Blog

  • Mr. Czesky – HOMOMO Çekçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Mr. Czesky – HOMOMO Çekçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun

    Ty seš mrdka jako Momo
    – Momo gibi boşalıyorsun
    A plus k tomu hovno
    – Artı o bok.
    Počkej jdu si vzít kimono
    – Kimono alacağım.
    Rozsekám ten beat, sekiro
    – Ritmi keseceğim sekiro.

    Nemluv, když to tak nebylo
    – Öyle olmasaydı konuşma
    20-0 pro Martu stačilo
    – Marta için 20-0 yeterliydi
    Byl jsi červenej z tebe se kouřilo
    – Kırmızıydın sigara içiyordun
    Dávej si bacha
    – Dikkatli ol

    Druhé upozornění by tě zabilo
    – İkinci bir uyarı seni öldürür.
    Mezi námi se nic nezměnilo
    – Aramızda hiçbir şey değişmedi
    Kdyby jsi byl mrtvej mě by se ulevilo
    – Ölmüş olsaydın rahatlardım.
    Furt by már kryplů okolo něj zbylo
    – Etrafında hala bir sürü kristal kalırdı.

    Zabít je taky nikomu by to nevadilo
    – Kimse onları öldürmeyi de umursamaz.
    Sice by mi 50 let hrozilo
    – 50 Yıl boyunca tehlikede olurdum.
    Ale za klid v duši by to stálo
    – Ama gönül rahatlığı için buna değer olurdu
    Brikulosaci jediné brikule co odehrálo
    – Brikülozasyon tek brikule

    Bylo když se nepodívají do očí, jak kdyby je něco ozařovalo
    – Sanki bir şey onları ışınlıyormuş gibi birbirlerinin gözlerine bakmadıkları zamandı.
    Berou si do huby jenom Martu, jakoby se ho to týkalo
    – Martha’yı sadece ağızlarına alıyorlar, sanki bu onu ilgilendiriyormuş gibi.
    Srát se do nejměnšího a nejslabšího nastalo
    – En küçük ve en zayıf olanı siktir et
    Nás jakoby se to netýkalo
    – Sanki bizi ilgilendirmiyormuş gibi.
    Kdyby jo, dlouho by je to nebavilo, fight by dlouho netrvalo
    – Öyle olsaydı, uzun süre zevk almazlardı, kavga uzun sürmezdi

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun

    Volej benga, volej volej benga
    – Ara Beni, Ara Beni, Ara Beni, Ara Beni, Ara Beni
    Máš strach volej volej benga
    – Korkuyorsun voley voley benga
    Píčo like the beast manga
    – Canavar manga gibi kedi
    Znáš to jak Honza a Jindra, třídní ganga
    – Sınıf çetesi Honza ve Jindra’nın nasıl olduğunu biliyorsun.

    Myslíš, že nevím, že sdílíš lidi
    – İnsanları paylaştığını bilmediğimi mi sanıyorsun?
    O kterých ani nevíš
    – Ki sen bunu bile bilmiyorsun.
    Označuješ je na stories
    – Onları hikayelere etiketliyorsun.
    Oni tě vidět, tak máš pectoris
    – Seni görüyorlar, yani pektorisin var.

    Škoda, že nejezdíš na tý motorce
    – O bisiklete binmemen çok kötü.
    Směrem okolo mě ke školce
    – Etrafımda okula yürü
    Přijel bych jak kuba na dvojkolce
    – Küba gibi motorcuyla gelirdim
    Vzal bych oppressor a rozsekal bych tě na porce
    – Bir zalimi alıp seni parçalara ayırırdım.

    Všude kam přijdete, tak vás mají za pitomce
    – Nereye gidersen git aptal olduğunu düşünüyorlar.
    Říkají si, vy nemůžete mít potomce
    – Çocuk sahibi olamazsın derler.
    Ještě k tomu simpuješ romce
    – Sen de romce’u seviyorsun.
    Nikdy jste nejebali a ani do života konce
    – Hiç sikişmedin ve hayatının sonuna kadar hiç sikişmedin

    Na internetu seš jako polovina populace
    – İnternette nüfusun yarısı gibisin.
    Všude urážlivá a ponižující konverzace
    – Her yerde saldırgan ve aşağılayıcı konuşma
    Když to čtu mám pocit, že mám zase halucinace
    – Bunu okuduğumda tekrar halüsinasyon görüyormuşum gibi hissediyorum.
    Poznali co je gravitace a už by nebyla taková legrace
    – Yerçekiminin ne olduğunu biliyorlardı ve artık o kadar eğlenceli olmayacaktı

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun

    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
    Homomomomo
    – Homomomomo’nun
  • Erkan Oğur & İsmail Hakkı Demircioğlu – Karşıda Görünen Ne Güzel Yayla Şarkı Sözleri

    Erkan Oğur & İsmail Hakkı Demircioğlu – Karşıda Görünen Ne Güzel Yayla Şarkı Sözleri

    Karşıda görünen hey dost ne güzel yayla
    Bir dem süremedim valla giderim böyle
    Ala gözlü pirim pirim sen himmet eyle
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim
    Ala gözlü pirim pirim sen himmet eyle
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim
    Eğer göğeruben hey dost bostan olursam
    Şu halkın diline hey dost destan olursam
    Kara toprak senden senden üstün olursam
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim
    Kara toprak senden senden üstün olursam
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim
    Alınmış abdestim hey dost aldırırlarsa
    Kılınmış namazım hey dost kıldırırlarsa
    Sizde Şah diyeni hey dost öldürürlerse
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim
    Sizde Şah diyeni hey dost öldürürlerse
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim
    Pir Sultan Abdal’ım hey dost dünya durulmaz
    Gitti giden ömür ömür geri dönülmez
    Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim
    Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz
    Ben de bu yayladan hey dost Şah’a giderim

  • Lvbel C5 – YAPAMAM Şarkı Sözleri

    Lvbel C5 – YAPAMAM Şarkı Sözleri

    (AKDO!)

    İkimizin savaşı
    Saçların bak, omzuma çok yakışır
    Bebeğim, inan bana çok karışık kafam, karışık kafam
    İki bilek AP, sen istemez senleydim
    Dudaklarından öpüp gökyüzüne değdim

    (La-la-la-la-la-la-la-la, la-la-la-la-la-la-la-la)

    Bu yaşımda işimin başındayım
    Paralarım büyük, bak hep yolumdayım
    İnan bana, bak bebeğim solumdasın
    Koşuyorum durmadan, yorulmadım

    Süzülüyo’ asfaltta siyah AMG
    Üstüm elli bin, gözlük Prada-Italy
    İçelim bi’ gin baby, içelim bi’ cin
    Kıyafetlerini çıkart, üzerime bin

    (Ya-ya-ya-ya-ya)

    Yapamam, yapamam
    Ruhum acı çeker bedene sıkışarak
    Yapamaz, yapamaz
    Beni hatırlamak istiyo’san yıldızlara bak

    Elimizde yok kalan hiçbi’ şey
    Biliyo’sun, bakmam hiç geçmişe
    Geçiyo’ken günler hep tekdüze
    Geceler karışıyo’ gündüze

    (Ya-ya-ya-ya-ya)
    (Elimizde yok kalan hiçbi’ şey)
    (Ya-ya-ya-ya-ya)

    Elimizdе yok kalan hiçbi’ şey
    Biliyo’sun, bakmam hiç geçmişe
    Gеçiyo’ken günler hep tekdüze
    Geceler karışıyo’ gündüze

    Elimizde yok kalan hiçbi’ şey
    Biliyo’sun, bakmam hiç geçmişe
    Geçiyo’ken günler hep tekdüze
    Geceler karışıyo’ gündüze

    (Ya-ya-ya-ya-ya)
    (Elimizde yok kalan hiçbi’ şey)
    (Elimizde yok kalan hiçbi’ şey)
    (Ya-ya-ya-ya-ya)

  • Dolu Kadehi Ters Tut – Gitme (feat. Sedef Sebüktekin) Şarkı Sözleri

    Dolu Kadehi Ters Tut – Gitme (feat. Sedef Sebüktekin) Şarkı Sözleri

    Gitme, kal
    Gitme, kal
    Ya da beni de yanına
    Al da kalmayayım

    Bir başıma bu diyarda
    Sensiz olamam, yapamam
    Beni de al yanına

    Kokun artık yok buralarda
    Duyabilmemin bi’ yolu var da
    Korkuyorum çok, yitiriyorum aklımı
    Derdim çok büyük, anla

    Kalbim her teklediği anda
    Heyecan basıyor umudunla
    Gelemiyorum sana, ne yapayım?
    Bana bi’ anlatın ama çaresi yok daha

    Yanıyor, yanıyor, yanıyor içeride
    Kanıyor, kanıyor, kanıyor sensiz
    Yanıyor, yanıyor, yanıyor içeride
    Kanıyor, kanıyor, kanıyor kalbim

    Gitme, kal
    Gitme, kal
    Ya da beni de yanına
    Al da kalmayayım

    Bir başıma bu diyarda
    Sensiz olamam, yapamam
    Beni de al yanına

    Senin kollarında başlayan sabahlara
    Biten gecelere doyamadım hâlâ
    Huzur bulduğunda kıskanırmış işte hayat
    Garip ama sen n’olur üzülme artık

    Değilsin yalnız, bu bir veda değil
    Mutluyum inan, anladım, bi’ şanstı bu
    Aşkınla dolu bir gün bile
    Bir ömür yeter bize

    Gitme, kal
    Gitme, kal
    Ya da beni de yanına
    Al da kalmayayım

    Bir başıma bu diyarda
    Sensiz olamam, yapamam
    Beni de al yanına

  • Derya Uluğ – Esmerin Adı Oya (Sarışınlar Çat) Şarkı Sözleri

    Derya Uluğ – Esmerin Adı Oya (Sarışınlar Çat) Şarkı Sözleri

    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmer ata atladı, tabancalar patladı
    Esmer gelin giderken sarışınlar çatladı
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmer karşı dağın bakar, bakışı yürek yakar
    Esmer burada dururken sarışını kim takar
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya
    Esmerin adı Oya, benzer güneşe aya
    Bir kızar, bir naz eder, öptürmez doya doya

  • Mattiel – Count Your Blessings İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Mattiel – Count Your Blessings İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Your shoes keep turning different shades of blue
    – Ayakkabılarınız mavinin farklı tonlarına dönmeye devam ediyor
    The colors of the other fools before you
    – Önünüzdeki diğer aptalların renkleri
    And skin keep turning different shades of red
    – Ve cilt farklı kırmızı tonlarına dönmeye devam ediyor
    The colors of the other voice that’s swimmin’ in your head
    – Kafanda yüzen diğer sesin renkleri

    Make yourself at home again
    – Kendini tekrar evinde hisset
    Count your blessings, one to ten
    – Nimetlerini say, bire on
    Your body will be whole again
    – Vücudun tekrar bütün olacak
    Your body will be whole again
    – Vücudun tekrar bütün olacak
    Make yourself at home again
    – Kendini tekrar evinde hisset
    Count your blessings, one to ten
    – Nimetlerini say, bire on

    Your hands keep turning lighter shades of white
    – Ellerin beyazın daha açık tonlarını çevirmeye devam ediyor
    The color of the temperature that’s dropping every night
    – Her gece düşen sıcaklığın rengi
    Your pair of shoes are turning back to black
    – Ayakkabıların siyaha dönüyor.
    The color of the inner voice that’s slowly coming back
    – Yavaş yavaş geri gelen iç sesin rengi

    Make yourself at home again
    – Kendini tekrar evinde hisset
    Count your blessings, one to ten
    – Nimetlerini say, bire on
    Your body will be whole again
    – Vücudun tekrar bütün olacak
    Your body will be whole again
    – Vücudun tekrar bütün olacak
    Make yourself at home again
    – Kendini tekrar evinde hisset
    Count your blessings, one to ten
    – Nimetlerini say, bire on
  • วง Fin – เสียเวลา Taylandça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    วง Fin – เสียเวลา Taylandça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    ครั้งหนึ่งในชีวิตของฉัน ฉันเคยเป็นคนโง่ที่สุด ฉันวิ่งตามเอ่ยคำร้องขอ
    – Hayatımda bir kez isteğim üzerine koştuğum aptal bendim.
    ความรักจากคนที่ไม่เคยรักฉันเลย
    – Beni hiç sevmeyen birinin aşkı.
    เธอไปมีความสุขกับเขา และทิ้งให้ฉันร้องไห้
    – Onunla mutlu ol ve beni ağlat.
    บอกตัวเองต้องทนให้ไหว ไม่มีเธอก็ไม่ถึงตาย
    – Kendine ayağa kalkmasını söyle. hayır, ölmedi.
    *ถามกันบ้างไหมว่าฉันนั้นเป็นอย่างไร
    – * Nasıl olduğum hakkında herhangi bir sorunuz var mı?
    เมื่อไม่มีเธอแล้วฉันต้องทนต้องทรมานแค่ไหน แต่ย้อนคิดดูอีกที
    – Sensiz acı çekmek zorundayım ama bir daha düşün.
    ชีวิตตอนนี้มันโคตรจะดี ดีกว่าตอนที่ทนอยู่กับเธอแล้วเธอทำร้ายใจ
    – Hayat artık katlandığından ve acı çektiğinden daha iyi olacak.
    ขอบคุณที่เธอนั้นทิ้งกันไป
    – Gittiğiniz için teşekkür ederim.
    ก็รู้ว่าเธอไม่รักแล้วจะไปรักเธอเพื่ออะไร แม้ว่าเธอจะทิ้ง
    – Neyi sevmediğini biliyorsun ve onu terk etsen bile seni bunun için seveceksin.
    ก็อยู่คนเดียวไม่เห็นจะตาย ก็ยังสบาย
    – Yalnız ölmeyeceğim. Ben iyiyim.
    ไม่ต้องเป็นควาย
    – Bufalo olma.
    ขอบคุณที่เธอทิ้งไปเสียทีปลดปล่อยให้ใจดวงนี้หลุดพ้นจากความทุกข์ทรมานไม่ต้องร้องไห้เสียใจเหมือนในวันวานฉันไม่ต้องการอีกแล้ว
    – Bu kalbi acıdan kurtardığın için teşekkür ederim, dün gibi ağlama artık istemiyorum.
    *ถามกันบ้างไหมว่าฉันนั้นเป็นอย่างไร
    – * Nasıl olduğum hakkında herhangi bir sorunuz var mı?
    เมื่อไม่มีเธอแล้วฉันต้องทนต้องทรมานแค่ไหน แต่ย้อนคิดดูอีกที
    – Sensiz acı çekmek zorundayım ama bir daha düşün.
    ชีวิตตอนนี้มันโคตรจะดี ดีกว่าตอนที่ทนอยู่กับเธอแล้วเธอทำร้ายใจ
    – Hayat artık katlandığından ve acı çektiğinden daha iyi olacak.

    ขอบคุณที่เธอนั้นทิ้งกันไป
    – Gittiğiniz için teşekkür ederim.
    ก็รู้ว่าเธอไม่รัก แล้วจะไปรักเธอเพื่ออะไร
    – Sevmediğini biliyorsun ve seni ne için seveceksin?
    แม้ว่าเธอจะทิ้ง
    – Gitse bile.
    ก็อยู่คนเดียวไม่เห็นจะตาย ก็ยังสบาย
    – Yalnız ölmeyeceğim. Ben iyiyim.
    ไม่ต้องเป็นควาย
    – Bufalo olma.
    ขอบคุณที่เธอทิ้งไปเสียทีปลดปล่อยให้ใจดวงนี้หลุดพ้นจากความทุกข์ทรมาน ไม่ต้องร้องไห้เสียใจเหมือนใน
    – Zihninizi acı çekmekten kurtardığınız için teşekkür ederiz. içindeki gibi ağlama
    วันวาน อีกแล้ว (ซ้ำ)
    – Dün yine (tekrarla)
    มันเสียเวลา
    – Zaman kaybı.
  • YOUNGOHM – Very Very Small Taylandça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    YOUNGOHM – Very Very Small Taylandça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    เคยยืนรอเธอบน BTS ฉันไม่ได้คิดเรื่อง sex
    – RAMADA onu beklerken hiç seks hakkında düşünmüyorum
    แค่เดินเข้าโรงเรียนด้วยกัน
    – Sadece birlikte okula yürüyün.
    และถ้าให้เปรียบเธอเป็นดั่งเพชร เธอคงเป็น VVS
    – Ve eğer elmas gibiyseniz, vvs’siniz.
    ตำหนิเธอ very very small, very very small
    – Onu çok küçük, çok küçük suçla

    Your skin shines bright like a white gold
    – Cildiniz beyaz bir altın gibi parlıyor
    เธอดูเหมือนดารา in the night show
    – Gece şovunda bir yıldıza benziyorsun.
    แต่ผมดูเหมือนกะอันธพาลที่อยู่ใน High & Low, but hello girl
    – Ama yüksek ve Alçak bir haydut gibi görünüyorum, ama merhaba kızım.

    ถึงแม้เป็นอย่างงั้นฉันก็ชวนเธอเดท
    – Öyle olsa bile, seni bir randevuya davet ettim.
    เพราะประธานนักเรียนผมนี่ candidate
    – Çünkü öğrenci başkanım aday.
    ถึงแม้ละครเรื่องนี้ผมไม่ใช่พระเอก
    – Kahraman olmamama rağmen.
    แต่ความรักครั้งนี้เธอก็ไม่ปฏิเสธ
    – Ama bu aşk inkar edilmez.

    Oh ธาตุทอง เราเจอกันที่ธาตุทอง oh yeah
    – Altın element. altın Element’te tanıştık. oh evet.
    ธาตุทอง (ธาตุทอง) ใจเราสองคนมันกล้าลอง
    – Altın element (altın element) ikimizi öldürür, denemeye cesaret eder.
    ธาตุทอง (ธาตุทอง) เราเจอกันที่ธาตุทอง ไม่รู้ใจทำไมมันกล้าลอง
    – Altın Element’te tanıştık. Neden denemeye cüret ettiğini bilmiyorum.

    เคยยืนรอเธอบน BTS ฉันไม่ได้คิดเรื่อง sex
    – RAMADA onu beklerken hiç seks hakkında düşünmüyorum
    แค่เดินเข้าโรงเรียนด้วยกัน
    – Sadece birlikte okula yürüyün.
    และถ้าให้เปรียบเธอเป็นดั่งเพชร เธอคงเป็น VVS
    – Ve eğer elmas gibiyseniz, vvs’siniz.
    ตำหนิเธอ very very small, very very small
    – Onu çok küçük, çok küçük suçla

    ทักเฟสบอกคุณสวัสดี ก็เห็นคุณออนไลน์ขณะนี้
    – Tuckfest sana merhaba diyor. seni internette gördü.
    What’s up my กุลสตรี I’ve been missing you all day lately
    – Son günlerde bütün gün seni özlüyorum.
    อยากให้รู้ว่าฉันชอบที่กระโปงเธอยาว
    – Uzun eteğini sevdiğimi bilmeni istiyorum.
    และที่เธอทำทุกอย่างเพื่อให้พ่อแม่เธอ proud, that shit crazy
    – Ve ailesini gururlandırmak için her şeyi yaptığını, bu saçmalığı.
    ถึงเป็นช่วงสั้น ๆ เราไม่ได้คบกันยาว
    – Kısa bir süre için uzun bir ilişkimiz olmadı.
    แต่เธอคือแฟนคนแรกที่อยู่ใน my เรื่องราว but we stranger now
    – Ama sen hikayemdeki ilk hayranımsın ama şimdi yabancıyız
    มันเป็นเรื่องราวตั้งแต่ม.ต้น ยังจำมันได้ดี
    – O zamandan beri bir hikaye oldu m.It ayrıca iyi hatırlar.

    เคยยืนรอเธอบน BTS ฉันไม่ได้คิดเรื่อง sex
    – RAMADA onu beklerken hiç seks hakkında düşünmüyorum
    แค่เดินเข้าโรงเรียนด้วยกัน
    – Sadece birlikte okula yürüyün.
    และถ้าให้เปรียบเธอเป็นดั่งเพชร เธอคงเป็น VVS
    – Ve eğer elmas gibiyseniz, vvs’siniz.
    ตำหนิเธอ very very small, very very small
    – Onu çok küçük, çok küçük suçla

    Very small ตำหนิเธอ very small
    – Çok küçük onu suçla çok küçük
    Very, very, very small (very small), very, very small (very small)
    – Çok, çok, çok küçük (çok küçük), çok, çok küçük (çok küçük)
    Very small ตำหนิเธอ very small
    – Çok küçük onu suçla çok küçük
    Very, very, very small (very, very small)
    – Çok, çok, çok küçük (çok, çok küçük)
  • Jake Wesley Rogers – I’ll Stand by You İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Jake Wesley Rogers – I’ll Stand by You İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Oh, why you look so sad?
    – Neden bu kadar üzgün görünüyorsun?
    The tears are in your eyes
    – Gözyaşları senin gözlerinde
    Come on and come to me now
    – Hadi ve şimdi bana gel
    Don’t be ashamed to cry
    – Ağlamaktan utanma
    Let me see you through
    – Seni sonuna kadar görmeme izin ver
    ‘Cause I’ve seen the dark side too
    – Çünkü ben de karanlık tarafı gördüm
    When the night falls on you
    – Gece sana düştüğünde
    You don’t know what to do
    – Ne yapacağını bilmiyorsun.
    Nothing you confess
    – İtiraf ettiğin hiçbir şey yok
    Could make me love you less
    – Seni daha az sevmeme neden olabilir

    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    Won’t let nobody hurt you
    – Kimsenin sana zarar vermesine izin verme
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım

    So if you’re mad, get mad
    – Eğer kızdıysan, kız.
    Don’t hold it all inside
    – Hepsini içeride tutma
    Come on and talk to me now
    – Hadi ve şimdi konuş benimle.
    Hey, what you got to hide?
    – Hey, saklayacak neyin var?
    I get angry too
    – Ben de sinirleniyorum.
    Well, I’m a lot like you
    – Ben de sana çok benziyorum.
    When you’re standing at the cross roads
    – Çapraz yollarda dururken
    And don’t know which path to choose
    – Ve hangi yolu seçeceğini bilmiyorum
    Let me come along
    – Gelmeme izin ver
    ‘Cause even if you’re wrong
    – Çünkü yanılsan bile

    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    Won’t let nobody hurt you
    – Kimsenin sana zarar vermesine izin verme
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    Take me in, into your darkest hour
    – Beni içeri al, en karanlık saatine
    And I’ll never desert you
    – Ve seni asla terk etmeyeceğim
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım

    And when
    – Ve ne zaman
    When the night falls on you, baby
    – Gece sana düştüğünde bebeğim
    You’re feeling all alone
    – Yapayalnız hissediyorsun.
    You won’t be on your own
    – Tek başına olmayacaksın.

    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    Won’t let nobody hurt you
    – Kimsenin sana zarar vermesine izin verme
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    Take me in, into your darkest hour
    – Beni içeri al, en karanlık saatine
    And I’ll never desert you
    – Ve seni asla terk etmeyeceğim

    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
    I’ll stand by you
    – Yanında olacağım
  • Harry Styles – Lights Up İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Harry Styles – Lights Up İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    What do you mean?
    – Ne demek istiyorsun?
    I’m sorry by the way
    – Bu arada özür dilerim.
    Never coming back down
    – Asla geri gelmeyecek
    Can’t you see?
    – Göremiyor musun?
    I could, but wouldn’t stay
    – Yapabilirdim ama kalmazdım.
    Wouldn’t put it like that
    – Öyle demezdim.

    What do you mean?
    – Ne demek istiyorsun?
    I’m sorry by the way
    – Bu arada özür dilerim.
    Never coming around
    – Asla gelmeyecek
    It’d be so sweet if things just stayed the same
    – Her şey aynı kalsaydı çok tatlı olurdu.
    La-da-da-da-da
    – La-da-da-da-da

    All the lights couldn’t put out the dark
    – Tüm ışıklar karanlığı söndüremedi
    Running through my heart
    – Yüreğimden akıp gidiyor
    Lights up and they know who you are
    – Işıklar yanıyor ve kim olduğunu biliyorlar
    Know who you are
    – Kim olduğunu bil
    Do you know who you are? (Oh)
    – Kim olduğunu biliyor musun? (Aman)

    Shine
    – Parlamak
    Step into the light
    – Işığa adım at
    Shine
    – Parlamak
    So bright sometimes
    – Bazen çok parlak
    Shine
    – Parlamak
    I’m not ever going back
    – Asla geri dönmeyeceğim

    Shine
    – Parlamak
    Step into the light
    – Işığa adım at
    Shine
    – Parlamak
    So bright sometimes
    – Bazen çok parlak
    Shine
    – Parlamak
    I’m not ever going back
    – Asla geri dönmeyeceğim

    Shine
    – Parlamak
    Step into the light
    – Işığa adım at
    Shine
    – Parlamak
    So bright sometimes
    – Bazen çok parlak
    Shine
    – Parlamak
    I’m not ever (Oh)
    – Ben hiç değilim (Oh)

    What do you mean?
    – Ne demek istiyorsun?
    I’m sorry by the way
    – Bu arada özür dilerim.
    Never going back now
    – Şimdi asla geri dönmeyeceğim
    It’d be so sweet if things just stayed the same
    – Her şey aynı kalsaydı çok tatlı olurdu.
    La-da-da-da-da
    – La-da-da-da-da
    La-da-da-da-da
    – La-da-da-da-da

    La-da-da-da-da (Oh)
    – La-da-da-da-da (Oh)
    La-da-da-da-da (Oh)
    – La-da-da-da-da (Oh)
    La-da-da-da-da (Oh)
    – La-da-da-da-da (Oh)

    All the lights couldn’t put out the dark
    – Tüm ışıklar karanlığı söndüremedi
    Running through my heart
    – Yüreğimden akıp gidiyor
    Lights up and they know who you are
    – Işıklar yanıyor ve kim olduğunu biliyorlar
    Know who you are
    – Kim olduğunu bil
    Do you know who you are?
    – Kim olduğunu biliyor musun?
  • Taylor Swift – You’re On Your Own, Kid İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Taylor Swift – You’re On Your Own, Kid İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Summer went away
    – Yaz gitti
    Still, the yearning stays
    – Yine de özlem kalır
    I play it cool with the best of them
    – En iyileriyle havalı oynuyorum.
    I wait patiently
    – Sabırla bekliyorum
    He’s gonna notice me
    – Beni fark edecek.
    It’s okay, we’re the best of friends
    – Sorun değil, biz en iyi arkadaşız.
    Anyway
    – Her neyse

    I hear it in your voice
    – Sesinde duyuyorum.
    You’re smoking with your boys
    – Çocuklarınla sigara içiyorsun.
    I touch my phone as if it’s your face
    – Telefonuma senin yüzünmüş gibi dokunuyorum.
    I didn’t choose this town
    – Bu şehri ben seçmedim
    I dream of getting out
    – Dışarı çıkmayı hayal ediyorum
    There’s just one who could make me stay
    – Kalmamı sağlayabilecek tek kişi var.
    All my days
    – Bütün günlerim

    From sprinkler splashes to fireplace ashes
    – Yağmurlama sıçramalarından şömine küllerine
    I waited ages to see you there
    – Seni orada görmek için yaşlar bekledim
    I search the party of better bodies
    – Daha iyi bedenler partisini arıyorum
    Just to learn that you never cared
    – Sadece hiç umursamadığını öğrenmek için

    You’re on your own, kid
    – Tek başınasın evlat.
    You always have been
    – Her zaman öyleydin.

    I see the great escape
    – Büyük kaçışı görüyorum
    So long, Daisy May
    – Hoşça kal Daisy May.
    I picked the petals, he loves me not
    – Yaprakları topladım, beni sevmiyor
    Something different bloomed
    – Farklı bir şey çiçek açtı
    Writing in my room
    – Odamda yazmak
    I play my songs in the parking lot
    – Şarkılarımı otoparkta çalıyorum
    I’ll run away
    – Kaçacağım.

    From sprinkler splashes to fireplace ashes
    – Yağmurlama sıçramalarından şömine küllerine
    I called a taxi to take me there
    – Beni oraya götürmek için taksi çağırdım.
    I search the party of better bodies
    – Daha iyi bedenler partisini arıyorum
    Just to learn that my dreams aren’t rare
    – Sadece rüyalarımın nadir olmadığını öğrenmek için

    You’re on your own, kid
    – Tek başınasın evlat.
    You always have been
    – Her zaman öyleydin.

    From sprinkler splashes to fireplace ashes
    – Yağmurlama sıçramalarından şömine küllerine
    I gave my blood, sweat, and tears for this
    – Bunun için kanımı, terimi ve gözyaşlarımı verdim
    I hosted parties and starved my body
    – Partilere ev sahipliği yaptım ve vücudumu aç bıraktım
    Like I’d be saved by a perfect kiss
    – Sanki mükemmel bir öpücükle kurtarılacakmışım gibi

    The jokes weren’t funny, I took the money
    – Şakalar komik değildi, parayı aldım
    My friends from home don’t know what to say
    – Evden arkadaşlarım ne diyeceğini bilmiyor.
    I looked around in a blood-soaked gown
    – Kana bulanmış bir elbiseyle etrafıma baktım.
    And I saw something they can’t take away
    – Ve ellerinden alamayacakları bir şey gördüm

    ‘Cause there were pages turned with the bridges burned
    – Çünkü çevrilmiş sayfalar vardı ve köprüler yanmıştı.
    Everything you lose is a step you take
    – Kaybettiğin her şey attığın bir adım
    So make the friendship bracelets
    – Öyleyse dostluk bileziklerini yap
    Take the moment and taste it
    – Bir dakikanızı ayırın ve tadına bakın
    You’ve got no reason to be afraid
    – Korkmana gerek yok.

    You’re on your own, kid
    – Tek başınasın evlat.
    Yeah, you can face this
    – Evet, bununla yüzleşebilirsin.
    You’re on your own, kid
    – Tek başınasın evlat.
    You always have been
    – Her zaman öyleydin.
  • Magida El Roumi – Kalimat Arapça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    Magida El Roumi – Kalimat Arapça Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

    يُسمعني حينَ يراقصُني
    – Benimle dans ederken beni duyuyor
    كلمـاتٍ ليست كالكلمات
    – Kelimeler gibi olmayan kelimeler
    يُسمعني حينَ يراقصُني
    – Benimle dans ederken beni duyuyor
    كلمـاتٍ ليست كالكلمات
    – Kelimeler gibi olmayan kelimeler

    يأخذني من تحتِ ذراعي
    – Beni kolumun altından alıyor
    يزرعني في إحدى الغيمات
    – Beni bulutlardan birine dikiyor

    يُسمعني حينَ يراقصُني
    – Benimle dans ederken beni duyuyor
    كلمـاتٍ ليست كالكلمات
    – Kelimeler gibi olmayan kelimeler
    يأخذني من تحتِ ذراعي
    – Beni kolumun altından alıyor
    يزرعني في إحدى الغيمات
    – Beni bulutlardan birine dikiyor

    والمطرُ الأسودُ في عيني
    – Ve gözlerimdeki kara yağmur
    يتساقطُ زخاتٍ زخات
    – Düşen duşlar duşlar
    والمطرُ الأسـودُ في عيني
    – Ve gözlerimdeki kara yağmur
    يتساقطُ زخاتٍ زخات
    – Düşen duşlar duşlar
    يحملني معهُ، يحملني
    – Beni onunla taşı, beni taşı
    لمساءٍ ورديِ الشُرفات
    – Akşam Pembe verandalar için
    لمساءٍ ورديِ الشُرفات
    – Akşam Pembe verandalar için

    يُسمعني حينَ يراقصُني
    – Benimle dans ederken beni duyuyor
    كلماتٍ ليست كالكلمات
    – Kelimeler gibi olmayan kelimeler
    يأخذني من تحتِ ذراعي
    – Beni kolumun altından alıyor
    يزرعني في إحدى الغيمات
    – Beni bulutlardan birine dikiyor

    والمطرُ الأسودُ في عيني
    – Ve gözlerimdeki kara yağmur
    يتساقطُ زخاتٍ زخات
    – Düşen duşlar duşlar
    والمطرُ الأسودُ في عيني، في عيني
    – Ve gözlerimdeki kara yağmur, gözlerimdeki
    يتساقطُ زخاتٍ زخات
    – Düşen duşlar duşlar
    يحملني معهُ، يحملني
    – Beni onunla taşı, beni taşı
    لمساءٍ ورديِ الشُرفات
    – Akşam Pembe verandalar için
    لمساءٍ ورديِ الشُرفات
    – Akşam Pembe verandalar için
    لمساءٍ ورديِ الشُرفات
    – Akşam Pembe verandalar için
    لمساءٍ ورديِ الشُرفات
    – Akşam Pembe verandalar için

    وأنا كالطفلةِ في يدهِ
    – Ve ben onun elindeki bir çocuk gibiyim
    كالريشةِ تحملها النسمات
    – Esintilerin taşıdığı bir tüy gibi
    أنا أنا أنا أنا في يدهِ
    – Ben onun elindeyim ben onun elindeyim
    كالريشةِ تحملها النسمات
    – Esintilerin taşıdığı bir tüy gibi
    آه آه يدهِ
    – Ah ah elini
    كالريشةِ تحملها النسمات
    – Esintilerin taşıdığı bir tüy gibi

    وأنا كالطفلةِ في يدهِ
    – Ve ben onun elindeki bir çocuk gibiyim
    كالريشةِ تحملها النسمات
    – Esintilerin taşıdığı bir tüy gibi
    آه آه يدهِ
    – Ah ah elini
    كالريشةِ تحملها النسمات
    – Esintilerin taşıdığı bir tüy gibi
    آه آه في يدهِ
    – Ah-ah elinde
    كالريشةِ تحملها النسمات
    – Esintilerin taşıdığı bir tüy gibi

    يهديني شمساً، يهديني صيفاً
    – Bana bir güneş ver, bana bir yaz ver
    يهديني شمساً، يهديني صيفاً
    – Bana bir güneş ver, bana bir yaz ver
    وقطيعَ سنونوَّات
    – Ve bir sürü yıl
    يهديني شمساً، آه صيفاً
    – Bana bir Güneş ver, Ah yaz
    وقطيعَ سنونوَّات
    – Ve bir sürü yıl

    يخبرني أني تحفتهُ
    – Bana onun şaheseri olduğumu söylüyor
    وأساوي آلافَ النجمات
    – Binlerce yıldıza bedelim
    يخبرني أني تحفتهُ
    – Bana onun şaheseri olduğumu söylüyor
    وأساوي آلافَ النجمات
    – Binlerce yıldıza bedelim
    وبأني كنزٌ وبأني
    – Ben bir hazineyim ve ben
    أجملُ ما شاهدَ من لوحات
    – Resimlerin en güzeli
    بأني كنزٌ وبأني
    – Ben bir hazineyim ve ben
    أجملُ ما شاهدَ من لوحات
    – Resimlerin en güzeli
    كلمات، كلمات
    – Kelimeler, kelimeler
    كلمات، كلمات
    – Kelimeler, kelimeler

    يروي أشياءَ تدوخني
    – Bana başımı döndüren şeyler söylüyor
    تنسيني المرقصَ والخطوات
    – Dansı ve adımları unutun
    يروي أشياءَ تدوخني آه آه
    – Bana başımı döndüren şeyler söylüyor ah ah
    تنسيني المرقصَ والخطوات
    – Dansı ve adımları unutun
    كلماتٍ تقلبُ تاريخي
    – Tarihsel değişkenlik sözleri
    تجعلني، تجعلني، تجعلني
    – Yap beni, yap beni, yap beni
    تجعلني إمرأةً في لحظات
    – Beni anlarda kadın yapıyor

    يبني لي قصراً من وهمٍ
    – Bana bir yanılsama sarayı inşa et
    يبني لي قصراً من وهمٍ
    – Bana bir yanılsama sarayı inşa et
    لا أسكنُ فيه، لا أسكنُ فيه
    – İçinde yaşamıyorum, içinde yaşamıyorum
    لا أسكنُ فيهِ
    – İçinde yaşamıyorum.
    سوى لحظات
    – Sadece bir dakika

    وأعودُ أعودُ لطاولتي
    – Ve masama geri dön
    أعودُ أعودُ لطاولتي
    – Geri gel, masama geri dön.
    أعودُ أعودُ لطاولتي
    – Geri gel, masama geri dön.
    لا شيءَ معي
    – Benimle hiçbir şey
    لا شيءَ معي
    – Benimle hiçbir şey
    إلا كلمات
    – Kelimeler hariç

    كلماتٍ ليست كالكلمات
    – Kelimeler gibi olmayan kelimeler
    كلماتٍ ليست كالكلمات
    – Kelimeler gibi olmayan kelimeler
    كلماتٍ ليست كالكلمات
    – Kelimeler gibi olmayan kelimeler
    لا شيءَ معي إلا كلمات
    – Yanımda kelimelerden başka bir şey yok
    كلمات
    – Şarkı sözleri
    كلمات
    – Şarkı sözleri