Blog

  • One Direction – Live While We’re Young Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    One Direction – Live While We’re Young Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Hey girl, I’m waitin’ on ya, I’m waitin’ on ya
    – Hey kızım,sana bakıyorum,sana bakıyorum
    Come on and let me sneak you out
    – Gel ve birlikte buradan kaçalım
    And have a celebration, a celebration
    – Ve bir kutlama yapalım-kutlama
    The music up, the window’s down
    – şarkı açık,pencereler kapalı

    Yeah, we’ll be doing what we do
    – Evet,yapacağımızı yapacağız
    Just pretending that we’re cool
    – Havalı gibi davranacağız
    And we know it too
    – Ve biliyoruz da
    So tonight
    – O zaman bu gece

    Let’s go crazy, crazy, crazy till we see the sun
    – Güneş doğana kadar çıldıralım çıldıralım
    I know we only met but let’s pretend it’s love
    – Biliyorum daha şimdi tanıştık ama aşıkmışız gibi yapalım
    And never, never, never stop for anyone
    – Kimse için durmayalım durmayalım
    Tonight let’s get some
    – Bu gece birlikte olalım
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım
    Woahhh oh oh oh
    – Woahhhh oh oh oh
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım
    Woahhh oh oh oh
    – Woahhh oh oh oh
    Tonight let’s get some
    – Bu gece birlikte olalım
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım

    Hey girl, it’s now or never, it’s now or never
    – Kızım,ya şimdi ya hiç,ya şimdi ya da hiç
    Don’t over-think, just let it go
    – Fazla düşünme,boşver gitsin
    And if we get together, yeah, get together
    – Ve bir araya gelirsek,gelirsek
    Don’t let the pictures leave your phone, ohhhh
    – Fotoğrafları telefonundan silme

    Yeah, we’ll be doing what we do
    – Evet,yapacağımızı yapacağız
    Just pretending that we’re cool
    – Havalı gibi davranacağız
    And we know it too
    – Ve biliyoruz da
    So tonight
    – O zaman bu gece

    Let’s go crazy, crazy, crazy till we see the sun
    – Güneş doğana kadar çıldıralım çıldıralım
    I know we only met but let’s pretend it’s love
    – Biliyorum daha şimdi tanıştık ama aşıkmışız gibi yapalım
    And never, never, never stop for anyone
    – Kimse için durmayalım durmayalım
    Tonight let’s get some
    – Bu gece birlikte olalım
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım
    Woahhh oh oh oh
    – Woahhhh oh oh oh
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım
    Woahhh oh oh oh
    – Woahhh oh oh oh
    Tonight let’s get some
    – Bu gece birlikte olalım
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım

    And girl, you and I,
    – Ve canım,sen ve ben
    We’re ’bout to make some memories tonight
    – Bir kaç anımız olmak üzere bu gece
    I wanna live while we’re young
    – Gençliğimizi yaşayalım istiyorum
    We wanna live while we’re young
    – Gençliğimizi yaşamak istiyorum

    Let’s go crazy, crazy, crazy till we see the sun
    – Güneş doğana kadar çıldıralım çıldıralım
    I know we only met but let’s pretend it’s love
    – Biliyorum daha şimdi tanıştık ama aşıkmışız gibi yapalım
    And never, never, never stop for anyone
    – Kimse için durmayalım durmayalım
    Tonight let’s get some
    – Bu gece birlikte olalım
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım
    Woahhh oh oh oh
    – Woahhhh oh oh oh
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım
    Woahhh oh oh oh
    – Woahhh oh oh oh
    Tonight let’s get some
    – Bu gece birlikte olalım
    And live while we’re young
    – Ve gençliğimizi yaşayalım

  • Ciara – Sorry Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Ciara – Sorry Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    All I wanna say…
    – Tüm demek istediğim
    Girl I wanna say…
    – Kızım demek istiyorum ki
    I’m saying that i’m sorry…
    – Diyorum ki üzgünüm
    Ooh ooh, ooh, ooh
    – oh ooh, ooh, ooh

    August 4th, we were chilling at the house
    – Ağustos’un 4’üydü,evde birbirimizin moralini bozuyorduk
    Said i’m done, I told you to get out
    – Ben yeter dedim,dışarı çıkmanı söyledim
    Didn’t mean a word that I said
    – Ama söylediklerimde ciddi değildim
    Cause I was hoping you would come back
    – Çünkü döneceğini umuyordum

    Cause I tried and tried
    – Çünkü denedim durdum
    And I cried and cried
    – Ağladım durdum
    Up late at night and I hurt
    – Gece uyumadım ve canım yanıyordu
    And I tried to fight and I cried to god
    – Savaşmaya çalışığ Tanrıya yakardım
    Oh please let it just work
    – Lütfen ilişkimiz yürüsün
    And i’m going crazy with you
    – Ve sen beni delirtiyorsun
    You got me so confused
    – Kafamı çok karıştırıyorsun
    Cause you walked away, and I walked away
    – Çünkü çektin gittin,gittin
    And we should’ve stayed baby
    – Ve kalmalıydın bebeğim

    All you have to do is say that i’m sorry
    – Tüm yapman gereken üzgünüm demek
    Baby i’m sorry
    – Bebeğim üzgünüm
    And i’m in love with you
    – Ve sana aşığım
    Baby I want this, baby I want this
    – Canım bunu istiyorum,bunu istiyorum
    Say baby i’ll do what it takes
    – Ne gerekirse yapacağım de
    And I will be here all the way baby
    – Ve her koşulda yanında olacağım bebeğim de

    All you have to do is say that i’m sorry
    – Tüm yapman gereken üzgünüm demek
    Baby i’m sorry
    – Bebeğim özür dilerim

    You wanna know if I was moving on without you
    – Sensiz hayatıma devam ettiğimi bilmek istediğini söyledin
    I miss you, miss you, miss you, I miss you
    – Seni özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum
    To tell the truth i’ve thinking bout you lately
    – Gerçeği söylemek gerekirse son zamanlarda seni düşünüyorum
    I miss you, miss you, miss you, I miss you
    – Seni özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum

    Christmas day, you said you had a ring
    – Noel günü yüzüğün olduğunu söyledin
    But you changed your mind
    – Ama fikrini değiştirdin
    Too caught up in the streets
    – Sokaklarda çok yakalandın
    Boy your truth is hard to believe
    – Oğlan senin gerçeğine inanmak zor
    Why are you really scared of me
    – Benden niye korkuyorsun cidden

    Cause I tried and tried
    – Çünkü denedim durdum
    And I cried and cried
    – Ağladım durdum
    Up late at night and I hurt
    – Gece uyumadım ve canım yanıyordu
    And I tried to fight and I cried to god
    – Savaşmaya çalışığ Tanrıya yakardım
    Oh please let it just work
    – Lütfen ilişkimiz yürüsün
    And i’m going crazy with you
    – Ve sen beni delirtiyorsun
    You got me so confused
    – Kafamı çok karıştırıyorsun
    Cause you walked away, and I walked away
    – Çünkü çektin gittin,gittin
    And we should’ve stayed baby
    – Ve kalmalıydın bebeğim

    All you have to do is say that i’m sorry
    – Tüm yapman gereken üzgünüm demek
    Baby i’m sorry
    – Bebeğim özür dilerim

    You wanna know if I was moving on without you
    – Sensiz hayatıma devam ettiğimi bilmek istediğini söyledin
    I miss you, miss you, miss you, I miss you
    – Seni özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum
    To tell the truth i’ve thinking bout you lately
    – Gerçeği söylemek gerekirse son zamanlarda seni düşünüyorum
    I miss you, miss you, miss you, I miss you
    – Seni özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum,özlüyorum

    I miss the way you hold me
    – Bana sarılmanı özlüyorum
    The way you touch me
    – Dokunmanı özlüyorum
    I miss the way you kiss me yeah
    – Öpmeni özlüyorum ever
    All I wanna do, do, do, do, do
    – Tüm yapmak istediğim
    All I wanna do
    – Tüm yapmak istediğim
    Is say that i’m sorry, sorry, sorry, sorry
    – Üzgünüm üzgünüm üzgünüm üzgünüm
    So sorry baby
    – Çok özür dilerim bebeğim demek

    You know I think about you sometimes?
    – Biliyor musun bazen seni düşünüyorum
    I wonder how you are
    – Nasıl olduğunu merak ediyorum
    Are you happy
    – Mutlu musun
    You see I know
    – ışte biliyorum
    What we had was special
    – Sahip olduğumuz şey özeldi
    And I know you know it too
    – Bunu senin de bildiğini biliyorum
    I miss you
    – Seni özlüyorum
    I really miss you…
    – Seni gerçekten özlüyorum

  • Taylor Swift – Begin Again Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Taylor Swift – Begin Again Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Took a deep breath in the mirror
    – Aynara bakarak derin bir nefes aldım
    He didn’t like it when I wore high heels, but I do
    – Topuklu ayakkabı giymemi sevmezdi,ama ben giyiyorum
    Turned the lock and put my headphones on
    – Kapıyı kilitledim ve kulaklığımı taktım
    He always said he didn’t get this song but I do, I do
    – Bana her zaman bu şarkıyı anlamadığını söylerdi ama ben anlıyorum,anlıyorum
    Walked in expecting you’d be late
    – Geç kalacağını düşünerek içeri girdim
    But you got here early
    – Ama erken varmıştın
    And you stand and wait
    – Ayağa kalktın ve bekledin
    And I walk to you
    – Ve ben de sana doğru yürüdüm
    You pulled my chair out and helped me
    – Sandalyemi çektin ve bana yardım ettin
    And you don’t know how nice that is
    – Ve bunun ne kadar hoş olduğunu bilmiyorsun
    But I do
    – Ama ben biliyorum
    And you throw your head back laughing like a little kid
    – Ve kafanı geriye atarak küçük bir çocuk gibi gülüyordun
    I think it’s strange that you think I’m funny ’cause he never did
    – Ve bence eğlenceli biri olduğumu düşünmen tuhaf,çünkü o hiç böyle düşünmedi
    I’ve been spending the last 8 months thinking all love ever does
    – 8 aydır aşkın tek yaptığı şeyin
    Is break and burn and end
    – Ayrılık,yanmak ve son olduğunu düşünüyorum
    But on a Wednesday in a cafe I watched it begin again
    – Ama bir Çarşamba günü bir kafede,bunun yeniden başlamasını izledim. You said you never met one girl
    – Bana daha önce hiç
    Who has as many James Taylor records as you
    – bu kadar James Taylor şarkısı dinleyen bir kızla tanışmadığını söyledin But I do
    – Ama ben dinliyorum
    We tell stories and you don’t know why I’m coming off a little shy
    – Hikayeler anlatıyoruz ve neden utanmaya başladığımı bilmiyorsun
    But I do
    – Ama ben biliyorum
    And you throw your head back laughing like a little kid
    – Ve kafanı geriye atarak küçük bir çocuk gibi gülüyordun
    I think it’s strange that you think I’m funny ’cause he never did
    – Ve bence eğlenceli biri olduğumu düşünmen tuhaf,çünkü o hiç böyle düşünmedi
    I’ve been spending the last 8 months thinking all love ever does
    – 8 aydır aşkın tek yaptığı şeyin
    Is break and burn and end
    – Ayrılık,yanmak ve son olduğunu düşünüyorum
    But on a Wednesday in a cafe I watched it begin again
    – Ama bir Çarşamba günü bir kafede,bunun yeniden başlamasını izledim. And we walk down the block to my car
    – Ve arabama varana kadar blokta birlikte yürüdük
    And I almost brought him up
    – Ve ben az kalsın ondan bahsediyordum
    But you start to talk about the movies
    – Ama sen filmlerden konuşmaya başladın
    That your family watches every single Christmas
    – Ailenin her bir Christmas filmini izlediğini söyledin
    And I won’t talk about that
    – Ve ben bunun hakkında konuşmayacağım
    For the first time, what’s passed is past
    – İlk defa,geçmiş geçmişte kaldı And you throw your head back laughing like a little kid
    – Ve kafanı geriye atarak küçük bir çocuk gibi gülüyordun
    I think it’s strange that you think I’m funny ’cause he never did
    – Ve bence eğlenceli biri olduğumu düşünmen tuhaf,çünkü o hiç böyle düşünmedi
    I’ve been spending the last 8 months thinking all love ever does
    – 8 aydır aşkın tek yaptığı şeyin
    Is break and burn and end
    – Ayrılık,yanmak ve son olduğunu düşünüyorum
    But on a Wednesday in a cafe I watched it begin again
    – Ama bir Çarşamba günü bir kafede,bunun yeniden başlamasını izledim.

  • Rihanna – Diamonds Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Rihanna – Diamonds Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shine bright like a diamond
    – Bie elmas gibi parla
    Find light in the beautiful sea
    – Güzel denizdeki ışığı buluyorum
    I choose to be happy
    – Mutluluğu seçtim
    You and I, you and I
    – Senle ben,senle ben
    We’re like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibiyiz
    You’re a shooting star I see
    – Sen gördüğüm bir kayanyıldızsın
    A vision of ecstasy
    – Zevk veren bir görüntüsün
    When you hold me, I’m alive
    – Beni sardığında,canlıyım
    We’re like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibiyiz biz
    I knew that we’d become one right away
    -Hemen birlikte olacağımızı biliyordum
    Oh, right away
    – Oh,hemen
    At first sight I left the energy of sun rays
    – İlk görüşte güneş ışığının enerjisini bıraktım
    I saw the life inside your eyes
    – Gözlerinde hayatı gördüm
    So shine bright, tonight you and I
    – Öyleyse parla,bu gece sen ve ben
    We’re beautiful like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibi güzeliz
    Eye to eye, so alive
    – Göz göze,çok canlı
    We’re beautiful like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibi güzeliz
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shining bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    We’re beautiful like diamonds in the sky

    – Gökyüzündeki elmaslar gibi güzeliz
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shining bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    We’re beautiful like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibi güzeliz
    Palms rise to the universe

    – Palmiyeler evrene uzanıyor
    As we moonshine and molly
    – Biz naz yaparken ve şımarırken
    Feel the warmth, we’ll never die
    – Sıcaklığı hisset,asla ölmeyeceğiz
    We’re like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibi güzeliz
    You’re a shooting star I see
    – Sen gördüğüm bir kayanyıldızsın
    A vision of ecstasy
    – Zevk veren bir görüntüsün
    When you hold me, I’m alive
    – Beni sardığında,canlıyım
    We’re like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibiyiz biz
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shining bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    We’re beautiful like diamonds in the sky
    – Gökyüzündeki elmaslar gibi güzeliz
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shining bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shine bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla
    Shining bright like a diamond
    – Bir elmas gibi parla 

  • Eminem – Love The Way You Lie (feat Rihanna) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Eminem – Love The Way You Lie (feat Rihanna) Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Just stand there
    – Sadece orada dur
    And watch me burn
    – Ve yanisimi izle
    But that’s alright
    – Ama bu sorun degil
    Because I like
    – Çünkü seviyorum
    The way it hurts
    – Acıtma şekli
    Just gonna stand there
    – Sadece orada dur
    And hear me cry
    – Ve aglamami duy
    But that’s alright
    – Ama bu sorun degil
    Because I love
    – Çünkü seviyorum
    The way you lie
    – Yalan söyleyisini
    I love the way you lie
    – Yalan söyleyisini seviyorum
    I can’t tell you what it really is
    – Bunun gerçekte ne oldugunu anlatamam sana
    I can only tell you what it feels like
    – Sana sadece nasil hissettirdigini söyleyebilirim

    And right now there’s a steel knife
    – Ve simdi orada çelik bir biçak var
    In my windpipe
    – Nefes borumda
    I can’t breathe
    – Nefes alamiyorum
    But I still fight
    – Ama hala savasiyorum
    While I can fight
    – Kavga edebiliyorken
    As long as the wrong feels right
    – Yanlis dogru hissettirdikçe
    It’s like I’m in flight
    – Sanki uçuyor gibiyim
    High of a love
    – Asiri dozda asktan
    Drunk from the hate
    – Nefretten sarhos olmusum
    It’s like I’m huffing paint
    – bu sanki resmime küsmüsüm gibi*
    And I love it the more that I suffer
    – Ve bunu aci çektigimden daha çok seviyorum
    I suffocate
    – Nefes alamiyorum
    And right before im about to drown
    – Tam bogulmak üzereyken
    She resuscitates me
    – O beni hayata döndürüyor
    She fucking hates me
    – Benden ölesiye nefret ediyor
    And I love it
    – Ve onu seviyorum
    Wait
    – Bekle
    Where you going
    – Nereye gidiyorsun
    I’m leaving you
    – Senden ayriliyorum
    No you ain’t
    – Hayir yapamazsin
    Come back
    – Geri dön
    We’re running right back
    – Eskiye dönüyoruz
    Here we go again
    – Yine buradayiz
    It’s so insane
    – Bu çok deli
    Cause when it’s going good
    – Çünkü iliskimiz iyi gidiyorken
    It’s going great
    – Hersey mükemmel oluyor
    I’m Superman
    – Süpermen oluyorum
    With the wind in his back
    – Arkasinda rüzgarla

    She’s Lois Lane
    – Ve o da Lois Lane
    But when it’s bad
    – Ama kötüyken
    It’s awful
    – Berbat
    I feel so ashamed
    – Çok utaniyorum
    I snap
    – Kiriliyorum
    Who’s that dude
    – O da kim dostum
    I don’t even know his name
    – Adini bile bilmiyorum onun
    I laid hands on her
    – Ellerimi ona uzattim
    I’ll never stoop so low again
    – Bir daha böyle alçalmayacagim
    I guess I don’t know my own strength
    – Sanirim kendi gücümü bilmiyorum
    Just stand there
    – Sadece orada dur
    And watch me burn
    – Ve yanisimi izle
    But that’s alright
    – Ama bu sorun degil
    Because I like
    – Çünkü seviyorum
    The way it hurts
    – Acitisini
    Just stand there
    – Sadece orada dur
    And hear me cry
    – Ve aglamami duy

    But that’s alright
    – Ama bu sorun degil
    Because I love
    – Çünkü seviyorum
    The way you lie
    – Yalan söyleyisini
    I love the way you lie
    – Yalan söyleyisini seviyorum
    You ever love somebody so much
    – Birini böyle çok sevince
    You can barely breathe
    – Zar zor nefes alirsin
    When you’re with them
    – Onlarla beraberken
    You meet
    – Tanistiginda
    And neither one of them
    – Ve hiçbiri
    Even know what hit ’em
    – Kime laf attiklarini bilmezler
    Got that warm fuzzy feeling
    – Belirsiz heyecanli bir duyguyla
    Yeah them chills
    – evet onlar titriyorlar
    Used to get ’em
    – Eskiden böyleydin
    Now you’re getting f***ing sick
    – ve simdi ölesiye biktin
    Of looking at ’em
    – Onlara bakinca
    You swore you’ve never hit ’em
    – Onlara hiç vurmayacagina yemin ettin
    Never do nothing to hurt ’em
    – Asla onlari acitacak hiçbir sey yapmamaya
    Now you’re in each other’s face
    – Simdi yüzyüzesiniz
    Spewing venom
    – Kin kusuyorsunuz
    And these words
    – Ve bu sözler
    When you spit ’em
    – Onlara tükürdügünde
    You push
    – Saldiriyorsun
    Pull each other’s hair
    – Birbirinizin saçini yoluyorsunuz
    Scratch, claw, bite ’em
    – Tirmala,pençele,isir

    Throw ’em down
    – Meydan oku onlara
    Pin ’em
    – Ellerini kollarini bagla
    So lost in the moments
    – Anin içinde resmen kayboluyorsun
    When you’re in ’em
    – Onlar üzerinde iktidardayken
    It’s the rage that took over
    – Bu kazandigin hirstir
    It controls you
    – seni kontrol eder
    So they say it’s best
    – onlar en iyisi oldugunu söylerler
    To go your separate ways
    – ayri yollara gitmenizin
    Guess that they don’t know ya
    – galiba onlar bilmiyolar
    Cause today
    – senin bugün ne bildigini
    That was yesterday
    – o ”dün”dü
    Yesterday is over
    – dün bitti

    It’s a different day
    – bugün baska bir gün
    Sound like broken records
    – rekor kirmissin gibi
    Playin’ over
    – yeniden oynuyorsun
    But you promised her
    – ama ona söz verdin
    Next time you’ll show restraint
    – bir dahaki sefere kendini tutacaksin
    You don’t get another chance
    – baska sansin yok
    Life is no Nintendo game
    – hayat bir Nintendo* oyunu degil
    But you lied again
    – yine yalan söyledin iste
    Now you get to watch her leave
    – simdi onun gidisini izlemek zorundasin
    Out the window
    – pencereden
    Guess that’s why they call it window pane
    – galiba buna bu yüzden pencere cami diyorlar*

    Now I know we said things
    – simdi,birseyler söyledik biliyorum
    Did things
    – birseyler yaptik
    That we didn’t mean
    – kastetmedigimz
    And we fall back
    – ve geri döndük
    Into the same patterns
    – ayni örneklere
    Same routine
    – ayni rutine
    But your temper’s just as bad
    – ama senin davranisin da kötü
    As mine is
    – benimki kadar
    You’re the same as me
    – benim gibisin
    But when it comes to love
    – ama konu sevmeye gelince
    You’re just as blinded;
    – Kamastiriyorsun iste

    Baby please come back
    – bebegim lütfen geri dön
    It wasn’t you
    – o sen degildin
    Baby it was me
    – bendim bebegim
    Maybe our relationship
    – belki de iliskimiz
    Isn’t as crazy as it seems
    – göründügü kadar karmasik degildir
    Maybe that’s what happens
    – belki bu
    When a tornado meets a volcano
    – bir kasirganin volkanla bulustugunda olan seydir
    All I know is
    – bütün bildigim
    I love you too much
    – seni çok sevdigim

    To walk away though
    – çekip gitmek yerine
    Come inside
    – içeri gel
    Pick up your bags off the sidewalk
    – kaldirimda duran çantalarini kaldir
    Don’t you hear sincerity
    – durmuyor musun samimiyetimi sesimde
    In my voice when I talk
    – konustugum zaman
    Told you this is my fault
    – bunun benim suçum oldugunu söyledim
    Look me in the eyeball
    – gözlerimin içine bak
    Next time I’m pissed
    – bir dahaki sefere sarhosum
    I’ll aim my fist
    – yumrugumu yöneltecegim

    At the dry wall
    – kuru duvara
    Next time
    – bir dahaki sefere
    There will be no next time
    – ”bir dahaki sefer”olmayacak
    I apologize
    – özür dilerim
    Even though I know it’s lies
    – yalan oldugunu bilmeme ragmen
    I’m tired of the games
    – oyunlardan biktim
    I just want her back
    – onu geri istiyorum
    I know I’m a liar
    – yalanci oldugumu biliyorum
    If she ever tries to f***ing leave again
    – eger yine kahrolasica gitmeye kalkisirsa
    I’mma tie her to the bed
    – onu yataga baglayacagim
    And set the house on fire
    – ve evi atese verecegim 

  • Beyonce – Halo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Beyonce – Halo Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Remember those walls I built
    – insa ettigim tüm duvarlari hatirla
    Well Baby they are turning down
    – pekala bebegim, hepsi yikiliyor simdi
    And they didnt even put up a fight
    – hatta kavgaya karsi koymadilar bile
    They didnt even make a sound
    – hatta ses bile çikarmadilar

    I found a way to let you in
    – senin içeri girmen için yeni bir yol buldumm
    But I never really had a doubt
    – ama gerçekten hiç bir kuskum yok
    Standing in the light of your halo
    – senin isik halkanin isiginda durmaktan.
    I got my angel now
    – simdi kendi melegime sahibim
    Its Ive been awaken
    – uyaniyormusum gibi (farkina variyormusum gibi)
    Every rule I had to break
    – kirmak zorunda oldugum her kural
    Its the risk that Im taking
    – aldigim risktir
    I aint never gonna shut you out
    – ama asla seni disari da birakmayacagim
    Every Im looking now
    – simdi baktigim her yerde
    Im surrounded by your embrace
    – senin kucaklamanla sarmalandim
    Baby I can see your halo
    – bebegim senin isik halkani görebiliyorum
    You know youre my saving grace
    – sen benim huzurumu (mutlulugumu) koruyorsun
    Youre everything I needmore
    – sen ihtiyacim olan hersey ve bundan daha fazlasisin
    Its written all over your face
    – hepsi senin yüzünde yaziyor
    Baby I can feel your halo
    – bebegim isik halkani hissedebiliyorum

    Pray wont fade away
    – dua ediyorum gözden kaybolmasin diye
    I can do your halo
    – senin isik halkana hizmet edebilirm
    I can see your halo
    – senin isik halkani görebiliyorum
    I can be your halo
    – senin isik halkan olabilirm
    I can see your halo
    – senin isik halkani görebiliyorum
    Hit me a ray of sun
    – bana günes isiklari gibi ulastin
    Burning through my darkness night
    – karanlik gecem boyunca yandin
    Youre the only one that I want
    – sen benim ihtiyacim olan tek seysin
    I got addicted to your love
    – senin askina bagimli oldum
    I swore Id never fall again
    – yemin ettim bir daha çökmeyecegim diye
    But this dont even feel falling
    – ama bu çökmeye (düsmeye) bile benzemiyordu

    Gravity camed again
    – yerçekimi tekrardan belirdi
    To pull me back to the ground again
    – beni yeniden yeryüzüne döndürmek için …
    Its Ive been awaken
    – uyaniyormusum gibi (farkina variyormusum gibi)
    Every rule I had to break
    – kirmak zorunda oldugum her kural
    Its the risk that Im taking
    – aldigim risktir
    I aint never gonna shut you out
    – ama asla seni disari da birakmayacagim
    Every Im looking now
    – simdi baktigim her yerde
    Im surrounded by your embrace
    – senin kucaklamanla sarmalandim

    Baby I can see your halo
    – bebegim senin isik halkani görebiliyorum
    You know youre my saving grace
    – sen benim huzurumu (mutlulugumu) koruyorsun
    Youre everything I needmore
    – sen ihtiyacim olan hersey ve bundan daha fazlasisin
    Its written all over your face
    – hepsi senin yüzünde yaziyor
    Baby I can feel your halo
    – bebegim isik halkani hissedebiliyorum
    Pray wont fade away
    – dua ediyorum gözden kaybolmasin diye
    I can do your halo
    – senin isik halkana hizmet edebilirm
    I can see your halo
    – senin isik halkani görebiliyorum
    I can be your halo
    – senin isik halkan olabilirm
    I can see your halo;
    – senin isik halkani görebiliyorum

  • Rag’n’Bone Man – Human Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Rag’n’Bone Man – Human Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Maybe I’m foolish, maybe I’m blind
    – Belki aptalım, belki körüm
    Thinking I can see through this and see what’s behind
    – Bunun başarabileceğimi ve arkasındakileri görebileceğimi düüşünüyorum
    Got no way to prove it so maybe I’m blind
    – Kanıtlamak için bir yol yok bu yüzden belki körüm

    But I’m only human after all, I’m only human after all
    – Ama ne de olsa ben sadece bir insanım, ne de olsa sadece bir insanım
    Don’t put your blame on me
    – Suçunu bana yükleme
    Take a look in the mirror and what do you see
    – Aynaya bir göz at ve ne görüyorsun
    Do you see it clearer or are you deceived in what you believe
    – Daha net görüyor musun ya da inandığın şeyle kandırıldın mı

    Cos I’m only human after all, you’re only human after all
    – Çünkü ne de olsa ben sadece bir insanım, ne de olsa sen sadece bir insansın
    Don’t put the blame on me
    – Suçu bana yükleme
    Don’t put your blame on me
    – Suçunu bana yükleme

    Some people got the real problems
    – Bazı insanların gerçek problemleri var
    Some people out of luck
    – Bazı insanlar talihsiz
    Some people think I can solve them
    – Bazı insanlar onları çözebileceğimi düşünüyor
    Lord heavens above
    – Tanrı cennet üstümüzde
    I’m only human after all, I’m only human after all
    – Ne de olsa ben sadece bir insanım, ne de olsa sadece bir insanım
    Don’t put the blame on me
    – Suçu bana yükleme
    Don’t put the blame on me
    – Suçu bana yükleme

    Don’t ask my opinion, don’t ask me to lie
    – Benim fikrimi sorma, yalan söylememi isteme
    Then beg for forgiveness for making you cry, making you cry
    – Sonra affedilmek için yalvarmak seni ağlatıyor, seni ağlatıyor

    Cos I’m only human after all, I’m only human after all
    – Çünkü ne de olsa ben sadece bir insanım, ne de olsa sadece bir insanım
    Don’t put your blame on me, don’t put the blame on me
    – Suçunu bana yükleme, suçu bana yükleme

    Some people got the real problems
    – Bazı insanların gerçek problemleri var
    Some people out of luck
    – Bazı insanlar talihsiz
    Some people think I can solve them
    – Bazı insanlar onları çözebileceğimi düşünüyor
    Lord heavens above
    – Tanrı cennet üstümüzde
    I’m only human after all, I’m only human after all
    – Ne de olsa ben sadece bir insanım, ne de olsa sadece bir insanım
    Don’t put the blame on me
    – Suçu bana yükleme
    Don’t put the blame on me
    – Suçu bana yükleme
    I’m only human I make mistakes
    – Ben sadece insanım hatalar yaparım
    I’m only human that’s all it takes to put the blame on me
    – Ben sadece insanım hepsi suçu bana yüklüyor
    Don’t put your blame on me
    – Suçu bana yükleme

    I’m no prophet or messiah
    – Peygamber ya da mesih değilim
    Should go looking somewhere higher
    – Gidip daha yüksek bir yer aramalıyım

    I’m only human after all, I’m only human after all
    – Ne de olsa ben sadece bir insanım, ne de olsa sadece bir insanım
    Don’t put the blame on me, don’t put the blame on me
    – Suçu bana yükleme, suçu bana yükleme
    I’m only human I do what I can
    – Ben sadece insanım yapabildiğimi yaparım
    I’m just a man, I do what I can
    – Ben sadece bir adamım yapabildiğimi yaparım

    Don’t put the blame on me
    – Suçu bana yükleme
    Don’t put your blame on me
    – Suçunu bana yükleme

  • Luis Fonsi – Despacito ft. Daddy Yankee Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Luis Fonsi – Despacito ft. Daddy Yankee Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Come on over in my direction
    – Benim tarafıma gel
    So thankful for that, it’s such a blessin’, yeah
    – Bunun için çok minnettarım , böyle bir hediye evet
    Turn every situation into Heaven, yeah
    – Her durumu cennete çevir , evet
    Oh, you are
    – Oh, sen
    My sunrise on the darkest day
    – En karanlık günümdeki gün ışığım
    Got me feelin’ some kind of way
    – Hissetmemi sağlayan bir kaç yol var
    Make me wanna savor every moment slowly, slowly
    – Her anımda tatmak istiyorum yavaşça,yavaşça
    You fit me, tailor-made love, how you put it on
    – Beni sen uydur , aşkla terzilik yap , üzerimde nasıl duruyor
    Got the only key, know how to turn it on
    – Yalnızca anahtarı aldım , nasıl çevireceğimi biliyorum
    The way you nibble on my ear, the only words I wanna hear
    – Kulağımı ısırmanın yolları , yalnızca duymak istediğim kelimeler
    Baby take it slow so we can last long
    – Bebeğim yavaş ol bu yüzden biz uzun dayanabilirdik
    Oh, tú, tú eres el imán y yo soy el metal
    – Oh sen mıknatıssın ve ben metalim
    Me voy acercando y voy armando el plan
    – Yaklaşıyorum ve birlikte olmak için plan kuruyoruz
    Sólo con pensarlo se acelera el pulso
    – Sadece nabzını hızlandırmayı düşünüyorum
    Oh, yeah Ya, ya me está gustando más de lo normal
    – Oh evet çoktan oldu , çoktan normalden daha fazlayım
    Todos mis sentidos van pidiendo más
    – Tüm hislerim daha fazlası için yalvarıyor
    Esto hay que tomarlo sin ningún apuro
    – Bu her hangi bir sorun olmadan sürüyor

    Despacito
    – Yavaşça
    Quiero respirar tu cuello despacito
    – Boynunda yavaşça nefes almak istiyorum
    Deja que te diga cosas al oído
    – Kulağımla duyduklarımı söylememe izin ver
    Para que te acuerdes si no estás conmigo
    – Eğer benimle değilsen unutabilirsin
    Despacito
    – Yavaşça
    Quiero desnudarte a besos despacito
    – Öpücüklerle yavaşça soyunmanı istiyorum
    Firmo en las paredes de tu laberinto
    – Labirentinin duvarlarına imza atıyorum
    Y hacer de tu cuerpo todo un manuscrito
    – Ve vücudunun bir kopyasını yapmak için
    (Sube, sube, sube
    – (Yükseliyor,yükseliyor,yükseliyor
    Sube, sube)
    – Yükseliyor,yükseliyor)

    Quiero ver bailar tu pelo
    – Saçlarının dans ettiğini görmek istiyorum
    Quiero ser tu ritmo
    – Hızın olmak istiyorum
    Que le enseñes a mi boca
    – Dudakların bana öğretecek
    Tus lugares favoritos
    – Favori yerlerini
    (Favorito, favorito, baby)
    – (Favori,favori , bebeğim )
    Déjame sobrepasar tus zonas de peligro
    – Tehlikeli bölgelerine ulaşmama izin ver
    Hasta provocar tus gritos
    – Çığlıklarını kışkırtmak için
    Y que olvides tu apellido
    – Ve soy adını unutmak için
    Si te pido un beso, ven, dámelo
    – Eğer bir öpücük sana soru sorarsam , gel, bana ver
    Yo sé que estás pensándolo
    – Bu konuda düşündüğünü biliyorum
    Llevo tiempo intentándolo
    – Bunu deniyordum
    Mami, esto es dando y dándolo
    – Annem ,bunu veriyor ve veriyor
    Sabes que tu corazón conmigo te hace bang-bang
    – Bang bang atan kalbinin yanında neden yatmak istediğini biliyorsun
    Sabes que esa beba está buscando de mi bang-bang
    – Benim için bang bang arıyorsun , biliyorsun içmeyi
    Ven, prueba de mi boca para ver cómo te sabe
    – Gel, nasıl bildiğimi dudaklarımdan gör
    Quiero, quiero, quiero ver cuánto amor a ti te cabe
    – İstiyorum,istiyorum senin ne kadar sevebileceğini görmek istiyorum
    Yo no tengo prisa, yo me quiero dar el viaje
    – Acelem yok ben seninle gezmek istiyorum
    Empecemos lento, después salvaje
    – Bir vahşilikten sonra hadi yavaşlayalım

    Pasito a pasito, suave suavecito
    – Adım adım , düzgün , yumuşak
    Nos vamos pegando, poquito a poquito
    – Biz giriyoruz , yavaş yavaş
    Cuando tú me besas con esa destreza
    – Yeteneğinle beni öptüğünde
    Veo que eres malicia con delicadeza
    – Hassas bir güzellik olduğunda
    Pasito a pasito, suave suavecito
    – Ve güzelliğin bir yapboz olduğunda
    Nos vamos pegando, poquito a poquito
    – Giriyoruz , yavaş yavaş
    Y es que esa belleza es un rompecabezas
    – Ve bu güzellik bir bulmaca
    Pero pa’ montarlo aquí tengo la pieza
    – Ama burada barış ve sessizliğe bağlanmak için bir parça var
    Oye!
    – Hey !

    Despacito
    – Yavaşça
    This is how we do it down in Puerto Rico
    – Bu Puerto Riconun aşağısına nasıl gideriz
    I just wanna hear you screaming, “Ay, Bendito!”
    – Sadece çığlık attığını duyuyorum ”Oh , mübarek!”
    I can move foreverm se quede contigo
    – Seninle sonsuza kadar kalabilirim
    Bailalo
    – Bailalo

  • Katy Perry – Part Of Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Katy Perry – Part Of Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Days like this I want to drive away.
    – Arabayı uzaklara sürmek istediğim günlerdeyim
    Pack my bags and watch you shout offence.
    – Eşyalarımı toplamak ve senin kırgın suratını izlemek
    Cus you chewed me up and spit me out, like I was poison in your mouth.
    – Çünkü sen beni sanki ağzındaki zehirmişim gibi çiğnedin ve tükürdün
    You took my light, you drink me down
    – Sen benim ışığımı aldın, beni içtin
    But that was then and this is now.
    – Ama bu o zaman oldu ve şimdi işler değişti
    Now look at me.
    – Şimdi bana bak

    This is the part of me that you’re never gonna ever take away from me, no
    – Bu asla benden alıp götüremeyeceğin parçam, hayır
    Throw your sticks and stones
    – Sopalarını ve taşlarını bana atabilirsin,
    Throw your bombs and your blows
    – Bombalar ve darbeler atabilirsin,
    But you’re not gonna break my soul.
    – Ama sen benim ruhumu kıramayacaksın
    This is the part of me that you’re never gonna ever take away from me, no.
    – Bu asla benden alıp götüremeyeceğin parçam, hayır

    I just wanna throw my phone away.
    – Sadece telefonumu uzağa fırlatmak istiyorum
    Find out who is really there for me.
    – Benim için gerçekten burada olanı öğrenmek için
    Cus you ripped me off, your love was cheap,
    – Çünkü sen beni kazıkladın, aşkın çok kalitesizdi
    It’s always tearing at the seams,
    – Her zaman dikiş yerlerinden yırtılma oldu
    I fell deep and you let me drown,
    – Ben dibe düştüm ve sen boğulmama izin verdin
    Baby that was then and this is now.
    – Bebeğim bu o zaman oldu ve şimdi işler değişti
    Now look at me.
    – Şimdi bana bak
    This is the part of me that you’re never gonna ever take away from me, no
    – Bu asla benden alıp götüremeyeceğin parçam, hayır
    Throw your sticks and stones
    – Sopalarını ve taşlarını bana atabilirsin,
    Throw your bombs and your blows
    – Bombalar ve darbeler atabilirsin,
    But you’re not gonna break my soul.
    – Ama sen benim ruhumu kıramayacaksın
    This is the part of me that you’re never gonna ever take away from me, no.
    – Bu asla benden alıp götüremeyeceğin parçam, hayır

    And look at me, I’m sparkling.
    – Ve bana bak, ben parlıyorum
    A firework, a dancing flame.
    – Bir havai fişek, bir dans ateşi gibi
    You won’t ever put me out again.
    – Beni hiçbir zaman tekrar hareketsiz bırakamayacaksın
    I’m glowing
    – Ben zaten parlıyorum
    So you can keep the diamond ring
    – Bu yüzden parıltılı elmas yüzüğü alabilirsin
    It don’t mean nothing anyway
    – Artık hiçbir anlam ifade etmiyor
    In fact you can keep everything, yeah yeah
    – Aslında her şeyi alabilirsin, evet evet
    Except for me
    – Tabii benim dışımda

    This is the part of me that you’re never gonna ever take away from me, no
    – Bu asla benden alıp götüremeyeceğin parçam, hayır
    Throw your sticks and stones
    – Sopalarını ve taşlarını bana atabilirsin,
    Throw your bombs and your blows
    – Bombalar ve darbeler atabilirsin,
    But you’re not gonna break my soul.
    – Ama sen benim ruhumu kıramayacaksın
    This is the part of me that you’re never gonna ever take away from me, no
    – Bu asla benden alıp götüremeyeceğin parçam, hayır
    Throw your sticks and stones
    – Sopalarını ve taşlarını bana atabilirsin,
    Throw your bombs and your blows
    – Bombalar ve darbeler atabilirsin,
    But you’re not gonna break my soul.
    – Ama sen benim ruhumu kıramayacaksın
    This is the part of me that you’re never gonna ever take away from me, no.
    – Bu asla benden alıp götüremeyeceğin parçam, hayır

  • Meduza, Becky Hill, Goodboys – Lose Control Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Meduza, Becky Hill, Goodboys – Lose Control Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Why do I feel like I’m drowning?
    – Neden boğuluyor gibi hissediyorum?v
    Like I’m running out of air? Ah-ah-ah
    – Havam bitiyormuş gibi?
    Why do I feel like I’m falling
    – Neden düşüyormuş gibi hissediyorum
    When I’m nowhere near the edge? Ah-ah-ah
    – Kenarda bir yerde olmamama rağmen?

    Just let me know
    – Bileyim
    Can you be the one to hold and not let me go?
    – Beni saran ve bırakmayan kişi olabilir misin?
    I need to know
    – Bilmem lazım
    Could you be the one to call when I lose control?
    – Kontrolümü kaybettiğimde arayacağım kişi olabilir misin?

    Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    – Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    I need your love, ah, I need your love, ah
    – Sevgine ihtiyacım var, sevgine ihtiyacım var
    Ah, ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    – Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    I need your love, ah, I need your love, ah
    – Sevgine ihtiyacım var, sevgine ihtiyacım var
    Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    – Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    I need your love, ah, I need your love, ah
    – Sevgine ihtiyacım var, sevgine ihtiyacım var
    Ah, ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    – Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    Could you be the one to call when I lose control?
    – Kontrolümü kaybettiğimde arayacağım kişi olabilir misin?

    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (I need your love, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde ( sevgine ihtiyacım var )
    When I lose control? (I need your love, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde ( sevgine ihtiyacım var )
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    Could you be the one to call when I lose control?
    – Kontrolümü kaybettiğimde arayacağım kişi olabilir misin?

    I know I can be destructive
    – Biliyorum, zararlı olabiliyorum
    And I can change the atmosphere, ah-ah-ah
    – Ve atmosferi değiştirebiliyorum
    All I ask from you is patience (Patience)
    – Senden istediğim, sabırlı olman
    Some patience (Patience), some patience (Patience)
    – Biraz sabırlı olman

    Just let me know
    – Bileyim
    Can you be the one to hold and not let me go?
    – Beni saran ve bırakmayan kişi olabilir misin?
    I need to know
    – Bilmem lazım
    Could you be the one to call when I lose control?
    – Kontrolümü kaybettiğimde arayacağım kişi olabilir misin?

    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (I need your love, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde ( sevgine ihtiyacım var )
    When I lose control? (I need your love, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde ( sevgine ihtiyacım var )
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    Could you be the one to call when I lose control?
    – Kontrolümü kaybettiğimde arayacağım kişi olabilir misin?

    Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    – Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    I need your love, ah, I need your love, ah (Oh)
    – Sevgine ihtiyacım var, sevgine ihtiyacım var
    Ah, ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    – Ah-ah-ah-ah, ah, ah-ah-ah
    I need your love, ah, I need your love, ah
    – Sevgine ihtiyacım var, sevgine ihtiyacım var

    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (I need your love, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde ( sevgine ihtiyacım var )
    When I lose control? (I need your love, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde ( sevgine ihtiyacım var )
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    When I lose control? (Ah-ah-ah-ah, ah)
    – Kontrolümü kaybettiğimde
    Could you be the one to call when I lose control?
    – Kontrolümü kaybettiğimde arayacağım kişi olabilir misin?

  • Kygo & Selena Gomez – It Ain’t Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Kygo & Selena Gomez – It Ain’t Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I had a dream
    – Bir rüya gördüm
    We were sipping whisky neat
    – Viskimizi sek yudumluyorduk
    Highest floor, the bowery
    – En üst kat, The Bowery
    And I was high enough
    – Kafam yeterince iyiydi
    ‘Somewhere along the lines
    – Bir noktadan sonra
    We stopped seeing eye to eye
    – Aynı fikirde olmayı bıraktık
    You were staying out all night
    – Sen tüm gece dışarıda geziyordun
    And I had enough
    – Ve yetti artık!

    No, I don’t wanna know where you been or where you’re going
    – Hayır, nerede olduğunu ya da nereye gittiğini bilmek istemiyorum
    But I know I won’t be home
    – Ama biliyorum ki ben evde olmayacağım
    And you’ll be on your own
    – Ve sen tek başına olacaksın

    Who’s gonna walk you through the dark side of the morning?
    – Sabahın karanlığında sana doğru kim yürüyecek?
    Who’s gonna rock you when the sun won’t let you sleep?
    – Güneş seni uykusuz bıraktığında seni kim eğlendirecek?
    Who’s waking up to drive you home when you’re drunk and all alone?
    – Sen sarhoş ve yalnızken seni kim eve götürmek için uyanacak?
    Who’s gonna walk you through the dark side of the morning?
    – Sabahın karanlığında sana doğru kim yürüyecek?
    It ain’t me
    – Ben değilim

    It ain’t me
    – Ben değilim
    It ain’t me
    – Ben değilim
    It ain’t me
    – Ben değilim

    I had a dream
    – Bir hayalim vardı
    We were back to seventeen
    – On yedimize geri dönmüştük
    Summer nights and the liberties
    – Yaz geceleri ve özgürlükler
    Never growing up
    – Büyümek yok asla
    I’ll take with me the polaroids and the memories
    – Polaroid fotoğraflarımı ve hatıralarımı benimle götüreceğim
    But you know I’m gonna leave behind the worst of us
    – Ama en kötüsünü geride bırakacağım biliyorsun

    Who’s gonna walk you through the dark side of the morning?
    – Sabahın karanlığında sana doğru kim yürüyecek?
    Who’s gonna rock you when the sun won’t let you sleep?
    – Güneş seni uykusuz bıraktığında seni kim eğlendirecek?
    Who’s waking up to drive you home when you’re drunk and all alone?
    – Sen sarhoş ve yalnızken seni kim eve götürmek için uyanacak?
    Who’s gonna walk you through the dark side of the morning?
    – Sabahın karanlığında sana doğru kim yürüyecek?
    It ain’t me
    – Ben değilim

    It ain’t me, no no
    – Ben değilim, hayır, hayır
    It ain’t me, no no
    – Ben değilim, hayır, hayır
    It ain’t me, no no
    – Ben değilim, hayır, hayır
    Who’s gonna walk you through the dark side of the morning?
    – Sabahın karanlığında sana doğru kim yürüyecek?
    It ain’t me
    – Ben değilim

    It ain’t me
    – Ben değilim
    It ain’t me
    – Ben değilim

  • Katy Perry – Cry About It Later Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    Katy Perry – Cry About It Later Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    I’ll cry about it later
    – Bu gece eğleneceğim
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m gettin’ some
    – Bu gece biraz alacağım
    Tonight I’m gettin’ something brand new
    – Bu gece yeni bir şeyler alacağım

    I know tomorrow I’ll be love hungover
    – Yarın geceden kalma olma seveceğimi biliyorum
    But I’m ready for a shameless summer
    – Ama utanmaz bir yaz için hazırım
    Champagne on ice only makes you stronger
    – Buzlu şambanya seni sadece daha da güçlü yapar

    Pourin’ it, pourin’ it, pourin’ it non-stop, ah
    – Doldur, dolur, durma doldur
    Drinkin’ it, drinkin’ it, drinkin’ it all up, ah
    – İç, iç, hepsini iç
    Body to body I almost forgot
    – Vücut vücuda, neredeyse unutuyordum
    You’re not him, you’re not her
    – Sen o değilsin, sen şu değilsin

    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m gettin’ some
    – Bu gece biraz alacağım
    Tonight I’m gettin’ something brand new
    – Bu gece yeni bir şeyler alacağım

    I think I’m ready to be someone’s new muse
    – Sanırım birinin yeni ilham perisi olmaya hazırım
    I think I’m ready for a brand new tattoo
    – Sanırım yepyeni bir dövme için hazırım
    I’m going to fake it ’til it makes me feel good
    – Gerçekten iyi hissettirene kadar öyleymişim gibi yapacağım

    Pourin’ it, pourin’ it, pourin’ it non-stop, ah (one more)
    – Doldur, dolur, durma doldur
    Drinkin’ it, drinkin’ it, drinkin’ it all up, ah
    – İç, iç, hepsini iç
    Body to body I almost forgot
    – Vücut vücuda, neredeyse unutuyordum
    You’re not him, you’re not her
    – Sen o değilsin, sen şu değilsin

    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m gettin’ some
    – Bu gece biraz alacağım
    Tonight I’m gettin’ some
    – Bu gece yeni bir şeyler alacağım

    I know tomorrow I’ll be love hungover
    – Biliyorum yarın akşamdan kalma olacağım

    And it’s half past three
    – Ve saat üç buçuk
    And I got angel wings
    – Ve benim melek kanatlarım var
    But a devil’s grin
    – Ama aynı zamanda şeytanın sırıtışım
    And only one can win
    – Ve sadece biri kazanabilir
    No, no, no, no
    – Hayır, hayır, hayır, hayır

    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    Tonight I’m havin’ fun
    – Bu gece eğleneceğim
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    I’ll cry about it later
    – Bunun için daha sonra ağlayacağım
    Tonight I’m gettin’ some
    – Bu gece biraz alacağım
    Tonight I’m gettin’ some
    – Bu gece yeni bir şeyler alacağım