1.calculator = hesap makinesi
- call for = talep etmek, istemek gerektirmek, çağırmak
- calm = sakin, huzurlu, gürültüsüz, durgun, endişesiz, dingin, serinkanlı, esintisiz
- can’t take one’s eyes off = gözlerini alamamak
- cancel = iptal, çıkarma, silme, fesih
- captivating = büyüleyici
- captive = tutsak, esir
- captivity = tutsaklık, esaret
- capture = yakalamak, ele geçirmek, tutsak etmek
- careless = dikkatsiz, aldırışsız, özensiz, ilgisiz, kayıtsız, gafil, kaygısız
- carry out = gerçekleştirmek, uygulamak
- carve = oymak, oymacılık yapmak, oyma ile süslemek, kazımak
- casually = günlük, sıradan, havadan sudan, tesadüfen, gelişigüzel biçimde
- cease = durdurmak, durmak, kesilmek
- ceaseless = aralıksız, durmadan
- celebration = kutlama, anma, tören
- celebrity = ünlü
- census = nüfus sayımı
- ceremony = tören, resmilik, kutlama, seremoni, ayin, merasim, dini tören, protokol, dinsel tören, resmiyet, nezaket kuralları
- charge = ücret, şarj etme
- circulate = dolaşmak, dolaştırmak, deveran etmek, tedavül etmek
- circulation = dolanım, dolaşım, sirkülasyon, tiraj, dağıtım, tedavül, yayma, devretme, akıntı, deveran, cereyan
- cite = örneklemek, adından bahsetmek,
- citizen = vatandaş, yurttaş, hemşehri, sakin, ikamet eden kimse
- clarify = açıklamak
- claw =pençe, tırnak, kıskaçlı, kıskaç
- clearance = gümrükleme, mağazayı boşaltma, malları elden çıkarma, tasfiye, izin,
- close = (sıfat) yakın
- closed = kapalı
- closure = kapanış, kapama, kapanma, kapatma
31.coincide with = aynı zamana denk gelmek/tesadüf etmek
32.collapse = çökme, çöküş, yıkılma, yığılma, suya düşme
33.collapsible = katlanır, açılır kapanır, portatif
34.collar = yakalı, yaka, tasma
35.colleague = meslektaş, iş arkadaşı
36.collide with = çarpışmak
37.commence = başlamak
38.comment on = yorum yapmak
39.commercial = ticari, kârlı, mesleki
40.commit = işlemek, suç işlemek
41.common = ak, müşterek, alışılagelmiş
42.commonplace = sıradan, olağan, adi
43.commuter = ev ile iş arasında mekik dokuyan/gidip gelen
44.companion = arkadaş, dost, yoldaş, ahbap
45.company = arkadaşlık, dostluk,şirket
46.compel = zorlamak, zorunda bırakmak, mecbur etmek
47.compensation for = tazminat ödemek, telafi etmek
48.compete = rekabet etmek, yarışmak
49.compete against = başkasıyla yarışmak, rekabet etmek
50.compete with = başkasıyla aynı yerden beslenmek/geçim sağlamak
51 competition = rekabet, yarışma, yarış, çekişme - compile = derlemek, toplamak, sıralamak, telif etmek
- complain to somebody about something = birine bir şey hakkında şikayet etmek.
- completely = tamamen, kesinlikle, bütünüyle, tam olarak, iyice, büsbütün, düpedüz, bütün bütün
- comply (with) = -e uymak,- e itaat etmek
- compose = oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
- compound = bileşik, alaşım, bileşim, karıştırılma, ağıl, bileşik kelime
- comprise = içermek
- compute = hesaplama
- conceal = gizlemek, saklamak
- conceive as = – olarak algılamak/düşünmek,conceive of = bir şeyi ilk
kendisi akıl etmek - conclude = sonuçlandırmak, sonuçlanmak, anlaşma yapmak, sonuç çıkarmak, karara varmak
- conclusion = sonuç, netice, yargı, son,
- condition = koşul, şart, durum, hal, kondisyon, medeni durum
- conditionally = şartlı olarak, belli şartlara bağlı
- conduct = deney,çalışma vb. yapmak yürütmek, icra etmek
- confess = itiraf etmek, söylemek, günah çıkarmak, kabullenmek
- confident (of) = emin, güvenli, kendine güvenen
- confine to = sınırlamak, mahkum etmek, hapsetmek
- confirm = onaylamak, doğrulamak
- conflict = çatışma, savaş, çekişme, çarpışma, fikir ayrılığı
- conflict with = çatışmak, çarpışmak, savaşmak
- conform to = uymak, uyuşmak
- confront = karşılaşmak, yüz yüze gelmek,
- confuse = karıştırmak, şaşırmak
- conquer = fethetmek, yenmek, almak, ele geçirmek, başarmak, elde etmek
- consent = razı olmak,izin,rıza
- consent to = razı olmak
- consequence = sonuç, netice
- conserve = korumak, muhafaza etmek
- considerable = büyük ölçüde, önemli miktarda, azımsanamaz
- considerably = önemli ölçüde, oldukça
- considerately = düşünceli/nazik bir şekilde
- consideration = göz önünde bulundurma/düşünme
- consist of = ibaret olmak, meydana gelmek
- conspire against = birine komplo kurmak
- constantly =sürekli, aralıksız
- constantly = sürekli, durmadan, daima
- constitute = oluşturmak, teşkil etmek, kurmak, atamak, yürürlüğe koymak
- constrain = kısıtlamak, sınırlandırmak, sınırlamak
- construct =inşa etmek, yapmak
- consult = danışmak
- consume = tüketmek
- contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata geçmek
- contemporary = çağdaş, modern, günümüze ait, yaşıt, çağcıl
- content with = — den memnun
- contest = yarışma, müsabaka
- continent = kıta, anakara
- contract = sözleşme, anlaşma, kontrat, antlaşma, mukavele
- contradict = çelişmek, ters düşmek, yalanlamak, aksini iddia etmek
- contradictory = çelişkili, tutarsız, kendini yalancı çıkaran
- contribute to = katkıda bulunmak
- controversial = tartışmalı, fikir ayrılığına sebep olan
- controversy =tartışma, çelişki, çekişme
- conventional = geleneksel, alışılagelen, klasik
- converse = sohbet etmek, söyleşmek
- convert into = dönüştürmek
- convict = mahkum, tutuklu,suçlu, hükümlü
- convince = ikna etmek, inandırmak,
- correctly = doğru bir şekilde, düzgünce, düzgün
- correspond to = bir şeyle uymak, uygun düşmek,
- correspond with = birisi ile yazışmak
- counterpart = muadil
- couple = çiftleştirmek, çiftleşmek, eşleştirmek
- course = ders, kurs
- cramped = kasılmış, kramp girmiş, sıkışık
- crash = çökme, çöküş
- crawl = sürünmek, emeklemek, kaynıyor olmak, yavaş ilerlemek, yağ yapmak
- create = oluşturmak, yaratmak, yapmak, üretmek, atamak, neden olmak, meydana getirmek, yetki vermek
- credibly = inanılır bir şekilde
- criminal = ciddi bir suç/cürüm işlemiş,suçlu
- crippled = sakat, kötürüm, eli ayağı tutmayan
- crocodile = timsah
- cross out = üstünü çizmek, silmek
- crumble = parçalanmak, parçalamak, ufalamak, yıkılmak
- cultivate = tarım yapmak, tarlayı vb sürüp ekmek
- curator = sanat galerisi/müze/kütüphane görevlisi
- currency = döviz
- curve = eğim, eğmek
- custom = gelenek, görenek
- customary = alışılagelmiş, alışılmış