cologne İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Hey
    – Hey
    Hey hey
    – Hey hey
    Hey hey
    – Hey hey
    Ya, ya no puedo verte
    – Evet, artık seni göremiyorum.
    Una vez más me fallo la suerte (Uh)
    – Bir kez daha şansımı özlüyorum (Uh)
    Yo no fui y me aleje de ti
    – Gitmedim ve senden uzaklaştım
    Yo sabia que eso no era para mi (Ya)
    – Bunun benim için olmadığını biliyordum (artık)
    Anda dime esto es un “come y vete”
    – Git bana bunun bir “ye ve git” olduğunu söyle.
    Ya no llores porque nada sientes
    – Artık ağlama çünkü hiçbir şey hissetmiyorsun
    Aun que por dentro me muera pero en fin
    – İçinde ölmeme rağmen ama sonunda
    Solo quieres divertirte y no es así
    – Sadece eğlenmek istiyorsun ve istemiyorsun

    Y hoy cuando la noche caiga y ya no este yo
    – Ve bugün gece çöktüğünde ve bu artık ben değilim
    Las llamadas que entran se van pal buzón
    – Gelen aramalar posta kutusuna gider
    Baby como dañaste mi corazón
    – Bebeğim kalbimi nasıl incittin
    Pero es tarde ya no tengo ganas
    – Ama geç oldu artık öyle hissetmiyorum
    Soy que a mi me lleva mientras corre el reloj
    – Saat işlerken beni alan benim.
    Mentí las fotos aun están en mi phone
    – Yalan söyledim fotoğraflar hala telefonumda
    Como tonto me huelo todo el cologne
    – Bir aptal gibi tüm kolonyayı kokluyorum
    Baby que siempre tú te llevabas
    – Her zaman aldığın bebeğim

    ¿Ves?
    – Gördün mü?
    Yo lo sabia que si te creía, caía otra vez yeah
    – Sana inanırsam tekrar düşeceğimi biliyordum evet
    Cambie de cel por si llamas no tenerte que responder
    – Cevap vermek zorunda kalmamak için aramanız durumunda cel’yi değiştirin
    Me la paso oliendo esa colonia si te puedo volver a ver
    – Seni bir daha görebilirsem zamanımı o kolonyayı koklayarak geçireceğim.
    Que éramos diferentes eso pensé
    – Farklı olduğumuzu düşündüm.
    Pero junto a mi vete ya lo se
    – Ama yanımda git, zaten biliyorum

    Prendo uno pa olvidarte pero cuando fumo
    – Seni unutmak için birini yakıyorum ama sigara içtiğimde
    El humo me recuerda a ti
    – Duman bana seni hatırlatıyor
    De todas las veces que te hice mía
    – Seni benim yaptığım tüm zamanların
    Mientras lo prendía eso me hacía feliz
    – Onu açarken bu beni mutlu etti
    Ahora la cama vacía me hace compañía porque tu no estas aquí
    – Şimdi boş yatak bana eşlik ediyor çünkü sen burada değilsin
    Yo no se ni para que creí en ti
    – Sana neden inandığımı bile bilmiyorum.
    El amor no existe contigo aprendí
    – Aşk seninle olmaz.

    Hoy cuando la noche caiga y ya no este yo
    – Bugün gece çöktüğünde ve bu artık ben değilim
    Las llamadas que entran se van pal buzón
    – Gelen aramalar posta kutusuna gider
    Baby como dañaste mi corazón
    – Bebeğim kalbimi nasıl incittin
    Pero es tarde ya no tengo ganas
    – Ama geç oldu artık öyle hissetmiyorum
    Soy que a mi me lleva mientras corre el reloj
    – Saat işlerken beni alan benim.
    Mentí las fotos aun están en mi phone
    – Yalan söyledim fotoğraflar hala telefonumda
    Como tonto me huelo todo el cologne
    – Bir aptal gibi tüm kolonyayı kokluyorum
    Baby que siempre tú te llevabas
    – Her zaman aldığın bebeğim

    ¿Cómo te fue?, ¿cómo te van?
    – Nasıl geçti?, nasılsın?
    Ni yo me entiendo mija la verdad
    – Mija’yı gerçeği bile anlamıyorum.
    Vi que llamaste en la madrugada
    – Sabahın çiş saatlerinde aradığını gördüm.
    Cómo se siente fría hasta tu cama, llegale
    – Yatağına kadar nasıl üşüyor, onu al
    A lo mejor me extraña
    – Belki beni özlüyor
    Llámame, mirémonos mañana, llámale
    – Beni ara, yarın buluşalım, onu ara
    Háblale no nos vemos mañana, perdóname
    – Onunla konuş, yarın görüşmeyelim, affet beni.
    Pero hay veces que recuerdo
    – Ama hatırladığım zamanlar var
    Que tu no das mas por mí
    – Benim için daha fazlasını vermediğini
    Sigo aquí pensando como al diablo conocí
    – Hala burada tanıştığım cehennem gibi düşünüyorum

    Pa la madrugada
    – Pa sabahın erken saatlerinde
    Tus fotos mirarlas
    – Fotoğraflarınız onlara bakıyor
    Dime que me extrañas
    – Beni özlediğini söyle
    Pierdo el control y caigo en tus nalgas
    – Kontrolü kaybediyorum ve kalçalarına düşüyorum
    Chiquita ya llegamos justo al fin
    – Chiquita biz sadece sonunda geldik
    Nos vamos despidiendo todo el fin
    – Sonuna kadar veda ediyoruz
    No te extrañaré lo juro
    – Seni özlemeyeceğim Yemin ederim
    Al fin se irá todo el dolor confía en mi
    – Sonunda tüm acılar geçecek inan bana
    Y si nos volvemos a ver
    – Ve eğer tekrar karşılaşırsak
    Cantando en la barra aquel ese puto verso te amé
    – Barda şarkı söylemek seni sevdiğim ayeti
    No lo valoraste porque
    – Buna değer vermedin çünkü

    Hoy cuando la noche caiga y ya no este yo
    – Bugün gece çöktüğünde ve bu artık ben değilim
    Las llamadas que entran se van pal buzón
    – Gelen aramalar posta kutusuna gider
    Es Junior H
    – Bu Junior H
    Ovi la letra muda
    – Ovi sessiz mektup
    Baby como dañaste mi corazón pero es tarde ya no
    – Bebeğim kalbimi nasıl incittin ama artık geç değil