Yazar: Çevirce

  • Mikail Aslan – Elqajiyê Zulu Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Mikail Aslan – Elqajiyê Zulu Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Elqajiye elqajiye
    – Elgazi, elgazi
    Wiy lemıne elqajiye
    – Ah elgazi
    Ererê mawa to zalıma
    – Kız anan zalimdir senin
    Piyê to ra ez rajiyo
    – Babandan ise razıyım ben
    Wiy lemıne derdo derdo
    – Ah dert dert
    Derdê to zerê mı werdo
    – Derdin içimi yedi benim

    Derd persena derdê yari
    – Dert sorarsan yâr derdidir
    To se kena persê sari
    – Ne sorarsın elin derdini
    Ererê mı vake bê şime
    – Kız dedim ki gel gidelim
    To çaye dina ma re kerde tari
    – Neden dünyamızı kararttın

    Wiy lemıne derdo derdo
    – Ah dert dert
    Derde to zerê mı werdo
    – Derdin içimi yedi benim

  • Pixie Lott – Apologize İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Pixie Lott – Apologize İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I’m holding on your rope
    – Seni halatlarından tutuyorum

    Got me ten feet off the ground
    – Yerden on adım yükseldim

    And I’m hearing what you say
    – Ve ne söylediğini duyuyorum

    But I just can’t make a sound
    – Ama ses çıkaramıyorum

    You tell me that you need me
    – Bana ihtiyacın olduğunu söylüyorsun

    Then you go and cut me down
    – Sonra gidiyor ve beni deviriyorsun

    But wait…
    – Ama bekle…

    You tell me that you’re sorry
    – Bana üzgün olduğunu söylüyorsun

    Didn’t think I’d turn around and say..
    – Dönüp de sana şöyle söyleyeceğimi düşünmedin mi

    That it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç, çok geç

    I said it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç dedim, çok geç

    I’d take another chance, take a fall, take a shot for you
    – Bir şansım daha olurdu, düşerdim, sana bir el ateş ederdim

    And I need you like a heart needs a beat
    – Ve kalbin atışa ihtiyacı olduğu gibi sana ihtiyacım var şimdi

    (But that’s nothing new)
    – (Ama bu yeni bir şey değil)
    Yeah yeah
    – Evet evet

    I loved you with a fire red, now it’s turning blue
    – Seni harlı bir ateş gibi sevdim, ama şimdi o ateş sönüyor

    And you say
    – Ve diyorsun ki

    Sorry like the angel heaven let me think was you
    – Üzgünüm, seni bir melek, bir cennet gibi düşüneyim

    But I’m afraid
    – Ama üzgünüm

    That it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç, çok geç

    I said it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç dedim, çok geç

    Woahooo woah
    – Woahooo woah

    That it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç, çok geç

    I said it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç dedim, çok geç

    I said it’s too late to apologize, yeah yeah
    – Özür dilemek için çok geç dedim

    I said it’s too late to apologize, a yeah
    – Özür dilemek için çok geç dedim

    I’m holding on your rope
    – Seni halatlarından tutuyorum

    Got me ten feet off the ground
    – Yerden on adım yükseldim

  • Timbaland – Apologize Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Timbaland – Apologize Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I’m holding on your rope,
    – Senin ipinle kuyuya iniyorum

    Got me ten feet off the ground
    – Beni yerin on santim dibine götürdün

    And I’m hearing what you say but I just can’t make a sound
    – Ve ben senin dediklerini duyuyorum ama ses çıkaramıyorum

    You tell me that you need me
    – Bana ihtiyacın olduğunu söyle

    Then you go and cut me down, but wait
    – Ondan sonra git ve beni parçala, ama bekle

    You tell me that you’re sorry
    – Bana üzgün olduğunu söyle

    Didn’t think I’d turn around, and say…
    – Altüst olacağımı düşünmemiştim, ve de ki…

    that it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için artık çok geç, çok geç

    I said it’s too late to apologize, it’s too late
    – Ben demiştim özür dilemek için artık çok geç olduğunu

    I’d take another chance, take a fall
    – Bir şans daha vereceğim, kendime en iyisini ayıracağım

    Take a shot for you
    – Senin için son bir adım daha atacağım

    And I need you like a heart needs a beat
    – Ve kalbin atmaya ihtiyacı olduğu gibi sana muhtacım ben

    But it’s nothing new – yeah
    – Ama bu yeni birşey değil – evet

    I loved you with the a fire red-
    – Ben seni içimde alev alev yanan bir ateşle sevdim

    Now it’s turning blue, and you say…
    – Şimdi o alev maviye dönüyor, ve sen diyorsun ki

    “Sorry” like the angel
    – Özür dilerim tıpkı melek gibi

    Heaven let me think was you
    – Aklımı başıma getiren o cennet sendin

    But I’m afraid…
    – Ama korkuyorum…

    It’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç, çok geç

    I said it’s too late to apologize, it’s too late whoaa ohhh…
    – Özür dilemek için çok geç olduğunu demiştim..

    It’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç, çok geç

    I said it’s too late to apologize, it’s too late
    – Özür dilemek için çok geç olduğunu söylemiştim

    I said it’s too late to apologize, yeah
    – Özür dilemek için çok geç olduğunu söylemiştim, evet

    I said it’s too late to apologize, yeah-
    – Özür dilemek için çok geç olduğunu söylemiştim, evet

    I’m holding on your rope, got me ten feet… off the ground…
    – Senin ipinle kuyuya iniyorum, beni yerin on metre altına götürdün…

  • Apocalypse – Cigarettes After Sex Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Apocalypse – Cigarettes After Sex Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    You leapt from crumbling bridges watching cityscapes turn to dust
    – Şehir manzaralarının toza dönüşmesini izleyerek çökmekte olan köprülerden atladın
    Filming helicopters crashing in the ocean from way above
    – Yukarıdan okyanusa düşen helikopterleri filme alıyor

    Got the music in you baby,
    – İçinde müzik var bebeğim
    Tell me why
    – Nedenini söyle
    Got the music in you baby,
    – İçinde müzik var bebeğim
    Tell me why
    – Nedenini söyle
    You’ve been locked in here forever & you just can’t say goodbye
    – Sonsuza kadar burada kilitli kaldın ve hoşçakal diyemezsin

    Kisses on the foreheads of the lovers wrapped in your arms
    – Kollarına sarılı aşıkların alnına öpücükler
    You’ve been hiding them in hollowed out pianos left in the dark…
    – Onları karanlıkta bırakılan oyuk piyanolarda saklıyorsunuz …

    Your lips,
    – Dudakların,
    My lips,
    – Benim dudaklarım,
    Apocalypse
    – Kıyamet

    Go & sneak us through the rivers,
    – Git ve bizi nehirlerden geçir
    Flood is rising up on your knees
    – Sel dizlerinin üzerinde yükseliyor
    Oh please…
    – Oh lütfen …
    Come out & haunt me
    – Dışarı çık ve beni rahatsız et
    I know you want me
    – Beni istediğini biliyorum
    Come out & haunt me
    – Dışarı çık ve beni rahatsız et

    Sharing all your secrets with each other since you were kids
    – Çocukluğunuzdan beri tüm sırlarınızı birbirinizle paylaşmak
    Sleeping soundly with the locket that she gave you clutched in your fist…
    – Sana verdiği madalyonla yumruğunda sıkıca uyumak …

    When you’re all alone
    – Yapayalnızken
    I will reach for you
    – Sana ulaşacağım
    When you’re feeling low
    – Kendini kötü hissettiğinde
    I will be there too
    – Bende orada olacağım

  • Eleftheria Eleftheriou – Aphrodisiac Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Eleftheria Eleftheriou – Aphrodisiac Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I gotta say
    – Söylemeliyim
    What’s on my mind
    – Aklımda olanı
    When I’m with you
    – Seninle birlikteyken
    I feel alright
    – Kendimi iyi hissediyorum

    You call me baby
    – Bana bebek diyorsun
    We spend the night
    – Geceyi geçiyoruz
    I’m so addicted
    – O kadar bağımlıyım ki
    I feel alive
    – Yaşadığımı hissediyorum

    Over and over I’m falling
    – Tekrar ve tekrar aşık oluyorum

    You make me dance dance like a maniac
    – Bana dans ettiriyorsun, deliler gibi dans ettiriyorsun
    You make me want your aphrodisiac
    – Afrodizyakından istememi sağlıyorsun

    I think about you all the time
    – Sürekli seni düşünüyorum
    I just can’t get you of my mind
    – Aklımdan çıkaramıyorum
    You drive me crazy, you drive me wild
    – Beni deli ediyorsun, çılgın ediyorsun
    You’re so addictive, there’s no way out
    – Sana çok bağımlıyım, çıkış yolu yok

    Over and over I’m falling
    – Tekrar ve tekrar aşık oluyorum

    You make me dance dance like a maniac
    – Bana dans ettiriyorsun, deliler gibi dans ettiriyorsun
    You make me want your aphrodisiac
    – Afrodizyakından istememi sağlıyorsun

    I’m craving for your touch
    – Dokunman için yalvarıyorum
    I want it way too much
    – Çok fazla istiyorum
    I’m craving for your touch
    – Dokunman için yalvarıyorum
    Too much
    – Çok fazla

    Over and over I’m falling
    – Tekrar ve tekrar aşık oluyorum

    You make me dance dance like a maniac
    – Bana dans ettiriyorsun, deliler gibi dans ettiriyorsun
    You make me want your aphrodisiac
    – Afrodizyakından istememi sağlıyorsun

  • The Carters – Apeshıt Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    The Carters – Apeshıt Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet
    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet
    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet
    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet
    Stack my money fast and go (fast, fast, go)
    – Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
    Fast like a Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
    – Lambo gibi hızlı
    I be jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
    – Sahneden aşağı zıplayacağım, ho (zıplıyorum, zıplıyorum, hey, hey)
    Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
    – Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
    I can’t believe we made it (this is what we made, made)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
    This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
    – Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
    I can’t believe we made it (this a different angle)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
    Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
    – Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
    Gimme my check, put some respeck on my check
    – Benim kontrolümü ver, kontrolüme biraz saygı koy
    Or pay me in equity, pay me in equity
    – Ya da net değerimi ver, net değerimi ver
    Watch me reverse out of debt (skrrt)
    – Borcumdan dışarı çıkarken izle beni
    He got a bad bitch, bad bitch
    – O kötü bir sürtük aldı, kötü sürtük
    We livin’ lavish, lavish
    – Savurgan olarak yaşıyoruz, savurgan
    I got expensive fabrics
    – Pahalı kıyafetlerim var
    I got expensive habits
    – Pahalı alışkanlıklarım var
    He wanna go with me (go with me)
    – Benimle gitmek istiyor (benimle gitmek)
    He like to roll the weed (roll the weed)
    – Ot sarmayı seviyor (otu sar)
    He wanna be with me (be with me)
    – Benimle olmak istiyor (benimle ol)
    He wanna give me that vitamin D (D!)
    – Bana o vitamin D’yi vermek istiyor
    Ice ornaments, icy style tournaments (woo)
    – Buz süslemeleri, buz tipi turnuvalar (woo)
    You ain’t on to this (no)
    – Bunun üzerinde olmayacaksın (hayır)
    Don’t think they on to this (no)
    – Onların bunun üzerinde olduğunu düşünmüyorum (hayır)

    (Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
    – Evet, evet, evet, evet, evet, evet
    Bought him a jet
    – Ona bir jet aldım
    (Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
    – Evet, evet, evet, evet, evet, evet
    Shut down Colette
    – Colette’i sustur
    (Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
    – Evet, evet, evet, evet, evet, evet
    Phillippe Patek
    – Phillippe Patek
    (Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah)
    – Evet, evet, evet, evet, evet, evet
    Get off my dick (uh, hey)
    – Sikimden defol
    Gimme the ball, gimme the ball, take the top shift (ball)
    – Bana topu ver, topu ver, üst değişimi al (top)
    Call my girls and put ’em all on a spaceship (brr)
    – Kızlarımı ara ve onların hepsini bir uzay aracına koy
    Hang one night with Yoncé, I’ll make you famous (hey)
    – Bir gece Yonce ile takıl, seni ünlü yapacağım

    Have you ever seen the stage goin’ apeshit? Rah!
    – Sen hiç sahnenin çıldırdığını gördün mü?
    Stack my money fast and go (fast, fast, go)
    – Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
    Fast like my Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
    – Lambom gibi hızlı
    Jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
    – Sahneden aşağı atlıyorum (zıplıyorum, zıplıyorum, hey)
    Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
    – Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
    I can’t believe we made it (this is what we made, made)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
    This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
    – Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
    I can’t believe we made it (this a different angle)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
    Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? (Offset!)
    – Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
    I’m a gorilla in the fuckin’ coupe
    – Siktiğim spor arabasında bir gorilim
    Finna pull up in the zoo
    – Hayvanat bahçesinde tırmanacağım
    I’m like Chief Keef meet Rafiki—who been lyin’ “King” to you?
    – Rafiki ile tanışan Şef Keef gibiyin- sana “kral” diyerek yalan söyleyen kimdi?
    Pocket, watch it, like kangaroos
    – Cep, izle, aynı kangurular gibi
    Tell these clowns we ain’t amused
    – O palyaçara söyleyin etkilenmedik
    ‘Nana clips for that monkey business, 4-5 got change for you
    – Nine bu maymun işi için kelepçeler, 4-5 senin için değişti (?)
    Motorcade when we came through
    – Geldiğimizdeki konvoy
    Presidential with the planes too
    – Uçaklar ile başkanlıkta
    One better get you with the residential
    – Biri seni oturmaya elverişli bir tanesi ile alsa iyi olur
    Undefeated with the cane too
    – Sopa ile de yenilmez

    I said no to the Super Bowl: you need me, I don’t need you
    – Super Bowl’a hayır dedim: sizin bana ihtiyacınız var, benim size ihtiyacım yok
    Every night we in the endzone, tell the NFL we in stadiums too
    – Her gece son dilimindeyiz, NFL’e söyle biz de stadyumlardayız
    Last night was a fuckin’ zoo
    – Geçen gece tam bir hayvanat bahçesiydi
    Stagedivin’ in a pool of people
    – Havuz dolu insanın içinde stage-diving
    Ran through Liverpool like a fuckin’ Beatle
    – Liverpool’da baştan başa koştuk tıpkı siktiğim bir Beatle gibi
    Smoke gorilla glue like it’s fuckin’ legal
    – Goril yapıştırıcısı iç sanki siktiğim şeyi yasalmış gibi
    Tell the Grammy’s fuck that 0 for 8 shit
    – Grammy’e söyle 8 için o 0’ı sikeyim (?)
    Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? (Rah)
    – Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
    Stack my money fast and go (fast, fast, go)
    – Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
    Fast like my Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
    – Lambom gibi hızlı
    Jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
    – Sahneden aşağı atlıyorum (zıplıyorum, zıplıyorum, hey)
    Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
    – Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
    I can’t believe we made it (this is what we made, made)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
    This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
    – Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
    I can’t believe we made it (this a different angle)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
    Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
    – Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
    Haters in danger (dangerous)
    – Nefret edenler tehlikede (tehlikeli)
    Whole lot of gangin’ (gang)
    – Hepsi bir çok iş birliği (çete)
    35 chains (chains, chains)
    – 35 zincir (zincir, zincir)
    I don’t give a damn ’bout the fame (nope)
    – Ünlü olmak umrumda değil (hayır)
    G8 planes (tshh, tshh)
    – G8 uçakları
    Alexander Wang (woo!)
    – Alexander Wang
    She a thot that you claim (woo!)
    – O senin istediğin bir sürtük
    Can’t be toppin’ my reign (c’mon, c’mon, c’mon)
    – Benim saltanatımın başına geçemezsin (hadi, hadi, hadi)
    Poppin’, I’m poppin’, my bitches all poppin
    – Patlıyorum, patlıyorum, sürtüklerimin hepsi patlıyor
    We go to the dealer and cop it all (cop it all)
    – Satıcıya gidiyoruz ve hepsini aşırıyoruz (hepsini aşır)
    Sippin’ my favorite alcohol (alcohol)
    – En sevdiğim alkolü yudumluyorum (alkol)
    Got me so lit, I need Tylenol (Tylenol)
    – Beni çok sarhoş etti, Tylenol’e ihtiyacım var
    All of my people, I free ’em all (free ’em all)
    – Tüm insanlarım, hepsini özgür bırakıyorum
    Hop in the whip, wanna see the stars
    – Kamçıya binin, yıldızları görmek istiyorum
    Sendin’ the missiles off, drinkin’ my inhibitions off
    – Mermileri gönderiyorum, kısıtlamalarımı gönderiyorum
    250 for the Richard Mille, yeah yeah, live in a field
    – Richard Mille için 250, evet evet, bir sahada yaşıyor
    My body make Jigga go kneel
    – Vücudum Jiggayı diz çöktürür
    Man, my momma, my lawyer, my shield
    – Adamım, annem, avukatım, kalkanım
    Look at my jewelry, I’m lethal (lethal)
    – Mücevherime bak, ben öldürücüyüm
    These diamonds on me, they see-through (see-through)
    – Üzerimdeki bu pırlantalar, onlar ötesini görür
    I’m a Martian, they wishin’ they equal (equal)
    – Ben bir Marslıyım, onlar eşit olmayı diler
    I got M’s on the back like Evisu
    – Arkada Evisu gibi param var

    Gimme the paw, gimme the ball, take a top shift (she went crazy)
    – Bana pati ver, topu ver, üst değişimi al (çılgına döndü)
    Call my girls and put ’em all on a spaceship
    – Kızlarımı ara ve onların hepsini bir uzay aracına koy
    Hang one night with Yoncé, I’ll make you famous
    – Bir gece Yonce ile takıl, seni ünlü yapacağım
    Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
    – Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
    Stack my money fast and go (fast, fast, go)
    – Paramı çabuk istifle ve git (çabuk, çabuk, git)
    Fast like a Lambo (skrrt, skrrt, skrrt)
    – Lambo gibi hızlı
    I be jumpin’ off the stage, ho (jumpin’, jumpin’, hey, hey)
    – Sahneden aşağı zıplayacağım, ho (zıplıyorum, zıplıyorum, hey, hey)
    Crowd better savor (crowd goin’ ape, hey)
    – Kalabalık tadını çıkarsa iyi olur (kalabalık maymuna dönecek, hey)
    I can’t believe we made it (this is what we made, made)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (biz bunu yaptık, yaptık)
    This is what we’re thankful for (this is what we thank, thank)
    – Biz buna müteşekkiriz (bu teşekkür ettiğimiz, teşekkür ettiğimiz şey)
    I can’t believe we made it (this a different angle)
    – Bunu başardığımıza inanamıyorum (bu farklı bir açı)
    Have you ever seen the crowd goin’ apeshit? Rah!
    – Sen hiç kalabalığın çılgına döndüğünü gördün mü?
    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet
    Fast and go
    – Hızlı ve git
    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet, evet, evet
    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet
    Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Evet, evet, evet, evet, evet, evet

  • Evanescence – Anywhere Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Evanescence – Anywhere Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Dear my love, haven’t you wanted to be with me
    – Benim sevgili aşkım, benimle olmak istemedin mi?
    And dear my love, haven’t you longed to be free
    – Ve benim secgili aşkım, özgür olmaya hasret değil miydin
    I can’t keep pretending that I don’t even know you
    – Kim olduğunu bile bilmiyormuş gibi yapmaya devam edemem
    And at sweet night, you are my own
    – Ve bu tatlı gecede ,sen benimsin
    Take my hand
    – Elimi tut

    We’re leaving here tonight
    – Bu gece burdan ayrılıyoruz
    There’s no need to tell anyone
    – Kimseye söylemeye gerek yok
    They’d only hold us down
    – Onlar sadece bizi tutardı
    So by the morning light
    – Bu yüzden gün ışıdığıyla
    We’ll be half way to anywhere
    – Herhangi bir yerin yolunu yarılamış olacağız
    Where love is more than just your name
    – Aşkın adından fazlası olduğu bir yerin

    I have dreamt of a place for you and i
    – Senin ve benim için bir yer düşledim
    No one knows who we are there
    – Orada kim olduğmuzu kimse bilemez
    All I want is to give my life only to you
    – Tek istediğim hayatımı sadece sana vermek
    I’ve dreamt so long I cannot dream anymore
    – O kadar uzun zamandır düşledim ki daha düşleyemiyorum
    Let’s run away, I’ll take you there
    – Hadi kaçalım seni oraya götüreceğim

    We’re leaving here tonight
    – Bu gece burdan ayrılıyoruz
    There’s no need to tell anyone
    – Kimseye söylemeye gerek yok
    They’d only hold us down
    – Onlar sadece bizi tutardı
    So by the morning light
    – Bu yüzden gün ışıdığıyla
    We’ll be half way to anywhere
    – Herhangi bir yerin yolunu yarılamış olacağız
    Where love is more than just your name
    – Aşkın adından fazlası olduğu bir yerin

    Forget this life
    – Unut bu hayatı
    Come with me
    – Benimle gel
    Don’t look back you’re safe now
    – Arkana bakma, şimdi güvendesin
    Unlock your heart
    – Kalbini aç
    Drop your guard
    – Gardını düşür
    No one’s left to stop you
    – Seni durduracak kimse kalmadı

    Forget this life
    – Unut bu hayatı
    Come with me
    – Benimle gel
    Don’t look back you’re safe now
    – Arkana bakma, şimdi güvendesin
    Unlock your heart
    – Kalbini aç
    Drop your guard
    – Gardını düşür
    No one’s left to stop you
    – Seni durduracak kimse kalmadı

    We’re leaving here tonight
    – Bu gece burdan ayrılıyoruz
    There’s no need to tell anyone
    – Kimseye söylemeye gerek yok
    They’d only hold us down
    – Onlar sadece bizi tutardı
    So by the morning light
    – Bu yüzden gün ışıdığıyla
    We’ll be half way to anywhere
    – Herhangi bir yerin yolunu yarılamış olacağız
    Where love is more than just your name …
    – Aşkın adından fazlası olduğu bir yerin…

  • Passenger – Anywhere Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Passenger – Anywhere Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    If you get out on the ocean
    – Okyanustan çıkarsan
    If you sail out on the sea
    – Eğer denizde yelken açarsan
    If you get up in the mountains
    – Dağlarda kalkarsan
    If you go climbing on trees
    – Eğer ağaçlara tırmanmaya gidersen
    Oh or through every emotion
    – Oh ya da her duyguyla
    When you know that they don’t care
    – Umursamadıklarını bildiğinde
    Darling, that’s when I’m with you
    – Sevgilim, o zaman seninleyim
    Oh, I’ll go with you anywhere
    – Oh, seninle her yere giderim

    If you get up in a jet plane
    – Bir jet uçağında kalkarsan
    Or down in a submarine
    – Ya da bir denizaltıda
    If you get onto the next train
    – Bir sonraki trene binersen
    To somewhere you never been
    – Hiç olmadığın bir yere
    If you wanna ride in a fast car
    – Hızlı bir arabaya binmek istiyorsan
    And feel the wind in your hair
    – Ve saçında rüzgarı hisset
    Darling just look beside you
    – Sevgilim sadece yanına bak
    Oh, I’ll go with you anywhere
    – Oh, seninle her yere giderim

    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    When the darkest winter comes
    – En karanlık kış geldiğinde
    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    To feel the California sun
    – California güneşini hissetmek için
    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    In the night sounds and it’s true
    – Gece sesleri ve bu doğru
    Oh, I’ll go anywhere with you
    – Oh, seninle her yere gideceğim

    If you get up in the hillside
    – Eğer yamaçta kalkarsan
    If you ride out on the planes
    – Eğer uçaklara binersen
    If you go digging up dirt
    – Eğer toprak kazmaya gidersen
    If you go out dancing in the rain
    – Yağmurda dans ederek dışarı çıkarsan
    If you go chasing in rainbows
    – Eğer gökkuşağında kovalamaya gidersen
    Just to find the gold end there
    – Sadece altın ucunu bulmak için
    Darling just look behind you
    – Sevgilim sadece arkana bak
    Oh I’ll go with you anywhere
    – Oh seninle her yere gideceğim

    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    When the darkest winter comes
    – En karanlık kış geldiğinde
    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    To feel the California sun
    – California güneşini hissetmek için
    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    In the night sounds and it’s true
    – Gece sesleri ve bu doğru
    Oh, I’ll go anywhere with you
    – Oh, seninle her yere gideceğim

    Yeah I’ll go anywhere with you
    – Evet seninle her yere gideceğim

    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    When the darkest winter comes
    – En karanlık kış geldiğinde
    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    To feel the California sun
    – California güneşini hissetmek için
    Oh, and I will be with you
    – Oh, ben seninle olacağım
    In the night sounds and it’s true
    – Gece sesleri ve bu doğru
    Oh, darling I swear I’ll go anywhere with you
    – Oh sevgilim yemin ederim seninle her yere gideceğim

    Oh I’ll go anywhere with you
    – Oh seninle her yere gideceğim
    Oh I’ll go anywhere with you
    – Oh seninle her yere gideceğim
    Oh I’ll go anywhere with you
    – Oh seninle her yere gideceğim
    Oh I’ll go anywhere with you
    – Oh seninle her yere gideceğim

  • Rita Ora – Anywhere Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Rita Ora – Anywhere Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Time flies by when the night is young
    – Gece henüz yeni başlamışken zaman akıp gidiyor
    Daylight shines on an unexposed location (location)
    – Gün ışıkları ışık görmeyen yerlere doğuyor (yerlere)
    Bloodshot eyes lookin’ for the sun
    – Kanlı gözler güneşi arıyor
    Paradise we live in and we call it a vacation (vacation)
    – Cennette yaşıyoruz ve buna tatil diyoruz (tatil)
    You’re painting me a dream that I
    – Beni hiç ait olmadığım bir rüyada
    Would I belong, yeah?
    – Resmediyorsun
    Would I belong, yeah?
    – Resmediyorsun
    Over the hills and far away
    – Tepelerde ve
    A million miles from LA
    – LA’dan milyonlarca kilometre uzaktan
    Just anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    I know we’ve got to get away
    – Kaçmamız gerektiğini biliyorum
    Some place where no one knows our name
    – Kimsenin ismimizi bilmediği bir yere

    We’ll find the start of something new
    – Yeni bir şeylerin başlangıcını bulacağız
    Just take me anywhere
    – Beni nereye olursa olsun götür
    Take me anywhere
    – Nereye olursa olsun götür
    Anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    Just take me anywhere
    – Beni nereye olursa olsun götür
    Take me anywhere
    – Nereye olursa olsun götür
    Anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    Truth comes out when we’re blacking out
    – Kendimizden geçerken gerçekler ortaya çıkıyor
    Looking for connection in a crowd of empty faces (empty faces)
    – Kalabalıktaki manasız yüzlerle bağ kurmaya çalışıyoruz (manasız yüzler)
    Your secrets are the only thing I’m craving now
    – Senin sırların artık arzu duyduğum tek şey
    The good, and the bad, in the end
    – Sonunda iyi ve kötü
    ‘Cause I can take it (I can take it)
    – Çünkü bunu kaldırabilirim ( Bunu kaldırabilirim)
    You’re painting me a dream that I
    – Beni hiç ait olmadığım bir rüyada
    Would I belong, yeah?
    – Resmediyorsun
    Would I belong, yeah?
    – Resmediyorsun

    Over the hills and far away
    – Tepelerde ve
    A million miles from LA
    – LA’dan milyonlarca kilometre uzaktan
    Just anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    I know we’ve got to get away
    – Kaçmamız gerektiğini biliyorum
    Someplace where no one knows our name
    – Kimsenin isminizi bilmediği bir yere
    We’ll find the start of something new
    – Yeni bir şeylerin başlangıcını bulacağız

    Just take me anywhere
    – Beni nereye olursa olsun götür
    Take me anywhere
    – Nereye olursa olsun götür
    Anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    Just take me anywhere
    – Beni nereye olursa olsun götür
    Take me anywhere
    – Nereye olursa olsun götür
    Anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    Take me anywhere
    – Nereye olursa olsun götür
    Oh anywhere
    – Oh nereye olursa olsun
    Anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    Over the hills and far away
    – Tepelerde ve
    A million miles from LA
    – LA’dan milyonlarca kilometre uzaktan
    Just anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    I know we’ve got to get away
    – Kaçmamız gerektiğini biliyorum
    Someplace where no one knows our name
    – Kimsenin isminizi bilmediği bir yere

    We’ll find the start of something new
    – Yeni bir şeylerin başlangıcını bulacağız
    Just take me anywhere
    – Beni nereye olursa olsun götür
    Take me anywhere
    – Nereye olursa olsun götür
    Anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun
    Just take me anywhere
    – Beni nereye olursa olsun götür
    Take me anywhere
    – Nereye olursa olsun götür
    Anywhere away with you
    – Seninle nereye olursa olsun

  • Noah Kahan – Anyway Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Noah Kahan – Anyway Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Dirt on your heels, you’ve made a mess
    – Topuklarında kir var, ortalığı dağıtmışsın
    Down by the carpark, high off your head
    – Aşağı otoparkta kafanın üzerinde
    Honey, don’t worry, nobody’s angry at any of this
    – Balım endişelenme kimse bunların hiçbirine kızgın değil
    Darling, be patient, stare into the vacancy, take a deep breath
    – Sevgilim sabırlı ol boşluğa bak, derin bir nefes al

    It’s like when you’re tired, you’re someone else
    – Sanki yorgun olduğunda başkası oluyorsun gibi
    Don’t speak for some time to find those words inside yourself
    – Bir müddet konuşma ta ki o sözcükleri kendi içinde bulasıya kadar
    Honey, don’t worry, I’ll do your laundry, covered in dirt
    – Balım endişelenme ben senin kirle kaplanmış çamaşırlarını yıkarım
    Darling, be patient, it’s easy to break beneath the weight of the earth
    – Sevgilim sabırlı ol, dünyanın ağırlığı altında kırılmak kolay
    And I’ll say
    – Ve ben diyeceğim ki

    Always, I’ll wait
    – Her zaman ben bekleyeceğim
    For sharp glass when you break
    – Kırıldığın zaman keskin camı
    I’ll be the light that you can’t make
    – Yapamadığında ben ışık olacağım
    I’ll be your eyes, you be my face
    – Senin gözlerin olacağım sen benim yüzüm olacaksın
    Cuz darling, I get scared for you
    – Çünkü sevgilim senin için korkuyorum
    And I’m not busy anyway
    – Ve ben zaten meşgul değilim

    Today you looked older than me
    – Bugün benden daha yaşlı gözüküyorsun
    Hair in your face, it fills the space between your teeth
    – Saçın yüzünde, o dişlerinin arasındaki boşluğu dolduruyor
    And all of your falling, does it get exhausting? Have you gotten sleep?
    – Ve senin tüm bu düşmelerin, bu yorucu olmuyor mu? Uyudun mu?
    You said you were sorry, that you hadn’t called me in over a week
    – Sen üzgün olduğunu söylüyorsun, bir hafta içinde beni aramadığın için
    And I said
    – Ve ben diyorum ki

    Always, I’ll wait
    – Her zaman ben bekleyeceğim
    For sharp glass when you break
    – Kırıldığın zaman keskin camı
    I’ll be the light that you can’t make
    – Yapamadığında ben ışık olacağım
    I’ll be your eyes, you be my face
    – Senin gözlerin olacağım sen benim yüzüm olacaksın
    Cuz darling, I get scared for you
    – Çünkü sevgilim senin için korkuyorum
    And I’m not busy anyway
    – Ve ben zaten meşgul değilim

    I hope, I ain’t the last of what the world left you
    – Umarım dünyanın sana bıraktığı son şey değilimdir
    A coat, something you only wear in cold weather
    – Bir kaban sadece soğuk havalarda giydiğin
    I hope, I ain’t the last of what the world left you
    – Umarım dünyanın sana bıraktığı son şey değilimdir
    A coat, something you only wear in cold weather
    – Bir kaban sadece soğuk havalarda giydiğin

    I hope, I ain’t the last of what the world left you
    – Umarım dünyanın sana bıraktığı son şey değilimdir
    A coat, something you only wear in cold weather
    – Bir kaban sadece soğuk havalarda giydiğin
    I hope, I ain’t the last of what the world left you
    – Umarım dünyanın sana bıraktığı son şey değilimdir
    A coat, something you only wear in cold weather
    – Bir kaban sadece soğuk havalarda giydiğin

    And I said
    – Ve ben dedim ki
    Always, I’ll wait
    – Her zaman ben bekleyeceğim
    For sharp glass when you break
    – Kırıldığın zaman keskin camı
    I’ll be the light that you can’t make
    – Yapamadığında ben ışık olacağım
    I’ll be your eyes, you be my face
    – Senin gözlerin olacağım sen benim yüzüm olacaksın
    Cuz darling, I get scared for you
    – Çünkü sevgilim senin için korkuyorum
    And I’m not busy anyway
    – Ve ben zaten meşgul değilim

  • Chris Brown – Anyway Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Chris Brown – Anyway Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay
    Way, ay, ay, ay, ay, ay
    – Way, is, is, is, is, is

    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay
    Way, ay, ay, ay, ay, ay
    – Way, is, is, is, is, is

    I know you probably never had somebody
    – Muhtemelen hiç kimsenin olmadığını biliyorum
    Loving you like I do, someone who’s there for you
    – Seni benim yaptığım gibi seviyorum, senin için orada olan birini

    Don’t judge ya cause I know we only human
    – Seni yargılama çünkü biliyorum biz sadece insanız
    I must be stupid babe, letting you slip away
    – Aptal olmalıyım bebeğim, gitmene izin veriyorum

    If you show me all your flaws, I’ll show you mine
    – Bana tüm kusurlarını gösterirsen, sana benimkini gösteririm
    I’ll claim your baggage genome, no need to hide
    – Bagaj genomunu alacağım, saklanmaya gerek yok

    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay
    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay

    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay
    Way, ay, ay, ay, ay, ay
    – Way, is, is, is, is, is
    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)

    Way, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)
    – Yol, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)

    I wish that you could see you like I see you
    – Keşke seni gördüğüm gibi görebilseydin
    It’s like that you’re no good, you’re just misunderstood
    – Sanki iyi değilsin, sadece yanlış anlaşılıyorsun

    Now it’s my job to make you a believer
    – Şimdi seni inanan yapmak benim işim
    Them boys ain’t like this man, can’t love you like I can
    – Oğlanlar bu adamdan hoşlanmıyor, seni olabildiğim kadar sevemezler
    If you show me all your flaws, I’ll show you mine
    – Bana tüm kusurlarını gösterirsen, sana benimkini gösteririm
    I’ll claim your baggage genome, no need to hide
    – Bagaj genomunu alacağım, saklanmaya gerek yok
    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay, ay
    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay, ay
    Way, ay, ay, ay, ay, ay, ay
    – Yol, şudur, şudur, şudur,
    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)

    Way, ay, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)
    – Yol, olan, olan, olan, olan, olan (ah ah ah ah)

    Lemme get it like
    – Lemme gibi olsun
    Way, ay, ay, ay, ay (Hey)
    – Way, is, is, is (Hey)
    Lemme get it like
    – Lemme gibi olsun
    Way, ay, ay, ay, ay (Hey)
    – Way, is, is, is (Hey)
    Lemme get it like
    – Lemme gibi olsun

    Way, ay, ay, ay, ay (Hey)
    – Way, is, is, is (Hey)

    Lemme get it like
    – Lemme gibi olsun
    Way, ay, ay, ay, ay (Hey)
    – Way, is, is, is (Hey)

    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay
    Way, ay, ay, ay, ay, ay
    – Way, is, is, is, is, is
    Cause I’mma love you anyway, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)
    – Çünkü seni yine de seveceğim, ay, ay, ay, ay, ay (ah ah ah ah)

  • Against The Current – Another You Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    Against The Current – Another You Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I wish there was another you, ‘nother way
    – Keşke başka bir sen olsaydın
    And I just can’t find the words I should say
    – Ve söylemem gereken kelimeleri bulamıyorum
    If I wanna tell you how I feel, how I feel
    – Sana nasıl hissettiğimi söylemek istersem
    Without breaking all that we’ve made
    – Yaptığımız her şeyi bozmadan

    But they say life goes on anyway
    – Ama yine de hayatın devam ettiğini söylüyorlar
    If things should change, oh yeah
    – Bir şeyler değişecekse, oh evet
    Stuck in the same old melody, of misery
    – Aynı eski melodide sıkışmış, sefalet
    And don’t you remember
    – Ve hatırlamıyor musun

    All of the times we spent late at night
    – Gece geç saatlerde geçirdiğimiz tüm zamanlar
    We wasted our breath
    – Nefesimizi boşa harcadık
    We’re over and done with
    – Bitirdik ve işimiz bitti
    I couldn’t see what you did to me
    – Bana ne yaptığını göremedim
    It’s not for the best
    – Bu en iyisi için değil
    We’re over and done with
    – Bitirdik ve işimiz bitti

    And I just can’t stay another night
    – Ve bir gece daha kalamam
    The last thing that I ever wanted to do
    – Yapmak istediğim son şey
    Was to say goodbye to you
    – Sana veda etmekti

    Tell me if it’s right or wrong, right or wrong
    – Söyle bana doğru mu yanlış mı, doğru mu yanlış mı
    Staring at your pictures till the shadows fade
    – Gölgeler kaybolana kadar fotoğraflarına bakıyorum
    Acting like there’s nothing wrong, nothing wrong
    – Yanlış bir şey yokmuş gibi davranmak, yanlış bir şey yok
    What we had is slipping away
    – Sahip olduğumuz şey kayıp gidiyor

    But they say life goes on anyway
    – Ama yine de hayatın devam ettiğini söylüyorlar
    If things should change, oh yeah
    – Bir şeyler değişecekse, oh evet
    Stuck in the same old melody, of misery
    – Aynı eski melodide sıkışmış, sefalet
    And don’t you forget that
    – Ve bunu unutma

    All of the times we spent late at night
    – Gece geç saatlerde geçirdiğimiz tüm zamanlar
    We wasted our breath
    – Nefesimizi boşa harcadık
    We’re over and done with
    – Bitirdik ve işimiz bitti
    I couldn’t see what you did to me
    – Bana ne yaptığını göremedim
    It’s not for the best
    – Bu en iyisi için değil
    We’re over and done with
    – Bitirdik ve işimiz bitti

    And I just can’t stay another night
    – Ve bir gece daha kalamam
    The last thing that I ever wanted to do
    – Yapmak istediğim son şey
    Was to say goodbye to you
    – Sana veda etmekti

    You say that I
    – Diyorsun ki ben
    I’m the one who’s changed
    – Ben değişen kişiyim
    But I can’t keep on
    – Ama devam edemem
    Living life this way
    – Hayatı bu şekilde yaşamak
    You say that I
    – Diyorsun ki ben
    I’m the one who’s changed
    – Ben değişen kişiyim
    Yeah…
    – Evet…

    You say that I
    – Diyorsun ki ben
    I’m the one who’s changed
    – Ben değişen kişiyim
    But I can’t keep on
    – Ama devam edemem
    Living life this way
    – Hayatı bu şekilde yaşamak
    You say that I
    – Diyorsun ki ben
    I’m the one who’s changed
    – Ben değişen kişiyim
    I’ll find another you another way
    – Sana başka bir yol bulacağım

    All of the times we spent late at night
    – Gece geç saatlerde geçirdiğimiz tüm zamanlar
    We wasted our breath
    – Nefesimizi boşa harcadık
    We’re over and done with
    – Bitirdik ve işimiz bitti
    I couldn’t see what you did to me
    – Bana ne yaptığını göremedim
    It’s not for the best
    – Bu en iyisi için değil
    We’re over and done with
    – Bitirdik ve işimiz bitti

    And I just can’t stay another night
    – Ve bir gece daha kalamam
    The last thing that I ever wanted to do
    – Yapmak istediğim son şey
    Was to say goodbye to you
    – Sana veda etmekti

    You say that I
    – Diyorsun ki ben
    I’m the one who’s changed
    – Ben değişen kişiyim
    But I can’t keep on
    – Ama devam edemem
    Living life this way
    – Hayatı bu şekilde yaşamak
    You say that I
    – Diyorsun ki ben
    I’m the one who’s changed
    – Ben değişen kişiyim
    I’ll find another you another way
    – Sana başka bir yol bulacağım