Blog

  • Natasha Bedingfield – A Pocketful Of Sunshine Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Natasha Bedingfield – A Pocketful Of Sunshine Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    A Pocketful Of Sunshine
    – Bir Cep Dolusu Güneş Işığı

    I Got A Pocket,Got A Pocketful Of Sunshine
    – Bir Cebim var Bir Cep Dolusu Güneş Işığım Var
    I Got A Love,And I Know That It’s all Mine
    – Bir Aşkım Var Ve Bunun Hepsinin Benim Olduğunu Biliyorum
    Oh
    – Oh

    Do What You Want,But You’re Never Gonna Break Me
    – İstediğini Yap Ama beni Asla Kıramayacaksın
    No
    – Hayır

    Take Me Away : A Secret Place
    – Beni Uzaklara Gizli Bir Yere Götür
    A Sweet Escape : Take Me Away
    – Beni Uzaklara Götür Talı Bir Kaçışa
    Take Me Away To Better Days
    – Beni Daha İyi Günlere Götür
    Take Me Away : A Higher Place
    – Beni Daha yüksek Bir Yere Götür

    I Got A Pocket,Got A Pocketful Of Sunshine
    – Bir Cebim var Bir Cep Dolusu Güneş Işığım Var
    I Got A Love,And I Know That It’s all Mine
    – Bir Aşkım Var Ve Bunun Hepsinin Benim Olduğunu Biliyorum
    Oh
    – Oh

    Do What You Want,But You’re Never Gonna Break Me
    – İstediğini Yap Ama beni Asla Kıramayacaksın
    Sticks And Stones Are Never Gonna Shake Me
    – Sopalar Ve Taşlar Beni Asla Sarsamayacak

    I Got A Pocket,Got A Pocketful Of Sunshine
    – Bir Cebim var Bir Cep Dolusu Güneş Işığım Var
    I Got A Love,And I Know That It’s all Mine
    – Bir Aşkım Var Ve Bunun Hepsinin Benim Olduğunu Biliyorum
    Oh
    – Oh

    Wish That You Could But You Ain’t Gonna Own Me
    – İstediğini Dile Ama Asla Benim Olmayacaksın
    Do Anything You Can To Control me
    – Beni Kontrol Etmek İçin Herşeyi Yap
    Oh No
    – Ah Hayır

    Take Me Away : A Secret Place
    – Beni Uzaklara Gizli Bir Yere Götür
    A Sweet Escape : Take Me Away
    – Beni Uzaklara Götür Talı Bir Kaçışa
    Take Me Away To Better Days
    – Beni Daha İyi Günlere Götür
    Take Me Away : A Higher Place
    – Beni Daha yüksek Bir Yere Götür

    There İs A Place That I Go
    – Gittiğim Biryer Var
    But Nobody Knows
    – Ama Kimse Bilmiyor
    Where The Rivers Flow
    – Nehirlerin Aktığı Yer
    And I Call It Home
    – Ve Ben Onu Ev Diye Çağırırım
    And There Is No More lies
    – Ve Daha Fazla Yalanlar Yok
    And Nobody Cries
    – Ve Kimse Ağlamaz
    There Is Only Butterflies
    – Sadece Kelebekler Var

    The Sun Is on My Side
    – Güneş Benim Yanımda
    Take Me For A Ride
    – Beni Oyuna Getir
    I Smile Up To The Sky
    – Gökyüzüne Gülümsüyorum
    I Know I’ll Be Allright
    – İyi Olacağımı Biliyorum.

  • Miley Cyrus – Adore You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Miley Cyrus – Adore You Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Baby,baby are you listening
    – bebeğim bebeğim dinliyormusun
    wondering where you `ve been all my life
    – hayatın boyunca nerede olduğunu merak ediyorum
    ı just started living
    – yaşamya başladım
    oh baby are you listening
    – oh bebeğim dinliyormusun
    whwn you say you love me
    – beni sevdiğini söylediğinde
    know ı love you more
    – benim seni daha çok sevdiğimi biliyorsun
    and when you say you need me
    – ve bana ihtiyacın olduğunu söylediğinde
    know ı need you more
    – benim sana daha çok ihtiyacım olduğunu biliyorsun

    boy ı adore you
    – sana tapıyorum
    baby can you hear me
    – bebeğim beni duyabiliyormmusun
    whwn ı`m crying out for you
    – senin için ağladığımda
    ı`m scared oh so scared
    – ben korktom oh çok korktum
    but when you`re near me
    – ama sen yanımdayken
    ı feel like ı`m standing with an army
    – sanki bir orduyla duruyormusum gibi hissediyorum
    ı am armed with weapons
    – silahlarla donandım
    ı love lying next to you
    – yanına uzanmayı seviyorum
    ı could do this for eternity you and me
    – bunu sonsuza kadar yapabilirim sen ve ben
    we`re meant to be in holy matrimony
    – bizim kutsal evlilik yapmamız gerekiyordu
    god knew exactly what he was doing
    – tanrı onun ne yaptığını kesinlikle biliyordu

  • Lana Del Rey – Video Games Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lana Del Rey – Video Games Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Swinging in the backyard
    – Arka bahçede sallanırken
    Pull up in your fast car
    – Hızlı arabanla yanaşırsın
    Whistling my name
    – İsmimi fısıldarsın

    Open up a beer
    – Bir bira aç
    And you take it over here
    – Burayı benimse
    And play a video game
    – Ve bir video oyunu oyna

    I’m in his favorite sun dress
    – Onun en sevdiği yaz elbisemdeyim
    Watching me get undressed
    – Soyunurken beni izler
    Take that body downtown
    – Şu vucüdu şehrin merkezine götürür

    I say you the bestest
    – En iyisisin derim
    Lean in for a big kiss
    – Kocaman bir öpücük için eğilir
    Put his favorite perfume on
    – En sevdiği parfümü sürerim

    Go play a video game
    – Gidip bir video oyunu oyna

    It’s you, it’s you, it’s all for you
    – Senin, senin, her şey senin için
    Everything I do
    – Yaptığım
    I tell you all the time
    – Sana hep anlatıyorum
    Heaven is a place on earth with you
    – Senleyken dünya cennet oluyor
    Tell me all the things you want to do
    – Yapmak istediğin şeyleri söyle bana
    I heard that you like the bad girls
    – Duydum ki kötü kızları severmişsin
    Honey, is that true?
    – Tatlım doğru mu bu?
    It’s better than I ever even knew
    – Bilebileceğimden daha iyi
    They say that the world was built for two
    – Dünya iki kişiliktir derler
    Only worth living if somebody is loving you
    – Sadece eğer birisi seni seviyorsa yaşamaya değer
    Baby now you do
    – Bebeğim şimdi sen beni seviyorsun

    Singing in the old bars
    – Eski barlarda şarkı söylemek
    Swinging with the old stars
    – Eski yıldızlarla takılırken
    Living for the fame
    – Ün için yaşarken

    Kissing in the blue dark
    – Gece mavisinde öpüşmek
    Playing pool and wild darts
    – Bilardo, dart ve
    Video games
    – Video oyunu oynarken

    He holds me in his big arms
    – Beni güçlü kollarıyla sarar
    Drunk and I am seeing stars
    – Sarhoşum ve yıldızları görüyorum
    This is all I think of
    – Tek düşünebildiğim bu

    Watching all our friends fall
    – Tüm arkadaşlarımızın
    In and out of Old Paul’s
    – Old Paul’e girip çıkışını izlemek
    This is my idea of fun
    – Bu benim eğlence anlayışımdır
    Playing video games
    – Video oyunları oynamak

    It’s you, it’s you, it’s all for you
    – Senin, senin, her şey senin için
    Everything I do
    – Yaptığım
    I tell you all the time
    – Sana hep anlatıyorum
    Heaven is a place on earth with you
    – Senleyken dünya cennet oluyor
    Tell me all the things you want to do
    – Yapmak istediğin şeyleri söyle bana
    I heard that you like the bad girls
    – Duydum ki kötü kızları severmişsin
    Honey, is that true?
    – Tatlım doğru mu bu?
    It’s better than I ever even knew
    – Bilebileceğimden daha iyi
    They say that the world was built for two
    – Dünya iki kişiliktir derler
    Only worth living if somebody is loving you
    – Sadece eğer birisi seni seviyorsa yaşamaya değer
    Baby now you do
    – Bebeğim şimdi sen beni seviyorsun

    (Now you do)
    – (Şimdi sen beni seviyorsun)

    It’s you, it’s you, it’s all for you
    – Senin, senin, her şey senin için
    Everything I do
    – Yaptığım
    I tell you all the time
    – Sana hep anlatıyorum
    Heaven is a place on earth with you
    – Senleyken dünya cennet oluyor
    Tell me all the things you want to do
    – Yapmak istediğin şeyleri söyle bana
    I heard that you like the bad girls
    – Duydum ki kötü kızları severmişsin
    Honey, is that true?
    – Tatlım doğru mu bu?
    It’s better than I ever even knew
    – Bilebileceğimden daha iyi
    They say that the world was built for two
    – Dünya iki kişiliktir derler
    Only worth living if somebody is loving you
    – Sadece eğer birisi seni seviyorsa yaşamaya değer
    Baby now you do
    – Bebeğim şimdi sen beni seviyorsun

  • Bruno Mars – Versace On The Floor Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Bruno Mars – Versace On The Floor Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Let’s take our time tonight, girl
    – Bu gece zamanımızı değerlendirelim, kızım
    Above us all the stars are watchin
    – Üstümüzdeki bütün yıldızlar seyrediyor
    There’s no place I’d rather be in this world
    – Bu dünyada olmak istediğim başka bir yer yok
    Your eyes are where I’m lost in
    – Gözlerin kaybolduğum yer
    Underneath the chandelier
    – Avizenin altında
    We’re dancin’ all alone
    – Tek başımıza dans ediyoruz
    There’s no reason to hide
    – Saklamak için bir neden yok
    What we’re feelin’ inside
    – İçimizdeki hisleri
    Right now
    – Şimdi

    So baby let’s just turn down the lights
    – O zaman bebeğim ışıkları kapatalım
    And close the door
    – Ve kapıyı kapatalım
    Oooh I love that dress
    – Oooh bu elbiseyi seviyorum
    But you won’t need it anymore
    – Ama artık ihtiyacın olmayacak
    No you won’t need it no more
    – Hayır artık ihtiyacın olmayacak
    Let’s just kiss ’til we’re naked, baby
    – Hadi çıplak kalana kadar öpüşelim, bebeğim
    Versace on the floor
    – Versace yerde
    Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl
    – Oooh çıkar onu benim için, benim için, benim için, benim için şimdi, kızım
    Versace on the floor
    – Versace* yerde
    Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl
    – Oooh çıkar onu benim için, benim için, benim için, benim için şimdi, kızım

    I unzip the back to watch it fall
    – Arka fermuarı açıp düşmesini izliyorum
    While I kiss your neck and shoulders
    – Boynunu ve omuzlarını öperken
    No don’t be afraid to show it off
    – Hayır korkma göstermekten
    I’ll be right here ready to hold you
    – Ben tam burada seni sarmak için bekliyor olacağım
    Girl you know you’re perfect from
    – Kızım biliyorsun ki sen
    Your head down to your heels
    – Tepeden tırnağa mükemmelsin
    Don’t be confused by my smile
    – Gülüşümle kafan karışmasın
    ‘Cause I ain’t ever been more for real, for real
    – Çünkü daha önce hiç bu kadar ciddi olmamıştım

    So baby let’s just turn down the lights
    – O zaman bebeğim ışıkları kapatalım
    And close the door
    – Ve kapıyı kapatalım
    Oooh I love that dress
    – Oooh bu elbiseyi seviyorum
    But you won’t need it anymore
    – Ama artık ihtiyacın olmayacak
    No you won’t need it no more
    – Hayır artık ihtiyacın olmayacak
    Let’s just kiss ’til we’re naked, baby
    – Hadi çıplak kalana kadar öpüşelim, bebeğim
    Versace on the floor
    – Versace yerde
    Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl
    – Oooh çıkar onu benim için, benim için, benim için, benim için şimdi, kızım
    Versace on the floor
    – Versace* yerde
    Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl
    – Oooh çıkar onu benim için, benim için, benim için, benim için şimdi, kızım
    (Dance)
    – (Dans)

    It’s warmin’ up
    – Isınıyor
    Can you feel it?
    – Hissediyor musun?
    It’s warmin’ up
    – Isınıyor
    Can you feel it?
    – Hissediyor musun?
    It’s warmin’ up
    – Isınıyor
    Can you feel it, baby?
    – Hissediyor musun?
    It’s warmin’ up
    – Isınıyor
    Oh, seems like you’re ready for more, more, more
    – Oh, daha fazlasına hazırmışsın gibi gözüküyorsun
    Let’s just kiss ’til we’re naked
    – Hadi çıplak kalana kadar öpüşelm
    Versace on the floor
    – Versace yerde
    Hey baby
    – Hey bebeğim
    Take it off for me, for me, for me, for me now, girl
    – Oooh çıkar onu benim için, benim için, benim için, benim için şimdi, kızım
    Versace on the floor
    – Versace yerde
    Oooh take it off for me, for me, for me, for me now, girl
    – Oooh çıkar onu benim için, benim için, benim için, benim için şimdi, kızım
    Versace on the floor
    – Versace yerde
    Floor
    – Yerde
    Floor
    – Yerde

  • Owl City – Vanilla Twilight Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Owl City – Vanilla Twilight Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    The stars lean down to kiss you
    – Yıldızlar seni öpmek için eğiliyor
    And I lie awake and miss you
    – Uzanıyorum ve seni özlüyorum
    Pour me a heavy dose of atmosphere
    – Bana atmosferden hava ver

    ‘Cause I’ll doze off safe and soundly
    – Çünkü ben mışıl mışıl uyuyacağım
    But I’ll miss your arms around me
    – Ama bana sarılmanı özleyeceğim
    I’d send a postcard to you, dear
    – Sana kart yollamak isterim, sevgilim
    ‘Cause I wish you were here
    – Çünkü burada olmanı dilerdim.

    I’ll watch the night turn light-blue
    – Gecenin açık maviye dönüşünü izleyeceğim
    But it’s not the same without you
    – Ama sensiz aynı olmuyor
    Because it takes two to whisper quietly
    – Çünkü sessizce fısıldamak için iki kişi gerekiyor.

    The silence isn’t so bad
    – Sessizlik o kadar da kötü değil
    ‘Til I look at my hands and feel sad
    – Ellerime bakıp üzgün hissedene kadar
    ‘Cause the spaces between my fingers
    – Çünkü parmaklarımın arasındaki boşluk
    Are right where yours fit perfectly
    – Senin parmaklarının mükemmel bir şekilde uyduğu yer.

    I’ll find repose in new ways
    – Huzuru başka yollardan bulacağım
    Though I haven’t slept in two days
    – İki gündür uyuymuyor olmama rağmen
    ‘Cause cold nostalgia
    – Çünkü soğuk özlemin
    Chills me to the bone
    – İçime işliyor
    But drenched in vanilla twilight
    – Vanilya alacakaranlıkta sırılsıklam oldum
    I’ll sit on the front porch all night
    – Bütün gece ön verandada oturacağım
    Waist-deep in thought because
    – Her yanım düşüncelerle dolu çünkü
    When I think of you I don’t feel so alone
    – Seni düşündüğüm zaman o kadar da yalnız hissetmiyorum

    I don’t feel so alone, I don’t feel so alone
    – O kadar da yalnız hissetmiyorum, O kadar da yalnız hissetmiyorum

    As many times as I blink
    – Gözlerimi kırptığım her an
    I’ll think of you tonight
    – Bu gece seni düşüneceğim
    I’ll think of you tonight
    – Bu gece seni düşüneceğim

    When violet eyes get brighter
    – Ne zaman ki menekşe gözler aydınlansa
    And heavy wings grow lighter
    – Ve ağır kanatlar hafiflese
    I’ll taste the sky and feel alive again
    – Gökyüzünü tadıp tekrar canlı hissedeceğim

    And I’ll forget the world that I knew
    – Ve bildiğim dünyayı unutacağım
    But I swear I won’t forget you
    – Ama yemin ederim ki seni unutmayacağım
    Oh, if my voice could reach
    – Ah, sesim yetebilse
    Back through the past
    – Geçmişe
    I’d whisper in your ear
    – Kulağına fısıldardım
    Oh darling, I wish you were here
    – Ah sevgilim, keşke burada olsaydın

  • Conor Maynard – Vegas Girl Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Conor Maynard – Vegas Girl Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    That there let me break it off
    – Orada izin verin kırılsın
    All the pressure that you got let me take it off
    – Bütün baskıyla beni alıp götürmene izin var
    I swear we’re gonna make it hot
    – Söz veriyorum ortalığı yakacağız
    Put your hands in the air don’t stop
    – Ellerini havaya kaldır sakın durma

    I knock you down like you’re Keri
    – Beni Keri Hilson gibi yıkıyorsun
    Forget your name like Rihanna
    – İsmini unut tıpkı Rihanna gibi
    You can run the world Queen B
    – Queen B gibi dünyada koşabilirsin
    Be unthinkable Alicia
    – Alicia gibi düşünülemezsin

    We can go so far if she let go
    – Eğer o izin verirse çok uzağa gidebiliriz
    And I aint gonna leave without her
    – Ve onsuz ayrılacak değilim

    This is for the girl that can get down low
    – Bu senin için kızım böyle aşağı düşürebiliriz
    The whole club wanna see you go
    – Bütün kulüp seni görmek istiyor
    Ay shake shake like your famous girl
    – Ay salla salla tıpkı ünlü bir kız gibi
    Head back lay it down like a Vegas girl
    – Başını geriye yasla tıpkı Vegaslı bir kız gibi
    Bass coming out so hard
    – Bass çok sert çıkıyor
    That little dress breaking every heart
    – Bu küçük elbise her kalbi kırıyor
    Ay shake shake like your famous girl
    – Ay salla salla tıpkı ünlü bir kız gibi
    Head back lay it down like a Vegas girl
    – Başını geriye yasla tıpkı Vegaslı bir kız gibi

    Roll the dice I got your number
    – Zarları salla senin numaranı aldım
    Hit the jackpot underneath the covers
    – Jackpot u kapakların altına isabetle
    Intoxicated youre like a drug girl
    – Sarhoşsun tıpkı uyuşturucu almış bir kız gibi
    Grab a glass gonna rain tequila
    – Bardağı kır tekila yağsın

    I knock you down like you’re Keri
    – Beni Keri Hilson gibi yıkıyorsun
    Forget your name like Rihanna
    – İsmini unut tıpkı Rihanna gibi
    You can run the world Queen B
    – Queen B gibi dünyada koşabilirsin
    Be unthinkable Alicia
    – Alicia gibi düşünülemezsin

    We can go so far if she let go
    – Eğer o izin verirse çok uzağa gidebiliriz
    And I aint gonna leave without her
    – Ve onsuz ayrılacak değilim

    This is for the girl that can get down low
    – Bu senin için kızım böyle aşağı düşürebiliriz
    The whole club wanna see you go
    – Bütün kulüp seni görmek istiyor
    Ay shake shake like your famous girl
    – Ay salla salla tıpkı ünlü bir kız gibi
    Head back lay it down like a Vegas girl
    – Başını geriye yasla tıpkı Vegaslı bir kız gibi
    Bass coming out so hard
    – Bass çok sert çıkıyor
    That little dress breaking every heart
    – Bu küçük elbise her kalbi kırıyor
    Ay shake shake like your famous girl
    – Ay salla salla tıpkı ünlü bir kız gibi
    Head back lay it down like a Vegas girl
    – Başını geriye yasla tıpkı Vegaslı bir kız gibi

    It feels so right
    – Çok doğru hissettiriyor
    Every night
    – Her gece
    Like youre in Vegas girl
    – Kızım sanki sen Vegas’taymışsın gibi
    In Vegas girl
    – Vegasta

    This is for the girl that can get down low
    – Bu senin için kızım böyle aşağı düşürebiliriz
    The whole club wanna see you go
    – Bütün kulüp seni görmek istiyor
    Ay shake shake like your famous girl
    – Ay salla salla tıpkı ünlü bir kız gibi
    Head back lay it down like a Vegas girl
    – Başını geriye yasla tıpkı Vegaslı bir kız gibi
    Bass coming out so hard
    – Bass çok sert çıkıyor
    That little dress breaking every heart
    – Bu küçük elbise her kalbi kırıyor
    Ay shake shake like your famous girl
    – Ay salla salla tıpkı ünlü bir kız gibi
    Head back lay it down like a Vegas girl
    – Başını geriye yasla tıpkı Vegaslı bir kız gibi

  • Melanie Martinez – Mrs. Potato Head Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Melanie Martinez – Mrs. Potato Head Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    If you weren’t born with it
    – Eğer onunla doğmadıysan
    You can buy a couple ornaments
    – Birkaç süs satın alabilirsin
    Just be sure to read the warning, kids
    – Sadece uyarıyı okuduğunuzdan emin olun, çocuklar
    Cause pretty soon you’ll be bored of it
    – Çünkü çok yakında ondan bıkmış olacaksınız
    Sexual, hey girl, if you wanna feel sexual
    – Seksüel, hey kızım, eğer seksüel hissetmek istiyorsan
    You can always call up a professional
    – Her zaman bir profesyoneli arayabilirsin
    They stick pins in you like a vegetable
    – Sana iğneler batırırlar, tıpkı bir sebze gibi

    Kids forever, kids forever
    – Daima çocuklar, daima çocuklar
    Baby soft skin turns into leather
    – Yumuşak bebek cildi meşine döner
    Don’t be dramatic it’s only some plastic
    – Dramatik olma, sadece biraz plastik
    No one will love you if you’re unattractive
    – Eğer çekici değilsen kimse seni sevmez

    Oh Mrs. Potato Head, tell me, is it true that pain is beauty?
    – Oh Bayan Patates Kafa, söyle bana, güzelliğin acı olduğu doğru mu?
    Does a new face come with a warranty?
    – Yeni bir yüz garantiyle mi geliyor?
    Will a pretty face make it better?
    – Güzel bir yüz her şeyi daha iyi mi yapacak?
    Oh Mr. Potato Head, tell me, how did you afford her surgery?
    – Oh Bay Patates Kafa, söyle bana, onun ameliyatını nasıl karşıladın?
    Do you swear you’ll stay forever?
    – Daima kalacağına yemin ediyor musun?
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile

    ıf you want a little more confidence
    – Birazcık daha özgüven istiyorsan eğer
    Potatoes turn to french fries, yeah it’s common sense
    – Patatesler patates kızartmasına döner, evet bu sağduyu
    All you need’s a couple more condiments
    – Tüm ihtiyacın olan şey biraz baharat
    And a hundred thousand dollars for some compliments
    – Ve birkaç iltifat için yüz bin dolar
    It’s such a waste
    – Ne israf ama
    When little girls grow into their mother’s face
    – Küçük kızlar büyüyüp annelerinin yüzlerine dönüştüğünde
    But little girls are learning how to cut and paste
    – Ama küçük kızlar nasıl kopyalayıp yapıştırılacağını öğreniyor
    And pucker up their lips until they suffocate
    – Ve boğulana dek dudaklarını buruşturuyorlar

    Kids forever, kids forever
    – Daima çocuklar, daima çocuklar
    Baby soft skin turns into leather
    – Yumuşak bebek cildi meşine döner
    Don’t be dramatic it’s only some plastic
    – Dramatik olma, sadece biraz plastik
    No one will love you if you’re unattractive
    – Eğer çekici değilsen kimse seni sevmez

    Oh Mrs. Potato Head, tell me, is it true that pain is beauty?
    – Oh Bayan Patates Kafa, söyle bana, güzelliğin acı olduğu doğru mu?
    Does a new face come with a warranty?
    – Yeni bir yüz garantiyle mi geliyor?
    Will a pretty face make it better?
    – Güzel bir yüz her şeyi daha iyi mi yapacak?
    Oh Mr. Potato Head, tell me, how did you afford her surgery?
    – Oh Bay Patates Kafa, söyle bana, onun ameliyatını nasıl karşıladın?
    Do you swear you’ll stay forever?
    – Daima kalacağına yemin ediyor musun?
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile
    Stay forever, stay forever
    – Daima kal, daima kal
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile
    Stay forever, stay forever
    – Daima kal, daima kal
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile

    Oh Mrs. Potato Head, tell me, is it true that pain is beauty?
    – Oh Bayan Patates Kafa, söyle bana, güzelliğin acı olduğu doğru mu?
    Does a new face come with a warranty?
    – Yeni bir yüz garantiyle mi geliyor?
    Will a pretty face make it better?
    – Güzel bir yüz her şeyi daha iyi mi yapacak?
    Oh Mr. Potato Head, tell me, how did you afford her surgery?
    – Oh Bay Patates Kafa, söyle bana, onun ameliyatını nasıl karşıladın?
    Do you swear you’ll stay forever?
    – Daima kalacağına yemin ediyor musun?

    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile
    Stay forever, stay forever
    – Daima kal, daima kal
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile
    Stay forever, stay forever
    – Daima kal, daima kal
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile
    Stay forever, stay forever
    – Daima kal, daima kal
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile
    Stay forever, stay forever
    – Daima kal, daima kal
    Even if her face don’t stay together
    – Yüzü bir arada kalmasa bile

  • Melanie Martinez – Cry Baby Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Melanie Martinez – Cry Baby Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    You seem to replace
    – Yerini değiştirmiş gibi görünüyorsun
    Your brain with your heart
    – Beynin ve kalbinin
    You take things so hard
    – Bir şeyleri zor algılıyorsun
    And then you fall apart
    – Ve sonra yıkılıyorsun
    You try to explain
    – Açıklamaya çalışıyorsun
    But before you can start
    – Ama başlamadan önce
    Those cry baby tears
    – Bu ağlak bebek gözyaşları
    Come out of the dark
    – Karanlıkta ortaya çıkıyor

    Someone’s turning the handle
    – Biri kolunu çeviriyor
    To that faucet in your eyes
    – Gözlerindeki musluğun
    They’re pouring out
    – Ve akıyorlar
    Where everyone can see
    – Herkesin görebileceği bir yere

    Your heart’s too big for your body
    – Kalbin vücudun için çok büyük
    It’s where your feelings hide
    – Orası hislerinin saklandığı yer
    They’re pouring out
    – Ve akıyorlar
    Where everyone can see
    – Herkesin görebileceği bir yere

    They call you cry baby, cry baby
    – Sana ağlak bebek diyorlar,ağlak bebek
    But you don’t fucking care
    – Ama zerre kadar umrunda değil
    Cry baby, cry baby
    – Ağlak bebek,ağlak bebek
    So you laugh through your tears
    – Bu yüzden gözyaşlarına gülüyorsun
    Cry baby, cry baby
    – Ağlak bebek,ağlak bebek
    Cause you don’t fucking care
    – Çünkü umrunda değil
    Tears fall to the ground
    – Gözyaşları yere düşüyor
    You’ll just let them drown
    – Onların sadece boğulmasına izin vereceksin

    You’re all on your own and
    – Tamamen kendi başınasın
    You lost all your friends
    – Tüm arkadaşlarını kaybettin
    You told yourself that
    – Kendine dedin ki
    It’s not you, it’s them
    – Sorun sen değilsin, onlar
    You’re one of a kind and no one understands
    – Sen kimsenin anlamadığı bir türdensin
    But those cry baby tears
    – Ama bu ağlak bebek gözyaşları
    Keep coming back again
    – Geri gelip duruyor

    Someone’s turning the handle
    – Biri kolunu çeviriyor
    To that faucet in your eyes
    – Gözlerindeki musluğun
    They’re pouring out
    – Ve akıyorlar
    Where everyone can see
    – Herkesin görebileceği bir yere

    Your heart’s too big for your body
    – Kalbin vücudun için çok büyük
    It’s where your feelings hide
    – Orası hislerinin saklandığı yer
    They’re pouring out
    – Ve akıyorlar
    Where everyone can see
    – Herkesin görebileceği bir yere

    They call you cry baby, cry baby
    – Sana ağlak bebek diyorlar,ağlak bebek
    But you don’t fucking care
    – Ama zerre kadar umrunda değil
    Cry baby, cry baby
    – Ağlak bebek,ağlak bebek
    So you laugh through your tears
    – Bu yüzden gözyaşlarına gülüyorsun
    Cry baby, cry baby
    – Ağlak bebek,ağlak bebek
    Cause you don’t fucking care
    – Çünkü umrunda değil
    Tears fall to the ground
    – Gözyaşları yere düşüyor
    You’ll just let them drown
    – Onların sadece boğulmasına izin vereceksin

    I look at you and
    – Sana bakıyorum ve
    I see myself
    – Kendimi görüyorum
    I know you better
    – Seni daha iyi biliyorum
    Than anyone else
    – Herkesten
    I have same the faucet
    – Bende de aynı musluktan var
    In my eyes
    – Gözlerimde
    So your tears are mine
    – Bu yüzden gözyaşların benim

    They call me cry baby, cry baby
    – Bana ağlak bebek diyorlar, ağlak bebek
    But I don’t fucking care
    – Ama zerre kadar umrumda değil
    Cry baby, cry baby
    – Ağlak bebek, ağlak bebek
    I laugh through my tears
    – Gözyaşlarıma gülüyorum
    Cry baby, cry baby
    – Ağlak bebek, ağlak bebek
    Cause I don’t fucking care
    – Çünkü zerre kadar umrumda değil
    Tears fall to the ground
    – Gözyaşları yere düşüyor
    I just let them drown
    – Onların sadece boğulmasına izin veriyorum
    I just let them drown
    – Onların sadece boğulmasına izin veriyorum
    Cry baby, cry baby
    – Ağlak bebek, ağlak bebek

  • Nirvana – About A Girl Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Nirvana – About A Girl Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I need a friend who is understandable
    – Dediği anlaşılabilir bir dosta muhtacım
    I can handle it with ears
    – Kulak kabartarak idare edebilirim
    I think this shoe is right for you,
    – Sanırım bu ayakkabı sana uygun,
    But you have a clue.
    – Ama senin ipucun var.
    I’ll take the advantage, when you let me dry outside,
    – Avantajı ben alacağım,sen beni dışarıda kurumaya bıraktığında,
    but I can’t see you outside every night
    – ama seni her gece dışarıda göremiyorum
    I’m standing in your way
    – Senin yolunda dikiliyorum,
    I hope you have time.
    – umarım zamanın vardır.
    Dial a number
    – Bir numara çevir,
    to date a girl
    – bir kızla çıkmak için
    I’ll take the advantage, when you let me dry outside,
    – Avantajı ben alacağım,sen beni dışarıda kurumaya bıraktığında,
    but I can’t see you outside every night
    – ama seni her gece dışarıda göremiyorum
    I need a friend who is understandable
    – Dediği anlaşılabilir bir dosta muhtacım
    I can handle it with ears
    – Kulak kabartarak idare edebilirim
    I think this shoe is right for you,
    – Sanırım bu ayakkabı sana uygun,
    But you have a clue.
    – Ama senin ipucun var.
    I’ll take the advantage, when you let me dry outside,
    – Avantajı ben alacağım,sen beni dışarıda kurumaya bıraktığında,
    but I can’t see you outside every night
    – ama seni her gece dışarıda göremiyorum
    I can’t see you every night
    – Seni her gece göremiyorum
    I can’t see you every night
    – Seni her gece göremiyorum
    Outside..
    – Dışarıda..

  • Lady Gaga, BLACKPINK Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Lady Gaga, BLACKPINK Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    So-sour candy
    – Gel, gel, aç beni
    (So-sour candy)
    – Ek-ekşi şeker
    I’m sour candy, so sweet then I get a little angry, yeah
    – Ben ekşi şekerim, çok tatlı sonrasında biraz kızgın, evet
    Sour candy, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Ekşi şeker, evet, evet, evet, evet, evet
    I’m super psycho, make you crazy when I turn the lights low;
    – Ben süper psikopatım, ışıkları kıstığımda seni çıldırtıyorum
    Sour candy, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Ekşi şeker, evet, evet, evet, evet
    Ask me to be nice and then I’ll do it extra mean
    – Benden nazik olmamı iste ve daha da kaba olacağım
    뜻밖의 표정 하나에 넌 당황하겠지
    – Beklenmedik bir ifade sizi utandıracak
    이상적이란 말들로 날 포장한 건
    – Bana ikiyüzlü gibi davranıp göndersen sendin
    너야 (너야), 너야 (너야)
    – Sendin (sendin), sendin (sendin)
    If you wanna fix me, then let’s break up here and now
    – Eğer beni düzeltmek istiyorsan şimdi ve burada ayrılalım

    거리낌 없는 눈빛에 넌 거릴 두니까
    – Çünkü seni sınırsız gözlerimde tutuyorum
    툭 까보면 어김없이 소릴 질러 (wow)
    – Hatalarını duydukça bana bağırıyorsun (waow)
    Uh-huh (uh-huh), uh-huh (oh, oh, oh-oh)
    – Ohoh (Ohoh), Ohoh (Ohoh)
    I’m hard on the outside but if you give me time
    – Dışarda sert biriyim ama eğer bana zaman verirsen
    Then I could make time for your love
    – Aşkın için zaman yaratabilirim
    I’m hard on the outside but if you see inside, inside, inside
    – Dışarıda zorlanıyorum ama beni görsen içeride, içeride, içeride

    I might be messed up, but I know what’s up
    – Berbat bir durumda olabilirim ama ne olduğunu biliyorum
    You want a real taste, at least I’m not a fake
    – Gerçek bir tat istiyorsun, en azımdan sahte değilim
    Come, come, unwrap me, come, come, unwrap me
    – Gel, gel, beni aç, gel, gel, beni aç
    I’ll show you what’s me, close your eyes, don’t peek
    – Ne olduğumu göstereceğim, gözlerini kapa, sakın bakma
    Now I’m undressing, unwrap sour candy
    – Şimdi soyunuyorum, aç ekşi şekerini

    Come, come, unwrap me, come, come, unwrap me
    – Gel, gel, beni aç, gel, gel, beni aç
    Come on, sour candy (oh, oh, oh-oh)
    – Gel, ekşi şeker (Oh, oh, oh-oh)
    I’m hard on the outside but if you give me time
    – Dışarda sert biriyim ama eğer bana zaman verirsen
    Then I could make time for your love
    – Aşkın için zaman yaratabilirim

    I’m hard on the outside but if you see inside, inside, inside
    – Dışarıda zorlanıyorum ama beni görsen içeride, içeride, içeride
    I’m sour candy, so sweet then I get a little angry, yeah
    – Ben ekşi şekerim, çok tatlı sonrasında biraz kızgın, evet
    Sour candy, yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Ekşi şeker, evet, evet, evet, evet, evet

    I’m super psycho, make you crazy when I turn the lights low
    – Ben süper psikopatım, ışıkları kıstığımda seni çıldırtıyorum
    Sour candy, yeah, yeah, yeah, yeah
    – Ekşi şeker, evet, evet, evet, evet
    Take a bite, take a bite, so-sour candy
    – Bir ısırık al, bir ısırık al, ekşi şekerinden
    Take a bite, take a bite, so-sour candy
    – Bir ısırık al, bir ısırık al, ekşi şekerinden;
    Take a bite, take a bite, so-sour candy
    – Bir ısırık al, bir ısırık al, ekşi şekerinden
    Take a bite, take a bite, sour candy
    – Bir ısırık al, bir ısırık al, ekşi şekerinden

  • INNA – Not My Baby Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    INNA – Not My Baby Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    It’s not the way it was before
    – Önceden yolu yoktu
    His touch was heaven, I remember
    – Hatırlıyorum onun dokunuşu cennetti
    But every rose, it has its thorn
    – Ama her gül, dikenliydi
    Before you know, you prick your finger
    – Önceden tanıdığım parmakların yaralanmış


    Two truths, one lie
    – İki gerçek, bir yalan
    Don’t really need it
    – Ona gerçekten ihtiyaç yok
    No, not tonight
    – Hayır, gece değil
    Three words, nice try
    – Üç kelime, hoş deneme
    Don’t even mean it
    – Anlamazsın bile
    It ain’t a secret that
    – Bir sır değil

    He’s not my baby, my baby, my baby now
    – O şimdi benim bebeğim değil, bebeğim, bebeğim
    He’s not my baby, my baby wouldn’t let me down
    – O benim bebeğim değil, bebeğim bana izin vermeyecek
    I fell for those eyes one too many times, oh oh
    – Bir çok kez o gözler için düştüm, oh oh
    He’s not my baby, my baby, my baby now
    – O şimdi benim bebeğim değil, bebeğim, bebeğim
    I fell for those eyes one too many times, oh-oh
    – Bir çok kez o gözler için düştüm, oh oh
    He’s not my baby, my baby, my baby now
    – O şimdi benim bebeğim değil, bebeğim, bebeğim


    He was the perfect kinda rain (Kinda rain)
    – O mükemmel bir tür yağmur (bir tür yağmur)
    The kind that comes but never lingers
    – Türler gelir ama asla oyalanmaz
    He knew exactly what to say (What to say)
    – O tam olarak ne söyleyeceğini biliyordu (ne söyleyeceğini)
    To only paint you half the picture
    – Resmin yarısına sadece seni çizdi

  • Muse – Madness Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Muse – Madness Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I, I can’t get these memories out of my mind
    – ben, ben bu hatıraları aklımdan çıkaramıyorum
    And some kind of madness
    – ve bir çeşit delilik
    Is starting to evolve, mmmm
    – gelişmeye başlıyor, mmmm
    And I, I tried so hard to let you go
    – ve ben, ben gitmene izin vermeyi çok denedim
    But some kind of madness
    – ama bir çeşit delilik
    Is swallowing me whole, yeah
    – beni bütün olarak yutuyor, evet
    I have finally seen the light
    – sonunda ışığı gördüm
    And I have finally realised
    – ve sonunda özgür kaldım
    What you mean
    – demek istediğin

    Now, I need to know is this real love
    – şimdi, bilmem gerekiyor bu gerçek aşk mı
    Or is it just madness
    – yoksa sadece delilik mi
    Keeping us afloat, mmmm
    – bizi su üstünde batmadan tutan
    When I look back, at all the crazy fights we had
    – geçmişe baktığımda, ettiğimiz tüm çılgınca kavgalara
    It’s like some kind of madness
    – sanki bir çeşit delilik
    Was taking control, yeah
    – kontrolü alıyordu, evet

    I have finally seen the light
    – sonunda ışığı gördüm
    And I have finally realised
    – ve sonunda özgür kaldım
    What you need
    – ihtiyacın olan

    Now, I have finally seen the end
    – şimdi, nihayet sonu gördüm
    And I’m not expecting you to care, no
    – ve senin umursamanı beklemiyorum, hayır
    That I have finally seen the light
    – ışığı sonunda görmüş olmamı
    And I have finally realised
    – ve sonunda özgür kaldım
    I need your love
    – aşkına ihtiyacım var
    I need your love
    – aşkına ihtiyacım var

    Come to me
    – bana gel
    Just in a dream
    – sadece bir rüyada
    Come on and rescue me
    – hadi ve kurtar beni
    Yes I know
    – evet biliyorum
    I can’t be wrong
    – yanılamam
    And baby you’re too headstrong
    – ve bebek sen çok inatçısın
    Our love is madness
    – bizim aşkımız çılgınlık